8-10 şirket sektörden çıkabilir

TEB Faktoring Genel Müdürü ÇAĞATAY BAYDAR, Hem pazarda hem şirket rakamlarında yüzde 30'luk büyüme öngörüyor.

1.02.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
8-10 şirket sektörden çıkabilir

Türkiye'de irili ufaklı 85 faktoring şirketi var. Bunların 65'i Faktoring Derneği'ne üye. Pazardaki rekabet ise büyük çoğunluğu banka ortaklığı olan ilk 10 şirket arasında sürüyor. 5 milyar dolarlık iş hacminin yüzde 70'ini de yine bu şirketler paylaşıyor. TEB Faktoring Genel Müdürü Çağatay Baydar, 2010 yılının sektör açısından son derece başarılı geçtiğini söylüyor. "2010'da pazardaki toplam işlem hacmi yüzde 106 büyüdü. Pazar büyüklüğü yaklaşık 50 milyar dolara ulaştı. Müşteri sayısı ise 50 bin civarında" diye konuşuyor.
Baydar'ın öngörüsü, önümüzdeki birkaç yıl içinde bu rakamların 100 milyar dolar işlem hacmi ve 100 bin müşteriye ulaşabileceği yönünde. Diğer yandan faktoring şirketleri arasında rekabetin giderek arttığına dikkat çeken yönetici, sektörü yakın dönemde bir konsolidasyonun beklediği görüşünde. Baydar, "Bu düşük enflasyon ortamı ve düşük faiz oranları devam ederse, şirket sayısı kesinlikle azalacak. Küçük ölçekliler çekilecek. Çünkü kârlılıklar düşecek ve birçok şirket için artık sürdürülebilir bir ortam olmayacak. Oyuncu sayısında en az yüzde 10'luk bir azalma bekliyorum" diye konuşuyor.
TEB Faktoring pazarda özellikle ihracat tarafında oldukça güçlü ve iddialı. Aldığı uluslararası ödüllerle de bunu kanıtlıyor. Çağatay Baydar, yeni dönemde de ihracata odaklanmış, bu alanda ihtisaslaşmış bir şirket olmaya devam edeceklerini söylüyor. TEB Faktoring Genel Müdürü Çağatay Baydar ile faktoring sektörünün performansını, gelecek beklentilerini ve TEB Faktoring'i konuştuk.

Capital: Faktoring sektörünün hacmi ne kadara ulaştı? Toplam müşterisi sayısı, büyüme hızı ne düzeyde?
-2010'un 9 aylık rakamlarına göre sektörde, geçen yıla göre yüzde 106'lık bir büyüme gördük. 9 aylık hacim 35 milyar dolardı. Bunun yüzde 90 gibi büyük bölümü iç piyasa işlemlerinden geldi. Toplamda ise 2010 yılında 45-50 milyar dolarlık bir hacim gerçekleştiğini hesaplıyorum. Bunun yüzde 10'luk kısmı, yani yaklaşık 4,5-5 milyar doları ihracat işlemlerinden geldi diyebiliriz. Bahsettiğim yüzde 100'ün üzerindeki artış gerçekten sevindirici. Öncelikle sektörün daha büyük ve kapsamlı bir hale geldiğini, kurumsal şirketlerin faktoringi daha çok kullandığını gösteriyor. Artık faktoring sadece KOBİ'lere değil onlara da hitap ediyor. Ayrıca küçük şirketlerin de faktoring kullanma oranları arttı. Çünkü faktoring şirketleri kriz döneminde küçük şirketlere, KOBİ'lere destek oldu. Bunu sektörden biri olarak gururla söyleyebilirim. Sektördeki müşteri sayısı 2008 sonunda 35 bine kadar düşmüştü. Şu anda 50 binin üzerine çıkmış durumda.

Capital: 2011'e yönelik beklentileriniz nasıl? Bu yıl ne kadar büyüme öngörüyorsunuz?
-Bu yıl 2010'daki gibi bir büyüme olmayacaktır. Ama hem işlem hacmi hem müşteri sayısı bakımından yüzde 30'lar civarında bir büyüme bekliyorum. Yani 65 milyar dolarlık işlem hacmi ve 65 bin civarında müşteri sayısına ulaşırız. Faktoring çok sihirli bir güç. Çünkü ticareti finanse ediyor. Kredilendirilebilen her türlü alacak, faktoringin kapsamına giriyor. O nedenle ticaret olduğu sürece, Türkiye ekonomisi büyüdüğü sürece pazar da büyüyecektir.

Capital: Faktoringde şubeleşme bugüne kadar çok yaygın değildi. Şimdi şubeleşme eğilimi var. Sektördeki gelişim, bundan sonra nasıl olacak?
-Sektörde iki farklı yapı var. Biri bizim gibi bir banka grubuna dahil olan şirketler. Diğeri de bağımsız olanlar. Banka grubunda olanların banka şubelerini kullanabilme avantajı var. Artık müşterinin ayağına gitmek önemli. Dolayısıyla faktoring şirketlerinin de şubeleşmesi, bölgeleşmesi ve varlıklarını Türkiye'nin her yerinde gösterebilmeleri büyük önem taşıyor. Çünkü KOBİ sizi yakınında görmek istiyor. İnsanlar size çekini, faturasını teslim etmek için yüz yüze görüşmek istiyor. Önümüzdeki dönemde bu trendin artarak devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.~

Capital: Peki sektördeki rekabet nasıl gelişiyor?
-Dernek üyesi 65 şirket var. Ama toplam şirket sayısı 85 civarında. Büyük hacim yapan ilk 10 firma pazarın yüzde 70'ine hakim. İlk 10 şirketin çoğu banka gruplarına ait. Sektörde hacimler artıyor ama verimlilik düşüyor. Faiz ve enflasyon son 40 yılın en düşük oranlarına indi. Bu da verimliliği azalttı. Türkiye'de finans ve faktoring sektörü Avrupa ve ABD normunda bir çalışma sistemine oturmak zorunda. Yani hacimler artmalı, aktifler büyümeli. Pastayı büyütmeliyiz. Bugün sektördeki tüm şirketler topyekun çalışarak pazarı büyütmeye, müşteri sayısını artırmaya odaklanıyor. O nedenle de çok ciddi bir rekabet var. Artık büyük hacim, büyük aktif toplama ve düşük kârlılık ortamına girdik. Rekabet de bu yönde gelişmeye devam edecek.

Capital: Oyuncu sayısında yeni dönemde değişiklik öngörüyor musunuz? Banka ortaklı şirketler ağırlığını koruyacak mı?
-Tabii ki banka ortaklı olan oyuncuların pazardaki ağırlığı sürecek. Her zaman sektörde lokomotif görevini üstlenecekler. Oyuncu sayısında ise önemli değişiklikler olacağını öngörüyorum. Özellikle bu düşük enflasyon ortamı ve düşük faiz oranları devam ederse, şirket sayısı kesinlikle azalacaktır. Küçük ölçekli çalışan birçok şirket pazardan çekilecektir. Yakın dönemde sektördeki şirket sayısında en az yüzde 10'luk azalma bekliyorum.

Capital: Uzun vadede 100 milyar dolar hedefi vardı, bu hedefe ne kadar yaklaşıldı?
-100 milyar dolar hedefi sektör için uzun vadeli bir hedef değil aslında. Orta hatta kısa vadeli diyebiliriz. Şu anda zaten bu rakamın yarısına ulaşıldı. Bu büyüme hızıyla 2014 yılında 100 milyar dolar hacim ve 100 bin müşteri hedefine ulaşacağımıza inanıyorum.

Capital: TEB Faktoring ihracat tarafında güçlü. Bu alanda pazar nasıl gelişiyor?
-2010'un 12 aylık ihracat faktoringi rakamlarına baktığımızda 2009'a kıyasla artışın yüzde 55 olduğunu görüyoruz. Bu çok iyi bir rakam. Türkiye, Çin ve Tayvan'dan sonra en fazla ihracat faktoringi kullanan ülke. Bu artış 3 milyar dolarlık garantili ihracat anlamına geliyor. Ama ben tanıtım sıkıntısı yaşadığımızı düşünüyorum. Türkiye'nin ihracatının yüzde 60'ı açık hesap. Yani 112 milyar dolarlık ihracatın 60-65 milyar doları garantisiz, teminatsız yapılıyor. Bizim ihracatçımız geceleri uykusuz kalıyor ama faktoring şirketine gelmiyor. Demek ki yeterince anlatamamışız. Özellikle ihracatçı firmaların, faktoringin, riski alan, alacaklara teminat veren bir ürün olduğunu kavramaları çok önemli.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz