Hisse oranını azaltın

Seçimler öncesi ralli beklentisi özellikle yaşanan yurtdışı olumsuzluklarla birlikte geri plana atıldı.

1.06.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hisse oranını azaltın

Endeks, 70.000'lerden 62.000 seviyelerine gevşedi. Yurtdışına bağlı olarak aşağı hareketlerin 58.000 ana desteğine kadar sürebileceğini söyleyen İnfo Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi MURAT KAYACAN, "Bu seviyelerde kademeli alım öneriyorum. Ancak yaz döneminde kredili işlemlerden uzak durulmalı ve kârdaki hisselerde realizasyon yapılmalı" diyor. Türkiye'nin istihdam, cari açık gibi bazı makro sorunları olsa da özellikle 2010 yılının son çeyreğinde gelen yabancı fonlar, 2011 için umut verici nitelikteydi. Seçim süreci öncesinde ralli beklentisi vardı. Ancak AB'de Yunanistan başta olmak üzere İtalya, İspanya ve Portekiz'deki olumsuz gelişmeler, global piyasaları olduğu gibi İMKB'yi de olumsuz yönde etkiledi. Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi'ndeki (MENA) gelişmeler sonrasında Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgeye gelen yabancı fonlar, hızla bu bölgelerden çıktı. Bu gelişmeler sonrasında 12 Haziran'da Türkiye'de yapılacak genel seçimlerde İMKB'de beklenen yukarı yönlü ralli hareketi yerini satış dalgasına bıraktı. Endeks, 70.000'lerden 60.000 seviyelerine doğru gevşedi. İMKB'deki yabancı payının yüzde 67'lerden yüzde 63'ün altına gerilediği görüldü. Dolar kuru 1,52'den 1,60'ları test etmeye başladı. Gösterge faiz tekrar yüzde 9 seviyelerinin üzerini zorladı. Bundan sonra yaşanması beklenen süreci, 2011'in işlem hacmi bazında dikkat çeken kurumlarından İnfo Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi ve İnfo Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacan'a sorduk:

Capital: 2011'in ilk beş ayını değerlendirir misiniz? Piyasalar nasıl bir süreç yaşadı?
- Türkiye son iki yıl içinde ekonomik anlamda ciddi boyutta bir büyüme gösterdi. Gelen ekonomik verilerin bir çoğu gelişen piyasalar içinde Türkiye'nin yatırımcılar açısından ne kadar önemli olduğunu da teyit eder şekildeydi. Her ne kadar sanayi üretim rakamları, istihdam verileri ve cari açık konuları, Türkiye'nin problemleri arasında yer alsa da özellikle 2011'e girerken yabancı fonlar Türkiye'ye ilgi gösteriyordu. 2011'de de seçime rağmen, 2010'a benzer şekilde yukarı hareketlerin sürmesi bekleniyordu. Ancak İMKB için piyasaların beklediği bu gelişme ne yazık ki gerçekleşme fırsatı bulamadı.

Capital: Yükseliş beklentisinin gerçekleşmemesinin nedenlerini anlatır mısınız?
- Öncelikle Avrupa Birliği ülkelerinden başta Yunanistan olmak üzere İspanya ve Portekiz'deki olumsuz gelişmeler global piyasaları olduğu gibi İMKB'yi de olumsuz yönde etkiledi. İlk olarak bu ülkelere verilecek yardım paketleri piyasaların ateşini bir nebze almış olsa da geçen zaman içinde bahsi geçen bu ülkelerin ekonomilerinde beklenen düzelmelerin gerçekleşmemesi olumlu beklentilerin yerini kaygıya ve endişeye bıraktı. Geçen yıl 158 milyar dolarlık kurtarma paketi yetmeyen Yunanistan için 85 milyar dolarlık ek yardım verilmesi talep ediliyor. Kredi derecelendirme kuruluşu Standart and Poor's Yunanistan'ın kredi notunu BB'den BC'ye indirdi. İspanya'ya baktığımızda ise durum fazla bir değişiklik göstermiyor. Bu ülkede 2010 yılında işsiz sayısı 4,7 milyon kişiye ulaştı. Yani oransal olarak baktığımızda işsizlik yüzde 20,33'e kadar çıkmış durumda. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, İspanya'nın kredi notu görünümünü durağandan negatife indirdi. Ayrıca İspanya'nın dış borç yükünün de çok yüksek olması AB'nin kaygılanmasının bir diğer nedeni. Portekiz'de global krizden nasibini alan ülkeler arasında. Bütçe açığı GSYH'nin yüzde 8,6'sı seviyesinde. Ülkede kemer sıkma tedbirlerinin parlamentoda kabul edilmemesi Başbakan Jose Socrates'i istifa ettirdi. İşte Avrupa'daki bu gelişmeler, bölgenin komşusu Türkiye'yi de olumsuz yönde etkiledi.~

Capital: Burada İMKB'nin performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu olumsuz gelişmelere rağmen ayakta kalmaya devam eden İMKB'yi bölgemizdeki komşu ülkelerin siyasi gelişmeleri etkisi altına aldı. Lübnan'da başlayan daha sonra Tunus ve Mısır'da devam eden, akabinde Libya'ya sıçrayan halk ayaklanmaları ve demokratikleşme süreci, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgeye gelen yabancı fonların hızla buralardan çıkmasına sebep oldu. Bu gelişmeler 12 Haziran'da Türkiye'de yapılacak genel seçimlerde İMKB'de beklenen yukarı yönlü ralli hareketini kırarak yerini satış
dalgasına bıraktı.

Capital: Seçim öncesi piyasa, yakaladığı olumlu havayı kaybetti mi? Yine de seçim öncesi ralli bekliyor musunuz?
- Seçimlerden önce piyasalar özellikle bu yılın ilk aylarındaki olumlu havayı kaybetmiş durumda. AB'deki sorunlu ülkeler, MENA Bölgesi'ndeki gelişmeler, Japonya'daki felaket ve son olarak emtia piyasalarında altın ve petrol olmak üzere hızla yukarı giden trend hareketleri, başta global borsalar olmak üzere İMKB'nin fi-yatlanmasında etkisini sürdürüyor. Her ne kadar İMKB'de yabancı payı yüzde 60'ın üzerinde de olsa son dönemde gelen yabancı satışları, endeksin aşağı yönlü hareketini tetikledi. Ocak ayında İMKB endeksi 69.725 seviyelerini gördükten sonra seçimle ilgili beklentilerle birlikte mayısın ilk haftası 70.335 puana kadar yükselmesine rağmen bu yukarı yönlü ralli hareketi sınırlı kalarak yerini sert düşüşlere bıraktı. Her ne kadar yerli ve yabancı yatırımcı seçimde ekonomik ve siyasi istikrarı fiyatlandırmaya çalışsa da diğer global veri ve gelişmeler Türkiye'deki gelişmeleri ikinci plana attı.

Capital: Seçim öncesi ve sonrası kısa vadeli süreçte yatırımcı nasıl hareket etmeli?
- Genel seçime sayılı haftaların kaldığı şu kısa süreç içinde İMKB yatırımcılarına mümkün oldukça kredili işlemlerden uzak durmalarını, kârlı oldukları hisselerde realizasyona gitmelerini ve endeksin önemli destek seviyesi olan 59.000'li seviyelere doğru yeniden alıma geçmelerini tavsiye edebiliriz. Yukarı hareketler, yaz aylarında sınırlı olacaktır. Yeniden 70.000 seviyelerini yakalamak zor. Şayet mevcut portföylerindeki hisse senetlerini boşaltamadıklarını da düşünürsek o zaman da VOB'da mevcut portföylerinin tersi pozisyon açarak zararlarını minimize etmelerini önerebiliriz. Şu anda nakitte olan orta ve uzun vadeli yatırımcılar içinse en
iyisinin bekle-gör politikası olacağını düşünüyorum.

Capital: Yaz aylarında piyasaların takip edeceği konular neler olacak?
- Bunu iki bölüme ayırmak gerekiyor. Birinci bölüm yurtdışı gelişmeler. Öncelikle AB'nin sorunlu ülkelerinin bütçe açığı, istihdam verileri, kredi notu görünümleri ve olası ek yardım paketleri izlenecek. İtalya ve İngiltere'den gelecek olan ekonomik veriler de piyasalar için önemli olacak. ABD verileri ile FED'in alacağı kararlar, yine global piyasalarda etkileyici rol üstlenecek. Göz ardı edemeyeceğimiz bir konu da bölgemizdeki siyasi hareketler olacak. Hem sıcak para hareketleri hem emtia fiyatları açısından bu bölgedeki gelişmeler önemli.

Capital: Yurtiçinde neleri izleyeceğiz?
- Seçim sonrası Türkiye'nin yeni hükümeti ve alacağı ekonomik ve siyasi kararlar önemli olacak. Ancak yönetime kim gelirse gelsin uğraşacakları ilk konu, hızla büyüyen cari açık meselesi. Yılın ilk 3 ayında 22,5 milyar dolar seviyesine ulaşan cari açık için en büyük sıkıntı, bu açığın büyük bir kısmının sıcak para hareketleriyle fonlanıyor olması. Yurtiçinde takip edilecek diğer önemli veriler ise enflasyon oranları, istihdam verileri, PPK toplantı tutanakları ve MB'nin faizlerle ilgili alacağı kararlar olacak.~

Capital: Yaz aylarında yatırımcı nasıl bir portföy oluşturmalı?
- Yaz aylarına gireceğimiz şu dönemde yatırımcıların yatırım profilleri nasıl olursa olsun kredi kullanım oranlarını azaltmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü önümüzdeki dönemde özellikle yurtdışından gelecek olan verilerin beklentilerin altında gelmesinin yüksek olasılıkta olması tedirginliği artıracaktır. Bu yüzden yaz dönemine yüzde 40 hisse, yüzde 30 tahvil-bono, yüzde 10 döviz ve yüzde 20 emtia piyasalarından ürünlerlegirmelerinin mantıklı olacağını düşünüyorum. Bunlar içinde altın ön planda yer alıyor.

Capital: Döviz piyasasında beklentileriniz nedir? Yatırımcıya ne tavsiye edersiniz?
- Türkiye'de artık yatırımcılar dövizle ilgili yatırımlarında daha bilinçli hareket ediyor. Artık ya korunma amaçlı ya da kısa vadeli döviz hareketlerini tercih ediyorlar. Seçim öncesinde dolar yukarı yönlü hareketini devam ettiriyor. Mart ayı başında görülen 1,61 dolar/TL ilk hedef. Seçim döneminde de bu seviyelere yakın oluruz. Her ne kadar bazı ekonomistler kısa dönem içinde dolar/TL paritesinde 1,70lik seviyeleri beklese de kısa vadede 1,65 seviyelerinin direnç olacağı düşüncesindeyim. Euro/TL paritesinde ise gelişmeler doların Euro karşısında değer kaybetmesiyle birlikte yukarı yönlü hareketinin devam edeceğini gösteriyor. Her ne kadar mevsimsel etkinin ön plana çıktığı bir dönem yaşasak da ülkeden çıkan sıcak paranın dövizdeki beklentiyi yukarı yönde tetiklediğini söylemek de yanlış olmaz.

Capital: Faiz piyasasında yatırımcılara tavsiyeniz ne olur?
- Faizler yılın ilk ayında gördüğü yüzde 6,7'lik dip seviyelerin çok uzağında. Bu yukarı yönlü hareketin sebepleri içinde ise son dönemde Merkez Bankası'nın gerçekleştirdiği munzam karşılıklardaki artışın devam etme olasılığı yer alıyor. Seçimlere yaklaştığımız şu son dönemde ise faizler yüzde 9'un üzerine çıktı. Türkiye'de yapılacak genel seçimler sonrasında hangi hükümet gelirse gelsin ekonomiyi soğutmak amacıyla bazı radikal ve sert kararlar alabilir. Bu yüzden faiz oranlarında ve döviz kurlarında sınırlı da olsa yeni seviyelerin test edilmesi mümkün.

Capital: Emtia piyasalarındaki beklentileriniz neler?
- Emtia piyasaları, özellikle son dönemde yatırımcılarını alternatif yatırım araçları içinde en çok memnun eden kısımda yer aldı. Özellikle altın, gümüş ve petrol yatırımcıların en çok tercih ettiği ürünler oldu. Son dönemdeki kriz hareketlerine bakıldığında piyasalardan uzaklaşan paranın ağırlıklı olarak altına yöneldiği görülüyor. Bu, yalnızca ülkemizde değil yurtdışı piyasalarda da bu şekilde gerçekleşiyor. Son dönemde bazı ülke merkez bankalarının da ellerindeki dolarları altına çevirdiklerini biliyoruz. Bunun en son örneği Meksika'nın, piyasadan 100 ton altın çekmesi olarak gösterilebilir. Yaklaşık 4,2 milyar dolar olan bu alımın arkasında Rusya ve bazı Uzakdoğu ülkelerinin de piyasadan altın çekmesi olduğunu görüyoruz. Şu an altının onsu 1.500 dolar seviyelerinde olmakla birlikte yılın son çeyreğinde yeni rekorlara gitme olasılığı var.

Capital: Artan halka arzlardan hisse alımını tavsiye ediyor musunuz?
- Son dönemde çok sayıda kurum halka arz için başvurdu, kimi de halka açıldı. Ağırlıklı olarak gayrimenkul yatırım ortaklıklarını gördüğümüz bu halka arzlarda, şirketlerin özellikle mali yapıları iyi incelenmeli. Fiyat/kazanç oranı ile piyasa değeri/defter değeri oranı da hisse alımında önemli. Her şirketin halka arzının para kazandıracağını söylemek doğru olmaz. Her ne kadar halka arz edilmesi için gerekli şartları yerine getirseler de şirketin yönetimi başta olmak üzere faaliyet alanları ve projeleri de önemli. O yüzden konjonktüre bağlı olarak açılacak şirketin piyasanın rüzgarını da arkasına alması lazım.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz