Küresel pazar büyüyor

Alman enerji devrimi, enerji sektöründe önümüzdeki birkaç on yıl içinde en ihtiraslı program olmaya aday.

1.03.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Küresel pazar büyüyor
Ancak Almanya bu konuda yalnız değil, günümüzde pek çok ülke kendi enerji sistemlerini daha sürdürülebilir kılmaya çalışıyor. Uluslararası bir politika ağı olan REN21 tarafından yayınlanan 2012 Yenilenebilirler Global Durum Raporu'na göre, hidro enerjiyi de kapsayacak şekilde yenilenebilir enerji kaynakları, global nihai enerji kullanımından yüzde 16,7 ve dünya genelindeki elektrik tüketiminden de yüzde 20,3 oranında pay alıyor. OECD ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2011 ile 2017 yılları arasında yenilenebilir enerji kaynakları ile hidro enerjiden üretilecek global elektrik miktarının yaklaşık yüzde 60 oranında artarak yılda 6,400 teravat saate (TVh) ulaşmasını bekliyor ki bu rakam Almanya'nın şu andaki elektrik tüketiminin yaklaşık 10 katı. Siemens, 2030 yılı itibarıyla elektrik karışımında yenilenebilirler ile hidro enerjinin payının yüzde 28'e çıkacağına ancak kömür ve gazla çalışan enerji tesislerinin halen o yıl üretilen elektriğin yüzde 58'inden sorumlu olacağına inanıyor. Bunun yanısıra global enerji kapasitesinin de 2012 ile 2030 yılları arasında 7,000 gigavat'tan (GV) fazla artması ve bu rakamın 1,084 GV'lık kısmının sadece rüzgar parklarından ve 642 GV'ının da fotovoltaik (güneş pili) tesislerinden gelmesi bekleniyor.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
Günümüzden 2030 yılına kadar sıfırdan kurulacak her 4 elektrik çıktısı gigavat'ından biri, daha doğrusu 1,683 GV'ı Çin'de üretiliyor olacakken onu 983 GV ile AB, 847 GV ile ABD ve 763 GV ile Hindistan izleyecek. Bugün yenilenebilirler arasında en fazla fon çeken alanının güneş enerjisi olduğu söylenebilir. IMS Research'e göre, 2012 yılında 23 ülkeden her biri fotovoltaik (PV) enerji üretimine en az 100 megavat (MV) katkıda bulunmuş. Şu anda dünyanın en büyük PV piyasası Almanya. Hemen ardından ise Çin ve İtalya geliyor. Almanya içindeki en büyük PV pazarı ise Bavaria. EON isimli enerji şirketi, Bavaria'da şebekeye bağlı PV tesislerinin toplam çıktısının 4,3 GV'tan fazla olduğunu tahmin ediyor. Bu rakam neredeyse Almanya'da kurulu toplam PV çıktısının yüzde 20'sine karşılık geliyor ve ayrıca 3 GV seviyesinde olan ABD'de kurulu toplam rakamın çok üzerinde. Fiyatlar nasıl değişiyor? 2000 Nisan'ında uygulamaya alınan Almanya Yenilenebilir Enerji Yasası (EEG) sayesinde Almanya'da yenilenebilirler alanında bir patlama yaşandı. Fraunhofer Rüzgar Enerjisi ve Enerji Sistemleri Teknolojileri Enstitüsü'ne göre bu yasa şimdiye kadar yaklaşık 50 kadar ülke tarafından örnek alındı.~
EEG aslında şebeke operatörlerinin yenilenebilir enerjiyi üreticilerinden önceden belirlenmiş bir fiyattan satın almalarını zorunlu kılıyor. Alman Yenilenebilir Enerjiler Ajansı, Almanya, İspanya, Fransa ve Portekiz gibi tarife garantisi veren ülkelerin sahillerdeki rüzgar çiftliklerinden elde edilen her bir kilovat saat enerji için on Euro sent'in (ct/kvh) çok altında bir fiyat ödediklerini söylüyor. Yenilenebilirlerin ulusal enerji tüketimindeki payının belirlenmesi açısından diğer ülkelerde ise belirli kotalar var. Bu düzenlemeye göre enerji tedarikçilerinin kendi kotalarını dolduruncaya kadar elektriği yenilenebilir kaynaklardan tedarik etmeleri gerekiyor. Örneğin İngiltere, Polonya, Belçika ve İtalya'da bu sistem uygulanıyor. Sahillerdeki rüzgar çiftliklerinde 11 hatta 15 ct/kvh'ı bulan ülkelerin fiyatları, kota sistemi uygulayanlara kıyasla çok pahalı. Uzmanlar EEG'nin acilen yeniden devreye alınması gerektiğini söylüyor. Örneğin uzmanlar EEG teşviklerinin yüzde 50'sinden fazlasının PV tesislerine gittiğini ancak bunun toplam elektrik üretimi içindeki payının sadece yüzde 3 olduğunu söylüyor. RWI Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü, Almanya'da 2012 yılında güneş enerjisine verilen toplam teşviklerin 100 milyar Euro'ya ulaştığına dikkat çekiyor. AB ise kendi tarafında enerji verimliliği amacıyla kendi üye ülkelerini yıllık enerji satışlarını yüzde 1,5 oranında azaltmaya zorlayan yeni bir kararname üzerinde anlaştı. Bu iş ancak enerji tasarrufu zorunluluklarını kurumsallaştırarak veya enerji verimliliğini hedefleyen yatırımlara vergi indirimi sağlanarak başarılabilir. Amerika Enerji Verimli Toplum Konseyi (ACEEE) binalara, endüstriyel tesislere ve ulaştırma sistemlerine odaklanan uluslararası bir enerji etkinliği puan çizelgesi geliştirdi. 2012 yılı puan çizelgesine göre içinde İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa'nın da olduğu AB ülkeleri, ABD veya Brezilya'ya kıyasla çok daha iyi performans gösterdi. ABD yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjiyi desteklemek için 2012 yılı bütçesinden ciddi kaynak tahsisi yaptı. Örneğin ABD Enerji Bakanlığı enerji etkini önlemlere ve yenilenebilir enerjiye 3 milyar dolarlık destekte bulunurken Tarım Bakanlığı da kırsal alanlardaki enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payını arttırmak için 6 milyar dolarlık bir teşvik paketi uygulayacak. Güneş enerjisi sektörünün geliştirilmesinde ise güneş enerjisi tesislerinin ilk kurulum maliyetinin yüzde 30'una fon teşkil etmesi açısından nakit teşvikler kilit rol oynayacak.

Fukuşima etkisi.
Almanya Federal Cumhuriyeti'nin dış ticaret ve iç yatırımlar ajansı Germany Trade&Invest, Fukuşima kazasının ardından nükleer enerji tesislerinin geçici olarak kapatılması ve onun sonucu olarak alınan enerji tasarrufu önlemleriyle birlikte Japonların enerji üretimi hakkındaki yaklaşımlarını gözden geçirmek zorunda kaldıklarını bildiriyor.~
Örneğin Japonya şimdilerde 40 ct/kvh sabit fiyat garantisi sunarak Alman modelinin kopyası bir güneş enerjisi teşvik uygulaması planlamakla meşgul. 2014 yılına gelindiğinde şebekeye toplamda 10 GV'lık kurulu PV çıktısı eklenmiş olacak. Japonya aynı zamanda akıllı şebekeler kurulması yolunda da hızla ilerliyor.
Bu arada Çin'de 2011 Temmuz ayında güneş enerjisi için ilk sabit fiyat garantili sistemi uygulamaya koyarak 2020 itibariyle PV artış hedefini 50 GV'a yükseltti. 2006 yılında sadece 2,6 GV'lık kurulu rüzgar çıktısı olan Çin açısından rüzgar enerjisi de önemli bir mesele ancak bu rakamı 2020 yılında yaklaşık 150 GV'a çıkartmayı planlıyor ki bu da Almanya'da şu anda faaliyette olan tüm enerji tesislerinin toplam çıktısına eşit. Çin aynı zamanda akıllı şebeke çözümlerine de yöneliyor. Akıllı sayaçlarve elektrikli araçlara yönelikşarj istasyonlarıyla ilgili ilk pilot projelere başlandı bile. Çin'in 12'nci beş yıllık kalkınma planı (2011-2015) aynı zamanda tüm alanlarda verimliliğin artırılmasına da odaklanıyor. Sürdürülebilir enerji tesisleri ucuza mal olmuyor. Çok sayıda tüketici koruma derneğince ortak yürütülen bir araştırma sonucuna göre, Almanya'daki enerji tedarikçileri her yıl ödenmeyen faturalar yüzünden yaklaşık 600 bin hanenin elektriğini kesiyor. Alman eyaleti Kuzey Rhine-Westp-halia'nın Merkezi Tüketici Koruma Derneği Direktörü Klaus Müller, "Sürekli artan enerji maliyetleriyle başa çıkmakta nüfusun takriben yüzde 10 veya 15'i zorlanıyor" diyor. 2012 yılında yapılan bir araştırmada Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü, bugünden 2035 yılına kadar elektrik fiyatlarında yüzde 70 oranında bir yükseliş görülebileceği tahmin ediliyor. Bu artışın ardında yatan maliyet etkenlerinin arasında ise yenilenebilir enerjiye yönelik teşvikler ve geliştirme çabaları ile şebeke kapasitesi arttırıcı yatırımlarve nükleer enerjiden kurtulma çabaları var. Rolan Berger Strateji Danışmanları'ndaki uzmanlar, önümüzdeki 20 yıl içinde özellikle elektrik yoğun çalışan endüstrilerin bu fiyat artışlarından aşırı etkilenebileceklerine inanıyor. Bu kategoriye giren endüstriler 2010 yılında elektriğe 6,8 ct/kVh'lık bir fiyat ödemişlerdi. Ancak 2030 yılına gelindiğinde bu rakam yaklaşık 10,5 ct/kvh'a yükselecek. Bu arada Rolan Berger araştırmacıları aynı zamanda önümüzdeki birkaç 10 yıllık dönemde üretim süreçlerinin optimizasyonu gibi verimlilik artırıcı önlemlerle bu gibi endüstrilerin elektrik maliyetlerinde yüzde 40 veya 50'leri bulabilecek tasarruflara gidebileceğine de dikkat çekiyor. Almanya'da özellikle büyük şirketler tükettikleri elektriğin sadece ilk bir milyon kilovat saatlik kısmı için EEG ek ücretini tam olarak ödediklerinden, bu fiyat artışıyla birlikte gelen tehlikeden pek fazla etkilenmeleri beklenmiyor. Çünkü bu baraj aşıldıktan sonra tükettikleri her kilovat saat için bu ek ücretin yüzde 10'unu ödüyorlar ve ayrıca 10 milyon kVh'dan sonra ise sadece yüzde 1 'ini ödüyorlar. Almanya Federal Şebeke Ajansı'na göre 2012 yılında bu gibi şirketlerin toplam elektrik talebinden aldıkları pay yüzde 18 civarındayken toplam ödenen ek ücretler içindeki payları ise sadece yüzde 0,3 seviyesinde kalacak.

Sylvia Trage

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz