Demir-çelik sektörünün öncülerinden Erdemir, sürdürülebilirlik konusunda izlediği politikalarla ve yaptığı çalışmalarla dünya çapındaödüller almaya hak kazanıyor. Çelik sektöründe Türkiye’nin ilk AR-GE merkezini kurarak öne çıkan şirket, çevre faaliyetlerini bundan sonra “sürdürülebilirlik direktörlüğü” bünyesinde devam ettirecek. Bu göreve atanan Aygül Özsu’nun en önemli hedefi, 2015 sonunda ‘yaşam döngü analizi’ çalışmasını tamamlamak ve sürdürülebilirlik raporu hazırlamak. Bu çalışmayla çelik üretiminin çevreye olan etkisinin bir fotoğrafını çıkaracaklarını belirten Özsu, çıkan verilerin şirketin sürdürülebilirlik politikasında pusula görevi üstleneceğini söylüyor.

25.08.2015 15:11:500
Paylaş Tweet Paylaş
Kurulduğu günden bu yana dünyadaki yenilikleri takip eden Erdemir’in sürdürülebilirlikle ilgili çalışmaları doğal bir süreç içinde gelişti. 2014’ten itibaren bu çalışmalarını AR-GE merkezi çatısı altında yürütmeye başlayan Erdemir, Türkiye’nin çelik sektöründeki ilk AR-GE merkezine sahip olma özelliği taşıyor. Şirketin enerji yönetiminde yapılan yönetimsel ve proje bazlı uygulamalarıyla 1982’den 2014 yılı sonuna kadar yüzde 44, İsdemir’de 2001 yılından 2014 yılı sonuna kadar yüzde 38 iyileşme gerçekleştirildi. Çalışmalarıyla uluslararası platformlarda önemli ödüller kazanan Erdemir’in çevre konusunda şirket içindeki son ataklarından biri de “sürdürülebilirlik direktörlüğü” kurması oldu. Bu yeni yapının amacı, sürdürülebilirlik konusunda şirketin hedeflerini belirlemek ve bu doğrultuda strateji geliştirebilmek. Göreve atanan Aygül Özsu, ilk hedeflerini, yaşam döngü analizi çalışmalarını tamamlamak ve sürdürülebilirlik raporu hazırlamak olarak belirtiyor. Yaşam döngü analizinden elde edilecek sonuçların pusula rolü üsteleneceğini ifade eden Özsu, “Çevre etkilerini ölçeceğiz ve buradan çıkan sonuçlara göre çalışmalarımızı, stratejimizi ve hedeflerimizi inşa edeceğiz. Amacımız, yaşam döngüsü analizleriyle ürün verimliliğinin artırılması, üretim süreçlerindeki atıkların azaltılması, geri kazanımların çoğalması yönünde hedeflerimizi oluşturmak” diyor. Aygül Özsu, Erdemir’in sürdürülebilirlik politikalarını ve vizyonunu ilk kez Green Capital’e anlattı: 
* Erdemir’in sürdürülebilirliğe bakışı nedir? 
* 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyar olacağı öngörülüyor. Bazı şirketler, 2050 yılına varmadan 2030 için planlamalar yapıyor. Biz onun için buna 2030-2050 yolculuğumuz diyoruz. Sürdürülebilir yeşil ekonomide çelik önemli bir yere sahip olduğu için Erdemir Grubu olarak sürdürülebilirlik yolcuğunda, çevresel, sosyal ve finans sermayelerimizi sürdürülebilir iş modelleri çerçevesinde çalışacak şekilde pozisyonlandırdık. Birtakım hedeflerimizi sürdürülebilirlik adı altında şekillendirmeye başladık. Bizim anlayışımıza göre sürdürülebilirlik, daima yenilikçi teknolojilerin peşinde koşmak demek. Erdemir Grubu olarak küresel 2020 vizyonumuzu; çevresel, sosyal ve finans sermayelerimizin sürdürülebilir iş modeli çerçevesinde çalışacak, toplum beklentilerini en üst düzeyde karşılayacak ve inovasyon kültürünü temel alacak şekilde oluşturduk. Bunu başarmak için ilk koşul inovasyon... Türkiye’de bir ilke imza atarak ilk çelik AR-GE merkezini kurduk. Bu merkez, ileri teknoloji ve katma değerli ürünler üretmek üzere çalışırken aynı zamanda çevre teknolojileri üretme konularında da çalışıyor. Amacımız, çevreye etkimizi en düşük seviyede tutmak. 
~
* AR-GE merkezinden bahseder misiniz? Burada daha çok hangi konularda çalışmalar yapılıyor? 
* 2014 yılının ağustos ayında Bilim, Sanayi ve  Teknoloji Bakanlığı’nın onayını aldık ve AR-GE merkezi olarak faaliyetlerimize başladık. Merkezimiz; hammaddeler ve demir üretim, çelik üretim ve döküm teknolojileri, sıcak ürün ve proses, soğuk ürün ve proses olmak üzere 4 ana bölümde 44 çalışanıyla araştırma geliştirme çalışmalarını yürütüyor. Araştırmacı AR-GE personelimizin yüzde 7’si doktora ve üstü, yüzde 16’sı lisans düzeyinde eğitimli. Çalışanlarımızın yüzde 5’i doktoraya ve yüzde 32’si yüksek lisansa devam ediyor. Teknisyenlerimizin tamamına yakını ise yüksekokul mezunu. Bakanlık onaylı ilk çelik AR-GE merkezi olan Erdemir, AR-GE Merkezi’yle uzun vadede “ileri çelik araştırmaları” merkezi olmayı hedefliyoruz. Bir ilke imza atarak kurduğumuz Ar-Ge merkezimizde, yüksek teknolojili, katma değerli ürünlerin yanında çevre teknolojileri üzerinde de çalışılıyor. Çevre teknolojileri konusunda, atıkların geri kazanılarak üretimde yeniden kullanımının sağlanması üzerinde projeler üretiliyor. Çalışmalarımızın başarıyla sonuçlanması durumunda bir ilke daha imza atmış olacağız.
* Çevre yatırımlarınızdan bahseder misiniz? 
* Çevre yatırımlarımız gelişen ihtiyaç doğrultusunda devam ediyor. Çevre performans değerlendirmesinin içinde tüm üretim sürecindeki her bir noktayı analiz ve verilerle değerlendirip ihtiyaç olması durumunda yatırımlarla tamamlıyoruz. Katı atıkların geri kazanım oranını artırmak ve demir içerikli bu malzemelerin üretimde yeniden kullanılmasını sağlamak üzere pilot ölçekli briketleme tesisi inşa ettik. TÜBİTAK ve TEYDEB destekli yapılan tesiste, atıkların yüzde 100 oranında kullanımıyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Son yıllarda gerçekleştirdiğimiz ‘sinter fabrikası elektrofiltre tesisi’, ‘kok fabrikası amonyak sıyırma tesisi’ gibi çevre yatırımlarının yanında kojenerasyon tesislerine ilave yanma sistemi, atık ısı kazanları, pompa motorlarına sürücü uygulaması gibi önemli enerji yatırımları yapıyoruz. Proje kapsamında, 2.000 ton/yıl amonyum sülfat gübresi üretilerek mevcut kok fabrikası atık sularının arıtıldığı fenol arıtma tesisinin performansı artırıldı. Deşarj edilen atık suyun kalitesi AB standartlarına getirildi. Sinter fabrikaları için kullanılan yüksek gerilim doğrultucu ünitelerle mevcut elektrostatik toz filtresinden yüzde 50 ila yüzde 70’ye varan oranlarda daha düşük bir emisyon oranı elde edildi. Bununla birlikte konvansiyonel yüksek gerilim doğrultucu ünitelerine oranla yüzde 80 daha az enerji tüketiliyor. Enerji yönetiminde yapılan yönetimsel ve proje bazlı uygulamalarla Erdemir’de 1982’den 2014 yılı sonuna kadar yüzde 44, İsdemir’de 2001 yılından 2014 yılı sonuna kadar yüzde 38 iyileşme gerçekleştirildi. 
* Şirket, neden bir sürdürülebilirlik direktörü atama gereği duydu? 
* Sürdürülebilirlik iş modellerinde bizim üç sermayemiz var: Finansal, sosyal ve çevresel sermaye. Finans, alışık olduğumuz bir kategori. Şirketlerin varlığını devam ettirebilmesi için üretim kapasitelerini ve kârlılığını sürekli olarak devam ettirmesi gerekiyor. Sosyal sermayenin sürdürülebilirlikle ilişkisine baktığımız zaman karşımıza yetenek yönetimi çıkıyor. Sürdürülebilirlik, taşın üstüne taş koymak ve yenilikçi teknolojilerin peşinde koşmak demek. Bunun için de çalıştığınız ekibinizin yetenek yönetimini ön plana çıkarmanız gerekiyor. Çevresel sermayeye baktığımızda ise Erdemir çevreye etkilerini değerlendirerek çevre performansını ölçüyordu. Ancak sürdürülebilirlik ilkeleri fotoğrafa biraz daha geniş çerçeveden bakmayı gerektiriyor. Sürdürülebilirlik yolculuğuna girdiğinizde, teknolojilerin geliştirilmesi ya da pazara sunduğunuz bir ürünün daha çevreci olması gerekiyor. Tedarikçilerinizin de sizinle aynı yolda olması gerekiyor. Bunun için sürdürülebilirlik konusunda hedeflerimizi belirlemek ve stratejilerimizi bütünsel ve kapsamlı oluşturmak için sürdürülebilirlik direktörlüğü adı altında böyle bir yapılanmaya ihtiyaç duyduk. 
~
* Sürdürülebilirlik ilkeleriniz nedir? İlkelerimiz, çevrenin etkin bir şekilde korunması, doğal kaynakların verimli kullanımı ve istihdamın dengeli bir şekilde tesis edilmesi başlıklarına dayanıyor. Bunların alt başlıklarına baktığınızda çok daha farklı boyutları var. Dünya standardında olma yolunda ilerleyen bir şirket olduğumuz için bu konudaki gelişmeleri çok yakından takip diyoruz. Dünya Demir-Çelik Birliği Çevre Komitesi üyesiyiz ve düzenli olarak toplantılarına katılıyoruz. Enerji yoğunluğu, atıkların geri kazanım oranlarını gösteren malzeme verimliliği, çevre yönetim sistemlerinin uygulanması, çalışanların eğitimi gibi Dünya Çelik Birliği’nin sürdürülebilirlik göstergelerini izliyoruz. 
* Şirketin sürdürülebilirlik konusunda gerçekleştirdiği projeler ne oldu ve bu projelerden nasıl verim aldınız? 
* Atık suyun geri kazanımı, doğal kaynak tasarrufunun sağlandığı briketleme tesisinin yatırımları var. Örneğin, bir Sinter Fabrikası’nda elektro-filte tesisinde toz emisyonlarını yasal sınır değerlerinin altına indirdik. Atık su arıtma sistemlerindeki yatırımlarla, deşarj ettiğimiz su kalitesi açısından düşündüğümüzde yasal sınır değerlerinin altına indik. Briketleme tesisimizde de belirli malzemeleri briketleyerek tekrar geri kazandık, bundan da doğal kaynak tasarrufu sağladık. Enerji verimliliği çalışmalarımız durmaksızın devam ediyor. Enerji verimliliği ve kazanımı yatırımları yaptığınızda karbon salımını da azaltmış oluyorsunuz. Karbon salımlarıyla ilgili Çevre Mevzuatı çerçevesinde çalışmalarımız devam ediyor. İzleme planları hazırlanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulmuş durumda. 
* Çelik sektöründe sürdürülebilirliği değerlendirir misiniz? 
* Yenilenebilir enerji, kaynak ve enerji verimli binalar, düşük karbonlu ulaşım, yakıt tasarruflu ve temiz enerjili araçlar ve geri dönüşüm tesisleri için altyapı gibi konuların hepsi çeliğe bağlı. Yenilenebilir enerjiden bahsettiğinizde bu, çelik olmadan olmuyor. Otomotiv şirketleri son yıllarda araçların hafifletilmesi üzerine yoğunlaştı. Araçlarda da ağırlık bakımından çelik önemli bir yer tutuyor. Araçlarda çelik ağırlığının düşürülmesi, yakıt tüketimini azalttığı için dolaylı olarak karbon emisyonlarını da azaltıyor. Kullanılan çelik tonajının azaltılması kapsamında kullanılan çeliklerin mukavemetlerini sabit tutarak kalınlıklarının düşürülmesi, yüksek mukavemetli düşük alaşımlı yüksek şekillendirmeye sahip özel yeni nesil çeliklerin kullanımı üzerinde çalışmalar yapılıyor ve bu yeni nesil malzemelerin araç üzerindeki kullanımı giderek artıyor. Erdemir olarak da otomotiv şirketlerinin her yıl düzenlediği seminerlere katılıyor ve olabilecek önerilerimiz Erdemir’in mevcut üretim portföyü içinde iletiliyor. 
~
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU YAYIMLANACAK
YAŞAM DÖNGÜ ANALİZİ
Bu çalışmayla hammadde elde edilmesinden üretim sürecine, pazara sunulmasından tekrar kullanımına kadar geçen süreçte çevre etkilerini verilerle ölçeceğiz. Bunu 2015 yılında sonuçlandırmayı düşünüyoruz. Çelik üretiminde çevreye olan etkilerin bir fotoğrafını çıkaracağız. Entegre bir demir-çelik üretimini düşündüğünüzde her bir prosesin ayrı ayrı değerlendirilmesini gerektiren bu çalışma, Dünya Demir-Çelik Birliği’nin de üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan biri.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU Yaşam Döngü Analizi, bizim gelecek yolculuğumuzda pusulamız olacak. Çevre etkilerini ölçeceğiz ve buradan çıkan sonuçlara göre çalışmalarımızı, stratejimizi ve hedeflerimizi inşa edeceğiz. Amacımız, yaşam döngüsü analizleriyle ürün verimliliğinin artırılması, üretim süreçlerindeki atıkların azaltılması, geri kazanımların artırılması yönünde hedeflerimizi oluşturmak. Bunun dışında bu yıl sürdürülebilirlik raporumuzu da hazırlayacağız. 

YEŞİL EKONOMİDE ÇELİK İTİCİ GÜÇ
YEŞİL EKONOMİ
İlk defa 1992 yılında yayımlanan Sürdürülebilirlik Kalkınma Bildirgesi doğrultusunda, sürdürülebilirlik kalkınma ilkeleri ve iklim değişikliğiyle ilgili dünya yeni bir yola doğru gitti. Bu yolda ilerlerken gelişen dünyada bir yeşil ekonomi fikrinin benimsenmesi ilkesi ortaya çıktı.
DOĞAL SÜREÇ Yeşil ekonomi felsefesi, çevre dostu teknolojilerin şirketlerin stratejilerine, büyümelerine, hedeflerine entegre edilmesini beraberinde getirdi. Doğal kaynakların hızlı bir şekilde tükenmesi ve iklim değişikliğinin etkileri sizi ister istemez sürdürülebilir politikalar üretmeye zorluyor. Gelecek nesiller için bu doğal kaynakları daha verimli kullanmak zorundasınız. 
ÇELİK İTİCİ GÜÇ Çelik endüstrisi farklı sanayi kollarına hammadde tedarik eden, imalat sanayinin güçlenmesinde önemli bir faktör. Yüzde 100 geri dönüştürebilir bir ürün olması da çeliği önemli bir malzeme haline getiriyor. Yenilenebilir enerji, kaynak ve enerji verimli binalar, düşük karbonlu ulaşım, yakıt tasarruflu ve temiz enerjili araçlar ve geri dönüşüm tesisleri için altyapı, tüm bunlar çeliğe bağlı. 

ÇEVRE YATIRIMLARI TAKDİR GÖRÜYOR
İKİ BÜYÜK ÖDÜL
“Çevre performansımızın değerlendirilmesi bize, Türkiye’de iki tane büyük ödül getirdi. Bölgesel Çevre Merkezi (REC Türkiye) ve Sürdürülebilir Gelişme için Çevre Platformu (SGÇP) tarafından 2006 yılında Çevre Yönetim Süreci ve Çevre Performans Endeksi ile en başarılı şirket seçildik. 
GEÇMİŞ YILLARDAKİ BAŞARILAR 2012 yılında ise Türkiye’nin 2012 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’na (Rio+20) Hazırlıklarının Desteklenmesi Projesi kapsamında, Türkiye’de Sürdürülebilir Kalkınma ve Yeşil Ekonomi Alanında En İyi Uygulamalar kategorisinde ödüle layık görüldük. 2015’in mart ayında sürdürülebilirliği kurumsal yönetim ilkeleriyle birlikte ele almış, şirket yönetimi ve karar mekanizmalarında başarıyla uygulama konusunda Fransız bir şirket tarafından ödüle layık görüldük. Bunun dışında bu yıl, Green Era Award ödülünü aldık. 
TÜRKİYE’DE ALINAN ÖDÜLLER Ayrıca 2014 yılında İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 14’üncü Çevre ve Enerji Ödülleri’nde Erdemir Büyük Ölçekli Kuruluş Enerji Verimliliği Uygulama Projesi kategorisinde üçüncü oldu. İsdemir, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen Sanayide Enerji Verimliliği Projesi Yarışması kapsamında, enerji yoğunluğunu son 3 yılda ortalama yüzde 21,6 azaltarak ana metaller alt sektörü içerisinde Enerji Verimli Endüstriyel Tesis kategorisinde birincilik ödülü kazandı.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz