Dünyanın mükemmel performanslı CEO'ları

Dünya genelinde 2 bine yakın CEO hakkında veri topladık. Üst basamaklarda kimsenin adını bile isimler var.

17.07.2015 20:48:240
Paylaş Tweet Paylaş
Dünyanın mükemmel performanslı CEO'ları
Bir CEO’nun performansını değerlendirmek için ne türden bir zaman penceresinin kullanılması gerektiğine
dair şiddetli bir tartışmanın başlamasına neden olan mevcut ekonomik sıkıntıların baş sorumlusu olarak
kısa vadeli düşünmeyi görenlerin sayısı hayli fazla. Bugün artık direktörler kurulları da üst düzey yöneticiler
de ve yatırımcılar da CEO’ların uzun bir zaman diliminde işlerin iyi ve kötü taraflarıyla nasıl baş ettiğini bilmek istiyor. Yönetici prim planlarının çoğu, “uzun vade”yi üç yıllık bir zaman dilimi olarak tanımlar; ancak gerçek hayatta bir CEO’nun liderliğinin sınanması için onun tüm görev süresi boyunca şirketinin nasıl performans
gösterdiğine bakılması gerekir. ~Halka açık büyük şirketlerde çalışan ve 30 Eylül 2009 tarihine kadar halen işlerinin başında olan veya ayrılmış CEO’lardan hangilerinin en mükemmel performansı gösterdiğini araştıran bu sıralama, kendi alanında bir ilktir. Bulgularımızı netleştirmek için dünya genelinde 2 bine yakın CEO hakkında veri topladık. Apple’ın Steve Jobs’unun bu sıralamada üst sıralarda yer alması kimseye şaşırtıcı gelmeyebilir, ancak bu listede herkesi gerçekten şok edecek birkaç isim de mevcut. Üst basamaklarda kimsenin adını bile
duymadığı bazı isimler göreceksiniz. Elbette tersi de doğru: Bu dergi baskıya girerken anlı şanlı bazı yüzler bırakın ilk 50’yi, ilk 100’e, hatta ilk 200’e giremiyordu. (Listeye bir göz atmak için hbr.org/top-ceos adresine bakabilirsiniz.) Gerçekten bizim sıralamamız, en çok beğenilen veya en yüksek maaşlı CEO’lar sıralamalarıyla hiç örtüşmüyordu. Bir yöneticinin sıralamada üst seviyelerde yer alma ihtimalini artıran faktörleri bulmak için verileri analiz ettiğimizde, birkaç tane sürpriz gelişmeyle karşılaştık. Her ne kadar içinde bulunulan şartların önemli bir etkisi olabileceği düşünülse de biz en mükemmel performanslıların birbirine taban tabana zıt ülkeler ve endüstrilerden çıktıklarına şahit olduk. CEO’ların geçmişteki deneyimleri kuşkusuz önemliydi ancak kendilerinin miras aldıkları veya bıraktı kları koşullar da çok önemliydi. Elimizdeki veriler, endüstriden, ülkeden ve ekonomik dalgalanmalardan kaynaklananların da ötesinde CEO’ların, şirketlerin performansı nda büyük rol oynadığını gösteriyordu. Bu da bize CEO’ların değerlendirilmesinde, seçiminde ve veliaht planlaması sürecinde, objektif ve uzun vadeli ölçümlerin kullanılmasının ne kadar önemli olduğunu anlatıyordu.

Performansı nasıl yargıladık?
Sıralamamızı oluşturmadan önce 1997’den bu yana Standard&Poor’s Global 1200 ve BRIC 40 endekslerine dahil edilen tüm halka açık şirketlerin CEO’larını tanımladık. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin gibi BRIC ülkelerinden şirketlerin de araştırmamıza dahil edilmesi çok önemliydi. Zira gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızları fevkalade yüksekti. Bir CEO’nun sıralamamıza dahil olabilmesi için göreve 1995 Ocak ayından önce veya 2007 Aralık ayından sonra başlamamış olması gerekiyordu. (“Bu Sıralama Nasıl Yapıldı” kutucuğuna bakın.) İşte
zaten Jack Welch, Warren Buffet, Larry Ellison ve Bill Gates gibi CEO’ları burada bulamamanızın nedeni de bu kuraldır. Sıralamaya dahil edilmiş olsalardı muhtemelen üst basamaklarda yer alacak bu karakterlerin hepsi de göreve 1995’ten önce başlamıştı. Sonuçta araştırmamızı bitirdiğimiz gün elimizde 731’i halen görevinin başında olan 1.999 CEO ile baş başa kaldık. Bu grubun içinde, 33 farklı ülkeden ve farklı şirketten gelmiş 48 farklı milletten insan vardı. Bu yöneticilerin ortalama CEO olma yaşı 52’ydi ve halen görevlerinin başında olanların ortalama görevde kalma süresi de 6 yıldı. Ayrıca CEO’lardan sadece yüzde 1,5 kadarı kadındı ve yüzde 15 kadarı da farklı ülkelere ait şirketlerde görev yapıyordu. Yani CEO’lar açısından global bir iş piyasasından
bahsetmek için henüz çok erken. Sonra önümüzdeki 1.999’lar listesinin bulunduğu sıralamaya baktık ve aynı ülkeden ve aynı endüstriden olmak kaydıyla diğer firmaları hisse senedi getirisi bakımından geride bırakanlara
kimler liderlik yapmış diye sorduk. Sıralamamızda üç tane ölçümü birleştiriyorduk: Ülke bazında getiriler, endüstri bazında getiriler ve görev süresi boyunca şirketin piyasa değerindeki değişim. ~

Top CEO’lar ne kadar iyiydiler?
Bir lider olarak ilk 50 sıralamamıza girebilmeniz için dikkate değer bir performans sergilemiş olmanız gerekiyordu. Bu CEO’lar görevde kaldıkları süre içinde hissedar getirisini ortalama yüzde 997 artırmıştı. Bunun anlamı ise yıllık bazda yüzde 32’lik gibi muhteşem bir getiri artışı demektir. Bu rakam endüstriyel etkiler çıkarıldıktan sonra yüzde 30’a düşerken, ülkesel etkiler çıkarıldıktan sonra da sadece yüzde 29’a inmektedir. Top 50’ye girebilenler ortalamada kendi şirketlerinin hissedarlarının zenginliğini 48,2 milyar dolar artırabilmişti. Şimdi gelin bu rakamları, 1.999 lider sıralamasının en altlarında yer alan ve toplam görev
süreleri boyunca ortalama toplam hissedar getirisi yüzde -70 olan ve yıllık getiri bazında yüzde 20’ye tekabül eden ölçümlere sahip diğer liderlerle karşılaştıralım. Bu kırık karneli yöneticiler ortalamada hissedar değerine 18,3 milyar dolar tutarında bir hasar vermiştir. Listedeki No.1 CEO olan Steve Jobs, 1997 yılında fevkalade sıkıntılı bir dönem geçiren Apple’a tekrar CEO olduktan sonra bu şirkete yüzde 3,188 gibi (yıllık bazda bileşik yüzde 34) göz kamaştırıcı bir getiri artışı sağlamıştı. O günden 2009 Eylül’ünün sonuna kadar Apple’ın piyasa değeri 150 milyar dolar daha arttı. No.2 CEO olan Yun Jong-Yong, Güney Koreli Samsung Electronics’e 1996 ile 2008 yılları arasında liderlik yaptı. Yun sahne arkasında durmasını en iyi bilen liderlerden biridir. Görev süresi boyunca Samsung’u sıradan bir çip ve basmakalıp bilgisayar donanımı üreticisi olmaktan çıkarmış ve pahalı
cep telefonları gibi dijital ürünler satan bir inovasyoncuya dönüştürmüştü. Yun döneminde hissedarların zenginliği 127 milyar dolar daha artmış ve endüstri-bazındaki toplam getiri de yüzde 1.458’e ulaşmıştı. Yun aynı zamanda görev süresini tamamlamış yöneticiler arasında en mükemmel perfomansı gösteren CEO’ydu da. Bir diğer top performansçı da 1996 yılından bu yana Kaliforniya merkezli bir biyo-ilaç firması olan Gilead Sciences’ın başında olan John Martin’dir. (No.6) Görevde olduğu süre sonunda endüstri-bazında yüzde 054’lük ve yıllık bazda da yüzde 26’lık getiri sağlamıştır. “Sessiz Lider” olarak tanımlanan Martin, hayat kurtaran ilaçların gelişmekte olan ülkelere nasıl ulaştırılabileceği üzerine kafa yoruyor. Kendisi bizzat Gilead’ın günde bir dozluk
AIDS ilacının ve antivirütik Tamiflu ilacının geliştirilmesi sürecine liderlik yapmıştı. ~

Yıldız CEO’lar çakıştı mı?
Kendi sıralamamızı diğerlerinin yaptığı CEO derecelendirmeleriyle karşılaştırdığımızda dikkatimizi çeken en önemli noktalardan biri de bizim listemizde kimlerin yer almadığıydı. Örneğin bir grup editörün, yatırımcılar, analistler ve yöneticilerle yaptıkları görüşmelerden sonra oluşturdukları ve dünyanın en saygı duyulan 30 CEO’sunu belirleyen Barren’s 2009 sıralamasına bakalım. Hem Barren’ın sıralaması na hem bizim Top 30 sıralamamıza giren 5 yönetici var: Steve Jobs, John Chambers, Jeff Bezos, Hugh Grant ve Terry Leahy. Ancak
JPMorgan Chase’den Jamie Dimon, Nintendo’dan Satoru Iwata, IBM’den Sam Palmisano ve Exxon Mobil’den Rex Tillerson gibi Barren’a göre “en saygın CEO”lardan bazıları bizim Top 50 sıralamamızın yanına yaklaşamamış.
Aralarında Renault-Nissan’dan Carlos Ghosn’un, Fiat’tan Sergio Marchionne’nin, Morgan Stanley’den John Mack’ın, General Electric’den Jeffrey Immelt’in, Novartis’den Daniel Vasella’nın, ve Walt Disney’den Robert Iger’in
de olduğu diğer pek çok meşhur CEO, bizim kategorimize girme başarısını gösteremedi. Herkesin tanıdığı bu CEO’lardan bazıları belki çok da kötü performans göstermemişlerdi ancak bugüne değin sergiledikleri toplam hissedar getirisi kriterine göre top performansçılar arasına girememişlerdi. Amerika’da en yüksek maaşı alan CEO’lar sıralamasına baktığımızda da bizim Top 50’mizle çakışan çok az sayıda CEO görüyoruz. Bazı sıralamalarda sadece yıllık ödenekler dikkate alındığından ve biz CEO’ların uzun vadeli performanslarını kaale aldığımızdan, bunun nedeni farklı zaman çerçeveleri olabilir. Ancak her şeye rağmen Associated Press’in yayınladığı 2008 yılında halka açık şirketlerde en yüksek maaşları alan ilk 10 yöneticinin bizim Top 50 sıralamasına girememiş olması oldukça enteresandı. Ancak prim zaman çerçeveleri biraz daha uzun zaman dilimine yayıldığında bu sıralamalardaki çakışma oranı daha da artıyordu. Forbes Dergisi’nin 2003-2008 dönemi en yüksek gelirli CEO’lar sıralamasında yer alan ilk 50 CEO’dan beşi bizim Top 50 sıralamamıza girebiliyordu. Bu beş CEO’dan biri bu listede en yüksek maaşı alan üçüncü kişi olan Steve Jobs olurken, diğeri de bize göre No.4 performansçı olan ve en yüksek maaş alanlar arasında altıncı sırada olan John Chambers’di. Ancak en hayran olunan ve en yüksek paraların ödendiği CEO’lar sıralamasıyla bizim uzun vadeli performanslara göre oluşturduğumuz Top 50 sıralaması arasında neden bu kadar az örtüşme bulunduğu hala ciddi bir soru işareti.

Bir CEO’nun performansına neler katkıda bulunur?
Eğer yeni atanmış bir CEO iseniz size kalan miras veya sizin kendi özgeçmişiniz bu sıralamadaki yerinizi nasıl belirler? Analizimizde bazı faktörler üzerinde gerçekten etkili olan birtakım öngörüler didik didik ediliyor. Her ne kadar çok da kapsamlı olmasalar da bu öngörüler günümüzdeki tartışmalara ışık tutabilir.
Ülke ve endüstri Bu listeye hızlı bir bakış, güçlü performansın nasıl coğrafyasal anlamda yaygın olmadığını gösteriyor; bu listede hiç bir ülkenin ağırlığı yoktu. Top 50 sıralamamızdaki 19 CEO ABD merkezli şirketlerdendi ancak araştırmamızdaki 1.999 şirketten zaten yüzde 42’si ABD’li şirketler olduğundan bu sonuç hiç de şaşırtıcı değildi. Top 50 sıralamasında 16 ülke Top 200 sıralamasında ise 25 ülke temsil ediliyor. CEO performansı ne serbest piyasa ağırlıklı ülkelerde ne de gelişmekte olan piyasalarda bariz bir kümelenme göstermiyor. Aslında analizimiz listemizdeki CEO performansı farklılıklarının sadece yüzde 8’inin ülke bazındaki farklılıklardan kaynaklandığını ortaya koyuyor. Analizimiz performans farklılıklarının sadece yüzde 11’inin CEO’ların geldikleri endüstrilere atfedilebileceğini gösteriyor. ~
Enerji, telekomünikasyon, sağlık-bakım teçhizatları, tedarikçiler ve perakende gibi bazı endüstriler Top 200 sıralamasında dikkat çekici bir şekilde aşırı temsil ediliyor. Araştırdığımız tüm grup içinde enerji endüstrisinin payı sadece yüzde 4 iken Top 200 basamaklarında kendilerine yer bulan enerji şirketleri CEO’larının oranı ise yüzde 12’ydi. Gerçi perakende gibi düşük büyümeli bazı endüstrilerin de kendilerini gayet mükemmel temsil edebildikleri göz önüne alınırsa enerji sektörünün aşırı temsil edilmiş olması hiç de şaşırtıcı gelmemelidir. Bu
durum bize CEO’ların hızlı büyüyen endüstrilerden gelemeseler bile eşsiz birer performans gösterebileceklerini söylüyor. Her ne kadar Top 10 CEO’dan 6’sı BT veya internet-tabanlı (Apple, Samsung, Cisco, Amazon, eBay ve Google) endüstrilerdeki şirketlerden geliyor olsalar da bu tip ileri teknoloji şirketleri Top 200 içinde aşırı bir şekilde temsil edilmiyor. Araştırma grubunun dip sıralarında otomotiv, otomotiv parçaları ve medya endüstrilerinden gelen şirketlerin CEO’larının çokluğu hiç de şaşırtıcı değil. Ancak otomobil sektöründen gelen az sayıda CEO gerçekten müthiş başarılı işler çıkartmıştı. Örneğin listemize 29’uncu sıradan giren Hyundai CEO’su Chung Mong-Koo gibi. (Ancak tüm itibarını 2007 yılında zimmetine para geçirme suçlamasıyla aldığı
sonradan ertelenen hapis cezası yüzünden kaybetmişti.)
İçeriden olmak İçeriden CEO’ların mı yoksa dışarıdan CEO’ların mı daha başarılı olacağı, bitip tükenmek bilmeyen bir tartışma konusudur. Konvansiyonel bakış açılarından bir kısmı, dışarıdan CEO’ların dahili paydaşlara ve imtiyazlı kurumlara karşı daha tarafsız olmaları ve minnet borcuyla hareket etmedikleri için bilhassa başının çaresine bakamayan şirketlerde değişimi benimsetmekte ve alınan sonuçları iyileştirmede bir hayli başarılı olduklarını ileri sürer. Dışarıdan CEO’lara iyi bir örnek olarak listemize 19’uncu sıradan giren John Thompson gösterilebilir. John, 1999 yılında sönük bir performans gösteren Symantec’e CEO olmak için IBM’deki işinden istifa etmiş ve 10 yıllık görev süresinin sonunda da bu şirketi pırıl prıl parlayan seçkin bir konuma getirmişti. Harvard Business School’dan Joseph Bower ile Rakesh Khurana ve diğer işletmecilik araştırmacılarınca benimsenen alternatif bakış açısı ise CEO odasına içeriden yetiştirilmiş bir yeteneğin oturtulmasının daha iyi bir tercih olduğunu ileri sürüyor. Onlar dışarıdan CEO’ların hem pahalıya patladıklarını hem uzun vadeli büyüme için gerekli endüstri ve firma bazındaki kritik bilgilere sahip olmadıklarını iddia ediyorlar. Ancak 1.999 kişiyi kapsayan analizimizde biz de içeriden CEO’ların genellikle daha iyi işler çıkardığını tespit ettik. Onlar listenin tamamında dışarıdan CEO’lara göre ortalama 57 basamak daha yukarıdaydı. Diğer şirketlere kıyasla başı dertte olan firmalar dışarıdan CEO getirmeye daha eğilimli oluyor. Yeni bir CEO atanmadan önceki iki yılları boyunca yüzde 46 veya daha kötü toplam getirisi olan şirketlerin yüzde 37’si bu iş için dışarıdan CEO getirmişken bu yola başvuranların toplam şirketler arasındaki oranı yüzde 21’de kalmış. Başı beladaki şirketlere getirilen CEO’ların aldıkları sonuçları kıyasladığımızda dışarıdan gelenlerin içerden gelenlere karşı üstünlük kurduğunu göremedik. ~
MBA sahibi olmak Almanya, İngiltere, Fransa ve Birleşik Devletler gibi üniversite dereceleri hakkında güvenilir bilgiye sahip ülkelerin şirketlerinden CEO’lara baktığımızda (ki 1.109 CEO master’lıydı), MBA derecesine sahip CEO’ları n yüzde 32’sinin MBA derecesi olmayan CEO’lara kıyasla ortalama 40 basamak daha yukarda yerler aldığını gördük.
Bir performans pisti Bir CEO olarak eğer bu görevi, sıkıntılı bir şirketin vasat bir CEO’sundan devraldıysanız anlı şanlı bir performans gösterme ihtimaliniz oldukça yüksek mi demektir? Yoksa bu görevi güçlü bir şirketteki başarı lı bir seleften devraldıysanız mı başarı şansı nız daha yüksektir? Bu soruya pek çok insan cevap olarak üstün sonuçlar elde etmenin en iyi yolunun güçlü bir şirkette çalışmaktan geçtiğini söyleyecektir. Biz ise durumun hiç de öyle olmadığını bulduk. İşe başladıklarından önceki iki yıl boyunca berbat performans gösteren şirketlerin başına geçen CEO’ların sıralamamızda aldığı ortalama yerlerin, müthiş güçlü performans gösteren şirketlerin başına geçen CEO’ların aldığı ortalama yerlere kıyasla 96 basamak yukarda olduğunu tespit ettik. Haleflerin görev sürelerinin tamamına baktığı mızda sıralamadaki bu fark daha da açılmaktadır. Hem selef hem de halefi hakkında verilere sahip olduğumuz 790 şirket üzerinde yaptığımız analizde, yıldız bir selefin genellikle
halefine mükemmel bir pist bırakmadığına şahit olduk. 1.999’lar grubunun tamamındaki top yüzde 50 seleften görevi devralan halef CEO’ların ortalamada aksini yapanlardan 583 basamak daha aşağıda yer aldığını bulduk. Örneğin Adecco’nun 1996 ile 2002 yılları arasında son derece başarılı bir şekilde CEO’luğunu yapan John Browner’ın (listemizde No.143) ardından CEO yapılan Jerome Caille, üç yıl sonunda aldığı hayal kırıklığı yaratan sonuçlar yüzünden işten kovulmuştu. Caille’in yönetimi altındaki Adecco’nun performansı da sıralamada fevkalade aşağılara inmişti. Genel olarak görevi başarılı bir CEO’dan devralarak sıralamada üst basamaklara
tırmanabilen çok az CEO gördük.
Altın standardı Başarının sürdürülebilmesi yeterince zor bir iş olduğundan belki de CEO performansının en iyi ölçümü onun ofisi terk ettiği günden sonrasına bakılmasıdır. Ancak bizimki de dahil olmak üzere performans ölçümlerinin çoğu bir CEO’nun arkasında güçlü mü yoksa zayıf mı bir şirket bıraktığına bakmaz.
Asıl altın standardındaki bir sıralamanın sadece kendi görev süreleri boyunca değil ama şirketten ayrıldıktan sonra da başarılı performans göstermeye devam eden şirketlerin CEO’larını kapsaması gerekir. Bu tipte bir sıralama oluşturmak için veritabanımızdan üç ya da daha fazla yıl önce görevlerinden emekli olan yöneticileri
çıkararak 803 CEO’luk bir liste yarattık ve sonra bu CEO’ların şirketlerinin kendi görev süreleri boyunca ki ve ayrılmalarından sonraki üç yıl içindeki performanslarını sıraladık. ("Kimlerin Şirketleri Onlar Ayrıldıktan Sonra da Başarılı Oldu?" kutucuğuna bakın.)
HER NE KADAR GÜNÜMÜZDE Bu listeyi hazırlarken çok önemli bu iki engelin üstesinden gelmeye çalıştık. Biz CEO’ların katkılarının uzun vadeli gözlüklerle incelenmesinin bizlere çok daha net bir bakış açısı ve çok daha mükemmel öngörüler sunacağına inanıyoruz. Elinizdeki Top 50 sıralaması, hiçbir ülkenin veya endüstrinin performans konusunda tekele sahip olmadığını gösteriyor. Ancak uzun vadeli bir perspektişe kapak hikayelerinin ve makyajlı iş vakası araştırmalarının cafcaflı parıltısından uzak duran ama ardı ardına her yıl muazzam başarılara imza atan “sessiz” CEO’lar gibi bir dizi “gizli mücevher”in gün ışığına çıkarılabileceğ
ini de ispatlıyor. Onların bu başarıları, CEO’ların değerlendirilmesinde yeni bir yaklaşımın geliştirilmesi için ikna edici bir argüman olabilir. Bizler mükemmel liderliğin doğasını ancak onların çalıştıkları şirketlerin görev süreleri boyunca ve görevden ayrıldıktan sonraki performanslarını analiz edip karşılaştırarak anlamaya
başlayabiliriz. ~

Bu sıralama nasıl yapıldı?

İzleyeceğimiz CEO’ları S&P Global 1200 ve S&P BRIC 40’tan seçtik; bu endekslerde ardı ardına en az dört yıl kalabilmiş şirketlerin CEO’larını dikkate aldık. Verilerin güvenilirliğini ve yeterliliğini garanti altına almak için 1995’ten önce veya 2007’den sonra görevlerine başlayan CEO’ları dışarıda bıraktık. Finansal performansları ise görevdeki son günleri itibarıyla veya halen görevdeler ise 30 Eylül 2009 itibarıyla ölçtük. Sonuçta elimizde 1.205 şirketten 1.999 CEO kaldı.
Ölçümler Finansal verileri Datastream ile Worldscope’tan edindik ve her bir CEO’nun görevde kaldığı süre boyunca (veya CEO hala örevdeyse 30 Eylül 2009 itibarıyla) günlük bazda şirket getirilerini hesapladık. Ayrıca CEO’nun görev süresinin ardından gelen üç yıl için de günlük getirileri hesapladık (mümkün durumlarda). Burada üç tane ölçüm kullandık:
Ülke-bazında şirket getirileri (TSR) Bir şirketin herhangi bir CEO’nun görev dönemindeki toplam hissedar getirilerini (yeniden yatırıma dönüşen kâr payları da dahil) hesapladık. Sonra aynı ülkedeki firmaların aynı dönemdeki ortalama getirisini hesapladık ve bu rakamı şirketin getirisinden çıkardık. Hisse senedi piyasalarındaki genel bir artıştan kaynaklanabilecek her türden hisse senedi fiyatı artışını dışarıda bıraktık.
Endüstri-bazında şirket getirileri (TSR) Ayrıca endüstri bazında işlerin iyi gitmesinden kaynaklanan
getiri artışlarını dikkate almamak için endüstrinin ortalama getirisini de hesaptan düştük.
Piyasa değeri değişimi CEO’ların tüm görev süreleri boyunca şirketlerinin hisse senetlerinin değerinden kaynaklanan piyasa değerlerini ölçtük; her bir ülkedeki enflasyon oranlarından faydalanarak bu ölçümleri uyarladık ve 2006 yılı döviz kurlarını kullanarak her birini ABD dolarına çevirdik. Bu rakamın üzerine kâr payı ödemelerinin ve geri satın alınan hisselerin enflasyon ve döviz kuru değişikliklerine göre güncellenmiş son halini ekledik ve sonra ihraç edilen hisse senetlerinin güncellenmiş değerini bu rakamdan çıkardık. Sonra tüm CEO’ları bu üç ölçüm bazında 1’den (en iyisi) 1.999’a kadar sıraladık ve nihai sıralamaya ulaşmak için bu üç sıralamanın ortalamasını aldık. İlk iki ölçüm küçük şirketler lehine bir sapma ve üçüncü ölçüm ise büyük
şirketler lehine bir sapma yarattığından üç ölçümün birden kullanılması dengeli bir yaklaşım olmuştur.
Analiz 1.999 CEO’ya ait veri seti üzerinde regresyon analizleri yaptık. Bu sayede bazı faktörleri kontrol altına alabildik ve bir CEO’nun sıralamadaki yerini etkileyebilecek tek bir faktörün (MBA yapmış olmak gibi) etkisini izole edebildik. Bu makalede bu etkilere de yer verilmektedir. ~

Dünyanın en mükemmel performanslı CEO’ları

1. STEVE JOBS
2. YUN JONG-YONG
3. ALEXEY B. MILLER
4. JOHN T. CHAMBERS
5. MUKESH D. AMBANI
6. JOHN C. MARTIN
7. JEFFREY P. BEZOS
8. MARGARET C. WHITMAN
9. ERIC E. SCHMIDT
10. HUGH GRANT
11. ROBERT L. TILLMAN
12. WILLIAM GREEM
13. GARETH DAVIS
14. WILLIAM J. DOYLE
15. BENJAMIN STEINBRUCH
16. BART BECHT
17. MASAHIROSAKANE
18. TERRY LEAHY
19. JOHN W. THOMPSON
20. GRAHAM MACKAY
21. MIKAEL LILIUS
22. MIKHAIL PROKHOROV
23. MARK G. PAPA
24. C. JOHN WILDER
25. FRANK CHAPMAN ~
26. PAUL CHISHOLM
27. DAVID B. SNOW, JR.
28. TOMEO
29. CHUNG MONG-KOO
30. JOHN C.S. LAU
31. STANLEY FINK
32. ANTOINE ZACHARIAS
33. JUAN VILLALONGA
34. HARRY ROELS
35. CHARLES GOODYEAR
36. MATTEO ARPE
37. FLORENTINO PEREZ
38. FUJIO MITARAI
39. ROY GARDNER
40. THIERRY DESMAREST
41. WANG JIANZHOU
42. FU CHENGYU
43. MARK C. PIGOTT
44. WILLIAM A. OSBORN $
45. CRAIG S. DONOHUE
46. DAVID SIMON
47. LARRY C. GLASSCOCK
48. AJ.SCHEEPBOUWER
49. FREED KINDLE
50. DAVID E.I. PYOTT

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz