Aşkını halka açtı

“Ata binmek, insana hayatla mücadele etmeyi öğretiyor. Korkunu yenerek cesaretleniyor ve özgüven kazanıyorsun.”

19.02.2016 11:48:460
Paylaş Tweet Paylaş
Aşkını halka açtı
Atlarla ilgili bir kitap okudu ve binicilik aşkına kapıldı. Çilek Mobilya’nın kurucusu ve CEO’su Muzaffer Çilek’in öyküsü böyle başladı. Ardından 2001 yılında ilk atı Unila’yla beraber Bursa İnegöl’deki çiftliğini de kurdu. Kestel’e bağlı Kazancı Köyü’nde konumlanan çiftlik, Çilek’in hafta sonları işle ilgili tüm bağlantılarını kesip dinlendiği bir kaçış noktası haline geldi. Ancak oğlu Ahmet Hakan’ın girişimcilik hevesiyle çiftlik, son bir yıldır binicilik kulübü olarak faaliyet gösteriyor. Özellikle çocukların ata binmeyi çok istediğini fark ettiklerini belirten Çilek, çiftliğin bir işletme haline gelmesinin henüz 16 yaşındaki oğlu için çok iyi bir girişimcilik deneyimi olduğunu düşünüyor. Muzaffer Çilek’in oğlu Ahmet Hakan ise şöyle konuşuyor: “At sevgisinin insanlarda olduğunu, bunu ortaya çıkarmak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de at sevgisinin yayılmasını istiyorum.” Tabiat Çiftliği Binicilik Kulübü adıyla faaliyet gösteren çiftlik konusunda Muzaffer Çilek’in tek şikayeti ise buranın artık bir kaçış noktası halinden çıkmış olması… “Artık bu çiftlikte dinlenme durumunuz azaldı. Başka kaçış noktaları aramaya başlayabilirim” diyen Çilek’le binicilik hobisini ve at sevgisini konuştuk:
* Atlara olan merakınız nasıl başladı?
 Atlara olan merakım 40 yaşında başladı. Atın bereketi ve uğurunu anlatan bir kitap okudum ve o kitaptan gerçekten çok etkilendim. Kitapta, atların uğur getirdiği ve bu nedenle insanların at sahibi olması gerektiği anlatılıyordu. Çok etkilendim ve bir at almaya karar verdim.
* At sahibi olduktan sonra kendinizi nasıl geliştirdiniz?
 Nasıl bakılır, nasıl beslenir, nasıl tımar edilir, nasıl binilir... Bunları öğrenmeye başladım. Bursa Atlı Spor Kulübü’ne üye oldum ve ders almaya başladım. Dersler, hafta sonları 1’er saat olmak üzere 5 hafta sürdü. Hem ata binme konusunda kendime olan güvenim geldi hem binicilik tekniklerini öğrenmiş oldum. Atları yakından tanıdım. Huyunu, suyunu, davranış şekillerini orada öğrendim. Sonra satın aldığım atla öğrendiklerimi tasdik etmeye başladım.
* İlk atınızın adı neydi? Nasıl bir attı?
 İlk atımın adı Unila’ydı. Çok iri ve büyük, Alman bir attı. İlk atımın biraz yaşlı olmasını tercih etmiştim. Çünkü atlar çok hareketli ve canlı varlıklar. Her gün çıkması, dolaşması gerekiyor. Ben sadece hafta sonu binebildiğim için diğer 5 günde at çıkmadığı zaman ilk etapta zapt etmek çok zor oluyor. Yaşlı atlar genç atlara göre daha sakin oluyor. Bu tercihim çok isabetli oldu. Hem biniciliği öğrendim hem cesaretim arttı.
* Oğlunuzu ata binmeye nasıl alıştırdınız?
 Çiftliği kurduğum zaman oğlum 1 yaşındaydı. Onun da benim gibi ata binmeyi sevmesini arzu ettim. Umduğum gibi oldu ve oğlum Ahmet Hakan da 5-6 yaşlarında ata merak sardı. Şimdi 16 yaşında ve benden daha meraklı olduğunu söyleyebilirim. O kadar seviyor ki okul sonrasında hemen çiftliğe koşuyor. Bütün hafta sonlarımızı burada geçiriyoruz. ~* Çiftliğinizi bir işletme haline getirme süreciniz nasıl gelişti?
 Aslında burayı işletme haline getirme fikri oğlumundu. Zaten şu anda da işletmenin başında kendisi duruyor. Ben sadece gerektiği zaman fikir veriyorum. Çiftlik köye gelenlerin çok ilgisini çekiyordu. Özellikle çocuklar kapıdan içeri bakmaya çalışıyordu. Aileler bizden çocuklarının ata binmesi için izin istemeye başladı. Bazı kişileri içeri alıyorduk ama herkesi de almamız mümkün olmuyordu. Oğlum büyüyünce burayı halka açık bir işletme haline getirmek istedi. Bir işletmenin yükünü üstlenmenin çok zor olduğunu söyledim ama o çok istediği için bir fırsat yarattık.
* İnsanların ilgisi nasıl oldu?
 Burayı binicilik kulübüne çevirdikten sonra gördük ki insanların böyle bir yere gerçekten ihtiyacı varmış. Sosyal medyanın da etkisiyle hemen insanlar arasında yayıldı. Burası resmen doldu taştı… Bu sefer çiftliğin fiziksel imkanları yetersiz kaldı. Biz de geçen kış apar topar inşaata başladık. Biliyorsunuz, çocuklar çok sık acıkıyor. Aileler de çocuklarının derslerinin bitmesini bekliyor, onlar etrafta gezerken oturup dinlenmek istiyor. Bu yüzden bir kafe açıktık. Onun dışında şimdi bir kapalı manej yapımına başladık. Çünkü kışın soğukta, yağmurda, karda çocukların burada ata binmesi zor oluyor. Okullar da eylül ve mayıs aylarında açık olduğu için böyle bir ihtiyaç doğdu.
* Bu söyledikleriniz için ne kadarlık bir yatırım yaptınız? Çiftlik bu süreçte ne kadar büyüdü? Bünyenizde kaç eğitmen çalışıyor?
 Yaptığımız yatırım 1 milyon Euro’yu geçti. 13 tane atımız var. Bizim atlarımız milyon dolarlık atlar değil. Bizimkilerin değeri 5-15 bin Euro arasında değişiyor. İngiliz, Hollanda, Arap atları gibi iyi ırklardan atlarımız var. Zaten masraf en çok atlara yapılıyor. Ben burada çiftliği ilk kurduğumda 2,5 dönümlük bir alandı. Şimdi 10 dönüme kadar çıktı. E��itmen sayımız yazın 4’e çıkıyor. Şu an 3 kişi. Bunlar çocukluğundan beri atlarla ilgilenmiş, at konusunda çok iyi eğitmenler. 3 seyis arkadaşımız, bir de buranın bakımıyla ilgilenen bir aile ile çalışıyoruz.~ *Ata binmek çocuklar için nasıl bir fayda sağlıyor?
AVM hayatı insanları oldukça stresli bir hale getirdi. Çocuklar doğayı unutuyor. Aslında çocuklar buraya geldiklerinde hayvanları sevdiğini fark ediyor. Çocuklar atlara bindiğinde üzerlerindeki korkularını atıyor, özgüven kazanıyorlar. Engelli çocuklar için ata binmek bir tedavi yöntemi olarak kullanılıyor.
* Engelli çocuklar için özel eğitmenleriniz var mı, onlar kendi eğitmenleriyle mi geliyor?
 Kendi eğitmenleriyle geliyorlar. Bizim eğitmenlerimiz de yardımcı oluyor. Onların dersleri biraz daha özel oluyor. Bütün çocuklar burada çok mutlu oluyor ama engelli çocukların mutluluğu bir başka oluyor. Ata binmeleri, onlar için müthiş bir özgüven… Öğretmenleri de onları eğitmek için en iyi yöntemleri aradıkları için buranın varlığından çok memnunlar. Biz de çocuklara faydalı oldukça çok mutlu oluyoruz.
* Oğlunuzun bu girişimcilik arzusu hakkında ne düşünüyorsunuz?
 Oğlumuza destek vermek durumundayız. Menüsünü, fiyatlarını, kataloglarını hazırlamak, sosyal medya ve web sitesini yönetmek, müşterilerin ihtiyaçlarını belirlemek derken burası onun için resmen bir işletmecilik, girişimcilik eğitimi oldu. Ben bu durumdan çok memnunum, kendisi de memnun.
* Sizden at bakımına dair birkaç bilgi alabilir miyiz?
 Ata mutlaka sakin ve yumuşak davranmak, onlarla konuşmak, arkadaş gibi sohbet etmek, hikaye anlatmak gerekiyor. Atlar çok hassas hayvanlar. Bu yüzden çok şefkatli, hassas davranmak lazım. Zaten bu yüzden atların bakımını yurtdışında genelde kadınlar yapıyor. Bunun dışında tabii her gün tımarının yapılması, temizlenmesi gerekiyor. Enerjisini atması için her gün biraz toprakla buluşması, yerlerde yuvarlanması ata iyi geliyor. Tabii bir de 2 ayda bir nallanması, tırnaklarının kesilmesi ve otları daha iyi koparabilmesi için 6 ayda bir dişlerinin törpülenmesini ihmal etmemek lazım.
* At-insan ilişkisi nasıl gelişiyor?
 Biliyorsunuz dünyada insanla canlının birlikte yaptığı tek spor binicilik. Atlarla ilişki karşılıklı oluyor. Atın sizi önce tanıması, koklaması lazım. Atların hafızası çok güçlü, ikinci sefer geldiğinizde sizi hatırlar. Sinirliler, huysuzlar, tembeller, korkaklar, heyecanlılar, asiler gibi çeşitli huylarda atlar var. Bunu farklı atlara bindiğiniz zaman hissediyorsunuz. Ama atların huyları, eğitmenin ona yaklaşımıyla değişir. Uysal davrandığınızda en sinirli atı bile sakinleştirirsiniz.~“BAŞKA BİR KAÇIŞ NOKTASI BULACAĞIM”
HOBİYDİ İŞ OLDU

Burası eskiden hafta sonları geldiğim, 2 gün boyunca her şeyle iletişimimi kesip dinlendiğim bir yerdi. Şimdi bizim dinlenme durumumuz azaldı. Ama ben kendime çiftliğin üst kısmında bir yer yaptım. Benim kendi atlarım, yüzme havuzu, evim orada olacak. Orada kafa dinlemeye çalışacağım. Başka kaçış noktaları aramaya başlayabilirim.
FARKLI PARKURLAR
Yurtdışında çok fazla vakit geçiriyorum. Kaldığım yerlerde çiftliklere gidip ata biniyorum, orman gezilerine katılıyorum. Başka atlara binince atla ilgili daha çok şey öğreniyorum. Ayrıca farklı ormanları ve parkurları keşfetmek yepyeni bir heyecan oluyor.

“ATA BİNMEK İNSANA ÖZGÜVEN KAZANDIRIYOR”
GÜCÜ KONTROL EDİYORSUN
 
900 kilo atın gücü sizin elinize geçiyor. Atla birlikte bir tepeye çıktığında diğer tepeyi görüyorsun, oraya gidiyorsun. Sürekli gitme, keşfetme arzusu oluyor. Akla hiç başka bir şey gelmiyor. O yolu bitirmen, atla ilgili olan tüm şeylere konsantre olman lazım. 
MÜCADELEYİ ÖĞRETİYOR 
İnsanın aklına ormanda giderken her şey geliyor. Bazen yollar kapalı oluyor, ağaç devrilmiş oluyor. Hem aklındakilerle hem ormanın şartlarıyla mücadele ediyorsun. Bu da insana hayatla mücadele etme konusunda yardımcı oluyor. Korkunu yenerek cesaretleniyorsun ve özgüven kazanıyorsun. 
EN İLGİNÇ ANLAR 
Bazen atlar bir şeyden ürküp sizi bırakıp gidebiliyor. Bir keresinde 2-3 saat sonra gelmek üzere evden çıkmıştım. Evde eşimin akrabaları vardı, yemek hazırlanmış herkes beni bekliyordu. Ama at geldi ben gelmedim. Onlar için müthiş bir korku olmuştu. 1 saat kadar yürüyerek geri dönmek zorunda kaldım.~AHMET HAKAN ÇİLEK / MUZAFFER ÇİLEK’İN OĞLU
“DERSLERİMİ AKSATMADAN ÇİFTLİKLE İLGİLENİYORUM”

NASIL HİSSEDİYOR?

Ata binmek özgürlük. Atla beraber aynı şeyi düşünmek ve yapmak, arada bir bütünlük oluşuyor. Özel bir atınız olduğu zaman ilişki çok başka oluyor. At sevgisinin insanlarda olduğunu, bunu ortaya çıkarmak gerektiğini düşünüyorum. Bu da atla karşılaşınca oluyor. Türkiye’de biniciliğin gelişmesini, at sevgisinin yayılmasını istiyorum.
HALKA YAYILMALI
Binicilik kulüpleri daha çok elit kitleye hitap ediyor ve halktan insanlar buralardan çekiniyor. Üyelik sistemiyle çalıştıkları için insanların gidip burada bir hafta sonu geçirmek gibi bir imkanı olmuyor. Ama bana göre, herkes bu sevgiyi hissetmeli. Bunun için de kulüplerin daha fazla insana ulaşması gerekiyor.
HEDEF İSTANBUL
Derslerimi aksatmadan işletmeyle de ilgilenebiliyorum çünkü severek yapıyorum. Burası daha fazla eğitmen, öğrenci ve atla daha çok gelişebilir. Yurtdışındaki binicilik fuarlarını da yakından takip ediyorum. Bursa’daki bu girişimi ileride İstanbul’a da taşımayı düşünüyorum. Beykoz tarafında bu iş için uygun araziler var. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz