Tüketici istiyor sürdürülebilir üretim yükseliyor

Uzmanlar, tüketiciden gelen baskıyla daha fazla sayıda Türk şirketinin bu trende ayak uydurmak zorunda kalacağını söylüyor

1.08.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Tüketici istiyor sürdürülebilir üretim yükseliyor
Küresel yeşil piyasanın yüzde 45’i, bugün Avrupa odaklı şirketlerde üretiliyor. Avrupa’da yeşil ekonomi 1,5 trilyon dolarlık bir pazardır. Yenilebilir enerjilerin endüstriyel kullanımını tam olarak sağlamalıyız. Bugün sadece yenilikçi ürün ve hizmetler üretmenin değil, aynı zamanda çevreye duyarlı ürünler geliştirmenin ve sunmanın zamanıdır. Sürdürülebilir bir geri dönüşüm yaşanacak. Büyüme hızı daha düşük olacak. Farklı bir dünya ve farklı bir siyasi ortam olacak.”
Siemens AG Dünya Başkanı ve CEO’su Peter Löscher, yaşanan yeşil değişimi ve oluşacak yeni dünyayı işte bu sözlerle özetliyor. Gerçekten de bugün pek çok dev şirket, üretim süreçlerinde, iş yapma şekillerinde, hatta iş ortamlarında yeşil bir değişim başlatmış durumda. Dünyanın en büyük perakende zinciri Walmart da bunlardan biri. Walmart’ın eski CEO’su, şu anki yönetim kurulu başkanı Lee Scott, bu konudaki hedeflerini şöyle açıklamıştı:
“En büyük amacımız yeşil üretim yapan tedarikçilerle çalışmak. Bugün yüzde 25 enerji verimliliği sağlayabilen herhangi bir tedarikçiyle çalışmaya hazırız. Aslında tedarikçilerimizin bir saç kurutma makinesini yüzde 25 daha az enerji kullanarak üretip üretemeyeceğinden şu anda emin değiliz. Ama bu yaklaşımımızın dünyada bir değişim yaratabileceğinin farkındayız. Bunun için de bu hedefin arkasında durmaya kararlıyız.”
Scott’ın 2008 yılında koyduğu bu hedefler, şirketin 2010 yılında tüm tedarikçilerinin yeşil üretim yapmak için çalışmaya başlamasıyla sonuçlanmış durumda. Perakende devinin tedarikçilerine uyguladığı bu “yeşil yaptırım”, yeşil üretimin öneminin her ölçekten şirket tarafından da anlaşılma zorunluluğunun ortaya çıktığını gösteriyor. Araştırmalar da son dönemde yeşil üretim yapan şirket sayısının önemli oranda arttığına işaret ediyor. Dünyada 2008 yılında sadece 200 halka açık şirket yeşil üretimle ilgili çalışma yaparken 2009 yılında bu sayı bine ulaşmış durumda.
NE­DEN YE­ŞİL­LE­NİYOR­LAR?
Walmart gibi pek çok şirket, iş süreçlerini, üretim süreçlerini gözden geçiriyor, hammadden atıklara kadar bir ürünün veya hizmetin yaşam döngüsündeki her aşamayı sürdürülebilir üretim anlayışı doğrultusunda şekillendiriyor.
Bu değişimi ise tetikleyen pek çok neden var. Şirketler, kendilerini çevreye karşı daha sorumlu hissediyor. Tüketiciler ise bu sorumluluğu almak istemeyen şirketler üzerinde baskı oluşturuyor. Diğer yandan sürdürülebilir uygulamalar, tasarruf ve verimliliği sağlıyor. Hatta şirketlerin değerleri üzerinde bile olumlu bir etki yaratıyor.
Şirketlerin sürdürülebilir uygulamaları, ilk anda sosyal sorumluluk projelerinden ibaret görünebilir. Ancak sürdürülebilir süreçleri uygulayan şirketler, bir yandan da çok ciddi karlar da elde ediyor. Bu sayede şirketler kar ederken çevre de korunmuş oluyor. Örneğin Yeşim Tekstil, sürdürülebilir süreçlerle doğalgazdan yüzde 26, sudan günde 1.750 metreküp, elektrikten yüzde 16 tasarruf ediyor. Bu tasarruf şirketin bütçesine kar olarak yansıyor. Henkel ise İzmir’den Ankara’ya taşıdığı fabrikasında yine sürdürülebilir uygulamalar sayesinde enerji tüketimini yüzde 24, su tüketimini yüzde 10,1, atık miktarını ise yüzde 16,1 düşürdü.
İşte bu gerçekleri fark eden Türkiyeli şirketler de yeşilleniyor. Henkel, Yeşim Tekstil, Koleksiyon Mobilya, TNT gibi şirketler, bu trendin öncülüğünü yapıyor.
YEŞİM’DE­Kİ BÜ­YÜK DE­ĞİŞİM
Nike, GAP ve Zara gibi dünyaca ünlü markalara üretim yapan Yeşim Tekstil, yeşil şirket, yeşil üretim trendine öncülük eden firmalardan. Önce yeşil fabrika projesini hayata geçiren şirket, ardından doğa dostu geri dönüşümlü yeni ürünler geliştirdi. Son 10 yıldır çevreci yatırımlara hız veren şirket, geliştirdiği geri dönüşümlü kumaş “Yeşim Recycle” ve organik iplikten üretilen “Yeşim Organic” ile sektörde önemli bir gelişmeye imza attı.~ Şirket, tedarikçilerinin de yeşil olması yönünde çalışma başlattı.
Ye­?im Teks­til CE­O’su ?e­nol ?an­ka­ya, “?ir­ke­ti­mi­zin çev­rey­le il­gi­li yü­rüt­tü­ğü ça­lışma­lar, hem ve­rim­li­li­ği­mi­zi hem müşte­ri mem­nu­ni­ye­ti­mi­zi hem de ku­rum iti­ba­rıımızı olum­lu ola­rak et­ki­le­di­ği için ben ve üst yö­ne­tim­de­ki ar­ka­daşla­rım bu ko­nu­yu has­sa­si­yet­le ta­kip edi­yor ve yü­rü­tü­len pro­je­le­ri des­tek­li­yo­ruz” di­yor.Şan­ka­ya, çev­re­ci üre­ti­min kısa va­de­de fir­ma­ya mad­di yük ge­ti­ren bir ça­lışma şek­li gi­bi gö­zük­se de uzun va­de­de hem top­lu­mun hem de fir­ma­nın ka­zan­cına olan bir ya­tırım ol­du­ğu­nu be­lir­ti­yor. “Sa­de­ce bu­gü­nü de­ğil, ge­le­ce­ği de düşün­dü­ğü­müz­den hem şir­ke­ti­mi­zin hem de top­lu­mu­mu­zun ge­le­ce­ği için yeşil şir­ket ol­ma gay­re­ti için­de­yiz” di­yen Şan­ka­ya,şöy­le ko­nu­şu­yor: “Çev­re ile il­gi­li ya­pıl­ma­sı ge­re­ken ça­lışma­la­rı, yap­tığımız yö­ne­tim top­lan­tıla­rın­da ay­lık ola­rak ta­kip edi­yor, bu ko­nu­da­ki ka­rar­lılığımızı ça­lışan­la­rımıza da his­set­ti­ri­yo­ruz.”
SÜ­REÇ­LER GÖZ­DEN GE­Çİ­RİL­Dİ
Yeşim Tekstil, bugüne kadar sürdürülebilir üretim için 3,4 milyon dolarlık çevreci yatırım yaptı. Şirket, bunun için tüm üretim sürecini gözden geçirdi. Günlük 10 ton kapasiteli biyolojik ve kimyasal arıtma tesisi kurdu. Enerji kaynaklarını daha verimli kullanmaya başladı, tasarruf etmeye dönük çalışmalara ağırlık verdi. Şirket, tasarruf politikaları ile yüzde 26 doğalgaz, günlük 1.750 metreküp su, yüzde 16 elektrik tasarrufu sağladı. Üretimini sürdürülebilir kılmak için şirket, bazı spesifik konularda da uygulamalar başlattı. Bu süreçte kızgın yağ pompaları iptal edildi. Soğutma suyu tekrar kullanılmaya başlandı. Kumaş boyamada kullanılan su sınırlandırıldı. 9 bin ton kapasiteli atık su, ısı geri kazanım sistemi kuruldu. Yalın üretim uygulamaları hayata geçirildi ve stoksuz çalışmaya geçildi. Üretimde kullanılan tüm malzemeler, çevreye zarar vermediği uluslararası belgelerle ispatlanmış olan firmalardan satın alınmaya başlandı. Üretimde kullanılan her ürün, çevreye zararlı olmadığını kanıtlayan ÖkoText Standart 100 belgesini aldı.
KO­LEK­SİON’DAN ÇEV­RE­YE YA­TI­RIM
Türkiye’nin önemli yerli mobilya üreticilerinden Koleksiyon Mobilya, bugüne kadar çevreye duyarlı üretim için 1 milyon 537 bin Euro harcadı. Atıkların arındırılması, üretim süreçlerinde üst düzeyde geri dönüşüm sağlanması konularında yatırım yapan şirket, rekabeti tasarımla sağlama yoluna gitti. Koleksiyon, gelişmiş ülke standartlarına uygun olarak tüm iş süreçlerinde doğal kaynakların ve çevrenin korunmasını, aynı zamanda insan kaynağının sağlıklı ve güvenli ortamlarda çalışmasını ilke olarak benimsedi.
Koleksiyon Mobilya Genel Müdürü Koray Malhan, “Çevre konusunda yaptığımız tüm harcamaya karşın planlı üretim ve uzun ömürlü kullanım hedefi olmadan çevre konusunda yapılan yatırımların önemi yok” diyor. Çevreye saygının öncelikle “Ormandan söktüğüme değdi mi” sorusuyla başladığını da belirten Malhan, ihtiyacın ötesinde kapasiteye sahip sanayinin üretime yansımasını doğru bulmadıklarını kaydediyor. Malhan, “Değeri artmadan sayısı artan malın değerinin düştüğünü biliyor; bu yüzden hem planlı üretim yapıyoruz, hem dayanıklı malzemeler üretiyoruz. Böylece sürdürülebilirlik anlamında da çevreye saygımızı ifade ediyoruz” diyor.
HE­DEF SI­FIR ATIK
Koleksiyon Mobilya, üretimini sürdürülebilir hale getirmek için pek çok düzenleme yaptı. Şirketin Tekirdağ fabrikasında atıklar sıfır noktasına getirildi ve geri dönüştürülmeye başlandı. Kimyasal ve biyolojik atık tesisleri kuruldu. Bu tesislerde yağlar dahil arıtılmaya, atıklar çevre mevzuatına uygun biçimde ayrıştırılmaya başlandı. Fabrika içindeki üretim hattı değiştirildi. Su bazlı boyalara geçildi. Ağaçlar 11 kez zımparalanarak daha pürüzsüz hale gelen yüzeyleri sayesinde boya tüketimi azaltıldı. Sağlığa zararlı trietil klorür adlı kimyasal maddenin kullanımı bırakıldı. Boya tabancalarını temizlemek için kullanılan tinerin dokuz kere filtrelenerek arıtma tesisine gönderilmesi sağlandı.~
 Ahşap kesme birimi için özel bir vakum sistemi kuruldu ve ahşap tozunun havaya karışması önlendi. Tek bir merkezde toplanan bu toz, ısıya dönüştürülerek ortalama 2,7 milyon kilokalori ısı bu talaştan sağlanmaya başladı. Bu ısıyla kışın fabrika ısıtılırken yazın da kaplama presleri, cila kabinleri, epoksi hatları gibi birimlerin bu enerjiyle ısıtılması sağlandı. Bacadan çıkan karbonmonoksit gazı ve partüküller tekrar filtre edilirken bu sayede atmosfere bırakılan emisyonda sıfıra yaklaşıldı. Şirket, kullandığı ağaçları Belçika ve İtalya menşeli sadece kesilmek için yetiştirilen ağaçlardan oluşan ziraat ormanlarından almaya başladı. Kumaş, petrokimya ürünleri, plastikler, rezinler için de daha önce kullanılmış geri dönüştürülmüş malzemeler tercih edildi. Metal olarak da yüzde 100 geri dönüştürülebilmesi yüzünden alüminyumda karar kılındı. Malzeme seçimleri ise ürün ömrü sona erdikten sonra kolaylıkla ayrıştırılabilecek şekilde tasarlandı.
HEN­KEL’İN YE­ŞİL YAK­LAŞI­MI
125’in üzerinde ülkede faaliyeti, 57 ülkede fabrikası bulunan Henkel, yüksek kaliteli marka ve teknolojileri üretmenin ön koşulu olarak verimli ve modern üretim tesisleri oluşturma yoluna gitti.  Şirket, kalite taahhüdü kapsamında süreçlerini ve fabrikalarını sürekli iyileştirmek, kaynak tüketimi ve çevre üzerindeki yükleri azaltmak ilkelerini benimsedi.
Türk Henkel CEO’su Erdem Koçak, “Yükselen çevre bilinci fiyatı tek rekabet unsuru olmaktan çıkardı. Günümüzde sürdürülebilirlik önemli bir rekabet aracı haline geldi” derken sürdürülebilirliğin Henkel için bir makyaj olmadığını vurguluyor. Koçak, “Biz de iyi insanlar olduğumuz için sürdürülebilirlik konusunda kafa yormuyoruz. Sürdürülebilirlik bizim iş yapış biçimimiz” diyor. Henkel’de süreçlerin sürdürülebilirlik, çevre, sağlık ve iş güvenliği kelimelerinin İngilizce karşılıklarına ait baş harflerden oluşan SHE standartlarına uygun yürütüldüğünü ifade eden Erdem Koçak, sürdürülebilirlik konusunda Henkel’in uluslararası standartlarının birçok ülkenin yasalarının gerektirdiğinden daha ileride olduğunu savunuyor. Koçak, “Ancak ülke yasaları gerektirmese bile yine de bu standartları uyguluyoruz” diye konuşuyor.
731 ÖN­LEM DEV­RE­YE ALIN­DI
Henkel, sürdürülebilirlik süreçlerinde uyguladığı SHE standartları üzerinden işyerlerinde enerji, su, atık, bina yönetimi, güvenlik, sağlık, çevre ve fabrika lojistiği alanlarında 731 adet önlem belirledi. İş birimleri, çevre koruma hedeflerine ulaşmak için programlar hazırladı. Müşterilere coğrafi açıdan yakın yerlerde üretim yapılması, ölçek ekonomisi ile birlikte kaynakların optimum kullanılması sağlandı. Henkel, dünya genelinde uyguladığı programlarla sadece 2009’da enerji tüketimini yüzde 39, su tüketimini yüzde 49 ve atık üretimini yüzde 48 azaltmayı başardı. İş kazası hedefi sıfır olarak belirlendi ve buna yönelik eğitim programları hazırlandı. Lojistik hizmetleri taşınacak nihai ürününün türüne göre belirlenmeye başladı. Büyük ürünleri taşırken mesafeyi ve buna bağlı olarak çevre üzerindeki etkileri azaltmak için bölgesel fabrika ilkesi uygulandı. Küçük ürünleri taşımak kolay olduğu için söz konusu ürünler için merkezi üretim ilkesi hayata geçirildi.
Henkel, sürdürülebilirlik uygulamalarından en dikkat çekenini, İzmir’den Ankara’ya taşıdığı fabrikada hayata geçirdi. Firma, İzmir’deki çamaşır ve ev bakım ürünleri fabrikasını 2009’da Ankara’ya taşıdı. Bu taşınma sırasında sürdürülebilir üretim için yapılan yeni düzenlemeler nedeniyle harcanan miktar, normal masrafı 4 kat artırdı ve 30 milyon Euro oldu. Ancak bu sürdürülebilir yatırım sayesinde fabrikanın genelinde 2008 yılına kıyasla enerji tüketimi yıllık bazda yüzde 24, su tüketimi yüzde 10,1, atık miktarı ise yüzde 16,1 düştü.
P&G NE KA­DAR İYİLEŞTİ?
Dünyanın sürdürülebilirlik konusundaki öncü şirketlerinden P&G, dünyanın en sürdürülebilir 100 şirketi arasında yer almakla beraber, 2000 yılından beridir de Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde üst sıralarda yerini korumayı başardı.~
 Türkiye’deki tüm P&G üretim tesislerinde, 2007-2009 arasında yüzde 15 enerji, yüzde 12 oranında su tasarrufu sağlandı. Atık çıkışı yüzde 30 oranında azaltıldı. Sera gazı emisyonlarında ise yüzde 25 gibi önemli bir düşüş gerçekleştirildi.
P&G, Türkiye’de bu yıl ilk kez yayımladığı “P&G Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Özet Raporu”nda gerçekleştirilen iyileştirmeleri paylaştı. Ürünler, Operasyonlar, Sosyal Sorumluluk, Çalışanlar ve Paydaşlar olmak üzere 5 ana başlık üzerinde yoğunlaşan rapor, P&G Türkiye’nin, üretimden sevkiyata, çalışanlarından paydaşlarına sürdürülebilirlik konusundaki iyileştirmelerini ortaya koyarken sosyal sorumluluk projelerine de değindi.  Rapora göre P&G üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için hammadde sevkiyatından başlayarak tüm üretim kademelerinde, yardımcı tesis faaliyetlerinde ve nihai ürün sevkiyatında operasyonel iyileştirmeler yaptı. P&G, üretim sürecinde benzerlerinden yüzde 64 daha fazla enerji tasarruf eden tıraş makinesi gibi çevresel profili iyileştirilmiş ürünler sunmaya da başladı.
Dayanışmayı bir yaşam biçimi olarak gören P&G çalışanları ise sürdürülebilirlik uygulamaları ile bugün ve gelecek için çalıştı.“Yarın için Sorumluluk Al” Programı ile çalışanlar 1 yılda 36 bin pet şişeyi,  7 ton kağıdı geri dönüştürürken ayda 36 kilovat saat enerji tasarrufu sağladı. P&G Türkiye, ÇEVKO, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, Sabun ve Deterjan Sanayicileri Derneği, Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği gibi sektöre çevresel iyileştirmeler kazandıran pek çok derneğin de kurucuları arasında yer aldı.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz