Düsseldorf’un en mükemmel
manzarasını nereden
görebilirsiniz? Elbette ki 240
metre yüksekliğindeki Rheinturm
telekomünikasyon kulesinin tepesinden.
Ancak buna bir alternatif de belediyenin
enerji şirketi olan Stadtwerke
Düsseldorf AG tarafından işletilen ve
geçtiğimiz günlerde bitirilen 65 metre
yüksekliğindeki bir binanın gözlem
platformu da olabilir. Camla kaplı bu
binanın tam ortasından mavi gökyüzüne
doğru pırıl pırıl parlayan gümüş renginde
devasa bir çelik boru yükseliyor. İşte bu,
dünyanın en modern ve en güçlü kombine
çevrimli enerji tesisi olan Lausward enerji
santralinin F Blok (Fortuna) ünitesinin
bacasıdır. Burada hiçbir şey görmezsiniz,
hiçbir şey duymazsınız, hiçbir şeyin
kokusunu almazsınız ve bu platformun
sıcaklığının nedeni baca değil ama cam dış
yüzeyde parlayan güneş ışınlarıdır.
Bu enerji santralinin Fortuna ünitesi,
ticari faaliyetlerine 25 Ocak 2016 tarihinde
başladı. Burası Stadtwerke Düsseldorf’un
150’nci yıldönümü kutlamaları için 22
Mayıs 2016 tarihinde resmen hizmete
alındı. Latin kelimesi olan “Fortuna”,
aslında “şans” veya “kader” anlamına
geliyor ve Stadtwerke Düsseldorf da bu
santralin bu iki anlamdan birincisine
örnek olmasını ümit ediyor. Bunun
gerçekleşme ihtimali yüksek, çünkü fosil
yakıt kullanan başka hiçbir enerji santrali
bu kadar sessiz, bu derece çevre dostu ve
bu kadar düşük salıma sahip değil. Ayrıca
hiçbiri de estetik anlamda göze bu kadar
hoş gelmiyor. Bu cam kulenin altında,
enerji santralinin zarif dış cephesinin
içinde geceleri bu binayı aydınlatılmış bir
sanat eserine çeviren binlerce LED var.
Asıl önemlisi içindekiler
Belediyenin enerji şirketi, her ne kadar
dışarıdan hoş görünen bir tesis istemiş
olsa da asıl ilgilendiği konu bu santralin içten içe nasıl çalıştığı… Bu enerji santrali,
tamı tamına üç dünya rekoruna imza
atmış durumda. Yüzde 61,5 oranla en
yüksek elektrik verimliliğine sahip ki bu
sayede santral faaliyete geçtiğinden bu
yana kilovat/saat başına sadece 230 gram
hacminde CO2 salımı yapıyor. Kıyaslama
yapmak gerekirse Almanya’nın tüm
elektrik karışımı (içinde yenilenebilir enerji
kaynakları da dahil olmak üzere) 2014
yılında kilovat/saat başına ortalamada 609
gram salım yapmıştı. Lausward santrali,
aynı zamanda en yüksek enerji üretim
kapasitesine (603,8 megavat) ve herhangi
bir kombine ısı ve enerji (CHP) enerji
santralinin sıcak suyu formunda en fazla
termal enerjiye de (300 megavat) sahip.
Her ne kadar dünya rekorları çok
hoş olsa da bir tesisin kârlı çalışmasını
garantileyemiyor. Örneğin bu durum
4’üncü blok ünitesi 2011 yılından bu yana
Lausward’ınkinin neredeyse tıpatıp aynısı,
bir Siemens ürünü gaz türbiniyle çalışan Bavaria’daki Irsching enerji santralinde
de gözler önüne serilmiştir. Yüzde 60,75
verimlilik oranıyla eskiden dünyanın en
verimli enerji santrali olan Irsching tesisi,
şu anda yılda ortalama 400 saat (16,6
gün) çalışıyor. Almanya’nın enerjide
dönüşüm çabalarına rağmen kömürden
ve nükleer enerjiden elde edilen elektrik
o kadar ucuz ki bu durum doğalgazla
çalışan ultramodern enerji santrallerini
bile piyasanın dışına iterek dünya iklimi
üzerinde negatif etkilere yol açıyor.
Irsching ünitesi, güney Alman şebekesi
açısından önemi yüzünden halen elektrik
üretebiliyor. Rüzgar veya güneş enerjisiyle
ne zaman yetersiz seviyede elektrik
üretilse derhal bu ünite devreye alınıyor.
Bu tesisin işletmecisi olan Uniper iştiraki
E.ON’a bu enerji santralinin kapasitesini
el altında tutması için belirli bir miktar
tazminat ödeniyor.
Asıl farkı yaratan merkezi ısıtma
Irsching tesisinin aksine Fortuna
ünitesinin ekonomik anlamda rekabetçi Sürdürülebilir enerji üretimi
olmasını sağlayan belirleyici bir faktör
de merkezi ısıtmada da kullanılabilme
avantajıdır. Mesela bu santralin sıcak
suyu Rhine’in karşı yakasında bulunan
ve 5 bin çalışana sahip büyük bir ofis
kompleksi görünümündeki Vodafone
Yerleşkesi’ne kanalize ediliyor. Fortuna
santralinin gaz türbininin ön kanatlarının
sıcaklığı 1.500 derece ve atık ısısından
ısı dönüştürücü aracılığıyla bir buhar
türbinini çalıştırmak ve ekstra elektrik
üretmek için faydalanılıyor. Bu buhar
türbini, gaz türbini ve jeneratörle aynı
eksen üzerine yerleştirilmiştir. Buhar
türbininden gelen buhar bitişik bir
binadaki ısı dönüştürücülerine üç tane
kalın boru ile kanalize ediliyor. 95
dereceden yüksek bir ısıya sahip sıcak su
oradan da izole edilmiş bir boru kanalıyla
Rhine Nehri’nin altından Düsseldorf’un
merkezine akıtılıyor.
Güneş ve rüzgar enerjisinden
elde edilen elektriğin yeterli olduğu
günlerde Fortuna tesisi, atık ısı miktarını
maksimumlaştırmak için ısı kontrollü
yöntemle çalıştırılıyor. Ayrıca burada 35
bin metreküp hacminde suyu muhafaza
etmek için bir de 40 metre yüksekliğinde
bir tank yapılıyor. Bu tank önümüzdeki
kış aylarından başlayarak birkaç gün
boyunca sıcak suyu da muhafaza edebilir
hale gelerek bu enerji şirketinin Fortuna
ünitesinin elektrik ve ısı karışımının nasıl
olacağına özgürce karar verebilmesine
olanak sağlayacak.~Maliyete ve çevreye odaklanmak
Fortuna tesisinde doğalgaz ve buhar türbinlerinin, hızlı, yakıt tasarruflu kalkışları ve duruşlarıyla düşük yük seviyesinde salımların azaltılmasında yeni bir özellik kullanılıyor. Bu sayede Siemens’in Fortuna tesisindeki teknolojisi bu işletmecinin Almanya’nın meydan okuyucu elektrik piyasasında bile faaliyet sürelerini daha iyi planlamasını sağlıyor. Bu tesisin esnekliği, büyük ölçüde onun 445 ton ağırlığındaki gaz türbininin çalıştırıldıktan sonra maksimum çıktı seviyesine sadece 25 dakika içinde çıkabilmesinden kaynaklanıyor.
Siemens’in enerji santralleri için SGT5-
800H gaz türbinlerinden sorumlu
program direktörü olan Willibald
Fischer, “Bu dünyada bir ilktir” diyor.
Siemens enerji santrallerinin tümleşik
esnekliğini ciddi boyutta artırmak için
ayrıca bir eş başlatma özelliğinden de
faydalanıyor. Geçmişte olduğu gibi işe
gecikmeli başlamak yerine burada buhar
türbini gaz türbiniyle birlikte çalışmaya
başlıyor. Böylece tam yük seviyesine
ulaşıncaya kadar onun çıktısını olası
en yüksek seviyeye çıkarmak mümkün
olabiliyor. Eğer elektrik gereksinimi az
ise o zaman bu tesis çıktısını kapasitesinin
yüzde 35’ine kadar düşürebiliyor. Enerji
santrallerinin çoğunda böylesi bir kesinti
karbonmonoksitle çevreye zararlı diğer
maddelerin salımının keskin bir şekilde
artmasına neden olur. Ancak Lausward
tesisinde böyle bir şey olmuyor, çünkü
Siemens mühendisleri enerji santrali
düşük yük seviyelerinde çalışıyorken
bile salımları yasal sınırların altında
tutan ve Clean-Range denilen yepyeni
bir Lausward’a özel sistem geliştirdi.
Üstelik çıktının bir dakikada çabucak 55
megavata kadar değiştirilmesini mümkün
kılan “Flex-Ramp” adında bir başka
teknoloji daha geliştirdiler.
Fotovoltaik ve rüzgar enerjisi
sistemlerindeki çıktı dalgalanmalarını
telafi etmek için kesintisiz elektrik
sağlanmasında teknoloji şaheseri kombine
döngülü enerji santralleri idealdir ve
kaçınılmazdır. Siemens’in şu anda ilk defa
Fortuna ünitesinde kullandığı gibi yeni
teknik özellikler, enerji santrallerinin
Alman elektrik piyasasına katılımlarını
artırıyor ve dolayısıyla işletmecilerin
kârlarının artmasına katkıda bulunuyor.
Kombine döngülü elektrik santralleri
bugün dünyanın dört bir yanındaki çok
sayıda ülkede büyük bir rağbet görüyor.
Örneğin Siemens, Güney Kore’de daha
şimdiden 8 adet H-Sınıfı gaz türbini
çalıştırıyor ve 7 tanesinin daha montajını
yapıyor. Ancak bu aralar en büyük
sipariş, 3 tane büyük enerji santralinin
kurulma aşamasında olduğu Mısır’dan
geldi. Bu tesislerin her birinde Luasward
tesisindekine eşdeğer ölçekte 8 adet gaz
türbini var. 2016 sonu ve 2018 ortaları
arasında bu yeni santraller toplam çıktıyı
kademe kademe 14,4 gigavat seviyesine
çıkararak Mısır’ın şebekesine olağanüstü
boyutta bir katkıda bulunmuş olacak.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?