Sürdürülebilirlik iş yapış biçimimiz

Abdi İbrahim İlaç CEO'su Süha Taşpolatoğlu, sürdürülebilirlik çalışmalarını proje olarak değil tüm kararlarını bu ilkeye göre verdikleri, çalışanlarını sürece dahil ettikleri bir iş yapış biçimi olarak gördüklerini söylüyor.

27.08.2014 15:49:530
Paylaş Tweet Paylaş
Sürdürülebilirlik iş yapış biçimimiz
Türkiye ilaç sektörünün lideri Abdi İbrahim, bugün sektörün yüzde 7'sini elinde tutuyor. Aynı zamanda sürdürülebilirlik konusunda yaptığı çalışmalarla da ön planda. Öyle ki geçtiğimiz yıl yayınladığı sürdürülebilirlik raporu, GRI (Küresel Raporlama Girişimi) tarafından en yüksek not olan A ile derecelendirildi.

Abdi İbrahim İlaç CEO'su Süha Taşpolatoğlu, sürdürülebilirlik çalışmalarını proje olarak değil tüm kararlarını bu ilkeye göre verdikleri bir iş yapış biçimi olarak gördüklerini söylüyor. Son 3 yılda toplam 2 bin 400'ün üzerindeki çalışana 158 saatlik sürdürülebilirlik eğitimi verdiklerini de sözlerine ekliyor.

Türkiye’nin akredite olmuş ilk AR-GE merkezini kuran ilaç devi Abdi İbrahim, her yıl cirosunun yüzde 5’ini AR-GE’ye ayırıyor. İnsana ve çevreye duyarlılık bilinciyle hareket eden şirket, 2010 yılında Küresel İlkeler Sözleşmesi Global Compact’a attığı imza ile tüm faaliyetlerini güvenilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle yürütüyor.

Geçtiğimiz yıl ilk defa açıkladığı sürdürülebilirlik raporu, şirketlerin operasyonlarının çevresel etkilerini değerlendiren uluslararası bağımsız denetim inisiyatifi GRI (Küresel Raporlama Girişimi) tarafından en yüksek not olan A ile derecelendirildi.

Abdi İbrahim İlaç CEO'su Süha Taşpolatoğlu, sürdürülebilirlik çalışmalarını proje olarak değil tüm kararlarını bu ilkeye göre verdikleri, çalışanlarını sürece dahil ettikleri bir iş yapış biçimi olarak gördüklerini söylüyor. Son 3 yılda toplam 2 bin 400’ün üzerindeki çalışana 158 saatlik sürdürülebilirlik eğitimi verdiklerini, çalışanların önerileri üzerine hem çevresel etkileri azalttıklarını hem de enerji tasarrufu sağladıklarını anlatıyor.

Taşpolatoğlu, karbon ayak izini azaltmak için bölge ofislerini azalttıklarını, dijital toplantı yöntemine geçtiklerini ve kullandıkları araçları bu kriterle seçtiklerini söylüyor. “Üretimde enerji verimliliği yüksek malzemelerin kullanılmasıyla 3 bin konutun enerji ihtiyacına eşdeğer bir tasarruf sağladık” diyor. İşte Taşpolatoğlu ile sohbetimizden satırbaşları...

Abdi İbrahim’in çevre ve sürdürülebilirlik yaklaşımı nedir?

Bence sürdürülebilirlik artık günümüzde sadece bizim gibi ilaçla uğraşanların değil tüm sektörlerin önceliğinde olması gereken bir konu. Zaten yaptığımız işin özelliği nedeniyle bizim daha da dikkatli olmamız gerekli. Abdi İbrahim olarak ilk defa 2012 yılı verileri için 2013’te bir sürdürülebilirlik raporu yayınladık ve GRI endeksine göre de A ile derecelendirildik.~

Rapor aslında işin aracı, bir amaç değil. Çünkü sürdürülebilirlik günümüz dünyası için çok kritik bir konu. Herkesin bu konuda samimi bir şekilde çaba harcaması lazım. Yani şirketlerin “Ben çevreyle ilgileniyorum, bak bunu da bir yere yazıyorum” demesinden öte bunun içselleştirilerek, herkeste bir bilinç oluşturularak yapılması gerektiğine inanıyoruz.

O nedenle de bir taraftan bu raporu yayınlarken bir taraftan da tüm çalışanlarımızı nasıl bu işe dahil edebiliriz diye düşünüyoruz. Hem şirket olarak sürdürülebilirlik anlamında çevreyle ilgili katkılarımızı artırmak hem de tüm çalışanlarımızın çevrelerini en azından bu anlamda bilinçlendirmek için çaba harcayacakları bir düzeye gelmelerini sağlamaya çalışıyoruz.

İş süreçlerinizde sürdürülebilirliği nasıl gerçekleştiriyorsunuz ?
Fabrikamızın çok uzun yıllardır bu konuda çalışmaları ve bugüne dek çevre konusunda aldığı ödüller var. Ama bunu bir proje olarak değil, iş yapış biçimimiz olarak görmeye çalışıyoruz. ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı) ile birlikte işin gereği olarak yaptıklarımız var.

En son aldığımız ISO 140001 Çevre Yönetim Sistemi belgesi kapsamında birtakım değerlendirmelerde bulunuyoruz. İş sürecimizde sıvı ve katı atıklarla ilgili ciddi yaptırımları olan prosedürlerimiz var. Temelde sıvı ve katı atıkları nasıl bertaraf ederiz konusundan önce bunların nasıl daha az çıkmasını sağlarız diye bakıyoruz. Yani öncelikle daha az atık üretmek için uğraşıyoruz.

Üretim sürecinizde enerji verimliliğini nasıl sağlıyorsunuz ?
Sürekli olarak iki taraflı çalışılıyor. Bir taraftan zaten bizim çevreyle ilgili bir departmanımız neler yapılacağına bakıyor. Bir taraftan da arkadaşlardan gelen öneriler değerlendiriliyor. Örneğin, yapılan iyileştirme çalışmaları ve çevre dostu, enerji verimliliği yüksek malzemelerin kullanılmasıyla 3 bin konutun enerji ihtiyacına eşdeğer bir tasarruf sağlandı.

Elektrik tasarrufuyla ilgili gelen uyarılar sonucunda anında uygulamaya geçiliyor. Satın almadan itibaren enerji dostu malzeme ve ekipmanla başlanarak her aşamada nasıl enerji tasarruf ederiz konusunda çalışıyoruz.~

Fabrikalarınızda katı ve sıvı atıklar konusunda özel uygulamalarınız var mı? Varsa neler?
Fabrikamız 1994 yılında açıldı. O zamanlar fabrikanın altyapısı kurulurken bu anlamda tüm çevresel altyapısı düşünülerek inşa edildi. Bu kapalı alanın önemli bir kısmı fabrika dizayn edilirken ciddi bir kaynak aktarımıyla atık ve enerji yönetimine yönelik dizayn edildi.

Tabii böyle bir dizayn yaptığınızda çalışanlar da sürdürülebilirliğin önemli bir şey olduğunu anlıyor. Ve o zaman onlar da daha fazla çaba harcamaya çalışıyor. Eğitimlere vakit ayırıyorlar. Her yıl 800 civarında çalışan çevre eğitimi alıyor. İkincisi atıkların nasıl minimize edileceğiyle ilgili sürekli çalışmalar yapılıyor ve atık, kaynağında azaltılmaya çalışılıyor.

Bütün atıklar ayrıştırılarak hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hem de belediyenin kuralları çerçevesinde bertaraf ediliyor. Bizdeki atıkların bir kısmı normal şehir sitemine atabileceğimiz atıklar, ama bir kısım kimyasal atıklar var ki onları bugün Türkiye’de sadece birkaç kurum bertaraf edebiliyor.

Ambalajlamada çevreye duyarlı trendleri takip ediyor musunuz?
Biz 2005 yılından bu yana geri dönüşümlü ambalaj kullanıyoruz. ÇEVKO ile işbirliği orada da geçerli. Konu ilaç olunca ambalaj önemli. Biz geri kazanılan malzeme kullanıyoruz ama hasta bunu kullandıktan sonra ne yapıyor açıkçası bilgimiz yok.

O yüzden bu tek başına şirketlerin başarabileceği bir şey değil. Sürdürülebilirlik araç derken bunu söylemeye çalışıyordum. Çevremizdeki herkesin biraz duyarlı olması lazım ki bu zincir takip edilsin.

Tedarikçilerinizi çevre politikalarınıza uyumlulaştırmak yaptığınız çalışmalar var mı?
Bu işin çok başında olduğumuzu söyleyebilirim. Biz satın alma konusunda uyumluyuz, çünkü zaten ambalajda olduğu gibi buna dikkat ederek satın almamızı yapıyoruz. Fabrikada kullanacağımız ekipman ve malzemenin de mutlaka çevreye duyarlı, tasarruflu cihazlar olmasına özen gösteriyoruz.

Bu anlamda başlangıçta biz özen gösteriyoruz ama orada tedarikçiler ve tüketicilerle ilgili yapılacak daha çok iş olduğunu düşünüyorum. Hem şirket olarak hem de Türkiye olarak orada çok yolumuz var. Sanıyorum tedarikçilerimiz ve tüketicilerimizle birlikte çalışmaya ve onları bu konuda bilinçlendirmeye vakit harcamamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemin önceliklerinden birisinin de bu olması lazım.~
Diğer paydaşlarınızla çevreci uygulamalarınızı paylaşıyor musunuz?
Tüketicilerimizle daha çok akılcı ilaç kullanımı konusunda paylaşımımız var. Bunların kimyasal olduğunu düşünürseniz ilaçların eğer akılcı ilaç kullanımını sağlayabilirsek hakikaten bu anlamda çevresel bir katkımız da olacak. Bundan sonra önceliğimiz ne diye bakarsak; tüketicilerimizi, tedarikçilerimizi ve çalışanlarımızı bu konuda daha fazla bilinçlendirmemiz ve bu işe dahil etmemiz gerekiyor. Yoksa bu sadece şirket yöneticilerinin yapabileceği bir şey değil.

Çalışanlarınıza sürdürülebilirlik eğitimi veriyor musunuz?
Ağırlıklı olarak fabrikada, üretim tarafındaki çalışanlarımıza her sene Çevre Yönetim Sistemi Bilinçlendirme Eğitimi veriliyor. Son 3 yılda toplam 2 bin 400’ün üzerindeki çalışana 158 saatlik bir eğitim süresi harcandı. Bu eğitim kapsamında atık yönetimi ve enerji verimliği de dahil olmak üzere fabrikamızın üretim süreciyle ilgili tüm sürdürülebilirlik konuları ele alınıyor.

Fabrikada eğitimi belirleyen kurulda ambalajlama ve depodan başlayarak tüm departmanlardan çalışan olduğu için tabii eğitimin içeriği de buna göre şekilleniyor. Ayrıca ayın çevrecisi ödülümüz var. Her ay bu konuda seçilen çalışanımız tüm arkadaşlara duyurularak onları bu konuya özendirmeye çalışıyoruz.

Çevre ve sürdürülebilirlik konularına ne kadar yatırım yapıyorsunuz?
Toplam bir rakam veremeyeceğim ama bunu iş yapış biçimi olarak koyarsanız aslında yüzde 100 diyebiliriz. Sonuçta eğer samimiyseniz yaptığınız her yatırımda şuna bakmanız lazım; ben şimdi yeni bir fabrika kuracağım ama bu fabrikanın çevreye ve sürdürülebilirlik anlamındaki etkileri nedir, yeni araba alacağım nasıl almalıyım, yeni personel alacağım nasıl bir seçim yapmalıyım...

Onun için bir yüzde vermektense bundan sonra şirketin yapacağı her işte sürdürülebilirlik kriterlerinin göz önüne alındığı bir sistemden bahsediyorum.

Önümüzdeki dönemde enerji iyileştirmeleri için tabii ki kaynak ayrılacak ama kaynak ayırmaktan daha önemlisi yaptığınız her işte bunu düşünüyor musunuz düşünmüyor musunuz?
Aldığınız her kararda yönetim olarak bunun sürdürülebilirlik anlamında karşılığı var mı diye bakıyorsanız doğru yoldasınız.~

Çevre ve sürdürülebilirlik politikalarınızın şirketinize katkısı nedir?
En somut katkısı bence sürdürülebilirlikle ilgili konuşmaya başlayınca şirketteki herkes konuşmaya başlıyor. Bu artık günlük lisanın bir parçası olmaya başlıyor ve bunun o kişiler vasıtasıyla çevreye yansıması bence çok değerli. İnsanlar daha fazla “sürdürülebilirlik” demeye başladı.

Daha önce bunun adı tasarruf diye geçiyordu ama buna tasarruf diye bakmamak gerekiyor. Tasarruf ettiğinizi yatırmaya devam etmeniz gerekiyor. Ama bence bu politikalarımızın en somut katkısı insanların sürdürülebilirlik bilincinin artması oldu. Bu bazı ödüllerle de perçinlendiği zaman, çalışanlar yaptıkları işin bir yere dokunduğunu hissetmeye başlıyor. Güzel tarafı o galiba.

Tabii ki tasarruf anlamında da şirkete ciddi bir geri dönüşü var. Sadece arabalara koyduğumuz güvenli araç sürüş sistemiyle yüzde 10-12 civarında bir tasarruftan bahsediliyor. Bu, 1,5 milyon TL civarında bir para demek. Ben bu projelere tasarruf yapalım diye başlamak istemiyorum ama sonuçta böyle bir faydası da var. Nasıl sürdürülebilir bir şirket yaratırız diye bakmanın bilinç yaratmak anlamında daha önemli olduğunu düşünüyorum.

Abdi İbrahim dünyadaki sürdürebilirlik trendlerini takip ediyor mu?
Sürdürülebilirlik anlamında biz muhtemel dünyadaki diğer ilaç şirketlerinin paralelinde çalışmalar yapıyoruz. Çünkü üretim tesisinizda saha teşkilatınızda yapabileceğiz şeyler belirli. Daha az seyahat edeceksiniz, daha az toplantı yapacaksınız, daha fazla dijital kullanacaksınız gibi şeyleri önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz. Özellikle saha teşkilatında daha fazla iş yapmak gerektiğine inanıyorum. O insanları katıp inandırırsak daha rahat yaparız diye düşünüyorum.

ABDİ İBRAHİM’İN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI
ENERJİ KURULU

Üretim tarafında "Enerji Kurulu" adlı bir kurulumuz var. Bu kurul, her yıl belirli aralıklarla toplanıp işimizi yaparken nelerin iyileştirilebileceği konusunda projeler geliştiriyor ve zaman içinde bunlar uygulanıyor. Bir de Aİdea diye bir öneri grubu oluşturduk. Çalışanlarımız kendi alanlarında çevreye değen verimlilik önerileri getiriyor.~

ÖDÜLLÜ ÖNERİLER
Örneğin özendirmek amacıyla ödüllendirdiğimiz bu öneriler sonucu üretimden alınan naylon palet örtülerinin yeniden kullanımı ile 200 kg plastik atık oluşumu önlendi. Ürün sevkiyatında yapılan ambalajlama iyileştirmesiyle karton kullanımı 2 bin 600 kg azaltıldı. Su analizlerinde yapılan iyileştirmeyle 165 kg tehlikeli atık miktarı azaltıldı.

AKILLI İLAÇ KULLANIMI
Sürdürülebilirlikle ilgili şu anda en çok üzerinde durduğumuz konulardan bir tanesi akılcı ilaç kullanımıyla ilgili... Bu, Türkiye'de ilaç kullanımının daha kontrollü ve olması gerektiği gibi yapılmasına yönelik Sağlık Bakanlığı'yla birlikle 2012'den beri yürüttüğümüz bir proje. Bununla ilgili çalışmalarımız devam edecek.

BÖLGE OFİSLERİ AZALACAK
1500 kişiden oluşan saha kadromuzun iş yapış biçiminde ne tür iyileştirmeler yapabiliriz diye düşündük ve ofislerimizi yeniden gözden geçirerek karbon emisyonunu azaltma kararı verdik. Çünkü ne kadar çok ofisiniz varsa o kadar çok enerji tüketiminiz var.  Ciddi sayıda bölge ofisimizi bu dönem içerisinde kapatma kararı aldık.

GÜVENLİ SÜRÜŞ SİSTEMİ
Arkadaşlarımızın kullandığı araçları değiştirirken artık çevreye olan etkilerine de bakarak karar veriyoruz. Bu yıl bir de güvenli araç sürüş sistemi diye bir sisteme geçtik. Bu sistemde bütün araçlara bir cihaz konuyor. Bu cihaz kişileri yanlış araba kullandığında, yani yüksek devirle kullandığında ya da ani fren yaptığında uyarıyor.

YAKIT TASARRUFU
Bu sistemle yaklaşık yüzde 10-15 civarında yakıt tasarrufu yapabileceğimizi öğrendik. Bir de sene sonunda düzgün araba kullananları ödüllendirecek bir sistem kurarak, onları bu konuda özendireceğiz.~

DİJİTAL TOPLANTI
Bu yıl başladığımız bir başka projemiz ise toplantıları dijital ortamda yapmak. Genelde bizde toplantı dediğinizde herkes bir yere geliyor. Bunun yerine web ortamını kullanarak dijital yolla toplantı yöntemini artırmaya başladık.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR POLİTİKA ÜRETMEYENLER TERFİ EDEMEYECEK”
ÇALIŞANLAR BİLİNÇLENECEK

Önümüzdeki dönemde benim kişisel olarak da en çok üzerinde durduğum şey, tüm çalışanların sürdürülebilirlik konusundaki bilgi düzeyini ve onların katılımını artırmak olacak. Çünkü sadece şirkete değil çevrelerine de bu işin önemini anlatabilirler.

DUYARLI OLAN YÜKSELİR
Bu yıl yapabilirsem bu konuda proje üretmeyen, çalışmayan insanların terfi etmemesi gibi bir plan var aklımda. Eğer bu şirkette yükselmek istiyorsanız bir taraftan da bu konuya duyarlı olmanız gerekir.

ZORLA YA DA GÖNÜLLÜ
Sistematiğini kurup uygulamak istediğim şeylerden birisi bu. Ama zorla ama gönüllü bunu yapacağız. Ben yine de gönüllü olacağını düşünüyorum. Anlatırsanız insanlar gönüllü oluyor ve katkıda bulunuyor. Şirketlere düşen çalışanlarını bu konuda motive etmek.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz