Başarılı olmak için atlet gibi çalışmalı

Groppel ile günümüz liderliğinin önündeki sorunları ve bunu aşabilmenin yollarını konuştuk...

28.07.2016 13:48:240
Paylaş Tweet Paylaş
Başarılı olmak için atlet gibi çalışmalı
Hepimiz adeta olimpik atletler gibi devamlı yüksek performans göstermenin peşindeyiz. Peki tüm gün ve tüm hayat boyunca en yüksek performansı sergilemeyi nasıl başarabiliriz?” Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, bu sorusunun yanıtını üst düzey yönetici takımıyla “H birlikte Johnson&Johnson Enstitüsü’nde katıldığı “Corporate Athlete” (Kurumsal Atlet) programında bulmuş. “Corporate Athlete” programı, aynı adlı kitabın yazarı da olan Dr. Jack Groppel tarafından hayata geçirilmiş. Program, sporcuların ve iş liderlerinin yaşam koşullarının benzerliği üzerine kurulu. Her iki gruptan da sürekli yüksek performans bekleniyor. Ancak, sporcular sürekli antrenman yapıp gerektiğinde vücutlarını dinlendirirken liderler akıllı telefonların da hayatımıza girmesiyle 7/24 dinlenmeksizin çalışıyor. Çoğu bazen tükendiğini bile fark etmediği için her yarışta altın madalyayı almaları imkânsız hale geliyor. Groppel, “İş dünyası, spor dünyasının 50 yıl önce olduğu yerde. 50 yıl önce spora kendinizi toparlamak için ara verdiğinizde size zayıf derlerdi. Bu nedenle de sporcular çok sakatlanırdı ve kariyerleri kısa sürerdi. Bugün ise aynı durum iş dünyasında var; işe mola vermek bir zayıflık olarak algılanıyor” diyor. Groppel’e göre bugün liderlerin en büyük sorunlarının başında sırasıyla yorgunluk, kendilerine özel zamanlarının olmaması geliyor. Groppel ile günümüz liderliğinin önündeki sorunları ve bunu aşabilmenin yollarını konuştuk:
* Johnson&Johnson Enstitüsü’ndeki “Corporate Athlete” adlı kurumsal profesyoneller için eğitim programının kurucularındansınız. Bu eğitimi oluştururken kimi hedeflediniz?
 Bu eğitim Jim Lair ve benim enerji yönetimini, üst düzey sporculara uygularken öğrendiklerimizden ortaya çıktı. İnandığımız şey, hepimizin içinde bir sporcu olduğu. Fiziksel bir sporcu olarak değil ama, zihinsel bir sporcu olarak... Bir işadamının da eğer işinde başarılı olmak istiyorsa, kurumsal bir atlet gibi antrenman yapması gerektiği fikrini yarattık. Yaptığımız, enerji yönetimini spora uygularken öğrendiklerimizi iş dünyasına uyarlamaktı.~* Bu programa katılanların ortak özellikleri, ihtiyaçları neler ve programınıza hangi sektörlerden profesyoneller daha çok katılıyor?
 Katılımcılar finansal olarak çok başarılı olabilirler, ama hastalar ve kendilerine bakmıyorlar. İşlerinde başarılılar belki ama aileleriyle bağlantıları yok. Liderlikle sıkıntıları olabilir, başka bir deyişle takımları onların liderliğine iyi bakmıyor olabilir. İşinde lider olarak zorlanan biri olabilir, sağlığıyla, ailesiyle, sorun yaşıyor olabilir. Yıllar içinde kursumuza her sektörden birçok değişik profilde katılımcı geldi. Petrol endüstrisinden, perakendeden, finanstan, ilaçtan, sigortacılıktan…
* Kursiyerlerin kursa gelmeden önceki temel ihtiyaçları neler oluyor ve sonrasında ne gibi sonuçlar alıyorlar?
 Öncelikle daha iyi lider olmak için geliyorlar. Çalışanlarının çok yorgun olduğunu, zorlandığını biliyorlar ve daha iyi lider olmak istiyorlar. İlk olarak kendileri üzerinde çalışmaları gerektiğini fark ediyorlar. Bu, her şeyin kendileriyle başladığını anladıkları büyük an. Eğer çalışanlarına daha iyi bir lider olmak istiyorlarsa onlara rol model olmaları gerekiyor. Bu programın diğer liderlik programlarından farkı aileyi de denkleme dâhil ederek kişisel yaşamın iş yaşamına, iş yaşamının da kişisel yaşama olan etkilerini dikkate alması. Temel olarak varsaymamız gereken şey, bugün yaşadığımız dünyanın 20 yıl önce yaşadığımızdan çok farklı olduğu. Liderler olarak çalışanlarımızın aileleriyle ilişkilerine dikkat etmeliyiz. Sonuçta uzun saatler çalışıyorlar ve kendilerine nasıl baktıkları önemli. 20 yıl önce umursamak zorunda olmadığımız tüm konuları artık umursamak zorundayız.
* Programın hangi bölümü liderler için önemli?
 2,5 günlük programda 4 boyuta yoğunlaşıyoruz: Bedensel, zihinsel, duygusal ve spiritüel. Piramidin tepesinden aşağı doğru liderlik yapmalısınız, ancak aşağıdan yukarıya doğru eğitilmelisiniz.
* Liderler en çok hangi bölümde zorlanıyor?
 En çok, fiziksel alanda zorlanıyorlar. Çünkü entelektüel olarak ne yapmaları gerektiğinin farkındalar ama gereken davranışları sergilemiyorlar. Bu, büyük bir problem. Fiziksel boyutu bir amaç dâhilinde değiştiriyoruz, bu şekilde yukarıdan aşağıya liderlik yapıyorsunuz. Değiştirilmesi en zor olan fiziksel boyut ve bu boyutu değiştirmenin yolu onun neden önemli olduğunu anlamak. Birisine sadece fiziksel boyutun önemini entelektüel bir biçimde anlatmak yeterli değil. Herkes ne yapması gerektiğinin farkında ama doğru olanı yapmıyor. Bunu başarma yolu fiziksel boyutu bir amaçla birleştirmek.~* Günümüz liderlerinin geçmişteki liderlerden farkları neler? 
 Yakın geçmişe bakarsak liderlikte çok büyük bir değişim oldu ve bu da 1990’ların ortasında gerçekleşti. Olan ise internetin patlaması ve hayatı değiştirmesiydi. Örneğin 1995 öncesinde bir lider işten çıktıktan sonra onu bulmak çok zordu. Size ulaşamama ihtimaline karşı hep bir acil durum planı vardı. Bugün e-posta ve cep telefonlarımız üzerinden 24 saat/365 gün beraber çalıştığımız kişilerce ulaşılabilir durumdayız. 20 yıl önce böyle değildi. Bu, bence liderlerin şu anda karşılaştığı en büyük sorun. Her zaman erişilebilir olduğumuz için sınırlar konusunda ve bizim için neyin gerçekten önemli olduğunu anlamakta sıkıntı yaşıyoruz.
* Günümüzde liderler üzerinde nasıl baskılar var?
 Performans arenasındalar, çünkü nasıl düşündükleri, problemleri nasıl çözdükleri, nasıl inovasyon yapıp yeni fikirler ürettikleri hep performansla alakalı. Bu, tarihsel olarak düşündüğümüz performans değil. Eskiden bir futbol maçı kazanıldığında performansın ne olduğu açıktı; kazandınız veya kaybettiniz. Sporda enteresan bir şey var, siz çok iyi oynayabilirsiniz ama takımınız yine de kaybedebilir. İş dünyasında da durum buna çok benzer. Liderler yorgunluk gibi sorunlarla boğuşuyor. Yorgunluk, günümüzün en büyük problemlerinden biri. Ayrıca hayatlarındaki sınırlarla ve insanlara liderlik yapmakla boğuşuyorlar. Size şu anda soracağım soruyu, bence dünyadaki her lider kendi kendine sormalı: “Her yıl kârlılığınızı artırmak için daha fazla çalışmanız gerekiyor. Daha çok çalışmanıza yönelik talebi karşılamak için kapasitenizi artırmanız lazım. Peki bunun için ne yapıyorsunuz? Zihnen ve duygusal olarak sizin için önemli olan ne?” Her yıl daha çok çalışmamız gerekiyor ama kapasitemizi artırmak için maalesef hiçbir şey yapmıyoruz.
* Bazı spor antrenmanlarının iş dünyasına uyarlanabileceğini söylüyorsunuz. Bunlar hangileri?
 En önemli konulardan biri, kendini toparlamak ve bunun için araçlar yaratmak. İşadamlarının yaptığı şey, sabah kalkmak ve çalışmak, çalışmak, çalışmak… Çünkü, bunu yapabiliyorlar. Cep bilgisayarları yüzünden iş dünyasının liderleri eğer devamlı çalışmıyorlarsa kendilerini suçlu hissediyor. Uzun saatler çalışıyorlar sonra da ailelerinin yanında olamadıkları için suçlu hissediyorlar. En önemli ders, sınırlar oluşturarak sizin için çok önemli olan zamanı korumak. Bu zamanı spor yaparak, sevdiğiniz biriyle görüşerek, çocuklarınızla zaman geçirerek, gönüllü olarak ve başkalarına yardım ederek geçirebilirsiniz. Sınırlarla kendinizi yenileyebileceğiniz bir zaman yaratmak önemli... Bu, muhtemelen işadamları için spordan alabilecekleri en büyük ders.
* Liderler kişisel ve iş hayatlarındaki dengeyi nasıl oturtabilir?
 İlk olarak “Amacım ne” sorusuyla başlamalısınız. Sizin için gerçekten ne önemli? Bu, hayatınızın rotasını belirler. Örneğin birisi benim için en önemli şey ailem, eşim, çocuklarım diyorsa yaptığı işe bunu onlar için yapıyorum diye bakar, onları hayatımın içinde en özel yerde tuttuğum sürece her zorluğun üstesinden gelebilirim diye hisseder. “Bir amacım olduğu sürece hiçbir zorluk baş edilmez değildir” der. Bahsettiğim bu amacı belirleme süreci, aynı kişinin sınırlarını oluşturmasına da yardım eder. “Eve ilk geldiğimde cep telefonumu arabada bırakmalıyım, çünkü eğer bırakmazsam cep telefonuma çok vakit ayırıyorum. Dolayısıyla kendime ve çocuklarıma vakit ayırmıyorum. Telefonu ilk 30 dakika arabada bırakayım” gibi. İşte bu amaç hissi hem iş hem de özel hayatımızda maksimum potansiyelle çalışmamızı sağlayan kararlar vermemizi sağlar.
* Günümüzün başarılı liderlerini nasıl tanımlarsınız? Başarı kavramı değişti mi?
 Bence değişmedi, bence olan şu, kaybolduk. Eğer 30 yıl önceki iş dünyasına bakarsanız o zamanlar işten çıktığınızda işiniz biterdi, size ulaşamazlardı. 200 yıl önce elektrik ve telefon yokken gününüz ne zaman sona ererdi, güneş battığında. Aileler bir arada olurdu, mum ışığında okur, erkenden uyur, erkenden de kalkardık. Doğal bir dinlenme ve kendini tekrar toparlama vardı. Bugünün dünyasında bence yolumuzu kaybettik, çünkü sınırlarımız kalmadı, amaçlı değiliz. İnsanlar “Evet, bu benim için önemli” diyor ama sadece entelektüel olarak. Davranışsal olarak ise cep telefonumuza, işimize bağlıyız. Bu nedenle o kadar yorgunuz ki yolumuzu kaybettik. Hayatımızı yöneten bir amaç sahibi olmaya geri dönmeliyiz. Aslında bizim için önemli olan şeylere bağlı kalmalı ve bir noktada çalışmayı kesmeliydik. Bugün bu kurallar kayboldu, isterseniz hayatınızın sonuna kadar her günün her dakikası çalışmaya devam edebilirsiniz. Başarılı lider, bir amaç dâhilinde hareket edendir. Bu kişiler çalışanlarının da bir amaç için çalışmasını ister ve bu amaçla sınırlar yaratır. Fiziksel olarak daha aktif olmayı, hayatlarında neyin önemli olduğunu anlamayı, enerjilerini geri elde etmeyi ve hem kendileri hem de şirketleri için doğru seçimler yapmayı öğrenirler.
* Peki, başarısız liderler?
 Onlar her ne pahasına olursa olsun kazanan bir sporcu gibiler. Dibine kadar çalışacağız, yorgunlukla savaşacağız, sağlığınız önemli ama sizden sonra, aileniz de önemli ama sizden sonra… Başarılı bir lider olarak önce kendinizin sonra da çalışanlarınızın ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmalısınız.~İNSAN ENERJİSİ PİRAMİDİNİN 4 KRİTİK BOYUTU
VÜCUDA DİKKAT

Programın kalbindeki “İnsan Enerjisi Piramidi” liderlerin tüm kapasitesini ortaya çıkarıyor. Dört boyutu var: İlki, piramidin temeli vücudunuzdur. Başka bir deyişle düzgün beslenmek, fiziksel olarak aktif olmak, yeterince uyumak, bunlar hep beyninize tekrar enerji verecek ve onu dinlendirecek şeyler. Bu, aslında sağlıklı olmanızla alakalı değil, enerjinizi yönetmekle alakalı.
POZİTİF OL
Bir sonraki boyut, duygusal olan. Dünya bize sabırsız, defansif olmanın kaçınılmaz olduğu mesajını veriyor ama aslında bir insan için ideal olan bu değil. İdeal olan, problemleri pozitif bir davranışla çözmek. Ayrıca dayanıklı olmayı öğrenmek de çok önemli. Liderler olarak karşılaşacağımız sorunlar yok olmayacak. Bu, daha az çalışmakla da alakalı değil problemlerimizin kendi kendine yok olmayacağını kabul etmekle alakalı.
ODAKLAN
Çoğu kişi onlara nasıl daha az çalışılacağını öğreteceğimizi sanıyor ama bu doğru değil. Size öğretmek isteğimiz şey, sorunlarla başa çıkabilmek. Kapasitenizi artırarak çıkabileceğiniz en yüksek kapasiteye ulaşmanızı sağlamak.
ZİHİNSEL
Sonraki boyut da zihinsel. Bu boyut size karmakarışık bir dünyada nasıl odaklanabileceğinizi öğretiyor. Bize aynı anda birçok iş yapmanın doğru olduğu söylendi ama beyinlerimiz pek o şekilde çalışmıyor. Enerjinizi yönetmeyi öğrendiğinizde yaptığınız şeye tamamen odaklanabilirsiniz. Zihinsel boyut size bunu öğretir. Son boyut da spiritüel olan. Bu boyutta insanlara onlar için gerçekten neyin önemli olduğunu soruyoruz. Bazıları için bu aileleridir, başkaları için arkadaşlarıdır, hobileridir. Ama size yön veren şey, her zaman sizden daha önemli bir şeydir. Piramidin dört boyutu bunlar.

LİDERLERİ ZORLAYAN 3 KRİTİK SORUN
ENERJİ İÇİN YORGUNLUK ÖNEMLİ

Eğer dinlenmezsiniz ve sınırlarınız da yoksa insanlara liderlik yapmak çok zor olur. Düşünün, lider yorgun ve sınırları yok; çalışanlarınız bunu görür ve “Pilim bitene kadar çalışmam lazım, sınırlarımın olmaması lazım, liderim de böyle yapıyor” diye düşünür. Liderler, kendi hayatlarındaki yorgunluklarla ve sınırlarla baş edebilmeli ki iş yerine enerji verebilsin ve liderlik yapabilsin.
BİR AMAÇ YARATMALI
Liderlik yapabilmek için bir amacınız olmalı. Liderlik üzerine yazılmış en iyi kitapların hangileri olduğunu düşünürseniz, hepsinin cesaret, onur, ahlak gibi spiritüel sözcükler üzerine olduğunu görürsünüz. Bir kuruma bir amaç etrafında liderlik yapmak gerçekten önemli, çünkü birçok kişi gerçekten çok çalışıyor ama adeta bir koşu bandında koşar gibi bir hedefe doğru ilerlemiyor. GERÇEKLERLE YÜZLEŞİN
İlk olarak amacınızın ne olduğunu anlamanız gerek; çünkü bu, karar verirken sizi yönlendirir. İnsanlara ikinci olarak öğrettiğimiz şey ise gerçeklerle yüzleşmek. Bunu öğreterek karşılarındaki problemi gerçekten anlamalarını sağlıyoruz. Liderler önce kendi enerjilerini korumalı ki beraber çalıştıkları insanların enerjilerini yönetebilsin. Bu önemli.~YÜKSEK PERFORMANS İÇİN ATLETLERİ ÖRNEK ALIN
ANTRENMAN ŞART

Kariyerinizde yüksek performans gösterebilmek için altın madalya kazanmış kişilerden çok şey öğrenebilirsiniz. Bu noktada büyük sporculara bakmalısınız. İş dünyasının atletleriyle sporcu atletleri karşılaştırmamız gerek. Sporcular, sürekli ve çok antrenman yapar. Antrenman yaptıkları zamana oranla yarıştıkları zaman çok azdır.
KUTSAL ZAMAN
İş dünyasındakiler ise yarışır, yarışır, yarışır ve çok az antrenman yapar. Anlamamız gereken şey şu, antrenman yapmaya pek zamanımız olmayabilir ama gene de istirahat etmek ve kendimizi toparlamak için gereken o kutsal zamanı ayırmalıyız. Kapasitemizi artırabilmemiz için bu çok önemli.
UZUN SOLUKLU OL
İş dünyası spor dünyasının 50 yıl önce olduğu yerde. Buradaki hikâye şu; 50 yıl önce spora kendinizi toparlamak için ara verdiğinizde size zayıf derlerdi. Bu nedenle de sporcular çok sakatlanırdı ve kariyerleri kısa sürerdi. Bugün ise aynı durum iş dünyasında var; işe mola vermek bir zayıflık olarak algılanıyor.
BİR MOLA VER
ABD’deki veriler, bize yöneticilerin artık hiç tatil yapmadığını gösteriyor. Aynaya bakmalı ve kendimize “Bir mola vermemin bana zararı olur mu?” diye sormalıyız. Ara verdiğimizde vücudumuz zihnen, duygusal olarak ve bedenen kendini toparlar. Sporda bugün istirahat ve kendini toparlama bir sporcunun hayatının çok önemli bir bölümü.

YÜKSEK PERFORMANS İÇİN “KURUMSAL ATLETLİK” DERSLERİ
SPOR VE BESLENME

Gün içinde masanızda bir saatten fazla oturmamak ya da toplantı sırasında ayakta durmak gibi hareketlerle başlamalısınız. Hafta boyunca birkaç kez aerobik, kardiyo ve direnç antrenmanları gibi egzersizler yapmak şart. Aşırı yemekten kaçınmalı ama hiçbir zaman da kendinizi açlığa mahkûm etmemelisiniz. Gün boyunca kan şekerinizi kendinizi rahat hissettiğiniz düzeyde tutmayı sağlayın. Örneğin, yüzde 20 protein, yüzde 40 karbonhidrat ve yüzde 40 çeşitli meyve ve sebze tüketimi sizi bu hedefe ulaştıracaktır.
UYKUYA DİKKAT
Üç ana öğünün her birinde miktar, beş “avuç içi” ölçüsü kadar olmalı. Günlük rutininize bağlı olarak, vücudunuzu gün içinde dengeli ana öğünlerinizin yanı sıra, sadece bir avuç içlik porsiyon kadar iki veya üç kez ara öğünle beslemelisiniz. Örneğin, ara öğün olarak kuruyemiş tüketebilirsiniz. Bir başka önemli etken, uyku. Her kişiye göre farklılık göstermekle beraber, uykuyu yeterince ve kaliteli bir şekilde almış olmalısınız.
KENDİNİ TANI
Gelişebilmek için eleştiriye ve değişime açık olmalısınız. Başkalarının sizi nasıl gördüğünü öğrenmek için 360 derece değerlendirme yöntemi çok faydalı bir araç. Gerçek olan algıdır. Kendinizi nasıl algıladığınız ile başkalarının sizi nasıl algıladığı arasındaki farkı belirleyerek bu makası kapatmak için bilinçli bir çaba göstermelisiniz. Önce kendi hikâyenizi yazmayı unutmayın. HEDEFİNİ BELİRLE
Farkındalığınızı ve adanmışlığınızı artırdığınızda, motivasyonunuzun olumlu yönde nasıl değiştiğini göreceksiniz. Bahaneler üretmek için kendi iç sesinize kulak vermeyin. İç sesiniz sizi olumlu yönde teşvik etsin. Son olarak, sizi değişim ve gelişime teşvik etmesi için hikâyenizi tekrar tekrar yazın. Buradaki amaç, nihai hedefinizi belirleyerek odaklanmak ve hayatınızın geri kalanını bu hedefe ulaşma çabasıyla geçirmek.
MEDİTASYON YA DA DUA
Bu boyut daha kişiseldir. Ancak, neye inanıyor olursak olalım, bu inanç varlığımızın temel ihtiyacıdır. O yüzden pozitif olun! Sahip olduklarınız için şükredin. Gün içinde birkaç kez meditasyon yapın veya dua edin. Bu size iyi gelecek. Benim hayattaki amacım basit: Mutlu et, mutlu ol. Karşılık beklemeden tanımadığınız birinin adına ihtiyaçlarımızdan fedakârlık yapmaya inananlardanım.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz