Bizimle iş yapan hep para kazandı

Akfen Holding CEO'su Süha Güçsav, patronu Hamdi Akın'ı, ekibini ve grubunu Capital'e anlattı...

1.02.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bizimle iş yapan hep para kazandı
18 yıldır Akfen'de çalışıyor. Grubun ve patronunun DNA'sını iyi biliyor. Bu uzun yolculuk onu CEO'luk koltuğuna taşıdı. SÜHA GÜÇSAV, Akfen'i risk alan birinci jenerasyon bir kuruluş olarak tanımlıyor. Akın'la iş uyumuna ilişkin olarak da "Hamdi Bey bir hedef tayin ediyor ve o hedefe ateş ediyor. Ben kimi zaman hedefi vurması için karşısında o hedefi taşıyan taraf oluyorum" diyor. "Bugüne kadar Akfen Holding'le kim iş yaptıysa, para kazandı ve mutlu ayrıldı" diyen Güçsav, 2012 içinde yeni işlere girebileceklerini, bazı işlerden de çıkabileceklerine dikkat çekiyor ve ekliyor: "Türkiye'den daha cazip neresi var? Bölgede de çok iyi iş yapıyoruz ama şu anda Türkiye'nin büyüme rakamları çok cazip. Şu anda Türkiye'deki fırsatları değerlendirmeye çalışıyoruz." 8 yıl önce Akfen Holding'in patronu Hamdi Akınla yolu ilk kesiştiğinde aralarında ilişki müşteri ve danışman boyutundaydı. Sonra iş ortağı oldular... Akfen hızla büyürken iş ortaklığının yanında farklı şirketlerde yöneticilik görevlerini de üstlendi. Bugün Akfen Holding'in attığı en önemli büyüme hamlelerinde onun da imzası bulunuyor. Yıllardır Hamdi Akın'ın en yakın çalışma arkadaşlarından biri olan ve bugün holdingin CEO'luk koltuğunda oturan bu isim Süha Güçsav. Akfen çatısı altında 30 bine yaklaşan bir çalışan kadrosu ve 100 kişilik beyin takımını yöneten Güçsav, özellikle çalıştığı kurum kültüründen oldukça memnun. "Bugün Akfen Holding'e baktığımızda çok demokratik, herkesin kendi fikrini söyleyebildiği, Hamdi Bey'in bile tek başına holdingin yönünü değiştirmeye yetecek bir yetkisinin olmadığı bir kurum görüyoruz. Böyle bir patronla çalışmak da önemli bir şans" diyor. 2012'nin de heyecanlı bir yıl olacağını düşünen Güçsav, yılın özellikle ikinci çeyreğinde önemli şoklar bekliyor. Kendilerinin ise bu duruma hazırlıklı olduklarını ve büyümelerinde hız kesmeyeceklerini anlatıyor. Bugüne kadar Akfen'i hep patrondan dinledik. Şimdi ise ilk kez Akfen Holding CEO'su Süha Güçsav, patronu Hamdi Akın'ı, ekibini ve grubunu Capital'e anlattı:

Capital: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz, nasıl bir hikayeniz var?
- Meslek hayatıma sigorta broker'ı olarak başladım. Dönemin ilk yabancı yatırımlardan biri olan Alexander&Alexander sigorta brokerlik şirketinde 2-3 yıllık bir çalışmadan sonra Ankara Bölge Müdürü oldum. Bunda Hamdi Bey'in etkisi çoktu, onu şirketin portföyüne kazandırdığım için şirket de benim Ankara'da bir ofis açmamı istedi. Hamdi Bey'le yolculuğum böyle başladı. 1994 yılında Alexander&Alexander'dan ayrılarak Hamdi Bey'le çalışmaya başladım. Birlikte şu anda Türkiye'nin en önemli sigorta brokerlik şirketlerinden biri olan IBS'i kurduk. Daha sonra Akfen'in başka işlerine de bakmaya başladım, çok sayıda şirket içinde görev aldım. İlk görevim finansman ve sigortacılık grup başkanlığıydı. O zamanlar yeniden yapılanma ile bir şirketler grubu haline getirilmiştik. Bir icra kurulu oluşturulmuştu. O icra kurulunun 4 üyesinden biriydim. Finansman ve sigortacılıktan sorumluydum. Daha sonra holding olduk. Hamdi Bey, çok uzun yıllar hem yönetim kurulu başkanlığını hem CEO'luğu beraber götürdü. Ben de yönetim kurulu başkan yardımcısı sıfatıyla görev yaptım. 2010 Mayıs ayında halka açılmamız ve Akfen Holding'in kurumsallaşmasındaki hedefleri bir bir gerçekleşirken Hamdi Bey yönetim kurulu başkanı, ben de CEO olarak görevime devam ettim. Böylelikle her iki görevi birbirinden ayırmış olduk.~

Akfen Holding'in yönetim stratejisi
1- Değişik bir çalışma yöntemimiz var. Yapımızda çok sayıda insan, çok sayıda işle ilgili ve görevli. Fikirleri hiçbir unvan olmadan tartışıp en doğruyu bulmaya çalışıyoruz.
2- Akfen birinci kuşak bir holding ve çok atak. Riskleri iyi analiz eden ama riskleri almaktan da imtina etmeyen bir yapı.
3- Akfen'de biz her işimizi yaparken ilk günden bunun çıkış stratejisini oluşturuyoruz.
4- Hamdi Bey kendisiyle çok aynı fikirde olan insanlarla mutlu olmaz. Onun ihtiyacı olan farklı bakış açıları ve fikirler.
5- Hamdi Bey, şirketin günlük işlerinin içerisinde değil. Her türlü bilgi kendisine aktarılıyor. İstediği yerde tabii ki müdahale ediyor.
6- Türkiye'de çoğu şirket ailelere mahkum edildiği için önemli markalar yıllar içinde yok oldu. Hamdi Bey'in vizyonunda şirketler, aileler için değil, ülkeler içindir.
7- Türkiye'de altyapı konusunda yeni bir iş geliştirilecekse ve dünyada bu işle ilgilenen stratejik bir oyuncu varsa, o mutlaka bizim kapımızı çalıyor.
8- 2012 içinde yeni işlere girebiliriz, bazı işlerden de çıkabiliriz. Bu yıl çalışan santralleri satabiliriz.


Capital: Peki CEO'luğa giden yol size nasıl açıldı?
- Aslında enteresan bir alıştırmayla oldu. Akfen Holding'de değişik bir çalışma yöntemimiz var. Bizim yapılanmamızda çok sayıda insan, çok sayıda işle ilgili ve görevli. Dolayısıyla bu kendi içinde bir otokontrolü ve farklı bakış açılarını getiriyor. Fikirleri hiçbir rütbe, unvan olmadan tartışıp en doğruyu bulmaya çalışıyoruz. Bu şekilde yönetilirken bir önceki sistemde zaten Hamdi Bey 3 tane yönetim kurulu başkan yardımcısıyla çalışıyordu. Halka arz öncesinde danışmanlarla çalışıldı, halka açık şirketlerdeki uygulamalara bakıldıktan sonra bir şablon ortaya çıktı. Hamdi Bey o şablonun doldurulmasında da değişik bir yöntem uyguladı. Şirketin bütün üst düzey yöneticilerinden oluşan 40-45 kişilik bir grubu topladı. Herkesin bu organizasyon şemasının içini doldurmasını ve bir zarfa koyup kendisine teslim etmesini istedi. O gün herkes o şemayı doldurdu. O organizasyon şemasının içinde CEO'lar, CFO'lar çeşitli görevler ve sorumluluklar vardı. Kim ne doldurdu biz hala bilmiyoruz, onlar Hamdi Bey'in elinde... Bu alıştırmadan birkaç gün sonra Hamdi Bey danışmanlarla beraber yeni yapacağımız organizasyon şemasını açıkladı. Ona göre devam ettik.

Capital: CEO oluşunuzla birlikte görev kapsamınızda nasıl bir değişim oldu?
- Aslında benim işim değişmedi. Ben zaten 18 yıldır Hamdi Bey'in çok yakınındaki yöneticilerinden biri olarak bütün bu varlıkların gelişiminde yer aldım. Günlük monitörlerin içindeyim. Bu görevi de haladevam ettiriyorum.

Capital: Akfen'de nasıl bir ekibin başındasınız?
- Akfen birinci kuşak bir holding. Bu açıdan baktığımızda çok atak. Riskleri iyi analiz eden, riskleri alan ama riskleri almaktan da imtina etmeyen, ülkesine ve bölgesine çok inanan bir yapılanma. Benim çalıştığım takıma baktığımızda. Birinci jenerasyon holding olmamızdan dolayı çok aktif olarak günlük iş hayatımıza giren bir proje geliştirme olayımız bulunuyor. A takımı dediğimiz, yani tüm bu projelerin fizibilitelerini yapan, bunların içine giren riskleri tahlil eden bir ekibimiz var. Bu da benim günlük çalışma hayatımdaki ekiplerin en önemlilerinden bir tanesi. Biz her işimizi yaparken ilk günden bunun çıkış stratejisini oluşturuyoruz. Bu çıkış stratejilerini koyan, bu çıkışları yapan, halka arz, ikincil halka arz, komple satış, ortak alma gibi işi yapan takım da holdingin içinde. Böyle baktığınızda holding içinde 100 kişilik bir ekibim var. 100 kişilik ekibim dışında bu varlıklarla her gün günlük mesaim var. Gayrimenkul yatırım ortaklığının genel müdürüyle haftada 5-6 defa görüşüyorum. Günlük işlerinin kimi zaman içine giriyorum. Çünkü gelişmekte olan bir şirket.~

Capital: Hangi konularda Hamdi Bey'le birbirinizi tamamlıyorsunuz?
- Bir tek benimle ilgili değil, Hamdi Bey kendisiyle çok aynı fikirde olan insanlarla mutlu olmaz. Onun ihtiyacı olan farklı bakış açıları ve fikirler. Dolayısıyla biz bir projeyi masaya yatırdığımızda ve bütün
arkadaşlarımızla tartıştığımızda herkes biraz şeytanın avukatlığını yaparak bütün riskleri uç noktalarda alarak tartışıyor.

Capital:
Bu konuda paylaşacağınız bir anekdot var mı?
- Araç muayene hizmetleri işinin alınması çalışmaları sırasında Ankara'da bunun fizibilite çalışmaları yapılıyordu. "Bu iş 50 milyon mu eder, 100 milyon mu" diye konuşuldu, bütün fizibiliteler yapıldı. İhaleye 1-2 gün kala Hamdi Bey başkanlığında holdingin 3-5 üst düzey yöneticisi bir araya geldik. Hamdi Bey, "Bana bu işi batırın. Öyle bir model kurun ki, iş zarar etsin batsın, o yanlış fiyatı görmek istiyorum" dedi. Biz 300 koyduk batmadı, 400 koyduk batmadı, 600 koyduk batmadı ve böylelikle 613 milyon dolara kadar çıktık ve işi aldık. O güne kadar kimse öyle bir rakam bile düşünmüyordu. Ama oraya çıkarken, her risk geldiğinde başkası "Buradan şöyle bir şey yaratılır" dedi ve o fizibilite inşa edildi. O platformu yaratmak önemliydi. Dolayısıyla böyle çok tamamlayıcı şeyler var. Nasıl birbirimizi tamamlıyoruz? Hamdi Bey bir hedef tayin ediyor ve o hedefe ateş ediyor. O hedefi vurması lazım. Ben kimi zaman hedefi vurması için karşısında o hedefi taşıyan taraf oluyorum. O fikrin oluşumunda Hamdi Bey'in girişimciliği ön plana çıkıyor.

Capital:
Hamdi Akın ön planda olan bir patron. Böyle güçlü bir liderin varlığı icrada sıkıntı yaratıyor mu, işlerin ne kadarını delege ediyor?
- Hamdi Bey bizler için çok büyük bir şans. Sonuçta bu bir ekip işi ama hakikaten sektörün tahlili, vizyon, hangi işe girileceği, hangi işte nasıl bir açılım yapılabileceği konusunda Hamdi Bey son derece aktif. Biz profesyonellerden beklenen icra. Hamdi Bey'in kafasında bir fikir oluşuyor. O fikri bizimle oturuyor tartışıyor, bazen farklı fikirlerle saatlerce tartışıyoruz. Ama bizim ağırlıklı olduğumuz yer icra. O konudaki ayrım, özellikle 2010 yılından sonra oluştu.

Capital: Nasıl bir ayrım bu?
- Hamdi Bey, şirketin günlük işlerinin içerisinde değil. Her türlü bilgi kendisine aktarılıyor. İstediği yerde tabii ki müdahale ediyor. Bugün Akfen Holding'e baktığımızda çok demokratik, herkesin kendi fikrini söyleyebildiği Hamdi Bey'in bile tek başına holdingin yönünü değiştirmeye yetecek bir yetkisinin olmadığı bir kurum görüyoruz. Böyle bir patronla çalışmak önemli bir şans.

Capital: Neden?
- Çünkü, Türkiye'de çoğu şirket ailelere mahkum edildiği için önemli markalar yıllar içinde yok oldu. Hamdi Bey'in vizyonunda şirketler, aileler için değil, ülkeler içindir. Ben ikinci üçüncü jenerasyon holdinglerde çalışan yönetici arkadaşlarımın çeşitli sıkıntılarını biliyorum. Çoğu zaman günlerce aylarca bir proje geliştiriyorlar, çok güzel bir fikir, belki de çok kârlı ama holdingin o gün için öyle bir beklentisi yok, başına iş almak da istemiyor. O ailenin başındaki holdingin patronu "Bu kalsın" diyor. O kadar çalışma çöpe atılıyor. Bu holdingde böyle bir şey yok.~

SIRADA YENİ BİR SEKTÖR VAR MI?
2012 içinde yeni işlere girebiliriz, bazı işlerden de çıkabiliriz. Enerji santrallerimiz bir süreç içinde. Bu yıl çalışan santralleri satabiliriz. TAV Havalimanları Holding'de stratejik alternatiflerin bakılması açısından bir çalışma yapılıyor, onunla ilgili bir sonuç olabilir. Önümüzdeki en önemli hedef, otoyol özelleştirmeleri. Otoyol özelleştirmeleri Akfen Holding'in genel yatırım felsefesine çok uyan bir iş. Başkent Gaz işinin özelleştirilmesi var. O iş için otoyollar kadar agresif konuşamıyorum, çünkü kendi içinde riskleri olan bir iş. EPDK şirketlerin birleştirilmesine izin vermiyor. Bu da finansmanı zorlaştırıyor. Ona da bakıyoruz.

MUTLAKA KAPIMIZI ÇALAN OLUYOR

Türkiye'de altyapı konusunda yeni bir iş geliştirilecekse ve dünyada bu işle ilgilenen stratejik bir oyuncu varsa, o mutlaka bizim kapımızı çalıyor, biz içlerinden seçiyoruz. Bu bizim için önemli bir itibar kaynağı. Bunun temel nedeni tecrübe. Bugüne kadar Akfen Holding'le kim iş yaptıysa, para kazandı ve mutlu ayrıldı. Daha çok yerli ortakları geri çevirdiğimiz için üzülüyoruz. Çünkü çoğu işte, yerli ortaktan ziyade uluslararası stratejik bir ortağa ihtiyaç oluyor. Yerli ortağın yapacağı bütün işleri zaten Akfen kendisi halledebiliyor. Enerjide ortağımız yok çünkü onu satacağız. Bugün içinde ben nereye gidip de iş yapayım? Türkiye'den daha cazip neresi var? Bölgede de çok iyi iş yapıyoruz ama şu anda Türkiye'nin büyüme rakamları çok cazip. Şu anda Türkiye'deki fırsatları değerlendirmeye çalışıyoruz.


Capital: Girdiğiniz işlerden çıkış stratejinizin ilk günden belli olduğunu söylediniz. Hangi durumda bir işten çıkıyorsunuz?
- Bir kere bir iş geliştirilip bir getiriyi standart olarak getiriyorsa o işten çıkılabilir. Araç muayene bunun güzel bir örneği. Türkiye'de 18 ayrı yerde 189 tane istasyon yapacak, bunları işletmeye açacaksın. Açılınca Türkiye'nin araç sayısı belli, kanun belli, bu araçların rakamları belli bunlar geliyor, standart bir tarife var o parayı ödüyor. Benim o varlıktan ne kazanacağım belli. Artık bu bana göre bir varlık değil ben bunu geliştirdim. Bu mesela Kanadalı emeklilik fonlarına göre güzel bir varlık. O zaman benim için artık onu satmavaktim geldi demektir.

Capital: Peki 2012 ajandanızın en önemli başlıklarını neler oluşturuyor?
- 2012'de en önemli önceliğimiz, zorlaşan finansal koşullara şirketlerimizi adapte edebilmek. İkinci gündem maddemiz, otoyol özelleştirmeleri. Üçüncü gündem maddemiz, devam eden enerji yatırımlarımızı tamamlamak. İDO'nun yeni uygulamaları bir başka gündem maddemiz. GYO'nun Esenboğa ve Karaköy otellerinin çalışmalarını yürüteceğiz. Su imtiyazı işletmesi şirketimizi biraz da çevresel işlere de kayarak geliştirmeye çalışacağız.

FİNANSMANDA MAKAS ÇOK AÇILDI
2012 NASIL GEÇECEK?

2012, heyecanlı olacak gibi görünüyor. Şahsi beklentim, ekonomik olarak 2012'nin, 2011 'den daha zor bir yıl olacağı yönünde. Özellikle ikinci çeyreğinde önemli şoklar bekliyorum. Ama biz holding olarak şoklara hazırlıklıyız. 2012'nin son çeyreğinden itibaren tünelin ucunda ışık gözükeceğini düşünüyorum. Zaten o zamanda gözükmezse hep birlikte başka bir noktaya doğru hareket ederiz. Bizler açısından 2012'nin en önemli sıkıntısı kredi, sıkışan likidite ve artan maliyetler olacak. Bugüne kadar yaptığımız finansmanlar yerinde, ancak yeni işlerdeki finansman maliyetlerini kestiremiyorum. Çünkü makas çok açıldı.~

FİNANSMAN ÖNEMLİ
Mersin Limanı, önemli bir testten geçecek. Bugüne kadar bölgede monopoldü, İskenderun Limanı başladı, bundan sonra performansını sürdürebilecek mi, bu konuda ümitliyiz. Orada Türkiye'nin büyümesine paralel yüzde 5'ler civarında büyüme öngörüyoruz. Havalimanlarında 2 basamaklı büyümelere ulaşabiliriz. 2012 yılı içinde Adnan Menderes ve Medine Havalimanı projelerinin finansmanının yapılması önemli vakit alacak.

ENERJİDE İŞLER

Bu yıl planımız bütün HES 2 portföyümüzü devreye almak. 2012, İDO'nun test yılı olacak. Su imtiyazı işletmesi şirketimizi, biraz da çevresel işlere de kayarak geliştirmeye çalışacağız. GYO şirketimizin planladığı yatırımları var. Karaköy ve Esenboğa yatırımlarına bu yıl başlanacak. İnşaatı devam eden 3 otelimiz işletmeye açılacak. GYO, bu işlerle meşgul olacak. TAV İnşaat, bu yıl devam eden Katar ve Umman projelerinin yanında Medine Havalimanı ile uğraşacak. 2012 yılı içinde de bir büyüme hedefimiz var.

GELECEK 5 YIL

Eğer otoyol özelleştirmeleri portföye dahil olursa oradaki rakamlar daha çok büyür. Böyle bir yeni işe girmezse TAV Havalimanları Holding, Mersin Limanı ve enerji santrallerinin ciroya katkıları en ön planda olacak. Yeni iş girmediği takdirde Mersin ve havalimanları toplam ciromuzun yüzde 60'ını oluşturur. Ama bir tek bir otoyol işi girerse bütün resmi değiştirir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz