Yatırımın Yeni Yıldızı

Türkiye’de hayvancılık, marjinal bir sektör olarak görüldü. Büyük gruplar, yabancılar hep uzak durdu. Ancak, son dönemde bu alanda büyük bir değişim var. Et ve süt ürünleri sektöründen kaynak...

1.06.2002 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Türkiye’de hayvancılık, marjinal bir sektör olarak görüldü. Büyük gruplar, yabancılar hep uzak durdu. Ancak, son dönemde bu alanda büyük bir değişim var. Et ve süt ürünleri sektöründen kaynaklanan etkenlerle, büyüklerin de hayvancılığa ilgisi artmaya başladı. Koç Holding ve Ata Grubu ile başlayan bu hareketliliğe yeni isimler katılıyor. McDonalds, Saray Grubu, Kayhan Ailesi ve diğerleri... Hedef, pazardaki büyük boşluğu doldurmak...

Hayvancılık, belki de son yılların en gözde sektörlerinden biri. Koç Holding, Ata Grubu, Mcdonald’s, Saray Halı, Kayhan Ailesi gibi büyük grupların bu alana yatırım yapması sektörü iyice popüler yaptı. Aslında önde gelen şirketlerin bu alana olan ilgisinin birçok nedeni var.

Kişi başına düşen et tüketiminin düşük olması, hayvan sayısının giderek azalması, sanayicilerin et ve süt hammaddesi bulmakta zorlanmaları ve modern çiftlik sayısının son derece az olması, bütün dikkatlerini bu alana yönelmesine neden oluyor. Devletin hayvancılık sektörünü her aşamada sübvanse etmesi de sektörün popülaritesini arttırıyor.

Hayvancılık sektörüne yatırım yapanlara baktığımızda, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri konusunda endüstriyel üretim yapan şirketlerin ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Buna karşılık Saray Halı Çiftliği ve Agrita Tarım gibi büyük yatırımlar ise tamamen sektörün büyüme cazibesi nedeniyle kurulmuş. Uzmanların tahminine göre, sektör yılda ortalama yüzde 50 büyüyor.

Büyüklerin ilgisi yoğun
Hayvancılık sektörü büyük grupların ve şirketlerin yoğun ilgisini çekmeye devam ediyor. Son yıllarda birçok grup ve şirket bu alana yatırım yapmaya başladı. Ancak, son dönemlerin en çok ilgi çeken yatırımı hiç kuşkusuz Koç-Ata Besicilik oldu. Hayvancılığa girmeyi düşünmeyen işadamları bile bu yatırımdan sonra sektörle ilgilenmeye başladılar. Koç Holding ve Ata Şirketler Grubu’ nun ortaklaşa hayata geçirdiği çiftlik, 24 milyon dolara mal oldu. Çiftlikte bin 700 süt besi sığırı ve 4 bin 200 besi sığırı bulunuyor.

Mcdonald’s, hayvancılık sektörüne giren bir diğer şirket. İzmir Torbalı’ da Balaban adlı çiftliği kiralayan şirket, bu alandaki faaliyetlerini sürdürüyor.
Kayseri bölgesinde ise Saray Halı çiftliği kapasitesiyle ilgi çekiyor. Saray Halı’ nın sahibi Necati Kurmel’ in uygulamaya koyduğu modern hayvancılık bölgedeki küçük üreticilere de yol gösteriyor. Çiftliğin hayvan varlığı 2 bin civarında.

İki sektör için önemli
Süt ve et ürünleri sektöründe faaliyet gösteren şirketler, doğal olarak bu alanla yakından ilgileniyorlar. Yaşar Holding iki ayrı çiftlikle bu alandaki faaliyetlerini sürdürüyor. Pınar Süt’ e hammadde sağlayan Hedef Çiftliği, İzmir’in Seferihisar bölgesinde bulunuyor. Çamlıbesicilik adlı şirket ise Pınar Et’ e hammadde sağlıyor.

Yimpaş Holding Aytaç markasıyla hem süt hem et ürünleri sektöründe bulunuyor. Çankırı Çerkeş bölgesinde bulunan Aytaç Çiftliği, kapasitesi ve modern yapısıyla Avrupa’ nın en önemli işletmelerinden biri olarak gösteriliyor.

Başyazıcı Ailesi, 1950’ lili yıllardan beri et ve et ürünleri sektöründe faaliyet gösteriyor. Aile et ürünlerine hammadde sağlamak için Kayseri’ de besicilik yapıyor.

Sektörü yeni girenler
Sektöre yeni girişler de devam ediyor. Yeni yatırımlardan birini de Yazıcı Ailesi’nden Vahit Yazıcı gerçekleştiriyor. Vahit Yazıcı, Anadolu Grubu’ nun sahiplerinden Kamil Yazıcı’ nın yeğeni. Çanakkale Biga’ da gerçekleştirilen bu yatırım tamamlandığında Avrupa’ nın en önemli çiftliklerinden biri olacak. Çünkü, çiftlik son teknolojiyle donatılıyor. Henüz hayvan toplama sürecinin sürdüğü Pega Tarım, yakın bir zamanda faaliyete geçecek.

Hesfibel’in sahibi Büyükmıhcı Ailesi de sektöre yeni girenlerden. Tamet adıyla yatırımlarını gerçekleştiren aile, bu alanda da büyümeyi hedefliyor.

Hayvancılık sektörüne yeni yatırım yapan Kayhan Ailesi’ nin çiftliği ise Söke’ de bulunuyor. Amerika’ dan getirilen 450 baş özel ırk büyük baş hayvanla işe başlayan aile, bu iş için 3 milyon dolarlık yatırım yaptı.
Ege Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı ve Lider Deri’ nin sahibi Jak Galiko da sektöre yeni adım atanlardan. İzmir Foça’ da Galiko Çiftliği’ ni kuran Jak Galiko, işe 100 baş sağmal hayvanla başladı.

Sırada yeniler var mı?
Cips konusunda faaliyet gösteren Kar Gıda’nın yönetim kurulu başkanı Faruk Berksan da hayvancılığa ilgi duyan işadamlarından biri... Ancak, o, diğer yatırımcıların aksine, özellikle koyunculukla ilgileniyor. Kar-et adıyla şirket kuran Berksan’ ın projesi henüz hayata geçmedi. Koyunculuğun yeteri kadar ilgi görmediğini söyleyen Berksan, gerekli koşullar oluşmadığı için şimdilik projesini askıya almış durumda...

Ülker de hayvancılık sektörüne girmeyi düşünen büyük gruplardan biri. Hemen hemen girdiği bütün alanlarda önemli başarılar elde eden grubun, bu alana ilgisi henüz fikir aşamasında. Şirket yetkilileri bu işin ticari olarak değil de hobi için düşünüldüğünü söylüyorlar.

Yatırım potansiyeli yüksek
Büyük grupların ve şirketlerin hayvancılık sektörüne yatırım yapmalarının birçok nedeni var. Ancak, Türkiye’ nin hayvan varlığı bakımından her geçen gün gerilemesi, etkenler arasında ilk sırayı alıyor.
1980’ lerin başında Türkiye’ de16 milyon adet sığır bulunuyordu. 1990’ larda bu rakam 11 milyona düştü. 2000’ de ise toplam sığır sayısı 10 milyona indi. Sadece sığırlarda değil, diğer hayvan türlerinde de gerileme yaşanıyor. Dolayısıyla, özellikle et ve süt ürünleri üreten firmalar hammadde bulmakta güçlük yaşıyorlar. Bu alanda faaliyet gösteren sanayiciler hammadde sağlayacak modern çiftliklere ihtiyaç duyuyorlar.

Aynı sorunlar et sektöründe de yaşanıyor.
Türkiye’ ye kaçak yollardan binlerce hayvan giriyor. Ayrıca, et ithalatı da yüzde 40’ lara ulaşıyor. Kaçak ve ithal et oranın yüksek olmasına rağmen açık kapatılamıyor. Bu da hayvancılığı cazip kılan diğer noktalardan biri.

Süt ve et alanında yaşanan sorunlar, bu grupta fiyatları, diğer ülkelere göre yüksek düzeye itiyor. Dolayısıyla kişi başına düşen et ve süt tüketimi de düşük seyrediyor. Kişi başına tüketilen et miktarı tam olarak bilinmiyor. Ancak, Koç-Ata Besicilik Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Kurdoğlu, kişi başına 14 kilo et tüketildiğini tahmin ediyor.
İşletmeler yetersiz kalıyor

Türkiye’de hayvancılık yapan işletme sayısı tam olarak bilinmiyor. Ancak, uzmanların yaptığı tahminlere göre, 5 milyon adet tarımsal işletme bulunuyor. Bunların yüzde 3’ ünde yalnızca hayvancılık, yüzde 72’ sinde bitkisel üretimle birlikte hayvancılık yapılıyor. Bu işletmeler içinde modern anlamda faaliyetlerini sürdüren çiftlik sayısı oldukça az. Bir çiftliğin modern ve karlı bir hayvancılık yapması için en az 100 baş hayvan varlığı olması gerekiyor.

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Sekreteri Fehmi Aksoy, birliğe üye işletmelerden yalnızca 18’ inin 100 baş ve üstü hayvana sahip olduğunu söylüyor. Fehmi Aksoy, üye olmayan işletmelerin de dikkate alınmasıyla bu rakamın en fazla 30-40’ a çıkabileceğini düşünüyor. İşte bu rakamlar sektörün gördüğü ilgiyi de açıkça ortaya koyuyor.

Üç şekilde kar ediliyor
Anahtar teslim çiftlik kuran Teta Teknik Tarım genel koordinatörü Sumer Tömek, arazi üzerinde yapılabilecek tarımsal işler içinde en karlı kolun hayvancılık olduğunu söylüyor. Hayvancılık işinde özellikle büyük baş hayvancılık karlı bulunuyor. Büyük baş hayvancılıkta yatırımcı üç ayrı şekilde gelir elde ediyor. Sumer Tömek, gelirin nasıl elde edildiğini şöyle anlatıyor:

Hayvandan elde edilen süt her zaman nakit akışını sağlıyor. Erkek hayvanlardan elde edilen et ise ikinci gelir kalemini oluşturuyor. Ama buradaki önemli nokta sermayenin sermaye doğurmasıdır. Yani dişi hayvanın doğurganlığı sıkı takibe alınmalı. Belirli dönemlerde gebe bırakılıp hayvan sayısının arttırılması gerekiyor. Bu nokta atlandığı zaman o işletme zarar yapıyor.

Ona göre, keçi de iyi bir yatırım alanı. Sumer Tümek, ‘ Ama pazarınızı oluşturursanız keçi karlı olur. Keçinin peynirini yapacak bir sistem kurmanız gerekir. Bunu satın alacak bir mandra veya sanayici ile anlaşırsanız bu alanda karlı olabilir’  diye anlatıyor.

Ege bölgesi tercih ediliyor
Hayvancılık yapan çiftliklerin dağılımına baktığımız zaman Ege Bölgesi’ nin popüler olduğunu görüyoruz. Ege’ de hayvancılık kültürü oluştuğuna dikkat çeken Sumer Tümek, bölgenin besicilik anlamında merkez olduğunu söylüyor. Tümek, Trakya Bölgesi’ nde şirket olarak çok çalıştıklarını, dolayısıyla bu bölgenin gelişmesini beklediklerini belirtiyor.
İç Anadolu bölgesinde çiftlikler özellikle Kayseri civarında yoğunlaşıyor. Ancak, bu bölgenin gelişmesi beklenmiyor. Sumer Tümek’ e göre, sermaye birikiminin yetersiz olduğu İç Anadolu’ da gelişme olmayacak.
Doğu Anadolu Bölgesi de hayvancılığa uygun bulunuyor. Bu bölgede eskiden mera tipi hayvancılık yapılıyordu. Fakat, yanlış politikalar yüzünden bölge büyük bir darbe aldı. İthal hayvan oranının artması fiyatları dalgalandırınca hayvan beslemek ekonomik olmaktan çıktı. Dolayısıyla, bölgedeki hayvan sayısı da çok azaldı.

BESİCİLİK İŞİYLE İSTİHDAM YARATTIM
Necati Kurmel/Saray Halı

Saray Halı’ nin sahibi Necati Kurmel, besicilik işine yatırım yapma nedenlerini şöyle anlattı:

Saray Halı’ da yaklaşık bin 500 kişi çalışıyor. Bu sayıyı artırmanın da imkanı yok. Ancak, her gün insanlar benden iş istiyorlar. Bu kadar kişiyi halıcılıkta istihdam etmem mümkün değildi. 5 kişilik bir aileye, bir kişi bakıyor. Diğer aile fertlerinin de çalışma imkanına kavuşacağı bir iş yapmak istedik.

Kayseri’ de hayvancılıkla uğraşanlar bu işi son derece kötü şartlarda yapıyorlardı. Bu işi önce benim yapmam gerekiyordu ki, diğerleri de nasıl yapılacağını görsün. Sonuçta buralarda yaşayanlara iş imkanı sağlamak için hayvancılık yatırımı yaptım. İşi zincirleme bir şekilde kurduk. Hem hayvan yetiştiriyoruz hem süt satıyoruz hem de yem yetiştiriyoruz.
Bu işi profesyonel bir şekilde yapınca ürünlerin verimliği de arttı. Mesela bir inekten ortalama 27 kilo süt elde ediyoruz. Avrupa’ da bu oran 25-30 kilodur. Kaliteli süt ürettiğimiz için de iyi fiyata satıyoruz. Sütün litresini yaklaşık 30 sentten veriyoruz. Gelişmiş ülkelerde bu 35 sent civarındadır.

İşte bu çalışmalarımızla birlikte bölgemizde istihdam yarattık ve yaşam seviyesini yukarı çektik. Şu an 2 bin tane hayvanımız var. Düvelerimizi belli oranlarda dağıtacağız. Böylece bölge halkının gelişmesine de katkı da bulunacağız.

SIĞIRCILIKTA YATIRIM POTANSİYELİ YÜKSEK
Metin Bayraktar/Fırat Üniversitesi

Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Metin Bayraktar, hayvancılık sektörünün profilini şöyle çıkartıyor:

SIĞIRCILIK ÖNE ÇIKIYOR: Türkiye'de hayvancılık sektörü dediğimizde öncelikle aklımıza sığırcılık geliyor. Çünkü, günümüz itibariyle ülkede üretilen çiğ sütün yüzde 89'u, kırmızı etin de yaklaşık yüzde 50'si sığırdan elde ediliyor.

KÜÇÜK İŞLETMELER FAZLA: Sığır yetiştirenlerin büyük çoğunluğu 4-5 sığıra sahip küçük aile tipi işletmeler. Bu işletmelerde bitkisel üretimle birlikte hayvancılık da yapılıyor. Mevcut yapının büyük çoğunluğu böyle olunca, üretimde organizasyon pek mümkün olmuyor. Maliyeti yüksek ve pazarlama gücü düşük üretim gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla, piyasada gerçekleşen dalgalanmalar üretimi de hemen olumsuz etkiliyor.

PROTEİN TÜKETİMİ AZ: Dünya Gıda Örgütü’ nün (Food and Agriculture Organization-FAO) 1999 verilerine göre, Türkiye’de kişi başına düşen günlük hayvansal protein tüketimi 25.6 gramdır. Bu miktarın günlük ihtiyaç olan ortalama 35-40 gram düzeyine çekilebilmesi için üretim maliyeti düşürülmüş hayvansal gıdalara ihtiyaç duyuluyor. Yani hayvansal üretim ülkemiz için kaçınılmazdır.

ENTEGRE TESİSLER ARTMALI: Ekonomik yönden kalkınmış ülkelerin birçoğu hayvancılıkta da ileri durumda. Bu ülkelerde ekilebilir arazinin yüzde 40-60’ ı yem bitkileri için kullanılıyor. Dolayısıyla, bitkisel üretim öncelikle hayvancılık için yapılıyor. Ülkemizde de bu yapıya dönüşüm için entegre hayvancılık tesislerinin sayılarının artması çok önemli. Eğer maliyetleri minimize ederek, verimli ve planlı üretim gerçekleştirilecek olursa özellikle sığırcılıkta yatırım potansiyelinin iyi olduğunu düşünüyorum.  

YENİ YATIRIMLAR PEŞİNDEYİZ
Murat Üngün/Mcdonald’s

Hayvancılık sektörüne yeni giren şirketlerden biri de Mcdonald’s’ dı. Sorularımızı Mcdonald’s Tedarik Zinciri Müdürü Murat Üngün yanıtladı:
Mcdonald’s da besiciliğe girdi. Çiftliğinizin kapasitesi nedir’ 
İzmir’in Torbalı ilçesi yakınlarında kiralamış olduğumuz bir çiftlikte geçen yılın nisan ayından itibaren fiilen başlayan bir büyükbaş hayvan besicilik projemiz var. Projenin 1999 yılındaki ilk aşamasında deneme çalışmaları yapıldı. Türkiye’ deki büyükbaş hayvan ırklarının besi verimlilikleri, bölgeye has yem tipleri, tüm tedarik ve satış kanalları araştırıldı. Alınan olumlu neticeler sonrasında proje nisan ayından itibaren fiilen başladı. Bu çiftlikte 3 bin 800 büyükbaş hayvan kapasitemiz mevcut ve tam kapasite ile besicilik yapıyoruz. Çiftliğin, 100 dönümünde hayvancılık ve diğer bölümünde ise yem bitkileri tarımı yapılıyor.
Denizli ve Afyon’ da çiftlik kurmak için çalışmalar yaptığınız konuşuluyor.

Bu çalışmalar hangi aşamaya geldi?
Büyükbaş hayvan besiciliğinin kapasitesini şartların uygun olması halinde yükseltmeyi arzu ediyoruz. Bu amacımıza uygun olabilecek aday çiftlikleri inceliyoruz.  Diğer bazı yörelerle birlikte Afyon ve Denizli’ de de araştırma çalışmaları yapıldı. Ancak, bu yörelerle ilgili henüz  alınmış yeni bir yatırım kararımız bulunmuyor.

Çiftlikle ilgili geleceğe yönelik nasıl planlar yapıyorsunuz?
İzmir’ deki çiftliğimiz halen tam kapasite ile çalışıyor. Bu çiftlikte besi verimliliğinin arttırılması ve yem maliyetlerini azaltılması konusunda çalışmalar yapmayı planlıyoruz.  Bunun yanında besi hayvanlarının çiftliğe gelmeden önceki tarihçelerini de takip edeceğimiz, kontratlı besi hayvanı hazırlatma çiftliklerinin altyapısını kurma projemiz de devam ediyor. 

Mcdonald’s neden hayvancılık sektörüne girdi
Bu proje, Türkiye’de uzun yıllardan beri besicilik sektöründe yaşanan verimsizliklerin et fiyatlarında ve dolayısıyla ana işimiz olan hızlı servis restoranları sektöründeki girdi maliyetlerimize olan etkisini dengeleme yönünde bir adım olarak başladı. Bu çiftlikle birlikte dünya standartlarında ve maliyetlerinde besicilik yapılması, verimsiz noktaların verimli hale dönüştürülmesi ve sektörde bu anlamda bir öncülük yapmayı hedefliyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz