Enerji verimliliğinde çok iddialıyız

Emre Çamlıbel ile konut ve ofis projelerinde geliştirdikleri enerji verimliliği uygulamalarını, mevcut binaların dönüşümünü ve bu alandaki gelecek çalışmalarını konuştuk.

1.06.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Enerji verimliliğinde çok iddialıyız
Soyak Holding, 1 milyon dolarlık yatırımla mevcut holding binasına LEED Silver sertifikası aldı. Yüzde 25 tasarruf sağlayan bu örnek, Türkiye’de bir ilk. Enerji verimliliğini ajandasının en önemli konularından biri olarak gören ve doktora tezini de bu konuda veren Soyak Holding CEO’su Emre Çamlıbel, “Enerji, holdingimiz için önemli bir konu çünkü hem enerji üretimi tarafındayız hem enerji tüketiminin yüzde 50’sini gerçekleştiren binalarla ilgili bir faaliyet alanımız var. Hem konut hem ofis projelerimizde de yasaların öngördüğünün üstünde ilave enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik unsurlarını uygulamaya devam edeceğiz” diyor.  Soyak Holding CEO’su Emre Çamlıbel’in Boğaziçi Üniversitesi’ndeki doktora tezi binalarda enerji verimliliği üzerineydi ve bu doğrultuda deneysel çalışmaları oldu. Çamlıbel’in bu alandaki uzmanlığı Soyak Holding’in enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik anlamında sektörde öncü olmasını sağladı. Yeşil dönüşüm sürecinde, Soyak Holding genel müdürlük binası da dünyanın en önemli yeşil bina sertifikalarından biri olarak kabul edilen Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik “LEED” sertifikasını aldı. Yine çevreye olan sorumlulukla, sera gazı emisyon envanteri belirleme çalışmaları kapsamında ISO 14064 belgesi almaya hak kazandı. “Mevcut holding binamızın enerji verimliği ve LEED sertifikası için toplamda 1 milyon dolar yatırım gerçekleştirdik. Elektrik ve su giderlerimizde yüzde 25’lik bir indirim yakaladık” diyen Çamlı-bel, 3-4 ay süren bu sertifika sürecinde yapılanları şöyle özetliyor: “Bu bina için çok basit noktalardan çok kompleks sistemlere kadar farklı uygulamalar yaptık. En basit örneklerle su tasarrufu açısından sensörlü musluklar kullanmaya başladık, hava kalitesini iyileştiren bir havalandırma sistemine geçtik. Aydınlatmada tasarruflu ampullere geçiş ve doğal güneş ışığından daha fazla yararlanmak üzere kat planında değişiklik gibi uygulamalar yaptık.” Holding, konut ve ofis projelerinde de enerji verimli düzenlemelerini sürdürüyor. Çamlıbel, 2013’te bitecek Levent’teki ofis projeleri için de LEED sertifikasına başvurarak ön sertifikalandırma sürecini tamamladıklarını belirtiyor. “Enerji verimliliğinde AR-GE çalışmalarına devam edeceğiz. Hem konut hem ofis projelerimizde de yasaların öngördüğünün üstünde, ilave sürdürülebilirlik unsurlarını uygulamaya devam edeceğiz” diye konuşuyor. Soyak Holding CEO’su Emre Çamlıbel ile konut ve ofis projelerinde geliştirdikleri enerji verimliliği uygulamalarını, mevcut binaların dönüşümünü ve bu alandaki gelecek çalışmalarını konuştuk:~

Soyak Holding olarak enerji verimliliği ile ilgili çalışmalarına ne zaman başladınız?

- Biz 50 yıldır faaliyet gösteren bugün ise 4 sektörde faaliyeti olan bir holdingiz. Çimento, döküm, enerji ve gayrimenkul sektörlerinde işlerimiz var. Gayrimenkulde ofis ve konut projelerini hayata geçiriyoruz. Enerji, holdingimiz için önemli bir konu çünkü hem enerji üretimi tarafındayız hem enerji tüketiminin yüzde 50’sini gerçekleştiren binalarla ilgili bir faaliyet alanımız var. Bizim şirket olarak sürdürülebilirlik anlamında çalışmalarımız 2007 yılına kadar gidiyor. 2007 yılında İngiltere’den gelen uzmanlara İzmir’de bulunan Soyak Mavi Şehir projemizi sürdürülebilirlik anlamında tetkik ettirdik. Bu şekilde AR-GE çalışmalarımızın sonucunu aldık ve çalışmalarımızı “Sürdürülebilir Yaşam Raporu” adı altında kamuoyu ile paylaştık. Bugün baktığınızda bu, normal gelebilir ama o günün şartlarında çok ileri bir çalışmaydı. O dönemde daha Kyoto Protokolü, karbon salımı ticareti yeni yeni konuşulmaya başlanmıştı. Bugün ise artık tüm bunlar gayet iyi biliniyor. Gayrimenkul sektöründe de bu alanda bir farkındalık oluştu. Enerji verimliliği ile ilgili olarak da 2009 yılının sonunda yapılan bir yasal değişiklikle BEPY (Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği) çerçevesinde hazırlık yaptık ve ilgili mercilere görüş verdik. 2007 yılından sonra giderek artan teknik çalışmalarımızla bugün geldiğimiz nokta, 2012’de bu alanda sektörel tüm derneklere üyeyiz. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nde (ÇEDBİK) kurucu üye olarak aktif çalışıyoruz.

Holding binanız için de enerji verimliliği çalışmaları yapıyor musunuz?

- Evet. Türkiye’nin ilk mevcut binaya alınan LE-ED sertifikasını aldık. Aldığımız LEED Silver sertifikası ülkemizde bir ilk oldu.

LEED sertifikası için ne kadarlık bir yatırım yaptınız? Tasarruf anlamında geri dönüşü nasıl oldu?

- Mevcut holding binamızın enerji verimliği ve LEED sertifikası için toplamda 1 milyon dolar yatırım gerçekleştirdik. Elektrik ve su giderlerimizde yüzde 25’lik bir indirim yakaladık. Bu çok iyi bir rakam.

‘MANTOLAMA İLE 6 MİLYAR DOLAR TASARRUF MÜMKÜN”
25 MİLYAR DOLAR YATIRIM GEREKLİ

Türkiye'deki mevcut binaların çok büyük kısmı ısı yalıtımından yani mantolamadan nasibini almamış durumda. Binalarda en önemli enerji kaybı ısıtmada olur. Türkiye'deki tüm binalar mantolansa yılda yaklaşık 6 milyar dolar enerji tasarrufu yaparız. Bu, tüm ülke için yaklaşık 25 milyar dolarlık bir yatırımdır. Bu yatırım, 4 yılda kendini amorti eder. Aslında mantolama 2005 yılında mecburi hale geldi, ama yürürlüğe sokamadık.~
KAMU TEŞVİĞİ YAPILSA
Bu yatırımın Türkiye genelinde tüm evler için yapılması gerekiyor bunun için de devletin teşvikleri gerekli. Devlet, "Tüm binalar mantolansın, buradan KDV almıyorum" diyebilir ya da mantolama yaptırmak isteyenlere faizsiz kredi olanağı verir. Bunu gerçekleştirebilirsek Türkiye'nin her yıl enerjiye ayırdığı 60 milyar doların 6  milyar dolarını tasarruf etmiş oluruz. Aslında çok basit uygulamalarla tasarruf edilebilir; enerji tasarruflu ampul 6 ayda kendini amorti eder. Ancak tüm bunlar için halkı bilinçlendirmek gerekiyor.

Enerji verimliliği açısından binada ne gibi çalışmalar yaptınız?

- Bu bina için çok basit noktalardan çok kompleks sistemlere kadar farklı uygulamalar yaptık. LEED sertifikasını almak için sadece enerji verimliliği için değil tüm yaşam kalitesi ve sürdürülebilirlik anlamında bir puanlama yapılıyor. Biz de en basit örneklerle su tasarrufu açısından sensörlü musluklar kullanmaya başladık, hava kalitesini iyileştiren bir havalandırma sistemine geçtik. Aydınlatmada tasarruflu ampullere geçiş ve doğal güneş ışığından daha fazla yararlanmak üzere kat planında değişiklik gibi uygulamalar yaptık. Deterjan kullanımını azaltmak amacıyla bina girişine özel paspaslar koyduk. Atık miktarını hissedilebilir şekilde azalttık. Bireysel olarak işe gelen çalışanlarımızı toplu taşıma ya da servis aracı kullanmaya teşvik ettik. Bina karbon ayak izinin belirlenmesi amacıyla, binamızın sera gazı emisyonlarını ISO 14064 ve 14065 standartlarına göre hesaplandı. LEED sertifikasının yanında doğaya olan etkiyi azaltmak amacıyla karbon ayak izi ölçümlerini yaptırarak 2011 yılında sera gazı emisyon envanteri belirleme çalışmalarını da başlattık. Sera gazı emisyonları kuruluş seviyesinde hesaplanmasına ve rapor edilmesine dair bir kılavuz niteliği taşıyan ISO 14064 sertifikasını almak için emisyon faaliyetleri, kaynakları ve miktarları belirlendi, altyapı çalışmaları tamamlandı ve saha denetimi bağımsız bir kuruluş tarafından tamamlandı. Yapılan denetim ve doğrulamalar sonucunda “ISO 14064” güvence seviyesini doğrulayan belgenin alınmasına hak kazandık.

Tüm bu çalışmalar ne kadar sürdü?
- Tüm süreç 3-4 ay aldı. Teknik anlamda iyileştirmeler yaşandı. Biz de yüzde 25 daha tasarruflu bir şekilde daha temiz hava ve güneş ışığından yararlandığımız bir sisteme geçtik. Çalışma anlamında da etkin bir ortama kavuştuk.

“TÜRKİYE'YE ÖZEL SERTİFİKA ÜZERİNE ÇALIŞIYORUZ"

Ev sahibi olmak isteyenler için enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik önemli bir kriter haline gelmeye başladı mı?
- Maalesef tüketiciler ve kamuoyu bu konuda bir farkındalık eksikliği yaşıyor. Biz derneklerle bu konuyu gündemde tutmaya, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Bu amaçla Türkiye Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği'ni kurduk. Bu dernek sadece gayrimenkul sektörünü değil tüm bağlantılı alanları da kucaklayan bir dernek. Bu çok somut bir adım, ciddi bilimsel çalışmaların yapıldığı bir dernek haline geldik.~

Farkındalık yaratmak için neler yapıyorsunuz?
- Bu yıl ilk defa Yeşil Binalar Zirvesi yapıyoruz. Uluslararası boyutta know-how'ın Türkiye'ye aktarılmasını ve güçlü bir bilgi paylaşımını gerçekleştireceğiz. Buna ilaveten mevcut sertifikasyon sistemleri ile ilgili çalışıyoruz. Bu sistemler Türkiye'ye nasıl adapte edilebilir, Türkiye'ye özel bir sertifika nasıl olur üzerine çalışmalar yaptık, bunu zirvede paylaşacağız. Ayrıca dernek olarak BEPY ve BEPTR yönetmelikleri ilgili geçmişte ve halihazırda görüş veriyoruz. Ama burada atılması gereken adımlar ağırlıklı olarak kamu tarafında... Şu ana kadar Türkiye'de bu alanda somut çalışma gerçekleştiren 2 kurum oldu: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TÜSİAD. Ancak bu iki kurumun yaptığı çalışmalar da diğer ülkelerle mukayese edildiğinde istenen derinlikte değil maalesef. Bu konunun devletin tüm organları, bakanlıkları tarafından masaya yatırılması, yeşil kalkınma modelinin Türkiye'nin kalkınma modelinin bir parçası olması gerekiyor. Türkiye olarak rekabet avantajımızı kaybetmek istemiyorsak, yeşil ekonomiden dünya ölçeğinde pay almak istiyorsak acil olarak kamu nezninde harekete geçmemiz lazım.

Konut projelerinizde de benzer enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik uygulamalarını hayata geçiriyor musunuz?

- Tabii... Tüm projelerimizde uyguluyoruz. Satışa sunduğumuz konut projelerinde hem şartname ve yönetmeliklerin ortaya koyduğu şartları uyguluyoruz hem üstüne gönüllü olarak yatırımlar yapıyoruz. Daha az karbon, elektrik ve su sarf edilsin, site aidatları daha düşük olsun diye sürekli çalışıyoruz. Örneğin konut projelerimizde bisiklet kullanımını teşvik etmek için bisiklet park yerleri, elektrikli otomobiller için otopark ve şarj ünitesi, yeşil çatılar için sistemler ya da peyzaj alanlarının sulanması için daha az su sarf eden sulama sistemleri gibi artı uygulamalar getiriyoruz.

Peki tüm mevcut binalarda enerji verimliliği çalışmaları yapılması sizin örneğinizdeki gibi yüksek tasarruflara yol açıyor mu?
- Benim doktora tezim de bu konu üzerine. Boğaziçi Üniversitesi’nin Kilyos Kampüsü’ndeki 7 mevcut binanın enerji verimliliği çalışmalarından sağlanan tasarruf ile Soyak Holding bünyesinde geliştirilen elektrik üreten barajımızın üretimini mukayese ettiğimizde şu şekilde sonuçlar çıktı: Elektrik üretmek ihtiyacı karşılamak için iyi bir metot ama daha az tüketmek daha etkin bir metot. Elektrik üretiminde yarattığınız tesisin, mal-zemelerin üretiminde enerji ve karbon salımı ile kayıp oluyor. Öbür tarafta ise binalarda tasarruf yaparken de teknik yatırımlar yapıyorsunuz. Bu etkilerin hepsini bir kenara bırakır, sadece operasyonel işletmedeki karbon salımı ve parasal tasarrufu göz önünde bulundurursak elektrik üretimine değil de mevcut 7 binaya aynı rakamda yatırım yaparsak bu yatırım 6,6 kat daha efektif oluyor. Tabii ki bu, her örnekte aynı olacak diyemeyiz. Binanın bulunduğu coğrafyanın iklim şartları, mevcut durumu, diğer yandan yatırım yaptığınız barajın verimliliği, kapasitesi gibi kriterler de önemli. Ama bu bize de elektrik üretmektense elektrikte tasarrufa gitmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Ayrıca Soyak projelerini bir deney platformu haline getirdik, bu çalışmaları ilerlettik.~
Mevcut binaları dönüştürmek daha anlamlı çünkü bugünkü binalar 50 yıl sonra tamamen yenilenmiş olacak. Mevcut binalara yönelik yapılan çalışmalar hem finansal anlamda etkin olur hem bugün tasarruf edilir. Enerji optimizasyonu yaparak, en verimli uygulamaları hayata geçirerek tasarruf edebilmek için bir model geliştirdik. Geliştirdiğimiz bu bilgisayar programı, spesifik mevcut binaya en efektif olarak hangi uygulamaları uygulamanız gerektiğini belirliyor, bu çerçevede yatırım yapılırsa yüzde 23-25 tasarruf sağlandığını da belgeledik. Bu çalışmayı tüm platformlarda sektörle ve ilgilenenlerle paylaşıyoruz.

Mevcut binanın enerjiyi verimli kullanır hale gelmesi için ne kadarlık bir maliyet gerekiyor?
- Her binanın konumu, yapılış yılı, teknolojileri farklı. Farklı projelendirilmesi gerekir. Ama örnek olması açısından şunu söyleyebilirim: Kilyos’ta Boğaziçi Üniversitesi’ne ait 7 mevcut binaya yapılan 100 bin TL’lik yatırımla yüzde 23 karbon ve enerji tasarrufu elde ettik. Holding binamızda teknoloji açısından daha sofistike olduğundan daha yüksek bir rakam gerekti ama önemli olan optimizasyonla her binada enerji tasarrufu sağlanabilir.

Holding olarak 2012 yılında enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konusunda hedefleriniz neler?

- Enerji verimliliğinde AR-GE çalışmalarına devam edeceğiz. Konut şirketi bünyesinde çalışan AR-GE ekibimiz, 8 mühendisten oluşuyor. Ağırlıklı olarak mevcut binalarda enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik çalışmalarına devam edecekler. Levent’te yaptığımız ofis binamızın da LEED sertifikası olacak, bu binayı 2013 yılında tamamlamayı düşünüyoruz. Hem konut hem ofis projelerimizde de projenin nevine bağlı olarak yasaların öngördüğünün üstünde, ilave sürdürülebilirlik unsurlarını uygulamaya devam edeceğiz.

“GELECEĞE BİR DAMLA SAKLA İLE 102 BİN KİŞİYE ULAŞTIK"
ERKEN YAŞTA BİLİNÇLENDİRME
Çevre konusunda bilinçlendirmeye okullarda, daha küçük yaşlarda başlamak gerekiyor. Biz de bu anlayışla "Geleceğe Bir Damla Sakla" projesini hayata geçirdik. Proje dahilinde İzmir ve İstanbul'da 33 ilkokulda su tasarrufu ve bilinçlenme projesi yaptık.
33 OKULDA YÜZDE 60 SU TASARRUFU
Projemiz 2 yıl sürdü ve müthiş sonuçlar aldık. 33 devlet okulunun su tüketim kanallarında tasarruf sağlayıcı düzenlemeler gerçekleştirerek yeniledik. Bu okullarda bilinçlendirme faaliyetleri yaptık. Yüzde 60 su tasarrufu sağladık. Toplamda 102 bin kişiye ulaştık. Bizim projemiz gibi ilkokullardan başlayarak enerji verimliliği konusundaki projeleri artırmalıyız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz