"Turkcell'li olmak için çok çalışmak şart"

Hem Türkiye’nin en beğenilen şirketlerinden biri hem bir teknoloji devi… 15 bini aşkın çalışanına sunduğu kariyer ve gelişim fırsatlarıyla yeni mezunların da gözdesi… Onun aradığı ise teknolojiye uyumlu, sonuç odaklı, fark yaratabilen, yenilikçi adaylar… Çalışkanlık ise olmazsa olmaz şart. Turkcell Çalışan İlişkileri Yönetimi Direktörü Tülay Cerit, “Her yıl çok iddialı hedeflere ve iş alanlarına giren bir şirketiz. Turkcell’de yükselmek için çok çalışmak gerekiyor” diyor.

24.07.2015 11:51:530
Paylaş Tweet Paylaş
"Turkcell'li olmak için çok çalışmak şart"
Turkcell, Capital Dergisi tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri” araştırmasında, iş dünyasının önde gelen yöneticileri tarafından 2014’te de birinci seçilerek 7’nci kez listenin zirvesine oturdu. Turkcell Çalışan İlişkileri Yönetimi Direktörü Tülay Cerit, bu başarıyı İK politikasının sürdürülebilirliğine bağlıyor. Gerçekten de “okul-şirket” konseptini benimseyen Turkcell’de çalışanlar çoğunlukla staj programı yoluyla üniversitedeyken “Turkcelli” oluyor. Bu süreçte aynı tam zamanlı çalışanlar gibi bir mentorun gözetiminde kendilerine konulan “gerçek hedeflere” ulaşmaya çalışıyorlar.Hedeflerini başarıyla tamamlarlarsa okulları bittiğinde tam zamanlı kadrosuna geçiyorlar. Tabii Turkcell kültürüne uygun özellikler göstermeleri de şart. Cerit, bu özellikleri “teknolojiye merak, inovasyona yatkınlık, müşteri odaklılık, değişime adaptasyon ve çalışkanlık” olarak özetliyor. . Cerit, Turkcell PAF staj programı kapsamında, bu yaz yaklaşık 250 öğrenciye staj imkanı tanıyacaklarını anlatırken, önümüzdeki dönemde pazarlama, iş geliştirme ve ürün geliştirme bölümlerine alım yapacaklarını vurguluyor. İşte Cerit’le sohbetimizden satırbaşları…

Capital Dergisi tarafından 7’nci kez Türkiye’nin en beğenilen şirketi seçildiniz. Bunu nasıl bir İK politikası ile başardınız?
Bence buradaki en güçlü şey İK politikasının sürdürülebilirliğindeki başarı, yönetim kademesinin desteğinin olması ve yönetimle çalışan arasındaki uyum. Tabii şirket öncelikleri açısından bir yere varılmak isteniyorsa çalışanın burada önemli bir kaynak olarak algılanması çok önemli bir unsur. Biz çalışanlarla karşılıklı kazanım üzerine iş ortağı olarak çalışıyoruz.Oyüzden bugüne kadar ne kadar çok verirsek çalışanlardan o kadar çok fayda sağladık. Turkcell’i var eden aslında yönetim ekibiyle beraber çalışanlardır.
En beğenilen olma yolunda diğer şirketlerden sizi ayıran en belirgin İK uygulamalarınız neler?
 Bir çalışan niye bir şirkette kalır diye hangi araştırmaya baksanız 3 tane şey sayarlar: Yöneticisi için, şirket imajı için ve üçüncüsü de kariyeri için yani buranın kendisine çok şey kattığını düşündüğü için. Bu üç şey de Turkcell’de var. Turkcell, kişiye işe ilk girdiği günden itibaren çok önemli gelişim fırsatları sunan bir yer. İletişim ve teknoloji şirketi olduğumuzdan işe aldığımız herkeste yenilikçilik, inovasyona yatkınlık, müşteri odaklılık, değişime adaptasyon, hız ve kendi işinde öncülük etme özellikleri rıyoruz. Bunları ortaya koyan her çalışan için de her yıl gelişen işle beraber kendisi için fırsat yaratma imkanı doğuyor. Grup içerisinde yılda 400’den fazla transferi olan bir şirketiz. Çalışanlar kendi istekleriyle bir pozisyondan başka bir pozisyona geçme özgürlüğüne sahipler. Yani çalışan kendi kariyer planını kendi çizebiliyor. Bizim en güçlü olduğumuz taraflardan bir tanesi de sunduğumuz kariyer fırsatları. Bu, hem şirketin hem çalışanın karşılıklı tetiklediği fırsatlara açık bir platform. İkincisi de aslında şirketin çalışan sunduğu fırsatlar. Bunlardan biri HAP’lar (Hayata Dair Programlar). HAP’lar, her yıl çalışanlardan gelen taleplere göre güncellenen, kişinin isteğine bağlı olarak seçtiği, gelişimi için uygun gördüğü programlardan oluşuyor. Diğeri de kişinin profesyonel gelişimine katkı sağlayan Turkcell Akademi’nin eğitim olanakları. Akademi iki seviye program yapıyor. Bunlardan bir tanesi çalışanın teknik bilgisini geliştirmeye dayalı programlar. Bunlar, kişinin yeni mezun düzeyinden uzman olmasına kadar bütün gelişimini destekleyen yıllara yayılmış programlar. Diğeri de yönetici olmak isteyen çalışanlarımız için oluşturduğumuz liderlik gelişim programları. Bunların dışında yöneticinin kendi çalışanı için o işte ya da o yılki hedeflerinde başarılı olması için “on the job training” (iş üzerinde eğitim) anlamında yaptığı programlar var. Yani, kişinin gelişimini tek yönlü değil çok yönlü destekleyici programlarla okul - şirket konseptini destekliyoruz.
~
Her yıl ne kadar işe alım yapıyorsunuz? 
Ortalama bir sayımız yok, çünkü o yılınbüyüme hacmine, yeni iş alanlarına, hangi alanlara odaklanacağımıza bağlı olarak değişiyor. Ancak yatırım yapmak istediğimiz, büyüyen ve gelişen alanlarımız var. Pazarlama fonksiyonlarına, iş geliştirme ve ürün geliştirme bölümlerimize alımlarımız olacak. 
Toplamda kaç çalışanınız var? Gençlerin ve kadınların oranı şirketinizde nedir?
Turkcell Grup olarak 2014 sonu itibarıyla toplam çalışan sayımız 15 bin 630. Çalışanlarımızın yaş ortalaması 34. Toplam çalışan sayımızın yaklaşık yüzde 35’i kadınlardan oluşuyor. Yönetici kadromuzun ise yüzde 35’i kadın. Turkcell Grup olarak mevcut çalışanlarımızın yüzde 54’ünü 1980 yılı sonrası doğan Y jenerasyonu oluşturuyor. 
Yeni mezunlar için işe alım sürecini nasıl gerçekleştiriyorsunuz? 
Yeni mezun için Turkcell’e girmenin iki yolu var. Biri “Okurken Turkcell’de nasıl bir genç yetenek olurum, profesyonelliğe nasıl geçerim” sorusunun cevabı olan PAF (Profesyonelliğe Adım Formasyonu) programımız. Bu programda kişi üniversitedeyken Turkcellli olabilme şansına haiz oluyor ve buradaki profesyonel yaşamına staj yaparak başlıyor. Her yıl ocak ayında üniversite 3 ve 4’üncü sınıftaki öğrenciler PAF programına web sitesinden başvurabiliyor. Yaklaşık 6 ay süren ölçme ve değerlendirme aşamaları sonunda potansiyel yöneticileriyle bir araya geliyorlar ve son seçim sürecinin ardından Haziran ayında şirketimize başlıyorlar. Yeni işe başlayanların yaklaşık yarısı stajdan geliyor. Bir diğer yol da yeni mezun ancak stajla işe başlamamış olan çalışanlar için mevcut. Bunlar da bizim toplam istihdam programımızın içerisindeki alımların bir parçası. 
İşe alma sürecinde eleme kriterleriniz neler? 
Yeni ürün, servis geliştiren ve inovasyonla büyümeyi hedefleyen bir teknoloji şirketi olmamız nedeniyle genç yeteneklerde özellikle teknolojik bakış açısı, teknolojiye uyum, inovasyon ve fark yaratma becerisi ve bu becerileri çok iyi bir şekilde sonuca dönüştürebilme özelliği arıyoruz. Aradığımız bir diğer özellik de hızlı çözüm üretebilme ve müşteri odaklılık. Yani ürettiğiniz şeyin müşteriye ne kadar fayda sağlayacağı konusundaki bakış açısının genişliği ve bunu sonuca döndürebilme yeteneğine sahip olmak. 
~
Stajyer seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? 
Stajyer de geleceğin Turkcell çalışanı olduğu için belli bir kültürle yoğrulmuş olması ve gelişmeye açık olması bizim için önemli. O yüzden bu saydıklarımın aynısını stajyerlerde de arıyoruz. 
Bu yıl yeni işe alımların ne kadarını yeni mezunlar oluşturacak? 
Tam sayıyı veremiyoruz ancak başvuruları şubat ayında tamamlanan Turkcell PAF staj programı kapsamında, bu yaz yaklaşık 250 öğrenciye staj imkanı tanıyacağız. Bunun yanı sıra 50 öğrenciye yarı zamanlı, bu öğrencilerden üstün başarı gösterenlere de tam zamanlı Turkcell’de çalışma fırsatı sunacağız. 
İşe başlayan gençleri Turkcell’de nasıl bir kariyer patikası bekliyor? 
Yeni mezunlar için aslında tek bir yer yok. Bizim için önemli olan bu yetkinliklere sahip kişiyi doğru işle eşleştirebilmek. Biz kariyer fırsatlarını aslında kişiye en başta staj programıyla sağlıyoruz. Staj döneminde kişiye şirket içinden mentor atayarak, ondan bir proje geliştirmesini istiyoruz. Bu, onun için aslında Turkcell kültürüne uyum sağlaması ve aynı zamanda da sonraki adımda, “Ben bu potansiyele sahibim” diyebilmesi açısından önemli bir fırsat. O proje içinde bulunduğu iş ailesinin de o yılki stratejik önceliklerinden bir tanesi oluyor. Onun yaptığı iş o yıl ya bir hizmet olarak müşteriye gidiyor ya da o işin operasyonel verimliliğine katkı sağlıyor. Kişi de kendisinin iş sonuçlarına etkisini görebiliyor. Bu ilk projesini başarıyla geçmesi bizim için çok önemli. Burada proje yönetimi, ilişki yönetimi, networkle çalışma, birlikte başarma becerileri ne kadar gelişkin ve işi ne kadar hızlı öğreniyor bunu görüyoruz. Bunu da geçip stajını başarıyla tamamlıyorsa bu kişileri part-time kadrosuna alıyoruz. “Part-time” da yaklaşık 1,5 yıllık bir çalışma süresi var. Biz bu süreçte kişi öğrenirken gelişsin, gelişirken profesyonel olsun istiyoruz. Bu sürede kişi, içinde bulunduğu iş birimi ne yapıyorsa bilfiil o işlerin bir kısmını yapıyor. Kişi gerçekten oradaki işlerin ucundan tutuyor, bir sorumluluğu ve hedefleri oluyor. Hedefleri de aynı full-time çalışan kadrolular gibi takip ediliyor. Burada başarılı olan “part-time” ları da okulu bitirince “full time” kadromuza alıyoruz. 
Full-time kadrosuna geçenleri nasıl bir yol haritası bekliyor? 
“Full-time”a geçtikten sonra da kendilerine ya ekiplerinin içinden ya da yan ekiplerden kendileriyle benzer kulvarlardan yürümüş arkadaşlardan bir mentor atıyoruz. Bu mentorlar onlara kariyer planlarını yapma konusunda destek oluyorlar. Bizim en önemli mottolarımızdan biri şudur: “Her Turkcell çalışanı kendi kariyer planından sorumludur.” Çünkü biz o araçları onlara sunuyoruz. “Siz kendinizi nerede görmek istiyorsunuz, oraya nasıl ulaşmak istiyorsanız Turkcell’in sunduğu tüm olanakları kullanın” mesajını veriyoruz. “Açılan boş kadrolara başvurun ya da yöneticinizle beraber bireysel gelişim planlamanızı yapın” diyoruz. Bu özgürlüğü kullanırken en büyük destekçileri mentorları. İkincisi de Turkcell Akademi’nin sunduğu gelişim programlarına dahil olarak profesyonel ve kişisel gelişimlerini ilerletebiliyorlar. 
~
Sizde işe başlayan yeni mezunlara yönelik hedefleriniz neler? 
Her yöneticiden beklentimiz kendi çalışanının o yılki hedefleri içerisinde mutlaka bireysel gelişim hedefinin olması. O yıl kişinin neyi başarmak istediğini çalışanla karşılıklı olarak el sıkışarak netleştirmesini istiyoruz. Bu bir proje yönetimi alanında gelişim ya da bir yazılım dilini öğrenmek olabilir. Biz her liderin ekibinden terfiler bekliyoruz. Yıl içinde pozisyonların yüzde 80’inin içeriden kapanmasını bekleriz. O yüzden her yöneticinin hedefleri arasında lider geliştirme hedefi vardır. 
Yönetici olmayı hedefleyen gençlere nasıl bir yol sunuyorsunuz? 
Her yıl tüm çalışanlar için işleyen bir performans yetenek yönetim sistemimiz var. Performans tarafında üstün bir başarı gösteren ve bunu sürdürülebilir kılan kişiler bir sonraki yılın potansiyel yöneticileri olarak yöneticileri tarafından aday gösteriliyor. Aday gösterilen arkadaşlar da üst yönetimin katıldığı bir komiteyle “Bu kişi bizim gelecekteki liderimiz olabilir” denilerek bir liderlik havuzuna alınıyor. Kişiler bu havuz içerisinde Turkcell Akademi’nin liderlik programlarıyla liderliğe hazırlanıyorlar. 
Turkcell kültürüne göre ideal bir çalışanın özellikleri nelerdir?
Değişime adaptasyonu yüksek, iş bilgisi derin olan veya bu iş bilgisini derinleştirme merakı olan, çevresine ve işine karşı meraklı, hızlı düşünebilen ve hızlı aksiyon alabilen, teknolojiye ilgi duyan, yenilikçiliğe ve fark yaratmaya düşkün, özgüveni yüksek, çalışmayı seven, çalışma noktasında hiçbir çekincesi olmayan, gelişime açık… En majör özellikler bunlar. 
~
"Çok çalışan yükselir"
Turkcell her yıl çok iddialı hedeflere ve iddialı iş alanlarına giren, gerçekten çok çalıştırmayı ve çalışmayı gerektiren bir şirket. Dolayısıyla Turkcell’de yükselmek için bir kere çok çalışmak gerekiyor. Kişinin yeniliğe çok açık olması ve sorumluluk alma isteğinin yüksek olması gerekiyor. Hız ve sonuç odaklılık, rakamlarla ve insanlarla etkileşim de çok önemli. Bu temel özelliklere sahipse zaten onu birisi çok kolay bir şekilde fark ediyor. Yani kişinin kendini göstermesi dışında, yönetim de potansiyelleri bulma noktasında çok istekli.

"Her 2-3 yılda bir ilerleme sunuyoruz"
İKİNCİ YIL ÖZGÜR
Sadece Turkcell grupta yılda ortalama 400-600 kişi bir pozisyondan diğerine transfer oluyor. Biz bu fırsatların hepsini şirket içindeki intracell üzerinden tüm herkese duyuruyoruz. Bu bir yöneticilik pozisyonu da bir uzman pozisyonu da olabilir. Kişi ilk bir yılını doldurduktan sonra bu pozisyonlara başvurma özgürlüğüne sahiptir. İÇERİDEN TERFİ YÜKSEK Dışarıdan bir aday değerlendiriyormuş gibi bütün başvuruları değerlendirir ve uygun pozisyonlara yerleştiririz. Hem iradelerine hem yöneticileriyle yaptıkları gelişim planına bağlı olarak insanların bu fırsatları kollamasını bekleriz. 2014 yılında iç terfi oranımız yüzde 89 gibi oldukça yüksek bir seviyeye ulaştı.
SADAKAT YATIRIMI Bir şirkette bir çalışanın kalması için önemli olan kariyer fırsatı ve yöneticinin kişiye sunduğu olanaklardır. Biz daha çok bu ikisi üzerine daha çok çalışırız. Yani biz çalışana ne sunuyoruz ve sunduğumuz şey çalışanı gelecekte bir yere taşıyor mu? Bağlılık aslında biraz buralardan geliyor. Asıl yatırımımız bu ikisi üzerine.
DİKEY YA DA YATAY Turkcell’de 2-3 yılda bir çalışanın kariyer hayatında dikey ya da yatay bir değişiklik oluyor. Sürekli bir dikey ilerleme var ama İK’daki bir çalışan ben buradan sıkıldım satışı denemek istiyorum derse, başvurduğu yerin yöneticisi de onaylıyorsa bu geçişi yapabilir. Yani 2-3 yılda kişinin ya kariyerinde ya iş alanında bir değişiklik oluyor.

"İş değil yaşam mekanı yaratmayı hedefliyor"
WELL-BEING DESTEĞİ
Biz yıllarca burayı bir iş alanı değil de yaşam mekanı haline getirmeyi hedefledik. Sadece 8-5 gelip işini iyi yapmaktan öte buradaki iş sonuçlarını etkileyen noktalardaki wellbeing programlarıyla da kişiyi destekliyoruz. Yenilenme programlarıyla aslında hayatını zenginleştirmeye çalışıyoruz.
PSİKOLOĞUMUZ VAR Diyetisyene gitmek istiyorsa diyetisyenini burada buluyor ya da yoga dersi almak istiyorsa haftada 4 seans yoga programlarımıza katılabiliyor. Kadrolu psikoloğumuz var. İK’dan bağımsız, dışarıda bir ünite olarak istediği lokasyonda randevu alarak psikologla görüşebiliyorlar. Çalışanlarımız rahatça talep gösteriyorlar.
GİZLİLİK PROTOKOLÜ Çalışanlarımızda bu konuda bir güven sağladık. Psikologla hiçbir iletişimimiz yok. Karşılıklı hiçbir şey paylaşmamaya dayalı bir gizlilik protokolü üzerine anlaşıyoruz. Sadece depresyonun da ötesine geçen, kişinin geleceği açısından önem arz eden çok kronik vakalarda bazen paslaştık. Ama onlar da 10 yıl içerisinde bir ya da ikidir.
İŞ-ÖZEL HAYAT DENGESİ Gelişen, işin yoğun olduğu bir dünyada, sosyal yaşantınızla iş yaşantınızı çok dengeleyemediğinizi hissettiğiniz bir dünyada kişinin bu alanlarını da desteklemek işe olan katkıyı artırır. Bu da bizim sorumluluk alanlarımıza giriyor diye düşünüyorum. Bundan da çok olumlu tepkiler alıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz