Bölgesel liderler güçleniyor

Sınır ötesi çalışan yöneticilere göre çok ülke yönetmek zevkli ama bir o kadar da zor. İşin en sıkıntılı kısmı ise sürekli uçmak…

1.09.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bölgesel liderler güçleniyor

Türkiye’nin jeopolitik önemi…” Bu sözlerle başlayan cümlelere hepimiz alışığız. Bize ne kadar klişe gelse de Türkiye’nin coğrafi konumu ve jeopolitik önemi, özellikle global şirketler için her geçen gün biraz daha artıyor. Hatta öyle ki yabancı şirketlerin Türkiye operasyonunu yöneten isimler, sadece birkaç yıl içinde Ortadoğu, Balkanlar veya Türk Cumhuriyetleri gibi bölge ülkelerin de sorumluluğunu alıyor.
Özellikle son birkaç yıldır bu tarz örneklere daha fazla rastlar olduk. Pfizer’dan Coca-Cola’ya, Visa’dan Oracle’a kadar birçok küresel şirket, Türkiye’deki yöneticilerinin yetki ve sorumluluk alanlarını genişletmiş durumda. Şirketler, Türkiye’yi de operasyon merkezi konumuna getirmeleriyle dikkat çekiyor.
Bu kararların alınma sebepleri arasında tabii ki ilk sırada yöneticilerin kişisel başarı grafiği var. Ekip başarısı, Türkiye’nin ülke olarak bölge ülkelerden daha ciddi cirolar getirmesi, lojistik avantajlar ve kaliteli çalışan profili etkili olan nedenler arasında.
Biz de Capital olarak Türkiye’yi “bölgesel üs” olarak konumlandıran şirketleri ve bu yeni trendle birlikte yetki alanları giderek genişleyen Türk yöneticileri araştırdık.
Karşımıza hiç de azımsanmayacak sayıda başarılı profesyonel çıktı. Hatta Coca-Cola Avrasya ve Afrika Başkanı Ahmet Bozer gibi sorumluluk alanı 90 ülkeyi bulan yöneticiler bile var. Ortalamada ise Türkiye ofisinin başındaki isimlere 24 ülke bağlanıyor.
TÜRKİYE NEDEN MERKEZ SEÇİLİYOR?
Son 2-3 yıldır Türkiye ofislerinin yöneticilerine daha çok ülke bağlamak yeni trend oldu. Peki neden Türkiye merkez üs olarak seçiliyor? Uzmanlara göre bu sorunun ilk yanıtı, coğrafi konum ve bölge ülkelere kıyasla sahip olunan yüksek potansiyel. Ayrıca ekonomik büyüme, kamuyla özel sektör arasındaki ilişkilerin sağlıklı olması, yüksek kalitedeki insan kaynağı da tercih nedenleri arasında.
Odgers Berndtson Türkiye Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar, Türkiye’nin komşularına kıyasla daha gelişmiş olmasının bunda en önemli etken olduğunu düşünüyor ve ekliyor: “Türkiye hem daha gelişmiş hem potansiyeli olan bir ülke. Ayrıca insan kaynağı açısından da katma değerli hizmetler sunabilecek kapasitede.”  
Stanton Chase İstanbul Yönetici Ortağı Çağrı Alkaya ise Türkiye’nin hem Batı’yı hem Doğu’yu kapsayan kültürüne dikkat çekiyor: “Kültürel olarak Avrupa ve Ortadoğu’nun kesişme noktasındayız. Bu durum Türkiye merkezinin lokal ofislerle iletişimini kolaylaştırıyor. Avrupa ve Amerika’daki orta ve üst seviye yöneticiler, bölgeye taşınma kararı verirken İstanbul’un kozmopolit yapısından da etkileniyor.”
Korn/Ferry International Yönetici Ortağı Şerif Kaynar ise tüm bunlara ulaşım kolaylığını ekliyor ve “Bu trendin birçok sebebi var ama THY’nin katkısı da tartışılmaz. Zira ulaşım olarak İstanbul bir merkez haline geldi” diyor.
HANGİ ÜLKELER BAĞLANIYOR?
Ortadoğu, Rusya, Ortaya Asya, Türk Cumhuriyetleri, Balkanlar ve Kafkaslar… Bu bölgeler, global şirketlerin Türkiye üzerinden açıldıkları en önemli coğrafyalar olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bazı şirketlerin bu haritayı çok daha geniş tutup Kuzey Afrika, Doğu Avrupa gibi bölgeleri de güvendikleri Türkiye yönetimine bağladığı örnekler var. Örneğin Coca-Cola, Intel, EMC, National Bank of Greece (NBG) bunlardan bazıları…
İnsan kaynakları danışmanı Saide Kuzeyli de bu trendi doğruluyor ve global şirketlerin Türkiye’ye bakışının artık değiştiğini söylüyor. Kuzeyli, “Bence Türkiye için artık geçmişte olduğu gibi ‘doğu hizmeti’ algılaması söz konusu değil. Türk yöneticiler bundan 20 yıl önce hayal edemeyeceğimiz bir atama devrimiyle Şangay, Rusya, Güney Amerika dahil pek çok kıta ve ülkede görev başında” diye konuşuyor. ~
Türkiye’nin yönetim merkezi seçilmesinde coğrafi yakınlığın önemli bir sebep olduğunu söyleyen Odgers Berndtson Türkiye Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar, şu bilgileri veriyor: “Ana şirket genelde Türkiye üzerinden öncelikle yakın ve Ortadoğu, Rusya, Kafkaslar, Özbekistan, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan gibi çevre ülkelere ve ardından Balkanlar’a yayılmaya çalışıyor.”
ÖN PLANDA OLAN SEKTÖRLER
Türkiye’nin operasyon merkezi yapılması trendi özellikle bilişim, hızlı tüketim, ilaç, sağlık, finans gibi insan gücünün yoğun olduğu hizmet sektörlerinde daha fazla ön plana çıkıyor.
Gıda da Coca-Cola, hızlı tüketimde Procter & Gamble, Unilever, bilişimde Intel, EMC, ilaçta Pfizer, finansta ise Mastercard ve Visa, Türkiye’yi merkez üs olarak konumlandıran şirketlerden bazıları.
Uzmanlara göre trendin özellikle bu sektörlerde yoğunlaşmasının bir diğer nedeni de Türkiye’nin aynı zamanda çok ciddi bir pazar olması. Genç nüfus, komşu ülkelere kıyasla yüksek harcama gücü ve teknoloji kullanımı açısından ileride olan Türkiye, küresel şirketler için önemli avantajlar barındırıyor. Bu özellikler sayesinde iç pazardan önemli cirolar elde eden şirketler, kısa bir süre sonra çevre ülkelere giriş için Türkiye’nin deneyimlerinden faydalanmak istiyor. Teknoloji şirketi Verifone, buna iyi bir örnek. Verifone Türkiye genel müdürüyken kendisine 18 ülke daha bağlanan Soner Çaşur, bu kararın ardındaki gerekçeleri şöyle sıralıyor:
“Şirketimizin Türkiye’deki faaliyetleri son 3 yılda hem cirosal hem iş geliştirme anlamında çok ciddi ilerlemeler kaydetti. Verifone, Silikon Vadisi’nde yer alan bir teknoloji firması ve cirosunun yüzde 5’ini Türkiye’den elde eden tek firma. Dolayısıyla merkez ofis, buradaki gücünü bütün bölgede kullanmak için 18 ülkeyi bize bağladı.”
TÜRK YÖNETİCİ NEDEN AVANTAJLI?
Türk yöneticilerin tercih edilmesindeki nedenler arasında kaliteli donanım, çalışkanlık, kriz deneyimine sahip olmak, girişimcilik ve hızlı karar alma kabiliyeti öne çıkıyor. “Türkler hem Avrupalı hem Asyalı hem Ortadoğulu. Bu özelliklere sahip çok fazla ülke insanı bulamazsınız” diyen Stanton Chase İstanbul Yönetici Ortağı Çağrı Alkaya, Türk yöneticilerin avantajlı yönlerini şöyle anlatıyor: “Ekonomik iniş ve çıkışlar yaşamış olmak da bize ayrı bir tecrübe sağlıyor. Disiplinli ve sabırlı olmak bence Türk yöneticilerin öne çıktığı bir diğer nokta.”
Kriz deneyimi konusuna Saide Kuzeyli de katılıyor: “Tercih nedenleri arasında belirsizlik durumlarına dayanıklılık, kolay adapte olma,  yurtdışı tayinlerde ailelerin desteği, kolay çözülmeme, girişimci ve çeviklik sıralanabilir.   Ayrıca hiyerarşiye hürmet etme, yöneticilere saygı, bürokrasiyle başa çıkma becerisi de önemli unsurlar.”
Ayşe Öztuna Bozoklar ise “Onları başarılı kılan en önemli özellikleri farkındalıklarının yüksek olması” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Güçlü ve gelişim alanlarıyla ilgili net olmaları, bilinçli olmaları, işlerini seviyor olmaları ve çok çalışkan olmaları da önemli etkenler.”
Yönetim danışmanı Şerif Kaynar ise yöneticilerin gelişen pazar olan Türkiye’de elde ettikleri tecrübeleri yeni gelişen pazarlarda uygulamada elde ettikleri başarının önemli bir neden olduğuna vurgu yapıyor.
ZORLUKLARI DA VAR
“Çok ülkeli” yöneticilerin hepsi hallerinden memnun. Yine de bu durumun getirdiği zorluklar olduğunu da kabul ediyorlar. İşin içindeki isimler, yaşadıkları temel sıkıntının “fiziksel şartlar” olduğunu söylüyor. Sık seyahat, saat farkı ve farklı iş yapış biçimleri yöneticileri zorlayan konuların başında geliyor.
Örneğin Oracle Türkiye Genel Müdürü Gürhan Kalelioğlu için işin en zorlu kısmı sık yapılan seyahatler. “Batı Avrupa’daki en uzak ülkeye 3-3,5 saatte uçarsınız. Ama benim bölgemde en yakın ülkeye 5-6 saatte uçuyorum. Üstelik uçuş saatleri de çok biçimsiz” diyor. Kalelioğlu’nun dikkat çektiği bir diğer nokta ise kendi bölgesindeki ülkelerde yönetişimin gelişmemiş olması. ~
Ingenico Türkiye ve Ortadoğu Genel Müdürü Alpay Sidal da ona katılıyor: “Farklı iş anlayışları var. Proje için el sıkışıp 1-2 haftaya sipariş sözü aldığımız, ancak siparişi 8-10 ay sonra aldığımız çok durum oldu. Bazı ülkelerde ‘tamam yarın yaparız’ demek ‘birkaç ay sonra bakarız’ anlamını taşıyor.”
Wilo Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın, kendi yaşadığı zorlukları şöyle özetliyor: “Zaman ayırmak en önemli sorun. Özel zamanınızdan ödün vermek zorunda kalıyorsunuz. Örneğin yakın Doğu ülkeleri cuma günleri tatil yapıp cumartesi-pazar çalıştıkları için hafta sonlarında seyahat etmek zorunda kalıyorum.”
21 ülkeyi yöneten UPS Bölge Müdürü Haluk Ündeğer ise şu bilgileri veriyor: “Zaman zaman UPS kültürü ülke kültürleriyle çakışabilmekte ama lokal yöneticilerin desteğiyle bu sorunların da üstesinden geliyoruz.”
Häfele Türkiye Genel Müdürü Hilmi Uytun, zorluk dendiğinde ülkelere göre değişen kanunları sıralıyor ve ekliyor: “Çok farklı gümrük kanunları ve gümrük oranları var. Bu anlamda her ülkeyi teker teker inceleyip kurgumuzu ona göre yapmamız gerekiyor.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz