Patrona haz veren projeler

Türkiye'nin seçkin patronları en çok haz aldıkları işleri anlatıyor.

1.02.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Patrona haz veren projeler
Hüseyin Özyeğin gibi Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton da Alarko Şirketler Grubu dışında tamamen farklı bir alanda sağlık sektöründe Alvimedica şirketine yaptığı yatırımı anlatırken heyecanlanıyor. Boydak Holding patronu Hacı Boydak içinse yeni fabrika kurmak çok keyif verici bir süreç. ASLINDA KENDİ İŞİNİN başındaki isimler için tüm iş süreçleri birbirinden önemli ve heyecan verici... Ancak her patronun özellikle haz aldığı, daha çok keyif duyduğu bir iş dalı oluyor. Örneğin Fiba Holding Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin'e "deplasmandaki işler" daha büyük haz veriyor. Yurtdışında bankacılık ve inşaat, gayrimenkul ve perakende gibi pek çok farklı sektörde başarılara imza atan Özyeğin, "Kendi ülkemde de işler var ama deplasmandaki işler bana çok daha büyük haz veriyor. Ben kolay işlerden herhalde kaçıyorum. Türkiye'de hiç alışveriş merkezi yapmadım. 1997'de Bükreş'te iki arsa aldım, Bükreş'in ilk 2 alışveriş merkezini orada yaptım. Şimdi Çin'de alışveriş merkezi yapıyorum" diyor.

YURTDIŞI BAŞARISI HEYECAN VERİYOR
Patronlar Türkiye dışında attıkları her adımdan, sağladıkları her başarıdan daha fazla keyif alıyor. Öyle ki Türkiye'de faaliyet gösterdiği alanda liderliğe sahip Anadolu Holding'in yönetim kurulu başkanı Tuncay Özilhan, en büyük keyif aldığı işin, Efes Pilsen'in Türkiye'den sonra yurtdışında kazandığı başarılar olduğunu söylüyor. Özilhan, "Efes Pilsen olarak Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Almanya'da üretip diğer ülkelere dağıtım gerçekleştirmek 20 yıl evvel hayal ettiğimiz şeylerdi, ama uzak duruyorlardı. Bunları başardığımızı görmek çok keyifli" diyor. Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu da Özilhan ile aynı görüşte. "Son 25 yıldır yaptığımız yatırımlarla markalarımızın dünyada ulaştığı başarı, bana büyük haz veriyor" diyen Orakçıoğlu, dünyada ünlülerin Damat Tween'i seçmelerinin ve satın almalarının kendini en mutlu eden nokta olduğunu ifade ediyor. "Dünyanın moda başkentlerinde önemli satış noktalarında markamızı görmek çok gurur verici...
Ürünlerimizi dünyayla buluşturmak ve koleksiyonlarımıza olan talep beni gerçekten mutlu ediyor" şeklinde konuşuyor. Goldaş Kuyumculuk CEO'su Sedat Yalınkaya'yı da "bir ilki başarmak" keyiflendiriyor. Yalmkaya, işinde en çok heyecanlandığı süreci şöyle anlatıyor: "Sektöre ve ülkeye faydası olan işlerde yer almaktan mutluluk duyuyorum. Örneğin, yeni bir ülkeye gittiğinizde sadece şirketinizi değil sektörünüzü ve ülkenizi de temsil edersiniz. Bir Türk firmasının orada başarılı olması, ülkenin kapılarının diğer Türk şirketlerine açılması anlamına gelir. Goldaş, kuyumculukta bu açıdan öncülük eden bir marka ve bu haz bizim için gurur kaynağı..."

"YENİ FABRİKA KURMAK GİBİSİ YOK"

İlklerden hoşlanan isimlerden bir diğeri de Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak. Onu en çok "yeni bir fabrika kurmak" heyecanlandırıyor. Boydak, iş hayatında en çok keyif aldığı projeleri şöyle aktarıyor: "Aslında bütün işime aynı ciddiyetle yaklaşırım. Ancak tabii daha fazla haz aldığım konular var. Yenilikçi ürünler, yeni pazarlar gibi ihracatımızı artırmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz projeler beni heyecanlandırır. Bir de en çok yeni bir yatırım döneminde kurulacak fabrikalar... Yeni kurulacak fabrikanın bilimsel araştırmalar yapılarak plan ve programının belirlenmesi, teknik ekibinin tayin edilmesi, teknolojik teçhizatının hazırlanması, hedef pazarın belirlenmesi çok titiz ve disiplinli bir çalışma gerektirdiği için bana haz verir. ~
Çünkü bir kuruluşun temellerinin sağlam atılması, gelecekteki başarısını da beraberinde getiren en önemli etken. Ben her yeni bir yatırımı, dünyaya gelmiş yeni bir çocuk gibi görürüm ve gelişmeleri bilimsel ve gerçek hayattaki tecrübelerime göre şekillendiririm." Girişimci kimliğiyle tanınan Emin Hitay için de her yeni iş yeni bir heyecan sunuyor. Hitay Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Emin Hitay, "Ben kendini sürekli sıfırlayan biriyim, 'değer yaratmak' sözünü çok severim. Şirketimin motto'su da bu... Tıpkı bir sanatçı gibi bir işi sıfırdan alıp geliştirmeyi, ona değer katmayı seviyorum. Yeni bir işi keşfetmeyi, hayaller kurmayı ve kuruluş aşamasından başarı grafiği yüksek bir yatırım haline getirmeyi, bunları yaparken hissettiğim heyecanı, dinamizmi, keşif sürecini, inişleri, çıkışları seviyorum. Stabil başarılardan ziyade aksiyon bana daha çok haz veriyor" şeklinde konuşuyor.

YARATMA SÜRECİ HAZ VERİYOR
Tabii insan hayatında olduğu gibi patronların iş hayatında heyecanın kaynağı yeni olanla geliyor. Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Kamışlı için bu yenilik özellikle inşaat sektöründe olunca heyecan yaratıyor: "Ben yeniden yaratılan tüm işlerden haz duyuyorum. Başta inşaat işleri özellikle keyif veriyor. Bu tip inşaat işlerini bir de yabancı ortaklarla birlikte yürütüyorsak proje çok farklı gelişebiliyor. Bu, bana işlerin gelişimini görebilme ve geleceği hayal edebilme imkanı veriyor..." Markafoni Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra'ya da en çok haz veren yeni fikirler üretmek. Afra, eBay Almanya'da alım satımdan ve stratejiden sorumlu olarak çalıştığı dönemde, vizyoner fikir ve stratejileri belirlemekten çok keyif aldığını anlıyor. Afra, bu işten aldığı keyfi şöyle anlatıyor: "Belirli büyüme hızı olan şirketlerle görüşür ve başarılarının arkasındaki motivasyonu anlamaya çalışırdım. Bu görüşmeler bana genel resmi çizmek, yol haritası belirlemek ve sektöre ilişkin vizyoner fikirler geliştirmekten ne kadar keyif aldığımı gösterdi. Bu keyif de beni kendi işlerimi yapmaya itti. Keyif ve tutkuyla yapılan işlerin başarı getirdiğine inanıyorum. Ayrıca genç girişimcilere destek vermekten de keyif alıyorum." Bu yaratım sürecinin yanında risk de işten alınan hazzı artıran bir nokta. Pet Holding Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güntekin Köksal aynen bu düşüncede... Köksal, cesaret ve risk almayı gerektiren işlerden hoşlanıyor. Köksal, "Bizim risk alarak yaptığımız epey projemiz oldu, hala da var. En riskli yörelerde dahi dürüst çalışırsanız başarı kazanırsınız. Büyük projelerimizde dahi hemen hemen hiç ekstra maliyet ödemeden başarılı oldum" diyor.

NEZİH BARUT
ABDİ İBRAHİM İLAÇ YÖNETİM KURULU BAŞKANI
HAYALLERİMİN GERCEĞE DÖNÜŞMESİ BÜYÜK HAZ
FABRİKALARA ÖZENİRDİM

Başarmanın hayal etmekle başladığına yürekten inanırım. Bu nedenle de iş hayatımda bana en çok haz veren, hayallerimin gerçeğe dönüştüğünü görmek oluyor. Yıllar boyunca, arabamla İzmit yolundan her geçişimde yol etrafındaki fabrikalara özenerek bakar, öyle güzel fabrikalar kurmayı hayal ederdim. Bugün sektörün en ileri teknoloji ve eşsiz mimarisine sahip üretim tesislerine sahip olmamızın ilk tohumları, İzmit yollarındaki hayallerimle atıldı diyebilirim. Düsseldorf ve Frankfurt'ta yapılan ilaç sanayi ile alakalı makine fuarlarına her gidişimdeyse hayalim, üretim tesislerimizde bu makineleri kullanabilmek olurdu.~

ŞİMDİ HEDEFİM KÜRESEL OLMAK

Yıllar içinde hayallerim gerçeğe dönüştü ve bugün yurtdışından gelen konuklarımızın bile hayran oldukları makinelerle en ileri teknolojide üretim gerçekleştirebiliyoruz. Yıllar boyu hayalim olan "Türkiye'de benzeri görülmemiş ofis binaları yaratmak ve bu eşsiz mimariyi sanatla birleştirmek", bugün AR-GE merkezimiz, üretim tesislerimiz ve merkez binamızda gerçeğe dönüştü. Tüm hayallerini zaman içinde hayata geçirme şansını yakalamış biri olarak, şimdiki hayalim ise Abdi İbrahim'in küresel bir firma olmasını sağlayabilmek.

SIFIRDAN KURMAK BÜYÜK KEYİF
Patronlar için en keyifli işlerden biri, hangi alanda olursa olsun bir işi, bir girişimi sıfırdan yaratmak, kendi ellerinde hayata geçirmek. Bu fikri paylaşan biri Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hamdi Akın. Akın, "Bir işi sıfırdan yaratmanın bana anlatılmaz bir haz verdiğini söyleyebilirim" diyor. Akın, mevcut çalışan bir varlık ya da şirketi devir almaktan ziyade kurmayı seviyor. Akın, yeni girişimlerin kendisine verdiği hazzı şöyle anlatıyor: "TAV, TUV TURK, Akfen Enerji ve Nova-Ibis otel gibi projelerimiz buna örnek. Bu işlere büyük emek verdikten sonra tutup tutmayacağını izlemek ve birçok çalışanla birlikte başarının tadını çıkarmak, bizim tipimizdeki girişimciler için 'Nirvana'ya ulaşmak anlamına geliyor. Kurulan bu işyerlerinin yarattığı istihdamı izlemek, bunun yıllarca süreceğini ve daha birçok alt işletici ve üreticiye imkan sunduğunu görmek, tuttuğumuz yolun ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Sonunda elbette ülkemizde bu işleri yaptığımızdan dolayı itibar görmek bizi gururlandırıyor." Krea İcra Kurulu Başkanı Hakan Kodal da somut sonuçlar alınan işlerle uğraşmaktan daha mutlu oluyor. "Gayrimenkul sektörü, ilk mesleğim bankacılığa göre daha somut sonuçlar alınan bir sektör" diyen Kodal, kendisini heyecanlandıran süreci şöyle aktarıyor: "İmzaladığınız bir anlaşmadan razidans, AVM, ofis gibi somut bir yapı ortaya çıkıyor. En çok hoşlandığım iş, yeni bir projeye imza atıldıktan sonra onun tasarlandığı yaratıcılık dönemi. Hayallerinizin kağıda yansıdığı, şekillendiği bu süreç yeni bir bebeğin doğuşu kadar zevkli... Tabii projenin tamamlanıp açılışının yapılması, hayallerin gerçekleşmesi de haz veriyor ama yine de yaratmak daha zevkli."

İSHAK ALATON / ALARKO TOPLULUĞU YÖNETİM KURULU BAŞKANI
SAĞLIK YATIRIMLARI BÜYÜK TATMİN YARATIYOR
SOMONLA BAŞLAYAN SAĞLIK FİKRİ

Benim hayat boyu inşaat, taahhüt, enerji gibi alanlarda işlerim oldu. Bunlardan farklı olarak 1991'de Zonguldak'da somon yetiştirmeye merak saldım. Bu iş 8-10 yıllık bir sürecin sonunda büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı. Karadeniz suları sıcak olduğu için somonlar yeterince büyümedi. Ardından 2005'te yeniden bu işe girdik ve müthiş başarı yakaladık, şimdi somonu ithal ediyoruz. Bu çabalarım sonucu Türk halkı çok sağlıklı olan somonla tanıştı. Ben bu yatırım sonrası sağlık alanının ne kadar önemli olduğunu bir defa daha anladım ve sağlıkla ilgili hizmet vermek bana çok cazip geldi.~
MESAİM ALVIMEDICA'YA GİDİYOR
Sağlık alanı ile ilgili bu isteğim, 5 yıl önce çok güzel bir netice verdi. Ben sık sık yurtdışına gidiyor, konferanslar veriyorum. Bu konferanslardan birinde Danimarka ve İsveç'te yaşayan Türk iş ve bilim adamları bana bir iş önerdiler. Türkiye'de kateterler ve stent üreten bir şirket vardı, onu satın almak istediler. Ben de başta aracı ardından da yatırımcılarından biri oldum. Hatta beni yönetim kurulu başkanı yaptılar. Türkiye'de ilk ve tek kateter ve stent üreten şirket olan Alvimedica, iş olarak bana çok heyecan veriyor. İnsanların hayatını uzatan ve kurtaran bir iş yapmak çok büyük bir tatmin yaratıyor. Mesaimin büyük kısmını bu işe ayırıyorum.
BİYOTEKNOLOJİ PARKI KURUYORUZ
Şu an Türkiye'de Çatalca'daki tesisimizde dünyanın en kaliteli stentini yapıyoruz. Bu, öyle bir tatmin ki yatırım uzun vadeli bile olsa hedefi çok saygın... Ticari bakıldığında da Türkiye için gelecek biyoteknolojide... Alvimedica yatırımını kendi içinde limitlemek istemedim. O yüzden Alvimedica Holding'in bir yan şirketiyle Çatalca'da 420 dönümlük bir araziye biyoteknoloji parkı kuruyoruz. Bu projeyi Fransız bir grupla birlikte yapacağız. Ayrıca bu teknoparkta bir AR-GE merkezi kurarak yurtdışındaki bilim adamlarının tersine beyin göçü yapmalarını hedefliyoruz, onlara çalışabilecekleri bir yer sunacağız. Bu da çok bana heyecan veren bir proje.


SOSYAL YARDIM İŞLERİ BAMBAŞKA.

İş yaşamında kazandıkları başarılarla tatmin olan patronlar için farklı bir haz alanı da aktif çalıştıkları sosyal sorumluluk projeleri oluyor. Örneğin Hedef Alliance Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, "İş hayatında ticari başarılarınız sizi bir noktaya kadar mutlu eder. Hatta bazen yaptığınız işler monotonlaşır, yorucu olmaya başlar. Sosyal sorumluluk projeleri benim en çok haz aldığım işler... " diyor. Tarım alanında yatırımları olan Sancak, inek ve toprakla uğraşmayı da bir sosyal sorumluluk olarak görüyor. Sancak, "Sosyal sorumluluk projeleriyle geleceğe katkıda bulunursunuz, vicdanınız rahatlar. Şu sıra en heyecan duyduğum işlerin başında Başkanı olduğum Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı'nın projeleri var, İslam Medeniyeti'ni küllerinden temizlemeyi amaçlıyoruz. Ayrıca arkeoloji çalışmalarıyla ilgileniyorum. İnek ve toprakla uğraşmak da en büyük sosyal proje. Çünkü toprağına, ineğine iyi bakamayan toplumlar geri kalmaya mahkum. İneğe ve toprağa dair projeler çok ilgimi çekiyor. Eğitim projelerini de destekliyorum. Zamanımın 3'te 1'ini projelere ayırıyorum, bir girişimcinin mutlaka bu sorumlulukları olduğuna inanıyorum" diyor. Index Grup CEO'su Erol Bilecik de aynı duygu ile sosyal sorumluluk çalışmalarının kendisine büyük tatmin sağladığını belirtiyor. Kişisel anlamda özellikle memleketi Antakya'da eğitim anlamında pek çok projeye imza atan Bilecik, Index Grup olarak da spor alanında destek yaratıyor. Bilecik, bu alanlardan aldığı tatminin diğer şirket yöneticilerine de örnek olmasını istiyor ve "Belli büyüme hedefini yakalayan tüm şirketlerin sosyal sorumluluk kampanyalarını gerçekleştirmesi gerektiğine inanıyorum" diyor.

İBRAHİM ORHAN / ORHAN HOLDİNG KURUCU VE ONURSAL BAŞKANI
"İLK GLOBAL OLMA DENEMEMİZ HEYECAN VERİCİYDİ'

GM'DEN TEKLİF GELİNCE

İş hayatımda ilk globalleşme çalışmamız benim için çok heyecan vericiydi. General Motors (GM) ile ITC firmasını kurduktan sonra ilişkilerimiz çok gelişti. Yıl 1995 ya da 1996'ydı, çok önemli bir teklif aldık. GM'in ABD ve Kanada'da bazı komple-koltuk işlerinin bize verilebileceğinden bahsedildi. Bu çok büyük bir iş teklifiydi. Birden küçük bir cirodan, yerel bir şirketten çok büyük ciroya ulaşabilecek global bir firma olmaya atlıyorduk. Hemen karar verildi. Oğlum Murat Orhan ile Amerika'da GM'in üst yönetimiyle görüştük.~
SARI ÇİZMELİ MEHMET AĞA'YIM

Prensipte anlaştık, üretimlerin yapılacağı Kanada'ya geçmemiz gerekti. Vize almak için gittiğimiz Kanada Konsolosluğu'nda ben, duvarlardaki afişleri, dolaplardaki bazı broşür ve kitapçıkları inceliyordum. Onları incelemem oradaki yetkililerin dikkatini çekmiş. Beni Ticaret Ataşesi ile görüşmek için davet ettiler. Bizi daha öncesinde işin içinde GM olduğunu söylemememiz konusunda ikaz etmişlerdi. Bu haber duyulunca, arsa, bina hatta işçilik fiyatlarının hızla artacağını tahmin ediyorlardı. Bizler oralarda sarı çizmeli Mehmet Ağa'yız. Ben de kartımı verdim.
YATIRIM İÇİN YARIŞ VARDI
Ertesi gün Kanada'da arsa, fabrika, işçi gibi konularda detaylı çalışmalar başladı. Yatırım için komşu belediyeler birbirileriyle yarış halinde... Böyle dolaşırken bir resmi dairenin merdivenlerinden çıkarken bir yetkili, içinizde "İbrahim Orhan" var mı diye sordu. Çok şaşırdık. Çünkü buralara ilk defa geliyorum ve beni tanıyan kimse olması mümkün değildi. Sonra anladık ki Konsolos yetkilisi Kanada'da potansiyel bölge yetkililerini "Bu isimde bir yatırımcı geliyor" diye bilgilendirmiş. İşte ülkeler kendilerine gelmek isteyen yabancı sermayeyi böyle karşılıyordu ve böyle ilgileniyorlardı.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz