Sate Kimya Ar-Ge'ye yatırım yapıyor

"Tamamlanmış 2 adet TÜBİTAK destekli araştırma projesi olan Sate Kimya, her yıl bütçesinin yüzde 3'ünü Ar-Ge çalışmalarına ayırıyor" diyor.

1.03.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Sate Kimya Ar-Ge'ye yatırım yapıyor


Çevre ve Orman Bakanlığı'nca tehlikeli atık geri kazanımı konusunda yetkilendirilmiş ilk şirketlerden biri olan Sate Kimya, bünyesinde oluşturduğu bilgi grubu ile tehlikeli atık kimyasallarının geri kazanımı konusunda mutlak gizlilik bazında işbirliği sunuyor. İzmir Kemalpaşa organize sanayi bölgesinde, tehlikeli atık kabul ve depolama, 3 adet distilasyon ünitesi, kalite kontrol ve Ar-Ge laboratuarıyla mamul madde depolama tankları bulunan, 10 bin metrekarelik alanda hizmet veren şirket, atık organik solventleri tekrar kullanılabilir hale getiriyor. Sate Kimya İşletme Müdürü Kimya Yüksek Mühendisi Tamer Tanılmış, yaptıkları geri dönüşüm ile şirketlere, çevreye ve ülke ekonomisine katkı sağladıklarını ifade ediyor. Türkiye'deki şirketlerin son yıllarda çevreye olan duyarlılığının artması ve bu yönde çıkan yasaların artmasıyla sektörün büyüme kaydedeceğinin altını çizen Tanılmış sorularımızı cevapladı:

Şirketinizin kuruluş hikayesini anlatır mısınız?

-Sate Kimya, bundan 16 sene önce, ülkenin en büyük kimya komplekslerinden birinin, bir kimyasal atığına çözüm bulmak ve bu atıktan elde edilen ürünü ekonomiye kazandırmak amacıyla kimya mühendisliği kökenli üç profesörün yürüttüğü Ar-Ge çalışmaları sonucunda kuruldu. Önce kiralık bir tesiste çalışmalarını yürüten Sate, 1997 yılında kendi tesisine geçti ve kapasitesini arttırarak ülkenin kimya sanayinin tehlikeli atıklarının geri kazanılması konusunda işlediği atık madde çeşitliliğini artırdı. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın atık geri kazanım işletme lisansına sahip olan Sate Kimya, ülkemizde sanayi kuruluşlarında oluşan tehlikeli atıkları tehlikeli atık taşıma lisansına sahip araçlarıyla izmir Kemalpaşa'daki tesisine naklediyor ve burada bu atıklar yapılan laboratuar çalışmalarına göre sınıflandırılarak gruplara ayırıyor. Ayrılan grupların geri dönüşümü kendileri için geliştirilmiş farklı yöntemlerle sağlıyor. ISO 9000, ISO 14000 ve ISO 18000 belgelerine sahip olan Sate, sektörünün öncü ve seçkin bir kuruluşu olmanın gururunu taşıyor.

Ar-Ge'ye ne kadarlık bir yatırım yapıyorsunuz?
-Sanayi kuruluşlarında oluşan tehlikeli atıkların çok çeşitli olması, bu atıkların geri kazanımı için standart bir prosese imkan vermiyor. Bu bağlamda tesisimize gelen yüzlerce farklı kimyasalın gruplara ayrılması ve her bir grup için ve hatta bazen tek bir kimyasal atık için bile ayrı bir geri kazanım yönteminin geliştirilmesi zorunluluğu Ar-Ge çalışmalarını şirketimiz için çok önemli bir hale getiriyor. Bununla beraber Sate Kimya kurucularının öğretim üyesi olması, şirketi kaçınılmaz olarak Ar-Ge merkezli bir konuma getirdi. Tamamlanmış 2 adet Tübitak destekli araştırma projesi olan Sate Kimya, her yıl bütçesinin yüzde 3'ünü Ar-Ge çalışmalarına ayırıyor. Şirket Ar-Ge çalışmaları kapsamında geliştirdiği pilot tesisler ve laboratuar imkanlarından iş ortağı firmaların da yararlanmasını sağlamakta, atık ve kimyasal sorunları olan sanayi kuruluşlarına çözüm bulmaya çalışmakta. Üniversite-sanayi işbirliğine özellikle önem veren Sa-te, her yıl muhtelif üniversitelerden yüksek lisans öğrencilerinin deneysel çalışmalarına olanak tanıyor. Birçok öğrencinin staj yapmasını sağlıyor.~

İzmir'de yer alan bir şirket olarak şehrin Türkiye ekonomisindeki yerini anlatabilir misiniz?
-İzmir'in eski ekonomik ve endüstriyel gücünü kaybetmekte olduğu kanısındayım. Özellikle bulunduğumuz Kemalpaşa organize sanayi bölgesinde, fabrikaların yatırımlarını Manisa'ya kaydırdığını izlemekteyiz. Anadolu'da pek çok şehrin, ekonomik, endüstriyel hamleler yaptığı bu dönemde, izmir'in durgunluğu, hatta gerilemesi üzücü.

Ne tür kimyasallar üretiyorsunuz? Ürettiğiniz kimyasallar hangi sektörler tarafından kullanılıyor?
-Organik solventler içeren atıkların geri kazanımı sayesinde muhtelif solventler üretiyoruz ve bunları boya, kimya, metal, otomotiv gibi birçok farklı sektörde faaliyet gösteren üretici şirketin kullanımına sunuyoruz. Ayrıca atıktan elde edilen ve ilave kimyasallarla takviye edilerek kalitesi yükseltilen endüstriyel boyalarımız ekonomik fiyatları ile müşterilerimize sunuluyor.

Atık organik solventleri tekrar kullanılabilir hale getirerek ülke ekonomisine ve şirketlere ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?
-Sate kimya, işlediği atıklar sayesinde, üretilen tehlikeli atıkların miktarının azaltılması konusunda üstüne düşen görevi başarıyla yapıyor. Bence bu katkı, her türlü ekonomik kazançtan da önemli. Çevre bilincinin tüm çalışanlarında yerleştiği şirketimizin seçkin iş ortaklarının da çevreye son derece duyarlı olması bizi özellikle mutlu ediyor.İş ortağı şirketlerimizse atıklarının bertaraf ettirilmesi yerine tarafımızca geri kazanımın sağlanması sayesinde atık yönetimi maliyetlerini önemli miktarda azaltıyorlar. Hatta geri kazanım ürünlerini yeniden kullanarak ekonomik tasarruf da sağlamaktalar.Az önce de belirttiğim gibi ekonomik ve kaliteli geri kazanım ürünlerimizi tercih eden birçok sektörden şirket üretim maliyetlerinde tasarruf sağlıyor. Genel olarak tümü ithal ürünü olan solventlerin geri kazanılarak tekrar değerlendirilmesi ülke ekonomisi için büyük bir kazanç.

Sektörün sorunlarından bahsedebilir misiniz?
-Şirketimizin karşılaştığı en büyük sorun organize bölgede olmamız nedeniyle büyümemize izin verilmemesi. Şirketimiz kapasite ve dolayısıyla istihdam artışına gitmek istediğinde, organize bölgelerde bu işin yapılamayacağı, dolayısıyla yıllar önce müktesep hak olarak aldığımız kapasitemizin üzerine çıkamayacağımız bize iletildi. Organize sanayi bölgeleri demek, adından da anlaşılacağı gibi organize olmuş yani bir başka değişle altyapısı tamamlanmış, itfaiye, ilkyardım, atık su arıtma gibi teşkilatlara sahip bilgili ve deneyimli kişilerce yönetilen sanayi bölgeleri demektir. Bu bölgelerde bulunan sanayi kuruluşlarının kontrol ve denetlenmeleri çok kolay. Kentsel alan içinde dahi faaliyet gösteren tehlikeli atık geri kazanım tesisleri bulunurken organize sanayi bölgelerinde çalışmalarına izin verilmemesi kanımca sektörümüzün en önemli sorunudur.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz