Büyük patlama

Son 5 yılda şirketlerin AR-GE nüfusu nasıl arttı?

1.06.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Büyük patlama
Son 5 yılda Türkiye AR-GE’de önemli bir atılım yaşadı. Her sektörden çok sayıda şirket, AR-GE departmanlarındaki çalışan sayısını katlarken bütçelerinde AR-GE’nin payını oldukça yükseltti. AR-GE kadrolarındaki bu hızlı artışta Sanayi Bakanlığı ve TÜBİTAK tarafından bu alana verilen teşviklerin rolü büyük. Uzmanlara göre şirketlerin yenilikçiliğe her zamankinden daha fazla inanıyor olması da önemli bir etken... Birçok şirketin son 5 yılda büyük yatırımlarla AR-GE merkezleri kurması da bu durumun en önemli göstergesi. Son yıllarda dev şirketlerin AR-GE nüfusunda ciddi artış söz konusu... TÜİK verileri de bu durumu destekliyor. Ticari şirketlerin AR-GE personel sayısı, 2006 yılında 22 bin 413 kişiyken bu rakam yüzde 105 artışla 2010 yılında 45 bin 922 kişiye ulaşmış durumda. Sektörünün lider oyuncularının AR-GE kadrolarındaki önemli artış da dikkat çekici. Son 5 yılda Turkcell’in AR-GE kadrosu yüzde 854 artışla 440, Ford Otosan’ın yüzde 234 artışla 1.024, Vodafone’un yüzde 74 artışla 254, Netaş’ın yüzde 105 artışla 750 kişiye ulaştı. AR-GE kadrolarındaki bu hızlı artışta Sanayi Bakanlığı ve TÜBİTAK tarafından AR-GE’ye verilen teşvikler önemli rol oynuyor. Uzmanlara göre şirketlerin yenilikçiliğe her zamankinden daha fazla inanıyor olması da önemli bir etken. Birçok şirketin son 5 yılda büyük yatırımlarla AR-GE merkezleri kurması da AR-GE nüfusunun katlandığının en net göstergesi.
Örneğin Turkcell, bundan 5 yıl önce 44 mühendisle AR-GE ve inovasyon merkezi Turkcell Teknoloji’yi kurdu. Şu anda Turkcell Teknoloji çatısı altında tam 440 mühendis görev yapıyor. Bu artışın tüm dünyada teknoloji alanında yaşanan gelişmelere paralel olduğunu söyleyen Turkcell Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İlker Kuruöz, “Mobil teknolojilerin insan hayatındaki önemi arttıkça AR-GE çalışmaları da hız kazanıyor. Türkiye’nin artık teknolojiyi ithal eden değil üreten ülke haline gelmesi için çok çalışıyoruz” diye konuşuyor. Son dönemde AR-GE’deki ataklarıyla dikkat çeken Abdi İbrahim’in CEO’su Candan Karabağlı ise kısa ömürlü başarılar peşinde koşmamanın AR-GE çalışmalarını hızlandırdığını söylüyor. “İşte bu nedenle AR-GE’ye büyük önem veriyoruz” diye konuşuyor ve devam ediyor: “Türkiye’nin ilaç sektöründeki ilk ve en büyük akredite AR-GE merkezi ile çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Biz sürdürülebilir rekabet için inovasyonu, inovasyonun lokomotifi olarak da AR-GE yatırımlarını ve istihdamı çok önemli görüyoruz” diye konuşuyor,
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

GLOBALDEKİ ETKİNLİK ARTIYOR
Uzmanlara göre son dönemde şirketlerin AR-GE kadrolarının katlanmasını Türkiye’de yer alan çok uluslu şirketler de tetikliyor. Örneğin, 2011’de Türkiye otomotiv sektöründe en büyük AR-GE organizasyonuna sahip olan Ford Otosan, Ford’un 3 büyük AR-GE merkezinden biri haline geldi. Ford Otosan’ın 2006’da 307 olan AR-GE personel sayısı 2011’de 1.024’e ulaştı. Ford Otosan Ürün Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ernur Mutlu, 2012 sonu itibarıyla AR-GE departmanında 1.300 çalışana ulaşmayı planladıklarını söylüyor.~
“5 yıllık süreç içinde küresel pazarlar için geliştirmeye başladığımız araç projelerimiz, bu büyümenin en önemli nedeni. Personel sayımızın ve yetkinliğimizin artması, küresel rekabet gücümüzün sürdürülebilmesi açısından büyük öneme sahip” diyor. BSH Türkiye de global piyasalardaki AR-GE faaliyetlerinin bir parçası olarak bu alana önemli yatırımlar yapıyor. En önemlisi Türkiye’de yapılan bu çalışmalar tüm dünyada yakından takip ediliyor. Örneğin, 2009’da Çerkezköy, BSH Grubu içinde buzdolabı geliştirme çalışmalarından sorumlu 3 yetkinlik merkezinden biri olarak seçildi. 2011 yılında ise BSH Türkiye’de inovasyon ve teknoloji yönetimi departmanı kuruldu. BSH CEO’su Norbert Klein, ARGE alanındaki bu tür yoğun çalışmaların Türkiye’yi BSH Grubu’nun küresel AR-GE ağı içinde en önemli oyunculardan biri yaptığını söylüyor. “Bu alanda Almanya’dan ve Çin’den sonraki en önemli üçüncü ülke olduk” diye konuşuyor. Vodafone da 254 kişinin yer aldığı Oksijen adını taşıyan AR-GE merkezide 2008’den itibaren sadece Vodafone Türkiye için değil, tüm Vodafone Grubu için çözüm sağlamaya çalışıyor. Oksijen AR-GE Genel Müdürü Arda Özgün, kadro artışlarında bu durumun önemli bir etkisinin olduğunu belirtiyor.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

BÜTÇELER GENİŞLİYOR

AR-GE kadrolarının gelişmesi doğal olarak bu alana ayrılan bütçenin de artmasına neden oluyor. Şirketlerin son dönemdeki AR-GE bütçelerinde de gözle görülür bir artış söz konusu... Örneğin Abdi İbrahim, son 5 yılda AR-GE’ye ayırdığı bütçeyi yüzde 500 oranında artırdı. Her yıl cirosunun yüzde 5’ini AR-GE çalışmalarına ayıran şirketin AR-GE bütçesi 36 milyon TL oldu. Ford Otosan ise Türkiye’de otomotiv sektöründe AR-GE harcama oranı en yüksek olan şirket. 2011 yılı AR-GE harcamalarının 2006 yılı harcamalarına göre yaklaşık 5 katına ulaştığını söyleyen Ford Otosan Ürün Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ernur Mutlu bunun nedenini, “Küresel ölçekte başlattığımız yeni projelerimizin yoğun ARGE faaliyetleri bu artışı getirdi” sözleriyle açıklıyor. Sanofi Grubu’nun AR-GE yatırımları da her yıl artış gösteriyor. 2010 yılında Türkiye’de 15 milyon dolarlık AR-GE yatırımı yapan şirket, geçtiğimiz yıl bu rakamı 24 milyon TL’ye çıkardı. Teknoloji şirketlerinde ise AR-GE’ye ayrılan bütçeler rekor artış göstermiş durumda. Toplam bütçenin yüzde 47’sini AR-GE’ye ayıran AirTies, 2006-2011 yılları arasında AR-GE bütçesinde yüzde 900 oranında büyüme kaydetti. KoçSistem, son 2 yılda AR-GE bütçesini yüzde 172 artırdı. Yıllık olarak ortalama 40-45 milyon TL AR-GE’ye ayıran Netaş ise son 5 yılda AR-GE’ye ayırdığı bütçeyi yüzde 70 oranında yükseltti.

YÖNETİMİN BAKIŞI DEĞİŞTİ
Üst düzey yönetim de artık AR-GE’nin gerekliliğinin farkında. Bu nedenle AR-GE departmanını süreçlerin merkezine oturtuyorlar. Bu durum da AR-GE nüfusunun artışını destekliyor. Vestel Şirketler Grubu icra kurulunda AR-GE bölümü bir üyeyle temsil ediliyor.~
 Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, bu durumun şirketin AR-GE’ye verdiği önemin ne kadar üst düzeyde olduğunun göstergesi olduğunu söylüyor. “Fikrin ürüne dönüşüm sürecinde AR-GE bölümü önemli rol oynuyor” diyen Yüngül, “Gerek tasarım ve test altyapısı gerek uzman ve deneyimli tasarımcı mühendislerimizle dünyanın dört bir yanına ürün tasarımı yapacak beceriye sahibiz” diye konuşuyor. Assan Alüminyum ise şirket stratejisinin merkezine AR-GE’yi oturtmuş durumda. Hatta önümüzdeki 5 yıl için belirlenen şirket stratejilerinin büyük bölümünde AR-GE faaliyetlerinden beklentiler oldukça yüksek. Assan Ürün ve Proses Geliştirme Direktörü Murat Dündar, belirlenen hedef pazar ve ürün gruplarında gelişim için AR-GE faaliyetlerinde son 2 yıldır farklı bir metodoloji izlendiğini söylüyor ve ekliyor: “Yürütülecek faaliyetler şirket stratejik hedeflerinden ortaya çıkıyor. Yeni ürün ve süreç geliştirme çalışmalarının muhtemel sonuçlarının etkileri ise özellikle stratejik planlama bölümü tarafından irdeleniyor. İlerleme kararı ise bu bilgi ışığında alınıyor.” Akkök İcra Kurulu ve AKSA Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yılmaz da AR-GE’nin üst yönetim tarafından desteklenmesi gerektiğini düşünenlerden.
Hatta ona göre AR-GE, şirketin en önemli fonksiyonlarından biri. “Bu nedenle de AR-GE çalışmalarını sonuna kadar destekliyoruz” diyen Yılmaz, AR-GE çalışanlarının bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izlemesi amacıyla ulusal ve uluslararası fuarlara, kongrelere katılımlarını da özendirdiklerini söylüyor.

REKABET AVANTAJI SAĞLIYOR
Şirketler, artan rekabet nedeniyle de AR-GE faaliyetlerine güç katmanın peşinde. En yenilikçi ürünleri sunmanın rekabet avantajı sağladığının bilincindeler. Bunu başarmak için her şirketin gündeminde farklı bir odak var. Vestel, yüksek enerji tasarrufu sağlayan, çevreci ve doğa dostu cihazlar üretmeye öncelik veriyor. Bunun yanı sıra birbirine bağlanabilen, akıllı, kolay kullanıma sahip elektronik ve beyaz eşya ürünleri geliştirmeye çalışıyor. Arçelik’in gündeminde de çevre dostu ürün ve teknolojiler var. Arçelik AR-GE Direktörü Cemil İnan, “Teknolojisine hakim olmayan şirketlerin pazarını belirleme şansları zaman içinde yok oluyor. Bu nedenle AR-GE’mizin güçlü olması bizi rekabette öne taşıyor” diye konuşuyor. Turkcell rekabette fark yaratacak, teknolojik liderliğini pekiştirecek servis ve ürünler için çalışmalarını sürdürüyor. “AR-GE çalışmalarımızın odağında daima insan ve inovasyon var” diyen Turkcell Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İlker Kuruöz, hedeflerinin yenilikçi çalışmalarıyla Türkiye’yi Avrupa’nın teknoloji üssü haline getirmek ve küresel BT pazarında rekabet güçlerini artırmak olduğunu söylüyor. Ford ise daha fazla güvenlik, emniyet ve konfor ile birlikte daha ekonomik ve çevreye duyarlı araçların geliştirilmesini ön planda tutuyor. Bu doğrultuda AR-GE departmanında yeni ürün geliştirme, maliyet düşürücü faaliyetler, yeni teknolojiler, çevre dostu ürün ve süreçler için çalışıyor. Zaten bu nedenle de son 5 yılda AR-GE kadro sayısını katlamış durumda. Ford Otosan Ürün Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ernur Mutlu, “Amacımız küresel rekabette üstünlük sağlamak için en yeni ürünleri ve ileri teknolojileri geliştirerek öncelikle Ford Otosan’ın iç ve dış pazarlardaki başarısının sürekli kılınması ve giderek artırması” diyor.~

SELÇUK KARAATA / TÜSİAD-SABANCI ÜNİVERSİTESİ REKABET FORUMU DİREKTÖR YARDIMCISI
"ÖZEL SEKTÖRÜN AR-GE İŞTAHI ARTTI"
RİSKLİ BİR SÜREÇ

Dünyada AR-GE, ürün geliştirme ve teknolojiye ayrılan kaynaklarda bir artış var. OECD’nin raporu da bu artışı gösteriyor. Bu kaynakların bir bölümü kamu tarafından sağlanıyor. Çünkü AR-GE riskli bir süreç. Türkiye’de 5746 sayılı AR-GE teşvik yasasının ardından 100’ün üzerinde AR-GE merkezi kuruldu.
İLERLEME VAR
Bu merkezlerden bazıları daha verimli bazıları daha az üretken çalışıyor. Ama bir ilerleme var. Türkiye’de çok uzun zaman AR-GE’ye ayrılan kaynakların finansmanında kamunun aktif olduğunu görüyoruz. Yalnız bu oran şu anda neredeyse kamu-özel sektörle dengelendi.
VAZGEÇİLMEZ ANLAYIŞ

Ancak özel sektörün de bu konuda iştah artışı söz konusu. Rekabet avantajının inovasyonla sağlanması ile AR-GE vazgeçilmez yönetim anlayı��ı haline geldi. AR-GE’ye ayrılan tüm fonlarda dünyada artıyor. Kriz zamanında bir miktar bu fonlarda düşüş oldu ama Avrupa Komisyonu’nun açıkladığı raporda tekrar AR-GE kaynaklarında bir artış olduğunu belirtiliyor.
İŞBİRLİKLERİ
Türkiye’nin AR-GE’de odaklanması gereken alanlardan bir tanesi işbirlikleri. İnovasyon kültürünün yaygınlaştırılması, oturtulması ve farkındalığının artırılması gerekiyor. Son 6-7 yıldır atılım içindeyiz. Türkiye verimli kalkınma ekonomisinden inovasyona dayalı ekonomiye geçiş aşamasında.


EBRU TAN / KOÇ ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE PROJE GELİŞTİRME DİREKTÖRÜ
"KATMA DEĞER YARATACAK DÖNEME GİRİYORUZ"
TEŞVİK ETKİSİ

AR-GE teşvik politikalarında yapılan iyileştirmeler ve bu alandaki kanunun 2008 yılında yürürlüğe girmesiyle beraber ülkemizde özel sektörün AR-GE harcamaları ve yatırımları artmaya başladı. 2008 yılında ilk kez özel sektörün AR-GE harcamaları yükseköğretim sektörünü geçti. Özel sektör tam zamanlı AR-GE personeli sayısı da 2009 yılında ilk kez yükseköğretim sektörünü geçti. Bütün bu gelişmeleri teşvik mekanizmalarının ve ilgili kanunun yarattığı olumlu gelişmeler olarak düşünebiliriz.
YENİ DÖNEM
Geçmişte üniversite ve şirketlerin AR-GE işbirlikleri araştırmadan çok geliştirmeye odaklanmıştı. Tüm dünyada kâr marjlarının düştüğü, sürdürülebilirlik ve katma değerin AR-GE sayesinde farklı ürün, hizmetler sunarak sağlandığı bu yeni dönemde üniversitelerin ve şirketlerin ortak AR-GE yaparak, katma değer yaratacakları bir döneme giriyoruz.
GELECEĞE TAŞIYACAK
Bu yeni dönemde üniversitemizin misyonu da şirketlerle beraber onların orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarına yönelik AR-GE faaliyetlerinde bulunmak, bu faaliyetler neticesinde şirketleri geleceğe taşıyacak ürünler, teknolojik yenilikler, hizmetler tasarlamak yönünde. Bu yeni yaklaşım her iki tarafı da farklı bir boyuta taşıyacak ve ülkemizi de ileriye götürecek. Üniversiteler ürettikleri yeniliklerle, patentlerle dünya üniversiteleri arasında şeçkin bir yer alacak, şirketler de bu yenilikler sayesinde sürdürülebilir bir büyümeyi yakalayacak ve uluslararası rekabette öne geçecek.


DÜNYADAKİ EĞİLİM
Türkiye’de AR-GE kadroları ve bütçeleri artıyor. TÜİK raporuna göre ticari şirketlerin toplam AR-GE yatırım harcaması, 1990’da 101 bin 332 TL iken 2010 yılında 526 milyon 535 bin TL’ye ulaştı. Bu alandaki personel harcamaları ise 105 bin 793 TL’den 1 milyar 857 milyon TL’ye yükseldi. Peki bu artış dünyadaki gelişmenin neresinde kalıyor? Avrupa Komisyonu’nun yaptığı bir çalışmaya göre AR-GE’ye ayrılan kaynakların artış oranında Türkiye 2000-2009 yılları arasında en fazla artış gösteren ikinci ülke konumunda. Uzmanlara göre bu artış, AR-GE’de geçmişte çok fazla yol alınmamasından kaynaklanıyor. TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu Direktör Yardımcısı Selçuk Karaata, AB ortalamasında AR-GE’nin GSYİH’den aldığı payın yüzde 1,5 oranında olduğunu hatırlatıyor. Türkiye’de ise bu oranın son yıllarda binde 5’ler seviyesinden binde 9’lara yaklaştığını belirtiyor. Türkiye’nin son dönemde yatırımlarda hızlandığının ancak henüz yolun çok başında olduğunun da altını çiziyor. Dünyada da AR-GE yatırımları artıyor. Batelle Memorial Institute ve R&D Dergisi’nin yaptığı araştırmaya göre, dünya genelinde toplam AR-GE harcaması geçen yıla oranla yüzde 3,6 artarak 1,2 trilyon dolara ulaştı. Her ne kadar harcamalarda en fazla pay Amerika’nın olsa da özellikle son 5 yılda Asya’nın AR-GE harcaması da dikkat çekici boyutta. Dünyanın en çok AR-GE yatırımı yapan 1.400 şirketi arasında Çin’den 6, Tayvan ve Güney Kore’den 4, Japonya’dan 3 ve Hindistan, Hong Kong ve Singapur’dan 2 şirket yer alıyor. Amerika’nın ise bu 1.400 şirket arasında 504 şirketi var. Uzmanlara göre Asyalı şirketler AR-GE yatırımlarını düşük işçi maliyeti ve yetenekli bilim adamları ile daha avantajlı bir şekilde gerçekleştiriyor. Birçok Avrupalı ve Amerikalı şirket de AR-GE merkezlerini Asya’ya kaydırıyor. Bu durum önümüzdeki dönemde Asya’nın AR-GE harcamalarından daha fazla pay alması beklentisini doğuruyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz