Yabancılar gelecek mi?

Bankacılık, yabancı yatırımcıların gözde alanlarından. Ya finansın diğer kolları? 39 oyuncunun 25’inin yabancı olduğu elementer sigortada, yeniler bekleniyor. Finansman şirketlerinde de hareketlilik var, araştırma yapıyorlar. Ancak diğer alanlar için tablo parlak değil. BES’te daralan kâr marjları, son bir yıldır yabancıların ayağını kesti. Leasing ve faktoringde düşük kârlar ve bankaların hakim olduğu pazar nedeniyle ilgi yok.

23.07.2015 12:16:130
Paylaş Tweet Paylaş
Yabancılar gelecek mi?
Finans, yabancıların en gözde yatırım alanlarından biri… Öyle ki Türkiye’de bankacılıkta sermayedarları arasında yabancıların olduğu oyuncu sayısı 30’a yaklaştı. Sektörde 15 banka direkt yabancı sermayeli ve 6 özel bankada da yabancı sermaye iştiraki bulunuyor. 3 yabancı sermayeli kalkınma ve yatırım bankası faaliyet gösteriyor. En sonuncusu İtalyan Intesa Sanpaolo olmak üzere 6 yabancı banka da Türkiye’de şube açtı. Bankacılıktaki bu iştah, özellikle iştirakleri yoluyla finansın diğer alanlarına da yansıyor. Son 5 yılda en çok yatırımcı çeken sektörlerin başında finansal hizmetler geliyor. Finans ve sigorta faaliyetleri, 2014 yılında 1,5 milyar dolarlık yatırım aldı. Zaten sigorta ve BES tarafında şirket sayılarına bakıldığında yabancı oyuncuların ağırlığı da dikkat çekiyor. Ancak leasing ve faktoring kategorilerinde yabancı oyuncuların payı daha sınırlı kalıyor.
 İLGİ SÜRÜYOR MU? Sigortacılık, hem elementer hem hayat ve emeklilik alanlarında yabancı oyuncuların ilgisinin yüksek olduğu bir alan. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Ramazan Ülger, hayat dışı branşlarda aktif 39 sigorta şirketinde yabancı sermaye payı yüzde 50’nin üstünde olan oyuncu sayısını 25 olarak açıklıyor. Peki neden yabancılar bu alanda yoğun ilgi gösteriyor? Swiss Re’nin 2013 verilerine göre Türkiye’de kişi başına prim üretimi 166 dolar ve bu rakamın 143 doları hayat dışı sigorta branşlarından geliyor. Dünya ortalamasındaysa kişi başı prim üretimi 652 dolar. Ayrıca Türkiye 2013 yılı GSYH’nin yüzde 1,5’i kadar sigorta penetrasyonuna sahipken dünyada bu oran yüzde 6,3. Bu iki veriye dikkat çeken Ramazan Ülger, sigorta pazarı artık doyma noktasında olan gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’nin yabancı sigorta yatırımları için gelecek vadettiğine dikkat çekiyor. Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen de aynı fikirde. Gülen, “Özellikle Avrupa’da sektör artık küçülme eğilimine girmişken Türkiye’nin sahip olduğu özellikleriyle büyümeye açık potansiyeli yabancı yatırımcının iştahını kabartıyor” diye konuşuyor.
~
Allianz’ın sektör liderlerinden Yapı Kredi Sigorta’yı 2013’te satın alması da bu iştahın bir göstergesi. Bugün sektördeki yabancı oyuncuların pazardan aldığı pay yüzde 75’i geçiyor ve gelecek yeni yabancılarla bu oranın daha da yükseleceği tahmin ediliyor. Yabancı yatırımcıların bu ilgisini “doğal bir gelişme” olarak niteleyen Generali Sigorta Genel Müdürü Mine Ayhan, Hazine Müsteşarlığı’nın daha önce dondurduğu sigorta şirketi kuruluşlarını serbest bıraktığına dikkat çekiyor. Ayhan, “Çünkü yurtdışından ciddi talep var. Ayrıca gelen yabancı sigorta şirketi, ciddi sermaye harcaması gerektiğinden geldi-gitti yapamıyor. Yatırımın karşılığını almak en az 3 yıl. Dolayısıyla hiçbir yabancı, büyük yatırım yaptığı şirketi bırakıp gitmez” diyor.
ÇIKAN ŞİRKETLER OLACAK Sigortanın hayat ve emeklilik tarafında ise tamamen farklı bir tablo söz konusu. Hayat sigortalarında 23 şirket faaliyette, bunların 19’u emeklilik alanında da çalışıyor. Bugün bu alan 16 yabancı sermayeli şirketle öne çıksa da yakın gelecekte bu tablonun değişmesi bekleniyor. Zaten 19 oyuncunun 3’ünün emeklilik tarafında yeni katılımcı almamaları da bunu işaret ediyor. Bunun nedeni ise Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Ramazan Ülger’in de değindiği gibi bireysel emeklilik mevzuatında yapılan son düzenlemelerle sistemde yapılabilen kesinti oranlarının azaltılması olarak gösteriliyor. Ülker, “Ülkemizde bireysel emeklilik sistemi, henüz gelişmiş ülkelerdeki büyüklüğe ve yaygınlığa ulaşmadığından, şirketlerin önemli gelir kalemi olan bu kesintilerin düşürülmesi, sektörün zarar etmesine neden oldu” diyor. Gerçekten BES şirketleri geçen yılı toplamda 126 milyon TL zararla kapattı. “Geçen yıla kadar ciddi bir yabancı ilgisi vardı ama artık hiç ilgilenen duymuyoruz” diyen AvivaSA Türkiye Genel Müdürü Meral Eredenk Kurdaş, bu durumu pazar şartlarına ve marjların düşmesine bağlıyor: “Yabancıların gelip sıfırdan bir şirket kurup ilk yıllardaki maliyeti üstlenme iştahı düştü. Belki sistemden çıkmak isteyenleri almak isteyen yabancılar çıkabilir. Geçmişte Türkiye’yle yakından ilgilenen Japon şirketler vardı. Aynı durum hayat sigortacılığı için de geçerli.
~
2-3 yıl içinde sistemden çıkanların satın alınması dışında bir yabancı ilgisi görmeyiz. Bugün Avrupa’nın büyükleri bu pazarda, Amerika’nın büyük şirketleriyse Asya’da fırsat görüyor.” Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdür Uğur Erkan ise daha optimist. Kişi başı hayat prim üretiminin son derece düşük olması nedeniyle ileride yabancı oyuncuların gelebileceğini düşünüyor. Emeklilikte ise kârlılığı yakalayamayan şirketler için çekilme, el değiştirme veya konsolidasyon sürecini muhtemel görüyor.
NEDEN GİRMİYORLAR? Faktoring sektöründe bugün 74 şirket aktif ve bunların 16’sında yabancı sermayenin ağırlığı görülüyor. Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Osman Zeki Özger, sektöre yabancı yatırımcı ilgisinin bazı dönemlerde kısmen azalabildiğini dile getiriyor. Garanti Factoring Genel Müdürü Hulki Kara, yetersiz ilgiyi, “Faktoring biraz daha bankacılığa benziyor ancak bankacılıktan da mevduat toplayamama ve sunabildiği ürünler tarafında farklılaşıyor. Hem bu sebeple hem bankacılığa oranla taşıdığı bazı rekabet dezavantajları nedeniyle yabancı talebi nispeten daha sınırlı kalıyor” şeklinde açıklıyor. Gerçekten de yöneticiler, son dönemde danışmak için bile yabancıların kapılarını çalmadığını söylüyor. “Yerli veya yabancı yatırımcılar istikrar arar. Yabancılar pazarın şeffaf olması, büyüme potansiyeli, iş gücü, uluslararası teamüllere uygun altyapıda olması ve elbette yatırımlarının kârlı olması kriterlerine bakar” diyen TEB Faktoring Genel Müdürü Çağatay Baydar’a göre sektörde yasayla yaşanan olumlu gelişmelere rağmen yabancı ilgisi hala beklenilen düzeyde değil. Baydar, bunun nedenini Türkiye’nin son birkaç yıldır ekonomik açıdan oldukça hareketli ve zor dönemler yaşamasına, genel seçimle yabancı yatırımcıların bekle-gör politikası izlemesine bağlıyor. Peki nasıl bu ilgi geri kazanılır? Baydar, uzun vadeli reform planlarıyla oluşacak güven ortamında faktoringin önümüzdeki 2-3 yılda yatırımcının daha fazla ilgi odağı olabileceğini düşünüyor. Hulki Kara ise bazı rekabet dezavantajlarının giderilmesi durumunda yabancıların gelebileceğini söylüyor.
~
 LEASİNG’DE UMUT VAR Leasingde yabancı şirket sayısı 11 ve bu şirketlerin pazardan aldıkları pay yüzde 28. Sektörde sat geri kirala ve operasyonel leasing sonrası yeni yabancı yatırımların geleceği beklentisi hakim. Ancak ilgi sadece lafta kalıyor, yabancılar sadece görüş alarak uzaktan inceliyor. Osman Zeki Özger, yabancı ilgisinde küresel ekonomideki dalgalanma sürecinde önceki yıllara oranla azalma gözlemledikleri belirtiyor. “Aslında Japonya, Almanya ve İngiltere’den şirketler bize danışmaya geliyor. Ama pazarda Türk bankalarının hakim yapısını görünce ‘Biz düşünelim’ deyip gidiyorlar” diyen İş Leasing Genel Müdürü Hasan Bolat, “Yüksek kâr marjları yok. Belki ileride küçük şirketler yabancılar tarafından satın alınabilir ama küçükler de kaynak teminini rahat yapamıyor, yurtdışından kolay para bulamıyorlar. O yüzden bu da biraz zor” diye konuşuyor. Leasing sektöründe hacmin büyük çoğunluğu banka iştirakleri ve kısmen katılım bankaları tarafından yapılıyor. Aklease Genel Müdürü Tuncer Mutlucan ve Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen de banka tarafındaki gelişmelerle leasingde yabancı ilgisinin hareketleneceğine inanıyor. Mutlucan, “Sektörde kaldıraç etkisi yaratan sat geri kirala ve yeni gelen operasyonel leasing, yazılım leasingi ürünlerinin yabancı sermaye ilgisini artıracağını düşünüyoruz. Finans sektörüne gelecek yabancı oyuncular, kurulacak yeni katılım bankaları veya derinleşmek isteyecek yabancı banka sayısına bağlı olarak ilgi artacak” diyor. Ünal Gökmen ise “Bankacılıktaki büyüme ve yeni yatırım beklentileri, sektörümüzü birebir etkiliyor. Yeni ürün yelpazesiyle birlikte, büyük ölçekli kontratlar olan, gemi, uçak, demir yolu gibi uzmanlaşma gerektiren leasing ürünlerinin gelişmesiyle yabancı leasing şirketlerinin faaliyetlerini artırmaları olası” şeklinde konuşuyor.

Yiğit Özkes / Kapital Faktoring Genel Müdürü
Kar oranlarını beğenmiyorlar 
ÖZKAYNAK ORANI YÜKSEK 2008 öncesinde sektöre büyük yabancı ilgisi vardı. Hatta o dönemde, biz de yabancı bir şirketle anlaşma yapmak üzereydik. Ardından global kriz çıkınca anlaşmayı iptal etmek durumunda kaldık. Biz sektörde banka bağlantılı olmayan en büyük şirketiz ve kârlılıkta birinciyiz. Bugün de dönem dönem yabancılardan ilgilenenler çıkıyor. Ancak bir sonuç alınamıyor. Çünkü büyük faktoring şirketleri için yatırmaları gereken özkaynak yüksek, bu nedenle pazara girmekte zorlanacaklarını söylüyorlar. 
BELLİ BİR ÖLÇEK ŞART Ancak belli bir kârlılık oranını yakalayabilmek için de ölçek önemli, yani büyük olmak gerekiyor. Küçüklerde kârlılık giderek düşüyor. Yabancılar da bunu tercih etmiyor. Sektörde 2014 yılında brüt faiz geliri 3,2 milyar TL’ydi. Bu rakamın yüzde 25’i, genel gider maliyetine gidiyor. Bu rakama finansman giderleri ve batan kredilerin faiz gelirlerini de ekleyince sektörde ortalama kârlılık yüzde 2’lerde oluyor. Yabancılar, bu kâr oranlarına gelmek istemiyor. Bu yüzden uzun vadeli bakan kalıcı yabancı yatırımcı bulmak çok zor.
~
Murat Aysan / DD Mortgage Genel Müdürü
Taksit sınırlanınca ilgi arttı
DANIŞANLAR VAR Finansman sektörü, 12 oyunculu ve bunların 8’i yabancı sermayeli. Yabancı oyuncular, pazarın yüzde 70’ine hakim. Bugün Türkiye’de finansman şirketleri konut, otomobil ve ağır vasıtaların finansmanını gerçekleştiriyor. Ama aslında mobilya, beyaz eşya, eğitim, teknoloji ürünleri, turizm gibi farklı alanları finansa ederek ulaşabilecekleri pazar çok büyük. Dünyada finansman şirketleri, satış anında ve yerinde kredi vererek çalışıyor. Türkiye’de ise biz geçmişte kredi kartlarıyla uzun vadeli taksitlerde almaya alışıktık. Kredi kartlarına 9 taksit sınırlaması gelmesi sektörümüze olumlu yansıdı. Taksit sınırlamasıyla son 1 yılda bu piyasaya girmek için bize danışan yabancı şirket sayısı çok arttı.
 ÇAPRAZ SATIŞ FIRSATI Sektörde çapraz satış olanakları yüksek, konut alımını finanse ettiğiniz birine mobilya da satabiliyorsunuz. Kâr oranları da iyi. Bu yüzden iş, yabancıları cezbediyor. Ancak belirsizliklerden dolayı çekinceleri var. Regülasyonlar o kadar çok değişiyor ki yabancılar arayıp “Şimdi ne olacak” diye soruyorlar. Ücret/komisyonlar ve yeni tüketici yasasıyla ilgili kuralların yerine oturması gerekiyor. İlk olarak mobilya, beyaz eşya, teknoloji ürünü satan küçük Türk perakendecilerin kendi finansman şirketlerini kurmalarını bekliyoruz. Ardından büyük yabancı şirketler, farklı ortaklıklarla alana girecek.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz