İkinci tercihim

İşte futbolculuktan genelkurmay başkanlığına, stil danışmanlığından tiyatroculuğa zirvedekilerin ikinci tercihi…

5.12.2016 12:16:570
Paylaş Tweet Paylaş
İkinci tercihim
Herkes çocukken bir şey olmayı hayal eder. Oyunlarımız sırasında kimimiz itfaiyeci, kimimiz öğretmen olur gelecekte hayal ettiğimiz yaşamımızı taklit etmeye çalışırız. Oynadığımız takımın golcüsüysek profesyonel futbolculuk, lise orkestrasında solistsek caz şarkıcılığı, üniversite dergisinde çalışıyorsak gazetecilik planları yapılır. Zamanla büyüdükçe eğitimler, hobilerle birlikte başka ilgiler devreye girer. Buradan yola çıkarak zirvedeki iş insanlarına hem çocukluk hayallerini hem de “Şu andaki işlerini yapmıyor olsalardı ne yapacaklarını” sorduk. Birbirinden renkli cevaplar aldık. Örneğin Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Nane, çocukken astoronot olmak istemiş şimdi ise ikinci tercihinin turizm olduğunu söylüyor. Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur ise 20’li yaşlarına kadar başbakan olmayı kafasına koymuş bugün ise inşaat sektöründe olmasa “Toplumsal yönü olan manevi bir iş yapacağını” belirtiyor. Çocukluğundan beri sanata ilgi duyan Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış CEO’su Ali Haydar Bozkurt’un ikinci tercihi tiyatroculukken, Generali Türkiye Genel Müdürü Mine Ayhan şu anki işini yapmasaydı stil danışmanı olabileceğini anlatıyor.

DOĞAN’IN YAZARLIK HAYALİ
 Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, çocukluğunda hep girişimci olma hayalleri kurmuş, fakat dönemin şartları memur olmasını gerektirmiş. Doğan, “Sonrasında ilk girişimcilik hamlem memurluktan istifa etmek oldu” diyor. Bugün iş adamı kimliğinin yanında melek yatırımcılığa devam eden Doğan, diğer büyük hayalini ve bunu nasıl hayata geçirdiğini şu sözlerle anlatıyor: “İkinci hayalim de yazarlıktı. Bazı yerel gazetelerde köşe yazıları yazdım. Üçüncü kitabım olan ‘İş’te Tecrübelerim’ nisan ayında piyasaya sunuldu. Şu anki işimi yapmıyor olsaydım köşe yazarı olmak isterdim.” Bir diğer girişimci, Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın girişimcilikten çok mutlu ama küçükken hep futbolcu olmak istemiş: “Küçüklükten beri futbola yoğun bir ilgim vardı. Oynamayı da çok severdim. Tabii şimdi bu kiloyla oynamak mümkün değil ama eskiden günde kaç maç yaptığımızı bile hatırlamıyorum. Futbol konusunda bence bayağı da yetenekliydim. Artık oynamasamda izleyici olarak futbola ilgimi devam ettiriyorum.”

GENELKURMAY BAŞKANI OLABİLİRDİ
Terteks Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel de Nevzat Aydın gibi çocukken hep futbolcu olmak istemiş ama futboldaki başarısızlığı zamanla onu bu fikirden caydırmış. “Hep ticarete yatkın biriydim” derken, onu askerlikten girişimciliğe sürükleyen bu motivasyonu şöyle anlatıyor: “Ben askeri lise mezunuyum. Normal koşullarda harp okuluna gidip subay olmam gerekiyordu. Hayat çizgim oydu, iyi de bir öğrenciydim fakat girişimcilik yönüm ağır bastığı için liseden mezun olduktan sonra işletme fakültesine gittim.” Öncel, ticarette başarısını ispatlasa da askeri hatta ilerlemesi halinde komuta kademesinde yer alabileceğini düşünüyor: “Çünkü ben idealistim. Zaten Harp Okulu’na giren öğrencilerin hepsi genelkurmay başkanı veya kuvvet komutanı olmak ister. Lisedeyken hayali omuzlarında o parlak yıldızları görmektir. Çünkü oralara çok zor girilir. Hem yazılı sınavları hem spor sınavlarını geçeceksiniz, hem fiziksel koşullarınız ona uygun olacak hem de sağlık muayenelerinden geçeceksiniz. O eleme yöntemi size bunu dedirtiyor.” Öncel, işadamı olmasa gazeteci de olabileceğini söylüyor. Nedenlerini de şöyle özetliyor: “Üniversite 1’inci sınıftayken Güneş gazetesinde öğrenci muhabirliği yapıyordum. Gazeteciler bir sürü hayatı, bir sürü insanı bir arada yaşıyor. Gazetecilik de o manada hoşuma giden bir meslek. Çünkü gezmek, görmek, değişik insanlarla tanışmak ve değişik ortamlarda olmak hoşuma gidiyor.”~“ASLINDA MÜHENDİSLİĞİ İSTEDİM”
NG Hotels İcra Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, çocukluğunda önce eczacı olmak istemiş. Gür, o günleri şu sözlerle anlatıyor: “Çocukluğum hep 1 yaş büyük ablam Sema ile birlikte geçti. Ablam doktor olmak isterdi. Ben de ‘ablam doktor oluyorsa ben de eczacı olayım, hastalarını bana yollar onlara sattığım ilaçlardan para kazanırım’ diye düşünürdüm.” Gür’ün hedefleri lise yıllarında değişiyor. Gür, “Lise sona geldiğimde kendime Koç Üniversitesi’ni hedef seçtim. Uluslararası ilişkiler bölümünün ilk yıllarını okurken diplomat olmak istiyordum. Ancak, daha sonra aile şirketlerimizde çalışmamın daha uygun olacağına karar vererek derslerimi bu yönde seçmeye başladım” diyor. Gür, şu anki işini çok severek yaptığını belirtse de eklemeden geçemiyor: “İlla başka bir iş yapmam gerekseydi mühendislik alanında bir şeyler yapmak isterdim. Mühendislerin analitik ve reel bakış açılarının onlara çok şey kattığını düşünüyorum.”

“KEŞKE SOSYOLOG OLSAM”
Horoz Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Taner Horoz’un çocukluğu hep aile şirketlerinde geçtiğinden o günlerde başka bir mesleğin hayalini kurmamış: “Çocukluğumda babam, dedemin kurduğu bir işi sürdürüyordu. Ben de çocukluk yıllarından itibaren şirkette çalışmaya yönelik yetiştirildim. İşin içine doğdum diyebilirim. Zaten o dönemlerde, aile işini yapan çoğu arkadaşımın da aklına ‘başka bir iş’ yapılabileceği gelmiyordu. Tatillerim çoğunlukla limanlarda, işin içinde geçti. Babam gemi tahliyesindeyken ben de limanda top oynardım. Üniversite sonrası da şirketin çeşitli birimlerinde farklı görevlerde bulundum. Her zaman bayrağı bir adım yukarı taşıyabilir miyiz etiğiyle büyütüldük.” Horoz, farklı sektörleri/yeni teknolojileri öğrenmeyi, farklı coğrafyalara açılmayı, çok farklı geçmişlerden gelen kişilerle birlikte olmayı gerektirdiği için işini severek yaptığını söylüyor ama yine de ekliyor: “Bu işi yapmasam, sosyolog olmayı isteyebilirdim. İnsan ve toplumları incelemek, birey ve sosyal birey özelliklerini anlamlandırmak ilgimi çekiyor. Hele ki yaşadığımız toprakların geçmiş medeniyetlerden kalan mirasıyla birlikte çeşitlenen insan mozaiğinin yapısını iyi incelemek, ortak değerlerimizi tespit edip farklılıklarımızı zenginliğimize dönüştürmek oldukça önemli. Ülkemiz insanının ortak kimlik, ortak hedef yoksunluğunun, ülkemizin siyasi ve toplumsal açıdan en büyük problemi olduğunu düşünüyorum. Bu konularda çalışmak isterdim.”

BAŞBAKANLIĞI HEDEFLEDİ
Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, en başından beri amacının hep toplumsal faydası yüksek işler yapmak olduğunu söylüyor. Timur şöyle devam ediyor: “Hatta 4 yaşından 22 yaşına kadar tek hayalim başbakan olmaktı. Başbakan olmak istememin en önemli nedeni ise toplumsal çarpanı en yüksek iş olmasıydı. Çok da inanmıştım buna. O yüzden hukuk eğitimi aldım. Fakat babam sağlığı nedeniyle zorlanmaya başlayınca işleri devralmak zorunda kaldım ve Mersin’e döndüm. Bir anda kendimi patron olarak işin içinde buldum. Başbakan olamadım ama ana amacı toplumsal fayda sağlamak olan Nef’i kurdum. 2015’te hala pazar lideriyiz. Daha önemlisi şirketimizi kurarkenki asıl amacımızı yerine getirebiliyoruz. Şu ana kadar dağıtılabilir karımızın tamamını toplumsal sosyal sorumluluk işlerine bağışladık.” “Şu andaki işimi yapmıyor olsaydım, toplumsal yönü olan manevi bir iş yapardım” diyen Timur, bunun nedenini de şu sözlerle açıklıyor: “Hep şunu düşünürdüm, ‘İnsana verilen yaşam görevi ne acaba, dünyadaki varoluş amacımız ne’ sonra kendi kendime ‘Allah hangi konuda yetenek veriyorsa, mutlaka o konuda görev veriyordur’ sonucuna ulaştım. Benim de bu işte yeteneğim olduğuna karar verdim. Emlak sektörüne adım atarken, bunun sürekli olacağını düşünmemiştim. Fakat sürekli olacağını anladıktan sonra da, topluma yarar sağlama hedefimden asla vazgeçmedim.”~İKİ CEO’NUN ARKEOLOJİ DÜŞÜ
Sarten Ambalaj CEO’su Zeki Sarıbekir, küçükken hep arkeolog olmayı düşlemiş: “Annem ve babam antik kentleri gezmeye her zaman meraklıydı. Babam her fırsatta bana fabrikamızın bulunduğu Silivri ve civarındaki tarihi yerleri, Trakya’daki kemerleri ve köprüleri gezdirirdi. Antik kentlerin içinde en çok da Truva’dan, Truva atından ve hazinelerinden etkilenmiştim. Eski medeniyetlerin izini sürmek benim için özel bir ilgi alanı oldu. Ben de bir gün arkeolojik kazılar yapmayı, keşifte bulunmayı hayal ediyordum.” Çocukken arkeolog olmak isteyen bir diğer isim de Generali Türkiye Genel Müdürü Mine Ayhan. Ayhan, “Her çocuk gibi toprağı kazıp içinden tarih ve yaşanmışlıkları çıkaracağımı düşünürdüm. Biraz daha büyüdüğümde tarihe olan ilgimi fark ettim. Sanırım bu özelliklerimin de etkisiyle büyüyünce arkeolog olacağımı hayal ederdim” diyor. 
Ancak Ayhan, bugün ikinci tercihi sorulduğunda çok farklı bir alandan bahsediyor: “Eğer şu anki mesleğimi yapmasaydım modaya olan ilgimi eğitim alarak profesyonelliğe dönüştürmeyi isterdim. İnsanların görünüşlerinde doğru analizler yaparak değişimler gerçekleştirmek, adeta resim çizmek gibi bir şey diye düşünüyorum. Kişinin hedeflerini, sorun ya da ihtiyaçlarını dinleyip bir sonuca varmak, sonrasında bu sonucu kendi beğenilerinizle birleştirip bir görüntü ortaya çıkarmak beni heyecanlandırıyor. Böyle bakınca stil danışmanı olabilirmişim diye düşünüyorum.”

“TERCİHİM TUR REHBERLİĞİ”
İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök, çocukluk yıllarında yapmayı hayal ettiği mesleklerin dönem dönem değişiklik gösterdiğini anlatıyor. Gök, “İlk hatırladığım, çoğu kız çocuğu gibi parlak kıyafetlerinden etkilendiğim, prenses olmak, şarkı söylemek gibi hayallerdi. Sonra bir dönem arkeoloji çok cazip geldi. Kendimi kazılarda, antik şehirlerde hayal ederdim. Halen antik şehir gezmeyi çok severim” diyor. Gök, hayal mesleğini ise okul yıllarında keşfetmiş: “Annemin yoğun bir iş temposu vardı, bu nedenle okul çıkışlarında onun ofisine gidip orada vakit geçirdiğim çok oldu. Yapacak pek bir şey bulamadığım için sıkılırdım. Bu nedenle her gün aynı ofise gitmemi gerektirecek bir işin bana göre olmadığını anladım. Tüm bunlardan sonra, seyahat etmenin güzelliğini keşfettim ve hayal mesleğimi buldum: 5 yıldızlı otellerde gizli müşteri olmak.” Gök, şu anki işini çok severek yaptığını söyleyen Gök, “Her gün aynı ofise gitmiyorum ve oldukça sık seyahat ediyorum. Bu sebeple, eğer bu işi yapmasaydım, sanırım tur rehberliği gibi daha çok dışarıda olabileceğim ve bana hareket imkânı sağlayan bir iş seçerdim” diye konuşuyor.

BEYİN CERRAHI YA DA TİYATROCU

Domino’s Pizza Türkiye Genel Müdürü Aslan Saranga da gençken turist rehberi olup dünyayı gezmek isteyen isimlerden. Saranga, şu anki işini yapmıyor olsaydı, Silikon Vadisi’nde inovatif bir teknoloji start-up’ı kurmak istediğini de söylüyor. Aydınlı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Kavurmacı ise çocukken beyin cerrahı olmak istediğini belirtiyor. Sistema Genel Müdürü Ali Tolga Moral’in küçüklüğünden beri müziğe olan ilgisi de onun bugünkü alternatif tercihini kısmen belirlemiş. Moral, “Şu anki işimi yapmıyor olsaydım profesyonel performans koçu ya da müzik aletleri yapımcısı olmak isterdim” diyor. Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış CEO’su Ali Haydar Bozkurt ise Adana’daki lise yıllarında basketbol oynayarak spora, tiyatro ve müzikle uğraşarak da sanata yönelmiş. Ancak hayatında tiyatronun yeri hep başka olmuş. Bozkurt, tiyatro konusundaki ciddiyetini şöyle anlatıyor: “Tiyatroya olan ilgim, gençlik yıllarımı şekillendiriyordu. Tutkuyla bağlandığım tiyatronun ruhumu beslediğini görüyordum. Şu anki işimi yapmıyor olsaydım kesinlikle tiyatroyla ilgili bir şeyler yapıyor olurdum. 29 yaşıma kadar yani profesyonel iş yaşamımın başlangıcına kadar da tiyatroyla ilgilendim. Sonrasında da hiç uzak kalmadım diyebilirim.”~FERRUH TUNÇ KPMG TÜRKİYE BAŞKANI
“ÖNCE PİLOT SONRA ŞAİR OLMAK İSTEDİM”
GAZETECİLİK DÜŞÜ

Okula gitmeden önce pilot olmak isterdim. Bu fikrimi, ailemle birlikte gittiğim bir muayenehanede gördüğüm bir iltifat nedeniyle kısa bir süre dişçi olarak değiştirsem de hep aklımdaydı. Orta üçe doğru gazeteci olmak istedim. Türkçe öğretmenimiz beğendiğimiz gazete yazılarını kesip saklamamızı ve haftalık olarak ona iletmemizi isterdi.
SİYASAL GÜNLERİ
Lisede ne olacağımdan çok o zamanların efsanevi okulu Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girmeyi önemsedim. Kaymakam, vali, diplomat yetiştirdiğini öğrendiysem de beni okulun ünlü mezunları, değerli akademisyenleri çekiyordu. Taner Timur’un Türk Devrimi ve Sonrası kitabını lise sonda okumuştum.
İLHAM CEMAL SÜREYA’DAN
O zamanki tarih öğretmenimle yakınlarda telefonla konuştuk. Kitabı kendisine verdiğimi, hala sakladığını söyledi. Üniversitede idealim, çoğu 78’li gibi, memleketi kurtarmak ve şiir yazmaktı! Son sınıfa doğru, Cemal Süreya’dan esinlenerek, şiir yazmayı sürdürebileceğim bir meslek olarak Maliye Müfettişliği’ni seçtim.

ÖGET KANTARCI GİTTİGİDİYOR GENEL MÜDÜRÜ
“HIZ HAYATIMIN ODAĞI
BABASININ İZİNDEN

Çocukluğumdan beri hız hep hayatımın odağında oldu. O zaman çok aktif ve yerinde duramayan bir çocuktum, spora özellikle de tenise ve hızlı olan her araca büyük bir merak duyardım. Küçükken babam gibi ralli pilotu olmak ya da sporla ilgili bir meslek yapmak isterdim.
YARIŞÇI RUH
Bugün iş hayatının hızına kendimi kaptırmasaydım, profesyonel tenisçi veya babam gibi ralli pilotu olabilirdim. Hobi olarak tenis ve basketbol oynuyorum; yarış pistlerinde de vakit geçirmeyi çok seviyorum ama bunu meslek olarak yapmak da beni çok mutlu edebilirdi. Takım oyunlarını çok severim ama tenisin yeri bende hep ayrı.

MEHMET NANE PEGASUS HAVA YOLLARI GENEL MÜDÜRÜ
“BİR HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRDİM”
ÇOCUKLUK FANTEZİM
Çocukluktan gelen bir fantezim var. Ben hep astronot olmak isterdim. Tabii astronot olmak Türkiye şartlarında mümkün değildi. Daha sonra hayata atıldığımda doktor olmak istedim. Niye derseniz Tarsus Amerikan Lisesi’nden 55 kişi mezun olduk, bunların 33’ü doktor.
TURİZM İLGİSİ
İş hayatına başladıktan sonra turizm ilgimi çekti ve turizm alanında bir şey yapmak istedim. 5 yıl önce şahsi bir girişimle turizm alanına girdim, onu gerçekleştirdim. Şimdi de turizmin göbeğine Pegasus’la girmiş oldum. Çünkü bizim yaptığımız iş, iç ve dış turizmde aracılık ve taşıma hizmeti vermek. O yüzden de bir hayalim gerçekleşti diyebilirim.

ONAT ANGI AVES ENERJİ GENEL MÜDÜRÜ
“YEMEK YAPMAK YARATICILIK İŞİ”
SONSUZ OLASILIKLAR DÜNYASI

Şu anda yaptığım işi çok seviyorum fakat bunun dışında bir iş seçmem gerekse Michelin yıldızlı bir lokantada şef olmak isterdim. Yemek yaparken insan çok yaratıcı olabiliyor. Sonsuz olasılıklar dünyası yemek... Yaptıklarını güzel bir şekilde sunup insanların hem karnını doyurup hem de damaklarını çatlatabilmek heyecan verici olurdu.
DIŞ TİCARET HAYALİ
Üniversite yıllarındaki hayalim ise dış ticaret yapmaktı. İthalat/ihracat yaparak farklı ülkeleri tanımak ve seyahat etmek istiyordum. Son sınıfta Ankara’da dış ticaret müsteşarlığında staj yaptım. Stajıma ithalat genel müdürlüğünde mevzuat dairesinde başladım. Normalde 3 gün sonunda başka birime geçmem gerekirken, ilgi ve merakım nedeniyle beni tüm hafta daire başkanlığında tuttular. Stajın son günü bana iş teklif ettiler.
BANKACILIK OKULU
Aynı gün Ziraat Bankası’nın bankacılık okulunun son mülakatına girdim ve kazandım. Aklımda hep dış ticaret vardı. Bankacılık okulunu bitirince Ziraat Bankası bünyesinde Türkiye’de sadece üç tane olan dış işlemler ihtisas şubesini tercih ettim. Ancak bir gün Mersin’den bir teklif geldi. Genç ama dinamik ve gelecek vadeden bir firmaydı ve kurumsallaşmak istiyordu. Hiç tereddüt etmeden kabul ettim ve Mersin’e taşındım.
HAYAL GERÇEK OLDU
O tarihlerde üretimi ve ihracatı olmayan daha çok transit ticaret ve ithalata aracılık eden Aves bugün 139 milyon dolar ihracatla Türkiye’nin en büyük 150 ihracatçısı içinde yer alıyor. Dün Londra’da petrol fiyatlarının Rus ekonomisine etkisini anlatan bir sunuma katıldım ve aynı aksam Royal Albert Hall’da Jose Carreras’ı dinledim. Şu anda üniversite sıralarında hayalini kurduğum şeyleri yaşıyorum desem sanırım yalan olmaz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz