Fırsat avcılığı yapıyoruz

Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir’in önemli büyüme planları var. Özdemir, Türkiye ve bölge pazarlarındaki yeni fırsatları takip ettiklerini söylüyor.

25.03.2014 22:15:370
Paylaş Tweet Paylaş
Fırsat avcılığı yapıyoruz
Limak, özelleştirme denince akla gelen ilk gruplardan biri. İhaleler sırasında ise grubun ikinci kuşak temsilcisi Ebru Özdemir, oldukça öne çıktı. Sürdürülebilir büyüme hedefiyle ilerlediklerini söyleyen Özdemir, bugün önceliklerinde Üçüncü Havalimanı’nın ve Ankara Tren Garı’nın yapımı olduğunu söylüyor.

Bulundukları her sektörde ilk 3 şirket arasında yer almak için çalıştıklarınıaçıklıyor. Organik ve inorganik büyümeyi sürdüreceklerini anlatıyor. Özdemir, “Kendimizi sadece Türkiye’de değil, bölge pazarlarında da aktif oyuncu olarak görüyoruz. Limak için her zaman iyi fırsat ararız. Fırsat avcılığı da yaparız” diye konuşuyor.

Ebru Özdemir, son zamanlarda dikkat çeken projelerin altına imza atan Limak Yatırım’ın yönetim kurulu başkanı. Limak’ın ikinci kuşağının başarılı temsilcisi olan Özdenıir, konsorsiyum olarak en yüksek teklifi verdikleri İstanbul’a yapılacak Üçüncü Havalimanı’nı “global bir proje” olarak tanımlıyor. Özdemir, “Parayı nasıl bulacaksınız” sorularını da “Dev projeyle ilgili bankalarla finansman görüşmelerine başladık bile” mesajıyla yanıtlıyor.

Üçüncü Havalimanı’nın THY ve Pegasus gibi havayolları için çok önemli fırsat yaratacağına inanan Özdemir, grupta enerji sektörünün payının artacağına dikkat çekiyor. Sürdürülebilir büyümeye inandıklarını anlatan Özdemir, önceliklerinin Üçüncü Havalimanı ile Ankara Tren Garı olduğunu söylüyor.

Satın alma veya organik büyüme fırsatlarını kovaladıklarını ve sadece Türkiye’de değil çevre ülkelere de yayılma planları olduğunu açıklıyor. Özdemir, “En büyük hedefimiz, faaliyet gösterdiğimiz her sektörde ilk 3 firmadan birisi olmak” diye konuşuyor. Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, büyüme planlarını ve gelecek hedeflerini sohbetimizde şöyle aktardı:~
Son 10 yılda çok hızlı büyüyen bir grubu babanızla birlikte yürütüyorsunuz. Aranızda nasıl bir iş bölümü var?
- “Babamla birlikte yürütüyorum” demek haksızlık olur. Limak, iki ortak tarafından kuruldu. Biri Nihat Özdemir, diğeri Sezai Bacaksız. Ben 1997 yılında çalışmaya başladım.~
O zaman Limak İnşaat’tı. Her ne kadar aile bireyleri olsa da her zaman işimizde profesyonel kadro çok önemli rol oynuyor.

Biz şu anda ikinci jenerasyon olarak 4 kişiyiz. Ben, erkek kardeşim ve Sezai Bey’in iki oğlu. Grubun çeşitli alanlarında çalışıyoruz. Şirketin her grubunun başında profesyonel CEO’lar var. Büyüyen bir grup olmamızı, profesyonellerin ve ailenin iyi entegrasyonuna borçluyuz. Gerçekten her aldığımız işte ve her girdiğimiz sektörde, kurumsal bir yönetim kurmaya çalışıyoruz.

Kurucu ortaklarımız hala işin başında. Ben grup finansmanı, stratejik planlama, iş geliştirme, özellikle de Limak Yatırım’ın enerji ve altyapı alanındaki yatırımlarıyla ilgileniyorum. Kardeşim Batuhan enerji üretim, dağıtım, ticaret işlerinde. Serdar Bacaksız, yurtiçi ve yurtdışı inşaat ve altyapı yatırımlarına bakıyor. Serhan Bacaksız da çimentoda aktif olarak görevde.

Böyle bir işbölümü var diyebiliriz. Kişiye bağlı yönetim yerine kurumsal yönetimin ilkelerini yaratmaya çalışıyoruz. Bir ömürlük şirketler değil yüzyıllık şirketler kurmak amacındayız. Kurumsal olarak ‘Bu şirketleri nasıl Coca-Cola yaparız’ diyoruz. Sürdürülebilirlik, şirkette şu anda en çok konuştuğumuz başlıklardan biri.

Nasıl bir büyüme planı çerçevesinde ilerliyorsunuz?
- 2012’yi konsolide ciro anlamında 2,1 milyar dolarla kapattık. Bizim bu yıl beklentimiz, figürler belli olmasa da 3 milyar dolara yakın ciro olacak. 2014’te de 3 milyar 750 milyon dolarlık ciroya çıkmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla yüzde 20’nin üzerinde gidişatı öngörüyoruz. Bunu iki türlü yapıyoruz: Birincisi, organik büyüme yani yaptığımız işlerde çeşitli kapasite artırımları ve grup içindeki yeni yatırımlarla; ikincisi satın almalarla... ~
Özelleştirmelerden bu yıl EDAŞ, Boğaziçi Elektrik Dağıtım ve Akdeniz Elektrik Dağıtım’ı aldık. İşlerimizin yüzde 90’ı Türkiye’de. Kendimizi sadece Türkiye’de değil bölge pazarlarında da aktif oyuncu olarak görüyoruz. Limak için her zaman iyi fırsat ararız. Fırsat avcılığı da yaparız. İmkan olursa, fırsat geldikçe, doğru zamanda alım yapmayı seviyoruz.

Aldığımız şirketi kendi yönetim anlayışımızla farklı noktaya getirmeyi istiyoruz. 2013 ve 2014’te de gerek organik gerek satın almalarla büyüyebileceğimizi görüyoruz. Sonuçta çalıştığımız sektörler, altyapı ve enerji gibi sürekli büyüyen ve ihtiyaç duyulan alanlar. Büyük resimde çok büyük hedefler var.

Türkiye büyüyor, zenginleşiyor. Çevresindeki çok güçlü pazarlarla ticaret imkanları var. Dolayısıyla biz bu fırsattan da yararlanıyoruz. Biz aktif olduğumuz sektörlerde Türkiye’de ve bölgede lider olmak istiyoruz. Altyapıda bölgesel oyuncu olmak istiyoruz. Dolayısıyla bunu organik olarak büyüyerek yapamayız, alımlarımıza da devam etmemiz lazım. Ortaklarımızla 4 elektrik dağıtım bölgesi aldık. 10 milyon aboneye hizmet veriyoruz. Ama bu elektrik dağıtım aynı zamanda üretimle de desteklememiz gerekiyor.

Grup içinde işlerin ağırlığı nasıl dağılıyor?
- En büyük lokomotifimiz inşaat. Yüzde 31’lik pay inşattan geliyor. Ama enerji ona yetişiyor. Enerjinin payı yüzde 30, çimento yüzde 24 civarında. Enerji bunu kesinlikle geçecek. Enerji bizim yükselen yıldızımız. Bu yıl iki santral devreye alıyoruz. Birisi ortaklarla birlikte Tatar HES ve Kirazlık Barajı.

En son Tatar HES’te ilk ünitemizi devreye aldık, 65 megavat. İkinci ünitemizi devreye alınca 130 megavatımız olacak. Kirazlık HES’i devreye alıyoruz, Pembelik HES’i de 2014’te devreye alacağız. Ağustosta 1.156 megavatlık Hamitabat Santrali’ni devraldık. Burada yenileme yatırımı yapacağız. Elektrikteki kapasitemiz 1.600 megavata ulaşacak. Enerjinin payı gelecek yıl neredeyse yüzde 50’ye çıkacak.~
Çimentonun payı nasıl olacak?
- Çimento da inşaata yetişecek gibi görünüyor. Çimentoda hala bazı yatırımlarımız devam ediyor. Çimento üretiminde şu anda üçüncü sıradayız, ama 2014 sonunda büyük ihtimalle ikinci sıraya yükseleceğiz. Balıkesir’e ve Pınarhisar’a ek yatırım yapıyoruz. Orası da daha fazla büyüdüğü için çimento kapasitemiz 2013’te 12 milyon tona ulaştı. Dolayısıyla çimentoda pazar payımız yüzde 11 civarında seyrediyor.

Bu yılı 1 milyar TL ciroyla bitireceğiz, İnşaatta da aldığımız değişik işler var, Mısır’da bir terminal, Arabistan’da boru hatları, Arnavutluk’ta baraj yapıyoruz. Kuzey Irak’ta 3,5 km bir tünel inşa ediyoruz. Artvin’de dünyanın üçüncü en yüksek çift beton kemerli barajı olan Yusufeli Barajı’nı yapıyoruz.

İnşaatta da zor projelerimizi sürdürüyoruz, büyümeye devam edeceğiz. Tabii şu andaki en büyük önceliğimiz, hala Üçüncü Havalimanı’nın inşaatına başlayarak onu bir an önce işletmeye açabilmek. Limak olarak 4 aktif sektörümüz var: İnşaat, çimento, enerji ve turizm. Turizmin ciro payı yüzde 5 civarında. Enerji tesislerinin ve devralmalarının ciro üzerinde yarattığı etkiyi ise 2014 yılından itibaren göreceğiz.

Üçüncü Havalimanı’nı aldınız. Finansman konusunda ne aşamadasınız?
- Bu konu çok konuşuluyor. Bize “22 milyarı nasıl ödeyeceksiniz” diyenler oldu. Bunlar, global projeler, Türkiye için de çok büyük. 5 ortak girdik. Hatta bize çılgın Türkler dediler. Sonra çılgın Türklerden akıllı Türklere çıktık. Piyasada o kadar çok yanlış yönlendirme ve spekülasyon yapıldı ki bu ödenecek para 25 yılda verilecek kiradır. Ben bu terminali yapacağım, 25 eşit taksitte bu rakamı ödeyeceğim.

Ayrıca havalimanı ihalesi, hem Sabiha Gökçen’den hem Atatürk’ten biraz daha farklı. Burada kule hariç bütün havaalanı ihale edildi. Biz de modelimizi buna göre oluşturuyoruz. Havalimanı fazlar halinde yapılacak.~
Bizim ilk fazla yapacağımız havalimanı 90 milyon kapasiteli olacak. Hatta 70+20’dir fazları. Sonra ikisini birleştirip 90 milyonluk havalimanı yapmakla başlamayı düşünüyoruz. Daha sonra yolcu sayıları arttıkça master planda yerleri olduğu için fazlar halinde ilave edeceğiz.

Grup olarak yeni satın almalar, yeni ihalelere bakmaya devam ediyorsunuz o zaman?
- Girmek istediğimiz tüm sektörlerdeki ihaleleri çok ciddi takip ediyoruz. Kendi iş modelimizi bütün iyi danışmanlarla hizmet alabileceğimiz tüm firmalarla çok ciddi çalışarak oluşturuyoruz. Arka planda çok ciddi arka çalışmalar yapılıyor. İhaleye girdiğimizde açık artırmaysa kaça kadar yükselteceğimizi biliyoruz. İhaleye oturduğumuzda rahat görünüyorlar deniliyor ama onun arkasında gösterilmeyen çok ciddi emek ve stres var.

Üçüncü Havalimanı ihalesi için ne kadar çalıştınız?
- 2007’de Sabiha Gökçen’i aldığımız andan itibaren bize ‘Üçüncü Havalimanı ne zaman yapılacak’ diye soruyorlardı. Biz Sabiha Gökçen’in ihalesine çalışmaya başladığımızda İstanbul ve Türk havacılığını çalışmaya başladık. Geri kalan tek şey, nerede yapılacağı ve projenin nasıl olacağıydı. Biz o bilgi birikimimize ve çalışmaya ortaklarımızla birlikte en son o ihaleyi ekledik. Havacılık bir günde öğrenilecek bir şey değil.

Havacılık bir havalimanı işletme işi, 24 saat, her an ayakta olmanız gereken bir iş. Çünkü sürekli aktif, dinamik çok farklı bilinmeyenleri ve dinamikleri olan bir iş. Biz Sabiha Gökçen’i işletirken biz devraldığımızda 3,2 milyondu. Bugün 19 milyon oldu. Tüm Türkiye ve Avrupa trafiğini takip ettik. Bir rapora göre 2035 yılında Üçüncü Havalimanı yapılsa bile hala Türkiye’nin büyümesine göre bu altyapı yüzde 30 yeterli olmayacak. Hala bir altyapı eksikliği olacak. Daha çok havalimanları yapılması gerekecek.

Bizim yapacağımız havalimanı 150 milyona kadar çıkacak. Ankara’ya yeni bir pist eklenecek. Antalya’nın kapasitesi büyüyebilir. Sabiha Gökçen’e ikinci paralel bir pist yapılıyor. İki pist aynı anda inişe ve kalkışa açık olacak. Bu demektir ki 70-80 milyon yolcusu olan havalimanı olacak. Ulaştırma Bakanlığı ve belediye, yeni yapılacak havalimanının bütün bağlantılarını planlıyor.~
Turizmde otelleriniz var. Bu alana nasıl bakıyorsunuz?
- Türkiye’nin ilk 5 otel zincirinden biriyiz. Turizmle çok ön plana çıkmıyoruz, ama 4 tane Antalya’da büyük resort tipi otelimiz var. Antalya’nın iklimi çok iyi olduğu için yabancı takımlar da kamplara geliyor. Böyle de bir turizm var. Bunların haricinde Ankara’da bir otelimiz ve İstanbul Kavacık’ta açtığımız bir otelimiz daha var.

Yalova’da butik bir otel açtık. Atatürk’ün Köşkü’nü yeniledik, termal otel haline getirdik. Şimdi de Kıbrıs’ta otel inşaatımız devam ediyor. Bunun da 2015 yılında devreye girmesiyle 8 bin yatağa ulaşacağız.

Limkon adında gıda işiniz var. O devam edecek mi?
- Gıda sektöründe faaliyet gösteren Limkon’u 2008 yılında Adana’da 30 milyon Euro yatırımla kurduk. Meyve suyu konsantre fabrikası. Geçenlerde Alman grubuyla bir stratejik anlaşma imzaladık. Onların dünyadaki 22 tedarikçisinden 1’i olacağız. İlk aşamada 5 milyon Euro yatırımla tüm dünyaya Limkon bu ürünleri ihraç edecek. Ortaklık iyi gittikçe 20 milyon Euro’ya kadar yatırım yapacağız. Bu bizim gıdadaki tek yatırımımız.

Bunun dışında elektrik ticaret faaliyeti yapan firmamız var. Serbest tüketici olarak 150 liradan fazla elektrik faturası ödüyorsanız size elektrik satabiliyoruz. Üreticilerden alıp serbest tüketiciye satıyoruz. Türkiye’nin en büyük üç firması arasında yer alıyor.

"ÖLÇEK BÜYÜTEREK DÜNYAYA TAŞIMAK İSTİYORUZ"
ÖNCELİĞİMİZDE NE VAR?

Biz de hiçbir grup birbirini sübvanse etmez. Hepsi, birbirine belli bir mesafede bağlı. Hiçbir kâr transferi söz konusu değil. Her grubun hedefleri var. Önceliklerimiz doğrultusunda bunları konsolide ediyoruz.~
Bizim en büyük önceliğimiz, Üçüncü Havalimanı ve Ankara’daki Hızlı Tren Garı. Bu garların ilki, Ankara’da yapılacak ve daha sonra diğer şehirlere gidecek. Tren medeniyet yolu. Bunun başka şehirlerde yapılacağını öngörüyoruz. Bir sonraki yıl inşaata başlayıp 1,5 yıl içinde devreye almayı planlıyoruz.

EN BÜYÜK HEDEFİMİZ
Satın alma veya organik büyüme fırsatlarını kovalıyoruz. Bizim en büyük hedefimiz, faaliyet gösterdiğimiz her sektörde ilk 3 firmadan birisi olmak. Yani bu modeli, sadece Türkiye’ye değil çevre ülkelere yaymak istiyoruz. Örneğin Balkanlar ve Ortadoğu bizim radarımızda.

Türkiye’deki fırsatlar kadar yurtdışını da takip ediyoruz. Türkiye, kamu özel sektör ortaklığında çok öncü. Bana çok ciddi konuşma önerileri geliyor. Yabancılar, Sabiha Gökçen’i, Ankara’yı, bunların finansmanını görüyorlar. Sonuçta bunlar insanların dikkatini çekiyor.

AFRİKA’YI TAKİP EDİYORUZ
Şirketleri değiştirip daha efektif, verimli hale getirme hikayemizi başka ülkelerde de yapacağımızı düşünüyoruz. Bunun ilk örneği de Priştine oldu. Türkiye’de büyük sermayeli şirket sayısı da az. Hem ölçek büyütmeye çalışıyoruz hem de arkaya dönüp bütün bu işleri nasıl kurumsal yapabiliriz diye düşünüyoruz.
Ölçek büyüterek dünyaya taşımak istiyoruz. Ortadoğu pazarında sıkıntı olduğu için biz ilk başta Doğu Avrupa ve Balkanlar pazarında başladık. Kuzey Afrika’yı takip ediyoruz.

"İHALEDEN ÖNCE DE CİDDİ ÇALIŞTIK"
ALTYAPI

Bu yıl Atatürk Havalimanı 52 milyonla, Sabiha Gökçen 20 milyonla kapatacak. İstanbul ve Türkiye büyüyor. Sadece THY’nin değil özel havayollarının da önü açıldı. Pegasus çok başarılı, Atlas büyüyor. Yani Türk insanı uçuyor. Türkiye’de hala kişi başı uçuş sayısı 2’nin altında.~
Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde bu 7’ye ulaşıyor. THY’nin uçak sayısı 235 civarında ama asıl hedefi 400 uçak. Bu uçakları nereye koyacak? Koyacak bir yer yok. THY’nin büyümesini istiyorsak altyapıyı tamamlayacağız.

HESAPLAR
Lufthansa çift hat çalışıyor. THY’nin hava ihtiyacı var. Şu anda böyle bir kapasite var mı, yok. Lokasyon olarak en iyi yer İstanbul. Biz nasıl yapıyoruz? THY büyürken, yolcu sayısı da büyüyor. Çok ciddi büyüme var. Biz ihaleyi bütün bunları modelimize koyarak, belli hesaplar yaparak girdik. İhaleden önce de ciddi çalıştık.

Mimaride, master planda, inşaatta, hava trafiğinde, dizaynda dünyanın en iyi uzmanlarıyla çalıştık. Belli bir noktaya getirdik. Şimdi bankalarla finans görüşmelerine başlıyoruz. Bize tanınan süre arazinin teslim tarihinden itibaren 3,5 yıl. Dolayısıyla bütün süreç kendi hesaplarımıza uygun gidiyor.

"HESAP VEREBİLİRLİK ÖNEMLİ BİR KRİTER"
SAĞLIKLI YİYORUZ

Çok hızlı büyümüyoruz, sürdürülebilir büyüyoruz. Kendi tüm iç stratejimizin, planlarımızın bütün konusu bu. Biz, kendimize, ortaklarımıza, bankalara, tüm çevremize hesap veriyoruz. Hesap verebilirlik önemli bir kriter. Tüm iş yapışlarımızda hesap verilebilir bir sistem kurmak istiyoruz. Bizim en büyük hedefimiz, sürdürülebilir büyüme. Bunu da lego parçaları gibi ekleyerek yapıyoruz. Biz eğer bir satın alma yaptıysak, organik büyüme gerçekleştiriyorsak sağlıklı şekilde yiyoruz.

EN ÖNEMLİ DEĞER İNSAN
Sonra bir sonraki sisteme geçiyoruz. Yani bunu hazmediyorum ama bunu da insan kaynağımla yapıyorum. Geçmiş 10 yılda yaptığımız en önemli kazanım, gerçekten iyi elemanları bulmamız oldu. Şimdi bunları aktif olarak değişik görevlerde kullanıyoruz. Şimdi büyüyen ağacın meyvelerini yiyoruz. En önemli şey, insan ve insan yönetimi.~
YENİ AKADEMİ YOLDA
Limakademi üzerinde ciddi çalışıyoruz. Daha gençten alıp bunları yetiştirelim, önemli yerlere koyalım. Bizim en büyük amacımız, Türkiye’nin en çok beğenilen şirketlerinden biri olmak. Üçüncü kuşağa da altyapı hazırlıyoruz. Bizim bütün gruplarımız kendi ayakları üstünde durabilir. Kurumsal olarak yönetilen, kişilere bağlı olmayan ama şirketi kuranların vizyonuyla ilerleyen şirketler olacak. Bizim bütün kararlarımız demokratiktir. Bütün ekip toplanıp ortak karar verilir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz