Yeşil enerji girişimcisi

Akpınar'ın hedefi ortada vadede 325 milyon Euro'luk yatırımla 250 bin megavatlık kapasiteye ulaşmak

1.05.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeşil enerji girişimcisi

Muzaffer Akpınar, 5 yıldır yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteriyor. Turkcell'in genel müdürlüğünden ayrıldıktan sonra rüzgar enerjisi üretmek için Dost Enerji'yi kuran Akpınar, her ne kadar pazarın bekledikleri kadar hızlı büyümediğini belirtse de bugün geldiği noktadan memnun. Bin 300 megavatlık pazarda yaklaşık 57,5 megavatlık bir kapasiteye sahip olduklarını ifade eden Akpınar, "Biz kendimizi pazara biraz daha geç girmiş, ikinci jenerasyon oyuncuları içinde bir değer oyuncusu olarak görüyoruz. Hacim oyuncusu değiliz " diyor. Kurulduğu günden itibaren yaklaşık 90 milyon Euro'luk yatırım gerçekleştiren Dost Enerji, hedefi olan 250 bin megavatlık kapasiteye ulaştığında toplam 325 milyon Euro'luk yatırım yapmayı planlıyor. Enerji sektörünün yeni oluşmakta ve hızla gelişmekte olan bir pazar olduğunun altını çizen Akpınar, enerjideki portföyünü çeşitlendirmek niyetinde değil. Tamamen rüzgara odaklanmakta kararlı görünen Akpınar, "Biz hidro elektrik düşünmüyoruz. Çünkü hidro yapmak için inşaatçı kompetansına ihtiyacımız var. Rüzgarda kendimizi yeterli ve yetkin görüyoruz, bu alanda devam etmek istiyoruz" diyor.  Muzaffer Akpınar, rüzgar enerjisine yatırım yapma kararını, enerjideki büyüme planlarını ve sektörün gelişim performansın anlattı:

Geleceğe yatırım açısından plan yaptınız. Yatırım sürecinden bahseder misiniz?

Aslında tamamen bir gözlem ve tesadüfler neticesinde bu sektöre girdik. Ben çok spor yaparım, dalış ve sörf yaptığım yerler de tesadüfen yap-işlet-devret modeli ile 1998 yılında hayata geçirilen Alaçatı ve Bozcaada'daki iki santralin çok yakınında. O tesislere bakıp neden Türkiye'nin diğer yerlerinde rüzgar santralleri yok diye düşünüyordum. 2006'da Turkcell'den ayrıldıktan sonra bu sektöre daha fazla bakma ve inceleme fırsatım oldu. Kısa zamanda Murat Vargı ve Ruhi Doğusoy ile 2006 Aralık ayında Dost Enerji'yi kurduk. İnnores şirketini bir lisans şirketi olarak satın aldık. Mart 2007'de yatırımlarımıza başladık.

Peki neden sadece rüzgar enerjisi?
Biz hidro elektrik düşünmüyoruz. Çünkü, hidro yapmak için inşaatçı kompetansına ihtiyacımız var. Son zamanlarda yaşanan çevre ile ilgili sorunlar da bizi o çevreden uzak tutuyor. Biz rüzgarı kendimize daha uygun buluyoruz. Rüzgarda kendimizi yeterli ve yetkin görüyoruz, bu alanda devam etmek istiyoruz.

Türkiye, rüzgar enerjisi açısından nasıl bir potansiyele sahip?
Türkiye, yenilenebilir enerjide çok özel bir konumda. Jeotermalde Avrupa'da bir numarayız. Güneşte İspanya'dan sonra en iyi ikinci, rüzgarda da İngiltere'den sonra en iyi ikinci potansiyele sahibiz. Türkiye'nin 2020'li yıllarda, 15 bin megavata kadar çıkabilecek bir rüzgar enerjisi kapasitesine sahip olduğunu görüyoruz. Bu da bugünkü fiyatlarla doğru orantılı. Eğer fiyatlar yukarıya çıkarsa daha düşük rüzgar verimliliğindeki sahaların da yatırıma dönüşebileceğini düşünüyoruz.

Siz pazardaki konumunuz nedir?
Pazarda bugün bin 300 megavat yatırım var. Bin 300 megavatın yaklaşık 57,5 megavatı şu anda Dost Enerji çatısı altında çalışıyor. İki tane tevzi yatırımımız var. Birincisi İnnoreks 42,5 megavat, Kores yatırımımız 15 megavatlık kapasiteye sahip. Muhtemelen eylül-ekim aylarında bitecek olan İnnores'e bir 15 megavat daha ek yatırım yapacağız. Kores'te de 2,5 megavatlık yatırımımız olacak. Dolayısıyla bu iki saha yıl sonu itibariyle 75 megavat olacak

Pazarda toplam kaç oyuncu var?
Sektör öncülerinden birinci jenorasyon, 3-4 oyuncu var. Biz kendimizi pazara biraz daha geç girmiş, ikinci jenerasyon oyuncuları içinde bir 'değer oyuncusu" olarak görüyoruz. Hacim oyuncusu değiliz. Dost Enerji'yi kurarken kendimize 5 yıllık vadede 250 megavatlık hedef koymuştuk. Türkiye'nin de 5 yılda 5 bin megavatı bulacağını tahmin etmiştik. Şu anda Türkiye'nin 4 yılı doldu ve henüz bin 300 megavata gelindi. Dolayısıyla sistem biraz yavaş ilerliyor. O yüzden biz orta vadeli hedefimizde biraz gecikmeye uğrayacağız. Ama zaman içinde hedefi tutturacağımızı düşünüyorum. Bunu tuttururken çok seçiciyiz, kıymetli sahalara yatırım yapmak istiyoruz.~

Sizin satın almak istediğiniz bir şirket var mı?
Biz kendimizi değer yaratan bir oyuncu olarak gördüğümüz için biz bitmiş bir tesisi almayı düşünmüyoruz. Dolayısıyla sıfırdan saha alıp inşa etmek istiyoruz. Bunu yapabilmek için de önümüzde 2 yol var. Biri, piyasada satılık uygun lisans varsa satın almak diğeri de ihale de kazanırsak onlarla yolumuza devam etmek.

Bugüne kadar ne kadarlık bir yatırım gerçekleştirdiniz?
Yaklaşık 90 milyon Euro'luk yatırım gerçekleştirdik. Ama 250 bin megavata çıkarabilirsek orta vadedeki hedefimiz, yatırımımızı yaklaşık 325 milyon Euro'ya çıkarmak.

Peki 250 bin megavata ne zaman çıkarsınız?

Şu anda maalesef bunu öngöremiyoruz.

Peki tüketim açısından potansiyeli nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanayileşme ve gelişmeyle birlikte ülkelerin doğal olarak kişi başına elektrik tüketimi artıyor. Türkiye'de kişi başı elektrik tüketimi aşağı yukarı 2,2 megavat yıl ölçeğinde. Bu OECD ülkelerinde yaklaşık 6,5-7 megavat. Dolayısıyla Türkiye'de de bu rakam çok artacak. Ancak bu, kişi başına tüketim miktarı bakışı. Bir de bir birim üretimi bulabilmek için ne kadar enerji sarf ediyoruz bakışı var. Bu da enerjinin belirli kullanımıyla ilgili.

Dost Enerji olarak farklı tüketim kaynaklarına kayacak mısınız?
Biz malımızı nasıl satıyoruz dersek, iki alternatif var. Bir tanesi TEYİAŞ'ın altındaki borsa gibi davranan Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi (PMM). Biz malımızı dönem dönem oraya satıyoruz. Bu dönemde daha çok ikili anlaşmalar yaptık. O ikili anlaşmalarla çeşitli sanayi ve ticari işletmelerine elektriğimizi doğrudan satıyoruz. Liberalleşme ve özelleşme zincirinde tüketiciler de serbestleşiyor. Yakın zamana kadar yıllık tüketimi 100 bin kilovat saatin üzerinde olanlar özel tüketici sertifikası belgesi alıyordu. Yeni bir kararla bu rakam 30 bine indi. Orta ölçekli işletmeler bile bu rakamın içine girer. Bunun da anlamı şudur: O belgeyi alabilen şirketlerle bizim gibi özel üretim belgesine sahip şirketler ikili anlaşma yapabilir. Yani İzmir'de ürettiğimiz bir malı Elazığ'daki bir fabrikaya satabiliriz.

Gelecekte yurtdışından yatırım olacak mı?
Yabancıların yatırım iştahı var. Birtakım ortaklıklar yapıldı. Bu sektör çok özgün. Sadece lisansı almak yetmiyor. Bu konuları ancak yerel organizasyonlar halledebilir. Dolayısıyla yabancıların bugüne kadar yüzde 100 yabancı sermaye ile Türkiye'de yatırım yaptığını görmedik. Genelde yüzde 50-50 modeller görüyoruz. Bu modeller de ne kadar etkin çalışıyor izlemek lazım. Çünkü yabancı katkısı ancak finansman ve türbin satın alım modellerinde olabilir. Türkiye'deki şirketler rüzgar enerjisi ile ilgili bilgi birikimine artık sahip. Finanse eden bankalar konularını çok iyi biliyor ve projelere baktıkları zaman doğru sorularla çok kısa zamanda projeleri irdeliyorlar.

1.500''ü aşkın mikro hidro elektrik üreticisi var. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hidro elektrik santrallerinin tüm dünyada uygulamaları var. Herkes daha çok yapmak için çabalıyor ama kategorik davranmamak lazım. Kategorik davranma ve her alt konuyu bir çuvalın içine koyma kültürü bizde çok var ama bir çuval incir var burada ve hepsini berbat etmeyelim. Çünkü Türkiye'nin bunlara ihtiyacı var. Bunları yapmadığımız zaman gidip yurtdışından doğalgaz satın alıyoruz. O kadar zengin bir ülke değiliz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz