"Fırsatlar çok riske girmeden büyüyeceğiz"

Turkcell CEO’su Süreyya Cİlİv, 3G ile kapıları açılan yeni dünyanın büyük fırsatlarla dolu olduğu görüşünde

1.08.2009 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
"Fırsatlar çok riske girmeden büyüyeceğiz"
8 ülkede 62 milyon müşterisiyle Turkcell, Türkiye’nin önemli başarı öykülerinden... Capital 500’e bu yıl 6’ncı sıradan giren şirket, sadece elde ettiği yüksek ciro ile değil teknolojiye, insan kaynağına yaptığı yatırımlarla ve yenilikçi kültürüyle de göz dolduruyor.
Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv, global krize, sektördeki çetin rekabete rağmen bu yıl yine büyüme hedefinde olduklarını söylüyor. 2009’da tek haneli bir büyüme öngördüklerini söyleyen Ciliv, “İkinci dünya savaşından bu yana, son 64 yılın en zor şartlarını yaşıyoruz. Ancak biz Turkcell olarak bütün bu şartlara rağmen çok güçlü insan kaynağımızla, teknoloji yatırımlarımızla ve yenilikçi kültürümüzle fark yaratmaya ve pazarda kazanmaya devam edeceğiz” diye konuşuyor.
Halihazırda New York borsasında işlem gören Turkcell, global pazarda da önemli bir güce sahip. Bölgenin en büyük operatörü olmasının yanı sıra global pazarın önde gelen teknoloji şirketleri arasında sıralanıyor. “Özellikle mobil teknolojiler konusunda dünyada birincilerle aynı seviyedeyiz” diyen Süreyya Ciliv, Avrupa’dan Hindistan’a bugün dünyanın pek çok yerinden birçok operatörün Turkcell’in tecrübesinden, bilgi ve becerilerinden yararlanmak, işbirliği yapmak için geldiğine dikkat çekiyor.
15 yıldır hızlı koşan Turkcell, bu aydan itibaren yeni bir maratona daha başlıyor. Kısa süre önce hayata geçen 3G, sadece Turkcell değil tüm telekom sektörü için yeni bir milat olarak kabul ediliyor. Sektörde fiyat rekabetinde dibe vurulduğunu düşünen Ciliv, “3’üncü neslin kapısını açtığı mobil dünya büyük fırsatlarla dolu. Biz de son 2 yıldır buna odaklandık. Kapsama alanına, ses ve data kalitesine, hizmet ağına ve mobil servislere yatırım yaptık. Bugün bu alanlarda açık ara liderliğimiz var. Ben rakiplerimizin yerinde olsam bu konulara odaklanırım” diye konuşuyor.
Dünyada bugün internete ulaşanların sayısı 1 milyar düzeyinde. 3G ile bu rakamın gelecek 3-4 yılda 4 milyara ulaşabileceğini söyleyen Ciliv, “Pazarın büyüyeceği kesin. Fakat eski yavaş bürokratik büyük telekom firmaları gibi hareket etmeyip hızlı teknoloji firmaları gibi hareket eden firmalar kazanacak” diyor.
Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv ile Turkcell’in yeni dönem planını, telekom sektörünün geleceğini ve 3G ile kapıları açılan yeni mobil dünyayı konuştuk:
Capital:  Turkcell'in 2008 yılında gelirleri 7 milyar dolara ulaştı. Bu yıl gelirlerinizde ne kadar artış hedefliyorsunuz? 2009’da kârlılık hedefiniz nedir?
Halka açık bir şirket olduğumuz için verilerimizi 3 ayda bir açıklıyoruz. Son açıkladığımız verileri dikkate alarak dünyadaki global ekonomik krize, Türkiye’deki etkilerine ve çetin rekabete rağmen Turkcell’in büyümeye devam edeceğini söyleyebilirim. Bu yıl, tek haneli bir büyüme öngörüyoruz.
2009’un birinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre TL bazında yüzde 12 büyüme kaydettik. 4 büyük firma arasında Türkiye’nin en hızlı büyüyen telekom firması olduk.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, son 64 yılın en zor şartlarını yaşıyoruz. Ancak biz Turkcell olarak bütün bu şartlara rağmen çok güçlü insan kaynağımızla, teknoloji yatırımlarımızla ve yenilikçi kültürümüzle fark yaratmaya ve pazarda kazanmaya devam edeceğiz.
Capital:  Turkcell’in gelirleri nasıl dağılıyor? Bu dağılımın bundan 5 yıl sonra nasıl olacağını öngörüyorsunuz?
8 ülkede 62 milyon müşterimiz var. Bazı yurtdışındaki iştiraklerimiz gelirimize değil, kârımıza konsolide ediliyor. Türkiye, Turkcell’in gelirlerinde yüzde 80 gibi bir oranda önemli yer teşkil ediyor. Türkiye’de gelirlerimizin yüzde 80’inin biraz üzerindeki bir oranı sesten geliyor. Yüzde 16 gibi bir oran da servislerden geliyor. Bu arada bu servisler en hızlı büyüyen işimiz konumunda. Normal büyümenin 3 misline yakın bir hızla büyüyor. ~
Önümüzdeki 5 yıl içinde data ve servislerin toplam gelirlerimiz içindeki payının yüzde 50’ye yakın oranlara ulaşabileceğini tahmin ediyorum.
Capital:  “3 milyar dolar nakdimiz var, 2009 bizim için fırsat yılı. Satın almalar yapabiliriz” demiştiniz. Makedonya’nın ikinci büyük GSM operatörü Cosmofon’u alamadınız. Cosmofon dışında özellikle ilgilendiğiniz şirket ya da pazarlar var mı? Örneğin İran’ın telekom şirketinin özelleştirilmesi ile ilgileniyor musunuz?
Bazı ülkelerdeki şirketlerle ilgilendik, bazılarında ihaleye girdik kazanamadık. Daha doğrusu belli bir fiyattan sonra çekilmeyi tercih ettik. Biz burada dikkatli davranma peşindeyiz. Bir şirketi alırken spekülatif yarışlardan uzak duruyoruz.
Bu şirketi 15-16 yılda buralara getirmede çok büyük emekler geçti. Bu nedenle hareketlerimize dikkat etmek zorundayız. Şirketimizin geleceğini riske atamayız. Fırsatlar bir yerde sonsuz. Ortaya devamlı yeni fırsatlar çıkıyor. Biz de değerlendirmeye çalışıyoruz.
Çok spesifik olarak size isim vermek istemiyorum. Ama şu anda hem çevremizdeki ülkelerde hem Kuzey Afrika’da hem de Doğu Avrupa’da ilgilendiğimiz fırsatlar var. Buraların büyüme planı yaptığımız coğrafyalar olduğunu söyleyebilirim.
Capital:  Milli Piyango’nun düzenlediği şans oyunları ihalesinde ön yeterlilik alan şirketlerden biriydiniz. İhale iptal oldu. Yeniden düzenlendiğinde katılacak mısınız?
Milli Piyango ihalesi tekrar açılırsa tekrar değerlendireceğiz ama bugün verilmiş kesin bir kararımız yok. Diğer yandan özellikle mobil hayatla ilgili şu anda düşündüğümüz konular var, ama biz daha çok işimize odaklı konularda kalmak niyetindeyiz.
Capital:  GSM pazarında yoğun bir rekabet var. Bu yüksek rekabet düzeyi sizce daha ne kadar sürer? Bu rekabet düzeyiyle pazar nasıl şekillenir?
-  Bence işimizdeki rekabet sonsuza kadar devam edecek. Rekabet başarılı firmalar için gerekli. Bazen kendinizle ya da teknolojiyle de rekabet edebiliyorsunuz. Bugün özellikle mobil sektörde çok çetin bir rekabet var. İşin enteresanı sabit tarafta, hem sabit internet hem ses tarafında rekabet yok. Ümit ediyoruz ki bu pazarlar da rekabete açılır ve biz de rekabete katılırız.
Capital:  Avea Türk Telekom’un çatısında olması nedeniyle gelecekte TT ile ortak pek çok ortak projeye girmeye hazırlanıyor. Nasıl rekabet etmeyi planlıyorsunuz?
Mobil pazarda 3 tane operatör var ve çetin bir rekabet söz konusu. Sabit pazarda ise pazarın yüzde 94’ünden fazlası tek bir şirketin elinde bulunuyor. Dünyada rekabet kurallarına göre bu pozisyondaki firmaların başka ürünlerle paket yapmaları kabul edilmiyor.
Türkiye’de de bu rekabet kurallarının geçerli olması lazım. Türk Telekom ve TTnet de pazarda etkin piyasa gücüne hakim bir pozisyonda oldukları için rekabet kurallarına uymaları gerek. Biz bütün bunlarla yenilikçi servislerimizle, kalitemizle, çok çalışarak, takım oyunu oynayarak rekabet edeceğiz.
Capital:  Türk Telekom ile rekabet avantajı elde etmeyi umduğunuz ve önümüzdeki dönemde sunmayı planladığınız hizmetler neler?
Dünya mobil dünyaya doğru gidiyor. Dünyada bugün Afrika’dan Çin’e, köylerden kasabalara 4 milyar mobil kullanıcı var. Dünya nüfusu 7 milyara yakın ve bunun 4 milyarı mobil cihazlarla birbirine bağlı. 10 tane tuşa basıyorsunuz ve bu 4 milyardan istediğinizle bağlanabiliyorsunuz. ~
Üstelik bu rakam hızla artıyor. 2012’de 6 milyara ulaşması bekleniyor. Yani yakında her bireyin, kendi iletişim ve bilgiye ulaşma cihazı olacak. Biz bu yeni dünyaya “connected world”, yani insanları hem insanlara hem bilgiye bağlayan dünya diyoruz. Burada mobilitenin ve internetin momentumu devam ediyor.
Kullandığımız cep telefonları, cep telefonu olmaktan çoktan çıktı. Bugün bir iPhone aslında bir cep bilgisayarı, internete ulaşma cihazı. İçinde ses de var ama onun dışında oyun oynamaya, müzik dinlemeye ve video izlemeye de imkan veriyor. Birçok yeni servise bu cihaz sayesinde ulaşabiliyorsunuz. İnternetteki bütün bilgilere her yerde her zaman ulaşabiliyorsunuz.
Mobil internet, bugün dünyada en önemli pazar konumunda. İnternet zaten önemli bir pazar ve büyüyor, ama insanlar internete artık sadece masaüstü bilgisayarlarından günde 1-2 saat ulaşmakla yetinmiyor. Hareket halinde oldukları zaman, her yerden her zaman internete ulaşmak istiyorlar. Mobil cihazlar buna olanak sağlıyor. Dizüstü bilgisayarların içine SIM kartlar giriyor. Bir de şimdi netbook adı verilen cihazlar ortaya çıktı. Önümüzdeki yıllarda bütün telefonlar akıllı telefonlara dönüşecek.
Capital:  Önümüzdeki dönem başka ne gibi yeni uygulamalar göreceğiz?
Mobil hayat, günlük yaşamımıza olduğu kadar iş hayatımıza da etki ediyor. Bugün İstanbul trafiğini cebinizden takip edebiliyor, mobil imza ile bankacılık işlemlerini yapabiliyorsunuz. İstanbul’da park ettiğinizde ödemeyi cep telefonunuzdan yapabiliyorsunuz. Öte yandan bu SIM kartları seraların içine koyuyoruz. Isı, nem gibi şartları anında ölçüyor ve anormal bir durum varsa anında yöneticiye bildiriyor, verimlilik en az yüzde 20 artıyor. Mobil eğitim, mobil sağlık var.
Bundan 2,5 yıl önce benim kafamda dünyanın bu yönde gideceği çok netti. O zaman biz Turkcell takımı olarak kendimizi sadece GSM firması olarak değil bir iletişim ve teknoloji firması olarak tanımladık. Biz kendimizi eski model bir telekom firması olarak değil, mobil servisler sunan bir şirket olarak görüyoruz. Bu sayede de farklılaştığımızı düşünüyoruz.  
Capital:  Uzun dönemde iç pazarın ne kadarı Turkcell için sürdürülebilir olur? Şu an piyasa payınız yüzde 56 düzeyinde. Turkcell olarak bu oranı önümüzdeki 5 yıl içinde kaç olmasını öngörüyorsunuz?
Biz pazar payından daha çok işimizi büyütmeye odaklıyız. İşimizi kârlı bir şekilde nasıl büyütebileceğimize bakıyoruz. Abone pazar payında pay kaybedebiliriz, önemli değil. Bizim için önemli olan şirketimizin işinin büyümesi. Bunun için de çok büyük fırsatlar olduğunu düşünüyorum. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz