Duayenler nasıl çözdü?

Capital, Türk iş dünyasının duayenlerine ömürleri boyunca sorunlara buldukları en iyi çözümlerini sordu...

11.03.2016 15:26:140
Paylaş Tweet Paylaş
Duayenler nasıl çözdü?
1980’den sonra Enka çok büyük bir hızla büyüdü. Şirketin yurtdışında Irak, Suudi Arabistan, Ürdün, Libya ve Cezayir’de işleri iyi gidiyordu. Enka’nın kurucusu Şarık Tara’ya göre para gelirken yatırım yapmak gerekiyordu. Tara liderliğindeki ekip Pimaş’ı, Çimtaş’ı ve Altaş’ı genişletti. Yetinmediler, sanayiye yöneldiler. Zor durumdaki 13- 14 fabrikayı satın aldılar. Enka yeni işlere girmiş oldu. Türkiye 24 Ocak 1980 Kararları’nın ardından dışa açılmaya başlayınca rekabet de başladı. Tara, o fabrikaların rekabet ortamına göre kurulmadığı için o dönem büyük zorluklarla karşılaştıklarını anlatıyor. Enka Kurucusu ve Onursal Başkanı Şarık Tara, işte ömrü boyunca karşılaştığı ve çözdüğü en büyük sorunu bu sırada yaşadığını şu sözlerle aktarıyor: “Şirketlerin mali yapıları güçlü değildi. Şanssızlıklar başladı. Bizim bu alandaki bilgi birikimimiz yeterli değildi. Yanlış seçimler yaptık. Hiç tecrübemiz olmayan işlere girdik. Epey zarar ettik. Burtrak’ı tasfiye ettik. Diğer fabrikaları da diriltemedik. Sonunda oturduk ve Sinan’ın da ısrarıyla çok önemli, büyük bir karar aldık. Enka içinde bir nevi özelleştirmeye gidecektik. Bunu da hiç vakit geçirmeden uygulamaya koyduk. Enka’da 1987-1990 arası çok ciddi bir konsolidasyon oldu. Bu yatırımlardaki ortaklıklar ya satıldı ya şirketler tasfiye edildi. 14 fabrikanın faaliyetine son verdik. Bu operasyonda 3-4 bin kişinin işine son verdik. Bu da çok zor oldu. Borçları ödemek için 4-5 yıl sıkıntı çektik. Çözümümüz küçülerek büyümekti. Reorganizasyon yıllar sürdü. Sonunda bütün borçları ödedik ve düzlüğe çıktık. Dünyada büyümek için Türkiye’de küçüldük.” Tara, yalnız değil. İş dünyasının duayenleri ömürleri boyunca unutamayacakları büyük sorunlarla karşılaştı ve kendi deneyimlerine dayanarak bu dev sorunların üstesinden geldiler. İşte Türkiye’nin duayen iş insanlarının ömürlerindeki en iyi çözümleri… 
GENÇ ORTAKLARIN BÜYÜK DERSİ 
Tekfen Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit, 60 yıla yaklaşan iş yaşamında elbette büyük ve önemli pek çok sorun yaşadı. Ama Gökyiğit’in unutamadığı ve şirkete de büyük bir ders olan anısı Mersin Rafinerisi yapımı sırasında gerçekleşmiş. Gökyiğit, Tekfen’in kurucu ortaklarından rahmetli Necati Akçağlılar ile birlikte çözdükleri bu sorunu şöyle hatırlıyor: “İş hayatımın daha en başında, Tekfen henüz 3 genç mühendisin kurduğu, çiçeği burnunda bir müteahhit şirketiyken başımıza gelen olay, gelecekte meselelerle baş etmemizde önemli bir ders niteliğinde olmuştu. 1959 yılında Tekfen olarak aldığımız ikinci işimiz. Mersin Rafinerisi’nin toprak hareketleri, tank temelleri yangın setleri ve genel yolları ile peyzajı gibi işlerdi. O zaman bu bizim için çok büyük bir işti. İşlerimizi doğru yaptıkça ödemeler de muntazam yapılıyordu. Son iki istihkak hariç, hiç problemimiz olmamıştı. Ancak o zamana kadar işleri denetleyen, Amerikalı kontrol mühendisinin yerine bir İngiliz gelince, şartnameyi kendine göre yorumlayarak istihkakımızdan 600 bin TL kadar para kesti. Bu, çok büyük meblağ idi ve itiraz ettik. Amerikan işverenimiz Foster Wheeler’ın müdürü bizi odasına aldı ve hiç izahate girmeden: ‘Siz bugün kendinize 600 bin TL’lik bir dava mı almak istersiniz, yoksa 300 bin TL’lik bir çek mi?’ diye sordu. Ortağım Necati Akçağlılar ile hiç konuşmadan, ‘Olur’ dercesine birbirimize baktık ve çeki aldık. Aynı gün Ankara’ya dönerek bankaya koyduk. Tabii doğru hareket etmiştik. Aksi takdirde, uzun ve masraflı bir hukuki davaya girmeden, netice almak mümkün olmayacaktı. Uzun süre alamayacağımız parayı, daha erken tahsil ederek hem finansman bakımından imkan yaratmış hem o güne kadar işverenle kurduğumuz iyi ilişkiyi bozmamış olduk. Nitekim Mersin’deki işimizin mühendislik şirketi olan Foster Wheeler, bize Ereğli’de yeni bir iş teklif etti. Böylece, ihtilaflı konularda davalı olmak yerine, görüşerek anlaşma yoluna gitmenin, sorunların çözümünde tercih edilmesinin doğruluğunu öğrenmiş olduk. Yolda kimseyi dargın etmemeyi de Tekfen olarak prensip edindik.”İHRACAT BAŞLATAN DİYALOG
Orhan Holding Kurucu ve Onursal Başkanı İbrahim Orhan, Türkiye’nin çok önemli sanayicileri arasında yer alıyor. Orhan, hayatının en büyük çözümüne 1994 krizi sırasında imza atmış. Orhan şöyle anlatıyor: “Yıl 1994’ün hemen başları, 1993 yılını çok başarılı bir şekilde kapatmıştık. Özellikle otomotiv sanayi üretimde ve satışta rekorlar kırmıştı. Biz de 1994 programlarını bu gidişe göre yaptık. Yani 1994 üretiminin en az 1993 üretiminden yüzde 20 fazla olabileceğini hesapladık. Ona göre makine, takım, hatta hammadde aldık. Kadrolarımızı artırdık, onları yetiştirdik, eğittik. Ama hemen 1994’ün başında çok büyük bir ekonomik kriz başladı. Önce otomotiv sanayi yani bizler etkilendik. Çünkü, bu bir kriz değil felaketti. Üretim miktarı planların yüzde 40’ına düşmüştü. Durumun düzeleceği hakkında da bir ümit taşımıyorduk. Tam o sıkıntılı günlerimizde ortağımız Bertrant-Faure’nin CEO’su Mösyö Armand Batteux’nun Türkiye ve şirketimizi ziyareti gerçekleşti. Bu ziyaret sırasında kendisine, Türkiye’deki büyük krizden bahsettim ve konuşmamın sonunda şöyle söyledim. ‘Beraber fabrika binasına, makine ve ekipmanlara, stoklarımıza çok yatırım yaptık. Bu yatırımlarımızı iyi bir koruyucu bakımla sarar, sarmalar, ihtiyacımız olduğu güne kadar bekletiriz. Ama insana da önemli yatırımlar yaptık. Onları sokağa bırakırsak lazım olunca geri getirmemiz mümkün olmayacak. Ne olur bize onları fabrika içinde tutacak kadar iş verin. Örneğin bu kılıf işi olabilir. Günlük 100 takımlık kapasite işçilerimizi işsiz bırakmaz’ dedim. Armand, Fransa’ya döner dönmez siparişi yazdırıp gönderdi. Yani bu konuşmadan bir ay sonra ilk tırımız Fransa yollarındaydı. Ve günde 100 araç takımından 10 bin takıma çıktık. Yeni 2.000 kadar arkadaşımıza da iş olanağı çıktı. BFTC gibi güçlü bir şirket yaratıldı. Aunde Teknik’in kılıf bölümü ortaya çıktı. En önemlisi o zamana kadar hiç ihracatı bilmeyen otomotiv ihracata başlamış oldu. Ve bugün ülkemizin en büyük ihracatı otomotiv oldu. En kötü görünen şartlarda bile ümitsizliğe kapılmadan mücadelemizi sürdürmemiz gerekir.” 
“ENDİŞEYE ESİR OLMAYIN” 
Turcas Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Aksoy, iş yaşamı boyunca kendisi ya da ekibiyle beraber pek çok sorunun üstesinden gelmiş. Ona hayat dersi veren sorunu ise iş yaşamının ilk yıllarında yaşamış. Aksoy, “Yarım asrı aşkın süredir iş hayatının içinde bir kişi olarak, her devrin kendine, şartlarına ve kapsamına göre zorlukları olduğunu söyleyebilirim. Bu zorlukların birçoğu da hayati önem taşır” diyor. Önceki sorunları çözememiş olsaydı sonrakilerle de karşılaşamayacağını ve bugünlere ulaşamayacağını söylüyor. Aksoy, bu nedenle çözdüğü her sorunu minnetle anıyor. Aksoy, şöyle devam ediyor: “İlk büyük sorunu iş hayatımın ilk yıllarında yaşadım. Genç yaşta karşılaştığım bu sorunu aileme yansıtmadan çözebilmek için çok gayret gösterdim. Sorunu, yarattığım güvenle çözdüm. Daha açık olmak gerekirse, dünyanın en büyük kuruluşlarından biri olan şirketin, bana ve potansiyelime duyduğu güven sayesinde sorun çözüldü. Bunun yanı sıra uluslararası arenada boy gösteren bu şirket, bana sınıf atlatacak bir projenin gerçekleşmesine de katkıda bulundu. Projeyi çok iyi hazırlamış ve uzun süreli güvenilir bir projeksiyon sunmuş olmama rağmen hedef çok zordu. Ancak bana duydukları güveni görünce, büyük tutkuyla çalışıp hedefi çok kısa zamanda aşmayı başardım. Daha sonra karşılaştığım diğer sorunlarda da aynı yaklaşımla mücadele ettim. Zor da olsa iyimser yaklaşıp duygularımı kontrol etmeyi başardım. Böylece endişeye esir olmamak gerektiğini anladım. Her şeyden önce yaptığınız işi sevmelisiniz. Kendinizi her pozisyonun lideri ve müteşebbisi olarak görüp bir şeyleri değiştirmek için tutkuyla çalışmalı ve daima iyimser bir yaklaşım benimsemelisiniz.~“AZİM VARSA ÇÖZÜM DE VARDIR”
Kale Grubu Kurucusu ve Onursal Başkanı İbrahim Bodur, 65 yıllık sanayicilik hayatında sayısız sorunla karşılaşmış ve en zorlu anlarında bile sanayici olmaktan vazgeçmeyi düşünmemiş. “Sorunlar karşısında sel önünde kütük olmamak gerektiğine, mücadele etmeye, içinde bulunduğum şartlarda mutlaka bir çözümün de olacağına inandım. Hadiselere kapılıp da ne yapalım bu böyledir hatta Allah’tandır yahut da benim yapacağım bir şey yoktur gibi bir teslimiyet içinde olmadım. Umut kalacağına emek kalsın dedim ve her zaman yılmadan denemeye, çözüm üretmeye sabırla devam ettim” diye konuşan Bodur, yeni nesle bu konuda tavsiyelerini şöyle ifade ediyor: “Mücadeleci olun ve pes etmeyin. Azim varsa çözüm de vardır.” Bodur’un hayatında çözdüğü en büyük sorun aslında grubun temellerinin atılmasına dair çok güçlü bir hikaye. Bodur, Robert Kolej’den yeni mezun olmuştur ve sadece 23 yaşındadır. Kısa bir süre sonra kendi işini seramik sektöründe kurmaya karar verir. İstanbul’a değil de doğduğu yer Çanakkale’ye yani Anadolu’ya yatırım yapma kararı alır. Hikayenin geri kalanını Bodur, şu sözlerle anlatıyor: “Çan, 980 nüfuslu bir köydü. Yatırım izinlerini almak için bulunduğunuz yerin bin kişiyi aşmış ve kaza olması gerekiyordu. Bir gün Çan’da pazar kurulduğunu ve çevre köylerden bu pazara çok sayıda insan geldiğini gördüm. Bunun üzerine Çan’daki nüfus sayımını kurulan pazar sırasında yaptırarak yeterli sayıya ulaşabildik. Çanakkale Seramik’i 1956 yılında 750 bin TL sermaye ile limited şirket olarak kurmuştum. Makineleri Çekoslovakya’dan sipariş edeceğiz ama döviz yok. Pek çok yatırım malını ya da ihtiyacımız olan malları mal karşılığında temin ediyorduk. Rahmetli babam Türkiye’nin önemli tütün tüccarlarındandı. Biz de makineleri Çekoslovakya’ya tütün ihracatı karşılığında sipariş ederek bu sorunun bir kısmını aşmıştık.”
65 YAŞ KARARIM 
Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, yarım asrı aşan iş yaşamında çok zorlukla karşılaşmış. Her birine çözüm bulmuş ve bunların hiçbiri kendisini yıldırmadığı gibi aksine azmini artırmış. Konukoğlu geldiği noktada zorlukların payının büyük olduğunu zorlukların gerçek liderleri ortaya çıkardığını düşünüyor. Konukoğlu çözdüğü en önemli sorunu ise şöyle anlatıyor: “Çözdüğüm en önemli sorun Sanko Holding’deki görevimi kardeşime devretmem oldu. 65 yaşında Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanlığı görevimi bırakma kararını almam, iş yaşamımda çözdüğüm en önemli sorundu. Bu tür görevler genellikle ölümle bırakılıyor. Bu da bir anda görevi devralanın zorluklarla iç içe kalmasına yol açıyor. Bu kararı yıllar önce, 50 yaşımdayken aldım ve 65 yaşıma geldiğimde Sanko ve Gaziantep Sanayi Odası’ndaki görevlerimden ayrılacağımı basına dahi açıkladım. Kardeşlerim, ailem çalışma arkadaşlarımla paylaştım ve günü geldiğinde, daha önce de belirttiğim gibi, 2013 yılı sonunda uyguladım. Dostlarım ve çalışma arkadaşlarımın tereddütle karşılamasına rağmen düşündüklerimi gerçekleştirdim. Yönetim kurulu başkanlığı görevini 2013 yılı sonunda bıraktım, kardeşim Zeki Konukoğlu başkan oldu. Öncelikle yönetimde herkes bir kademe yükseldi. Yeni bir heyecan yaşandı. Genç bir kadro işi ele aldı, daha hevesli olmaları grubun daha iyiye gitmesini sağlayacaktır. Artık grubun günlük işlerine karışmıyorum. Günlük işlerden ayrıldım ama boş durmuyorum. Eskisinden daha çok çalışıyorum. Yatırım konularında fikrimi ifade ediyorum. Toplantılara katılıyorum. Yeri geldiğinde ağabeyliğimi yapıyorum.”
~BODUR'DAN DEV ÇÖZÜMLER
İBRAHİM BODUR / ÇANAKKALE SERAMİK ONURSAL BAŞKANI

Çanakkale Seramik’in kuruluş aşamasında karşılaşılan sorunlar aynı zamanda Türkiye tarihinde pek çok ilkin yaşanmasına da neden olmuş. Bodur, çözdüğü diğer önemli sorunların hikayelerini şöyle anlatıyor:
SERMAYE BULMAK ZORDU
“1957 yılında Çanakkale Seramik’in temellerini attık. Yatırım kredisi alabileceğimiz tek kurum Sınai Kalkınma Bankası idi. O da A.Ş. olmamız gerektiğini ve en az 6 milyon TL sermaye gerektiğini söyledi. Eniştemle elde çanta köy köy dolaşarak köylülere hisse satmaya çalıştık. 6 milyon lira sermayeyi büyük zorluklarla bir araya getirdik. Türkiye’nin ilk halka açık anonim ortaklığını gerçekleştirdik.
DEVALÜASYONU NASIL YÖNETTİM?
1958 yılının Ağustos ayında yapılan büyük bir devalüasyonla dolar 2 lira 82 kuruşken 9 liraya çıkarıldı ve akşamında da sermaye yetmedi. Sermayenin 9 milyona çıkarılması gerekiyordu. Menderes, seramik fabrikamızın temelini atarken bana, Türkiye’nin sorunu elektriklenme. 38 bin köyde elektrik yok. Elektrik götüreceğiz. Direği buluyoruz teli buluyoruz, fakat fincan yok’ dedi. O zaman izolatöre fincan derlerdi. Menderes, ‘Acaba fincan da üretemez misin’ diye sordu.
ETİBANK İLE ORTAKLIK ÇÖZÜMÜ
Bu ihtiyaç bana sermaye eksiğimi hatırlattı. Bu kez enerjiden sorumlu devlet kurumu olan Etibank’a başvurdum. Ben sizin ihtiyacınız olan izolatörleri üreteceğim, siz de şirkete ortak olun diye kendilerine teklif götürdüm. Etibank 3 milyon TL ile yüzde 33 ortak olarak yanımızda yer aldı. Sınai Kalkınma Bankası da kalan 3 milyon krediyi verdi üretime başladık. Bugün Türkiye’nin elektriklenmesinde, bütün enerji nakil hatlarında kullanılan izolatörlerin herhalde yüzde 98’i bizim tarafımızdan üretilmiştir.”

İKİ DUAYENDEN KAZANDIRAN ÇÖZÜMLER
“GÜLEN YÜZE KİMSE TÜKÜREMEZ” 
İDRİS YAMANTÜRK / GÜRİŞ HOLDİNG ONURSAL BAŞKANI 

İş hayatında çözmeye çalıştığım en önemli sorun birlikte çalıştığım insanların uyumlu bir şekilde çalışmalarını sağlamak oldu. Uyumu sağlayınca insanlar birbirleriyle değil, işle uğraşır oldu ve başarı kendiliğinden geldi. Yeni nesle başarılı olmaları için her an kendilerini yenilemelerini, çok çalışmalarını, arkadaşlarıyla ve birlikte çalıştıklarıyla değil, kendileriyle yarışmalarını tavsiye ederim. Ayrıca sabır ve sükunetin başarının yarısı olduğunu bilmeleri gerekir. Gülen bir yüze hiç kimsenin tüküremeyeceğini bilerek hareket edin. Her zaman doğruyu söyleyin ancak her doğruyu her yerde söylemeyin. 

“DAHA İYİ OLMANIN İZİNDE”

ASIM KİBAR / KİBAR HOLDİNG KURUCU VE ONURSAL BAŞKAN 
 
Çalışma arkadaşlarımla birlikte, azim ve başarı ülküsüyle hep işimizi nasıl daha iyi yapabiliriz, nasıl daha iyi büyütebiliriz düşüncesiyle var gücümüzle çalıştık. Bu kadar çalışmanın mükafatı da büyümek ve gelişmek oldu. 45 yılda hedeflerimizden hiç taviz vermedik, hala daha çok büyümenin ve daha iyi olmanın izini sürüyoruz. Yatırımlar şirketin uzun dönemli kârlılığını ve piyasadaki rekabetçi konumunu etkiler. Yola çıkmadan önce çok iyi analizler yapmak, hedefleri doğru belirlemek ve yol haritasını çizmek gerekir. Yerel şartların ve rakiplerin yanı sıra uluslararası şartlar ve rakipler de çok iyi analiz edilmeli. ~“ORTAK AKLI ARARIM”
FEYYAZ BERKER / TEKFEN KURUCU VE ONURSAL BAŞKANI
NASIL KARAR ALINIR?

Ülkemizde en önemli özel sektör ve sivil toplum örgütlerinin kurucuları arasında yer alan Feyyaz Berker, 10 yıl süreyle TÜSİAD başkanlığı yaptı. Ayrıca DEİK, TAP Vakfı, Hisar Eğitim Vakfı gibi pek çok, çok yapılı kurumda görev aldı. Tekfen Kurucu ve Onursal Başkanı Feyyaz Berker, bu deneyimlerine dayanarak çözüme giden yolun herkesi dahil ederek ortak aklı aramaktan geçtiğini vurguluyor.
TOPLUM YARARI GÖZETİLMELİ
Berker, “Hep savunduğum ve birçok kritik meselenin çözümünde başvurduğum uzlaşma kültürünün temelinde, karşısındakini muhatap almak, fikirlerine saygı duymak ile kısa vadeli veya özel menfaat yerine daima toplumun yararını gözetmek yatıyor” diyor.~İŞ DÜNYASINA TAVSİYELER
ŞARIK TARA / ENKA KURUCUSU VE ONURSAL BAŞKANI 
BİLDİĞİNİZ İŞE ODAKLANIN

Herkesin bildiği işe odaklanması önemli. Neyi iyi biliyorsanız onu yapmanız ve o alanda büyümeniz gerekli. Yaptığınız işi en iyi şekilde yapmanız lazım ki dünya çapında başarılı olabilesiniz.
 DÜNYAYI HEDEFLEYİN
Türkiye çapında değil, dünya çapında başarıyı hedeflemek, onun için çalışmak gerekir. Bu da dünyadaki yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri iyi takip etmek ve uygulamakla mümkün olur.
GENÇLERE GÜVENİN
Bunun bir yolu da gençlere inisiyatif vermekten, gençlere inanmaktan, güvenmekten geçer. Mesela ben 27 yaşındayken şirketimi kurdum, 56 yaşındayken işleri oğluma devrettim, Sinan 26 yaşında genel müdürlüğü üstlendi, torunum Mehmet de 29 yaşında bu göreve geldi.
DOĞRU TEŞHİS ÖNEMLİ
Ayrıca gençlere bir sorunla karşılaştıkları zaman önce doğru teşhis koymalarını, gerçekçi olup yapılması gereken neyse onu yapmalarını tavsiye ediyorum. Duygusal davranmamak gerekir. Dediğim gibi herkes iyi bildiği işi en iyi şekilde yapmalı. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz