"İş hacmi daraldı, yatırımlar durdu"

Tarkan Kadooğlu ile Güneydoğu ve Anadolu'nun ekonomisini,bölgede değişen dinamikleri ve ertelenen yatırımları konuştuk..

20.10.2015 14:46:260
Paylaş Tweet Paylaş
"İş hacmi daraldı, yatırımlar durdu"
Çözüm süreci gerçekleşseydi Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin büyümesi yüzde 9,7’lere çıkacaktı.” Bu sözler Cizreli işadamı Tarkan Kadooğlu’na ait. Akaryakıt, gıda, enerji ve gayrimenkul alanlarında faaliyet gösteren 2 milyar TL cirolu Kadooğlu Holding’in yönetim kurulu başkanı olan Kadooğlu, çözüm sürecinin sekteye uğramasının bölge ekonomisine büyük zarar verdiğini belirtiyor. Kamuoyunun geçen yıl TÜSİAD’ın yönetimine giren ilk Kürt işadamı haberleriyle tanıdığı Kadooğlu, geçtiğimiz mayısta 30 bin şirketin, 12 bin 500 de iş insanının üye olduğu Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu TÜRKONFED’in başkanlığına seçildi. Çözüm sürecinin sekteye uğramasının Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun ticaret hacmini yüzde 30 daralttığını söyleyen Tarkan Kadooğlu’yla Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun ekonomisini, bölgede değişen yeni dinamikleri ve ertelenen yatırımları konuştuk:
* Barış sürecinden önce Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun ekonomisi ne durumdaydı?
* Çözüm süreci öncesi elbette bölgede bir belirsizlik ve çatışma durumu hakimdi. Bu nedenle dışarıdan yatırımlar bugüne oranla daha azdı. Daha çok bölgedeki iş insanlarının yatırımları ön plandaydı. Ancak bu yatırımların hacimleri, bölge ekonomisini büyük oranda etkileyecek boyutlarda değildi.
* Çözüm süreci bölgenin ekonomisini, iş dünyasını nasıl değiştirdi?
Sermaye güven ortamının sağlanmadığı yere gelmez. İşin doğasında bu var. Çözüm süreci 30 yıldan sonra yeni yatırımları hızla Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesine çekti. En önemlisi de insanlar güneydoğu ve doğuda yatırım yapmaya başladı.
* Bu süreçte bölgede neler yaşandı?
Bence en önemlisi bölgede turizmin gelişmesi oldu. Çözüm sürecinde insanların yıllarca gidemediği bu bölgelerde turizm gelişmeye başladı. Çok kişi tanıyorum, bu süreçte bölgeyi gezme fırsatını yakaladı. Baktığınızda bu gelişmeler bölge adına ciddi bir katma değerdi. Diğer taraftan çözüm süreciyle birlikte bölgeye verilen teşvikler arttı. Cumhuriyet tarihinin en büyük teşviki verildi. Yatırım teşvik müracaatlarında ciddi bir yükseliş yaşandı. Teşviklerden dolayı organize sanayi bölgelerinde yer bulunamıyordu.
* Bölgedeki yatırımlar ne kadar arttı?
2012’de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 23 ile toplam 846 yatırım teşvik belgesi düzenlendi. Bununla da bölgeye toplam 8 milyar TL’lik bir yatırım söz konusu oldu. Çözüm sürecinin başladığı 2013’te ise alınan yatırım teşvik sayısı 1.032’ye çıktı. Yatırım teşvik belgesiyle bu bölgeye yapılan yatırım tutarıysa 13,5 milyar TL’ye yükseldi. Sadece bir yılda bölgeye yapılan yatırım tutarı 5,5 milyar TL arttı.
* Bu olumlu gidişat ne zaman bozuldu?
Geçen yılki 7-8 Ekim olaylarından sonra bir kırılma oldu. İnsanlarda yeni yatırımlar konusunda bekleyiş, sıkıntı oluştu. Son dönemdeki çatışmalarla birlikte de bölgeye yatırım konusunda tedirginlik üst seviyelere çıktı. İnsanlar “Bölgeye yatırım yapayım mı yapmayayım mı” diye düşünmeye başladı.~*Çözüm sürecinin bozulması bölge ekonomisini nasıl etkiledi?
Barış sürecindeki döneme göre bugün bölgenin ticaret ve iş hacminde yüzde 30’a varan gerileme oldu. İhracatta da ciddi anlamda düşüşler var. Yeni yatırımlar beklemeye alındı. Her gün çatışmaların yaşandığı, patlamaların olduğu bir bölgede kimse yatırım yapmak istemiyor. Çözüm süreci o haliyle devam etseydi birkaç yıl içinde hem bölgede hem de Türkiye’de muazzam bir ekonomik iyileşme yaşanabilirdi.
* Bölgenin büyümesi ne olacaktı?
2013’te Cizre’de bir araştırmamızın sonucunu açıkladık. Barış sağlandığında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi yüzde 9,7 büyüyecekti ve bunun Türkiye’nin genel büyümesine katkısı ek yüzde 1,3 olacaktı. Geçen yıl Almanya’nın yüzde 1, Fransa’nın ise yüzde 0,7 büyüdüğünü düşünürseniz Türkiye’nin mevcut büyüme oranına ek olarak gelecek yüzde 1,3’lük bir büyüme bile birçok Avrupa ülkesinin toplam büyümesinden fazla olacaktı. Bu da bizlere çözüm sürecinin ülke ekonomisine katkısını çok net gösteriyor.
* Bugün sürecin bozulmasıyla bölgenin ekonomisinde, iş dünyasında nasıl bir hava var?
Şu an gelinen süreçte elbette büyük bir krizle karşı karşıyayız. Öncelikle gencecik insanlarımızı kaybediyoruz. Bunun acısı her şeyin üstünde. Bu nedenle çözüm sürecinin süratle yeniden başlamasını ve çatışmasızlık ortamının yeniden tesis edilmesini bekliyoruz. Ekonomik olarak da maalesef yaşanan çatışmalar hem bölge ekonomisini hem Türkiye ekonomisini çok derin şekilde etkiliyor. Öncelikle bölgeye gidecek olan yatırımlar bekliyor.
* Koalisyon hükümetinin kurulamaması bölge ekonomisini nasıl etkileyecek?
Yeni dönemde, bölgenin ekonomisindeki daralma yüzde 40-50’leri bulabilir. Ancak hafif bir iyileşmeyle bu düşüş iki katına kadar da yükselebilir. Çünkü Türkiye böyle bir potansiyele sahip. Bizim ülkenin şartları bir Avrupa ülkesinin standartları gibi milimetrik yükselme ve düşme eğiliminde değil. Ya çok iyi olabilir ya çok kötü olabilir. Türkiye’deki iş insanları da kendilerini yeniden dizayn etme konusunda çok pratik.
* Sizin güneydoğudaki yatırımlarınız çözüm sürecinin bozulmasından etkilendi mi?
Bizim bölgedeki işlerimiz devam ediyor. Ancak önümüzdeki dönemde çözüm süreciyle birlikte biz de grup olarak burada farklı projeleri yapmayı planlıyorduk. Özellikle bölgenin İran, Suriye ve Irak potansiyelini dikkate alarak gıda da yeni projeleri hayata geçirmeyi hedefliyorduk. Ancak bugünkü süreci görünce izlemeye geçtik.
* Neden yatırım planınızı iptal ettiniz?
* Bugün Türkiye’de yeni yatırıma, bırakın güneydoğuyu İstanbul’da bile kimse sıcak bakmıyor. Sonuçta 2004 ile 2011 yılları arasında herkes hükümete güvendiği için yatırım yaptı. Şimdi ise hükümet belirsizken, yeni bir seçimin sonucu ne olacağı belli olmazken, her gün İstanbul’un göbeğinde bile patlamalar oluyorsa insanlar orada bile yatırım yapmak istemiyor.~*Bölgede IŞİD gibi yeni bir gelişme var. Bu durum bölgenin ihracatını nasıl etkiledi?
Şırnak’ta Habur Gümrük Kapısı var. Burada ihracat ciddi anlamda yükselmişti. Cizre’nin yaptığı ihracat Türkiye’deki 40 ilin üzerindeydi. Cizre’nin 1 milyar doları aşan ihracatı vardı. Ancak şimdi bu oran IŞİD meselesinden dolayı azaldı. Eskiden Suriye’de bir merkezi hükümet vardı. Karşılıklı muhatap vardı. Bugün IŞİD’in gelmesiyle bölgede terörist, insanlıktan nasibini almamış bir yapı oluştu. IŞİD bölgede kendine kapalı bir yapı kurmaya çalışıyor. Bu yapı da ihracatımızı ciddi biçimde engelliyor. Kürdistan bölgesine ciddi ticaretler yapılıyordu. Şimdi burada bile IŞİD’den dolayı ciddi güvenlik problemleri oluştu. Kürdistan’da Türk firmalarının epeyce yatırımları vardı. Ancak bugün Kürdistan’da IŞİD’den dolayı gayrimenkul fiyatları düşüşe geçti. Dünyada da petrol fiyatlarının 110 dolardan 50 dolara kadar gerilemesiyle bölgede ciddi bir ekonomik kriz yaşanmaya başlandı. Bu ortamda bizim de bölgeye yaptığımız ihracat geriledi.
* IŞİD bölgenin ihracatını ne kadar etkiledi?
 IŞİD önce Irak’a yaptığımız ihracatı sonra da Suriye ihracatını etkiledi. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) verilerine göre sadece Diyarbakır’dan Ortadoğu ve Çin’e 2014’ün ilk 6 ayında 123 milyon 736 bin dolar ihracat yapılırken, bu tutar 2015’in aynı döneminde 90 milyon dolara geriledi. Diyarbakır’da, ihracat oranı yüzde 27 düştü.
* Irak ve Suriye’ye yapılan direkt ihracatta ne kadarlık bir azalma var?
Irak’a Haziran 2013’te 923 milyon dolar, 2014’ün haziranında 740 milyon dolar, 2015’in haziran ayında ise 688 milyon dolar ihracat gerçekleşti. Dikkat ederseniz dramatik bir düşüş yok. Ancak IŞİD ve diğer gelişmeler olmasaydı bu rakamlar kesinlikle daha da yukarıya çıkacaktı. Zira bölgenin Irak’a ihracatı 2007 yılından beri sürekli artış eğilimindeydi.
* Suriye’ye olan ihracat ne durumda?
Suriye’yle ticaretimiz zaten istenilen olgunluğa ulaşmamıştı. Bunun üzerine iç savaşın etkileriyle de maalesef hiç gelişemedi. Suriye’ye 2013’ün haziran ayında 73 milyon dolar olan ihracatımız, 2014’ün aynı ayında 117 milyon dolara yükseldi. Bu yılın haziran ayındaysa 97 milyon dolar oldu.
* Sizin, bu gelişmelerden grup olarak ihracatınız nasıl etkilendi?
 Irak’a ihracatımız devam ediyor. Biz direkt Irak merkezi hükümetiyle çalışıyoruz. Onların gıda tedarik işlerini yapıyoruz. Ancak piyasada eskiden paranın döngüsü 45 gün ya da iki ay arasındaydı. Şu anda bu döngü 4 ayları bulmaya başladı. Baktığınızda alacakları tahsil etme süremiz 2 ay kadar uzadı.
* Bu durum holdingi nasıl etkiliyor?
 2014’ü hedeflerimizin üzerinde tamamladık. Hedefimiz yüzde 8 büyümekken yüzde 10 büyüdük. Bu yıl da yüzde 12 hedeflerken yüzde 15-16 büyümemiz söz konusu oldu.
* Hedeflerin üzerinde büyüme neden kaynaklandı?
Tamamen konjonktürden kaynaklanan bir durum. Petrol fiyatları düştükçe bireylerin yakıt tüketimi arttı.~* Akaryakıtta Kadoil markanızla ilk 8’e girme hedefiniz vardı. Şu an kaçıncı sıradasınız?
350 istasyonumuzla pazarda 9’uncu sıradayız. Hedefimiz bu yıl içinde 450 istasyona ulaşmak. Bunun için 2015’te 150 yeni bayi açmış olacağız. Bunun 50 tanesini açtık. Yılsonuna kadar 100 yeni bayi daha açacağız.
* 450 istasyona ulaşınca pazardaki durumunuz ne olacak?
2015’ten sonra ilk 8’e girebileceğimizi düşünüyorum. Ancak bizim en önemli hedefimiz ilk 10’da olmaktı. Bunu da gerçekleştirdik.
* Yeni dönemde, pazarda satın alma düşünüyor musunuz?
Pazardaki ilk 20’in içindeki iki firmayla satın alma konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Eylül ayından sonra yeni bayileri bünyemize kattıktan sonra gelecek yıl da satın almayla pazara son noktamızı koyacağız.
* Satın alma sonrasında pazarda nerede olursunuz?
Satın alma sonrasında iyi yerlerde oluruz. Mevcut yerimizin bir iki basamak üzerine çıkarız.
*Geçen yıl holdingin cirosu ne oldu? Bu yılki hedef nedir?
 2014’te 1,9 milyar TL ciro gerçekleştirdik. Bu yıl ise ciromuz 2 milyar 250 milyon TL seviyesinde olur.
* Enerjide yeni yatırım olacak mı?
Yeni projelerle ilgili bekliyoruz. Ancak bundan sonra çevreye duyarlılığımızdan dolayı HES projeleri içinde olmayacağız. Güneş ve jeotermal santralleriyle ilgili arkadaşlarımız çalışıyor.
* Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde duran yeni yatırımlar ne zaman başlar?
Ben bu bölgenin dinamiklerine güveniyorum. Bölge zaten uzun yıllardır şiddet ortamının içindeydi. Çözüm süreci bozuldu diye bölge iptal olmayacak. Kendi içinde yeniden yeşerecek. Sadece bu süreçte bölgenin kendi insanı bölgeye yatırım yapmak zorunda kalacak.~"Çözüm süreci bitmeyecek"
TRAFİK KAZALARI

Çözüm sürecinin bitmeyeceği konusunda çok eminim. 30 yıl bu iş çatışmalarla çözülmedi. 30 yıldan sonra insanlar masaya konuşmak için oturdu. Çözüm sürecinde 3 yıl boyunca bir gencimizin kanı akmadı. Bu, Türkiye için en büyük kazanımdır. Bu dönemlerde saboteler olabilir. Çözümün olmamasını isteyenler olabilir. Bu, her zaman olacaktır. Bizim bunları trafik kazaları olarak görüp normal hayata dönmemiz lazım. Hiç beklemediğimiz bir anda çözüm sürecinin olacağına inanıyorum. Bu da çok kısa bir sürede olacak.
“ÇATIŞMALAR BİTMELİ”
Şu anda çatışmaların uzun vadeli olacağını düşünmüyorum. Dolayısıyla orta ve uzun vadede yatırım yapmayı planlayan büyük şirketlerin bu konuda hazırlıklarını devam ettirdiklerini düşünüyorum. Bölge çabuk toparlanabilir bir özelliğe sahip. Sınır ticareti, Ortadoğu ve Asya pazarlarına yakınlık, iş gücü, yer altı ve yer üstü kaynakları, çok büyük bir turizm potansiyeli bölgenin hızlı toparlanmasını sağlayacak. Baktığınızda çatışma ortamı böyle devam edemez. Türkiye bunu kaldıramaz. Biz ne Irak ne de Suriye’yiz. Türkiye’de huzur, güven, istikrar ortamı olmazsa çok güçlükler yaşarız. Herkes bu bilinçle elini taşın altına koymalı.

"Tarihi fırsat kaçtı"
UZLAŞMA SAĞLANAMADI

Siyasi partilerimiz ne yazık ki 7 Haziran seçimleri sonrasında geniş tabanlı bir koalisyon kuramayıp toplumsal uzlaşma örneği sergileyemedi. Bu sebeple tarihi bir fırsatın kaçtığını düşünüyorum.
DAHA KRİTİK OLDU
Önümüzdeki geçici hükümet ve genel seçim süreci, ülkenin terör, şiddet ve diğer gelişmelerle sarsılan bu zor döneminde daha da kritik hale geldi. Yeni dönemde, seçim sonuçları her ne olursa olsun kazanan demokrasi olmalı.
“DÜNYANIN SONU DEĞİL”
Önemli olan seçim sonuçlarını ve yarattığı siyasi iklimi, Türkiye’nin çıkarlarına göre şekillendirmek. Bu da siyasilere daha fazla görev ve sorumluluk düştüğünü gösteriyor. Umudumuzu kaybetmemiz lazım. Yeni bir seçim olursa da bu durum dünyanın sonu değil.
YAPISAL REFORMLAR
Ülke olarak kaybedeceğiz. Belki de her şerde bir hayır vardır deyip 3 ay sonra yapılacak yeni bir seçimde farklı bir yapı gelebilir. Kim gelirse gelsin biz TÜRKONFED olarak yapısal reformların yapılmasını, AB konusunda ivme kazanılmasını istiyoruz.
YENİ ANAYASA GEREK
Mutlaka yeni bir sivil Anayasa’nın hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunu hangi hükümet yaparsa yapsın ülkenin önü açılır, ekonomi ivme kazanır. 4 yıl önceki Türkiye seviyesine geliriz, büyümemiz de yüzde 5’lerin üzerinde olur.~"Darboğaz'a girdik"
FİNANSMAN SIKINTISI

Üst üste yaşanan seçimlerden dolayı ülkenin genelinde ekonomide sıkıntılar var. Yüzde 2,3’lerde gezen bir büyüme var. Özellikle KOBİ’lerde ciddi anlamda finansmana erişim konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Bir darboğaza girilmiş durumda.
YATIRIMLAR BEKLEMEDE
İş dünyasında herkes yatırımlar konusunda beklenti içinde. Yeni yatırımlar yapılmıyor. Yeni yatırımların yapılmaması çarkın dönmemesi demek. Yatırımlar yapılmadığından dişliler dönmüyor. Dişliler dönmeyince her tarafta sıkıntılar çıkmaya başladı. Bankaların risk primleri artmaya başladı. Bankalar da bu durumu KOBİ’lere yansıttı. Bu da piyasanın daralmasına sebebiyet veriyor.
SIKINTI VAR
Piyasada ekonomik anlamda ciddi sıkıntılar söz konusu. Biz de bunun için hep koalisyon kurulsun istiyorduk. Ülke yeni seçimi kaldıracak yapıda değil. Ancak koalisyon kurulamadı. Güven ortamı olmayınca insanlar yatırım yapmıyor. Krizin kendisini de bu durum yaratıyor. Önümüzdeki dönemde tüm ülke genelinde yatırımlarda azalma söz konusu olabilir. Bu da daha az istihdamı, daha az büyümeyi ve krizi beraberinde getirecek.

Doğu ve Günaydoğu ekonomisinde son tablo
1 Çözüm süreci yeni yatırımları hızla Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesine çekti.
2 2012’de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 23 ile toplam 846 yatırım teşvik belgesi düzenlendi.
3 Çözüm sürecinin başladığı 2013’te ise alınan yatırım teşvik sayısı 1.032’ye çıktı.
4 Yatırım teşvik belgesiyle bu bölgeye yapılan yatırım tutarıysa 13,5 milyar TL’ye yükseldi.
5 Diyarbakır 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde ciddi arsa alımları oldu ve inşaatlar yapıldı. Birçok firma oradaki yatırımlarını başlattı.
6 Geçen yılki, 7-8 Ekim olaylarından sonra kırılma oldu. İnsanlarda yeni yatırımlar konusunda bekleyiş, sıkıntı oluştu.
7 Bugün bölgenin ticaret ve iş hacminde yüzde 30’a varan gerileme oldu. İhracatta da ciddi anlamda düşüşler var.
8 Barış sağlandığında Doğu ve Güneydoğu bölgeleri yüzde 9,7 büyüyecekti ve bunun Türkiye’nin genel büyümesine katkısı ek yüzde 1,3 olacaktı.
9 Bölgedeki işlerimiz devam ediyor. Ancak burada farklı projeleri yapmayı planlıyorduk, şimdi izlemedeyiz.
10 Ben bu bölgenin dinamiklerine güveniyorum. Çözüm süreci bozuldu diye bölge iptal olmayacak. Kendi içinde yeniden yeşerecek.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz