Finanstan sıkı takip

Sigorta, BES, Faktoring ve Leasing'in hedefinde ne var?

10.10.2014 21:52:580
Paylaş Tweet Paylaş
Finanstan sıkı takip
Banka dışı finansta, rekabet bazı alanlarda yoğunlaşmış durumda. Sigortada en büyük yarış, büyük projelerde yaşanıyor. Altyapı, 3. havalimanı, büyük emlak projeleri sigorta şirketlerince yakın takibe alınmış durumda. Leasingde sat-geri kiralanın yarattığı rüzgar sürüyor.

Bu yıl OSB’lerde sat-geri kirala işlemlerine izin verilmesiyle birlikte leasing şirketleri OSB’lere kamp kurmuş durumda. Faktoring şirketleri ihracatcı şirketleri kapmaya çalışıyor. BES’te ise 193 vakıf ve sandık, şirketleri oldukça heyecanlandırıyor.

Büyük proje ve yatırımlar, sadece ilgili olduğu sek-B törü değil yarattıkları büyük primlerle sigorta sektörünü de çok ciddi şekilde etkiliyor. Örneğin geçtiğimiz yıl hızlı tren ve 3.köprü projelerinin sigortaları için kıyasıya bir yarış yaşandı. Yine geçen yılın şubat ayında Anadolu Sigorta ve Eureko Sigorta, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu projesini 6 milyar dolara sigortaladı.

Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yazılan en yüksek primli poliçe olarak öne çıkıyor. Bu projenin riskini alanlardan Anadolu Sigorta’nın genel müdürü Musa Ülken, “Bu tip büyük projeler için düzenlenen poliçeler, prim üretiminde sigorta şirketlerine çok anlamlı katkıda bulunuyor. Hatta proje hacmine bağlı olarak prim üretim sıralamasını dahi değiştiriyor” diyor.

Ayrıca büyük projeleri sigortalamanın sektörde prestij getirdiğini de belirtmek gerekiyor. Bu projelerin kârlı olduğu için şirkete finansal anlamda da katkı sağladığını vurgulayan Axa Sigorta CEO’su Cemal Ererdi, risk nedeniyle bu projelerde gidilen yolu şöyle aktarıyor: “Gerek sermayenin doğru kullanılması gerekse güvenli reasürans plasman sınırlamaları, bu projelerin yavaş yavaş şirketlerce tek başına sigortalanmasına imkan vermeyecek” diyor. ~

2012 yılında Marmaray Projesi de bu mantıkla Türkiye ve dünyadan 30 sigorta şirketi tarafından birlikte sigoıtalanmıştı. Yöneticilere göre bundan sonra da büyük rakamlı yatınmlann sigortalanmasında çok sayıda Türk sigorta şirketinin projeyi birlikte aldıkları görülecek.

EN GÖZDE PROJE
Peki sektör bu yıl hangi projelere göz dikti? Bu yıl içinde sigortalanması söz konusu olan 3- Havalimanı projesi bunlardan biri. Tüm sigorta şirketi yöneticileri, bu projeyle ilgilendiklerim söylemekten çekinmiyor. Ayrıca Musa Ülken’in değindiği gibi kentsel dönüşüm kapsamında büyük ölçekli konut projeleri de gündemde.

Ülken, “Nükleer enerji santrallerinden petrokimya tesislerine kadar pek çok farklı yatırımın, önümüzdeki dönemde proje safhasına geçmesi gündemde. Amacımız, bu projelerin sigorta teminatı altına alınmasında katkıda bulunmak” diyor. Kentsel dönüşümde özellikle Ankara’da ve İstanbul’da Kadıköy, Okmeydanı ve Zeytinburnu’nda yapılacak büyük montanlı projeler üzerinde duruluyor.

Eureko Sigoıta, 2012 yılında Marmaray Projesi, Kadıköy - Kartal, Otogar - Bağcılar, Üsküdar-Çekmeköy metro hatları ve Boyabat Barajı’m sigortalayarak bu alanda iddialı olduğunu gösteren oyunculardan. Eureko Sigorta Teknik Genel Müdür Yardımcısı Süha Çele, “Büyük enerji ve altyapı yatırımları, her zaman sektörün peşinde olduğu gözde projeler.

Bu alandaki yatırımlar, sektör tarafından yakından takip ediliyor. Şu an en gözde proje 3. havalimanı inşaatı. Biz ise enerji, konut-hastane-ofis inşaatları, köprü, yol, altyapı projeleri olmak üzere pek çok büyük projede yer alarak mevcut havuzumuzu genişletmeyi hedefliyoruz” diyor.~

OSB YARIŞI
Leasing sektöründe, son iki yılın yıldız ürünü sat-geri kirala. Sektör tüm büyüme planlarını, bu ürün üzerine yapıyor. Finans Leasing Genel Müdürü Murat Alacakaptan, uygulamanın ilk yılı olan 2013’te sat-geri kirala işlemlerinin toplam hacmin yüzde 14,7’sini oluştururken bu yılın ilk 3 ayında bu oranın yüzde 25’e ulaştığını belirtiyor. Deniz Leasing Genel Müdürü Kahraman Günaydın, birinci çeyrek itibariyle sat-geri kirala işlemlerinin 411 milyon dolar işlem hacmini yakaladığını açıklayarak yılrn sonunda bu rakamın 2 milyar dolara ulaşmasını bekliyor.

Firmaların fonlama ihtiyaçları için kolaylık yarattığı için küçük ve büyük ölçekli her şirket tarafından istenen ürün haline gelen sat-geri kiralanın, 2014 Şubat’ında organize sanayi bölgeleri içindeki taşınmazlar için de uygulanması mümkün hale geldi. Bu gelişmeyle son 6 aydır leasing şirketleri, OSB’leri yakın takibe aldı.

Türkiye’de 270 adet OSB’de toplam 60 binin üzerinde şirket mevcut. Tabii OBS’ler arasında altyapısı tamamlanmış, lojistik olarak kolay ulaşılabilen ve doluluk oranı yüksek olanlar öne çıkıyor.

HERKESİN HEDEFİ FARKLI
Yapı Kredi Leasing Genel Müdürü Özgür Maraş, “Türkiye’de sayı olarak en çok OSB’nin olduğu iller Gaziantep, İstanbul ve İzmir. Biz buralarda zaten çok aktifiz, şubelerimizle çalışıyoruz” diyor. Aklease Genel Müdürü Tuncer Mutlucan, “Bütün OSB’lere yakın ve eşit mesafedeyiz” derken Ziraat Leasing Genel Müdürü Sinan Çevik ise leasing sektörünün öncelikli olarak İstanbul’daki OSB’ler üzerine yoğunlaştığını belirtiyor.

Finans Leasing Genel Müdürü Alacakaptan, “OSB’lerde büyümek öncelikli hedeflerimiz arasında” açıklamasında bulunuyor. Deniz Leasing Genel Müdürü Günaydın, “Doğal olarak tüm OSB’ler ilgi alanımız içinde. OSB ayrımımız yok, nerede olursa olsun doğru iş ve müşteriyle büyümeyi hedefliyoruz” şeklinde konuşuyor.

Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen ise sektör için en gözde ve öne çıkan OSB’leri Gebze, Çerkezköy, Gaziantep, Denizli, Kahramanmaraş, Antalya, Konya, Manisa ve Ankara Sincan olarak sayıyor. “Bu gözde OSB’lerde finansmanda aktif olmak bizim için önemli” diyen Gökmen, bu amaçla neler yaptıklarını da şöyle aktarıyor:~

“OSB tarafında daha hızlı olmak için satış ekibimizle OSB’lere sık sık ziyaretler yapıyoruz. Hızlı olmak için ekspertiz değerlerini sürekli güncelliyor ve OSB’de yer alan firmalara ürünün ne olduğunu vergisel avantajlarını anlatan elektronik posta çalışmaları gerçekleştiriyoruz”

FAKTORİNGDE BÜYÜME İHRACATTA
İhracatta ise farklı bir tablo söz konusu. İlk olarak 1990’da yıllık 100 milyon dolar işlem hacmiyle başlayan ihracat faktoring işlemleri, 2013 sonu itibarıyla 7,9 milyar dolara ulaştı. “Türkiye olarak muhabirli ihracat fak-toringinde çok güçlü konumda bulunuyoruz, Çin’den sonra 2’nci sıradayız” diyen Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Osman Zeki Özger, bu yılın ilk 3 ayında da 2013’ün ilk çeyreğine göre yüzde 11 artışla 2 milyar dolara ulaştığını açıklıyor. Özger, bu yılın yüzde 15’lik artışla 9 milyar dolar hacimle kapatılacağını öngörüyor.

İhracatta gözde sektörler, doğal olarak ihracatın dağılımına göre şekilleniyor. Finans Faktoring Genel Müdürü Nergis Ayvaz Bumedian, “Toplamda 100 ürün grubunda ihracat gerçekleşiyor ve yüzde 50’si ara mamul ihracatında. Faktoring hacminde tekstil, metal ana sanayi, enerji-petrol ürünleri ve otomotiv sektörlerinin toplam hacmin yaklaşık yüzde 80’ini oluşturduğunu görüyoruz” diyor.

Bu dağılımın aynı şekilde sürmesi bekleniyor. Yapı Kredi Faktoring Genel Müdürü Coşkun Bulak da bu fikri destekliyor ve “Tekstil her zaman faktoringin gelişimine açık oldu, halen müşteri sayısı bakımından faktoringin en yaygın kullanıldığı sektör. Gelecek yıllarda da tekstilin gözde olmaya devam edeceği düşüncesindeyiz. Ulaşım araçları ve otomotiv yan sanayi sektörleri de aynı şekilde önemli olmaya devam edecek.” Deniz Faktoring Genel Müdürü Mustafa Şahan da bunların yanında bakır, alüminyum ve plastik sektörlerinin de ön plana çıkacağını belirtiyor.

POTANSİYEL DİREKT İŞLEMLERDE
Faktoring şirketleri gelecekte mal mukabili yani direkt ihracat işlemleriyle ve ihracatçı KOBİ’lerle büyüme planları yapıyor. Bugün Türkiye’nin 2013 yılında 152 milyar dolarlık ihracat hacminin yüzde 62’si, mal mukabili, yani direkt ihraç ediliyor. Faktoring şirketleri de henüz mevcut potansiyellerinin sadece yüzde 8’i ile bu başarıyı yakalıyor. Garanti Factoring Genel Müdürü Hulki Kara, “İhracat faktoringindeki potansiyeli görmek için ülke ihracatının ödeme şekillerine göre ayrımına bakmak lazım. ~

Mal mukabili işlemlerde ihracatçılara garanti, tahsilat ve finansman imkanı sunan ihracat faktoringinin toplam cirosunun 5 milyar dolara dahi henüz ulaşmadığını görüyoruz. Bu alanda faktoring şirketlerini çok büyük fırsatlar bekliyor. 2014’te burada büyümenin yüzde 20 olacağını düşünüyorum” diyor.

Bu işlemlerde de büyüme KOBİ tarafından gelecek. Nergis Ayvaz Bumedian, “2013 yılında toplam işlem hacmimizin henüz yüzde 4’ü, ihracat faktoringinden oluştu. Önümüzdeki yıl ihracat faktoringi hacminin minimum yüzde 10’a çıkmasını hedefliyoruz. Bu büyümeyi de özellikle Anadolu’da henüz ihracat faktoring ürün grubunu tanımamış olan KOBİ’lerle yapmayı hedefliyoruz” diyor. Coşkun Bulak da aynı kitleyi hedefliyor: “Uluslararası rekabette ön plana çıkma amacındaki tüm KOBİ ve kurumsal firmalara ihracat faktoring hizmeti sunmaya devam edeceğiz.”

KÂRLI SANDIK ARAYIŞI
Bireysel emeklilikte de bireysel katılımların maliyetinin yüksek olması ve şirketlerin yeni düzenlemelerle kâr baskısına girmesiyle sektör toplu katılım yapabilecekleri alanlara yöneldi. BES şirketleri için en önemli kazanımlardan biri de sandık ve vakıflar. Yalnız burada da her şirketin, her vakıf ve sandık için özel kâr çalışması yapması gerekiyor.

Hazine Müsteşarlığı’nda yaklaşık 500 bin üyeli, 10 milyar TL fon birikimi olan ve ilgili mevzuattan yararlanabileceği düşünülen 193 vakıf ve sandık mevcut. Bunların bazıları üye sayılarının yüksekliği nedeniyle potansiyel katılımcı sayısı olarak bazıları da emeklilik taahhütleri birikimlerinin büyüklüğü nedeniyle katkı payı ve fon büyüklüğü olarak cazip.

Ayrıca aktarım yapılabilecek tutarın yaklaşık 10 milyar TL olduğu düşünüldüğünde bu rakam sektörün fon büyüklüğünün 3’te 1’ine denk geliyor. AvivaSA Emeklilik ve Hayat CEO’su Meral Eredenk Kurdaş, özellikle aktif üye sayısı pasif üye sayısına göre daha fazla ya da dengede olan, yaş ortalaması daha genç vakıfların daha büyük potansiyeli olduğunu belirtiyor.~

BNP Paribas Cardif Türkiye Genel Müdürü Cemal Kişmir, “Emeklilik şirketlerinin peşinde olduğu vakıf ve sandıklar, dernekler ve yardımlaşma sandıkları içinde yer alan biriktirme ve emeklilik fonları ve barolar, birliklerle vakıf üniversitelerinin vakıfları oluyor. Aynı şekilde banka sandıklarından SGK’ya devir sonrası aktarım yapacak kurumlarla emeklilik taahhüdü olan uluslararası kuruluşlar da bu kesime dahil” diyor.

Asya Emeklilik Genel Müdürü Türker Gürsoy, bu noktada uyarıyor: “Vakıf ve sandıklardan aktarımda her biri için ayrı kârlılık çalışması yapmak gerekiyor. Şirketler kârlı görmedikleri aktarımı yapmayacak” diyor. Burada emeklilik döneminde ömür boyu maaş ödenmesinin yanında sağlık harcamaları ve benzeri taahhütlerde bulunan emeklilik sandıkları BES şirketleri tarafından ilgi görmüyor.

Garanti Emeklilik Genel Müdürü Cemal Onaran da farklı bir bakış açısı getiriyor: “Emeklilik şirketleri, üyelerin çok olduğu vakıf ve sandıklarla çalışmak istese de zaman zaman kârlılık fizibilitesi yapmadan aktarım almak istiyor. Çünkü bu aktarımlarla gelen toplu fon girişleri kadar prestij de önemli.”

MEHMET BOSTAN / VAKIF EMEKLİLİK GM
BES NASIL İVME KAZANACAK?
KURUMSAL ÖNEMLİ

BES’in hedeflenen düzeye gelebilmesi için kurumsal katılımların artması gerekiyor. 2012 itibariyle kurumsal katılım oranının İngiltere’de yüzde 89, Finlandiya’da yüzde 80, Avustralya’da yüzde 70 ve Hollanda’da ise yüzde 69 olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ise bu oran, sadece yüzde 4 civarında. Dolayısıyla kurumsal katılım düzeyi ülkemizde halen düşük seviyelerde. 2014’te 53 bin yeni kurumsal katılım oldu. Yılın sonunda kurumsalda yeni katılımların toplamda payı yüzde 10’u bulur.~

GÖZDE ALANLAR
İşe girişlerde çalışanın zorunlu olarak BES’e katılmasını sağlayacak “otomatik katılım”, çok önemli bir adım olacak. Kurumsal katılımda gözde alanlar, organize sanayi bölgeleri ve kurumsallaşma adımlarını tamamlamak üzere olan ticari ve kurumsal firmalar. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde 18-56 yaş grubuna, 4 milyon kişinin iş hayatına katılacağını düşünürsek otomatik katılımla sistemin çok önemli bir ivme yakalayacağı görülüyor.

SERHAT SÜREYYA ÇETİN/ GÜNEŞ SİGORTA GM
"GÜÇLÜ REASÜRANS YAPISI ÇOK ÖNEMLİ"
SINIRLI KALMAMALI

Büyük projelerin sigorta alımlarının sadece inşaat dönemiyle sınırlı kalmaması ve işletme döneminde de devam etmesi, kalıcı bir üretime ve pazar payına karşılık geliyor. Bu faktör, büyük proje ve yatırımların sigortalanmasını oldukça cazip kılıyor. Diğer taraftan elbette büyük bir riski de üzerlerine alıyorlar.

RİSKLERE DİKKAT
Burada en önemli konu, sigortanın yatırıma dair risklerin hepsini kapsaması, en ufak riskin dahi gözden kaçmaması ve bunun için doğru teminat yapısının oluşturulması. Yatırımların ölçeği itibarıyla ciddi bir “reasürans ihtiyacı ve de kullanımı” mevcut. Olası hasar durumlarında sigorta sorumluluklarının yerine getirilmesi en hassas konu. Bu nedenle bu tip büyük projelerin sigortalanmasında reasürans yapısının güvenli bir yeterlilikte olması bizim için birincil önem taşıyor.

DENEYİMLİ VE İDDİALIYIZ
3. havalimanı projesinin ilgimizi çok çektiğini söyleyebilirim. Sigorta işlemlerinin bu yıl içinde tamamlanmasını bekliyoruz ve bu projeye güvence sunmak için hazırız. Ayrıca enerji ve ulaştırma alanında gerçekleşen projelerde son derece deneyimli ve iddialıyız. Bunun yanı sıra yeni bir alan olan güneş enerjisi yatırımları için de çalışmalarımız bulunuyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz