En sevdikleri tarihi mekan hangisi

Tarihi yapılar, kapısından girdiği anda geçmişe doğru zaman yolculuğuna çıkarır meraklısını… “Bu mekanları ziyaret etmenin, bizden önce yaşayan ve bu değerli mirasları bize bırakan o ustaları hatırlamak ve onlara minnet borcumuzu ifade etmek anlamına geldiğini düşünüyorum” diyen Viko CEO’su Nusret Kayhan Apaydın için İstanbul Tarihi Yarımadası dünyanın en değerli, en özel yerlerinden biri. Sarper Suner için de Tarihi Yarımada İstanbul’un gözbebeği… Erdem Çenesiz Hattuşaş’ın, Burak Büyükdemir ise Kapadokya’nın hayranı. CEO’lar, en sevdikleri tarihi mekanları Capital’le paylaştı:

28.09.2015 15:59:010
Paylaş Tweet Paylaş
En sevdikleri tarihi mekan hangisi
Tarihi mekanlar, insanı geçmişe götüren, tarihe şahitlik etmesini sağlayan önemli birer kültürel değer, en değerli mirasımız… İş insanları da zaman buldukça tarihi mekanlara gidiyor, tatillerini bir kültür gezisi olarak planlayarak bu değerleri ziyaret ediyor. Konuştuğumuz CEO’ların çoğu, Tarihi Yarımada’nın tutkunu. Viko CEO’su Nusret Kayhan Apaydın, Gökhan Bilgiç ve Sarper Suner, Sultanahmet semtinin İstanbul ve Türkiye için çok önemine dikkat çekiyor. Arkeolojiye ilgisi olan Generalli CEO’su Mine Ayhan ise tatillerini tarihi dokusu olan şehirlerde değerlendirmeyi seviyor. Ece Holding’in yönetim kurulu başkanı Erdem Çenesiz, memleketi Çorum’daki Hattuşaş’a, KPMG Türkiye Ülke Başkanı Ferruh Tunç ise memleketi Antalya’daki Yivli Minare’ye, çocukluk ve gençlik yıllarındaki anılarını barındırması açısından ayrı bir değer veriyor. İşte 7 yönetici ve favori tarihi mekanları… “EN DEĞERLİ TOPRAK PARÇASI”
Tarihin birçok dönemine şahit olmuş Tarihi Yarımada, Viko CEO’su Nusret Kayhan Apaydın’ın favorisi… Apaydın, fırsat buldukça Sultanahmet civarını dolaşıyor. Şimdiki zamandan uzaklaşıp hayalinde o zamanlar yaşananları canlandırarak günlük hayatın stresinden uzaklaşıyor. Tarihi mekanların kendisi için önemi şu sözlerle ifade ediyor: “Bu mekanları ziyaret etmenin, hangi uygarlığa ait olursa olsun bizden önce yaşayan ve bu değerli mirasları bize bırakan o ustaları, o büyükleri hatırlamanın ve onlara minnet borcumuzu ifade etmek anlamına geldiğini düşünüyorum.” Tarihi Yarımada’nın çok büyük bir zenginlik ve insanlık tarihinin en değerli hazinelerinden biri olduğunu belirten Apaydın, “Tarihi Yarımada’da dünya tarihini şekillendiren iki büyük uygarlığın hala canlılığını koruyan izlerini müşahede etmek, gerek Doğu Roma gerek Osmanlı İmparatorluğu’na ait başyapıt diyebileceğimiz eserleri bir arada görmek beni her zaman derinden etkiler. Bence Tarihi Yarımada, yeryüzündeki en değerli toprak parçalarından biri… Ancak ne yazık ki çok hoyratça kullanıyoruz ve değerini bilemiyoruz. Kanımca gerekli yasal düzenlemeler yapılarak bu bölgede tarihi eserler dışında hiçbir şey kalmayacak şekilde bir temizlik yapılsa ve bu bölgeye bir açık hava müzesi vasfı kazandırılsa dünyada en çok ziyaret edilen mekanlar arasında yer alacaktır” diye konuşuyor.
~
ATİNA GEZİSİ

Generali Sigorta’nın genel müdürü Mine Ayhan, tatillerini tarihi dokusu olan ve yaşanmışlığı hissedebildiği yerlerde geçirmeyi tercih ediyor. Tarihi şehirlerin görsel zenginliğinden, hikayesinden ve o hikayelerin insanlara yansımasından çok etkileniyor. Bu şehirlerden biri de Atina… Bir iş seyahati dolayısıyla gittiği Yunanistan’da Atina’ya yapılan kültür gezisine katılan Ayhan, seyahatini şöyle anlatıyor: “Atina’da en çok benim için şehrin hazinesi olan Akropolis’ten etkilendim. Antik Yunan ve mitolojiye olan ilgim nedeniyle bu benzersiz tarihi yapı için anlatılan hikayelerden çok etkilendim. Akropolis, Yunanca’da şehirlerin yakınındaki tepeler için kullanılan ‘yukarıda bulunan şehir’ anlamına geliyor. Atina Akropolisi ise Parthenon, Erechtheion, Athena tapınağı gibi ünlü yapıtları bulunduran dünyaya mâl olmuş bilinmesi gereken bir yer. Özellikle benim gibi arkeolojiye ilgi duyanlar için Akropolis’in en büyük tapınağı olan Parthenon’u görmek çok etkileyiciydi. Ünlü devlet adamı Perikles tarafından yapılması istenen Parthenon, Yunanlıların Perslere karşı kazandığı zaferi kutlamak ve ibadet etmek için M.Ö. 447- 432 yılları arasında inşa edilmiş. Atina Akropolü’nde daha önceki tapınak alanı üzerine yerleştirilmiş, şehrin koruyucu tanrısı Athena Parthenos’a (Bakire Athena) adanmış. Binanın, bugüne kadar gelebilen eserler arasında en iyi  korunmuş Yunan tapınaklarından biri olması özellikle ilgimi çekti.”
 “HEP YİVLİ MİNARE’Yİ ARARIM”
Memleketi Antalya’nın kendisi için bambaşka bir anlam ifade ettiğini söyleyen KPMG Türkiye Ülke Başkanı Ferruh Tunç, Yivli Minare’ye olan hayranlığını “Kaybolmuş hissedince hep onu ararım” diyerek anlatıyor. Ferruh Tunç, Yivli Minare’yi ve ona hissettirdiklerini, edebi bir dille şöyle anlatıyor: “Denize borçludur varlığını Antalya; bin yıllardır, dağların aşılmaz kıldığı uzaklıkları, denizlerin yakınlaştırmasına... O muhkem karaya, yaz oldu mu dağlardan inen sularla bile serinleyemeyen sıcak ve sakin şehre denizden bakıldığında, bir deniz feneri gibi Yivli Minare görünür. Yapım tarihi ve ‘banisi’ni kesin bir şekilde aydınlatacak kanıtı henüz bulunmayan, kare prizma formlu kaidesinin tam ve kesin şekilde bir örneği başka bir yerde henüz belirlenemiyor. Selçuklu dönemine, 13.yüzyıla inen bir geçmişi olduğu kesin olan, şehrin alametifarikalarından biri olan Yivli Minare... Cephe yüzeyine dalgalı-yivli bir görünüm kazandıran yarım daire planlı dilimlerin de minareler içinde bir benzerini bulmak mümkün değildir ülkemizde. Yivli Minare onun kalbinden göğe yükselen, çevresine çok şey anlatan ve anlatırken görkemli, benzersiz güzelliğinden ödün vermeyen büyük bir armağandır. Dünyada kaybolmuş hissedince Yivli Minare’yi ararım.”
 “GEÇMİŞİ HİSSEDİYORSUNUZ”
Tarihi Yarımada’nın ve Sultanahmet’in hayranı olan CEO’lardan biri de British American Tobacco Türkiye Genel Müdürü Gökhan Bilgiç. Başarılı yönetici, Sultanahmet’i İstanbul’un en önemli abidelerini barındırdığı, Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerini taşıdığı için, “Ayağınızın bastığı ve dokunduğunuz her yerde tarihi, geçmişin dokusunu ve orada yaşanan hikayeleri hissetmeniz mümkün” diyerek tanımlıyor. Bilgiç, Tarihi Yarımada hakkında şunları söylüyor: “Çok yakın zamanda British American Tobacco’nun yönetim kurulu üyelerine İstanbul’u gezdirme şansı buldum. Sultanahmet, Doğu Roma’dan Osmanlı’ya kadar eşsiz bir geçmişe tanıklık etmesiyle en kıymetli tarihi hazinelerimizden biri. Misafirlerimiz, Ayasofya’dan Yerebatan Sarnıcı’na kadar tüm eserlere hayran kaldı. Bu kadar önemli ve etkileyici bir tarihe sahip olduğumuz için gurur duydum. Sultanahmet turumuz kapsamında ziyaret ettiğimiz yerlerin ne kadar temiz ve bakımlı olduğunu gördüm. Tarihi ve kültürel değerlerimize bu şekilde sahip çıktığımızı görmekten de ayrıca büyük mutluluk duydum.”
~
Kendimi Hattutaş'a ait hissediyorum"
Erdem Çenesiz / Ece Holding Yönetim Kurulu Başkanı
SIRLARLA DOLU

En çok etkilendiğim tarihi mekan Hattuşaş. Biz, Çorumlu bir aileyiz. Hattuşaş Çorum için kıymetli bir değer, bir şans. Unesco Dünya Mirasları listesine dahil edilmiş bir gözbebeği. Buranın tarihinden alınması gereken çok önemli dersler, bilgiler ve hatta teknolojiler var. Hala birtakım çözülemeyen sırlarla dolu, 4 bin yıl sonra bile halen yeni şeyler keşfediliyor. Burayı seviyorum, çünkü kendimi buraya ait hissediyorum.
4 BİN YILLIK MİRAS
 Burası dünyanın en büyük imparatorluklarından birine başkentlik yapmış ve 5 farklı kültürü bünyesinde barındırmış. Bugün sahip olduğumuz yüksek teknolojik güç bile Hititler’in oluşturdukları bu şaheserle buradaki mimari ve mühendislik eserlerle yarışamıyor. 4 bin yıl sonra bile bizi hala etkiliyor ve hayranlık uyandırıyor. Burası Çorum’da olduğu için çok şanslıyız. Bu kültürel mirası gençlerimize çok iyi anlatmamız, sevdirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
GENÇLİK YILLARI
En son Hititoloji Kongresi vesilesiyle burada bulunmuştum. Bu bölgede yapılan birçok çalışmada etkinlikte yer almak gayretindeyim. Burada neler hissettiğimi anlatmamsa gerçekten çok güç. Biz buralarda büyüdük. Çocukluğumuzda ayrı gençliğimizde ayrı hislerle dolduk. Şu anda hissettiğim ve o günlerden hatırladığım ortak duygu ise büyük bir hayranlık. 

"Kapadokya'dan asla bıkmam"
Burak Büyükdemir / Etohum'un kurucusu
DOĞAL GÜZELLİKLER

Kapadokya’yı çok ilginç buluyorum. Her gittiğimde büyülenip dönüyorum ve her seferinde yeni bir şeyler keşfediyorum. Peribacaları’ndan vadilerine, yeraltı mağaralarından geleneksel yerleşim yapılarına kadar bana hiçbir zaman bıkkınlık vermeyen bir bölge burası.
ZAMAN YOLCULUĞU
Asurluların, Perslerin, Romalıların, Osmanlıların ve Rumların etkisini aynı anda hissediyorsunuz. Burada adeta zaman yolculuğuna çıkıyorsunuz. Zamanında düşmanlardan kaçmak için inşa edilen o yeraltı şehirleriyse bugün benim için mutlak huzuru hissedebildiğim ender yerlerden.
YENİ YAPILAR
Orta Anadolu’nun motiflerini soluduğunuz ve geçmiş medeniyetlerin izini takip ettiğiniz bu topraklar, benim için mistik dokusunu her zaman koruyacak. Tek dileğim, bu özgün coğrafi ve tarihi yapıların hak ettikleri şekilde korunması ve bölgeye yakışmayan turistik yapıların artmaması.
~
"Doğubayazıt unutulmazlarım arasında"
Claude Rumpler / L'oreal Türkiye Genel Müdürü
DOĞUBEYAZIT CEZBEDİYOR

Türkiye, zengin geçmişiyle keşfedilecek güzelliklerle dolu bir ülke… Beni cezbeden, etkileyen, hikayesi ve yaşanmışlıkları olan tarihi mekanlarla dolu olduğunu söyleyebilirim. Ama en etkilendiğim yer Doğubayazıt. Kesinlikle benim için unutulmazlar arasında yerini aldı.
GÖRKEMİNE HAYRAN
Her şeyden önce göz alıcı, son derece etkileyici bir doğası ve yapısı var. Kendine özgü enerjisiyle gerçekten gidip atmosferini yaşamaya, hissetmeye değer. Orada kendimi çok iyi hissettiğimi, doğanın ve yapıların sade görkemine hayran kaldığımı ve insanların hayatın güzelliklerini yakalamakta ne kadar da yetenekli olabileceklerini düşündüğümü çok iyi hatırlıyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz