Bir sonraki büyük şeyi öngörmek

Bugün geleceği öngörmeye çalışan insanların tıpkı bu kahinler gibi fal açmalarına hiç gerek yok. Araştırmacıların takım çantaları artık uzmanlar veya müşterilerle yapılan anketlerden öğrenilecek eğilimleri ölçmeye yarayan yöntemlerle tıka basa dolu.

16.05.2014 23:29:520
Paylaş Tweet Paylaş
Bir sonraki büyük şeyi öngörmek
Gelecek&Trendler bu derginin adı ama aynı zamanda gelecekteki eğilimlerin ve onların Siemens'in şirket faaliyetleri üzerindeki etkilerinin araştırılmasına yönelik bir yöntem de. Bu metodoloji ilk defa kullanılmaya başlandıktan 10 yıl sonra onun o dönemde bile vardığı sonuçların günümüzde ne kadar gerçeğe yakın ve tutarlı olduğu anlaşılıyor.

Antik Yunan'da insanlar, gelecek hakkında kehanetlerde bulunmak için Delphi'ye giderdi. Apollon Tapınağı'ndaki Pityalı rahibeler ise mesela Oidipus'un kendi öz babasını öldürmesi veya savaşların sonuçları gibi çeşitli şekillerde yorumlanabilecek olayları kendi işlerine gelecek biçimde sunardı.

Bu öngörülerin kaynağı büyük bir ihtimalle ilahi esinlenmeler değil ama sunak taşının altında topraktaki çatlaktan sızan ve Pitya'nın sözde hipnoza geçmiş falcılarının kandırmacası olan etilen oksit gazıydı.

Bugün geleceği öngörmeye çalışan insanların tıpkı bu kahinler gibi fal açmalarına hiç gerek yok. Araştırmacıların takım çantaları artık uzmanlar veya müşterilerle yapılan anketlerden öğrenilecek eğilimleri ölçmeye yarayan yöntemlerle tıka basa dolu.

Bu alanda sıklıkla görülen süreçlerden biri de mevcut şirket faaliyetlerinin ve teknolojilerinin geleceğe yönelik dışa dönük kestirimleri olan yol haritaları. Bir diğer popüler yöntem ise gelecekteki teknolojik, sosyal ve politik gelişmeleri dikkate alan ve sonra bugünden bu gibi senaryoların hayata geçirilebilmesi için geliştirilmesi gereken gelecekteki teknolojileri ve tavsiyeleri sunabilen bir senaryodur.

Bu yöntem aslında gelecekten "geçmişe doğru yapılan bir tahmin"dir. Şayet bu iki yöntem harmanlanabilirse sonuçlar çok daha doğru çıkacaktır. Ve yeni bin yılın başlangıcında Siemens Kurumsal Teknolojiler'den (CT) bir ekip tarafından geliştirilmiş fikirler kombinasyonu tam da bunu andırıyordu.

Onların hedefi, teknolojik eğilimleri bir iş konsepti içine yerleştirmek, yani CT'deki araştırmacıların ve geliştirmecilerin yanı sıra bu şirketin bütün iş birimlerindeki araştırma departmanlarının da Siemens'in kurumsal araştırma sürecine nasıl katkıda bulunabileceğini keşfetmekti. ~

Bu amaç doğrultusunda bu ekip, kendi uzmanlık alanlarında en iyilerden biri olan bir yöntem icat etti: Gelecek&Trendler (PoF). Bu yöntemin kilit geliştiricilerinden biri olan ve Münih'teki CT'de çalışan Dr. Heinrich Stuckschneider, "PoF bugün çok meşhur bir marka oldu" diyor.

Siemens çalışanları tarafından kullanılan "PoF" kısaltmasının bugüne kadar çok sayıda hayranı oldu. Samsung ve Hyundai gibi şirketler PoF'un altında yatan teknik bilgi birikimini araştırmak için Münih'e kendi öngörü uzmanlarını gönderdi.

Ayrıca dünyanın dört bir yanından başka şirketler ve organizasyonlarda kendi meslektaşlarıyla ortak PoF'lar kurmak için Siemens'le görüşmeler yaptı. Stuckenschneider'a PoF'un (Pictures of Future) başarısının ardında yatan gizli sır sorulduğunda, o daima şöyle cevap veriyor:

"Onun başarısı bu şirketin iş birimleriyle çok yakın bir şekilde yardımlaşarak çalışmasında yatıyor." Bir fikir birliğine varılmasını sağlayacak sonuçlar elde etmek için diğer gelecek bilimciler, kitaplar inceliyor ve dışarıdan uzmanlarla mülakatlar yapıyor.

Siemens'in iş birimleri ise aksine daima yol alma kelimesi üzerinden PoF öngörülerini formüle etmekle uğraşıyor. CT'de PoF ekibini yöneten Dr. Falk Wottawah, "Siemens sektörlerdeki müşterilerimizi bizimle birlikte geleceğe doğru bir yolculuğa çıkarıyoruz.

Ve bu PoF süreci çerçeve çalışması kapsamında geliştirilen net hedefler bizim kuzey yıldızımız" diyor. Şayet elde edilen neticeler kabul edilecek ve öneriler hayata geçirilecekse işin bu kısmı çok önemli.

Detaylarıyla yarınların dünyası.
Bu yüzden Siemens'de PoF'lar, ancak bir bölüm veya sektör tarafından görevlendirilirse kurulabiliyor. Siemens'in iş alanlarına yönelik ilk PoF'lar, yönetim kurulunun talebi üzerine 2002/2003 yıllarında kurulmuştu. ~

Ardından onların başarısı kulaktan kulağa yayılarak büyük bir hızla dillere destan oldu ve izleyen yıllarda teknoloji, endüstriyel otomasyon, enerji nakli ve aydınlatma işleri için de PoF'lar kuruldu.

Bununla birlikte bir PoF süreci asla aceleye getirilemez. CT'deki uzmanların yeni bir temayı ele alabilmeleri için en azından 6 aya ihtiyaçları vardır. Onlar genellikle 100'den fazla mülakat yapar, sonuçları derlerve ilgili herkesle birkaç tur toplantı yaparak eldeki verileri tartışır.

Wottawah, "Bir fikir birliğine varabilmek gerçekten çok zaman alır. Ancak bu bizim için asla sıkıcı bir süreç olmaz" diyor. Bu yöntem başarısını diğer bir yandan da son derece parlak bir fikre borçlu: PoF sadece tescilli bir marka değil ama aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla ismine uygun yaşamaktır da.

Daha bu sürecin ilk başından itibaren grafik sanatçıları, PoF'ları gerçek hayattan resimlerle ifade etmeye çalışmıştı. Bu yöntemin doğduğu günden itibaren ona, dünya genelinde toplamda 100 bin baskısı yapılan, 9 dilde yayınlanan ve aynı isimde çıkan bir dergi de eşlik ediyor.

Bir gelecek öngörü yöntemi olarak PoF, gelecek 10 yıl veya daha uzun bir sürede dünyanın neye benzeyeceğini gösteriyor. Dolayısıyla 2002/2003'te uzlaşılan ve Gelecek &Trendler'de yayınlanan sonuçların test edilmeleri için 2013 yılı iyi bir zamanlamadır.

Stuckschneider bir parça gurur bir parça tevazu ile "O günlerde yaratılan senaryolar oldukça iyiydi" diyor. Ve gerçekten de 10 yıl önce enerji ve endüstriyel sektörler için formüle edilen PoF tezlerinin çoğunun son derece isabetli olduğu ortaya çıktı.~
Örneğin:
- Kömürle çalışan enerji tesisleri daha temiz olmalı
- Enerji tesisleri esnek faaliyet gösterebilmeli
- Enerji karışımında gaz türbinleri önemli bir yer teşkil etmeye devam edecek
- Sübvansiyonlar olmasa bile yenilenebilir enerji kaynakları daha rekabetçi olacak
- Dağınık ve merkezi olmayan elektrik üreticileri sanal enerji tesislerinde bir araya getirilecek
- Ürünler ve fabrikalar dijital olarak planlanacak
- Global yardımlaşmada ve pazara daha hızlı girişlerde dijital mühendislik kilit bir teknoloji olacak
- Ürünler tek tek yapılandırılacak ve belgeleriyle piyasaya sürülecek
- Sanal dünyalarda araştırma ve geliştirmenin yanı sıra eğitim de her geçen gün daha fazla yer bulacak.

Bu ve benzeri tezlerin, diğerlerinden erken ve bazılarının da bir hayli değiştirilmiş halleriyle önünde sonunda gerçek olduğu ortaya çıktı. Bilhassa endüstri senaryosu "Mühendislik 2010+"da tanımlanan tahminlerin, gerçeğe çokyakın olduğu anlaşıldı.

Onlar aslında hesaplamalara istikrarlı bir çerçeve kazandıran kolaylıkla öngörülebilirteknik eğilimleri baz alıyordu. Burada en önemli iki trend Moore Kanunu'nun, mikroçiplerin işlemci hızı ve saklama yoğunluğunun istikrarlı bir şekilde sürekli artacağını ve dijitalleşmenin pek çok alana yayılacağını söyleyen önermeleriydi.~
Piyasa güçleri hakkında sorular.
Bu şirketin iş faaliyetleri üzerinde çok az sayıda PoF çıkarsamasının somut etkileri olmuştur. Bunlardan biri de yenilenebilir enerjilerde bir patlama yaşanacağına dair olan tahmindir.

Siemens sırf bu yüzden Danimarkalı Bonus Enerji şirketini 2004 yılında satın almış ve izleyen yıllarda da onun rüzgar enerjisi faaliyetlerini fevkalade başarılı bir şekilde genişletmiştir. Ancak 2006 yılında enerji sektöründe çok sayıda kilit değişiklikten geçileceği oldukça net bir şekilde anlaşılmıştı.

Gündemdeki sıcak konulardan biri de akıllı şebeke konseptiydi ve İtalya piyasaya büyük hacimlerde akıllı elektrik sayacı sürmüştü. Siemens Enerji Sektörü'nde baş teknoloji uzmanı olan Prof. Michael Weinhold, "Biz elektrik piyasasında muazzam değişikliklerin görüleceğini o zaman fark etmiştik" sözleriyle o günleri hatırlıyor.

2006 yılında Enerji Nakli ve Dağıtımı Bölümü'nün yönetimi CT'de kendine ait bir PoF kurulmasına karar verdi. Kurumsal teknolojiler o dönemde dünyanın dört biryanından bilim insanları, şirketler ve düzenleyicilerle 100'den fazla mülakat yapmıştı; hatta bunlardan bazıları iki saatten fazla sürmüştü.

Bu mülakatların bazılarını bizzat kendisi yapan Weinhold, "Biz onlara net sorular sorduk. Karşılarına hiçbir şekilde önyargılı tezlerle çıkmadık ve ardından tek yaptığımız sadece onları dinlemekti" diyor.

Bu yaklaşım sonucunda oldukça tutarlı bir PoF kurulmuş oldu. Dağınık enerji üretimi,müşterilerin sürdürülebilirlik hakkında artan farkındalıkları ve yenilenebilir enerji kaynaklarında kaydedilen muazzam büyüme, bunların hepsi de gerçekleşti ve hatta bazıları umulan tarihten önce bile birer gerçeklik oldu.~
Ancak Weinhold, elektrikli araba akülerinin akıllı enerji şebekeleri için birtampon görevi göreceği yönündeki tezi hakkında fikrini değiştirdi. O şimdi, "Artık buna inanmıyorum" diyor. Çünkü sabit elektrik depolama birimleri, yük yönetimi, binaların ısıtılması ve soğutulmasında termal depolama üniteleri gibi yeni alternatifler ortaya çıkmıştı.

Neticeleri bölgeden bölgeye ciddi boyutlarda değişen bir başka PoF bulgusunun ise her ne kadar kimse ayrıntılarına inememiş olsa da fevkalade gerçekçi olduğu anlaşıldı. Aslında bir insanın bunu görebilmesi için gerekli tek şey, sadece Avrupa'nın yenilenebilir enerjilere karşı bağlılığını, ABD'deki hidrolik petrol çıkarımındaki patlamayla kıyaslamasıdır.

2006 enerji arzı PoF'u aynı zamanda geleceğin resminin bir kez çizildikten sonra artık onun dokunulmaz olmaktan çıkacağını da gösteriyor. Burada belirli hedeflere yönelik net bir yönelim var. Ancak şartlar değiştikçe bu senaryoda da değişikliklere gidilmesi gerekir.

Mesela 11 Eylül 2001'den (güvenlikle ilgili eğilimlerde yarattığı olağanüstü etkiler) sonra ve Fukushima'nın (nükleer enerjide yarattığı muazzam etkiler) ardından yaptığı gibi toplum kendisine yeni öncelikler belirlediğinde bu kaçınılmazdır.

Bir başka örnek ise BT'ye son derece bağımlı olan endüstrilerle ilgili beyanların büyük bir sıklıkla yeniden ayarlanması gerekliliğidir. Enerji, trafik ve endüstriyel altyapılar gibi büyük veriler, sosyal ağlar ve mobil uygulamalar da günlük hayatımızın pek çok alanında önemli devrimler yaratıyor.

Enerji alanında, Weinhold belirli bir noktaya gelindiğinde teknolojilere biraz daha az ama piyasa mekanizmalarına daha çok odaklanacak yeni bir PoF'un yaratılması gerektiğine ikna olmuş durumda. Zira Alman Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yasası'nı etkileyenler gibi yasa değişikliklerinin birteknolojinin başarılı olup olmaması üzerinde dikkate değer bir etkisi vardır.

Burada çok aşikardır ki bir teknolojinin teknik fizibilitesi ile onun ekonomik kullanışlılığının yanı sıra sosyal eğilimler ve politik kararlar da çok önemli bir rol oynamaktadır. Ancak ikincisinin etkilerinin öngörülmesi bir hayli zordur.~
Hedef: İnsanları bir araya getirmek.
Çok sayıda Siemens iş biriminde PoF yaklaşımı artık sıklıkla stratejik önemi olan teknolojik ve işle ilgili kararları etkiliyor. O aynı zamanda senaryolarla ilgili aydınlatıcı resimlerle enteresan tartışmaların önünü açarak müşteriler ve ortaklarla olan temasları da destekliyor.

Bu yaklaşım ayrıca stratejik iş planlamasına senaryo yaklaşımını dahil etmenin öncülerinden biri olan Royal Dutch Shell gibi şirketlere de ilham kaynağı oluyor. Shell, PoF yöntemi hakkında sadece iyi şeyler duyduğu ve kendine ait yaklaşımı için faydalı girdiler sağlayacağını umduğu için Siemens'le temasa geçmişti.

Her iki ortağın da geleceğin temiz enerji sunumu alanında araştırmalar yaptığı misafir bir PoF'un ortaya çıkmasına, "Biz Shell'de molekülleri hareket ettiririz. Siz ise Siemens'te elektronları hareket ettirirsiniz" gözlemi yol açmıştı.

Siemens Bina Teknolojileri'nde bir inovasyon yöneticisi olan Wolfgang Hass'a göre PoF sürecinin belki de en büyük başarısı, onun insanları bir araya getirebilme yeteneği. 0,5 yıl önce kendi ekibi ve CT'den meslektaşlarıyla birlikte oluşturdukları PoF sayesinde örneğin Suudi Arabistan ve Dubai gibi ülkelerden gelen çok sayıda müşteriyle kolaylıkla tartışmalar yapabildiklerini söylüyor.

O günleri, "Onların PoF resimlerini gördükten sonra bize onlar hakkında söyledikleri inanılmaz türden şeylerdi" sözleriyle anımsıyor. Örneğin onlar, 830 metre yüksekliğiyle dünyanın en uzun binası olan Burj Khalifa'nın inşasında ve inşaat malzemelerinin şantiyeye gönderilmeden önce RFID çipleriyle etiketlenmeleri gereksiniminde karşılarına çıkan organizasyonel ve lojistik güçlüklerden bahsetmişti. Hass, "Bu sayede asıl PoF tezlerinden çok daha heyecan verici şeyler öğrenmiş olduk" diyor.

Siemens Endüstri, 2010 yılında PoF sayesinde şaşırtıcı bir gerçeğin farkına varmıştı. Bu PoF'lardan birinin bulgularına göre Siemens açısından geri kazanım çok daha önemli bir hal alacaktı. Siemens Endüstri'de ileri geliştirme başkanı Robert Lock'a göre bu öngörü sayesinde uzmanlar geri kazanım bakımından hangi şirketlerin kilit birer oyuncu olacağını araştırmaya başlamıştı.~
Ve sonunda fevkalade şaşırtıcı bir sonuca ulaşmışlardı. Geri kazanım endüstrisinde global pazar lideri aslında Siemens'ten başkası değildi. Lock bu gerçeği, "Biz o güne kadar bunun farkında bile değildik" diye itiraf ediyor.

Vizyondan eyleme: PoF süreçleri nasıl çalışıyor?
Gelecek&Trendler (PoF) eski birer Siemens yöneticisi olan Michael Mirow ile Carsten Linz tarafından 2000 yılında geliştirilmiş bir yöntemi temel alır. Bu, aslında mevcut iş faaliyetlerinin geleceğe dönük kestirimiyle kapsamlı gelecek senaryolarının gerçekleşmesi için gerekli geriye dönük kestirimi birleştiren ilk metodolojidir.

Gelecek senaryoları, demografik değişiklikler, kentleşme, küreselleşme ve iklim değişikliği gibi sağlam çerçeve çalışmalarının yanı sıra toplum, politika, şirketler ve çevre gibi alanlardan tanımlanmış yaklaşık 1.000 eğilimden oluşturulmuş bir veritabanına da dayanır.

Araştırmacılar, bu eğilimler ve onların karşılıklı etkileşimleri temelinde, araştırma konusu alanın mevcut iş ortamının olası gelişiminin tatmin edici bir resmini çıkarır. Ardından Siemens Kurumsal Teknolojiler'den uzmanlar ve onların iş birimlerinden meslektaşları, bu resimden faydalanarak "en olası senaryoyu" yaratmaya ve o sırada dışarıdan uzmanlarla tartışılmış hipotezleri kusursuz bir şekilde formüle etmeye çalışır.

Ortaya çıkan PoF sayesinde onlar, Siemens'in çekirdek iş faaliyetleri üzerinde en fazla etkisi olacak en önemli teknolojik kaldıraçları ve senaryo bileşenlerini tanımlar. Bu sayede ortaya, hangi yeni teknolojilerin geliştirilmesi veya hangi pazarlara ağırlık verilmesi gerektiği gibi bugünden yapılması şart olan işler çıkar.

Bu CT ekibi, söz konusu yöntemi PoF sürecinin kendisi hakkında talimatnameleri de içerecek genel bir çerçeve çalışması olacak şekilde geliştirir. Bunların dışında "Vizyondan Eyleme" konseptinin de geleceğe yönelik tavsiyelerin pratikteki uygulamalarını daha da hızlandırması bekleniyor. Bu aslında ilk defa yedek parçaların lojistiğine odaklanmış bir PoF için uygulamaya sokulmuştu.

Bernd Müller

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz