İşte aileden biri gibi çalışan 10 yönetici!

Onların isimleri çalıştıkları şirketlerle özdeşleşti...

22.09.2014 22:47:460
Paylaş Tweet Paylaş
İşte aileden biri gibi çalışan 10 yönetici!
Hem dünyada hem Türkiye’de isimleri yönettikleri şirketle özdeşleşen başarılı pek çok yönetici mevcut. Bu yöneticilerin, çoğu zaman şirketin kurucularından ya da aileden biri olduğu bile düşünülüyor. Bunca yıl süren patron, yönetici ilişkisinin sıkı dostluklara dönüştüğü hikayeler ise oldukça fazla.

Aynı kurumda uzun yıllar başarıyla çalışmanın formülüne gelince... Bunu başaran Ömer Yüngül, Orhan İdil, Süha Güçsav, Hurşit Zorlu gibi yöneticilerin buna ortak tek bir yanıtı var: O da şirketi kendi şirketleri gibi sahiplenmiş olmaları...
Galeriyi görmek için tıklayın.

Şirketler için büyümenin ve gelişmenin en önemli unsurlarından biri aidiyet duygusu yüksek çalışanlar. Bu, her kademedeki çalışan için geçerli. Hem Türkiye’nin f hem dünyanın en büyük 500 şirketinin CEO’larının da çoğunun uzun yıllar aynı şirkette en alt pozisyondan bulundukları noktalara ulaştıkları görünüyor. Şirketlerine gönülden bağlı bu yöneticiler, şirket için hem geçmişi hem bugünü hem de geleceği temsil ediyor.

Data Expert Kurucu Ortağı Hasan Altunkaya, Türkiye’de tepe koltuklardaki isimlerin çok sık değişmediğini söylüyor. Bunu yöneticiyle kurum arasında kurulan, karşılıklı güven ve “kazan kazan" ilişkisine bağlayan Altunkaya, “Ne yönetici uzun yıllar kurumuna verdiği emekten vazgeçiyor ne de kurum ‘gelen gideni aratır’ mantığından vazgeçiyor. Dolayısıyla üst düzey yöneticiler, uzun yıllar aynı kurumla evli kalıyor” diyor.

Bu evlilikte yönetici, kurumun yıllar içindeki gelişimine birebir tanıklık ediyor. Önemli aşamalarında rol alıyor, şirket sahipleriyle özel ilişki kuruyor. Altunkaya, bu yöneticilerin çalıştıkları şirketi kendilerininmiş gibi sahiplendiklerine dikkat çekiyor ve “Kendi şirketini kârlılığa geçirmek, krizleri yönetmek, büyütmek veya globalize etmek için uğraş veriyor. Bu da şirketin gelişim eğrisinde artış sağlıyor” diyor.~

GÜÇSAV'IN 20 YIL BAŞARISI
Akfen Holding CEO’su Süha Güçsav, bu yıl Akfen’de 20’nci yılını dolduruyor. Meslek hayatının neredeyse tamamında Akfen Holding’in patronu Hamdi Akın’ın etkisi olduğunu söylüyor. Kendisini aileden biri gibi hisseden, iş dünyasına da bu enerjiyi veren Güçsav’ın yolu, Akın’la 1989 yılında sigorta broker’ı olarak iş hayatına başladığında kesişmiş.

Güçsav, Alexander&Alexander sigorta brokerlik şirketinin Ankara ofisini kurup yönetmekle görevlendirilmiş. Bu sırada Hamdi Akın’ın şirketini portföye kazandıran Güçsav, “Onun sayesinde Ankara’daki birçok şirketi de portföye eklemeye başladım” diye o günleri hatırlıyor.

1994 yılında dünyanın en büyük sigorta brokerlik şirketi Marsh&McLennan’dan transfer teklifi alan Güçsav, bu tekliften Hamdi Akın’a bahsetmiş. O da Güçsav’a “Şimdiye kadar hep ot oburluk yapmışsın, bundan sonar et oburluk yapmak istemez misin? Marsh’a geçme, gel seninle ortak bir brokerlik şirketi kuralım” teklifinde bulunmuş.

Bu teklifi hiç tereddüt etmeden kabul ettiğini ifade eden Güçsav, “Böylece Hamdi Bey’le yolculuğuma başladım” diyor. Güçsav, şirketin kurucusu Hamdi Bey’le ve diğer aile bireyleriyle olan ilişkisini ise şöyle anlatıyor:

“Hamdi Bey kendisiyle hep aynı fikirde olan insanlarla mutlu olmaz. Farklı bakış açılarına ve fikirlere ihtiyaç duyar. Hem Hamdi Bey hem ikinci kuşak yöneticilerle çalışmalarımız saygı ve sevgi çerçevesinde. Yeni nesil öğrenmeye çok açık ve çalışkan. Tecrübelerimi ve bilgilerimi onlarla paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Akfen Holding’de demokratik bir yapı var. Hamdi Bey bile tek başına holdingin yönünü değiştirebilecek yetkiye sahip değil. O bir hedef tayin eder ve o hedefe ateş eder. Bense kimi zaman hedefi vurması için karşısında o hedefi taşıyan taraf oluyorum. Özel hayatımıza da saygısı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Bu yüzden uyumlu ve rahat çalışmamız yıllar boyunca devam edebildi. Hamdi Akın ile çalışmak büyük şans.”~

"HEM OKUL HEM YUVAM OLDU"
Hurşit Zorlu, Anadolu Grubu’nda 30 yılını doldurdu. İcra başkan yardımcısı olarak grubun profesyonel en tepe yöneticisi olan Zorlu, patronu Tuncay Özilhan’a rapor veriyor. Mali işler, hukuk, insan kaynakları, risk yönetimi, denetim ve kurumsal iletişim faaliyetlerinden sorumlu olan Zorlu, “Grupta bira pazarlama uzmanı olarak başladığım kariyerimde profesyonel bir yönetici olarak gelinebilecek en üst noktaya geldim.

30 yılı doldurduğum Anadolu Grubu benim için sadece iş hayatında değil, kişisel yaşantımda da yol gösteren, yön veren, bana sahip olduğum birçok değeri kazandıran hem bir okul hem bir yuva oldu” diyor.

Peki Zorlu’nun kariyerine ne yön verdi? Nasıl Türkiye’nin en büyük gruplarından birinde aileden biri sayılacak kadar benimsendi? Zorlu, “Hayatımda her zaman iki şeye öncelik verdim. Birincisi, kendime çizdiğim yolda tutarlı olmaktı. İkincisiyse sorumluluk ve inisiyatif almaktan kaçınmamak ve bu uğurda verdiğim kararların her zaman arkasında durmaktı” diyor.

Kariyerinde şansın da önemli bir faktör olduğunu düşünen Zorlu, “Doğru zamanda doğru yerde olmak çok önemli. Vizyoner bir yöneticiye bağlı çalışmak ise ayrı bir şans. Yönlendiren, inisiyatif kullandıran yöneticilerimden İlker Keremoğlu, Muhtar Kent ve Tuncay Özilhan hayatımda çok önemli bir yere sahip” diye açıklıyor.

Zorlu, kariyerinin dönüm noktalarını ise şöyle anlatıyor: “2000 yılı kariyerim açısından dönüm noktası oldu. O dönemler Efes İçecek Grubu CEO’su olan Muhtar Kent’e iş geliştirme direktörü olarak rapor ederken 2000 yılı sonunda Muhtar Bey’in önerisi ile Efes İçecek Grubu Anadolu Efes CFO’su oldum. 2008 yılına kadar Anadolu Efes CFO’su olarak görev yaptım. 2008 yılında ise holdinge geçerek Tuncay Özilhan’a direkt rapor vermeye başladım.”~

"PATRONUM AĞABEYİM GİBİDİR"
Reha Arar, iş dünyasında adı hafızalara o kadar kazılı bir isimdir ki pek çok kimse onun Merit International Hotels&Resort’ün profesyonel yöneticisi olduğunu bilmez, patron zanneder. 16 yıldır şirketin yönetim kurulu başkanı olan Arar, 26 yıldır ise Net Holding bünyesinde çalışıyor. Genel koordinatör yardımcısı olarak göreve başlayan Arar, kısa sürede yönetim kuruluna girmeyi başardı.

Şu an 68 yaşında olan Arar, profesyonel hayatını zirvedeyken noktalamak niyetinde. Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibuk ile olan ilişkisini ise şöyle anlatıyor: “Kendisi benim düşünceleri, fikirleri ve vizyonu bakımından sıra dışı gördüğüm bir insan.

İdarecilik anlamında kendisiyle her zaman anlaştığımızı söyleyemem. Belirli politikalar yönünden zaman zaman ayrıldığımız noktalar da olmuştur. Ama, her ne kadar benden sadece 3 ay büyük olsa da ben onu her zaman bir ağabey gibi görmüşümdür. Hiçbir zaman birbirimize kırılmadan, darılmadan bu süreci başarıyla götürdük."

Arar, uzun yıllar tek bir yapıda yer almanın ve zirveye yükselmenin nasıl mümkün olduğunu ise şöyle özetliyor: “Önüme bu süre zarfında pek çok teklif geldi. Ama hiçbiriyle görüşmeyi dahi kabul etmedim. Hatta bir tanesi devletin üst kademelerinden birine girmem yolunda idi. Bu konuda bir kararname taslağı da mevcuttu. Fakat hiç düşünmeden ‘Hayır’ deyip şirketimde kaldım. Net Holding’de tüm arkadaşlarımın da aynı ruh hali içinde olduğunu zaten görüyorum."

"AMATÖR GİBİ ÇALIŞIYORUM"
Ne Etsun ne de şirketin genel müdürü Adalet İnanç, çok göz önünde değil. Ancak İnanç, şirketin Türkiye’deki tek temsilcisi gibi görülüyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Ahmet Gozal. Adalet İnanç ise 20 yıldır Etsun’da. Şirkete finansman müdürü olarak giren İnanç, sırasıyla genel müdür yardımcısı ve genel müdür olarak görev almış. Son 8 yıldır da şirketin genel müdürü olarak görev yapıyor.~

İnanç, bu kadar uzun süredir aynı grupta kariyerini nasıl sürdürdüğünü ve nasıl aileden biri gibi algılandığını şöyle açıklıyor: “Grubun kurucularını iyi tanımaya çalıştım. Şirketin etik kural ve kaidelerini dikkate alarak şirketi yönetmek, sabır ve özveriyle mümkün olabiliyor."

İnanç, şirketin kurucuları ve aile ile olan bağlarını amatör bir zihniyetle yürüttüğünü söylüyor. “Profesyonel olduğumu unutmadan, saygı ve sevgi çerçevesinde yürütülen bir bağımız var" diyen İnanç, grubun kurucularını ve aileden gelen yöneticileri zaman içinde çok daha iyi tanıdığını söylüyor.

İnanç, aynı şirkette aileden biri gibi uzun yıllar kariyer yapabilmenin formülünü ise şöyle açıklıyor: “Uzun vadeli kariyerin formülü çok çalışmak, piyasayı iyi takip etmek, yenilikleri ve değişiklikleri açık bir ifadeyle talep etmekten oluşuyor. Şirket menfaatleri doğrultusunda doğru bildiğinizde ısrarcı olun. Hedefe yönelik ve maliyetler konusunda titiz davranın."

"SAHİPLENMEK ESASTIR"
Vedat Aydın, 17 yıldır Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı olarak görev yapıyor. Grubun tüm tekstil yatırımlarına yön veren Aydın da “aileden biri" gibi görülen üst düzey yöneticilerden biri. Tekstilin önemli profesyonellerinden biri olan Aydın, patronu Ahmet Zorlu ile olan ilişkisini şöyle anlatıyor: “Sektörde uzun yıllar çalışmış olduğum için uygun iş yeri, uygun patron seçebildiğimi düşünüyorum. İlişkimiz karşılıklı sevgi ve saygıya dayanıyor. Hiçbir zaman çok samimi olmadık.

Patron her zaman patrondur. Ama en ufak detayda bile birbirimizin ne istediği, ne hissettiği konusunda aşırı duyarlıyız. İşte bu, beraberliğimizin devamını sağlıyor." Aydın, aynı şirkette uzun yıllar görev yapıp başarılı olmanın en önemli sırrının şirketi kendi-ninmiş gibi sahiplenmek olduğunu söylüyor. ~

“Elbette bir gün emekli olacağız ama bu şirkete hizmetimiz, yarattığımız katma değer devam ettiği sürece de beraberliğimiz devam edecek" diye devam ediyor. Aydın, işletme körlüğü yaşanmaması durumunda aynı şirkette kariyerin avantajlı olduğunu da düşünüyor.

"KENDİMİ HEP AİLEDEN GÖRDÜM"
Kastamonu Entegre Genel Müdürü Haluk Yıldız, 22 yıldır Kastamonu Entegre’de görev yapıyor. Yıldız, bu kadar uzun zamandır aynı şirkette yer almasını aileyle karşılıklı saygı ve güvene bağlıyor. “En önemlisi aynı hedeflere koşmak ve aldığımız başarılı sonuçlar" diyor.

Hayat Holding’in aileden biri gibi görülen yöneticilerinden olan Yıldız, kurucu aileyle olan ilişkilerini şöyle anlatıyor: “Şirketimiz ve şirket kurucularıyla ilişkilerimiz, karşılıklı saygı ve güven içinde devam ediyor. Artık ben de kendimi aileden biri olarak görüyorum." Yıldız, uzun yıllar aynı şirkette tek kariyer yapmanın büyük avantaj olduğunu düşünüyor. “Karşılıklı güven, sevgi, aynı şekilde düşünebilmek, birbirinizi tanımak yıllar alabilir. Biz bu süreçleri tekrar tekrar yaşamıyoruz" diye devam ediyor.

PROF. DR. ORHAN İDİL / HAYAT KİMYA GENEL KOORDİNATORU
"YAHYA KİGILIYLA SIRA ARKADAŞIYDIK"
12 YAŞINDAN BERİ SINIF ARKADAŞIYIZ

1992-1994 arasında danışman olarak Hayat Kimya'da çalıştıktan sonra 1994 yılında yönetim kurulu üyesi ve genel koordinatör olarak çalışmaya başladım. Yani iki yılı yarı zamanlı olmak üzere 22 yıldır Hayat Kimya'da çalışıyorum. Şirketin sahibi Yahya Kiğılı, Alman Lisesi'nden sınıf hatta sıra arkadaşımdı. Yani daha 12 yaşlarından beri yakın arkadaştık.~

HUZURLU BİR İLİŞKİMİZ VAR
Ancak benim uzun süredir aynı kuruluşta yer almamın bu eski arkadaşlıkla fazla bir ilgisi yok. Ben Hayat Kimya'ya eşimin ailesinin sahibi olduğu bir işten ayrılarak geldim. Yani önemli olan aile veya dostluk bağlarından fazla işin özellikleriydi. Bana göre Hayat Kimya'da uzun süredir bulunmamın ana nedeni, belli yönlerden birbirimize maddi ve manevi katkılar sağlamamız ve huzurumuz.

AİLENİN PARÇASI GİBİ HİSSETTİRDİLER
Diğer taraftan iş yeri sahibi ve ailesiyle olan uzun süreli dostluk ve iyi ilişkiler kararlarıma yansıdı. İş değiştirme kararım sırasında asla unutamayacağım psikolojik destek aldım. 20 yıllık çalışma hayatımda bana bir çalışanın yanı sıra ailenin bir parçası olduğum hissi verildi. Bu nedenle başka hiçbir alternatif düşünmedim. Sanırım kendileri de benden memnun olduğu için ilişkimiz devam ediyor.

SEZGİLER GÜÇLENİYOR
Uzun yıllar tek bir yapıda kaldığınızda doğru kararları sadece mantığınızla veya bilginizle değil, sezgilerinizle de alabilecek hale geliyorsunuz. Ancak tek yapıda kalma durumunda başkalarının farklı uygulamalarını yaşayarak olmasa da okuyarak takip etmek gerekir.

ÖMER YÜNGÜL / ZORLU HOLDİNG CEO'SU
"AİLEDEN HEP DESTEK ALDIM"
GRUBUN İLK CEO’SU

Zorlu Grubu'na 1997 yılında Vestel Beyaz Eşya Genel Müdürü olarak katıldım. 2000 yılından 2012 yılının sonuna kadar Vestel Grubu icra kurulu başkanlığı görevini sürdürdüm. Vestel çatısı altında geçirdiğim 15 yılın ardından, 2012 yılında aldığımız organizasyonel yapılanma kararı sonrası, Zorlu Holding'in ilk CEO'su oldum.

HEDEF ODAKLIYIM
Vestel'de görev yapmaya başladığım ilk günden bu yana, Zorlu Holding'in uzun vadeli planlarının hemen hepsinde yer aldım. Karar vermeden önce uzun süre planlamalar yaparım. Zorlu Holding ailesinin bir parçası olarak tüm enerjimle hedeflere ulaşmak üzere çalışıyorum.~

VİZYON, İLETİŞİM, GÜVEN
Aynı şirkette uzun yıllar keyifle çalışabilmek için öncelikle ortak bir vizyon ve iş yapma isteği, ikinci olarak bu yolda sürekli ve açık bir iletişim, üçüncü olarak da karşılıklı bir güven ilişkisi gerekiyor. Uzun yıllardır Zorlu Holding’de görev almamın en büyük sebepleri arasında başta Zorlu Ailesi’nden aldığım destek ve güven duygusu olmak üzere bu faktörleri sayabilirim.

İÇ DİNAMİKLERE HAKİMİM
Uzun yıllar aynı şirkette çalışmanın en büyük avantajı, şirketin iç dinamiklerini çok iyi biliyor olmak. Bir işe başlamadan önce işin nereye gideceğini, hangi zorluklarla karşılaşılabileceğini rahatlıkla öngörebiliyorum.

HAYRETTİN ÇAYCI / SARKUYSAN GENEL MÜDÜRÜ VE YKB
"AYNI ŞİRKETTE KARİYER ÇOK DOĞRU"
40 YIL GEÇTİ

Sarkuysan'daki kıdemim 40 yılı geçti. Mayıs 201 l'den itibaren genel müdürlük görevimin yanında yönetim kurulu başkanlığını yürütüyorum. Bir metalürji yüksek mühendisi olarak, Sarkuysan’ın faaliyet alanının da metalurji iş kolunda olması aramızda sağlam bir bağ oluşmasında önemli bir faktör oldu.

YÜKSEK AİDİYET DUYGUM
Bunun yanında şirketin esnaf olan ilk kurucularının bilgiye, uzmanlığa vermiş olduğu değer çok önemliydi. Bana gösterdikleri sıcak, sevgi ve saygı dolu alaka ve inanç şirketle bütünleşmemi hızlandırdı. Kurucular başarılı olma azmimi hep canlı tuttu. Çalışma yaşamımda şirket menfaatleri daima birinci önceliğim oldu. Böylelikle oluşan yüksek aidiyet duygumla hiç heyecanımı kaybetmeden, 40 yıldır aynı şevkle çalışıyorum.~

AİLE İKLİMİ
Uzun yıllar tek bir yapıda yer almak o yapıya ve o yapının yer aldığı sektöre, pazara ve ilişkilere bütün detayları ile hakim olmanızı sağlıyor. Ayrıca çalışanlarımızla, ortaklarımızla, müşteri ve tedarikçilerimizle olan ilişkilerimiz büyük bir aile iklimi içinde ve verimli bir düzeyde gerçekleşiyor.

AYNI ŞİRKETTE KARİYER OLUMLU
Aynı şirkette kariyer yapmayı çok olumlu görüyorum. Bu, gayretin, dürüstlüğün, çalışkanlığın ve sabrın karşılığını almanın mutluluğunu yaşadığınız bir olgu. Kendinize olan güveninizi artırır. Günümüzde genç arkadaşlarımızda bu sabrı görmek maalesef mümkün olmuyor. Sağlam kariyer hedefleri oluşturmak ve bu hedef doğrultusunda yürümek yerine kısa vadeli bakış açısıyla geleceklerini şekillendirme yoluna gittiklerini gözlemliyor ve üzülüyorum.,

EROL MİZRAHİ / POLİSAN HOLDİNG CEO’SU
"38 YILDIR AİLEDEN BİRİ GİBİYİM"
HER İŞİ YAPTIM

Kurumda işe başlangıç tarihim 2 Ocak 1976. İşe başladığım dönemde Necmettin Bitlis Bey’le ilk karşılaşmamda bana şunu söyledi: “Burası bir aile şirketi, burada herkes her işi yapar.” Kurumsallaşmanın henüz oluşmadığı o dönemin gereği olan bu “herkesin her işi yapma” anlayışı, benim gelişimim açısından müthiş bir fırsat oldu. Boşluk gördüğüm her noktada bir şekilde çalışıp onu doldurmaya çalıştım. Bu sayede pek çok konuda deneyim kazandım.

İCRADA SOYADI BİTLİS OLAN YOK
Aile ile en başta sağlam, köklü ve yüksek seviyede güvene dayalı bir ilişkimiz var. Aileden biri gibi çalıştım ve aile tarafından da daima öyle hissettirildim. Kurucu başta olmak üzere şirket hissedarlarının vizyon, öngörü ve cesaretinin kurumların sağlıklı ve sürdürülebilir büyümeleri için çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Bitlis Ailesi, 1.300 kişinin istihdam edildiği bu kurumun geleceğiyle ilgili doğru zamanlarda doğru kararlar aldı. En önemli karar da aile anayasasıyla oluşturulmuş olan icranın profesyonellere bırakılma kararıdır. Soyadı Bitlis olan hiçbir aile üyesi icrada yer almıyor.

SEBAT EDEN DAHA KAZANÇLI
Aynı kurumda uzun yıllar başarıyla çalışmanın formülüne gelince... Şirketi, kendi şirketin gibi sahiplenmek, dürüst olmak, açık olmak, sağduyulu olmak, güven duymak ve güven sağlamak, sürekli kişisel gelişimini önemsemek, motivasyonunu yitirmemek.~

Kısa vadeli ücret paketi kazanımlarının peşinden koşmak her zaman sürekliliği olan bir avantaj sağlamaz. 40 yıllık iş hayatım boyunca; aynı kurumda sebat eden potansiyeli yüksek profillerin, çekirge misali sürekli iş değişikliği yapan diğer yüksek potansiyelli profillere göre orta vadede çok daha iyi pozisyon, unvan ve ücret paketlerine sahip olduğunu çokça gördüm.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz