LİDERLERİN GÖZDESİ

Türkiye’nin en sorumlu şirketleri, yıllardır onlarca kurumsal sosyal sorumluluk projesine imza atıyor. Bu şirketler, her toplumsal soruna duyarlılık gösterse de her birinin odaklandığı temel alanlar değişkenlik içeriyor. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerini liderleri seviyesinde sahiplenen sorumlu şirketlerin CEO ve patronları da KSS’deki odak konularını oldukça önemsiyor. Güler Sabancı, Ahmet Zorlu, Firuzhan Kanatlı, Ali Ülker, Nurten Öztürk ve Tuncay Özilhan gibi isimler bu alanların şirket kültürüyle özdeşleşmesi gerektiği konusunda hemfikir.

16.03.2015 12:39:560
Paylaş Tweet Paylaş
LİDERLERİN GÖZDESİ
GÜLER SABANCI SABANCI HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“KADINLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ ÖNCELİKLİ”
Yol gösteren felsefemiz 
Sabancı Holding olarak tüm sosyal sorumluluk çalışmalarımızı Sabancı Vakfı eliyle yürütüyoruz. Merhum dedem Hacı Ömer Sabancı'nın sağlığında bir yaşam felsefesi olarak kabul ettiği ‘Bu Topraklardan Kazandıklarımızı Bu Toprakların İnsanlarıyla Paylaşmak’ felsefesi amcalarım için de yol gösterici oldu. Onlar da bu anlayışa sahip çıkarak hayır işlerini düzenli bir şekilde yürütebilmek amacıyla 1974 yılında Hacı Ömer Sabancı Vakfı’nı kurdu. Bu girişimlerinde de onlara en büyük desteği tüm mal varlığını vakfa bağışlayan babaannem Sadıka Sabancı verdi. 
Gücü yaydık 
Sabancı Topluluğu'nun sanayi ve ekonomi alanında eriştiği gücü, Sabancı Vakfı aracılığıyla sosyal ve kültürel alanlarda da geniş ölçüde yaydık. Bu sayede Sabancı Vakfı, Türkiye'de bir aile tarafından kurulan ancak kurumsal bir vakıf olarak faaliyetlerini yürüten en büyük vakıflar arasında yer alıyor. Toplumsal potansiyelin gelişimini sağlamak ve toplumsal duyarlılık bilincini gelecek nesillere aktarmak için özgün, yenilikçi ve kalıcı değerler oluşturarak insanların hayatında fark yaratmayı amaçlıyoruz. 
Kadın, genç ve engelli 
Sabancı Vakfı ile ağırlıkla kadınlara, gençlere ve engellilere yönelik kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca topluluk şirketlerimiz de bu alanlarda KSS faaliyetlerini sürdürüyor.Özellikle kadınların güçlendirilmesi bizim için çok öncelikli. Ülkemizde yürüttüğümüz projelerin yanı sıra Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme Prensipleri’ni Türkiye’den imzalayan ilk şirketiz. Bu alanda birçok uluslararası kuruluşla işbirliği içinde olmaktan çok memnunuz. 
Fark yaratan 115 kişi 
Sabancı Vakfı’nın 40’ıncı yılını kutladık. Sabancı Vakfı Seminerleri ile kadınların sorunlarını masaya yatırdık. ‘Fark Yaratanlar’ projemizle sıra dışı kişilerin toplum üzerindeki olağanüstü etkilerini, Türkiye ile paylaşmaya, farkındalık yaratmaya ve izleyenlere ilham vermeye devam ettik. 2009- 2014 yayın döneminde 5 sezon boyunca halkın aday gösterdiği 1.200’den fazla başvuru arasından danışma kurulunun seçimi ile 115 ‘Fark Yaratan’ kişinin ilham veren hikayesi videoya çekildi ve yayınlandı. Bu videolar 2,5 milyondan fazla izlenme rakamına ulaştı. 
Kültür sanat ve eğitime devam 
Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, 8 yılda 1 milyona yakın çocuğa ulaşan Mehtap Ar Çocuk Tiyatrosu ve Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası gibi girişimlere desteğimizi sürdürdük. Kültür-sanat alanındaki etkin rolümüzü koruduk. Gençlerin eğitimine verdiğimiz değerin bir göstergesi olarak kuruluşumuzdan bu yana verdiğimiz burs sayısı 40 bini geçti. Ülkemize onlarca eğitim kurumu, öğrenci yurdu, öğretmen evi, kültürel ve sosyal tesis, spor tesisi ve kütüphane kazandırdık. 2015 yılında da çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. 
Yeni projeler geliyor 
Ayrıca Teknosa’nın Kadın İçin Teknoloji, Brisa’nın Turnalar Hep Uçsun, Carrefoursa Darüşşafaka işbirliği gibi projelerimiz de sürecek. Bazı şirketlerimizin de yeni projelerini hayata geçireceğiz. Her alanda nihai hedefimiz ölçülebilir sonuçlar elde edebilmek. Burs verdiğimiz gençlerin mezun olduklarında çalışkan, hevesli ve heyecanlı bireyler olarak iş hayatına atıldıklarını ve başarılı birer yönetici olduklarını görmek bize yeter. İnsanlarımızı kadın konusu da dahil toplumsal sorunlarımız üzerinde düşünmeye, yanlış gidenleri düzeltmek adına harekete geçmeye ve fark yaratmaya teşvik edebiliyorsak bu bizim için büyük bir başarı.
~
TUNCAY ÖZİLHAN ANADOLU GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE CEO’SU 
“40 YILDIR BASKETBOLU GENİŞ KİTLELERE ULAŞTIRIYORUZ”
Örnek olduk 

Anadolu Grubu, bundan 40 yıl önce basketbola destek verme kararı almıştı. Şimdiki adı Anadolu Efes Spor Kulübü olan basketbol takımını kurduğumuzda Türkiye’de basketbol kültürünün yayılmasını, bu alanda örnek olmayı ve fark yaratmayı amaçlıyorduk. Başarılarıyla tüm Türkiye’ye coşku dolu anlar yaşatan ve profesyonel sporlarda bir Avrupa Kupası kazanan ilk Türk takımı olan Anadolu Efes Spor Kulübü, basketbolu sevdirmeye ve daha geniş kitlelere ulaştırmaya devam ediyor. Şubat ayında takımımızla 2015 yılının ilk büyük kupası olan Türkiye Kupası’nı kazanmanın mutluluğunu yaşadık. 
Yerel kalkınma ve sosyal gelişim 
Anadolu Efes markamızın kurumsal sosyal sorumluluk odağında turizm ve tarım projeleri ile yerel kalkınma; kültür, sanat ve spora verdiğimiz desteklerle ise sosyal gelişim bulunuyor. Kurum olarak desteklediğimiz her alanda uzun soluklu değer yaratıyoruz. 39 yıldır spora, 31 yıldır tarıma, 28 yıldır sinemaya, 26 yıldır müziğe, 23 yıldır tiyatroya, 19 yıldır arkeolojiye ve 8 yıldır turizme destek oluyoruz. Bir parçası olduğumuz topluma ve ülke ekonomisine değer katmayı ilke olarak benimsiyor, birçok alanda sürdürülebilir modeller oluşturuyoruz. 2014 yılında 35’inci yılını kutlayan Anadolu Vakfı’nın odağında ise eğitim ve sağlık alanındaki çalışmalar yer alıyor. Vakfımızla bugüne kadar 50’nin üzerinde kalıcı eseri hayata geçirdik ve 20 binin üzerinde öğrencimize burs desteği sağladık.
~
FİRUZHAN KANATLI ETİ GIDA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
HAREKETSİZLİĞE SARI BİSİKLET’LE SAVAŞ AÇTI
Harekete teşvik
 
Eti Gıda olarak kurulduğumuz günden bu yana, topluma değer katacak, fayda sağlayacak kurumsal sosyal sorumluluk projelerini hayata geçiriyoruz. Uzun yıllardır başarıyla devam eden, birçok insanın hayatına dokunduğumuz projelerimiz bulunuyor. Son olarak 2014 yılında, ‘hareket’ kavramını toplumda teşvik etmek ve yaygınlaştırmak için ‘Sarı Bisiklet Projesi’ni hayata geçirdik. 
Çocuklar ekran başında
Günümüzde anne ve babaların en büyük problemlerinden birisi evden hatta odalarından dışarı çıkmayan, ekranların başından ayrılmayan çocuklar. Ne yazık ki çocuklar ‘hareket’ etmiyor. Bu hareketsizlik de çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin önündeki en büyük engel. Oysaki fiziksel aktiviteye dayalı aktif yaşam tarzı, her yaştan insanın hem fiziksel hem ruhsal sağlığının korunması ve geliştirilmesinde büyük önem taşıyor. 
Dördüncü ölüm nedeni 
Dünya Sağlık Örgütü’nün oluşturduğu bir rapora göre, ölüme neden olan risk faktörleri arasında hareketsizlik 4’üncü sırada yer alıyor. Dünyada yılda 3,2 milyon, Avrupa’da ise 600 bin kişi bu nedenle ölüyor. Aktif Yaşam Derneği’nin 2010 yılında yaptığı Türkiye Toplumunun Fiziksel Aktivite Düzeyi Araştırması’nın sonuçlarına göre Türkiye’nin sadece yüzde 25’i aktif yaşıyor. En hareketsiz yaş grubu ise 15-19 yaş arasındaki gençler. Bu yaş grubunun yüzde 63’ü hareketsiz. Öğrenciler yüzde 72 ile en hareketsiz grup. Serbest zamanlar, en hareketsiz olduğumuz zaman. 
Sarı bisiklet 
Fiziksel aktivitenin gelişimine katkıda bulunan en sağlıklı ve eğlenceli araçlardan biri, çocukluktan beri hayatımızda önemli bir yere sahip olan bisiklet. Aktif Yaşam Derneği ile sağlıklı bir yaşam için hareket etmenin gerekliliği konusunda farkındalık yaratmak ve bisiklet kullanımını teşvik ederek, Türkiye’de hareketli yaşama öncülük etmek amacıyla “Sarı Bisiklet” projesini başlattık.
Eskişehir’de başladı
2014 yılında başlayan Sarı Bisiklet Projesi her yıl farklı şehirde aktivitelerini gerçekleştirecek. İlk yıl Eskişehir başlangıç noktamız oldu. Proje kapsamında ilkokullarda güvenli bisiklet sürüşü eğitimleri verdik. Üniversitelerde kampüs içi ulaşımı sağlamak adına ücretsiz bisiklet kiralama sistemi oluşturduk. Mobil bisiklet tamir aracıyla bisiklet tamiri yapıldı. Semt pazarlarında pazar alışverişini bisikletle eve taşımak için 3 tekerlekli ücretsiz bisiklet etkinliği ve tüm Eskişehir halkının davetli olduğu büyük bisiklet etkinliği gerçekleştirildi. 
3 yıl sürecek
Proje 3 yıl boyunca devam edecek, her yıl farklı bir ile gidecek. Proje süresince 3 yılda 20 bine yakın ilköğretim öğrencisine güvenli bisiklet sürüş eğitimi verilecek. Proje boyunca 3 yılda ‘Mobil Tamir Aracı’ sayesinde, atıl durumda olan yaklaşık 10 bin bisiklet hayata kazandırılacak.
~
NURTEN ÖZTÜRK OPET YÖNETİM KURULU KURUCU ÜYESİ
“TUVALET VE HİJYEN BİLİNCİNİ YERLEŞTİRDİK”
Devam eden projeler 

Bizim 5 sosyal sorumluluk projemiz var: Temiz Tuvalet Kampanyası, Yeşil Yol Projesi, Örnek Köy Projesi ve Tarihe Saygı Projesi. Son olarak trafik sorununa kalıcı bir çözüm getirmek amacıyla ‘Trafik Dedektifleri’ni hayata geçirdik. Tüm projelerimizi kurgularken topluma fayda sunabileceğimiz her alanda hizmet vermeye odaklandık. Türkiye’nin en uzun soluklu sosyal sorumluluk projesi unvanına sahip olan Temiz Tuvalet Kampanyası en öne çıkan projemiz. 
Toplumsal değişim yarattık
Temiz Tuvalet Kampanyası’nın tuvalet temizliği ve hijyeni konusunda toplumsal bir duyarlılık ve değişim yarattığı kanısındayım. Kampanya kapsamında Türkiye'nin her yerini köykasaba demeksizin adım adım dolaştım. Ülkemizi, insanımızı ve ihtiyaçlarını tanıma fırsatı yakaladım. Öğrenci, öğretmen hatta velilerimize bir toplumun medeniyetini anlamanın en iyi yolunun temizlik, hijyen ve temiz tuvaletler olduğunu aşıladık. 
15 yılda 100 milyon dolar
Bu proje kapsamında 72 ili gezdik, 5 bin 500 saat eğitim vererek 5,5 milyon kilometreden fazla yol kat ettik, 8 milyondan fazla kişiye ulaştık. Şu an şirket içinde yetiştirdiğim eğitmenlerimle birlikte yurtiçi ve yurtdışından gelen eğitim tekliflerine yetişmeye çalışıyoruz. ‘Temiz Tuvaletler’ markamızla özdeşleşti. İstasyonlarımızdaki hijyen ve temizlik algısını en üst seviyeye çıkardık. Projelerimizin ağırlıklarına ve önceliklerine göre bütçemiz her yıl 3 milyon dolarla 10 milyon dolar arasında değişiyor. OPET olarak 2000 yılından beri devam eden Temiz Tuvalet kampanyamıza 100 milyon dolar harcadık.
~
ALİ ÜLKER YILDIZ HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
“SOSYAL VE KÜLTÜREL GELİŞİME YATIRIM YAPIYORUZ”
Dev bütçeli projeler

Sosyal sorumluluk kapsamında çocuk odaklı projeler gerçekleştiriyoruz. Bu projelerimizi spor, sanat ve dengeli beslenme eğitimi olmak üzere üç başlık altında topladık. Çocukların sosyal ve kültürel gelişimine yatırım yapıyoruz. Kültür sanatta Ülker Çocuk Sinema Şenliği ve Ülker Çocuk Sanat Atölyesi, beslenmede Yemekte Denge ve spor alanında Çocuklar İçin Futbol projeleriyle gelecek nesillerin mutluluğu için çalışıyoruz. Sekiz yıldır sürdürülen projelere bugüne kadar 33 milyon lira harcadık ve 2 milyondan fazla çocuğun hayatına değer kattık. 
Yüz binlerce çocuk faydalandı 
Holdingin çocuklara yönelik projelerinden ‘Çocuklar İçin Futbol’, en fazla bütçe ayrılan sosyal sorumluluk projelerimizin başında geliyor. 2007’de başlayan projeye bugüne kadar 20 milyon liraya yakın bütçe aktarıldı ve 272 bin 500’ü aşkın çocuğa spor yapma imkanı sağlandı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile gerçekleştirdiğimiz Çocuklar İçin Futbol projesi, UEFA’dan 5 yıldız aldı. Türkiye bu performansı ile Grassroots (Herkes İçin Futbol) alanında UEFA’nın en hızlı gelişen ülkelerinden biri oldu. 
Futbol köyleri 
Projeyle sporu seven, çok yönlü düşünen bireyler yetiştirilmesini ve futbolun altyapısına destek vererek Futbol Köyleri’ni iyi futbolcuların yetiştirildiği yetenek havuzuna dönüştürmeyi hedefliyoruz. Yıl boyu izlenen 12 yaşındaki yetenekli çocukların katıldığı TFF-Ülker Futbol Köyleri’ni yaz aylarında hayata geçiriyoruz. TFF ile birlikte 8 yılda, 30 ilde 53 futbol köyü düzenledik. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yetenekli çocuklar; sosyal, kültürel ve kişisel gelişimlerine fayda sağlıyor. 
Elit futbol köyleri
TFF-Ülker Elit Futbol Köyleri’nde, 12-13 yaş grubundaki en yetenekli çocuklar, 1 hafta boyunca futbolun yanı sıra hayatları boyunca faydalanacakları farklı eğitimler aldı. Uzmanlar tarafından düzenlenen eğitim programında minik sporcular; bizzat milli takım antrenörleriyle buluşup futbol yeteneklerini geliştirdi. Futbolun özünde yer alan kardeşlik, centilmenlik ve dayanışma ruhunu keşfetti. Fenerbahçe ve Galatasaray antrenmanlarını ziyaret etti. Yaz futbol köylerindeki sanat atölyelerinde hazırladıkları fair play ve dostluk mesajı taşıyan bayrağı açarak sporun ruhuna uygun mesajlar verdiler.
Yıldızlar çıkardı
2007 yılında Van Futbol Köyü’ndeki 500 çocukla başlayan Futbol Köyleri serüveni, bugün 4 bin 500’ü aşkın çocuğa ulaştı. Enes Ünal, Ozan Tufan, Berk Yıldız, Beykan Şimşek ve Muhammed Demirci bunlardan sadece kamuoyunun bildiği isimler. Yolu Futbol Köyleri’nden geçen Ümran Özev, Yaşam Göksu, Eda Karataş ve Eda Duran milli takım formasıyla ülkemizi temsil ediyor. Geçmiş yıllarda TFF-Ülker Futbol Köyleri’ne katılan 36 erkek, 44 kız çocuLumuz milli takımlara seçilme başarısı gösterdi. 50 çocuğumuz ise profesyonel kulüplerle sözleşme imzaladı. 
~
AHMET ZORLU ZORLU HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
ZORLU'NUN ODAĞINDA EĞİTİM VE SANAT VAR
Kültür sanat ve eğitim

İçinde yer aldığımız topluma karşı sorumluluğumuz olduğu bilinciyle Zorlu Grubu olarak, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımıza yön veriyoruz. Zorlu Ailesi’nin değerli büyüğü ve grubumuzun kurucusu Hacı Mehmet Zorlu’nun adını taşıyan Mehmet Zorlu Vakfı (MZV) aracılığıyla başta eğitim ve kültürsanat olmak üzere sağlık ve sosyal yardımlaşmaya yöneldik. Türkiye’nin geleceğinin eğitimli ve sanatsal duyarlılığı olan nesiller tarafından şekillenmesi gerektiği inancıyla ağırlıklı kültür-sanata ve eğitime odaklanıyoruz.
Yapacaklarımızın teminatı 
Ulu önder Atatürk “Kültür, okumak, okuduğunu anlamak çok önemli” demiş. Biz de Zorlu Grubu olarak buna önem veriyoruz. Sosyal sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu zamana kadar yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Bugüne kadar MZV kurulduğundan beri 10 tane okul yaptırdık ve Milli Eğitim Bakanlığı’na devrettik. Bunların hepsi de çocuklarımızın çok iyi eğitim alacağı şekilde tasarlandı. Kültür-sanat ve eğitim konusunda topluma örnek olmak istiyoruz. 
PSM’nin dünyada eşi yok
Zorlu Center’ın içinde planladığımız ve hayata geçirdiğimiz Performans Sanatları Merkezi (PSM) gibi bir yer bu zamana kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından bile yapılmadı. Burası zaten kâr amaçlı değil. Sosyal sorumluluk amaçlı yapıldı. Burada gördüğünüz ana salonumuzun akustik olarak dünyada eşi ve benzeri yok. Bu da Zorlu Grubu’nun sosyal sorumluluğa ne kadar önem verdiğinin göstergesi. 
Yapacak çok iş var 
PSM’ye her geldiğimde o kadar olumlu tepkiler alıyorum ki… Burada teşekkür ederken ağlayan hanımefendiler gördüm. ‘İyi ki varsınız iyi ki böyle bir yer yaptınız. Buraya geldiğimizde kendimizi yurtdışında zannediyoruz’ diyorlar. Yurtdışında zannetmeleri tuhafıma gidiyor. Demek ki bugüne kadar insanlara iyisini sunamamışız. İyisini sunduğunuz zaman bu tepkilerle karşılaşıyoruz. Türkiye’de olmayan bir şey yaptık. Yapacak daha çok işimiz var. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz