GÜCÜN TANIMI YENİDEN YAPILIYOR

MOISES ZAIM ismini son dönemde iş kitaplarıyla ilgilenenler duymuştur. 2013 yılında çıkardığı “End Of Power” (Gücün Sonu) isimli kitap, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg tarafından tavsiye edilince en çok satanlar listesine girdi. Bir dönem Dünya Bankası’nın yönetici direktörü olan isim, gücün değişimini çarpıcı bir dille anlatıyor. Yeni dönemde gücün sınırlandığından bahsediyor. Büyük krizlerden en fazla güç sahiplerinin etkilendiğini söylüyor ve “Tüm bu değişimleri göremeyenler için tehlike sinyalleri çalıyor” diye konuşuyor.

31.03.2015 16:59:410
Paylaş Tweet Paylaş
GÜCÜN TANIMI YENİDEN YAPILIYOR
Son dönemde iş kitaplarını takip edenlerin dikkatinden kaçmamıştır. Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg oluşturduğu kitap kulübünde “End Of Power” (Gücün Sonu) isimli kitabı tavsiye etti. Bu tavsiyenin ardından da aslında 2013 yılında piyasaya çıkan kitap, haftalarca ABD’nin en çok satanlar listesinde yer aldı. Peki kitabın yazarı Moises Zaim, dünyanın en güçlü iş insanlarından birinin ilgisini çekmeyi nasıl başardı? Zaim’le Capital’e özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Zaim’in güçle ve güçteki değişimle ilgili yaklaşımını kendi ağzından dinledik. Aslında Zaim, son dönemde iş dünyasında parça parça dillendirilen ancak bir bütün halinde netleşmemiş pek çok gerçeğe ışık tutuyor. Gücün batıdan doğuya kaymaya başladığını somut örneklerle anlatıyor.Günümüz liderlerinin her birinin kullandıkları güçte çeşitli kısıtlamalarla karşı karşıya kaldıklarını söylüyor. Servet sahibi olanların, son dönemde yaşanan krizlerden en fazla yara alan kesim olduğunu istatistiklerle ortaya koyuyor. En önemlisi yeni dönemde bu değişimlere dikkat etmeyen, kendi deyimiyle “çevresel görüş”e sahip olmayanların başının dertte olduğunu anlatıyor. Moises Zaim’le, gücün iş dünyasındaki değişimini konuştuk: 
* Kitabınızda gücün yok olmasından ziyade değişmesinden daha çok bahsediyorsunuz. Neler oluyor gücün konumunda size göre? 
* Bir güce sahip olmak için tekil ve özel bir “şey”e sahip olmanız gerekir. Politikacıysanız hükümetin gücü elinizdedir. Orduysanız silahlarınız ve askerleriniz vardır. Eğer kiliseyseniz inananlara sahipsinizdir. Bir şirketseniz benzersiz bir teknoloji, nakit ve marka gücünüz olabilir. Sonuçta başkalarına ne yapması gerektiğini söylemeniz için benzersiz bir “şey”e sahip olmanız gerekir. Tüm bunlar ise sizi güç sahibi yapar. Benim kitabımda anlatmaya çalıştığım konu ise şu: Güç sahiplerinin sahip oldukları her şey artık daha korunaksız durumda. Sonuçta gücün önünde olan kalkan eskisine göre zayıfladı. Güç bozulmaya başladı. Daha açık olmak gerekirse gücün satın alabildikleri eskisi kadar fazla değil. 21’inci yüzyılda güç kazanması kolay, kullanması zor ve kaybetmesi de kolay bir şey haline geldi. 
~
 * İş dünyası açısından baktığınızda bu ne anlama geliyor? 
* Eskiden iş dünyasında büyüklük çok önemliydi. Bugünün iş dünyasında ise çeviklik, hız gibi konular büyüklüğün yerini alıyor. Bu konuda size iki örnek verebilirim. Bildiğiniz gibi dünya, petrol fiyatlarının düşüşüyle birlikte değişmeye başladı. Bunun en önemli nedeni Amerika’da petrol ve gaz üretiminin büyüklüğü... Dünyanın en büyükleri olan Shell, Exon Mobil, Chevron, BP gibi şirketler bu değişimden artık anında etkileniyor. Ben bu nedenle mikro oyuncuların daha fazla güç kazanmaya başladıklarını düşünüyorum. Mikro güçleri yeni giriş yapanlar, yeni şirketler olarak özetlemek mümkün. Bu şirketler, mega oyunculara karşı rekabette oldukça başarılı olabiliyor. Benim kitabım da aslında mikro güçlerin mega oyunculara karşı yakaladığı şansı anlatıyor. Kodak örneğini düşünün. Kodak, fotoğrafçılık dünyasının uzun yıllar dominant oyuncusuydu. Daha sonra battı ve artık ortada yok. Ancak yeni bir şirket ortaya çıktı. Geçtiğimiz aylarda 1 milyar dolarlık bir satın almaya imza attı. Bu şirket, 5 yaşında ve adı da Instagram. Temel olarak o da fotoğrafla ilgili bir iş yapıyor. Bu tür gelişmeler, büyük ölçekli uluslararası şirketlerin, yeni gelenler tarafından nasıl meydan okumaya maruz kaldıklarını net şekilde gösteriyor. Bu yeni gelenlerin farklı ve çok da uyumlu iş modelleri var. 
* Sonuç olarak geleneksel şirketlerden yeni nesil şirketlere güçte bir kayma mı söz konusu? 
* Aslında şu anda bu sorunun yanıtı sektöre göre değişiyor. Örneğin bankacılıkta böyle bir durum söz konusu… Hedge fonları ve özel girişim sermaye şirketleri büyük bankalarla iyi şekilde rekabet ediyor. Kısacası mikro oyuncular finansta mega oyuncularla kıyasıya bir rekabet halinde. Ancak bu konuda şu anda genel geçer bir kuraldan söz edemeyiz. Sonuçta BT sektörünün dinamikleriyle gayrimenkul sektörü arasında fark var. Gücün tamamen yok olduğunu söylemek zaten mümkün değil. Sonuçta ABD ya da Çin’in başkanı, J.P Morgan ya da Shell’in CEO’su, New York Times’ın yayın yönetmeni Uluslararası Para Fonu’nun başkanı ya da Papa’nın hala gücü var. Ancak kendilerinden önceki kişilere göre bu gücü koruma kapasiteleri azalmış durumda. En önemlisi bu güç diğerlerine göre daha sınırlı. Bunun bir sonucu olarak bugünün güçlü oyuncuları yaptıkları hatanın bedelini çok daha çabuk ve ağır ödemek zorunda kalıyor. 
~
 * Peki bu mikro oyuncuları düşünürsek güce sahip olanlarda bir değişim söz konusu mu? 
* Son resesyonun ardından para ve güç sahibi kişilerin durumunda değişiklikler oldu diyebiliriz. Berkely Ekonomi Profesörü Emmanuel Saez’e göre resesyondan sonra Amerika’nın en zengin yüzde 1’inin gelirindeki düşüş yüzde 36,3 olurken, geri kalan yüzde 99’undaki düşüş yüzde 11,6’da kaldı. Chicago Üniversitesi’nden Steven Kaplan da yüzde 1’in 2007’de toplam gelirden yüzde 23,5 pay alırken, 2009 yılında yüzde 17,6 pay aldığını söylüyor. Gelir Hizmetleri’nin açıklamaları ise daha da çarpıcı. Buna göre bu son krizde en fazla gelire sahip olan kesim, en fazla yara alan kesim oldu. 1 milyon doların üzerinde para kazanan Amerikalıların toplam geliri 2007-2009 yılları arasında yüzde 50 oranında erimiş durumda. 50 bin dolar kazananların gelirleri ise bu süre içinde sadece yüzde 2 eridi. Bu da gösteriyor ki Amerika’nın en zengin ailelerinden bazılarının son kriz sonrasında gelirlerinde önemli oranda bir düşüş oldu. Bu da onların ekonomik güçlerinde bir sarsıntıya yol açtı. 
* Şirketler dünyasına bu nasıl yansıdı peki? 
* Sonuçta kişisel gelir ve servet gücün tek kaynağı değil. Büyük şirketlerin başında olan liderlerin çoğunun “basitçe zengin” olan kişilerden çok daha fazla gücü var. Bugünlerde şirketin başındaki isimler öncekinden çok daha fazla para kazanıyor. Ancak bu isimlerin sirkülasyon oranı da epey artmış durumda. Bir CEO’nun işte kalma süresinde inanılmaz büyük bir değişim var. Ayrıca şirketler marka faciaları konusunda da artık daha fazla kırılgan. Bu tür olaylar eskisine göre itibarlarına, gelirlerine daha büyük etki ediyor. Bir araştırmaya göre böyle bir felaketin sağlam bir markanın başına gelme riski son 20 yılda yüzde 20’den yüzde 82’ye yükselmiş durumda. BP, Tiger Woods ve Rupert Murdoch’ ın neredeyse bir gecede servetlerinin yok olma noktasına gelmesi de buna iyi bir örnek diye düşünüyorum. 
* Gücün doğuya kaymasından da bahsediyorsunuz. Ekonomik anlamda güçteki bu coğrafi yayılmayı nasıl yorumluyorsunuz? 
* Evet, iş dünyasında gücün yayılımıyla ilgili de önemli bir değişim söz konusu. O da daha az gelişmiş ülkelerden gelen en çok ulusların, dünyanın bazı büyük şirketlerini ele geçirmesi oldu. Gelişen ülkelerden gelen yatırımın tutarı 1991 yılında 12 milyar dolarken, bu rakam 2010 yılında 210 milyar dolara ulaştı. Dünyanın en büyük çelik şirketi, ArcelorMittal’in kökeni bir Hint şirketi olan Mittal Çelik’e dayanıyor. Ayrıca şu anda Amerika’nın önemli pek çok şirketini gelişmekte olan ülkelerden gelen CEO’lar yönetiyor. Bunlar da iş dünyasında yaşanan ve güçle ilgili önemli değişimler. 
~
 * Günümüz dünyasında mikro oyuncuların gücünün sınırları var. Bu durum sizin söyleminizle çelişmiyor mu? 
* Bu soruya politika çerçevesinden yanıt vermem gerekirse kesinlikle haklısınız. Otoriter hükümetler bazen küçük girişimleri, protestoları engellemekte başarılı oluyor. Ancak bazen de başarılı olamıyorlar. Sonuçta Ukrayna’ya bakın. Orada insanlar sokaklara döküldü. Rusya güdümlü olan başkanı değiştirdiler, bu da sokakta oldu. Ancak dediğiniz gibi pek çok örnek de gördük sokaklara dökülüp, hükümete karşı eylem yapan ancak başarısız olan. Ancak başarılı olanların sayısında da artış olduğunu düşünenlerdenim.
* Yeniden iş dünyasına dönersek şirketlerin küçük grupların sesini duyması için neler yapması gerekli? 
* Şirketler için en büyük tehlikelerden biri kendi eko sistemlerine ve gözlerinin önünde olup bitene çok fazla odaklanmalarıdır. Bu eko sistem içinde dağıtım kanalları, finansal aktörler, finansal kaynaklar ve organizasyonel oyuncular var. Bugün bile çok fazla sayıda iyi bilinen, büyük ve kârlı iş sadece kendi iş çevresine odaklanmış durumda. Benim az önce size verdiğim şirket örneklerine bir bakın. Göreceksiniz ki rekabet artık geleneksel kanallardan ve baktığınız yerden gelmiyor. Gelenekselin dışında kalan, hızlı ve esnek oyuncular büyük oyuncuları tehdit ediyor. Bunu büyük oyuncular göremezse de tehlike çanları çalmaya başlıyor. 
* Bu durumu engellemek için şirketler ne tür refleksler geliştirmeli? 
* Bunun için şirketler benim “çevresel görüş” olarak adlandırdığım reflekslerini geliştirmeye çalışmalı. Sonuçta insanlar gibi şirketlerin de bir merkezi görüşü vardır. Baktığınız şey merkezdir. Ancak gözleriniz etrafınıza bakmanıza da izin veriyor. Etrafınıza odaklanmamış olmanıza rağmen buralara da bakabilirsiniz.İşte şirketlerin çevrelerinde olan biteni kaçırmaması için bu vizyonu ve görüşü geliştirmeleri şart. Sonuçta kendi geleneksel iş çevrelerinin dışında neler olduğınuna bakmaları gerekiyor.
~
 *Kitabınızda anlattığınız gibi gelecekte gücün çöküşünü tam olarak görecek miyiz? Öyleyse ne tür değişimler görmeye başlayacağız?
* İlk olarak ben önümüzdeki dönemde gücün yok olacağını düşünmüyorum. Önümüzdeki dönemde büyük şirketlerin CEO’larının hala güçleri olacak. Bunların güçleri sınırlandı ve işleri daha fazla risk altında. Ancak deimleri görüyoruz. Bu konularda 5-6 yıl önce de konuşuyorduk. 5-6 yıl önce teknoloji sektöründe en büyük güç kimdi diye soracak olsak Microsoft diye yanıt verirdik. Bugün ise Google ve Apple’dan bahsediyoruz. Belki de 2 yıl içinde yeni şirketler ortaya çıkacak. Bu da gücün sürekli değiştiğinin bir göstergesi...
*Gücü yanlış kullandığı için başarısız olmuş şirket örnekleri hangileri?
* Finansal krizde pek çok şirketin gücü yanlış kullandıkları için çöktüğünü gördük. AIG, Lehman Brothers gibi şirketler bunlara örnek. Bu şirketler alanlarında dünyanın en büyükleriydi. İnsanlar da bu şirketlerin çok güçlü olduğunu düş ünüyordu. Kimse böyle bir çöküş beklemiyordu bu şirketlerden. Aslında son dönemde bu güç çöküşünü yaşayan aktör sayısında da bir artış var. Örneğin ş ubat ayı içinde RadioShack’in çöküşüne tanık olduk. Elektronik perakende alanının en büyük şirketlerinden biriyken şu anda iflas etti.
* Bu şirketlerin iflas nedeninin sadece güçle mi ilgisi var? 
* Aslında bana göre bu sadece gücün yanlış kullanılmasıyla ilgili değil. Onlar çevresel görüşlerini kaybettiler inovasyon yapmadılar, neyin geleceğini göremediler. Sonuçta iş modellerinin nereye varacağını anyalamadılar. 
* Gücü doğru kullanan şirket örnekleri hangileri?
*Ben bu konuda tek bir şirket örneği veremem. Bu zaten sektöre göre değişen bir konu. Ancak gücü doğru kullanmak konusunda yapılması gerekenler belli. Pek çok işte uzun süre boyunca doğru işler yapılması gerekli. Buda günümüzde giderek daha da zorlaşıyor.
*Size göre Mark Zuckerberg sizin kitabınızı neden tavsiye etti?
*Aslında hiçbir fikrim yok. Ben Marc Zuckerberg'i tanımam. Ona yakın insanları da tanımıyorum. Benim kitabımı neden önerdiği hakkında bu nedenle bir bilgim yok. Ancak kendi sayfasında inanılmaz bir hızda değişen bir dünyanın nasıl değiştiğini iyi anlattığımı düşündüğünü söylemiş. Bende bu nedenle ona müteşekkirim.
~
* Güçteki tüm bu değişimler ışığında yeni lider tipi nasıl olacak?
GELİP GEÇİCİ KAVRAMLARA DİKKAT İlk önce güçteki değişimi iyi anlamaları ve ne tür kısıtların olduğunu iyi görmeleri gerekiyor. ikincisi CEO’ların ofis ve şirketlerinin büyüklüğü ya da ne kadar güçlü olduklarıyla ilgili her türlü söyleme kulaklarını tıkamaları, bunlara kendilerini kaptırmamaları gerekli. Çünkü bunun gelip geçici olacağını bilecek kadar akıllı olmalılar. 
ODAK GENİŞ OLMALI Çevresel görüşlerini kaybetmemek konusunda da çok dikkatli olmaları gerekli. Kendilerine, şirketlerine yönelik meydan okumalar onların bakmadıkları yerlerden gelecektir. Buna hazırlıklı olmaları ve bu nedenle sadece önlerine değil çevrelerine bakmaları şart. 
KISITLAYICILAR ÖNEMLi Şirketler çoğu zaman farklı öncelikleri olan hisse sahipleri nedeniyle paralize olabiliyor. Şirketlerde sıklıkla bölünmüş yönetim grupları da ortaya çıkıyor. Bunlar birbirleriyle çatışabiliyor. Şirketler çoğu zaman fonlayıcıları ya da bankalar tarafından da kısıtlanabiliyor. Bu da kararların geç, yanlış verilmesine ya da efektif olmamasına neden olabiliyor. Buna da dikkat etmeleri gerekli. 
~
CEO'LAR DAHA SIK İŞTEN ATILIYOR
Otoriter lider olmanın eskisine göre artık daha zor olduğunu söylüyorsunuz. Bu, iş dünyası için de geçerli mi? 
İTİBAR SORUNU Kitabımda istatistikler net şekilde gösteriyor ki CEO sirkülasyon oranı büyük şirketlerde oldukça artmış durumda. Buradan yola çıkarak CEO’ların artık daha sık işlerinden atıldığını söylememiz mümkün. CEO’ların itibarlarına yönelik sorunlar daha fazla gündemde kalmaya başladı diyebiliriz. 
KISITLI CEO Bunun yanında artık CEO’lar güç kullanmak konusunda kendilerini biraz daha kısıtlıyor. Sonuçta hiperrekabetin yaşandığı bir dünyada yaşıyoruz. Aynı zamanda insanların beklentilerinin de oldukça yüksek olduğu bir dönemden geçiyoruz. CEO’ların çalışanlarıyla, müşterileriyle, tedarikçileriyle, hükümetle, regülatörlerle, medyayla olan ilişkisi son derece değişmiş durumda. 
LİMİTLİ GÜÇ CEO’lar artık öyle bir çevrede yaşıyor ki eskiden sahip oldukları herkesi zorlayabilen güçleri oldukça limitli. Okuyucularınıza yanlış bir mesaj da vermek istemem. CEO’ların gücü bitti demiyorum. Ancak güçleri artık daha sınırlı. Aynı zamanda CEO’ların işleri de geçmişe göre daha fazla risk altında.

10 BAŞLIKTA GÜÇTEKİ DEĞİŞİM. 
1- Gücün satın alabildikleri eskisi kadar fazla değil.
2- Güç kazanması kolay kullanması zor ve kaybetmesi kolay bir şey haline geldi
3- Eskiden büyüklük cok önemliydi. bugün ise çeviklik ve hız büyüklüğün yerini aldı
4- İş dünyasında mikro güçlerin mega oyunculara karşı avantajı arttı.
5- Bugünün güçlü oyuncuları hataların bedelini daha çabuk ve ağır ödüyor
6- Son resesyonun ardından para ve güç sahibi kişilerin durumunda değişiklikler oldu
7- Şirketler marka faciaları konusunda artık daha kırılgan
8- Son dönemde gelişmekte olan ülkelerden gelen çok uluslular dünyanın bazı büyük şirketlerini ele geçirdi.
9- Şu anda Amerikanın önemli pek çok şirketini gelişmekte olan ülkelerden gelen CEOlar yönetiyor.
10-CEO'lar artık daha sık işlerinden atılıyor. CEO'ların itibarlarına yönelik sorunlar daha fazla gündemde kalmaya başladı.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz