Lider babalardan paha biçilmez mektuplar!

Onlar artık iş dünyasının en güçlüleri... İşte duayen babalarından aldıkları o mektuplar

18.09.2014 12:01:400
Paylaş Tweet Paylaş
Lider babalardan paha biçilmez mektuplar!
İş dünyamızın duayenleri başta merhum Vehbi Koç olmak üzere Asım Kocabıyık'tan İzzet Özilhan'a kadar pek çok isim, çocuklarına farkı zamanlarda kimi zaman tavsiye, kimi zaman uyarı içeren mektuplar yazmış.

Borusan'ın kurucusu Asım Kocabıyık'ın Ahmet Kocabıyık'a, Anadolu Grubu nun mimarlarından İzzet Özilhan'ın Tuncay Özilhan'a, Mehmet Kemal Dedeman'ın Murat Dedeman'a yazdığı yüzlerce mektup var. Bu unutulmaz mektuplar çocuklar tarafından açılıp tekrar tekrar okunuyor.

Yazarların bazıları ebediyete intikal etse de mektupları onların sesini çocuklarına ulaştırmaya devam ediyor. Capital, manevi değerine paha biçilemeyen bu mektuplara ulaştı. İşte babalardan çocuklarına yazılan tecrübelerin aktarıldığı, öğütlerin verildiği hayat dersleriyle dolu unutulmaz mektuplar...
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.






İleride benim yerimi alacağına göre Almanca ve Fransızca lisanlarını da bilmen şart. Bunları İngilizcen kadar kuvvetli olmasa da müzakereleri idare edecek, gelen mektupları anlayacak kadar öğrenmelisin. Bunun için derhalAlmanca ders almaya başla.~
Vaktin müsait olursa 3 ay kadar da Çoethe Enstitüsü ne gidersin, daha iyi olur. Semahat bu seyahatte bana Almanca mükemmeltercümanlıkyaptı. Mr. Burla 3 lisanı da konuşuyor. Hiçbirini tam bildiğini de zannetmiyorum.  Fakat işlerini idare edecek kadar biliyor. Senden de onu istiyorum. Bu yazıma dikkat etmezsen çok müşkülat içinde kalırsın.

Çözlerinden öperim. Bu mektup satırları Koç Holding kurucusu merhum Vehbi Koç’a ait. Elde ettiği başarılar kadar mektuplarıyla da Türk iş dünyasının en unutulmaz ismi olan Koç’un oğlu Rahmi Koç’a 1963 yılında yazdığı bu mektup gibi ve kızlarına da yazdığı onlarca mektubu var.

Sadece merhum Vehbi Koç değil, iş dünyamızda merhum Asım Kocabıyık’tan Ahmet Kocabıyık’a, İzzet Özilhan’dan Tuncay Özilhan’a, Mehmet Kemal Dede-man’’dan Murat Dedeman’a yani babalardan çocuklarına yazılan onlarca mektup var.

Bu unutulmaz mektuplar çocuklar tarafından açılıp açılıp tekrar okunuyor. Anıların biriktirildiği en değerli sandıklarda, özel arşivlerde, çelik kasalarda saklanıyor. Capital, manevi değeri çok büyük olan bu mektuplara ulaştı. İşte babadan çocuklarına yazılan tecrübelerin aktarıldığı, öğütlerin verildiği unutulmaz mektuplar...

"ADAM SARRAFI DA OLACAKSINIZ"
Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vakkas Altınbaş, babası Mehmet Altınbaş’tan 1974 yılında diğer kardeşleriyle beraber aldıkları mektubu paylaşıyor. Altınbaş, “Babamdan aldığımız bu mektup onun öğütlerini içeriyor. Bu öğütler Altınbaş Holding’in bugün Türkiye’de ilk 10 holding arasında yer alma başarısının temelini oluşturuyor.

Ofisimde yer alan Mehmet Altınbaş’ın fotoğraflarını her gördüğümde bu mektubu ilk aldığım günü anımsıyorum” diyor. Altınbaş, mektubu yüksek sesle okuyor ve şöyle devam ediyor: “Evlatlarım, Birlik ve beraber olmayı kesinlikle unutmayacaksınız. Her işe girmeyeceksiniz. Bildiğiniz işi yapacaksınız. Dürüst olacaksınız. Verdiğiniz sözün arkasında duracaksınız. Altın sarrafısınız ama adam sarrafı olacaksınız.~
Her insan girdaba düşebilir. Çevrenizdeki yakın dostlarınızdan yardım alacaksınız. Eğitim olmadan olmaz. Eğitime katkı sağlayacaksınız. Az yiyecek, az konuşacak, az uyuyacaksınız. Temiz giyinecek, temiz konuşacaksınız. Vefalı olacak, sadakatli olacaksınız. Mutlaka bedeninize, ibadetinize dikkat edeceksiniz. Sağlığınıza önem vereceksiniz. ”

"GÖREVİ BİR MEKTUPLA DEVRALDIM"
Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, grubun kurucuları ve onursal başkanları olan babası İzzet Özilhan’dan ve babası gibi gördüğü bir diğer onursal başkan Kamil Yazıcı’dan aldığı mektupları hiçbir zaman unutmayacağını söylüyor.

Özilhan, babası İzzet Bey’in ve Kamil Bey’in kişisel ve profesyonel yaşamları boyunca izledikleri yolla pek çok kişiye örnek olduğunu dile getiriyor. “Ben de bugüne kadar, onların bana gösterdikleri yolda ilerlemeye özen gösterdim.

Onların benimle paylaştıkları bilgiler hayatıma yön verdi” diye konuşan Özilhan, profesyonel hayatıyla ilgili en önemli mektubu 2007 yılında İzzet Bey ve Kamil Bey’den aldığını söylüyor ve o mektupta yazılanları şöyle aktarıyor:

“Onursal başkanlarımız bana yazdıkları mektuplarla, bundan sonraki çalışmalarımın da yönünü tayin ettiler. Mısır Çarşısı’nın yukarısında kurulan ilk dükkanla başlayan ticari faaliyetlerinin, günümüzde geniş bir coğrafyada ürün ve hizmet üreten, çok ulusluşirketlerle işbirliğine giren ve sürekli büyüyen bir yapıya dönüşümünü aktarıyorlardı.

Anadolu Grubu’nun geldiği noktadan duydukları gururu ifade ettikleri mektuplarında aynı zamanda önümdeki dönem için bana başarı dileklerinde bulunuyorlardı. İzzet Bey de, Kamil Bey de Anadolu Grubu’nun temellerini attıkları ilk günden itibaren, kurumsallaşmanın önemine inanmışlardı.

Onlar, çok erken zamanda en kıymetli unsurun insan kaynağı olduğunu fark etmişler ve çalışanlarımıza bu yaklaşımla önem vermiş, yetişmeleri için çaba harcamış ve imkanlar yaratmışlardı. Yazdıkları mektuplarında anlatılanlar, profesyonel hayatıma ışık tuttu.~
Ben de onursal başkanlarımızın yazdıklarını ve bana emanet ettiklerini yerine getirmek için, o tarihten bu yana sürdürdüğüm Anadolu Grubu yönetim kurulu başkanlığı görevimde şirketlerimizi ileri götürmek için çalışıyorum.”

"MR. LINDBERGH OLMAK İSTER MİSİN?"
Iglo Türkiye Başkanı Caner Tunaman da babasından mektuplar alan iş insanları arasında... Bu mektupları çok önemsediğini ifade eden Tunaman, 1940’lı yıllarda Milli Reasürans’ın müdürlüğünü yapmış olan babası Mehmet Rabbani Tunaman’dan 1958’de aldığı mektubu unutamadığını söylüyor.

Ne yazık ki bu mektubu kaybettiğini ifade eden Tunaman, şöyle konuşuyor: “Babam çok meşgul bir adamdı. Türk sigortacılığını, reasüransı kuran, sigortacılığın duayeni bir kişiydi. 4 erkek kardeştik. Bizlere zaman ayırması kolay değildi. Zaman zaman ‘Sen orta 2 oldun mu’ diye sorduğu bile oldu.

Benim cevaben ‘Baba sen ne diyorsun ben lise 1 oldum’ dediğimi bile hatırlarım. Babam bana bir kere kısa bir mektup yazdı. Ben Amerika’dayken kız arkadaşım Atlantik Okyanusu’nu ilk geçen ünlü Charles Lindbergh’in kızı Anne Lindbergh idi.

Nasıl oldu bilmiyorum ancak önce Amerika’da sonra da Türkiye’de büyük aşk dedikoduları yayıldıkça yayıldı. Derken babamdan bir mektup aldım. Ondan mektup almak beni çok şaşırttı. Kısa, yarım sayfayı geçmeyen ve özel antetli kağıdına el yazısıyla yazdığı mektupta babam, ‘Kulağıma bazı şeyler geldi.

Özel hayatına asla karışmak istemem. Sadece sana bir şeyi hatırlatmak isterim. Sen birMr. Tunaman’sın ve hep öyle kalmak isteyeceğini de sanıyorum. Ünlü ve anladığım kadarıyla Amerikan tarihine mal olmuş bir kişinin kızıyla evlenerek hayatını Mr. Lindbergh olarak devam ettirmek isteyeceğini de hiç sanmıyorum’ dedi. Bu mektup üzerine adımlarımı daha dikkatli atmaya başladım. Zaten 6-7 ay sonra Türkiye’ye dönünce hayatımın o perdesi kapandı.”~
"PAHALI ŞARAP YA DA SAAT SATIN ALMA"
Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Evrim Aras da merhum babası Celal Aras’ın kendisine yazdığı ve daha sonra kaleme aldığı “O dağın ardında ne var?” adlı kitabında okuyucularıyla da paylaştığı “Hayata dair” adlı mektubu unutamıyor. Aras, babasının yazdığı bu dizeleri şöyle paylaşıyor:

“Yaşamaya zaman ayırın, zira zaman bunun için yaratılmıştır. Çalışmaya zaman ayırın, başarının bedeli budur. Düşünmeye zaman ayırın, güçlü olmanın kaynağı budur. Çevrenizdekilere nazik davranmaya zaman ayırın, mutluluğa giden yol budur. Etrafınıza bakmaya zaman ayırın, günler bencilliğe yetmeyecek kadar kısadır. Gülmeye zaman ayırın, ruhumuzun müziği budur.

Terbiyeli olmaya zaman ayırın, insan olabilmenin sembolü budur. Ucuz otomobil kullan ama sahip olabileceğin en iyi evde otur. Uyduruk şarkılar çalan lokantalardan uzak dur. Çocuklarına sık sık ne müthiş olduklarını ve onlara ne kadar güvendiğini söyle. Çocuklarını özgüvene sahip olacakları şekilde yetiştir.

Pahalı şarap, bavul ya da saat satın alma. Haftada bir geceyi eşinle baş başa geçir. Komisyonları unut, yeni, soylıı ve dünyayı değiştiren fikirler, daima tek başına çalışanlardan çıkar. Hal ve hareketlerine kendin karar ver. Başkalarını n seni yönlendirmesine izin verme.

İnsanlara nasıl yapmaları gerektiğini değil, neyin yapılması gerektiğini söyle. Göreceksin, bulacakları yaratıcı çözümlerle seni şaşırtacaklardır. Asla binlerinin umudunu kırma. Belki sahip olacakları tek şey odıır. Bir işe başlarken yeterli paranın olmamasını dert etme.

Sınırlı olanaklar bazen bir sorun değil lütuftur, çünkü yaratıcılığı başka hiçbir şey bu kadar teşvik etmez. Köpeklerini mutlaka eğitime gönder, kendin de eğitilirsin. Asla küfretme. Büyük düşün ama küçük zevklerin tadına var. Maddi durumun iyi olsa bile bırak çocukların harçlıklarını kendi çıkarabilsin.

Her büyük sorunun arkasında büyük fırsatlar gizlenmiş olabilir. Gözünü aç. Zaman ve sözleri dikkatsizce kullanma, ikisi de geri alınamaz. Hayat arkadaşını çok dikkatli seç, mutluluğunun ya da bedbahtlığının yüzde 90’ı bu karara bağlıdır. Kuru fasulye pişirmeyi öğren. ”~

"ORTAOKULDAN BERİ MEKTUP GELİYOR"
Mobilexpress Kurucu Ortağı ve Vestel’in profesyonel yöneticilerinden Tunç Berkman da babası Akkök Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Akenerji Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Berkman’dan sürekli mektup aldığını söylüyor.

Berkman, babasının kendisine ortaokuldan beri mektup yazdığını ve bu mektupların genellikle hayatla ilgili konularda olduğunu belirtiyor. Berkman, bu mektupların içeriği hakkında şunları söylüyor: “Kendi tecrübelerinden aldığı dersleri benimle paylaşır. Babamdan ilk mektubu 1985 yılında Amerika’da bir izci kampı mantığında olan ‘Doğada yaşam’ kampına gittiğimde aldım.

Hayatın zorlukları karşısında pes etmemem gerektiğini, yeni fikir ve farklı insanlara önyargısız yaklaşmamı ve onları tanıyıp tecrübelerinden faydalanmamı öneriyordu. İşle ilgili ilk mektubumu ise 1998’de işletme master programını tamamlayıp yönetim danışmanı olarak çalışmaya başladığımda aldım.

İçerik olarak hangi konu üstünde çalışıyorsam o konuyu en iyi bilen uzmanı kadar detaylarıyla öğrenmemi öneriyordu ve şunları öğütlüyordu: “İş hayatında ketum ol, insanları iyi dinle, ne demek istediklerini anla, bir konu hakkında karar vermeden önce mutlaka o konuyla ilgili farklı fikirleri ön yargısız bir şekilde dinle. Karar vermeden önce o konu hakkında sakin bir kafa ile düşünecek zamanı ayırmalısın. ”

Berkman, babasının girişimcilik ile ilgili kariyerinin ilk yıllarında kendisini pek teşvik etmediğini de belirtiyor ve devam ediyor: “İş hayatında bir 10 yıl geçirdikten sonra benim girişim fikirlerimi daha destekleyen ve bu girişimlerde başarıya ulaşmamı sağlayacak tavsiye mektupları yazmaya başladı.~

En önemli tavsiyesi yatırım yaparken kendi sermayemin hepsini tek seferde kullanmadan işler sıkıştığında mevcut işi destek bulamazsak bile minimum 68 ay katkısız ve desteksiz götürebilecek ilave kaynağa sahip olacak bir planlama yaparak hareket etmem yönündeydi.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz