En büyük şansım

İş dünyasında kadınların egemenlik alanı giderek genişliyor.

1.05.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
En büyük şansım
Geçen yıl Türkiye'deki yönetici sayısı yüzde 6 arttı yöneticilerin yüzde 31'lik kısmını kadınlar oluşturdu. Capital'in 12 yıldır gerçekleştirdiği "Türkiye'nin En Güçlü 30 İş Kadını" listesi de bu yükselişinin önemli göstergesi... Listeye aday kadın yöneticilerin sayısı her geçen yıl artıyor, zorlu seçimlerle isim oluşturuluyor. Elbette başarıyı yakalamak, iş dünyasında gücü sağlamak o kadar kolay değil. Listemizi oluşturan isimleri bugün bulundukları pozisyonlara, verdikleri doğru kararların yanında "şans" olarak niteledikleri faktörler de taşıyor. Güçlü kadınların kariyerlerine bazen iş hayatında yaşadıkları bir deneyim, bazen de özel hayatlarından rol model aldıkları bir insan yön veriyor. Emine Kamışlı ve TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner gibi pek çok güçlü kadın için hayatlarındaki en önemli şansları aileleri. Ümit Boyner, "Nitelikli bir eğitim almamı önemseyen ve destekleyen, kendimi değil yaptığım işi ciddiye almamı öğreten ailemin beni hayata hazırlaması en önemli şansım oldu. Eğitimim konusunda da ailemden fedakarlık derecesinde destek aldım. Bu nedenle aldığım eğitimi sadece kendim için değil, topluma yararlı olabilmek için kullanmaya çalıştım" diyor. Demet Sabancı Çetindoğan ve Begümhan Doğan Faralyalı için de iş hayatlarında örnek aldıkları insan, en büyük şansları babaları... Suzan Sabancı Dinçer doğru mesleği seçtiği, Meral Eredenk ise Güler Sabancı ve Burhan Karaçam gibi başarılı liderlerle çalıştığı için kendini şanslı niteliyor. Türk iş dünyasına yön veren 30 güçlü isim bugün yakaladıkları başarıyı doğuran şanslarını ve bu şanslarını kariyer ve özel hayatlarında nasıl daimi kıldıklarını anlatıyor.

BEGÜMHAN DOĞAN FARALYALI / DOĞAN HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"BABAMIN İŞLERİYLE BÜYÜMEK, ÇALIŞMA HAYATINA KARŞI MERAK YARATTI'
ŞANSLI AZINLIKTANIM

Belki birçok insan için böyledir ya da ben şanslı azınlıktanım, bilemiyorum. Ama benim hayattaki en büyük şansım annem ve babam... Kendimi bildiğim andan itibaren babamın iş hayatındaki başarısına, çalışkanlığına ve azmine tanık oldum. Çocukluğumdan aklıma kazınan hatıraların başında akşam yemeği sohbetlerimiz gelir. Sofrada mevzubahis hep iş olurdu.
ANNEM ÜRETME İSTEĞİ AŞILADI
Daha çocukken bile babamın hayatının sessiz tanığı olmak ve onun işleriyle yoğrularak büyümek bende çalışma hayatına karşı büyük bir merak yarattı. O hayata atılmak için hep istek duydum. Annem ise çalışmamasına rağmen bana hep çalışma isteğini aşıladı. Çalışmaktan kastı üretmekti ve bunu bana ince ince işledi.
NE KADAR TEŞEKKÜR ETSEM AZ
Annem ve babama en büyük minnettarlığım ise bana sağladıkları iyi eğitim alma fırsatı. Çok genç yaşlardan itibaren hem bana bu eğitim fırsatını verdiler, hem sorumluluk almamı sağlayarak donanımlı bir şekilde hayata atılmama ve ayaklarımın üzerinde durmama vesile oldular. Onlara ne kadar teşekkür etsem az.
~

Tabloları görmek için görsele tıklayın.
SABANCI'NIN BANKACILIK SEÇİMİ
2011 yılının sonunda toplam aktifleri 140 milyar liraya ulaşan en büyük özel bankalardan Akbank'ın başındaki Suzan Sabancı Dinçer, Türkiye'nin en güçlü üçüncü kadını. Sabancı Dinçer'e göre kariyerindeki en büyük şans, doğru meslek seçimi yapmış olmak. "Bankacılık dinamik, teknolojik gelişmelere ve piyasadaki hareketlere bağlı olarak sürekli değişim içinde olan bir sektör. Bu özellikleriyle benim gibi değişime ve gelişime açık birisi için çok uygun bir kariyer olduğunu ve zamanında çok doğru bir seçim yaptığımı şimdi daha iyi anlıyorum" diye konuşuyor. Dinçer, Türk bankacılık sektörünün son 25 yılda geçirdiği değişimin bir parçası olmayı da kendi adına bir fırsat olarak adlandırıyor. "Türk bankacılık sektörünün geçirdiği birçok krizin, değişimin bir parçası olabilmek, bu sürece yön verebilmek de iş tatmini anlamında benim için büyük bir şans. 2001 krizi sonrasında Akbank'ta yürüttüğümüz yeniden yapılandırma çalışmaları bu anlamda benim için önemli bir örnek. Sadece Akbank'ın değil, bugün bankacılık sektörümüzün muadillerine kıyasla bu kadar sağlam olmasında o günlerde aldığımız derslerin payı çok büyük. Kariyerimin başından beri Oğuz Karahan, Erol Sabancı, Andrew Buxton gibi çok değerli mentorlarla çalışmam ve ailemin desteğiyle iş ile özel hayat arasında kendime göre doğru dengeyi yakalamam açısından da kendimi şanslı görüyorum."

Tabloyu görmek için görsele tıklayın
YİĞİTBAŞI'NIN ŞANSI BABASI
Yaşar Topluluğu'nun kaptan köşkünde oturan İdil Yiğitbaşı da kariyere doğru adımlarla başlamanın kendisini bugün başarıya getirdiğine inanıyor. Günümüzde 3 milyar lira konsolide ciroya ulaşan Yaşar Holding bünyesinde görev almayı hayatındaki en büyük fırsat olarak gören Yiğitbaşı, şunları söylüyor: "Türkiye'nin en önemli girişimcilerinden babam Selçuk Yaşar'ın liderliğinde görev almak en büyük şansım. Babamın girişimciliği sonucu birçok sektöre öncülük eden topluluğumuzda çok çeşitli alanlarda deneyim kazanma olanağım oldu. Bu da bana deneyimlerden ders çıkarma şansı sağladı. Babamın Pınar Grubu'nda görev almamı desteklemesi de kariyerim için büyük fırsattı. Burada kazandığım deneyimin bana müşteri ve tüketici odaklı yönetim, değer zinciri yönetimi, marka yönetimi, pazarlama ve insan ilişkilerinde çok katkı sağladığını düşünüyorum" diyor. Şekerbank'ı kârlı yapıya taşıyan genel müdür Meriç Uluşahin, iş hayatında şans faktörüne pek inanmıyor. Başarının en büyük kaynağını, uzmanlaşmak, yaptığın işin en iyisini yapmaya odaklanmak olarak gören Uluşahin, bu görüşünü şöyle ortaya koyuyor: "Bu yaklaşımımın kariyerimdeki etkisi, çalıştığım kurumların ve sektörün performans, verimlilik, yöneticilik kriterlerine değer veren kurumsallaşmış yapıya sahip olmasıyla çok daha fazla öne çıktı. Bu değerleri önde tutan kurumlarda çalışıyor olmamın yükselmemde anahtar unsur olduğunu düşünüyorum. Ayrıca aileniz ve yakın çevrenizin de kariyerinize sizinle aynı pencereden bakması ve bunu desteklemesi önemli" diye konuşuyor.~

DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN / MEDİASA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"SABANCI SOYADIYLA DOĞMANIN,HER ŞEYE YETECEĞİNİ DÜŞÜNENLER YANILIYOR'
BABAMLA ÇALIŞMAK ÇOK DEĞERLİYDİ

Tüm kız çocukları gibi ben de babama hayran olarak büy
üdüm. Beni herkesten biraz daha şanslı kılan, babamın Hacı Sabancı olmasıydı. Değerli babam, başarılı bir işadamı, üstün özellikleri olan bir yönetici ve yoğun işlerine rağmen sevgi dolu iyi bir insandı. İkinci şansımsa onunla birlikte çalışma hayatımın olmasıydı.
GİRİŞİMCİLİĞİ ONDAN ÖĞRENDİM
İş yapma kültürünü ve disiplini, sürdürülebilir ve değer yaratan yönetim anlayışını, geleceği planlayabilen girişimciliği onu izleyerek öğrendim. Her zaman iş hayatının zorlukları içinde sakin ve huzurlu kalabilmenin ne kadar önemli bir değer olduğunu anladım. Huzurlu bir aileye, uyumlu iç dünyaya sahip olmak iş dünyasında çok önemsenen değerler değil... Oysa ben iç dengesini kurmuş, neyi neden istediğini bilen insanların başarılı olmak için çok daha fazla şansa sahip olduğunu düşünüyorum.
KENDİ RENGİNİ BULMAK ZOR
Sabancı soyadıyla doğmanın tek başına her şeye yeteceğini düşünenler yanılıyor. Onca fırsatın içinde kendi farklılığınızı ortaya koymak, kendi renginizi bulmak çok daha zor... Ben babam sayesinde kendi önceliklerimi görme şansına sahip oldum. Benden beklenenleri değil, yapmak istediklerimi yapmam için yönlendirildim. Bugün duygusal zekanın yükselişine şahitlik ediyoruz. Gelecekte bu zekanın bir rekabet aracı olduğunu da göreceğiz. Bana bu şansı verdiği için babama minnet borçluyum.

AKÇAOĞLU'NUN "FARKI" YETİŞMEDE!
Dünyanın en önemli bankalarından Citibank'ın Türkiye operasyonlarının başında bulunan genel müdür Ser-ra Akçaoğlu, Citibank gibi global bir kurum içinde farklı kültürlerle bankacılığın farklı alanlarında çalışmanın bu pozisyona gelmesinde büyük bir fırsat olduğunu düşünüyor. Akçaoğlu, şanslı kariyer yolculuğunu kendi sözleriyle şöyle aktarıyor: "En büyük şansım, bankacılık sektöründe farklı alanlarda ve farklı coğrafyalarda çalışma fırsatı bulmam... 2000 yılında Citibank'a katıldığımda kurumsal bankacılıkta ürün grupları ve yönetiminden konusunda görevler aldım. İlk yıllarımda bankanın nakit yönetiminden, dış ticaret yönetiminden ve saklama hizmetlerinden sorumluydum. Ardından Citibank Londra'ya transfer oldum ve Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde 50 ülkenin dış ticaret yöneticiliğini yaptım. Kariyerimde bu dönem, kilometre taşı oldu. 15 ayrı milletten oluşan, farklı kültür ve geçmişe sahip bir ekiple çalıştım. Bunun en önemli katkısı, farklı kültür ve düşüncelere sahip kişilerin bir araya geldiği ekiplerle en iyi sonuca ulaşılabileceğini görmem oldu. Türkiye'ye döndüğümde, önce ticari bankacılık ardından da bireysel bankacılık başkanlığını üstlendim, her segmentin beklenti ve dinamiklerini gözlemleme fırsatım oldu. Böylesine çeşitli segment ve ürünleri olan global bir bankanın farklı alan ve coğrafyalarında deneyim kazanmayı büyük bir şans olarak değerlendiriyorum. İyi eğitime ve uzman profesyonellerden oluşan bir ekibe sahibim, bu da bir diğer büyük şansım."~

MOLİNAS'IN, EN BÜYÜK ŞANSI EŞİ
Galya Frayman Molinas da Akçaoğlu gibi global bir şirkette görev almanın kariyer anlamında büyük artı getirdiğini düşünüyor. Zaten bu artı, Coca-Cola Türkiye'de yakaladığı yüksek yönetim performansıyla Molinas'ın bu yıl Kafkasya ve Orta Asya Bölge Başkanlı-ğı'nı alarak 9 ülkeden daha sorumlu olmasını sağladı. Galya Frayman Molinas için iş hayatında şans, doğru insanlarla çalışmaktan geçiyor. Yakaladığı fırsatı şöyle aktarıyor: "İş hayatımda çok özel insanlarla çalışma imkanım oldu. Gerek bağlı olduğum kişiler, gerekse de takım arkadaşlarım derin deneyime sahip, liderlik vasıflarıyla öne çıkan kişilerdi. Büyük düşünmeyi, olayları bir bütün içinde algılamayı, en önemli varlığın insan olduğunu öğrettiler." Başarılı yönetici, iş hayatında yaşadığı zorlu bir dönemi de bugün şans olarak görüyor: "En çok etkilendiğim ve beni kişisel olarak büyüttüğünü düşündüğüm dönem, Coca-Cola Orta Avrupa bölgesinde görev aldığım dönemdi. Hafta içi Polonya ve Macaristan'da çalışıp hafta sonlarında İstanbul'a dönüyordum. O dönem, kişisel olarak ve iş anlamında zorlandığım, bildiklerimi unutup yeni bir düzen kurmaya çalıştığım paha biçilmez bir tecrübe oldu." Molinas, o dönemde ve bugünkü başarısında eşinin desteğinin büyük önemi olduğunu da şöyle aktarıyor: "Kariyer yolculuğunda en büyük şansım eşim. Beni hep cesaretlendirdi. Entelektüel olarak yeni boyutlar kazandırdı. İş ve özel yaşam arasında kendimce kurduğumu düşündüğüm, hayata neşeyle yaklaşmamı sağlayan dengeyi ona borçluyum."

EBRU ÖZDEMİR / LİMAK YATIRIM YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"ÇOK ÇALIŞMAK VE TAKİPÇİLİK ŞANS KADAR ETKİLİ"
MARATON KOŞUYORUZ HER METRESİ ÖNEMLİ

Hayatta şans kadar çok çalışmanın, takipçiliğin önemli olduğuna inanıyorum. Yaptığımız iş bir maraton koşmak ve iyi bir performans gösterebilmek için ciddi bir kondisyon gerekiyor. Bu koşunun her metresi önemli... Her biri ayrı bir taktik ve strateji gerektiriyor. Amaç son 100 metreye en avantajlı girip, yarışı önde bitirmek.
BABAM BENİ HEP DESTEKLEDİ
Ben 1 Şubat 1997'de Limak'ta çalışmaya başladım. Kurucularımız Nihat Özdemir ve Sezai Bacaksız, yönetimdeki aile bireylerini profesyonel çalışanlar gibi değerlendirerek yüksek
performans göstermelerini hep desteklediler. Geriye bakınca kariyerimdeki hızlı yükselişime yardımcı olan en büyük şansın, babam Nihat Özdemir ve Sezai Bacaksız'la beraber çalışma imkanım olduğuna inanıyorum. Her ikisi de girişimci, ileri görüşlü ve lider ruhlu yöneticiler.
İKİNCİ JENERASYONDA TAKIM RUHU
Biz holdingde ikinci jenerasyon olarak 4 kişiyiz. Hepimiz beraber el ele verdik, Limak'ın büyümek istediği sektörlerde başarılı olma hedefini kendimize koyduk. Bu takım ruhuyla, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, İskenderun Limanı ve 1 milyar kWh'lik üretimiyle Türkiye'nin özel sektör tarafından gerçekleştirilen 2'nci büyük hidroelektrik santrali gibi farklı projelerle farklı sektörlerde önemli işler yaptık. Daha büyük hedefler için çalışmalarımıza devam ediyoruz.~

YALÇINDAĞ'I ANNESİ MOTİVE ETTİ
Arzuhan Doğan Yalçındağ da başarısını, hayatındaki özel bir insanın güçlü desteğine bağlıyor. "En büyük şansım annem. O olmasaydı hayatım boyunca arayış içinde olacaktım" diyen Doğan TV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, bugün bir kariyer sahibi olmasını nasıl annesine borçlu olduğunu şöyle anlatıyor: "1989'da grubumuzda büyük bir istekle çalışmaya başlamıştım. Derken ilk oğlum Doğan dünyaya geldi. İşe karşı motivasyonum azaldı ama yine de çalışmaya devam ediyordum. İki yıl sonra ikinci oğlum Alihan doğdu ve ben iş hayatına ara verdim. Artık neredeyse işi tamamen bırakmaya niyetlendiğimde annem bunu hiç tasvip etmediğini söyledi. Potansiyelimi, zamanımı ve enerjimi sadece çocuklarıma ayırmamın ileride beni mutsuz edeceğini, hayatta yapabileceğim çok daha fazla şey olduğunu hatırlattı. Hem çocuk, hem kariyer yapılabileceği konusunda ikna etti. Bu destekleyici tavrını kariyerimin her aşamasında sürdürdü. TÜSİAD başkanlığı teklif edildiğinde mutlaka kabul etmem konusunda çocuklarımla bile konuştu. Çok iyi yapmış, anneme çok şey borçluyum. Onu dinlemesem, çok şey kaçıracaktım. En önemlisi mutsuz olacaktım. Çünkü içimdeki enerji ve üretme isteğini gerçekleştiremeyecek, sürekli arayış içinde olacaktım. Doğrusu yıllar içinde işin stresi, iş ve çocuklar arasında kalmaktan bunaldığımda anneme kızdım. Ama şimdi ona çok teşekkür ediyorum."

EREDENK'İN SIRRI "DOĞRU İNSANLAR"
Bireysel emeklilik alanında lider şirketlerden Avivasa Emeklilik ve Hayat'ın başındaki Meral Eredenk de iş hayatında iki önemli lideri rol model almasını en büyük şansı olarak niteliyor. "Bu kişilerden ilki, daha Interbank yıllarımda bankaya gelerek profesyonel yönetici olarak nasıl başarıya ulaştığının hikayesini anlatan Güler Sabancı'dır. Çalışma hayatım boyunca aklımın bir köşesinde Güler Hanım'ın hikayesi kaldı" diyor. Eredenk'in yöneticiliğini örnek aldığı ikinci kişi ise Yapı Kredi Bankası'nda yönetici olduğu yıllarda başarılı ve etkin lider örneğini yakından izleme ve birlikte çalışma fırsatı bulduğu Burhan Karaçam... "Burhan Karaçam, işi sahiplenmesi, ekip ruhu oluşturması, ekibine hem yakın hem otoriter duruşu, sürekli kendini geliştirmesi ama bir o kadar da bilgisini ve görgüsünü ekip arkadaşlarıyla paylaşma arzusu ve alışkanlığıyla kendime örnek aldığım bir lider oldu. İşle ilgili koyduğu agresif ve vizyoner hedeflere tutkuyla bağlılığı, heyecanı, gerektiğinde risk almaktan korkmaması hep daha iyiyi araması, ortalamayı beğenmemesi, kişisel gelişime değer vermesi bunun için eğitime yatırım yapması en önemli özellikleriydi. Bunları yaparken yemesi, gezmesi ve hobileriyle ekibine örnek olması herkesin sevdiği, hayran olduğu ama yeri geldiğinde titreyip korktuğu bir lider örneği olması nedeniyle kariyerimde en çok örnek aldığım kişiydi. Birçok alışkanlığımın onun çizdiği örnekte evrildiğini görüyorum." ~

EMİNE KAMIŞLI "İÇİNE DOĞDUĞUM SERVET YOKMUŞ GİBİ YETİŞTİRİLDİM'
EĞİTİM  VE ÖZGÜVEN ÖNEMLİ

Şans tabii ki çok önemli ama o şansı kalıcı kılabilmek bence daha önemli... Kendi açımdan baktığımda en büyük şansım içine doğmuş olduğum servet değil de sanki o servet yokmuş gibi yetiştirilmemdir. Gerek aile içi eğitim gerek akademik eğitim insanların kalıcı şanslar yaratmasında çok ama çok önemli. Annem ve babamın küçük yaşta bana aşıladığı özgüven, kendime ve etrafıma saygılı ve dürüst olma görgüsü daha sonra kaliteli bir akademik eğitimle birleşince şansımı yönetebilme fırsatını yakaladım. İşte asıl başarı da bu.
ŞANSA BEL BAGLASAYDIM ESAS'I KURMAZDIM
Hayat sürekli mücadelelerle dolu ve bunlara göğüs gerebilmek, hatta mücadeleden keyif almak için huzurlu bir aile ve çalışma ortamı gerekli. Size huzuru yaratacak doğru kişileri ve ortamları seçebilmek için de eğitim ve hayatta ders alabildiğin tecrübeler önem kazanıyor. Böyle olmasaydı, sadece şansa bel bağlasaydım her şeyi bir kenara bırakıp yeniden başlayıp Esas Holding'i kurmazdım. Birbirini tamamlayan yan yana yürüyebilen 7 bin kişilik bir aile olmazdık. Benim 'başarılı' olmamda rol oynayan ailem ve çalışma arkadaşlarım benim kalıcı şanslarım.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz