Düşük tavan fiyat sektörü aşağı çekti

Anadolu Sigorta Genel Müdürü İlhami Koç ile sektörün mevcut tablosunu konuştuk...

18.10.2017 16:21:000
Paylaş Tweet Paylaş
Düşük tavan fiyat sektörü aşağı çekti

Elçin Cirik

[email protected]

Aslında hayat dışı sigortacılık yıla iyi bir başlangıç yapmıştı. Ancak zorunlu trafik sigortalarında tavan fiyat uygulamasına geçilmesi, ilk yarıda büyümeyi olumsuz etkiledi. Öyle ki ilk 6 aylık prim üretimi sadece yüzde 7,5 arttı. Bu tabloda zorunlu trafik sigortaları prim üretiminde yüzde 11,5 düşüş olması etkili oldu. Anadolu Sigorta Genel Müdürü İlhami Koç, “Bu sigorta zorunlu olduğu için politika yapıcının fiyatı kontrol etmesini normal görmek lazım. Ama tavan fiyat çok düşük belirlendi, tavan fiyat olmaktan çıkıp tek fiyat oldu. Tavan fiyat biraz daha yukarıda belirlenseydi aşağıda rekabet alanı olurdu” diyor. Koç, bu alanda riskli araçlar için uygulamaya geçilen havuz sisteminde oluşabilecek iki riske de dikkat çekiyor. Bugün havuz sistemine giren araçların, toplam araç sayısının yüzde 15’ine denk geldiğini söyleyen yönetici, “Hasar yönetiminde hasar maliyetlerini artırabilir. Çünkü normalde şirketler hasarları kendi kaynaklarından ödedikleri zaman, suistimal ihtimalinden tamiratta kullanılan malzemeye kadar her şeye dikkat ediyor” diyor. İkinci riski ise şöyle anlatıyor: “Havuzda kâr ya da zarar olamayacağından eksiye gidildiği hissedildiğinde kamu otoritesinin fiyatları yukarı çekmesi gerekir. Çekmezse ne olacak? O gün geldiğinde kamu otoritesi ‘Fiyat artışı yapmayalım’ derse bu yine sistemde yük yaratmaya başlayacak.” Bireysel sigortalarda değişen aile yapısıyla büyüme öngören Anadolu Sigorta Genel Müdürü İlhami Koç ile sektörün mevcut tablosunu konuştuk: 

  • Son verilere göre yıl sigorta sektörü için nasıl geçiyor? Büyüme trendi sürüyor mu?

 Sigorta sektörü diğer finans alanlarından daha hızlı büyüyor. Geçen 10 yılda sektörün yıllık ortalama prim üretimi yüzde 20 artış gösteriyor. 2017’nin ilk 3 ayında da aynı trend devam ediyordu, ancak son dönemde bir kesinti yaşanıyor. Bu yıl 6 ay sonuçlarına göre hayat dışı sigortacılıkta prim artışı geçen yıla göre yüzde 7,5 oldu. Ortalama büyümenin altında gidiyoruz. Bunun ana nedeni de zorunlu trafik sigortaları. Sektörde zorunlu trafik sigortalarının prim üretimindeki payı yüzde 28’e yakın ve bu üründeki en ufak fiyat değişimi tüm büyümeyi etkiliyor. Zorunlu trafik sigortalarında tavan fiyat uygulamasına geçilmesi, bu yıl büyümeyi aşağı çekti. İlk yarıda zorunlu trafik ürününde geçen yıla göre yüzde 11,5’lik düşüş yaşanıyor. İlk 5 ayın sonunda bu düşüş yüzde 8,9’du, son bir ayda hızlandı. Ancak trafik dışı prim üretimi büyümesine bakarsak yüzde 17,2’nin üzerinde büyüme var. Sigortalı sayısında gelişim de düzgün gidiyor. 5’inci ay sonunda teminat sayısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17’lik artış görünüyor. 

  • Trafik branşı dışı büyümede hangi alanlar öne çıkıyor? 

 Burada prim üretiminde payı yüksek olan branşlara bakmak gerekiyor. Yılın ilk yarısında yangın, sağlık ve genel sorumluluk alanlarında yüksek büyümeler yazıldı. Yangında ilk yarıda yüzde 21,6, sağlıkta yüzde 18 ve genel sorumluluk branşında yüzde 25,5’lik artış görülüyor. Genel zararlardaki yüzde 20 büyüme de dikkat çekici. Yangının büyümesinde kurumsal müşterilerin etkisi yüksek, ekonomideki rahatlama bu alanda rol oynuyor. Büyük projeler ve yatırımlar arttıkça, yangın ve nakliyat tarafında olumlu etkileri görüyoruz. 

  •  Sağlık tarafındaki büyümede, sektörün odaklandığı tamamlayıcı sağlık branşının önemli bir etkisi oluyor mu? 

 Hayır, hala asıl büyüme ana ürün özel sağlık sigortalarından geliyor. Tamamlayıcı sağlık ve yabancılara özel sağlık ürünlerinin payı hala küçük rakamlarda kalıyor. 

  •  Peki yılın ikinci yarısı nasıl olacak? 

 Bu yıl sonunda sektörün prim üretimi yüzde 10’larda olacaktır. Geçmiş yılların altında kapacaktır. Kesin olan şu ki zorunlu trafik alanı büyümeyecek. Yangın ve sağlık gibi büyüyen branşlarda aynı büyüme trendi sürer. Bireyseldeki büyümenin ise aile yapısındaki sosyokültürel değişimden kaynaklandığını düşünüyorum. 

~

  • Nasıl bir değişimden bahsediyorsunuz?

 Prim üretiminde artış şehirleşme ve değişen aile yapısından kaynaklanıyor. Geçmişte tipik aile yapısı geniş aileydi, aile üyelerinin başına bir felaket geldiğinde yakın akrabalarla yardımlaşma yoluyla sorun çözülürdü. Eskiden hayat aile ortamı ve tanıdıklardan ibaretti, evlilikler de yakın tanıdık çevreden olurdu. Artık bu ortadan kalktı, şimdi bireyler farklı kültürel çevrelerden uzak bağlantılı kişilerle evleniyor. Bu nedenle de bireyselleşme artıyor, ailelerin koruması azalıyor. Yeni nesil işe giriyor, hemen refahın bir parçası olarak gördüğü özel sağlık sigortasını yaptırıyor. Otomobil ya da ev aldığında hemen sigortalatıyor. Bireysel sigortalarda büyüme, bu trendle giderek artıyor. Bu eğilim, sigorta şirketleri için de avantajlı, sigortalı havuzu ne kadar çok büyürse kişi başına maliyet de o kadar düşüyor. Şirket tarafında da böyle bir artısı var. Bu nedenle bireysel sigortalarda önümüzdeki dönemde iyi bir büyüme olacağını tahmin ediyorum. Kurumsal sigortalarda ise ilk etken ekonomik büyüme. Canlılık arttıkça şirketlerin sigorta alma iştahları artıyor. Bir de şirketler finans sektörüyle içli dışlı oldukça sigorta ihtiyacı yükseliyor. 

  •  “Riskli Sigortalılar Havuzu” modeli, bu yıl sektörü nasıl etkileyecek? 

 Türkiye’de sigorta sektörü, oyuncu ve katılımcı açısından güçlü bir sektör. Zorunlu trafik sigortası sektörde yapılabilecek en temel sigorta türü. Bu ürün prim üretiminde de en büyük payı alıyor. Biz serbest rekabet ortamında bu sorunu çözemediysek herkese bir sorumluluk düşüyor. Nasıl oluyor da bu yönetilemiyor? Zamanında sektörde zorunlu trafikteki riskler çok kötü yönetilmiş, büyük zararlar yazılmış. Bu sorumluluk sigortasının nereleri kapsadığı konusunda genel bir mutabakat varken hukuk sistemi bu içeriği o kadar açmış ki geçmişte yazılan primler riskleri karşılayamamış. Geçtiğimiz yıl tam politika yapıcı buraları düzenlemişti ve tam primler yavaş yavaş aşağı doğru inmeye başlamıştı ki kamu otoritesi iniş hızını yeterli görmeyerek tavan fiyat uygulamasıyla müdahale etti. Bu sigorta zorunlu olduğu için politika yapıcının fiyatı kontrol etmesini normal görmek lazım. Ama tavan fiyat çok düşük belirlendi, tavan fiyat olmaktan çıkıp tek fiyat oldu. Tavan fiyat biraz daha yukarıda belirlenseydi aşağıda rekabet alanı olurdu. Bu durumda da sigorta şirketleri sigortalayacakları araçlarda seçim yapmaya başladı. Bu tavan fiyata göre riskli olduğu düşünülen araçlar mağdur oldular diye düşünüldü ve havuz sistemine geçildi. 

  •  Havuz sistemindeki araçlar toplamın ne kadarına tekabül ediyor? 

 Bugün havuz sistemine giren araçlar, toplam araç sayısının yüzde 15’ine denk geliyor. Normal şartlarda havuzun sıfır kâr-zarar ile çalışması gerekir yani sigorta şirketleri de arka tarafta kâr ya da zarar etmemeli. Şirketler küçük bir komisyonla sadece satış maliyetlerini karşılayacak. Ancak bu modelin iki riski var: Hasar yönetiminde hasar maliyetlerini artırabilir. Çünkü normalde şirketler, hasarları kendi kaynaklarından ödedikleri zaman, suistimal ihtimalinden tamiratta kullanılan malzemeye kadar her şeye dikkat ediyor. Bu yeni modelde ise bu derece kontrolleri olmayabilir. Bu da hasar maliyetlerini yukarı çıkarabilir. İkincisi ise havuzda kâr ya zarar olamayacağından eksiye gidildiği hissedildiğinde kamu otoritesinin fiyatları yukarı çekmesi gerekir. Çekmezse ne olacak? O gün geldiğinde kamu otoritesi ‘Fiyat artışı yapmayalım’ derse bu yine sistemde yük yaratmaya başlayacak. 

  •  Daha önce trafikte havuz modeli kullanan ülkeler var mı? Sistem işlemiş mi? 

 Evet, var. Türkiye’de de DASK ve tarım sigortaları için havuz modeli uygulanıyor. Ancak buralarda çok büyük hasarlar yazılmıyor. Bu modelde sigorta şirketleriyle kamunun birlikte çalışması gerekiyor. Havuzu yöneten Motorlu Taşıtlar Bürosu’nun yönetiminde Sigorta Birliği ve kamudan yöneticiler var. Farklı ülkelerde bu havuz modeli pek işlememiş, tekrar serbest piyasaya dönülüyor. Zaten esas fiyatın serbest rekabetle piyasada belirlenmesi. Kamunun müdahale modelleri geçici modeller, doğrusu serbest rekabete dönmesi. 

  • Bu ortam bu yılki kârlılığı nasıl etkileyecek?

 Sektörün en önemli sorunlarından biri kâr, nispeten iyi bir kârlılıkla geçtiğini düşündüğümüz 2016’da bile 20 şirket teknik kâr yazamıyordu. Bu yılın ilk 3 ayı kâr anlamında çok iyiydi. İlk 10 sigorta şirketinin rakamlarında geçen yılın ilk 3 ayında 26 milyon TL kâr edilmişken bu yılın ilk çeyreğinde 405 milyon TL kâr yazıldı. Bunun nedeni, zorunlu trafik sigortalarının kârlı hale gelmesiydi. Tabii tablo tavan fiyat sonrası tekrar değişti. İlk çeyrek sonrası trafikte sektör yeniden zarar yazacak. Bu konuda kesin yorum yapmak için Ağustos ortasını bekleyip ilk yarıyıl kârlarını görmek gerekiyor. Ama kârlılık geçen yıl gibi olmayacak.

~


YÜZDE 20’YE ÇIKARACAĞIZ”

KÂR FORMÜLÜ
2016 sonunda hayat dışı sigortacılıkta yüzde 12,6 payımız bulunuyor. 2017 sonunda da benzer bir pazar payıyla yılı kapatırız. Yalnız kârlılığımız daha yukarıda olacak. Kârlılığı artırmak için yatırım portföyümüzü farklı yönetiyoruz. Benim tecrübem de yatırım alanında olduğundan portföyümüzü daha efektif ve profesyonel yönetilmesini sağlamak için çalışıyoruz. Bir de prim-kâr dengesini her branşta kurmaya çalışıyoruz, kuramadığımız yerlerde karar alıyoruz.
DİJİTALLEŞME 3 yıllık hedeflerimizde, yeni teknolojilere geçişle şirket içinde acente teşkilatıyla birlikte dijital dönüşüme gideceğiz. İlk sonuçları da bu yıl sonunda alacağız. Aynı şekilde daha kârlı olan bankasürans kanalını kullanmak istiyoruz. Bugün prim üretimimizde bankasürans kanalından gelen prim yüzde 13. Yıl sonunda bu sayıyı yüzde 15’e çıkarmak istiyoruz. Ana sermayedar İş Bankası’nın dijital kanallarından sigorta satışını artırmak da hedefimiz. Bu şekilde de bankasüransın payını 3 yıl sonra yüzde 20’ye çıkarmak istiyoruz.



“HEDEFİMİZ DENGELİ BÜYÜMEK”

BÜYÜME
Anadolu Sigorta olarak büyümelerimiz, büyük bir oyuncu olduğumuz için sektör paralelinde oluyor. Bu yıl da sektör kadar, yani yüzde 10’larda bir büyüme bekliyoruz. Bu yıl başında yaptığımız bütçe tavan fiyat uygulaması sonrası tamamen değişti, revizyon yapıyoruz. 2016 yılında prim üretiminde yüzde 24’lük büyüme ile 4,5 milyar TL prim üretimi gerçekleştirdik. Sigorta sektöründe kârdan feragat ettiğiniz anda prim üretimi ve sigortalı sayısında hızla büyümek çok kolay, ama hedefimiz, kâr ve prim üretimi büyümesi arasında dengeyi sağlayarak büyümek.
SAĞLIK Bizim gibi şirketlerin sektördeki herhangi bir branşta yokuz demesi mümkün değil, her alanda varız. Ama kârsız olduğu halde büyüdüğümüz alanlara bakarsak sağlıkta bu şekilde büyümek istiyoruz. Sağlık branşında pazar payımız diğer alanlara göre biraz daha düşük. O nedenle burada büyümek isteğindeyiz. Aynı şekilde tamamlayıcı sağlık sigortalarında da gerideyiz. Pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz