En sevdiğim tablo

Aslında koleksiyonerler için aldıkları her eser ayrı bir öneme sahip… Yine de bazılarının yeri daha farklı olabiliyor. Peki bu eserleri diğerlerinden ayıran, farklı kılan özellikler neler?

10.09.2018 16:23:000
Paylaş Tweet Paylaş
En sevdiğim tablo

Özlem Aydın Ayvacı

[email protected]

Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, Türkiye’nin en önemli sanat koleksiyonerleri arasında yer alıyor. Jean Leon Gerome’nin Rüstem Paşa Camii, Alberto Pasini’nin Harem Bahçesi, Erol Akyavaş’ın Kuşatma, Şevket Dağ’ın Ayasofya, Antoine de Favray’ın Panoramik İstanbul Görünümü, Fahrelnisa Zeid’in Londra, Ömer Uluç’un Odalık, Burhan Doğançay’ın 1974 tarihli Bullish Breakthrough’u koleksiyonunda öne çıkan eserler arasında yer alıyor. Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın ise yeni ofisi Yemeksepeti Park’ın içinde, Türk modern resminin değerli isimlerinin yanı sıra Picasso, Dali ve Miro gibi dünyaca ünlü ressamların seçilmiş eserlerinden oluşan bir sanat koleksiyonuna sahip. Aydın’ın koleksiyonunda Fikret Mualla’nın, 1956 yılından bugüne kadar 80’in üzerinde kişisel sergi açan Devrim Erbil’in tabloları da yer alıyor. Aydın’ın yakın zamanda koleksiyonuna kattığı eser Salvador Dali’nin “After 50 Years of Surrealism” isimli bir serisinden. Bir diğeri ise Pablo Picasso’ya ait “La Petite Corrida” adlı tablo. Ancak bu iki koleksiyonerin en sevdiği tablo bunların hiçbiri değil! Onların gözünde özel olan tablonun özellikleri ise oldukça farklı... CEOLife olarak bu farkları koleksiyoner iş insanlarına sorduk. En sevdikleri tablonun anlamını onlardan dinledik. İşte yanıtlar… 

“13 PARÇALIK DALİ İLLÜSTRASYONU”

 Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın, tam bir resim tutkunu ve koleksiyoner. Aydın, en sevdiği tablosunun Dali’nin 1969 yılında “Alice Harikalar Diyarında” için çizdiği 13 parçalık illüstrasyon serisi olduğunu söylüyor. Çok uzun zamandır istediği bu özel çalışmayı, bu yıl Londra’dan satın almış. Lewis Carroll’ın Alice Harikalar Diyarında adlı kitabını zaten çok beğendiğini belirten Aydın, romanın Dali’nin çizimleriyle çıkan bir edisyonu olduğunu duyduğunda çok şaşırıp sevindiğini ifade ediyor. Aydın, bu illüstrasyon serisinin hikayesini şöyle anlatıyor: “1969 yılında Random House isimli yayınevi, Lewis Caroll’ın ünlü eseri Alice Harikalar Diyarında için Salvador Dali’yi görevlendirerek 13 parçalık bir illüstrasyon serisi hazırlamasını istiyor. Bunun üzerine sürrealist akımın en önemli temsilcisi Dali, Alice ve arkadaşlarının çıktığı yolculuğu alışkın olmadığımız bir Alice Harikalar Diyarına davet eder nitelikte resmediyor. 1969 yılında yaptığı bu çizimler Dali’nin en çok ödül alan ve aranan işleri arasına giriyor.” Aydın, ofisindeki koleksiyonunu ise şöyle anlatıyor: “Ofiste eserlerinde yaşadığı hayatın aksine, canlılık ve yaşam sevgisine yer veren Fikret Mualla’nın, Devrim Erbil’in tabloları yer alıyor. Hareketli, renkli, kendine özgü fırça izleri taşıyan figürleriyle tanınan Ömer Uluç’un ‘Yaratıklar ve Kadın’ isimli tablosunun yanı sıra kendini zamanın sanatçısı olarak tanımlayan ve sonsuz mekan duygusu veren eserleriyle çağdaş sanatın dünyaca ünlü ismi Haluk Akakçe’nin ise ‘Wedding ve Safinaz’ isimli tablolarına sahibim.” 

GERÇEK BİR KOLEKSİYONER

Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, Türkiye’nin en önemli sanat koleksiyonerleri arasında yer alıyor. Koleksiyonunda Jean Leon Gerome, Alberto Pasini, Erol Akyavaş, Antoine de Favray, Fahrelnisa Zeid, Ömer Uluç, Burhan Doğançay gibi önemli ressamların eserleri yer alıyor. Ancak Barut’un en sevdiği eser bunlardan hiçbiri değil. “En sevdiğim eser Alman sanatçı Anselm Kiefer’in evimde yer alan tablosu ‘In Quatuor Annos Patebo’” diyen Barut, 2004 yapımı bu çağdaş eserin Kiefer’in olgunluk döneminin en güzel örneklerinden biri olduğunu söylüyor. Barut, bu tabloyu 2016 yılında koleksiyonuna katmış. Yıllardır iyi bir Kiefer eseri almak isterken uzun araştırmalar sonucu beğendiği bir Kiefer eserine sahip olduğunu söyleyen Barut, bu esere duyduğu sevgiyi şöyle anlatıyor: “Onun için araştırmalar yaptım, ona sahip olmak için gerçekten çaba harcadım. Kiefer, içine doğduğu karamsar Almanya’nın ve Alman kültürünün, nazizmin, tarihin ve edebiyatın etkilerini en güzel şekilde eserlerine yansıtıyor. Bu eser bana geçmişin izlerini anlattığı kadar, her zaman merkezinde olacağımız karmaşık dünyayı da anımsatıyor. Yine kendine özgü renk paletine uygun ritmik bir kompozisyona sahip… Eserin merkezinde bir gemi yer alıyor. Gemi çevresinde gerçekleşen karanlık akıntılar, türbülanslı beyaz köpükler fırtınalı bir deniz manzarasıyla çevrili. Gemi insanlığı sembolize ederken etrafında olup biten karmaşa, insanlığı sarmalayan kaosu temsil ediyor. Kiefer’in zengin malzeme kullanımı da eserin etkileyici boyutunu her zamanki gibi üst seviyeye taşımış. Boya, sıva, kum, pas gibi malzemelerin bir arada kullanımıyla ortaya çıkan manzara, belki de insanlığın mücadelesini zamanın acımasız güçlerine ve kayıtsız bir evrene karşı sembolize ederek, ‘doğuştan gelen bir doğa hissi’ veriyor.” 

~

ERTUĞRUL ATEŞ RESİMLERİNİ SEVİYOR

Erkunt Traktör Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Erkunt Armağan, ressam Ertuğrul Ateş’in resimlerine hayran. En sevdiği resim de bir Ertuğrul Ateş eseri. 2001 yılında bu eseri aldığını söyleyen Armağan, 5 tane Ateş resmine sahip olduğunu belirtiyor. En sevdiği tablonun kendisine kadının özgürlüğünün yanı sıra koruyuculuğunu ve kanat gericiliğini anlattığını söylüyor. Evindeki resimlerin hepsinin çağdaş ressamlara ait olduğunu belirten Armağan, bu ressamlar arasında Hasan Taşdemir, Remzi İren ve Mersad Berber’i de sayıyor. Armağan, Ertuğrul Ateş’in resim sanatı hakkında ise şunları söylüyor: “Ertuğrul Ateş, kendini ararken içine tuttuğu aynaya yansıyan resimleriyse durup dinlenmeksizin tuvale döküyor. İzleyeni de kendi içinde yolculuğa çıkaran resimler bunlar. Sanatçı, kendini belirli bir akım içinde görmekten ısrarla kaçınıyor. Resimlerine sürrealist platform, romantik dışavurum ve mistik düşünce yapısının can verdiği kanısında. Tuval üzerine yağlıboya çalışıyor ve eskiz yapmıyor. ‘Resmin bana verdiği her cevap başka bir soruyu doğuruyor’ diyen sanatçının en çok ilgisini çeken sorular; aklın çözemedikleri. Kainat, uzay ve dünya dışı zeki yaşamdan, şamanın, büyücünün, simyacının alanına giren sırlara kadar uzanan bir ilgi bu. Tuvalinde düşler alemine davet eden, ´kahve falı´ resimlere dönüşen bu resimler, adlarını bile efsaneler, söylenceler, rüyalardan alıyor. Tuvalle kurduğu özel diyalogdan beslenen resimlerini, ‘Bu sürecin başında ben, tuvalin üzerinde tesadüfi bir doku oluşturarak o sonu belli olmayan yolculuğa çıkıyorum. Bu serüvene koyulur koyulmaz, resimle aramda bilgi alışverişi başlıyor adeta’ sözleriyle anlatıyor. Bu diyalog kurulmadan, yaratıcının kendi dilini oluşturmasının mümkün olmayacağını belirten Ateş´e göre diyaloğu kurmanınsa tek bir yolu var: İçe bakış.” 

RENKLERİN ENERJİSİ

Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet T. Nane, en sevdiği tablosunun soyut resim sanatının çok değerli sanatçılarından merhum Burhan Doğançay’ın bir eseri olduğunu belirtiyor. Bu tabloda özellikle renklerin bir arada ahenkle kullanılışının ve çizgilerdeki ustalığın kendisini çok etkilediğini belirten Nane, “Bu resme bakıp da bu sanata, bu sanatçıya hayran kalmamak elde değil” diyor. Nane, bu tabloyu 1 yıl önce satın almış. “O gün bugündür de evimizin en favori köşelerinden biri bu tablonun asılı olduğu bölüm” diye anlatan Nane, tablonun kendisine hissettirdiklerini şöyle ifade ediyor: “Bu tabloya baktıkça siyahın sonsuz derinliğinde, renklerin enerjisini hissediyorum. Hayat da biraz böyle değil mi? Ne kadar olumsuz yanları olursa olsun, insan yaşamak için iyi, renkli, canlı yönlerini bulmaya çalışıyor hayatın. Bu tabloya bakınca, insan kendini o kanatlarla sonsuzluğa uçabilecek gibi hissediyor.” FIDEAS Kurucu CEO’su Nüzhet Atabek, en sevdiği tablosunun 1980’li yıllarda kendi yaptığı bir yağlı boya resim olduğunu söylüyor. Atabek, yağlı boya resim yapmaya 1971’de başlamış. Değişik boyutlarda 20 civarında resim yaptığını söyleyen Atabek, “Resme merakım dayımın çalışmalarını gördüğümde başladı. Ailede görerek öğrendim. Rahmetli ağabeyim de güzel sanatlar resim bölümü mezunuydu” diyor. ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da bir resim tutkunu. Turan, ofisinde bulunan Setenay Özbek’e ait tablonun en sevdiği tablo olduğunu söylüyor. Turan, “Renkleri, ahengi ve verdiği pozitif enerjiyi çok seviyorum” diyor. Suzuki Türkiye Genel Müdürü Ümit Karaarslan, klasik ressamların eserlerini beğendiğini söylüyor. Karaarslan, “En çok Rembrandt resimlerini severim” diyor. TAV CEO’su Sani Şener ise Canan Tolon’un eseri ile bir müzayededen satın aldığı Burhan Doğançay’ın yerleştirmesinin en sevdiği eserlerden olduğunu söylüyor. 

“ALABİLMEK İÇİN TÜM SAATLERİMİ SATTIM” 

Resmin şairi diye tanımlanan Devrim Erbil, Türk resim sanatında soyut anlatımın en güçlü isimlerinden biri. Erbil’in eserlerinde mavi renginin ve çizginin yoğunluğu kendisini hemen belli eder. Geleneksel Türk ve Doğu sanatları ile Batı resim geleneğini ustaca harmanlayan sanatçının resimlerinde İstanbul özel bir yer tutuyor. Çok sayıda ödülü bulunan Devrim Erbil, bugüne kadar aldığı en büyük ödülün, bir ressam olarak yaşıyorken anlaşılmak olduğunu ifade ediyor. Sanatla ilgili ya da ilgisiz Türkiye’nin tanıdığı çağdaş ressamlardan biri olan Devrim Erbil’in iş dünyasında da hayranı çok. Bu isimlerden biri de Gülman Group Yönetim Kurulu Başkanı Polat Gülman. Gülman, Devrim Erbil resimlerine olan hayranlığını şöyle anlatıyor: “Türkiye’ye temelli döndüğümde bir arkadaşım beni Devrim Erbil sergisine götürdü. İlk gördüğüm anda tabloyu satın alabilmek için tüm saatlerimi sattım ve üzerine biraz daha biriktirip ressamın kendisinden alabilmek için 2 yıl bekledim. Sonrasında tabloma kavuştum. Halen salonumda asılı. Resim, Sultanahmet Fatih bölgesini gösteren bir manzara. Tarihi yarım ada sevdalısıyız tabii... Kompozisyonda boğazın tüm güzellikleri, vapuru, kız kulesi hepsi mevcut.”

~


CÜNEYT TURGUT / MEGA METAL YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“3-4 YILDIR RESİMLE İLGİLENİYORUM”

EN ÇOK ERBİL SEVERİM
Son 3 -4 yıldır resimle ilgileniyorum. En sevdiğim tablolarım arasında Nuri İyem, Adnan Çoker ve Devrim Erbil’e ait resimler yer alıyor. Ama en çok Devrim Erbil resimlerini seviyorum. Devrim Erbil’in resimleri daha güncel. Eski İstanbul’a dair yaptığı resimler bana çok daha sıcak geliyor.
MİM SARIM RESMİ Şirkette asılı olan Devrim Erbil tablomu çok seviyorum. Aslında ofisimde bir de 1929’da vefat eden ünlü ressam Mim Sarım’ın Mohaç Meydan Savaşı’nı resmeden klasik bir tablosu var. Onu çok seviyorum. Türk ordusunun üstünlüğünü çok güzel resmediyor.



HALUK KARABATAK / PHILIPS TÜRKİYE CEO’SU
“GALATA TABLOMU ÇOK SEVİYORUM”

ONA AİT 3 TABLO
En sevdiğim tablo Galata tablosu. İranlı ressam Alfayd’a ait. Galeriden aldım. Tablo evimde asılı. Evimde üç tablo var. Üçü de ona ait. Biri İstanbul Boğazı, diğeri de Dolmabahçe Sarayı’nı resmetmiş.
GÜNEŞİN RENKLERİ Ressam, naturel renkler ve renk dağılımlarını kullanıyor. Çok sevdiğim yanı güneşin gün boyunca izlediği renkleri tablolarında kullanması. Güneşin gün boyu izlediği renkleri Galata tablosunda ya da İstanbul Boğazı tablosunda görebiliyorsunuz.



“HAYATI ISKALAMAMAK GEREKTİĞİ HİSSİNİ VERİYOR”
CENGİZ EROLDU TOFAŞ CEO’SU

NEDİM GÜNSÜR TABLOSU İSTERDİM 
Resimle ilgiliyim. Tablo alırım. Büyük bir koleksiyonum yok, 10 kadar tablom var. Leyla Gamsız’a ve Adnan Turani’ye ait tablolarımı çok seviyorum. Bir Nedim Günsür’üm olsun isterdim. Nedim Günsür, çok naif ressamlardandır. Ayrıca Nuri İyem, Adnan Turani hepsi çok başarılı. Ben figüratif resimleri daha çok seviyorum. Bunlar hep figüratif ressamlar.
OFİSTE EN SEVDİĞİM Tofaş genel merkezindeki resimlerin de hepsini ben seçtim. Ofisimde en sevdiğim resim Kemal Önsoy’a ait soyut bir eser. Bu tabloyu hissettirdiklerinden dolayı çok seviyorum. İçinde yaşamın renklerini görüyorsunuz. Bana hayatı ıskalamamak gerektiği hissini veriyor. Kırmızı, beyaz, gri, pembe hepsi hayatın renkleri…


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz