"Tatil günüm yok"

Esas Holding CEO’su Kazım Köseoğlu ile iş dışı hayatını, eşi Irmak Köseoğlu ile çocuklarını nasıl yetiştirdiklerini konuştuk...

14.09.2018 16:13:000
Paylaş Tweet Paylaş
"Tatil günüm yok"

Ayçe Tarcan Aksakal

[email protected]

Esas Gayrimenkul’ün CEO’su Kazım Köseoğlu, iş dünyasının duayenlerinden Esas Holding’in kurucusu Şevket Sabancı’nın en büyük torunu. Holdingin 2,8 milyar değerindeki gayrimenkul portföyünü o yönetiyor. Son dönemde iş dünyasının genç ve başarılı isimleri arasında gösterilen Köseoğlu, Avusturya Lisesi mezunu. Ardından ABD’nin prestijli okullarından Brown Üniversitesi’ni bitiriyor, üniversiteden sonra da New York’ta JP Morgan’da staj yapıyor. Bankacılığın kendisine göre olmadığını anlayınca gayrimenkul sektörüne yöneldiğini söyleyen Köseoğlu, 35 yaşında iki erkek çocuk babası. Yoğun iş temposuna ve seyahatlerine rağmen ailesi ve işi onun her şeyi. Bu nedenle işi ve ailesini birbirinden ayırmadığını söylüyor. Küçüğü 2,5, büyüğü 4,5 yaşında olan oğulları ve eşiyle mutlu bir aile hayatı olduğunu anlatan Köseoğlu, “İş seyahatlerime mutlaka eşim ve çocuklarımla gidiyorum” diyor. “Eşimle çocukları yetiştirirken en önemli önceliğimiz onların iyi bir eğitim almasını sağlamak” diyen Köseoğlu, bir de çocukların şımarık yetişmemesine dikkat ettiklerini belirtiyor. Haftanın en az iki günü kick boks yapan, bir günü de eşiyle birlikte yogaya ayıran Köseoğlu, kalan vaktini ise dayısı Ali Sabancı ve kuzenleriyle birlikte Galatasaray maçlarına giderek değerlendiriyor. Koyu bir Galatasaray taraftarı olan Esas Holding CEO’su Kazım Köseoğlu ile iş dışı hayatını, eşi Irmak Köseoğlu ile çocuklarını nasıl yetiştirdiklerini konuştuk:

İş ve özel hayatı nasıl dengeliyorsunuz? 

İşle özel hayatın tam dengelenebileceğini düşünenlerden değilim. Pazar günü diye iş yapmayacak halimiz yok, herkes çalışıyor. Benim şöyle bir mottom var: “24 saat içinde e-postalarıma cevap vermiyorsam bana bir tane daha mail atın” diyorum. 

Neden? 

Cevaplamak için tatilde olmam çok önemli değil, çünkü işlerin benden bağımsız yürüdüğünü bilsem de bazen benim vermem gereken kararlar oluyor. Ayrıca tatilde de olsam insanları bekletme lüksümün olmadığına inanıyorum. 

Haftada kaç gün çalışıyorsunuz? 

Vaktimin yüzde 95’ini gayrimenkul yüzde 5’ini de holding işleri alıyor. Haftada 7 gün çalışıyorum. Yaptığım işi çok sevdiğim için “bugün çalışmıyorum” dediğim “tatil günüm” diye bir olayım yok. 

Peki, nasıl dinleniyorsunuz? 

Seyahat ve spor en büyük hobilerim. Özellikle seyahat etmeyi çok seviyorum. Eşim ve çocuklarla çok düzenli seyahat programlarımız var. Geçen ay, çocuklarla 4 günlüğüne Uzakdoğu’ya gittik. Ailece yaptığımız seyahatler bizim için çok önemli. 

Kaç çocuğunuz var? 

Murat ve Hakan adında iki oğlum var. Büyüğü 4,5, küçüğü ise 2,5 yaşında. 

Çocuklarla birlikte en sevdiğiniz seyahat ve tatil destinasyonları hangileri? 

Çocuklarla yılda bir defa kasım ayında bir tatil planlıyoruz. En sevdiğimiz tatil rotası ise Seyşeller. Çünkü Seyşeller’de her şeyi birlikte yapma fırsatı bulabiliyoruz. 

Çocuklarla seyahat etmenin dışında başka neler yapıyorsunuz? 

Türkiye’nin en büyük AVM yatırımcısıyız. İşim dolayısıyla Anadolu’daki pek çok AVM yatırımlarımızı ziyaret etmem gerekiyor. Oğullarım da benimle alışveriş merkezine gelmeyi seviyor. 

Ne sıklıkla onları AVM’ye götürüyorsunuz? 

Düzenli olarak alışveriş merkezlerimizin bulunduğu Bolu ve İzmit’e gidiyorum. Bu zamanlarda onlar da benimle geliyor. Onlar için gittikleri AVM’nin İstanbul dışında olması fark etmiyor. Aslında onların tek derdi oyuncakçıya gidebilmek, pizza yemek ve oyun alanına gitmek. 

Çocuklarla kaliteli vakit geçirmek için başka nelere dikkat ediyorsunuz? 

Çocuklarla mümkün olduğunca vakit geçirmeye çalışıyorum. Sabah kahvaltıları ve akşam yemeklerinde beraber olmaya özen gösteriyorum. 

Spor hobim dediniz. Hangi sporlarla ilgilsiniz? 

Haftada 3 gün düzenli kick boks yapıyorum. 2,5 yıl önce başladım. Aslında bu sporu seçmeme eşim sebep oldu. İlk önce kick boksa eşim başladı, sonra bana da önerdi. 

Kick boks’un size en önemli faydası ne oldu? 

Bu spor büyük bir enerji kaynağı ve insanı çok fazla motive ediyor. En önemlisi de sabahları zihnimin boş olmasına ve rahatlamama neden oluyor. Ayrıca inanılmaz bir adrenalin kaynağı. İşin stresini atmak ve kafamı dağıtmak için çok faydalı oldu. Çünkü kick boks yaparken telefonumu asla yanıma almıyorum, e-postalarıma bakmıyorum. Böylece telefon ve e-postaların dikkat dağıtıcı etkisinden kurtuluyorum. 

~

Haftada kaç kez kick boks antrenmanı yapıyorsunuz? 

Haftada 2-3 gün yapıyorum. Sabah çok erken saatlerde 6:30 ila 7:00 arasında kick boks yapıyorum. Böylece sabah 8.30’da ofise geldiğimde bana sanki öğlen olmuş gibi geliyor. Herhalde ofiste benden nefret eden çok insan oluyordur. 

Neden? 

Çünkü 8:30’da benim için saat 11 gibi oluyor ve güne çok enerjik başlıyorum.

Kick boksu nerede yapıyorsunuz? 

Evde yapıyorum. Düzenli olarak eve gelen kick boks hocam var. Kick boks dışında bir de basketbol oynuyorum. Bir arkadaş grubumuz var, haftada bir spor salonunda basketbol oynuyoruz. 

İş dışında başka nelerle uğraşmayı seviyorsunuz? 

Fanatik Galatasaray taraftarıyım. Ailede benim dışımda dayım Ali Sabancı, kardeşim ve dayımın iki oğlu da Galatasaraylı. Locamız var, birlikte maça gidiyoruz. Galatasaray maçları bizim için aynı zamanda sosyal bir etkinlik oluyor. 

Bir maç gününüz nasıl geçiyor?

Maç öncesinde birlikte yemek yiyoruz, yemekten sonra da hep beraber maça gidiyoruz. Galatasaray iyi oynarsa daha iyi, kötü olursa felaket oluyor. 

Galatasaraylı olmak ailede kimden geliyor? 

Dedeniz mi Galatasaraylıydı? Dedem bizden dolayı tuttuğu takımı pek söylemiyor ancak 4 torunu Galatasaraylı olduğu için Galatasaray’a daha yakın duruyor. Ailede bir tek eniştem Erhan Kamışlı ve onun iki oğlu Beşiktaşlı. 

Tüm maçları takip ediyor musunuz? 

Özellikle Galatasaray Avrupa’da oynarken deplasmanlara gitmek eğlenceli oluyor. Bu nedenle mümkün olduğunca yurt dışı deplasmanlara gitmeye çalışıyoruz. Yurt içinde ise her iki haftada bir maça gidiyoruz. Futbol maçları insanın kafasını dağıtmak için ideal. 

Eşinizle birlikte yaptığınız bir sportif aktivite var mı? 

Haftada bir eşimle yoga yapıyoruz. 

Çocuklarınızı yetiştirirken en çok nelere ediyorsunuz? 

O işin patronu eşim Irmak Köseoğlu. Ancak ikimizin de çocukları yetiştirirken en çok dikkat ettiği konu mümkün olduğunca şımarık yetiştirmemek. En çok buna dikkat ediyoruz diyebilirim. Ayrıca şu anda anaokulunda okuyorlar ama biz iyi bir eğitim almalarını istiyoruz. 

Bu ne kadar önemli? 

Ben çok şanslıydım, çünkü ailemde eğitim çok önemliydi. Avusturya Lisesi’ni bitirdim, ABD’nin prestijli okullarından Brown Üniversitesi’nden mezun oldum. Ardından İngiltere’de master yaptım ve her zaman ailemde bana iyi okumanın çok önemli olduğu öğretildi. 

Çalışkan mıydınız? 

Evet, genelde çalışkan öğrenci profiline giriyordum. Kardeşim bu huyumdan çok çekti, çünkü o biraz daha derslerde zayıftı. Eşim de ben de kendi akademik kariyerlerimiz için oldukça emek verilerek yetiştirildik. Bu nedenle biz de çocuklarımızda aynı yolu izliyoruz. Her şeyin eğitimden geçtiğinin bilincindeyiz. Ancak eğitime paralel olarak sosyal çocuklar olmaları da bizim için çok önemli. Spor, müzik, tiyatro, oyun hayatlarında mutlaka olmalı. Okul seçiminde, özgür olması, fırsat sunması ve dünya insanı olarak eğitim vermesi bizim için önemli kriterler. 

Çocuklarınızla birlikte vakit geçirmek için neler yapıyorsunuz? 

Bu devirde çocuk yetiştirmek çok zor. Ebeveyn olarak herkes çocuklarına en iyisini vermeye çalışıyor. Benim herkesten farklı yaptığım çocuklarla daha fazla ve kaliteli vakit geçirmek. Bir de işle çocukları ayırmamaya çalışıyorum. Çocuklarım benim alışveriş merkezi işi yaptığımı biliyor ve yanıma “Baba AVM’lere bakalım mı” diye geliyorlar. Ben de onları her türlü iş seyahatimde yanıma almaya, her AVM açılışına götürmeye çalışıyorum. 

Neden buna önem veriyorsunuz? 

Çünkü iş benim hayatım diğer taraftan çocuklar da hayatım. Benim gibi biri için işle özel hayatın dengeli olması mümkün değil. Çok dengeli bir iş hayatım var, akşam 18.00’den sonra kontağı kapatıyorum demek yalan oluyor. Örneğin ben saat 18:00’den sonra e-mailime bakıyorum. Ben böyle yaptığım için benimle çalışan herkes 18:00’den sonra mailine bakmak zorunda. Sonuçta saat akşam 21:00’da olsa e-postalarıma cevap veriyorum. Dolayısıyla hem çocuklar hem de işimle birlikte olmak iş ve özel hayat arasındaki uyumu sağlıyor.

~


IRMAK KÖSEOĞLU
ÇOCUK YETİŞTİRİRKEN EGOLARIMIZDAN ARINMALIYIZ

 “KEŞFETMEK ÖNEMLİ” 
Çocuk yetiştirirken egolarımızı bir kenara bırakmalıyız. Çocuklara kendilerinin ne kadar kıymetli olduklarını hissettirerek, keşfetmeyi öğreterek, onlardan başkaları gibi davranmalarını beklemeden, ruhları sürekli beslenen, adalet ve vicdan duyguları gelişen evlatlara sahip olabiliriz.
ÖZGÜVENLİ YETİŞTİRMEK Çocuklar biz ebeveynlerini örnek alıyor. Oğullarımız Murat ve Hakan için mutlu, huzurlu ve sevgi ile büyüdükleri bir yaşamın onların özgür ve özgüvenli olmalarını sağlayacağına inanan bir anneyim. Bizler, çocuklarımıza güven duyduğumuz ve onlar da bu güven ve değerliliğe inandıkları sürece, hayatlarının her evresini çok kolay tolere edecekler.
“MASALLAR ANLATIYORUZ” Çocuklarımızın yaşları henüz çok küçük. Bu nedenle öğretileri daha ziyade masal, hikaye gibi ufak ve kolay örneklerle konuşarak vermeye çalışıyoruz. Birlikte şakalaşmak, gülmek, çok sevgi vermek çocuklarımızı yetiştirirken önceliklerimiz arasında yer alıyor.
“İYİ ANILAR BİRİKTİRİYORUZ” Hep beraber aile seyahatlerine çıkmak da önem verdiğimiz bir başka konu… Bu seyahatlerde çok yoğun, eğlenceli ve değerli anlar biriktirerek beraber kaliteli vakit geçiriyoruz.
MUTLAKA KİTAP OKUMALI Erkek çocuk oldukları için sevdikleri oyunlar, tipik erkek tercihlerinin oyun ve oyuncakları oluyor. Bunların içine eğitici ve öğretici aktiviteler de katarak birlikte vakit geçiriyoruz. Kitap, mutlaka var...
“MUTFAĞI SEVİYORLAR” Ayrıca mutfakta eğlenceli vakit geçiriyoruz. Her iki oğlumuz da şef rolünü seviyor. Hafta sonları da yaşlarına uygun olan tiyatro ve sinemalara gidiyoruz. En büyük servet evlat, o yüzden mutlu çocuklar yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.



“DEDEM İNGİLTERE’DEN DÖNMEMİ HİÇ İSTEMEDİ”

 “4 YIL AMERİKA’DA OKUDUM”
4 yıl Amerika’da okudum. Daha sonra 3 yıl Londra’da çalıştım. Kan çekiyor herhalde… Dedem Şevket Bey de yurt dışında kalmamı çok istedi, hiçbir zaman “Türkiye’ye dönün, burada çalışın” baskısı yapmadı. Ancak ben dönmek istedim. Hatta Şevket Bey, “Ali (Sabancı) ve Emine (Sabancı Kamışlı) de döndü, niye ben bu çocukları yurt dışında tutamıyorum” der.
HIRS BAŞARIYI GETİRİYOR Başarılı işler yapmış bir ailenin ferdisiniz ve ister istemez “Ben de dedem ve dayım kadar başarılı olmak istiyorum” diyorsunuz. İsteyerek ya da istemeyerek insanın zihnine bunlar kopyalanıyor. Hele bir de hırsınız varsa başarı isteği artıyor.
“DAYIM KABUL ETMEDİ” Londra’dan dönünce dayım ne yapmak istediğimi sordu. O zaman en havalı iş Pegasus’ta çalışmaktı ve ben de “Pegasus’ta çalışabilirim” dedim. O da “Oturmuş bir sistem var bize ne katacaksın” diye sordu. Ailede hiç yapılmamış bir işe liderlik edebileceğimi söyledi. Bu konuşma hayatımdaki önemli konuşmalardan biri oldu. Benim bildiğim iş gayrimenkuldü ve bu işe liderlik etmek istedim.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz