Asım Bey'den iş dersleri

Bize nasıl bir baba-oğul ilişkisi kurduklarını, iş adamı Asım Kibar’dan neler öğrendiğini ve holdingin bundan sonraki planlarını anlattı. İşte sohbetimizden satırbaşları…

6.12.2017 15:23:000
Paylaş Tweet Paylaş
Asım Bey'den iş dersleri

Aslı Sözbilir

[email protected]

ASIM KIBAR, iş hayatına 66 yıl önce babasının manifaturacı dükkanında başladı. Birkaç yıl sonra küçük ortağı olduğu bir şirkette yönetim kurulu üyesi olunca, hayatı değişti. Kısa sürede o şirkette büyük farklar yarattı, ülke çapında adından söz ettirdi. Bunu, çocuklarının eğitimi için gittiği İstanbul’daki demir ticareti işi izledi. Ardından fabrika yatırımları, otomotiv ve diğerleri geldi. Şimdi 25 milyar TL ciro yapan bir grubun onursal başkanı olan Kibar, “Hayal etmeye vaktim yoktu, hep çok iş vardı” diye konuşuyor. Başarısını rakiplerden ileride olmaya, işe odaklanmaya, işçi gibi çalışmaya ve müşteri memnuniyetine odaklı kalmaya borçlu olduğunu söylüyor. Kibar, “Her hatadan ders alarak bugünlere geldim” diyor.

Türkiye’nin dev şirketlerinden Kibar Holding, sanayiye ilk adımını 1972 yılında Kartal Sac İşletme Ünitesi ile attı. Bugün ise alüminyumdan otomotive, gıdadan enerji ve ambalaja kadar farklı sektörlerde toplam 22 şirket, 7 bin 500’ü aşkın çalışan ve 25 milyar TL ciro ile 45’inci yaşını kutluyor. Biz de holdingin yarım asıra yaklaşan tarihini kurucusu Asım Kibar’dan dinlemek istedik. O da bize “taş taş üzerine koyarak nasıl bugünlere geldiklerini” anlattı. Asım Kibar, 84 yaşında ve onun hikayesi aslında bugünlerde sıkça bahsedilen “iyi kapitalizm”in ta kendisi. “İşle yatmış, işle kalkmış”, çalıştığı tüm paydaşlara sonsuz güven vermiş, kendisiyle birlikte çalışanlarını ve yatırım yaptığı yerlerin halkını da kalkındırmış bir sanayici o… Kayseri’de doğmuş, büyümüş ve profesyonel yönetici olarak orada zirveye ulaşmış, ama çocukları yabancı kolejlerde dil öğrensin diye tüm bunları geride bırakacak kadar da vizyoner. Ve İstanbul’da yepyeni maceralara atılacak kadar cesur… Günümüzün “challenge” (zorluk) ya da “strateji” gibi moda iş kavramları ona yabancı. “Bugüne dek engel olarak gördüğüm bir şey olmadı. Bir işe başladığımızda o işteki problemleri hallede hallede ilerleriz. İşin doğası olarak görürüz” diyor. Başlangıçtaki planlarını sorduğumuzda, “Hayal etmeye vakit yoktu. Çok iş vardı. Hedefim işi başarmaktı” diye konuşuyor. Ticarette basit kurallara ve temel değerlere inanıyor: “Daima al-sat işi yaptım. Eğer stokçuluk yapsaydım ya çok para kazanırdım ya çok para kaybederdim… Güven, dürüstlük, çalışkanlık ve inovasyon çalışma esaslarım oldu.” Aslında anlattıkları biraz da günümüzün iş liderlerine hayat dersi niteliğinde… Kalkmak kadar düşmenin de doğallığını “Varsa bir yanlışım ondan ders aldım. Gün sabahtan akşama kadar hep aynı değil ki… Yağmur yağar, rüzgar eser hepsi olur. Hayat da böyle, bunlara katlanmak lazım” sözleriyle dile getiriyor. Asım Kibar’la bu hoş sohbetimize oğlu Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar da katıldı. Bize nasıl bir baba-oğul ilişkisi kurduklarını, iş adamı Asım Kibar’dan neler öğrendiğini ve holdingin bundan sonraki planlarını anlattı. İşte sohbetimizden satırbaşları… 

  • İşi nasıl kurdunuz, nasıl geliştirdiniz?

 1951 yılında babamın manifatura mağazasında işe başladım ve 1964’e kadar orada abimle manifatura işi yaptım. 1964’te ufak ortağı olduğum Orta Anadolu Mensucat Fabrikası’nın yönetim kuruluna seçildim. Fabrikadan sorumluydum. Bir-iki yıl sonra yönetim kurulu başkanı oldum. 1964-1970 arasındaki bu sürede fabrikayı bir buçuk misli büyütmenin yanında mamülleri ve işletmesiyle Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından biri haline getirdik. Ben oraya işi bilen biri olarak gitmedim. Ama orada işçiden, ustadan, kalfadan, formenden, müdürlerden her şeyi öğrendim ve onlarla beraber güven, itimat ve sevgiyle işi geliştirdik. 1970’te çocuklarımızın yabancı kolej eğitimi alması için İstanbul’a geldik. İstanbul’a geldiğimde işimi kurmuş değildim. İthalat yapmayı düşünüyordum ama baktım ki transferler 6 ay bekliyor, döviz yok, o arada boş kalmamak için elimdeki cüzi miktarla demir alıp satmaya başladım. Başladığım o işte piyasa şartları öyle uygun hale geldi ki 2-3 yıl içerisinde Türkiye’nin en çok demir alıp satan firması haline geldim. 1974’te ithalat başladığı zaman büyük miktarda mal ithal ediyordum. Hatta 2-3 yıl hiç depo tutmadan malı gemilerden direkt sattım. 

  •  Sanayi yatırımlarına başlamanız nasıl oldu? 

 1978 yılına geldiğimizde galvaniz fabrikasını kurmaya karar verdim ve fabrikayı 1980’de faaliyete geçirdik. Ardından 1983’te dış ticaret şirketini, 1986’da alüminyum fabrikasını kurduk. Alüminyum fabrikasıyla aynı dönemde ikinci bir galvaniz hattını da hayata geçirdik. Hyundai ile 1990 yılında distribütör olarak çalışmaya başladık. Aslında Türkiye distribütörlüğü için onlara birçok firma müracaat etmişti. Daha evvel demir çelik alışverişinden doğan irtibatımızın faydalı olacağı kanaatiyle bizi seçtiler. 1995’te Hyundai ile otomobil fabrikası kurmak için anlaştık ve 1997’de faaliyete geçirdik. 

  •  İlk işe başladığınızdaki hayaliniz neydi? 

 O kadar çok iş vardı ki hayal etmeye vakit bulamıyorduk. Olabildiğince işi takip ederek, kendime ve müşteriye güven vererek iş potansiyelini geliştiriyordum. Baştaki hedefim işi başarmaktı. Hiçbir zaman bir patron gibi hareket etmedim. İşçilerle, ustalarla, müdürlerle gayet iyi ilişkiler içerisinde oldum. Onlardan hem öğrendim hem de onları idare ettim. 

~

  •  Sizi bugünlere getiren sıçrama noktası neydi? 

 Sıçrama noktası fabrikadan sorumlu olarak tekstil fabrikasında yönetim kuruluna seçilmemdi. Oradaki 6 yılda her şeyi öğrendim. Makineyi, imalatı, ihracatı öğrendim. Pazarın daima içerisindeydim, bütün müşterileri bilirdim. 

  •  Peki Kibar Holding’in tarihine baktığınızda oradaki kritik dönüm noktası nedir? 

 Holdingi kurmamıza vesile olan imkanlar demir çelikte oldu. Demir çelikte çok iyi para kazanıyorduk. Ama çok da bir kadrom yoktu; üç telefonum, iki muhasebecim, bir de telefona bakan adam vardı. Fabrika kuruncaya kadar depo ihtiyacı duymadık. Gelen malları direkt gemiden müşterilere sevk ediyordum. Dolayısıyla bu bir ucuzluk getiriyordu. 

  •  İş hayatında şansa inanır mısınız, sizce şanslı mısınız? 

 Allah’a şükür şanslıyım diyebilirim. Şansa inanırım ama gerekeni yapmadan da bir şey yapamazsınız. Tabii devalüasyonlar oldu, kur farkları oldu, büyük paralar ödedik. Ama hiçbir zaman stokçuluğu düşünmedim. Daima al-sat işi yaptım, yani alıp cüzi bir kârla sattım. Eğer stokçuluk yapsaydım ya çok para kazanırdım ya çok para kaybederdim.

  • Geriye dönüp baktığınızda işle ilgili “keşke yapmasaydım” dediğiniz bir şey var mı? 

 Hayatta bunların hepsi olur, bunlar tabii şeyler… Yani ne kahroldum, ne de zevkten dört köşe oldum, öyle düşünüyorum. Varsa bir yanlışım ondan ders aldım. Her hatayı bir ders olarak düşünürüm. Yani gün sabahtan akşama kadar hep aynı derecede değil ki… Yağmur yağar, rüzgar eser hepsi olur. Hayat da böyle, bunlara katlanmak lazım. 

  •  Şirket büyürken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi? En çok neyle mücadele ettiniz? 

 Biz rakiplerimizden daha ileride, daha başarılı olmaya çalıştık. Rekabette öne çıktık. Öne çıkma şekliyle de müşteriyi mutlu ettik. İşimize odaklandık. O şekilde büyüdük. Engel olarak gördüğüm bir şey olmadı. Biz bir işe başladığımız zaman o işteki problemleri hallede hallede ilerleriz. İşin doğası olarak görürüz. Her Cumartesi arabama atlar İzmit, Yalova, Bursa ve Gemlik’teki tüm müşterileri kar yağsa dahi kendim ziyaret eder, çekleri toplardım. 

 Çocuklarınızı holdinge nasıl dahil ettiniz? 

 Tahsilini yapanlar, müsait olanlar kendilerine iş olarak holdingi seçti. Başka yerde gidip bir iş kurmayı düşünmediler. 

  •  Direksiyonu çocuklarınıza devrederken, onlara verdiğiniz özel nasihatlar oldu mu?

Herkese söylediklerim… Fabrikalardaki genel müdürlerle beraber çalışılıyordu. Her şey kendi akışında gitti. Özel bir program yapmaya gerek görmedim, böyle bir ihtiyacımız olmadı. 

  •  Peki siz şu anda çocuklarınızla buradaki iş hayatını nasıl paylaşıyorsunuz? 

 Onlar kendi işlerini görüyorlar, bazen ihtiyaç olan konularda bana danışıyorlar veya benim merak ettiğim bir şey olursa ben onlardan bilgi alıyorum. Ben buraya artık evde oturamadığım için geliyorum, öyle… 

  •  Siz çocuklarınızın holdinge katkısından memnun musunuz, beklediğiniz gibi mi? 

Şimdi ben size bir hatıramı anlatayım. Bir gün Cenevre’ye indik, havalimanında orada fabrika kuran tekstilci eski bir dostumun oğluna rastladık. Hanım dedi ki “Sizin işiniz kolay, babalarınız işi belli bir yere getirdiler.” Çocuk çok enteresan bir cevap verdi; “Ama teyze onlar taşı taşın üzerine koyarak geldiler, biz binanın üzerindeyiz aşağıda ne olduğunu bilmiyoruz. Bizim işimiz daha zor” dedi. Gerçekten de öyle... 

~

  •  Peki holdingin gidişatından, büyümesinden memnun musunuz? 

 Memnunum ama kafi mi diyorsan değil. 

  •  Geleceğe dair sizin hayalinizde ne var? 

 Yaptığımız işlerde ön sıralarda olmak var. Birçok iş yapıyoruz, hepsi aynı derecede değil. Birinde 5’inci, birinde 3’üncüyüz. Hayalim ana iş kollarımızda başarılı olmak, önde olmak. 

  •  Sizce holding bundan sonra başka sanayii kollarına yatırım yapmalı mı? 

 Bu kadar çok sektör kafi. Hepsini biz yapacak değiliz. 

  •  Zaman içerisinde iş hayatında çocuklarınıza verdiğiniz tavsiyeler var mı? 

İki konuda herkese önerilerim olur. Biri çalışma esasları, diğeri de o anda gündemdeki mevzu neyse o. Çalışma esasları şunlar; Güven, dürüstlük, çalışkanlık ve inovasyon. Ama zaman zaman Tamer Bey ya da Ali Bey bir mevzu getirir, onu mütalaa eder fikrimizi söyleriz. 

  •  Bize tecrübelerinizden süzerek bir liderlik öğüdü söyleseniz bu ne olurdu? 

 Beraber çalıştığınız insanlara güven vermeyip, önlerine yenilikler koymazsanız onların da size saygısı olmaz. Siz gelişirken onları da geliştireceksiniz. Onların da sırtını sıvazlayacaksınız. Yani onların da faydalanması, rakiplerine göre önde olmaları lazım ki yansıması bize olsun. Çalışan arkadaşlar da yükselsinler ki emsallerine göre işlerini daha mutlu yapsınlar. 

  •  İşe başladığınız ilk güne dönersek Türkiye’nin en büyük holdinlerinden biri olacağınızı tasavvur edebilir miydiniz? 

 İleride ne olacağımızı hiç düşünmedim. Mevcut işlerimizi iyi yaparak yeni iş alanları oluştu. İşlerdeki başarılar yeni başarıları getirdi. 

  •  Peki bugünden geriye baktığınızda kendinizle gurur duyuyor musunuz? 

 Mutluyum Allah’a şükür. Gurur ayrı bir şeydir. 

  • Nasıl bir kurum kimliği miras bıraktığınızı düşünüyorsunuz?

 Müşteri, beraber çalıştığımız insanlar, bize hizmet verenler, bankalar, tedarikçiler, devlet ve fabrikalarımızın bulunduğu bölgelerde yaşayanlar dahil herkesle uyumlu, doğruluk, dürüstlük ve sempati içinde bir ilişki bırakmaya çalışıyorum. Bunda ne kadar başarılı olduysam o kadar mutluyum.

~


TAMER SAKA / KİBAR HOLDİNG CEO'SU

“İLK PROFESYONEL CEO OLMAK ZOR AMA AİLE DESTEĞİ TAM”

GEÇİŞ SÜREC
İ “2011’in başından beri Kibar Holding’deyim. CEO’luk görevine de 2014 Ocak ayında başladım. Böyle tecrübeli bir kurucu kadrosuyla beraber çalışmak büyük bir kolaylık, netice itibarıyla ciddi bir tecrübe ve birikim var. Ama diğer taraftan geçiş süreci olması, grubun ilk profesyonel CEO’su olmak gibi zorluklar var. Alışkanlıkların şekillenmesi, bir noktada kurumsal davranış biçimi haline gelmesi zaman alıyor.
SIKI İŞ BİRLİĞİ Ama biz hızlı ilerliyoruz. Çünkü aile kendi menfaatları açısından kurumsallaşmanın önemine inanmış durumda. Onlara rağmen bunu yapmak mümkün değil. Dolayısıyla onlar bu işin oturmasını, sistemin çalışır hale gelmesini kendilerinin, çocuklarının, torunlarının orta ve uzun vadede menfaatleri için kritik gördüklerinden bu konuyu çok destekliyorlar.”



ALİ KİBAR’DAN 45’İNCİ YILDA GELECEK PLANLARI

ALÜMİNYUM
Önümüzdeki dönem yatırımlarımızı alüminyum tarafına yoğunlaştırmayı düşünüyoruz. Yeni yatırımımız Dilovası’nda devreye girdi. Alüminyumda önümüzdeki yıl yüzde 15 civarında büyümeyle 300 bin ton seviyesine ulaşırız. Bu alanda Türkiye’de lider, Avrupa’da çok önemli bir oyuncuyuz. Dolayısıyla alüminyumda global bir oyuncu olma noktasında yeterli birikime ve tecrübeye sahip hale geldik. Önümüzdeki dönemde onun aksiyon planlarını hayata geçirmeye çalışacağız.
ABD AÇILIMI Birden fazla yatırımla alümünyum şirketimizi dönüştürerek sadece Türkiye ve Avrupa’da değil, global ölçekte önemli bir oyuncu haline gelecek adımlar atacağız. İlk etapta ABD’de Chicago’da bir merkez ofis açtık. Ondan sonra yatırımın tipine, şekline ve miktarına karar vereceğiz. 2018 yılı içinde ABD’de yatırımla ilgili kararımızı vereceğiz.
 OTOMOTİV Otomotiv sektörü satış adetlerinde 2017’yi aşağı yukarı geçen yılki toplam piyasa hacmine yakın, 950 binler seviyesinde kapatır. Önümüzdeki yıl yine aynı seviyeler olabilir. Ama yeni fabrikaların devreye giren kapasitesiyle beraber toplam otomotiv üretiminde yüzde 9,5 civarında artış olur. Biz Hyundai Assan olarak 2017 sonu için toplam iş planlarımızın hacimsel olarak çok az daha üzerindeyiz. Daha da iyi yaparız ama iş planımızı muhafaza etmek istiyoruz.
GİRİŞ, ÇIKIŞ Yeni alanlara girmekten çok elimizdeki işlere yoğunlaşacağız. Bunun dışında şu sektörde illa şu kadar kalacağız diye bir şey yok. Bizim her işimiz hem sürekli sürdürülebilir olmalı, hem de her işten gerektiğinde uygun zaman ve ortamda çıkmaya hazır olmalıyız. Yeni gelişen teknoloji ve trendleri takip edebilmek için sürekli yenilenmeyi ajandamızda tutmamız lazım. Her yıl grup içerisinde minimum 60-70 milyon dolar ilave iyileştirme yatırımları yapıyoruz. Yatırımların önemli miktarı teknolojik dönüşüme gidiyor.



ALİ KİBAR / KİBAR HOLDİNG YKB
BABAM BİZE VE İŞ DÜNYASINA NELER ÖĞRETTİ

BAŞARI SIRRI “34 yıllık profesyonel tecrübem var. ‘Ben babamdan şunu öğrendim’den ziyade o benden, ben ondan birbirimizden çok şey öğrendik. Benim ‘Hayır’ dediğim konuda o yürümedi, onun ‘Hayır’ dediği konuda ben yürümedim. Baba oğul ilişkisinin ötesinde sanki iş ortağı formatında bütün kararları konsensus içerisinde aldık. Ben de bu süreç içerisinde babamdan ortaklıklar, iş geliştirme gibi her konuda çok şey öğrendim. Bence babamı başarılı kılan en önemli özelliği şu; Gece gündüz iş düşünür, işle yatar işle kalkar.
GÜVEN FAKTÖRÜ Bir de tabii temel değerler var. “Güven” ilkesi mesela bizim ana şiarımız. Trajikomik ama Türkiye’deki ekonomik kriz dönemlerinin birinde, bankalara güvenmeyen müşteriler hac ziyareti öncesi dönüşte mallarını almak üzere paralarını bizim şirkete verdi. Yani adam bankaya güvenmiyor, bankada param batacak diye bizim şirkete getiriyor. Temel prensiplerimiz kurulduğumuz gün neyse aynı doğrultuda; istikrar, güven, etik değerler. Uzun vadede bu başarıya ulaşmamızın altındaki temel prensipler bunlar.
ÜÇÜNCÜ KUŞAK PLANI Ailedeki yeni kuşaklar artık Y jenerasyonu. Daha farklı bir dünyaya doğdular, daha farklı bir dünyaya doğru gidiyorlar. Aralarında hazır olanların hepsi memnuniyetle burada yerlerini alabilirler. Ama mutlaka belirli bir kurumsal süreç içerisinde bu dönüşümü yapmaya çalışıyoruz. Nasıl çalışabileceği veya kariyer yapabileceğine dair yol haritamızı hazırlıyoruz. Hepsinin hem aile hem de üçüncü bir göz tarafından müşterek değerlendirme ortamıyla sistemde nasıl faydalı olabilecekleri değerlendirilir.”



ASIM KİBAR’IN HAYATININ KİLOMETRE TAŞLARI


  • İş hayatına1951’de babamın manifatura dükkanında başladım ve 1964’e kadar yaptım. 
  • 1964’te ufak ortağı olduğum Orta Anadolu Mensucat’ın yönetim kuruluna seçilmem sıçrama noktası oldu. 
  • Oraya giderken işi bilmiyordum ama işçiden, ustadan, formenden, müdürlerden her şeyi öğrendim. 
  • Üç yılda fabrikayı 1.5 misli büyüttük, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri haline getirdik. 
  • 1970’te İstanbul’a geldik ve elimdeki cüzi miktarla demir alıp satmaya başladım. 
  • Piyasa şartlarının da katkısıyla 2-3 yılda en çok demir alıp satan firma haline geldim. 
  • 1978’de galvaniz fabrikasını kurmaya karar verdim ve 1980’de faaliyete geçirdik. 
  • Ardından 1983’te dış ticaret şirketini, 1986’da alüminyum fabrikasını kurduk. 
  • 1990’da Hyundai’nin distribütörlüğünü aldık, 1995’te ise beraber fabrika için anlaştık. 
  • Yan sanayiler derken buraya geldik. Şimdi 22 şirket, 7 bin 500 çalışan ve 25 milyar TL ciromuz var 
  • O kadar çok işim vardı ki geleceği hayal etmeye vakit bulamıyordum.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz