Sorun büyür mü?

Bankalar, yeni kredi vermede dikkatli davranırken mevcut sorunlu kredilerini yeniden yapılandırma yoluna gidiyor...

12.05.2016 15:12:440
Paylaş Tweet Paylaş
Sorun büyür mü?
Garanti Bankası yeni Genel Müdürü Fuat Erbil, 2016 için önemli bir risk olarak sorunlu kredileri görüyor. Erbil, “Bu yıl aktif kalitesi önemli, sorunlu kredilerde trendin bozulmaması lazım. Bugün panik yapacak durumda değiliz. Ama sektörün sorunlu kredi oranı yumuşak bir artış trendinde” diye konuya dikkat çekiyor. Gerçekten de BDDK verilerine göre 2014 sonunda yüzde 2,75 olan sorunlu krediler oranı, 2015 yılında yüzde 3,1’e ulaştı. Aktif Bank Genel Müdürü Dr. Serdar Sümer, Türkiye’deki sorunlu kredilerin 2015 yılında yüzde 30 artış göstererek 48 milyar TL seviyesine geldiğini açıklıyor. Sümer, buradaki artışı “Aynı dönemde toplam kredilerdeki büyüme yüzde 20’ydi yani sorunlu krediler toplam havuzun büyüme hızına göre yüzde 50 daha hızlı büyüdü” şeklinde aktarıyor. Gerek komşu ülkelerle gergin ilişkiler gerek yurtdışı piyasaların etkisiyle iş dünyası ve dolayısıyla bankacılık, bu yıla iyi başlamış gibi görünmüyor. Sektörden adını vermek istemeyen bir üst düzey yönetici, yılbaşından bu yana kredilerini ödeyemeyen ve takibe düşen şirket sayısının hızla tırmandığını ve domino etkisiyle bu artışın sürmesinden korkulduğunu aktarıyor. Tabii burada kritik eşiğe ne kadar yaklaşıldığı ve esas tehlikenin hangi bankacılık alanlarından geleceği ana sorular olarak beliriyor.
KRİTİK ORAN NE?
Sorunlu krediler, her zaman yöneticilerin yakından izlediği göstergelerden; çünkü aktif kalitesini ve dolayısıyla kârlılığı olumsuz etkiliyor. İşte bu önemli oranın, bu yıl yukarı çıkacağı konusunda bankacılar hemfikir. Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi, sorunlu kredilerin artışının temelinde reel sektörün borçluluk oranlarının yüksek, buna karşın kârlılık oranlarının düşük olmasının yattığını da belirtiyor. Fibabanka Genel Müdürü Bekir Dildar, 2016 sonunda sorunlu kredilerin yüzde 3-4 arası bir rasyoya ulaşmasını bekliyor. Dildar’a göre bu oranın yüzde 5-6’ya çıkması kritik eşiği işaret ediyor. Yıl sonunda yüzde 3-3,5 arasında bir oran bekleyen Bank Pozitif Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hasan Akçakayalıoğlu, “Türkiye’de sermaye yeterliliği yüzde 15’in altına ve nominal kârlılık da çift hanelerin alt bandına geriledi. Bu durumda sorunlu kredilerde artış bankalar için çok can yakıcı olacak. Kritik eşik bence yüzde 4 civarında olacak” diye konuşuyor. Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi ise daha ihtiyatlı, “Sorunlu kredi oranlarında belki bir puan kadar artış olabilir ki bu da tolere edilebilir” sözleriyle görüşünü paylaşıyor.
 REKOR SEVİYE
Bankalar, sorunlu kredilerini varlık yönetim şirketlerine satabiliyor. Zaten bu satışlar olmasa danışmanlar takipteki kredi oranının yüzde 4’ün üstünde olacağını açıklıyor. Varlık Yönetimi Şirketleri Derneği Başkanı Hasan Tengiz, 2015’te bankaların varlık yönetim şirketlerine 2 milyar liralık batık kredi sattığını bildiriyor. Tengiz, “Yani satılan dahil geçen yılki tahsili gecikmiş alacak toplamı 13 milyar lira. Bu seviye bir rekor. Her yıl bankalar bu problemli kredilerinin yüzde 15 kadarını satıyor” diyor. Bu nedenle de danışmanlar, sorunlu kredi oranında tehlike eşiğini farklı belirliyor. Örneğin EY Türkiye Finansal Hizmetler Lideri Selim Elhadef, takipteki krediler için ayrılan karşılık giderlerinin toplam kredilere oranına odaklandıklarını söylüyor. Elhadef, “Çünkü bu oran sorunlu kredilerin gelir tablosu ve kârlılık üzerindeki etkisini açıkça gösteriyor. Türkiye’de bu oran, 2009 krizinde yüzde 2,5’e kadar yükselmişti. Devam eden yıllarda yüzde 1 civarındaydı ve 2015’i de yüzde 1,1’de bitirdi” diyor. 2016 sonunda takipteki kredilerin yüzde 4 seviyesine çıkacağını öngören eski bankacı ve danışman Derya Gürerk, bu noktada önemli bir gelişmeye dikkat çekiyor: “Varlık yönetim şirketleri de son dönemde iskonto oranlarını çok yükseltti. Eskiden sorunlu ticari kredileri alırken varlık yönetim şirketleri yüzde 20 ve üzeri iskontoyla alabiliyordu. Ama şimdi bu oran yüzde 10’lara yaklaşıyor” diyor.~EN TEHLİKELİSİ KOBİ’LER 
Asıl bu yıl hangi bankacılık alanında daha yüksek borç ödeme sorunu yaşanacağını öngörmek, bankalar için hayati önem taşıyor. Bu yıl KOBİ ve ticari kredilerin dönüşünde daha fazla sorun bekleniyor. Bekir Dildar, “Sorunlu kredilerdeki artış, KOBİ tarafında özellikle mikro ölçekli küçük firmalarda daha fazla olacak. Mali yapısı yeterince güçlü olmayan orta ölçekli ticari kuruluşlarda da sorunlu kredi rakamının geçen yıla kıyasla artmasını bekliyoruz” diyor. Peppers & Rogers Group Türkiye Müdürü Selim Uçer, “KOBİ’lerdeki zorlanma biraz daha yüksek olacak” diyor. Bu noktada Hasan Akçakayalıoğlu ve Selim Elhadef, bireysel kredilerde önemli bir yükselme beklemediklerinin altını çiziyor. Akçakayalıoğlu, “Bireysel krediler son 2 yıldır, kurumsal ve KOBİ kredilerinden çok daha düşük hızda büyüdü. Bu nedenle bireysel kredilerde yaşlanma etkisi gördük ve ileriye dönük olarak bu durum bireyselde nispeten daha düşük yeni sorunlu kredi yaratacak” şekilde görüş bildiriyor. Ancak Akçakayalıoğlu’na göre hem bu etki hem büyüme hızındaki düşüş, kurumsal ve KOBİ tarafı için kötü haber, yönetici KOBİ ve ticari bankacılık kredilerinde daha sorun çıkabileceğini öngörüyor. “Bireysel kredilerdeki takibe düşme oranının tepe noktasına ulaştığını düşünüyorum” diyen Selim Elhadef, sektörde vade ve aylık taksit özellikleri nedeniyle bireysel kredilerin takibe yansımasının daha erken olduğunu ancak kurumsal, ticari ve KOBİ kredilerinde takibe düşme oranlarının artmaya devam etmesinin muhtemel gözüktüğünü açıklıyor.
ATEŞ HATTINDAKİ SEKTÖRLER
Peki sorunlu kredilerin sektörel tablosu nasıl oluşacak? Son dönemde takipteki kredilerin en yoğunlaştığı alan, inşaat olarak öne çıkıyor. Ardından genel ticaret, tekstil ve perakende sektörleri de yüzde 3’ü aşan takibe dönüşüm oranlarına sahip. Danışman ve eski bankacı Mehmet Sönmez, gerek Rusya ile ilişkiler gerekse Avrupa kaynaklı iptaller nedeniyle 2015’te 35 milyar dolara yaklaşan turizm gelirlerinin bu yıl 25 milyar dolar gibi bir seviyede kalacağını öngörerek bankaların turizm şirketlerinin kredilerinde dikkatli olacaklarını düşünüyor. “Gerek ihracatçılar gerekse turizm firmaları banka kaynaklı kredi kullanımında oldukça aktif; bu sektörler bankaların yakın takibinde olacak. İnşaat sektörü, mevcut trendi devam ettirir” diye konuşuyor. Fibabanka Genel Müdürü Dildar, turizm, perakende, demir çelik ve emtia ticareti yapan firmalarla riskli ülkelere satış yapan imalat firmaların sorunlu kredilerinde artış beklediğini aktarıyor. Selim Elhadef, özellikle turizm, enerji ve lojistiği yakından takip etmenin önemli olduğunu düşünüyor. “Ayrıca Rusya, Irak ve Suriye gibi ülkelerle yakın ilişki içinde olan şirketlerin bankalar tarafından yakından izleneceğini düşünüyoruz” diyor.
BANKALAR SIKI ÖNLEM ALIYOR
Aslında Türk bankaları, 2015’ten bu yıla sorunlu krediler alanında gayet ihtiyatlı başladı. Orta büyüklükteki bir bankanın üst düzey yöneticisi, yılbaşından bu yana farklı bankacılık kredilerinin yeniden yapılandırılması için özel ekipler kurduklarını dile getiriyor. Mehmet Sönmez de sektörün 2016’da oldukça yoğun şekilde kredilerin yeniden yapılandırılmasıyla uğraşacağı görüşünde. Sektöre paralel olarak her banka, sorunlu kredi oranlarının bu yıl atacağını hesaba katmış durumda. Garanti Bankası için genel müdür Fuat Erbil, “2015 sonu itibariyle sorunlu kredi oranımız yüzde 2,7; 2016 sonunda yüzde 3’e çıkabilir” diyor. Türkiye Finans Katılım’ın da sorunlu krediler oranı yüzde 3’ün biraz üstünde. Genel müdür Osman Çelik, aldıkları önlemleri şöyle aktarıyor: “Burada bir yapılanmaya gittik. Hukuk ve tahsilattan sorumlu bir genel müdür yardımcılığı yarattık. Tahsilat süreçlerimizi iyileştirmek için ‘Collection ve Crush’ adlı bir program üzerine çalıştık, altyapı oluşturduk.” Yüzde 2,4 takipteki krediler rasyosuyla çalışan Albaraka Türk Katılım için de genel müdürü Yahşi, “2016’da bu oranı koruyabileceğimizi öngörüyorum. Bunun da yolları belli: Müşterinizi iyi tanımak, yakından izlemek ve kredinin her yenilenişinde, müşterinizi sanki yeni bir müşteriymiş gibi incelemek, analiz etmek” diyor.~“BİREYSEL KREDİLERDE SORUN SÜRMEZ”
SERDAR SÜMER / AKTİFBANK GENEL MÜDÜRÜ
NELER YAŞANABİLİR?

Geçmiş yıllara bakarsak en son 2008’de sorunlu kredi rasyosu yüzde 3,7’ye çıkmış ve 2009’da sorunlu krediler yüzde 5’i aşarak tavan seviyelere ulaşmıştı. Dolayısıyla bu yıl sorunlu kredilerin yüzde 3,5’in üzerinde gerçekleşmesi, negatif sinyal olarak düşünülebilir. Sektörde 2015, bireysel kredilerinde sorunlu kredi rasyolarının arttığı bir dönem oldu. İhtiyaç kredisinde yüzde 1, kredi kartlarında yüzde 2 artış gözlendi. Bu trendin ivmesinin azalacağını öngörüyorum. Bugün kişi başı kredi hacmi ve kart limitleri kontrol altına alındığından sorunlu bireysel kredi artışının devam etmeyeceğini öngörüyorum.
SEKTÖR BAZLI SIKINTI
Öte yandan asgari ücretlerde yapılan artış ve emekli maaşlarında yapılan düzenlemeler de sorunlu kredilere olumlu yansıyacak. 2015 yılında kurumsal, ticari ve KOBİ kredileri toplamında sorunlu kredilerde 6 milyar TL’ye yakın bir artış var. Ama bu, sorunlu kredi rasyosunda önemli bir artış oluşturmuyor. Ancak 2016’da bu portföylerde sektörel bazlı sıkıntılar olabilir. Tabii portföyünü risk odaklı dağıtan, sektörel ve segment bazında çeşitleyen bankaların sorunlu kredi artışından daha az etkilenmesi mümkün.

DÜNYADA DA DURUM PARLAK DEĞİL 
BÜYÜK PROBLEM 

Türkiye, Avrupa ile kıyaslandığında sorunlu kredilerde kötü bir yerde bulunmuyor. Oliver Wyman Türkiye ortaklarından Murat Abay, “Dünyada sorunlu kredilerin kriz sonrası dönemde bankacılığın başa çıkmaya çalıştığı en büyük problem olduğunu söylemek mümkün. Özellikle Avrupa ülkelerinde sorunlu kredilerin oranı yüksek. Gelişen pazarlarda da son yıllarda artış görüyoruz. İtalya’da bu oran, 2015 sonunda yüzde 18-19, Rusya’da yüzde 7-8 civarı oldu. Yunanistan’da ise yüzde 35’e ulaştı. Son birkaç yıldır bu ülkelerin sorunlu kredi oranlarının artış eğilimini görmek mümkün” diyor. 
ZOR YIL 
Bu yılın sorunlu krediler açısından birçok ülke için zor olacağını düşünen danışman Mehmet Sönmez ise şu yorumda bulunuyor: “Avrupa’da son 3 yıldır süren durgunluk, bankaların yeni kredi vermesini engelliyor. Bu da Avrupa bankalarının hisse değerlerinin düşmesini tetikliyor. Düşük kârlılık ve ekonomilerin büyüme hızları nedeniyle bu yıl da bankacılıkta önemli bir büyüme olmayacak. Bu ortamda Yunanistan, İspanya gibi ülkelerde sorunlu krediler yüksek seyrediyor.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz