Eski CEO'ya yeni hayat

Danışmanlık şirketi kuran eski CEO sayısı da giderek artıyor.

1.05.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Eski CEO'ya yeni hayat
Aktif yöneticilik hayatını bitiren isimler arasından kariyerlerine danışman olarak devam etmeye karar verenlerin sayısı artış trendinde. Esnek çalışma saatleri, farklı sektörlerde değişik ölçeklerde şirketlere destek vermek, günlük iş stresinden uzak çalışma imkanı danışmanlığı cazip kılıyor. Tabii her yöneticinin uzmanlaştığı ayrı bir dal da oluyor. Hazım Ellialtı, Cengiz Solakoğlu, Ahmet Dördüncü şirketlere yönetim danışmanlığında destek sağlıyor. Kurthan Tarakçıoğlu otomotiv sektörü ve Şaban Erdikler vergi alanında uzmanlıklarını aktarıyor. Yeni TTK ile eski CEO, yeni danışman olan bu isimlere şirketlerden gelen bağımsız yönetim kurulu üyeliği teklifleri de çoğalıyor. Dünyanın en büyük 10 teknoloji şirketinden Tata Consulting Services'ın eski CEO'su Subramaniam Ramadorai, bugün Hindistan hükümetine danışmanlık veriyor. Eski yönetici, kabinede bakanlarla aynı güce sahip ve Hindistan'da yeni kurulan şirketlerin vergi hesapları üzerine hükümet için çalışıyor. Acer'ın eski CEO'su Gianfranco Lanci de iş hayatına özel sektörde devam ediyor ve Lenovo çatısı altında şirketin pazarda konumunu yeniden inşa etmek amacıyla danışman olarak görev alıyor. General Electric'in su ve işleme süreçleri teknolojilerinden sorumlu eski yöneticisi Jeffrey R. Garwood da yine aynı sektörde deneyimlerini aktarmak adına su tasarrufu üzerine çalışan STW Resources Holding'in CEO'suna özel danışmanlık hizmeti veriyor. 2011 yılında yönetici koltuğunu bırakan New York Times'ın eski CEO'su Janet L. Robinson, bu yıl da gazetede danışman olarak görev alıyor. Tüm dünyada sıklıkla görülen bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Çünkü pek çok CEO, aktif yöneticilik hayatı sonrası danışmanlık tarafında çalışmayı tercih ediyor. Yale School of Management öğretim üyelerinden Jeffrey Sonnenfeld'in emekli olmuş 100 CEO ile yaptığı araştırma, yöneticilerin iş hayatından hızlı ayrılamadığını ortaya koyuyor. Araştırma, deneyimli CEO'ların yüzde 30'unun emekliliği aklına bile getirmediği, buna yönelik herhangi bir hazırlıkları bulunmadığını gösteriyor. Araştırmadan çıkan bir diğer çarpıcı sonuca göre, şirketler emekli olan CEO'larını kurum içinde başka alanlarda çoğunlukla da danışman olarak değerlendirmeyi tercih ediyor. Emekli olanların yüzde 72'si yönetim kurulunda görev alıyor. Türkiye'de pek çok önemli yönetici, masanın öbür tarafına geçerek danışmanlık yapmaya başlıyor. Tabii her CEO hem sektör hem deneyim anlamında farklı alanlarda şirketlere yardım ediyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

NEDEN DANIŞMANLIK SEÇİLİYOR?
Aslında pek çok eski CEO için danışmanlık doğal bir sürecin sonunda bir işe dönüşüyor. Investa Danışmanlık ile şirketlere deneyimlerini aktaran Tezcan Yaramana'nm da belirttiği gibi zaman içinde kendilerine danışan kişilerin isteklerine yanıt vermekle bu iş alanına girmiş oluyorlar. MY Executive Kurucu Ortağı Müge Yalçın da "Kimi eski CEO'lar, operasyonun başında olmak gibi yüksek bir enerji gerektiren pozisyonlar için yorgun ancak deneyimlerini paylaşmak için hala güçlü olduklarını hissediyor" diyor. ~
Danışmanlık hizmeti vermek, eski CEO'lara, tam zamanlı ve aktif bir görevde bulunmadan kendi istedikleri şartlarda iş hayatını sürdürme şansı sağlıyor. Tem-sa'dan ayrıldıktan sonra MBCO Strateji ve Yatırım Danışmanlığı adlı bir şirket kuran Mehmet Buldurgan'a göre, danışmanlığın en cazibeli tarafı fikri ve entelektüel açıdan bağımsızlık vermesi. "Yanlışlara müdahale ederken, daha objektif davranıp analitik çözümler önerebiliyorum. Yılların birikimini sadece bir şirketle değil, birkaç şirketle paylaşabilme imkanım oluyor. Zaman yönetimini de kendi ajandama göre yapma şansım var" diyor. Profitkâr Platformu'nun kurucusu Şahin Tulga'ya göre ise zaman kullanımında tablo biraz daha farklı. Tulga, birçok farklı sektörde çalışmak, farklı dinamikleri öğrenmek ve iş çevresinin genişlemesini danışmanlığın artıları olarak görüyor ve ekliyor: "Ancak danışmanlık kesinlikle yarı emeklilik işi değil. Her zamankinden daha çok çalıştığımı söyleyebilirim." Ülker'den ayrıldıktan sonra dönüşüm danışmanlığı alanına yoğunlaşan Turgut Ziyal de aynı fikirde: "En cazip tarafı birden çok sektör ve şirkette farklı sorunlarla aynı anda uğraşabilmek. Bu yeni şeyler öğrenmek için fırsat... Başta esnek çalışma saatlerine sahip olmak avantaj gibi gözükse de işleri kısıtlı sayıda ekiple ve bizzat yapmak yeni bir deneyim oluyor. Ben danışmanlığı tıpkı tepe yöneticiliği gibi ciddiyetle ve tam zamanlı sürdürme gayreti içindeyim."

NEDEN DANIŞMANLIĞI TERCİH EDİYORLAR?
TAKVİMİM ESNEK / CEM KOZLU

Aktif görevlerimden emekli olduktan sonra üretken olmayı arzuladım. Değişik şirket ve kişileri yakından tanıma ve farklı alanlardaki ilke ve yaklaşımlarımı paylaşma imkanı bulduğum için danışmanlıktan ve yönetim kurullarındaki görevlerimden çok zevk alıyorum. Kariyerimin yeni bir evresi... Şimdi kendimin patronuyum. İnsanlardan çok, fikir ve projelerle uğraşıyorum. Okumaya, araştırmaya, kendimi yenilemeye zaman bulabiliyorum.
ÖZGÜR OLMAK İSTEDİM / HASAN DENİZKURDU
Özgür olmak ve yıllarca ertelediğim hayallerime vakit ayırmak için danışmanlığı tercih ettim. Zira profesyonel yaşamda iş dışında bir şey yapmanız mümkün olmuyor; hele zor duruma düşmüş bir holdingi ayağa kaldırmak dünyanın en zor işi ve yıpranma katsayısı oldukça yüksek.
İSTEDİĞİM İNSANLARLA ÇALIŞMA LÜKSÜ / TAYFUN BAYAZIT
30 yıllık bankacılık kariyerinden sonra deneyimimi değerlendirme olanağı olduğunu gördüm. Profesyonel yönetici olarak beni bu aşamada heyecanlandıracak seçeneklerim hayli kısıtlıydı. Aktif çalışma hayatımın son döneminde hem vaktimi daha iyi kullanabileceğim hem istediğim işleri yapıp istediğim insanlarla muhatap olmayı tercih ettiğim için danışmanlığı seçtim.
DAHA RAHAT / BÜLENT SAVAŞ
Aktif iş hayatında tüm sorumluluk sizin omuzlarınızda ve kararları siz veriyorsunuz. Danışmanlıkta işlerin nasıl yapılması gerektiği konusunda yol göstererek tavsiyelerde bulunuyorsunuz. O açıdan danışmanlık daha rahat ve kendinize daha fazla zaman ayırabiliyorsunuz.
YÖNETİMİ İKNA ETMEK KEYİFLİ / AHMET DÖRDÜNCÜ
Şirketlerin başarısına katkıda bulunmak tüm yönetim faaliyetleri için bir cazibe. Danışmanlığın bu yönde aktif yöneticilikten farklı bir tarafını göremiyorum. Ancak danışman olarak şirket yönetiminde yaptırım gücünün sınırlı olduğunu düşünürsek, şirketin yönetimini ikna etmek zorlu ancak başarıldığında bir o kadar da keyifli...Değişik sektörleri tanımak, karşılıklı öğrenme faaliyeti içine girmek, değişik insan ve kültürlerle iletişimde olmak gibi artıları da var.~


EN POPÜLER ALAN YÖNETİM
Genel müdürlük ve CEO'luk koltuğunu bırakan yöneticiler, danışmanlık şapkası altında ağırlıklı olarak "yönetim danışmanlığı" veriyor. Tabii burada her danışman, yönetim başlığı altında farklı sektörlere yakınlıkları ve uzman oldukları konularla öne çıkıyor. Örneğin Eti'deki görevinin ardından kendine danışmanlık alanında yön çizen Hazım Ellial-tı, karar gerektiren her süreçte yönetim danışmanlığı verebildiğini belirtiyor ve ekliyor: "İş modelimi bizzat destek verecek şekilde kurguladım. Bu nedenle danışmanlık şirketimiz çok sayıda şirketle aynı anda çalış- maya uygun bir yapıda değil. Geçmiş birikimim hızlı tüketim malları alanında olduğundan çalıştığım şirketler de bu alanda faaliyet gösteriyor." Arçelik'in eski genel müdürü, CS Danışmanlık şirketinin patronu Cengiz Solakoğlu da uzmanlığını geniş anlamda yönetim danışmanlığı olarak tanımlıyor. Solakoğlu, özellikle satış kanalları ve sistemlerinin kurulması ve etkin yönetimi gibi konularda, inşaat, otomotiv, tekstil, gıda ve perakende sektörlerinden yıllık 200 milyon TL'lik ciro hacminin üzerinde şirketlerle çalışıyor. 2009'da Sabancı Holding'den emekli olan Bülent Savaş, yurtiçi ve dışı deneyimlerini şirketlerle paylaşmanın doğru olduğunu düşünerek yönetim danışmanlığı alanına girdiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Türkiye'de genellikle küçük ve orta ölçekli yatırım yapmak veya faaliyette bulunmak isteyen yabancı şirketlerle, hızla büyürken yönetimsel alanlarda sıkıntı yaşayan Türk şirketleri ve kurumsallaşma sorunu olan aile şirketleriyle yönetim ve organizasyonlarını yapılandırmak için çalışıyoruz." Bağımsız olarak danışmanlık hizmeti veren Cem Kozlu da "Boyutuna bakmadan bilgi ve merak alanıma giren ve beni heyecanlandıran çok küçük şirketle de çokuluslu kurumla da çalışıyorum. Kurumsallaşma için süreçlerin oluşturulması ve kurumsal yönetişim, dışa açılma ve büyüme stratejileriyle liderlik eğitimi alanlarında danışmanlık hizmeti veriyorum" diyor.

"TÜM DÜNYADA ESKİ CEO'DAN İYİ DANIŞMAN ÇIKIYOR"
ÖNCE DEĞİŞİME ADAPTE OLMALI

Yönetim uzmanı Jeffrey Fox'a göre eski CEO'nun başarılı bir danışman olup olmayacağını belirleyen önemli faktörler var. "CEO'nun yaşı, deneyimi, çalıştığı sektör ve şirketin büyüklüğü, kişisel yetenekleri ve geçmiş başarıları, tanınırlığı danışmanlıktaki başarısını da etkiler. Küçük bir ekiple bir danışmanlık firması kurmak, büyük bir şirketi yönetmekten çok farklı. Karar alan, otorite kullanan ve performans ölçen bir konumdan tavsiye veren durumuna geçmek de farklı. Eski CEO bu değişime adapte olmadan etkin bir danışman da olamayacaktır" diyor.
ANA NEDEN PARA DEĞİL
Liderlik alanında guru Marshall Goldsmith de, "Bence eski CEO'lar çok başarılı birer danışman oluyor. Danışmanlık, yöneticilere yıllardır edindikleri deneyimi paylaşma şansı veriyor. Danışmanlık yapmalarının ana nedeni para değil. Hayatlarına bir değer katmak ve şirketlere katkıda bulunmak için yapıyorlar. Ayrıca danışmanlık eski CEO'ya bir esneklik katıyor. Zorunlu iş saatlerinin ötesinde ihtiyaç ve isteğe göre saatlerini belirlemesini sağlıyor. Danışmanlıkta eski yöneticiler, onlara eğlenceli ve ilginç gelen kişi ve şirketlerle çalışmayı seçebiliyor" diye konuşuyor.
EGOLARINI DA OKŞUYOR
"Think like a CEO" kitabının yazarı Mark Kuta da eski CEO'ların özellikle yönetim anlamında gerçekçi destek ve tavsiyeler verebileceğini düşünüyor. Kuta, "Danışmanlık sayesinde iyi oldukları konularda deneyimlerini sunuyorlar ve üst düzey yöneticilere tavsiyeler vererek egoları da okşanıyor" diyor. Kuta, tüm dünyada eski CEO'lara büyük bir talep olduğunu da düşünüyor ve "Orta düzey birini alana kadar, deneyimli ve CEO'ya yön verebilecek, onunla tartışabilecek bir eski CEO'yu danışman olarak almak daha mantıklı" diyor.
~

NİŞ ALANLARI SEVENLER
Sektörlerinde marka olmuş bu danışmanlar için en önemli nokta, büyüme potansiyeli olan şirketlerle beraber çalışmak... Bu isteği dile getirenlerden Mehmet Bul-durgan, "Kıyasıya rekabet yaratan yeni düzen, sürekli değişim gerektiriyor. Bana göre büyüme potansiyeli olan ve stratejisini yeniden yapılandıran şirketler çok önemli" diyor. Sabancı Holding eski CEO'su Ahmet Dördüncü de benzer bir yaklaşıma sahip. Bu nedenle de özellikle enerji, demir çelik, otomotiv gibi ağır sanayi sektörlerinde Türkiye'de yatırım yapan yabancı şirketlerin ihtiyaç duyduğu "genel yönetim" konularında danışmanlık veriyor. Yaşar Grubu'nun ardından danışmanlığa yönelen Hasan Denizkurdu da kendisine başvuranların daha çok finansman arayışı içindeki veya halka arz yapmak isteyen şirketlerle gıda alanında pazara yeni giren ya da payını artırmak isteyenler olduğunu belirtiyor. Koç Holding Bankacılık ve Sigorta Grubu'ndan ayrılmasının ardından danışman sıfatıyla çalışan Tayfun Bayazıt da şirketlerin yönetim kurulları ve karar mekanizmalarının yapılanması ve çalışma düzeni yapılanmasının yanında finansal yapılanma ve sermaye piyasalarına erişim, piyasalara uygun enstrümanların seçimi konularında destek sağlıyor. Tabii burada geçmiş deneyimler de danışmanlık alanın seçilmesinde etki ediyor. Yıllarca otomotiv alanında yöneticilik yapan Kurthan Tarakçıoğlu, otomotiv sektörü odaklı stratejik danışmanlık yapıyor. "Ülkemize yeni gelecek markalara bayi ağı kuruluşu, rekabet ortamına, hukukuna uyumlu strateji geliştirilmesi ve organizasyon planlanması sürecinde yol göstereceğim. Distribütörler ve yetkili satıcılara iş geliştirici ve kârlılık arttırıcı proje hizmetleri vereceğim" diyor. Aynı şekilde vergi konusunda duayen Şaban Erdikler de mali danışmanlık, uluslararası vergilendirme ve yeniden yapılanma, birleşme, bölünme, satın alma, bireysel vergilendirme konularında danışmanlık hizmeti veriyor.

ÜCRETLER YETERLİ Mİ?

Tüm bu hizmetlerle şirketlere farklı bir bakış açısı kazandıran eski CEO'ların danışmanlık alanından ne kadar kazandıkları da merak ediliyor. Dünyada danışmanlık ücretleri, CEO ücretlerini pek aratmıyor. Şirketler eski CEO'larına yüklü danışmanlık bedelleri vererek bünyelerinde tutuyor. Şubat ayında ayrılan Cinemark'ın eski CEO'su Alan Stock, danışman olarak kalmasının karşılığında 2012 yılının kalanı için 1,3 milyon dolar ve ^^^ 2013 için 1,3 milyon dolar alıyor. Aynı şekilde New York Times'in eski üst düzey yöneticisi Janet L. Robinson'a da bu yıl danışmanlık görevi için 4,5 milyon dolar ödeneceği belirtiliyor. Tabii Türkiye'de danışmanlık hizmetleri için bu rakamlara ulaşmak bugün mümkün değil. İnsan kaynakları uzmanları, Türkiye'de danışmanlık ücretleri konusunda belli bir standart olmadığı konusunda hemfikir. Bazen tüm proje için toplam bir ücret telaffuz ediliyor, bazen ise ortaklık ya da finansman ihtiyacı söz konusuysa ücret, başarı primi olarakbelirlenebiliyor. Telaffuz edilen ücretler, aylık anlaşmalarda 7 ila 10 bin TL'lik bir paket rakam olduğu gibi saatlik olarak 100-200 Euro fatura kesenler de oluyor. Çoğunlukla ücret bileşeni performans odaklı şekilleniyor. Danışmanın şirketin cirosunu artırması, yeni pazarlara girilmesini sağlaması, bir kredi ya da hukuki sorunun çözülmesinde etkin olması gibi dönemsel hedefler ayrıca ödüllendiriliyor. Yönetim danışman Jeffrey Fox, eski CEO'ların danışmanlığı, maddi hedeflerin ötesinde şirket yönetmenin stresi olmadan hünerlerini, deneyimlerini ortaya koyabildikleri için tercih ettiğini söylüyor. "Eski CEO, zaten şirketin danışmana ne kadar para ödeyebileceğini bilir" diyor. Tezcan Yaramancı da Fox ile aynı fikirde: "Türkiye'de henüz fikre, düşünceye para ödeme alışkanlığı pek gelişmedi. Benim danışmanlıkta önceliğim tecrübe birikimini ihtiyacı olan kesim ve kuşaklara aktarmak.~
Bunu tek başına bir geçim vasıtası olarak görmüyorum. Yöneticilikle aynı gelir olması zaten mümkün değildir, Türkiye henüz o bilince sahip değil."

BAĞIMSIZ ÜYELİK KULVARI
Ancak Sermaye Piyasası Kurulu'nun 30 Haziran'dan itibaren zorunlu hale getireceği, Türk Ticaret Kanunu'nun da gelecekte şart koşacağı bağımsız yönetim kurulu üyeliği, danışmanlara yeni bir kulvar açıyor. Uzmanlar, yeni yasayla bin 200 bağımsız yönetim kurulu üyesine ihtiyaç olacağını açıklıyor. Egon Zehnder International Yönetici Ortağı Murat Yeşildere, "Önümüzdeki dönemde eski üst düzey yöneticilerin büyük gruplarda daha fazla yönetim kurulunda yer alması söz konusu olacak. Hem danışmanlık hem bağımsız yönetim kurulu üyeliği yapacak 'emekli' tepe yönetici sayısı artacak" diye konuşuyor. Aynı şekilde Turgut Ziyal da SPK'nın son yönetişim tebliğiyle eski yönetici, yeni danışmanlar için yeni bir görev alanı doğuracağına inanıyor. Şu anda zaten Cem Kozlu, Tayfun Bayazıt, Tezcan Yaramancı ve Ahmet Dördüncü bu şekilde danışmanlık ile yönetim kurulu üyeliğini bir arada yürütüyor. Yaramancı, bu durumun artısını şöyle aktarıyor: "Danışmanlık tarafında akıl veriyorsunuz ama o aklın yerine getirildiğini görmek için biraz baskı uygulamak, sorumluluk almak gerekiyor. Dolayısıyla danışmanlık bağımsız yönetim kurulu üyeliğiyle birlikte yürüdüğünde yaptığınız projelerin, uygulamaların icraya dönüşmesi daha rahat oluyor." Mehmet Buldurgan da Yaramancı'nın bu fikrine katılıyor: "Aslında danışmanlık yeni kavram olan bağımsız yönetim kurulu üyeliği ile gayet güzel özdeşleşiyor. Yönetim kurullarına düşen görev şirketlere 'üçüncü bir gözle' bakılmasını sağlamak. Bu yüzden de SPK'nın yeni kurumsal yönetim tebliği ve yeni Türk Ticaret Kanunu da farklı bir açıdan bağımsız yönetim kurulu üyeliklerini özendiriyor" diyor. Hazım Ellialtı, Türk Ticaret Kanunu'nda meydana gelen değişikliklerin bazı şirketlere zorla da olsa büyük avantajsağlayacağına inanıyor.

"TÜRK ŞİRKETLERİNDEN ESKİ CEO'LARA TALEP YÜKSEK"
YOĞUNLUK NEREDE?

MY Executive Kurucu Ortağı Müge Yalçın, tecrübeli CEO'ların verdiği danışmanlık hizmetlerine talebin hep canlı olacağını düşündüğünü şu sözleriyle anlatıyor: "Günümüzde enerji, iletişim, finans sektörlerinde danışmanlık talepleri daha yoğun bir tempoda. İş dünyasını, farklılaşan talepleri, yeni trendleri okuyan ve bunlara uygun yeni politikalar belirleyen danışmanlık kurumunda, deneyimleri ışığında bugünü ve yarını yorumlayabilmede eski CEO'lar, genel müdürler, üst düzey yöneticiler için talep hep canlı olacak diye düşünüyorum."
SINIRSIZ YETKİLİ CEO'LAR DEVRİ BİTTİ
"Yöneticiler bir süre sonra büyük resme hakimiyetini kaybediyor ve işletme körlüğü yaşanıyor" diyen HRM Kurucu Ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka da genel müdürlük deneyimi bulunan bir danışmanın şirkete yeni vizyon ve canlılık getirdiği fikrinde. "Ayrıca markalaşmış danışmanlar şirkete prestij kazandırıyor. Çalışanlar tarafından otoriteye saygı göstermenin kolaylaştığını gözlemliyoruz. Danışmanlar kritik kararlar almakta ve benimsetmekte yöneticilere kıyasla daha kolay hareket ediyor. Sınırsız yetkilere sahip, her konuyla tek başına mücadele etmeye çalışan CEO'ların devri sona erdi. Tecrübeli danışmanlar ve diğer yöneticilerle bir üst ekip oluşturulması önemli. Bu etkenler, trendin devam edeceği yönünde yeşil ışık yakıyor" diyor.
AİLE ŞİRKETLERİNE ŞART
Pedersen&Partners Executive Search Kıdemli Danışman Neslihan Akan da danışman ihtiyacına farklı bir perspektiften bakıyor: "Türkiye'de kurumsallaşma döngüsünü tamamlayamamış ama 50 milyon Euro üzeri cirosu olan aile veya patron şirketler bir noktada tıkanıyor. Bunların dışarıdan benzer sektörde başarılı olmuş bir üst düzey yöneticiden destek alma ihtiyacına girdiğini görüyoruz. Bu anlamda danışmanlık hizmeti veren eski CEO'ların, şirket adedinin artarak devam edeceğini düşünüyorum."

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz