Yeni risk hesapları

Yıl sonu yaklaşıyor… Peki, şirketleri ve ait oldukları sektörleri son düzlükte bekleyen en önemli riskler neler?

11.11.2016 13:14:070
Paylaş Tweet Paylaş
Yeni risk hesapları
Şirketler her zaman yaptıkları gibi 2015 yılı sonunda 2016 yol haritalarını hazırladı. Olası riskleri, yatırım planlarını, yıl sonu hedeflerini belirlediler. Yıl içinde ise bölgesel sorunlar, Rusya krizi, döviz kurlarındaki oynaklıklar gibi sektörlerini tehdit eden risklere karşı yol üzerinde revizyonlar yaptılar. Ama bunların hiçbiri 15 Temmuz darbe girişimi gibi Türkiye’yi her kesimiyle derinden etkileyecek kadar kapsamlı bir riski barındırmıyordu. Kısaca şirketlerin son çeyrekte karşılaşabilecekleri tehditlere bir de travmatik bir toplumsal olayın yansımaları eklendi. Tüm bu etkilerin ışığında şirketlere “Yılın geri kalanında sektörünüz için ne gibi riskler görüyorsunuz ve bunlara karşı hangi tedbirleri alıyorsunuz” diye sorduk. Tekzen Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin tedarik zincirinin sekteye uğramasından, IC Holding’in CEO’su Semih Ergür turizmde devam eden sıkışıklıktan, Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem tüketici taleplerinin ertelenmesi olasılığından, Burgan Bank Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erten ise kredilendirme sürecinin yavaşlamasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Tüm bu isimlerin aldığı tedbirler ise maliyet kontrolünden ithalat ihracat dengelemesine, agresif yatırımdan yeni pazar arayışına dek uzanıyor. İşte en yetkili ağızlardan son çeyrekteki sektörel riskler ve alınan tedbirler…
BELİRSİZLİK HAKİM
15 Temmuz olaylarının toplumda yaratmış olduğu belirsizlikler ekonominin tamamına etki ederken, mobilya sektörü de sisli ortamdan payını almış görünüyor. Yataş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Altop, “Bu kalkışma hareketinin sonucu olarak birtakım kamu çalışanlarının görevden alınmaları ve devam edenlerdeki ‘Ne olur, ne olmaz’ endişesiyle herkes bir bekleme safhasına girmiş durumda. Diğer bir ifadeyle Türkiye ekonomisi satın alma talebinin belirsiz bir tarihe doğru ertelenmesiyle karşı karşıya” diyor. Altop yine de bu olayların yarattığı belirsizliklerin yavaş yavaş ortadan kalkmasına bağlı olarak, ekonomide güvenin sağlanmasıyla eylül ayında genel talebin eski seviyesine geleceği görüşünde. Bu nedenle şirket kendi içinde ekstra bir tedbire gerek görmemiş. Altop’un sektör adına son çeyrek endişesi ise ihracatla ilgili. Altop bu endişesini şöyle dile getiriyor: “Türkiye’deki belirsizlik ortamı bazı yabancı ihracat müşterilerinin belli bir süre siparişlerini ertelemelerine yol açabilir. Yataş olarak, yurtdışı müşterilerimizle sadece Yataş ürünlerini satmaları noktasında bayilik anlaşmaları yaptığımızdan bizim ihracatımızda bir düşüşü öngörmüyoruz.” Doğtaş Kelebek Mobilya Genel Müdürü Ersin Serbes de Altop gibi yılın geri kalanı için umutlu… Serbes, “Yılın geri kalanında yurtiçi ve yurtdışı satışları ivmelendirerek, sektörün hedeflediği büyüme oranlarını yakalayacağını, hatta bir miktar üzerine çıkabileceğini düşünüyoruz” diyor.
MÜDEBBİR TÜCCAR DÖNEMİ
15 Temmuz darbe girişimi pek çok sektörü olduğu gibi yapı market pazarını da derinden etkileyeceğe benziyor. Tekzen Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin buradaki riski şöyle özetliyor: “FETÖ operasyonunda ismi geçen Anadolu’daki birçok üretici aynı zamanda bizlerin tedarikçisi. Orada üretimde bir kesinti olursa perakende tarafında bir arayış içine girmek mecburiyetinde kalırız. Onların tedarik zincirinde bir kesinti olursa bizler de sıkıntı yaşarız. Düzenli perakendede ona hizmet edecek montanlı üretici bulmak her zaman çok kolay değil. Bu, yıllara dayanan bir ilişkinin sonucu... Onun için birdenbire yarın başkasıyla çalışmaya başlayayım demek çok kolay değil. Ayrıca döviz rakamlarındaki oynaklık kira ve ortak gider gibi konularda maliyetlerimize etki edebiliyor.” Tekzen tüm anlaşmalarını TL bazında yaptığı için kur dalgalanmasından etkilenmiyor ama diğer risklere karşı Gigin’in deyimiyle “müdebbir bir tüccar” gibi davranıyor. Gigin, “Doğal olarak tedarikçilerin alternatiflerini yaratmaya gayret ediyoruz. Müdebbir bir tüccarın alacağı her türlü tedbiri almaya gayret ediyoruz. Ama bu, bugünden yarına olacak bir şey değil. Dolayısıyla bir dönem için bir açık tarafımız olacak” diyor.~YATIRIMLARDA GERİLEME
Terör riski, Rusya krizi, kalkışma girişimi etkisi derken darbe üstüne darbe yiyen turizm sektöründe ise yılın geri kalanı için “sıkışıklık beklentisi” var. Sektörde büyük yatırımları olan IC Holding’in CEO’su Semih Ergür, tüm bu faktörler sonucu otellerindeki doluluk oranlarının ve Fraport ile birlikte işlettikleri Antalya Havalimanı yolcu sayısının ciddi şekilde düştüğünü söylüyor. Ergür, son çeyrekte gerek finansal gerekse operasyonel riskleri öngörülebildiği kadar minimize etmeye çalıştıklarını anlatıyor: “2015 yılında başlayan düşüşe göre iş planlarımızı revize etmiştik ancak Rusya ile yaşanan kriz ve Türkiye’deki terörist eylemler turizm sektöründe iş yapan şirketlerimizi tahminlerimizin ötesinde etkiledi. Kalitemizden ödün vermeyerek, bir dizi tasarruf tedbirini uygulamaya soktuk. Ayrıca Türk Eximbank kredileri gibi teşviklerden mümkün olduğunca yararland��k.” Yine de hükümetin alacağı tedbirlerle son çeyrekte bir toparlanma umudu da var. ProntoTour Genel Müdürü Cenk Alptekin, “2016 yılı için hem kârlılık hem de ciroda düşüş bekliyoruz. Son çeyrekte huzur algısının pozitife dönmesiyle toparlama yaşayacağımıza inanıyorum” diyor. Alptekin, şirket olarak aldıkları tedbirleri ise şöyle anlatıyor: “2016’nın ikinci yarısında birtakım yatırımlarımızı dondurduk. Önümüzü daha net gördüğümüz zaman bu yatırımlara devam edeceğiz. Ayrıca alternatif pazar ve kampanya çalışmalarıyla da tüketiciye ulaşmak ve satış artırma yönünde çalışmalarımız var.”
 GENEL GİDERLERE DİKKAT
Hazır giyim perakendesi toplumsal olaylardan hızlı etkilenen sektörlerden biri. Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem “Negatif sosyal olaylarda hem ciro hem kâr marjı kaybı beklentisi sektörü domine ediyor. Erkek giyim sektörü ihtiyaç hiyerarşisinde 4’üncü ya da 5’inci sırada yer alıyor. Bu da müşterilerin alışverişi ertelemesi sonucunu doğruyor” diyor. Suerdem bu özel duruma son çeyrekte genel giderleri kontrol altına almanın yanı sıra yalın, müşteri odaklı kampanyalarla hazırlandıklarını söylüyor. Vakko CEO’su olan Jaklin Güner de son çeyrekte güvenlikle ilgili tehditlerin sektör için risk yaratabileceği görüşünde. Güner, “Güvenlik dışında bir şey bizim moralimizi bozmaz” diyor. Bu iyimserliklerine paralel Vakko olarak yılbaşında karar verdikleri ilk planlarında hiçbir değişiklik yapmadıklarını anlatıyor: “Tüm açılış planlarımız, stoklarımız aynen duruyor. Sadece gider yönetimi tarafında daha tedbirliyiz. Ancak stoklarımızı azaltmadık, açılış planlarımızda da bir değişiklik yapmadık.” Bir başka hazır giyim perakendecisi Penti’nin Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo ise Suerdem ve Güner’in aksine sektör adına kontrol edilemeyecek dış faktörler dışında bir risk görmüyor. Kariyo, mevcut risklere karşı Penti’de aldıkları önlemleri ise şöyle anlatıyor: “Türkiye’deki bir sürü perakendeciden farklı olarak biz aynı zamanda bir üreticiyiz. Avrupa’da çorap üretiminde ilk 3’teyiz. Bundan dolayı da kuvvetli bir ihracatçıyız. O yüzden bizim ithalatımız ile ihracatımız birbirini dengeliyor. Yani bizim kur riskimiz yok. Bu, bizim 2002 krizinde aldığımız çok önemli bir karardı.”
İHRACATA YOĞUNLAŞTI
Akü sektörünün önde gelen oyuncularından İnci GS Yuasa’nın önümüzdeki dönemde sektör adına endişesi ihracata yönelik. İnci GS Yuasa İcra Kurulu Direktörü Cihan Elbirlik, “Yaşanan gelişmeler ve diğer ülkelerdeki ekonomik durumların etkisiyle otomotiv yan sanayinin ihracat ciro miktarında düşüş yaşanabileceğini öngörüyoruz” diyor. Şirket buradaki olası bir sıkıntıyı aşabilmek için ihracata yoğunlaşmış durumda. Elbirlik, bu alandaki çalışmalarını şöyle anlatıyor:“Global ortağımızla birlikte yatırım planlarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz. Önceliğimizi teknoloji gelişimine ve üretim kapasitemizi artırmaya veriyoruz. Hedefimiz, ihracat satış gelirlerimizi 5 yıl içinde 4 katına çıkarmak. Bunun yanı sıra güçlü olduğumuz pazarlarda gücümüzü korumak için ülke odaklı pazarlama çalışmaları gerçekleştiriyoruz.” İhracatta düşüş endişesi yaşayan bir diğer sektör de lojistik. Sektör, bölgede yaşanan tüm zorluklara rağmen bu yıl da büyüme bekliyor. Ancak UPS Türkiye Genel Müdürü Ufku Akaltan, kur dalgalanmalarının yanı sıra komşu ülkeler ve yurtiçindeki olağanüstü durum nedeniyle 2016 yılının geri kalanında ticari hacimlerde bir düşüş yaşayabileceklerini söylüyor. İkinci çeyrek sonuçlarına göre ihracat hacminde yüzde 30’un üzerinde artış elde eden UPS Türkiye tüm risklere “daha fazla yatırım ve ihracat” prensibiyle karşı koymayı planlıyor. Akaltan, şirket politikasını şöyle özetliyor: “Bölgedeki zorluklara rağmen pazara güvenimiz tam. UPS, 2014–2019 yılları arasında, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa pazarına 2 milyar dolar yatırım yapma kararı verdi.”~FARKLI ENDİŞELER HAKİM
Son çeyreğe girerken teknoloji perakendeciliği sektöründe farklı endişeler hâkim… Örneğin Media Markt Türkiye CEO’su Yenal Gökyıldırım, “Cep telefonu satışında kredi kartına taksit yasağının kalkması” yönündeki kararın sektör için önümüzdeki dönemde bir risk oluşturabileceği görüşünde. Gökyıldırım, “Telefona taksit uygulaması insanların bütçelerinde çok ciddi bir cep telefonu taksiti ödemesi ortaya çıkarabilir ve kredi kartlarındaki limitler oraya kayabilir. Belli bir ürüne yoğunlaşma, kategoriler arasındaki harcamaları kaydırabilir diye düşünüyorum” diyor. Gökyıldırım, bu riske karşı şirket olarak aldıkları önlemleri ise şöyle anlatıyor: “Bankalarla birlikte çalışarak uzun vadeli krediler tasarlıyoruz. Zaten şu anda verdiğimiz 36 aylık kredilerimiz vardı. Eğer bunu uzatma şansımız olursa bu işe böyle bir destek vereceğiz.” TeknoSA Genel Müdürü Bülent Gürcan ise son çeyreğin perakende sektörü için hareketli geçeceği savından hareketle yılı pozitif büyümeyle kapatmayı hedeflediklerini söylüyor. Verimlilik gündemiyle aldıkları tedbirleri ise şöyle özetliyor: “Operasyonel giderlerimize dikkat ediyor, ürün karmamızı değerlendiriyor, dijitalleşmeye yatırım yaparak işlerimizi daha efektif hale getiriyoruz. Yakın mağaza lokasyonlarında ve bölgelerde güçlerimizi birleştiriyor, lokasyon değişiklerine gidiyor ve istediğimiz performansa kavuşmayan işlerimizi gözden geçiriyoruz. Daha hızlı koşmak için fit, entegre ve yalın bir yapı oluşturmaya odaklanıyoruz.”
KONTROLLÜ BÜYÜME
Küçük ev aletleri sektörü lüks ürünlerden oluşmadığı için iç piyasada son çeyrekte gelişmelerden çok yoğun etkilenmesi beklenmiyor. Hatta sektör umutlu bile denebilir… Arzum CEO’su Mete Zadil, “İç piyasadan bahsetmek gerekirse, öncelikle eğer bu kötü anı tüm partileri ve vatandaşları birleştirici özelliğini korursa herhangi bir düşüş olmayacağı gibi inanılmaz bir sıçrama da olabilir” diye konuşuyor. İhracatta ise durum farklı; petrol fiyatları düşük devam ettikçe Avrupa hariç diğer piyasalarda zorlukların devam edeceği ve özellikle Orta Asya’da ciro ve kârlılıkların düşeceği düşünülüyor. Zadil, “Bu bölgelerde risk yönetimi de müşteri kaybını getirecektir” öngörüsünde bulunuyor. Zadil’e risklerle ilgili ne gibi önlemler aldıklarını sorduğumuzda ise bize şu cevabı veriyor: “Biz bu yıl başından beri dış piyasalarda herhangi bir ödeme riski almıyoruz ve kontrollü büyüme hedefliyoruz. Sadece ikinci yarıya özel bir durum değil ama işe alımlarımızda çok ihtiyatlı hareket ediyoruz. Sinerjilerden faydalanıyoruz, az ve öz ilkesini benimsiyoruz.”
YENİ ÜRÜN, YENİ PAZAR
Pek çok sektör gibi porselen sektörü de maliyetlerdeki artışlar, ani kur artışları, turizmdeki daralma ve ülkenin içinde bulunduğu durumdan etkilendi. Bunun dışında yıllardır süren düşük kaliteli, ucuz Çin porseleni ile rekabet de sektörü sıkıştıran bir diğer unsur. Güral Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Harika Güral, “Bunun yanında turizmin 2016 yılında beklenenin çok altında olması da iç pazarın beklenenden daha hızlı daralmasına yol açtı, bu da ciroları düşürüyor” diyor. Şirket son çeyrekte tüm bu tehditlerle maliyet kontrolü yapıp, yeni ürünlerle alternatif pazarlara açılarak baş etmeyi planlıyor. Güral aldıkları tedbirleri şöyle özetliyor; “Kontrol edebildiğimiz maliyetlerimizi iyileştirmek için sürekli projeler geliştiriyoruz, teknolojiye yatırım yapıyoruz. Türkiye’nin ilk şeffaf, ışığı geçiren, krem renkli Bone Porseleni’ni üreterek iç ve dış pazarda güç kazandık. Son yıllarda Avrupa pazarında da gözle görülür bir düşüş olduğu için, rotamızı alternatif pazarlara yönelttik. Özellikle Latin Amerika ülkelerinden talep var. Avrupa’da ise İspanya ve İtalya güçlü turizmleri sayesinde hala iyi iş yapılabilecek pazarlar.”
CİRO KORKUSU
Türkiye’nin en büyük elektrolit bakır ve tel üreticilerinden Sarkuysan’ın da 2016’nın ikinci yarısı için sektör adına en büyük endişesi ciro kaybı konusunda. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, “2016 yılının geri kalan bölümünde iç pazar satış ciromuzda düşme olacaktır. Bu da şüphesiz kârlılığımızı negatif etkileyecektir.” Çaycı, bu tehdide karşı hazırlıklarını ise şöyle özetliyor: “İç pazara satamadığımız miktarın minumum yüzde 50’sini ihraç etmeyi planlıyoruz. Bu da beklentimiz olan rahatlığı sağlamayacaktır.” Yumurta ve piliç eti üreticisi Keskinoğlu Şirketler Grubu ise yılın son çeyreği için hem sektörü hem kendisi adına iyimser. Keskinoğlu Yönetim Kurulu Üyesi Keskin Keskinoğlu, 2016’da 2015 rakamlarının gerisine düşülmeyeceği görüşünde. Keskinoğlu olarak olası sıkıntıları aşmak için pazar ve ürün çeşitlendirmesi yoluna gitmişler: “Biz Keskinoğlu olarak her zaman riski dağıtarak ticaret yapmayı ilke edindik. Bu nedenle iç pazarda ürün çeşitliliğine büyük önem veriyoruz. Bu sayede de hedef kitlemizi sürekli genişletiyoruz. Dolayısıyla bir tarafta daralma olunca diğer taraf onu dengeliyor. Diğer yandan bu ilkemiz gereği; ihracatta da hiçbir zaman tek bir pazara bağımlı kalmamaya özen gösterdik, sembolik de olsa birçok ülkeye ihracat yaptık ve her ülkenin pazarında kendimize yer edindik. 75 ülkeye yaptığımız ihracat şu anda ciromuzun yüzde 10’unu karşılıyor.”~ZEKİ KONUKOĞLU / SANKO HOLDİNG YKB
“KÂRLILIKLAR AZALIYOR”
RİSKLER

2016 yılının ilk 6 ayında rekabet ortamında artan oranda bir sertleşme gözlemlendi. Girdi maliyetlerine bağlı olarak standart ürünlerin kârlılıklarının azalması sektörde yaşanan genel bir sıkıntı. Son çeyrekte bölgedeki pazarlarla başlayacak ticaret potansiyelinin doğru analizi olası sıkışıklıkları azaltmada önemli olacak.
TEDBİRLER
Son kullanıcı beklentilerini önceden analiz edip, ihtiyaçlara hızlı cevap vererek ürünlerimizi kurduğumuz güçlü Ar-Ge ekipleri sayesinde daha iyi hale getirmeye çalışıyoruz. Tekstil sektöründe bugüne kadar kurulmuş en güçlü Ar-Ge ekibi ile yeni ve trende yön veren ürün aileleri oluşturup, markalarla birlikte etkin çalışma ortamına devam ediyoruz.
DAHA ÇOK SEYAHAT
Ayrıca standart ürün gamının toplam üretim içindeki oranını düşürerek katma değeri yüksek ürünler hazırlıyoruz. İkinci dönemde, özellikle satış ekiplerine daha fazla seyahat programları yaptırarak, ziyaret sayısını artırıp, müşteri ilişkilerimizde eksik hiçbir nokta kalmamasına uğraşıyoruz.

MEHMET ERTEN / BURGAN BANK YKB
“15 TEMMUZ TRAVMASI BÜYÜMEYİ ETKİLEYEBİLİR”
FETÖ ETKİSİ

15 Temmuz’da yaşananlardan sonra normalleşmenin gecikmesi ve özelikle piyasadaki bazı şirketlerin bu terör örgütüyle bağlantılı faaliyetlerde bulunmuş olması bizim mevcut kredi portföyümüzde sıkıntılara sebep oluyor ve bu devam edecek gibi gözüküyor. Ayrıca yeni kredilendirme yaparken özellikle bu ve buna benzer bağlantılardan ari şirketleri seçerken sürecimiz biraz yavaşladı. Bu, sektör olarak bizi endişelendiriyor.
BÜYÜME RİSKİ
Atlatılan bu travmanın büyüme üzerine olumsuz tesir etmemesi için hem devlet otoritesi hem de biz oyuncular özen ve gayret göstermeliyiz. Ama kolay değil, çünkü dış kaynakların ve dış yatırımcıların bu ülkeye nasıl baktığı ve bundan sonra nasıl davranacakları da burada önemli. Tabii büyüme yavaşlarsa veya öngörülenin biraz altına doğru giderse bunun bankacılık sektörünün performansı üzerine de etkisi olur.
ÖNLEMLER
Çalışacağımız müşterileri seçerken bir de bu yönden dikkatli olmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar alışmadığımız yeni bir risk sahası çıktı. Olay çok taze olduğu için sağlıklı bilgi edinmek de kolay değil ama yavaş yavaş bu noktaya geleceğimize inanıyorum çünkü devamlı böyle bir şüpheyle yaşayamayız. Bir aşamada kaynak bilgiler daha netleşecek ve biz de hareket sahamızı, kimlerle nasıl iş yapacağımızı daha rahat göreceğiz diye düşünüyorum.~AYHAN YAVRUCU / ALARKO HOLDİNG CEO’SU
“DONMUŞ İLİŞKİLERİ CANLANDIRACAĞIZ”
RUSYA FAKTÖRÜ

2016 yılında müteahhitlikte bizi etkileyen temel unsur Rusya oldu. Artık bu yıl Rusya’da çok fazla bir şey yapmak imkân dâhilinde değil. Ama 2017’den çok umutluyum. 2017’de Rusya’da yine ciddi müteahhitlik hizmetlerini Türkiye alacak, dolayısıyla artık 2016 yılı 2017’nin hazırlığı şeklinde geçecek. 2017 UMUDU Türkiye’deki müteahhitler ağırlıklı olarak gaz ve petrol üreten ülkelerde çalışıyor. Petrol ve gaz fiyatlarının düşmesi buralarda pazarın küçülmesine yol açtı. Dolayısıyla Rusya’nın yeniden devreye girmesi çok önemli bir avantaj. Çünkü Rusya’nın dünya kupası gibi birtakım uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapacak olması birtakım altyapı yatırımlarının da hızlanacağını gösteriyor. O nedenle ben 2017’den daha umutluyum.
HAREKET VAKTİ
Müteahhitlikte kısa vadeli tedbir alamazsınız, bir projenin gelişmesi 3-4 yıldır. Ama geçmişte Rusya’da takip ettiğimiz işler vardı. Bu geçtiğimiz periyodda durdu. Şimdi onlara yeniden başlıyoruz. Son çeyreği 2017’ye bir nevi hazırlık, kopan eskiden geliştirilip de duraksamış ilişkilerin yeniden canlandırılması olarak değerlendireceğiz.

MURAT AKGİRAY / BİMEKS YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“RİSKLERİ MALİYET YÖNETİMİYLE AŞACAĞIZ”
DURGUN CİRO

Geçtiğimiz 10 yılda, yıllık yüzde 10 büyüyen sektör 2016’nın ilk 6 ayında düşen tüketici güveni gibi faktörler sebebiyle cirosal olarak büyümedi. Öte yandan, sektör içinde tüketici talebinin tek markalı bayi sisteminden çok markalı zincir mağazalara kayması sebebiyle son 10 yılda, bizim de içinde bulunduğumuz teknoloji perakendecileri yılda yüzde 20 büyüdüler.
GÜVEN ARTACAK
Yılın ikinci yarısında, 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin ardından toplumda oluşan birlik ve dayanışma duygusunun, tüketici güvenini artırdığını göreceğiz. Bunun sonucu cirosal anlamda bir canlanmayı, özellikle son çeyrekte gözlemleyebiliriz.
TEŞHİR TASARRUFU
Bu tür dönemlerde şirketlerin en etkin yönetebilecekleri alan maliyetlerdir. Bir yıldır satış alanlarımızda revizyon yapıyoruz. Son bir yılda mağaza sayımız aynı kaldı ama kira maliyetli satış alanını yüzde 15 azalttık. Kira giderlerimizde nominal olarak yüzde 20 civarında bir iyileşme sağladık. Maliyetleri, optimizasyon ve otomasyonla azaltma stratejimizin sonunda, faaliyet giderlerinin satışlara oranını 3 puan kadar iyileştirdik.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz