Çıta hızla yükseliyor

Beyaz eşyadan otomotive, ambalajdan tekstile bu yeni yeşil standartların neler olduğunu ve gereklerini araştırdık...

1.09.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Çıta hızla yükseliyor
Doğal enerji kaynakları sınırlı. Dünya nüfusu ise hızla artıyor. Karbon salımındaki artış doğamızı tehdit ediyor. Tüketici bilinci arttıkça organik ürünlere, doğa dostu cihazlara olan ilgi de yükseliyor. Dolayısıyla çok sayıda sektörde ve üründe enerji verimliliği konusunda yüksek performanslı, çevre dostu ürünler gözde. Bundan 10 yıl önce kabul gören “yeşil standartlar” ise artık yetersiz kalıyor. Pek çok sektör ve ürün, çok daha ileri düzeyde “yeni yeşil standartlar” benimsemiş durumda. Beyaz eşyadan otomotive, ambalajdan tekstile bu yeni yeşil standartların neler olduğunu ve gereklerini araştırdık... 2035’te dünya nüfusunun 8,5 milyara ulaşması, enerji tüketiminin yüzde 43 artması bekleniyor. Bu gelişmelere bağlı olarak da sera gazı emisyonlarının günümüze kıyasla yüzde 43 yükseleceği öngörülüyor. Böylesine bir enerji talebi karşısında en düşük düzeyde enerji kullanımına gitmek artık bir seçenek değil zorunluluk. Dolayısıyla son yıllarda şirketler, hızla enerji verimliliğine ve çevreye duyarlı üretime odaklanıyor. Tüm ürünlerde özellikle enerji verimliliği çıtası da giderek artıyor. Sadece enerji verimliliği standartları değil tüm yeşil standartlar yenileniyor, daha ileri düzeye taşınıyor. Her sektörde uzun zamandır çevreci ürünler var. Ancak son dönemde hem ürünlerde hem üretim yöntemlerinde standartlar hızla yükseliyor. Örneğin beyaz eşyada eskiden A sınıfı ürünlerin reklamları yapılırken şimdi A+++’lara geçildi... Neredeyse her geçen gün çevreci ve enerji tasarruflu ürünlerde yeni standartlar gelişiyor. Sadece beyaz eşyada değil otomotivden tekstile kadar birçok sektörde aslında standartlar yeniden yazılıyor. Geçmişte kullanılan standartların yerini çok daha “yeşil standartlar”almış durumda. Bu durum rekabetin rotasını da değiştirdi. Şirketler farklılaşmayı, tüketiciye sağlayacakları enerji verimliliği üzerinden yaparken bu konuda ciddi bir yarış yaşandığı da gözlerden kaçmıyor. Örneğin bundan 10-15 yıl öncesine kadar beyaz eşya sektöründe ağırlıklı olarak C ve B sınıfı ürünler yer alıyordu. 2000’li yılların başından itibaren sektörde enerji verimli ürünler yaygınlaşmaya başladı. Daha sonra hızla tüm ürünler A enerji seviyesine ulaştı. Son 3-4 yıldan beri de A enerji seviyesinin de üzerinde A+, A++, A+++ ürünler pazara çıkmaya başladı. Gelinen noktada sektörün tüm oyuncuları daha fazla enerji tasarrufu sunan ürünler üzerinden rekabeti yürütüyor. Arçelik, bu konuda sektörün öncü şirketlerinden. Arçelik AR-GE Direktörü Cem Kural da 1999 yılından beri enerji verimli ürünlerde çıtayı sürekli yükselterek, dünya rekorlu ürünleri müşterilerine sunduklarını söylüyor. “Arçelik, halen, en verimli ürünlerde liderliğini sürdürüyor. A+++ buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi ürünlerimiz ile çıtayı daha da ileriye taşıyoruz” diyor.
Tabloyu görmek için görseli tıklayın.

4 SEKTÖRÜN PERFORMANSI
Sadece Arçelik değil sektördeki tüm şirketler aynı rotada ilerliyor. Bosch da tasarruf odaklı rekabet içinde.~
Şirketin en yeni ürünlerinden Bosch Home Professional i-DOS çamaşır makineleri A+++ enerji sınıfı ile A enerji sınıfı ürünlerden yüzde 30 daha az enerji tüketiyor. Yıllık yaklaşık 7 ton su ve litrelerce deterjan tasarrufu sağlıyor. Profilo’nun A++ enerji sınıfındaki yeni nesil çift kapılı LowFrost buzdolabı serisi de A sınıfından yüzde 40 daha az enerji tüketiyor. Ambalaj sektöründe de rekabet çevreye duyarlı ürün sunma performansı ile artıyor. Yıllık satış rakamları nın yaklaşık yüzde 4’ünü AR-GE’ye yatıran Tetra Pak’ın Brezilya’nın en büyük petro kimyasal şirketi olan Braskem ile işbirliği var. Tetra Pak, global karton paketleme sektöründe çevreci polietilen kapaklar kullanan ilk şirket olma özelliğini de koruyor. Şeker kamışı türevlerinden üretilen yeni kapaklar, Tetra Pak’ın tamamen yenilenebilir malzemeden üretilen paketleme ürünleri sunma amacına yönelik yeni bir adım teşkil ediyor. Tekstil sektöründe de çevreci ürünlere talep artıyor. Sektörün en büyüklerinden Yeşim Teks-til’in CEO’su Şenol Şankaya, bundan 5-10 yıl öncesinde üretilen ürünlerde aranan çevreci özelliklerin bugüne göre çok daha az olduğunu belirtiyor. “Günümüzde ise her geçen yıl bu konuda ciddi bir bilinç artışı söz konusu. Üretim yaptığımız dünya markaları, çevre ile ilgili denetimlerini eskiye göre çok daha sıkı bir şekilde takip ediyor. Ayrıca bizden üretmemizi istedikleri organik ve geri dönüşümlü ürünlerde geçmişe göre 2-3 kat artış var” diyor. Bilişim sektöründe enerji verimliliği çıtası giderek artıyor. Bu durum sektörün çevresel etkileriyle birlikte maliyetlerini de azaltmasına neden oluyor. Hatta HP Türkiye ve Ortadoğu Çevre Yöneticisi Hande Baloğlu Toker, “Bu da ciddi bir rekabet avantajı sağlıyor. HP olarak biz de bu trendin öncülüğünü yapıyoruz. HP ürünlerinin enerji verimliliği 2005 yılına göre ortalama olarak yüzde 50 yükseldi” diye anlatıyor.

PAZARLAMA VE TASARRUF ETKİSİ
Cep telefonunda da durum farklı değil. Nokia Türkiye Genel Müdürü Çiçek Uyansoy İcan, 2000 yılında üretilen bir Nokia 3310 ile 2010 yılında üretilen bir Nokia X2’yi karşılaştırdıklarında, ürünün kullanım ömrü boyunca tükettiği enerjiyi yüzde 65 azalttıklarını söylüyor. “Kullanılan enerjiyi azaltırken cep telefonlarımızın yeni ve farklı şekillerde kullanılmasını sağlayan yeni özelliklerini de artırmaya devam ettik” diyor. Otomobil lastikleri de artık enerji sınıflandırmasına tabi. Pirelli’nin AA ile etiketlenen Cinturato P7 Blue lastiğini ıslak zeminde B ile etiketlenen bir lastikle karşılaştırıldığında 2,6 metre kadar daha kısa fren mesafesi ve dönme direnci “C” olarak etiketlenen bir lastikle karşılaştırıldığında yüzde 23 oranında daha az dönme direnci sunuyor. Türk Pirelli Ticaret Direktörü Aşkın Bedük’e göre böylece Cinturato P7 Blue ile yılda yüzde 5,1 yakıt tasarrufu ve 200 TL’nin üzerinde maliyet tasarruf elde edilebiliyor. İnşaat sektöründe de yeşil binalar ivme kazandı. Artık şirketler lokasyon ve mimarinin yanında yeşil bina özellikleriyle değer yaratıyor. Bunu hem markalarına değer katan bir unsur olarak hem ürün pazarlama aracı olarak kullanıyorlar. Bugün Varyap’ın inşasını yaptığı projelerde daire içi parkeler yüzde 100 doğal ahşaptan üretiliyor. Öte yandan şirket izolasyon ürünlerinin yüzde 50 oranında geri dönüşüm malzemesinden yapılmasına dikkat ediyor.~

ÇITA NEDEN YÜKSELDİ?
Peki bu sektörler bu noktaya nasıl geldi? Son yıllarda dünyanın en önemli gündem maddesi iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik. İklim değişikliğinde gerekli önlemlerin alınması için de enerji verimliliğinin büyük önemi var. Bir ürünün çevreye olan etkilerinde, ömrü boyunca tükettiği enerjiden gelen etkinin toplam içindeki payı yüzde 94-95 seviyesinde. Bu nedenle enerji verimli ürünlerin kullanılmasıyla iklim değişikliğine pozitif katkı sağlandığı açık. İşte bu gerçekten yola çıkarak tüm şirketler, ürettikleri ürünlerde daha az enerji tüketmeyi misyon edinmiş durumda. Otomotiv sektörünün dünyadaki karbon saliminin yüzde 12’sini, petrol tüketiminin ise yüzde 25’ini oluşturduğunu belirten Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, “Dolayısıyla otomotiv sektörü de küresel ısınma sorununa katkıda bulunuyor” diyor. Otomotiv sektörü bu nedenle son yıllarda elektrik motorlu araçlarla kullanımda sıfır karbon değerine ve çok düşük bakım ve kullanım maliyetlerine ulaşmaya çalışıyor. Hükümetler de bu konuda en büyük destekçi. Birçok ülkede enerji kullanımında verimli olmayan ürünlerin satışı yasaklanıyor. Bu durum da şirketleri enerji verimliliği sağlama yarışına sokuyor. Profilo Dayanıklı Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Bahriye Bayraklı Tavukçuoğlu da AR-GE’ye ayrılan bütçelerdeki artış ve dolayısıyla ortaya çıkan yüksek teknolojinin beyaz eşya sektörünün bu gelişiminin en önemli nedenleri olduğunu söylüyor.

NEREYE GİDİYOR?
Önümüzdeki dönemde şirketlerin enerji verimliliği konusunda daha çok yol alması ve tasarruflu ürünlerde çıtayı daha da yükseltmesi bekleniyor. Beyaz eşya sektöründe 2015’e dek artık tüm ürünlerin A enerji seviyesinin üzerinde olması planlanıyor. Bu konuda yasal uygulamalar da devrede. 1 Temmuz 2012’den itibaren A+’ın altında enerji seviyesine sahip buzdolabı üretiminin yasaklanması bu konuda atılan ilk önemli adım oldu. 1 Aralık 2013’ten itibaren ise tüm A enerji sınıfı çamaşır ve bulaşık makinelerinin üretilmesi ve ithal edilmesi durdurulacak. Bu tarihlerden itibaren sadece A+, A++ ve A+++ enerji sınıfındaki cihazların üretilmesi ve ithal edilmesine izin veriliyor olacak. Arçelik AR-GE Direktörü Cem Kural da, “Buzdo-laplarında, çamaşır ve bulaşık makinelerinde ise sadece A++, A+++ ürünler görüyor olacağız” diye konuşuyor. Otomotiv sektöründe de çıta daha çok elektrikli araçlarda yükselecek gibi görünüyor. 2020 yılında elektrikli araçların pazarın yüzde 20’sini oluşturacağı öngörülüyor. Gidişat tekstilde de standartların yükseleceğine işaret ediyor. Rekabet açısından çıtanın yükselmesinin dünyanın sürdürülebilirliğini devam ettirmek adına önemli olduğunu belirten Yeşim Tekstil yetkilleri, “2015’ten sonra çıta daha da yükselecek ve çevre şartlarına uygun üretim yapmayan şirketlerin, markaların ürünlerine talep ciddi biçimde azalacak” diyor.~

ŞENOL ŞANKAYA YEŞİM TEKSTİL CEO'SU
TEKSTİLDE NELER DEĞİŞTİ?
BEKLENTİLER ARTTI

10 yıl önce sadece birkaç öncü marka çevre ile ilgili standartları üretici şirketlerde ararken bugün tanınmış markaların hepsi bu standartları arıyor. Eskiden çevre ile ilgili sadece Oeko-Tex Standart 100 belgesi aranırken bugün buna ilave olarak GOTS (Global Organic Textile Standarts), Organic Exchange Blended Standart, OE 100 Standart of Organic Exchange/Textile Exchange, Eco Label gibi standartlar aranmaya başlandı.
AYAK İZİ ÖLÇÜMÜ
10 yıl önce tekstil ve hazır giyimde karbon ayak izi ölçülmezken son 2 yıldır bu konuda ölçümler başladı. Bu özellikle önümüzdeki yıllarda gittikçe önem kazanacak. 10 yıl öncesinde üreticiden sadece yeşil fabrika olması yolunda beklenti varken şimdi ürünün hammaddesinde de sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik beklentiler var. Buna bağlı olarak 10 yıl öncesine göre markaların kumaştaki organik pamuk kullanım talebi 2-3 kat arttı. Özellikle son 2 yıldır geri dönüşümlü kumaş kullanımına yönelik talepler var.

CEM KURAL ARÇELİK AR-GE DİREKTÖRÜ"DOĞAL KAYNAKLAR VERİMLİ TÜKETİLİYOR”
PERFORMANS

Bugün gelinen durumda A+++ buzdolapları, A+++'dan yüzde 30 daha iyi çamaşır makineleri, A+++'dan yüzde 10 daha iyi bulaşık makineleri ve A++ çamaşır kurutma makineleri ile Arçelik ürünleri, rakiplerinin önüne geçti. Fırın ve klimalarda, uluslararası regülasyonlarda henüz A enerji seviyesinin üzeri resmi olarak tanımlanmadı.
SU TÜKETİM LİDERİ
Bu ürünlerimiz için A enerji seviyesinden yüzde 30 daha iyi fırınlar ve A'dan yüzde 50 daha iyi klimalarla yine rekabette en önlerde yer alıyoruz. Su tüketiminde de lider konumumuz devam ediyor. 6 litre su tüketen bulaşık makinemiz dünyanın en az su tüketen ürünü olarak bu yılın haziran ayında Rio'da yapılan Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'nda ülkemizi başarıyla temsil etti.
TEMEL SORUMLULUĞUMUZ
Her şeyden önce tüketicilere daha çevreci, daha az enerji ve su tüketen ürünler sunmak gibi bir temel sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz. Bu alandaki rekabetin de bizi geliştirdiğine inanıyoruz. Çıtanın yükselmesinin en büyük önemi, doğal kaynakların daha verimli ve duyarlı bir şekilde tüketilmesine imkan sağlaması. AR-GE'ye yaptığımız yatırımlar sayesinde çıtanın yükselmesini sağlıyoruz.~

İBRAHİM AYBAR / RENAULT MAİS GENEL MÜDÜRÜHEM MALİYETİ HEM KARBON SALİMİNİ DÜŞÜRECEK
DOĞAL KAYNAKLARIN TÜKETİMİ

Çıtayı yükseltmenin temel nedeni, güvenlik ve kalite seviyesi yüksek ürünleri daha çevreci ve ekonomik şartlarda üretmek. Temel amaçlardan biri üretim esnasında doğal kaynakların daha az tüketilmesi. Bir diğer amaç da tüketicilerin kullanım maliyetlerini düşürmek ve küresel ısınmayla mücadele için daha az karbon salımı oluşturulması.
YENİ TEKNOLOJİLER
Elektrik motorlu araçlarla kullanımda sıfır karbon değerine ve çok düşük bakım ve kullanım maliyetlerine ulaşıldı. Gelişen yeni teknolojilerin yeni ürünlere adaptasyonu yeni teknoloji içeren bu ürünlerin tercihinde etken oluyor ve tüketici bilinçlenmesini sağlayarak tüketici tercihlerinde rol oynuyor. Küresel ısınmaya karşı önlemlerde daha az fosil yakıt tüketen araçların daha ekonomik teknolojilerle üretilmesi AR-GE çalışmaları sonucunda geliştiriliyor.
SEKTÖRÜN HEDEFİ
Sürdürülebilir kalkınma ve çağımızın en büyük problemi olarak kabul edilen küresel iklim değişikliği ile mücadele için otomotiv sektörünün hedefi "sürdürülebilir ulaşım" oldu. Bu kapsamda doğayla daha uyumlu teknolojiler için çalışmalar sürdürülüyor. Ürün teknolojilerinin belirlenmesinde ve ürün özelliklerinin seçilmesinde öncelikle tüketici beklentilerini içeren ürünlerin daha ekonomik daha rekabetçi şartlarda üretimi amaçlanıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz