Korkutan yenilik

Yıkıcı inovasyonlar, yeni teknolojiler tüm dünyada büyük ve başarılı şirketleri tehdit ediyor. En önemlisi onları önlem almaya zorluyor...

12.10.2017 14:27:000
Paylaş Tweet Paylaş
Korkutan yenilik

Aslı Sözbilir

[email protected] 

DÜNYADA ÖZELLİKLE SON 25 YILDA TEKNOLOJİ SAYESİNDE ORTAYA çıkan değişim süreci bugün baş döndürücü bir hıza ulaştı. Bu değişim sürecini doğru yönetebilenler için büyük fırsatlar ortaya çıkarken bunu yapamayanlar ise yıkıcı inovasyonlar karşısında eriyip gidiyor. Kısaca tüm sektörlerde şirketlerin rekabet güçlerini yeniliklere açık ve hazırlıklı olabildikleri sürece koruyabilecekleri gözüküyor.

Uber, Airbnb ya da sürücüsüz araba gibi önemli yıkıcı inovasyonların temeline bakıldığında ise bilgi iletişim teknolojileri görülüyor. Ancak Dell EMC’nin global ölçekteki araştırmasına göre şirketlerin pek çoğu, bu değişimin hızından fena halde yara alabileceğini hissediyor. Dell EMC Türkiye Ülke Müdürü Sinan Dumlu, “İş dünyası liderlerinin yüzde 52’si dijital teknolojilerin ve nesnelerin internetinin bir sonucu olarak geçtiğimiz üç yıl içinde sektörlerinde önemli bir yıkım yaşarken, dünya genelinde işletmelerin yüzde 48’i üç yıl içinde sektörlerinin nasıl şekilleneceğini bilmiyor” diyor. Peki, Türkiye’ye baktığımızda şirketler kendilerini “korkutan yenilikleri” nasıl tanımlıyor ve bunlara yenilmemek için ne tür tedbirler alıyor? 

BANKANIN FINTECH ENDİŞESİ

Orta vadede bankacılık sektörünün gözünü korkutan pek çok konu var. Ancak finans ve teknolojiyi bir araya getirerek müşteri ve kurumların ihtiyacına hızlı cevap veren “fintech” ekosisteminin gelişimine ayak uyduramamak en korkutan yeniliklerden biri. Çünkü bu, uzun vadede müşteri ve pazar kaybı gibi sonuçlar doğurabilir. Albaraka Genel Müdürü Melikşah Utku, özellikle Avrupa’da bu alandaki gelişmelerin nasıl bir rekabet alanı yarattığını şu sözlerle anlatıyor: “Avrupa’da PSD2 regülasyonunun yürürlüğe girmesiyle API (Application Programming Interface - Uygulama Programlama Arayüzü) bankacılığının önü açıldı. Finansal altyapı ve hizmet sağlayıcıları, sundukları bu hizmetin altyapısını API’ler aracılığıyla 3’üncü parti şirketlere açmak zorunluluğunda kalacak. Eğer müşteriler isterse müşterilerimizin verilerini de bu finansal girişimlerle paylaşmak durumunda kalacağız. Ödemeler, mobil bankacılık, online para transferi, varlık yönetimi, sigortacılık, sermaye piyasaları, crowdfunding ve blockchain gibi farklı alanlarda yıkıcı inovasyonlarla pazara giren finansal teknoloji girişimleriyle rekabet etmek çok zorlaşacak.” Utku, bu yeni finansal dünyaya hazır olmak için ekosistemde yer alan fintech girişimleriyle farklı iş birlikleri geliştirmeyi hedeflediklerini söylüyor. Bu amaçla yaptıkları çalışmaları ise şöyle özetliyor: “Albaraka Garaj Startup Hızlandırma Merkezi’mizi açıyoruz. Yenilikçi, teknoloji tabanlı ve ölçeklenebilir girişimleri destekleyeceğiz. Ayrıca Fintek Teknoloji Transferi Programı’nı başlattık. Bu programla değişimlere karşı hızlı pozisyon alma yetilerimizi geliştiriyor ve yeni iş birlikleriyle fintech start up’larını destekliyoruz.” 

SİGORTADA ROBOT TEDİRGİNLİĞİ 

Finansın bir diğer ayağı olan sigortacılıkta da nesnelerin interneti (IoT), insansız araçlar, yapay zeka (AI) ve robot teknolojileri gibi yeni teknolojilerin getireceklerine karşı bir tedirginlik var. Anadolu Sigorta Genel Müdürü İlhami Koç, “Nesnelerin interneti ve insansız araçlar gibi teknolojiler elementer sigortacılığı tamamen değiştirebilir. İnsansız araçlar ile birlikte araç kiralama modelleri çok daha yaygınlaşabilir” diyor. Koç, yaklaşan bu yeniliklere karşı acentelerle birlikte tüm sistemleri dijitalleştirmek yolunda ciddi yatırımlar yaptıklarını söylüyor. Bu yöndeki somut çalışmalarını ise şöyle anlatıyor: “Tüm eski temel elementer sigortacılık sistemlerimizin tamamını yeniledik. Bireysel sağlık sigortası dâhil çok sayıda ürünümüzü internet kanalımızdan acentelerimiz partajından satıyoruz. Birkaç ay içinde dijital kanal ve mobil uygulamamız Sigortam Cepte yenilenecek ve müşterilerimiz yakında tüm bireysel ürünleri buradan satın alabilecek.” AvivaSA Emeklilik ve Hayat CEO’su Fırat Kuruca ise “Sektörde etkilerini değişik vadelerde göreceğimiz konular arasında özellikle 3 başlık öne çıkıyor: Robotics, chatbot’lar ve blockchain” diyor. Şirket bu kapsamdaki tehlikelerin önünü almak ve insurtech (sigorta teknoloji) ekosistemine liderlik etmek amacıyla AvivaSA Dijital Garaj’ı kurmuş. Kuruca, riskler karşısındaki hazırlıklarını ise şu şekilde anlatıyor: “BES’te otomatik katılımla devreye aldığımız robotics teknolojisiyle süreçlerimizi optimize etmeye başladık. Chatbot ile ilgili AvivaSA Dijital Garaj’ımızda araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Aviva Global’in Londra’daki Dijital Garaj’ında, blockchain teknolojisi kullanılarak hasar süreçlerinin tasarlanması çalışmalarını yakından takip ediyoruz.”

OTONOM NASIL ETKİLER?

Yeni teknolojik ilerlemeler otomotiv sektörüne de hızlı şekilde yansıyor. Bunu uluslararası otomobil fuarlarında tanıtılan konsept araçlardan çok net anlayabiliyoruz. Mercedes-Benz Otomobil Grubu Direktörü Şükrü Bekdikhan, “Teknolojideki gelişmelere paralel olarak otomobillerde de önümüzdeki dönemlerde otonom sürüş, elektrikli araçlar ve bağlanabilirlik gibi teknoloji bazlı ihtiyaçlar artık şart olacak. Gelecekte kontrol sürücüden otomobile geçecek, sürücüye daha fazla konfor ve eğlence alanı sunan otomobiller tercih edilecek. Karbon emisyonunu sıfıra indiren elektrikli otomobiller tercih konusu olacak” diyor. Mercedes-Benz gelecekte doğacak ihtiyaçları öngörüp, bunların tümünü kapsayan CASE adını verdiği 2020 stratejisini oluşturmuş. CASE stratejisiyle şirket gelecek yılların araçlarını bağlanabilen (Connected), otonom sürüş imkânı sunan (Autonomous), paylaşım hizmeti ile kullanılabilen (Shared-Services) ve elektrikli sürüş sistemine sahip (Electric Drive) olarak tanımlıyor. Bekdikhan, bu alandaki somut çalışmalarını da şöyle özetliyor: “Geçtiğimiz yıl Paris Otomobil Fuarı ve ardından bu yıl Detroit Otomobil Fuarı’nda ‘Geleceğin Otomobili’ temasıyla tanıttığımız Concept EQ ve Vision Mercedes- Maybach 6 konsept araçlarımızla bu konuda ne kadar ilerlediğimizi gösterme fırsatı yakaladık. Bugün hâlihazırda sınıfının en akıllı sedanı olarak tanımlanan yeni E-Serisi ile sadece önde giden araca doğru olan mesafeyi otomatik olarak korumakla kalmayan, aynı zamanda 210 km/sa hıza kadar şeritte kalarak onları takip edebilen otonom sürüş özelliği sunuyoruz.” 

DİJİTAL TÜKETİCİ UYARISI! 

Bir başka otomotiv devi Toyota’nın yaklaşan yenilikle ilgili hazırlığı değişen satın alma alışkanlıkları üzerine. Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO Ali Haydar Bozkurt, otomobil satın alma eğiliminde olanların büyük çoğunluğunun ilk etapta bayilerden ziyade dijital kaynakları kullandığını söylüyor. Şirket buradaki değişimi yakalamak için zamanı efektif kullanmak isteyenlere kendilerini showroom’da hissettirecek interaktif showroom uygulamasını devreye almış. Bozkurt, çalışmanın detaylarını şu sözlerle anlatıyor: “Bu yeni dijital uygulamayla Toyota’- nın showroom danışmanları, üzerinde sensör ve kameraların olduğu dijital bir gözlükle Toyota modelleriyle ilgili her türlü bilgiyi sesli ve görüntülü olarak müşterilerinin akıllı telefonlarına, tabletlerine veya bilgisayarlarına anında iletebilecek ve onlarla canlı iletişim kurabilecek. Herhangi bir ücret ödemeden kullanılabilecek bu uygulamayla showroomdaki satış danışmanının gözünden modeller her türlü detayına kadar incelenebilecek. Hololens teknolojisiyle geliştirilen ‘interaktif showroom’ sisteminden yararlanmak için görüntülü görüşme uygulamalarından birini bilgisayarlara veya akıllı telefonlara indirmek yeterli olacak. Görüşme sırasında aksesuar, fiyat gibi müşterinin ihtiyaç duyabileceği her türlü bilgi de sözlü ve görsel olarak verilebilecek.” 

TURİZME ONLINE TEHDİDİ

Airbnb ve Uber gibi şirketlerin ortaya çıkışı nedeniyle yıkıcı değişimi en sert yaşayan sektörlerden biri de turizm. Setur Genel Müdürü Ahmet Sönmez, kendilerini tedirgin eden yeni gelişmeleri şöyle anlatıyor: “Online rezervasyon sistemlerinin tüm dünya genelinde kabul görmesi, acentecilik gibi aracı görevleri üstlenen firmalara ciddi tehdit unsuru oluşturmaya başladı. Orta vadede ise hızla gelişen teknolojilerle (video konferans vb.) özellikle iş seyahatleri pazarının büyümesinin yavaşlayacağını söylemek mümkün.” Sönmez, “Bu tehditlere karşı ne gibi hazırlıklar yapıyorsunuz” sorusuna ise şöyle yanıt veriyor:“Online rezervasyona yönelik önemli yatırımlar yapıyoruz. Buna paralel olarak vizyonumuzu katma değerli servisler ve seyahat danışmanlığı üzerine kurduğumuz için bu yaklaşımları misafirlerimizle buluşturacak platformlar oluşturuyoruz. Sadece aracılıktan sıyrılıp değer zincirin farklı noktalarında da hizmet vermeyi hedefliyoruz. Ayrıca yakın zamanda hayata geçireceğimiz yeni web sitemizle online tarafta müşterilerimizin beklentilerine daha hızlı cevap vermeyi hedefliyoruz.” 

~

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEKNOLOJİ

İnşaat sektöründe ise risk yaratan yenilikler çok çeşitli. Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, öne çıkan yenilikleri şöyle sıralıyor: Dünyada sürdürebilirlik, teknoloji ve inovasyona odaklı projelerin öne çıkması, müteahhitlik, mimarlık ve müşavirlik hizmetlerinin konsolide olma yolunda hızla ilerlemesi ve inşaat malzemelerinin enerji verimliliği etrafında şekillenmesi. Timur, bu noktada takip ettikleri teknoloji, inovasyon uygulamalarının etkisiyle 5 yıl önce karma bir gayrimenkul projesini yaklaşık 36 ayda teslim ederken, şimdi 30 ayda teslim edebildiklerini anlatıyor. Diğer hazırlıkları ise şöyle anlatıyor: “Özellikle satış kanalarımızı geliştirmek, en güncel uygulamaları yakalamak adına 2016’da bilişim teknolojilerine 3,4 milyon TL yatırım yaptık. Bu yıl ise 3,8 milyon TL’lik daha yatırım yapmayı hedefliyoruz.” Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu da gayrimenkul alanında geleceğe hazırlık yaptıkları konunun “dijitalleşme” olduğunu söylüyor. Eroğlu bu konudaki çalışmalarını anlatırken sektöre bir de uyarı yapıyor: “Şu anda sektörde akıllı ev teknolojileri ve nesnelerin interneti çok konuşuluyor. Ancak sektör oyuncuları yine geleneksel ilerliyor. Oysa bu durum geleceği şekillendirecek. Yazılım, otomasyon her yeri etkileyecek. Aslında gayrimenkulde bu trendler çok fazla izlenmiyor desek de hepimiz projelerimizde 20-50 yıl öncesine göre bu trendleri daha fazla benimsemiş durumdayız. AVM yapıyoruz, ışıkların kapanması, yangın pompalarının devreye girmesi gibi konuların her biri otomatik… Yine de gayrimenkul biraz daha genel bir yapıya sahip olduğu için dijitalleşme biraz yavaş ilerliyor. Ancak ileride var olmak isteyenler bu trendlere dikkat etmek zorunda kalacak.” 

VAKUMLU ÇELİK DÖNEMİ

Bir diğer geleneksel sektör olan demir çelikte de değişimler yavaş algılanıyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurlu Başkanı Fuat Tosyalı, demir çelikte 1400 yıldır üretim metodolojilerinin büyük ölçüde değişmediğini, burada önemli olanın sürdürülebilir rekabet kavramı olduğunu söylüyor. Tosyalı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sürdürülebilir rekabeti ancak ileri üretim teknolojilerinin hem kullanımını sağlayarak hem de keşfederek yapabilirsiniz. Biz bu nedenle çok ciddi bir Ar-Ge merkezini faaliyete geçirdik. İleri teknoloji yatırımlarına ağırlık vermiş durumdayız. Mesela Türkiye tarafında yeni bir çelik yatırımımız var onu da tamamen vakumlu çelik olarak üreteceğiz. Bunu ilk kez biz yapacağız. Böylece ileri teknoloji üretim yapan sektörlere çelik üretir durumda olacağız.” Bakır üretiminde Türkiye’nin öncü kuruluşlarından Sarkuysan’ın gelecek endişeleri ise otomotiv sektöründe elektrikli vasıta üretimiyle ilgili. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, “Grubun demir döküm üretimi konusunda otomotiv sektöründe elektrikli vasıta üretimine yönlenmesi, döküm parça talebini düşürebilecek. Bu gelişmeye karşı otomotiv dışı döküm parça ihtiyacı olan sanayi dallarına ağırlık verilmeye çalışılıyor” diyor. 

SİBER SALDIRI RİSKİ 

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaklaşan tehditler ise siber teknolojilerdeki olağanüstü gelişme ve beraberinde gelen siber suçlardaki artışla ilgili… Netaş CEO’su Müjdat Altay, siber suçlara karşı etkin ve güncel çözümler için son 5 yıldır ciddi bir yatırım yaptıklarını söylüyor. Altay, bu alandaki yıkıcı gelişmelere karşı 3 aşamalı hazırlıklarını şöyle özetliyor: “Bunlardan ilki yeni teknolojileri dünyayla eşzamanlı olarak geliştirdiğimiz Ar-Ge safhası. Bugün VoIP, 4.5G/5G teknolojileri, siber güvenlik gibi konularda dünya ile eş zamanlı çözümler tasarlıyoruz. İkinci aşama olarak ihtiyacı öngören, analiz eden ve en uygun projeyi geliştiren çok güçlü bir çözüm ekibimiz var. Üçüncü aşama ise müşterilerimizden aldığımız geri beslemeler. Bu üçlü yaklaşımla geleceğin teknolojik kırılmalarının içinde yer alacağız.” Sadece teknolojinin kendisi değil dağıtımda da riskli yenilikler söz konusu. Bugün hızla değişen ürünler ve pazar koşulları, yeni pazara giriş modellerinin oluşmasına da sebep oluyor. Index Grup Şirketleri İcra Kurulu Üyesi Salih Baş ise bu noktada aldıkları önlemleri şöyle anlatıyor: “Pazardaki değişim nedeniyle bireysel mağaza ve dükkânlar kapandı. Bunun yerine önce büyük perakende zincirleri devamında ise e-ticaret hızla yaygınlaşmaya başladı. Bu noktada biz de bu segmentlerdeki iş ortaklarına hizmet vermeye devam ediyoruz. Aynı şekilde kurum ve kuruluşların teknoloji ürünlerine (donanım, yazılım, servisler) erişim biçimi de değişmeye başladı. Satın almak yerine ihtiyacı kadar ‘kullandıkça öde’ sistemleri hızla hayata geçmeye başladı.” 

İKİ SEKTÖRÜN BEKLENTİSİ 

Korkutan yeniliklerden en çok nasibini alanlardan biri de e-ticaret sektörü. GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı, bu alandaki tehlikeleri ve hazırlıklarını şöyle sıralıyor: “Mobilin hayatımıza girmesiyle değişmeye başlayan tüketici davranışları ve beklentileri kanallar ve cihazlar arasındaki sınırları kaldırıyor. İnsanlar artık Alexa, Siri gibi akıllı sanal asistanlar (intelligent agent) ve chatbot’lar üzerinden markalarla etkileşime geçmeye başladı. Bugün ABD’de yetişkinlerin yüzde 33’ü Alexa veya Siri kullanıyor. Biz aktif olduğumuz web, mobil uygulama ve müşteri hizmetleri arasındaki entegrasyonu en üst seviyeye ulaştırarak kullanıcı deneyimini kusursuz ve tutarlı bir hale getirmeye çalışıyoruz. Ayrıca, chatbot uygulaması da başlattık.” Bir de geleceğe dönük risk hazırlıkları yüksek teknolojiden ziyade insanların kullanım alışkanlıklarından kaynaklı gelişen sektörler var. Banyo gereçleri sanayi de bunlardan biri... Sektörün önemli oyuncularından Ece Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz risk içeren yenilikleri ve bunlara karşı hazırlıklarını şöyle özetliyor: “Geçmişte banyolarda ayaklı lavabolar kullanılırdı. Bu bizim açımızdan; bir lavabo ve bir ayaktan oluşan 2 parçalı vitrifiye seramik üretimi anlamına geliyordu. Şimdi ise banyo dolapları kullanılıyor. Bu da 2 parça vitrifiye ürünü yerine 1 parça anlamına geliyor. Aynı şekilde, bugün klozetlerde seramik rezervuar yerine duvara gömülü plastik depolama sistemlerinin kullanımı, 2 parça vitrifiye yerine 1 parça anlamına geliyor. Özetle, yakın geçmişe kadar, bir banyoda 4 parça vitrifiye ürün kullanılırken bugün 2 parça kullanılmaya başlandı.”

~


AYLİN SOMERSAN COQUI / ALLIANZ TÜRKİYE CEO’SU
ÇEVİK GİRİŞİMLERLE REKABET DEVRİ BAŞLADI

DEĞİŞİM
Müşteri kitlelerinin mülkiyetten çok paylaşım ekonomisine yöneldiği, sürücüsüz araçların sorumluluk kavramını yeniden şekillendirdiği, para ve varlık yönetiminin online olduğu, giyilebilir teknolojilerin sağlıklı olmanın tanımını değiştirdiği bir dünyada sigortacılık da dijital dönüşümde. Artık güçlü risk yönetimi olan büyük sermayeli devlerle değil müşteriye kişiselleştirilmiş ve süper hızlı hizmet sunan çevik girişimlerle rekabet etmek durumundayız.
SAĞLIK Paylaşım ekonomisi ve kullandıkça ödemeye dayalı modellerin doğurduğu yeni talepler sigortacıları kitlelere hitap eden ürünler yerine daha granüler segmentlere özel çözümler geliştirmeye yöneltiyor. Sağlık hizmetlerinde ise teşhis ve izleme anlık ve sürekli hale gelirken sigortacıların da bu anlık veri akışından yararlanmak üzere müşterilerin hayatlarına fitness koçu, sağlık danışmanı gibi bambaşka rollerde girmesi kaçınılmaz.
MALİYET Diğer yandan da gelişen teknolojiler tedavi maliyetlerini yükseltirken erken teşhis ve önleyici çözümlerin teknolojiyle güçlenmesi maliyetleri kontrol etmeye yarayan bir etken olarak rol oynuyor. Finansal   teknolojilerdeki yenilikler ve yapay zeka gibi teknolojiler sigorta şirketlerinin operasyonel verimlilik ve hizmet modellerini yeniden şekillendiriyor. Siber güvenlik ise günden güne yaşamın içine giren bir risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor.



DR. BERK ÇAĞDAŞ / RENAULT MAIS CEO’SU
 “OTONOM SÜRÜŞ HAYATIMIZIN BİR PARÇASI OLACAK”

ÇEVRECİ YAKLAŞIM
Gelecekte hızla fosil yakıtlı motorlardan uzaklaşan veya bunların kullanımını azaltan, hibrid ya da sadece alternatif enerji unsurlarını kullanan motorlara sahip araçların genel çoğunluğu alacağını bekliyoruz. Ar-Ge faaliyetlerini de otomatik olarak bu tür beklentiler şekillendirecek. Gelişmiş ülkelerde özellikle çok yakın dönemde dizel yakıtlı araçların kullanımı yasaklanacak. Bu alanda oluşacak kapasite boşluğu, hibrid ya da elektrikli araçlara doğru kayacak. Sektörde ciddi rekabetin içinde yer alan markaların alternatif enerji kaynaklarını kullanan araçlara olan ilgileri hızla artırıyor. Artık şu anda dünyada tek şarj ile 400 km gidebilen (Renault ZOE) araçlar mevcut.
GÜVENLİK ÖNEMLİ Diğer taraftan güvenlik konusuna verilen önem sonucu otonom sürüş, çok yakın bir gelecekte hayatımızın bir parçası olmaya hazırlanıyor. Renault markası, 50 yılı aşkın bir süredir yol güvenliğini iyileştirmek için aktif olarak çalışıyor. Otonom araç ise güvenlik üzerine yapılan bu çalışmaların bir uzantısı. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen İstanbul Autoshow’da sergilediğimiz ve büyük ilgi gören konsept modelimiz Renault TreZor da elektrikli bir otomobil, aynı zamanda otonom sürüşe de imkan sağlıyor. TreZor, 2020’nin ardından yasal düzenlemeler çerçevesinde Renault’nun, tamamen güvenli “eyes-off / hands-off “ (eller serbest / gözler serbest) teknolojisini geniş kitlelere uygun fiyata ulaştırma stratejisini simgeliyor.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz