Kalbimdeki özel proje

Günümüzün kurumsal şirketleri aynı anda onlarca kurumsal sosyal sorumluluk projesini birlikte yürütüyor. Ancak bazıları var ki liderler için bu projelerin anlamı bambaşka...

30.05.2014 23:04:320
Paylaş Tweet Paylaş
Kalbimdeki özel proje
Örneğin, Türkiye’nin en uzun soluklu KSS projelerinden “Temiz Tuvalet Kampanyası”, Opet Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk’ün çocuğu gibi. Öztürk, yürüttükleri birçok çalışma olmasına rağmen “Temiz Tuvalet Kampanyası bizim ilk göz ağrımız. Onun yeri başka” diyor. Borusan Holding CEO’su Agah Uğur için, “Annemin İşi Benim Geleceğim” kampanyası ayrı bir anlam taşıyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Sağlıktaki çalışmalarıyla öne çıkan Anadolu Grubu’nun patronu Tuncay Özilhan ise “ASM bünyesinde yürüttüğümüz ‘Bedelsiz Sağlık Hizmetleri’ benim için çok kıymetli” diye konuşuyor. İşte liderler için en anlamlı sosyal sorumluluk projeleri.

"SAĞLIĞIN YERİ BAŞKA"
Anadolu Grubu, sadece gıda ve içecekteki yatırımlarıyla değil, güçlü sosyal sorumluluk projeleriyle de öne çıkan gruplardan. Özellikle sağlık ve spora verdiği destek, kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.

Grubun yönetim kurulu başkanı Tuncay Özilhan için her iki alanda yürütülen çalışmalar son derece anlamlı. Hatta sosyal sorumluluk faaliyetlerine bizzat katılmaya özen gösteriyor. Ama “en değerlisini” sorduğumuzda “Sağlığın yeri başka” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Sağlık bizim için hep öncelikli oldu. Zaten Anadolu Vakfı da önce onursal başkanlarımız Kamil Yazıcı ve İzzet Özilhan tarafından, ihtiyacı olanlara karşılıksız yardım etme hedefiyle kuruldu. Yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projeleri içinde en önemsediklerimin başında, sağlıktaki çalışmalarımız geliyor.~
En fazla onlara zaman ayırıyorum. ‘Bedelsiz Sağlık Hizmetleri’ benim için çok önemli. Bugüne kadar bu kapsamda 5 bine yakın operasyon gerçekleştirdik. 70 bine yakın muayeneyle ihtiyaç sahibi kişilerin tedavi süreçlerini başlatma şansını yakaladık. İnsanlarımızın sağlığına yaptığımız bu yatırımın, sağlıklı nesiller olarak bize geri döneceğini biliyoruz. Bu hizmetlerimize hız kesmeden devam edeceğiz.”

Sağlıkla ilgili çalışmalar, Özilhan’ın kişisel öncelikler listesinde de birinci sırada yer alıyor. “ASM’nin gerçekleştirdiği her türlü KSS projesinin içinde yer almaya, vereceğimiz desteğin boyutunu bizzat belirlemeye, proje sonuçlarını bizzat gözlemlemeye özen gösteriyorum” diyen Özilhan, ekliyor: “Örneğin geçen yıl ASM Kemik İliği Nakli Merkezi’nin 600’üncü kemik iliği nakli töreninde hekimlerimizle ve tedavi gören misafirlerimizle bir araya geldim. Onların mutluluklarına ortak olmak, tedavi süreci sonucunda yaşadıklarını benimle paylaşmaları çok kıymetliydi.”

AKHAN'IN GÖZDESİ "KLASİK MÜZİK"
Şirketlerin faaliyet gösterdiği sosyal sorumluluk konularından biri de kültür-sanat. Örneğin Doğuş Holding, ağırlıklı olarak sanata, özellikle klasik müziğe desteğiyle öne çıkıyor. Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ana sponsorluğu ve “Kampüste Senfonik Akşamlar” projesi, grubun bu alandaki çalışmalarına örnek.

“KSS projelerimizin büyük çoğunluğunun kültür-sanat, bilhassa da klasik müzik gelişimi üzerine olduğunu söyleyebiliriz” diyen Doğuş Holding CEO’su Hüsnü Akhan, bu çalışmalar içinde D-Marin Turgut-reis Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nin hem kendisi hem grup için ayrı bir anlam taşıdığını ifade ediyor. Akhan, bunun nedenlerini şöyle açıklıyor:

“D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali 2005’ten beri kesintisiz olarak sürüyor. Bu festival bizim için ayrıcalıklı bir yere sahip. Çünkü kurucu destekçiliğini üstlendiğimiz festival, bir marinada düzenlenen ilk ve tek klasik müzik festivali olma özelliği taşıyor.~
4 gün süresince günbatımı ve gece konserleriyle 7 konser sunan festivalimiz, yıllar içinde daha da gelişerek bugün alanında referans organizasyonlardan biri haline geldi. Bugüne kadar Jose Carreras, Angela Gheorghiu gibi dünyaca ünlü birçok sanatçı ve orkestrayı klasik müzikseverlerle buluşturduk.

Her yıl festivalimizin bilet satışlarından elde edilen gelirin tamamı, bağış çalışmalarında kullanılıyor. Gelirin bir bölümü Tohum Otizm Vakfı’na, diğer bölümü ise Bodrum Sağlık Vakfı’na bağışlanıyor,

D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, hem grubumuz adına hem kişisel olarak beni çok heyecanlandıran, başarısının sürekliliği için mesai harcamaktan mutluluk duyduğum bir proje. Nitekim yıl içinde programımı bu festival için Bodrum’da olabilecek şekilde organize etmeye özen gösteriyorum.”

KARAMERCAN, "ÖNCE SANAT" DİYOR
Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Erdal Karamercan, gönlünde başka bir yeri olan İKSV’nin sanat projeleriyle ilgili hissettiklerini şöyle anlatıyor: “Kuruluş tarihimiz olan 1942’den bu yana, yaratıcılık, süreklilik ve kurum kimliğiyle uyum konularına önem vererek birçok uzun süreli sosyal sorumluluk çalışması gerçekleştirdik.

Uzun yıllar devam ettiği için her biri birer marka haline gelen bu sosyal sorumluluk çalışmalarımızın tümü benim için çok özel ve önemli. İçlerinde bir sıralama yapmak, tabii ki çok zor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), İstanbul Modern Sanat Müzesi, İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı ve Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı başlıkları altında kültür ve sanat çalışmaları, YİBO’larla yürüttüğümüz eğitim ve hijyen odaklı çalışmalar, tıp alanındaki bilimsel desteklerimiz, 46 yıldır her türlü başarı rekoruna imza attığımız kadın voleybolu...

Hepsi de bizim için son derecede değerli. Tabii bunların içinde İKSV’nin ayrı bir yeri var. Sadece İKSV’yi ele alırsak, Eczacıbaşı Topluluğu’nun kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın ‘Sanat ve kültüre dönük her türlü yatırım, doğrudan doğruya toplumun sosyal varlığı, ekonomisi, politikasıyla bütün benliğinin de geliştirilmesine yapılmış bir katkıdır sözü, kültür sanata bakışımızı kapsamlı bir şekilde anlatıyor.~
Kurucumuz Dr.Nejat F. Eczacıbaşı’nın aynı zamanda İKSV’nin de kurucuları arasında yer almış olmasıy-la başlayan süreçle İKSV’ye verilen kesintisiz 42 yıllık destek, topluluğumuzun toplumun kültürel gelişimine katkıda bulunmak konusunda ne kadar kararlı, istikrarlı ve kalıcı bir duruş sergilediğini gösteriyor. Ec-zacıbaşı Topluluğu’nun tüm çalışanlarının gönülden bağı bu desteğe ayrı bir güç katıyor.”

AGAH UĞUR'UN "NEŞE FABRİKASI"
Türkiye’nin KSS çalışmalarıyla öne çıkan gruplarından biri de Borusan Holding. Holdingin çok sayıda farklı KSS projesi içinde bir tanesi var ki Borusan Holding CEO’su Agah Uğur için son derece anlamlı... Uğur, bu projeyi ve taşıdığı anlamı şöyle özetliyor:

“Yeni projemiz ‘Annemin İşi Benim Geleceğim’ çalışması bizim için çok özel. Türkiye’de kadının istihdam oranı sadece yüzde 24. Kadınların sanayide istihdam oranı ise sadece yüzde 15. Ülkemizde kadın istihdamının önündeki en büyük engelin çocuk bakımı olduğunu görüyoruz.

Çünkü kadınlar, çalışma kararı alırken çocuklarının kimler tarafından bakılacağını göz önünde bulundurmak zorunda kalıyor. Bu konudaki eksiklik, kadınların çalışma yaşamlarını doğrudan etkiliyor. Bu soruna bir nebze çözüm sunabilmek için geliştirdiğimiz proje kapsamında, 10 ildeki

10 organize sanayi bölgesinde 0-6 yaş çocuklar için, ‘Borusan Neşe Fabrikası’ isimli kreş ve gündüz bakımevleri inşa ediyoruz. Böylece kadın işe gelirken çocuğunu kreşe bırakabilecek. 2013-2017 arasında gerçekleşecek 10 Borusan Neşe Fabrikası’nın inşasından sonra bu projenin devam ettirilmesi ve diğer kurumlara örnek olması en büyük isteğimiz. Her bir Neşe Fabrikası’nın 500 bin TL tutarında olmasını öngörüyoruz.~
Yani 10 kreş için toplam 5 milyon TL bütçe planladık. Ayrıca, 2 yıl boyunca yıllık 30 bin TL bakım-onarım desteğimiz olacak. Bir CEO olarak ‘Annemin İşi Benim Geleceğim’ projesiyle bizzat ilgileniyor ve yakından takip ediyorum. Hem işbirliği içinde olduğumuz bakanlıklarımız hem proje kapsamındaki OSB’lerin yönetimleriyle irtibat halindeyim. Bundan sonraki aşamalarda da projeye olan yakın ilgimi koruyacağım.”

KADIN GİRİŞİMCİYE DESTEK
Kadınların sosyal-ekonomik konumunun iyileştirilmesine odaklanan şirketlerin sayısı her geçen gün artıyor. Garanti Bankası da onlardan biri. Bankanın genel müdürü Ergun Özen, neden bu konuya eğildiklerini ve kendisi için anlamını şöyle anlatıyor:

“Araştırmalar gösteriyor ki kadınlar erkeklere oranla, pek çok açıdan toplumun daha az ayrıcalıklı bir kesimini oluşturuyor. Bu gerçekler bize, kadınların ekonomik üretime katılımını teşvik etmenin sosyal bir yükümlülük olduğunu gösteriyor. Biz de 2006’dan bu yana farklı alanlarda, kadınların girişimciliğini destekleyecek hizmetler sunuyor, projeler geliştiriyoruz.

Bunların bir parçası olarak, 2012’de Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’nin işbirliğiyle kadın girişimcilerin ücretsiz eğitim aldığı ‘Kadın Girişimci Yönetici Okulu’ projesini başlattık. Bu proje kapsamında, Boğaziçi’nin değerli akademisyenleri, katılımcılara kurumsallaşma, inovasyon, sürdürülebilir şirket yönetimi gibi çeşitli konularda, yaklaşık 1 ay süren yoğun bir eğitim veriyor.

Şimdiye kadar 7 ilde gerçekleştirilen eğitimlerde 900’e yakın kadın girişimci eğitim aldı. Projenin 8’inci durağı Eskişehir olacak. Bu projenin KSS çalışmalarımız içinde çok anlamlı bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. Garanti olarak fırsat eşitliğini sonuna kadar destekliyoruz.

Ben de bir yönetici olarak Kadın Girişimci Yönetici Okulu dahil olmak üzere kadınlara yönelik gerçekleştirdiğimiz tüm projeleri yakından takip ediyor, fırsat buldukça etkinliklere katılıyorum. Projelerin gelişimini ve sonuçlarını mutlulukla izliyorum.”~
ETİ'DE TİYATRO AŞKI...
Sosyal sorumluluk denildiğinde akla gelen şirketlerden biri de Eti. Şirket özellikle doğa, çevre ve çocuk odaklı kampanyalarıyla adından söz ettiriyor. “Projelerimizi hayata geçirirken toplumdan aldığımızı topluma verme ilkesiyle hareket ediyoruz” diyen Eti Gıda İcra Kurulu Başkanı Hakan Polatoğlu, “Eti Çocuk Tiyatrosu”nun neden kendisi için farklı bir anlamı olduğunu şu sözlerle anlatıyor:

“Şimdiye kadar çocuklarımız için birçok önemli sosyal sorumluluk projesi geliştirdik. Her biri bizim için çok değerli ve anlamlı. Ancak projelerimizin ilki ve en uzun soluklu olanı ‘Eti Çocuk Tiyatrosu’ oldu.

Dolayısıyla bizim için en öne çıkan projemiz diyebiliriz. Eti Çocuk Tiyatrosu ile yarınlarımızı oluşturan çocuklarımızın kültürel ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamayı, onlara tiyatro kültürünü aşılayarak tiyatro sanatını sevdirmeyi amaçlıyoruz.

2001’den bu yana aralıksız devam eden projemiz kapsamında Türkiye’nin 81 ilini 7 kez dolaştık ve 6 farklı tiyatro oyunuyla 1,5 milyona yakın çocuğu ücretsiz olarak tiyatroyla buluşturduk. Hedefimiz bu sezon da en az 120 bin çocuğa daha ulaşmak.

Ben de maksimum seviyede önem verdiğimiz bu tarz projelerin oluşum ve uygulama aşamalarında bizzat bulunmaya gayret ediyorum. Eti bünyesindeki herkes, topluma fayda sağlamayı hedeflediğimiz bu projelerin bir parçası olma konusuna büyük bir önem veriyor.”

CEO'NUN FUTBOL HEYECANI
Avea CEO’su Erkan Akdemir’in gözde KSS projeleri ise spor odaklı. Özellikle futbol okulu projesinin onun için özel bir anlamı var. Tüm dünyada ücretli olan FC Barcelona’nın alt yapı okulu FCBEscola’yı, Türkiye’ye ücretsiz olarak getirdiklerini söyleyen Akdemir, “Oluşturduğumuz ekosistemle iyi futbol oynamak isteyen çocuklarımıza ve gençlerimize fırsat eşitliği için sönmeyecek bir ateş yaktık” diyor ve ekliyor:~
“Avea olarak sporu çok önemsiyoruz ve tam 12 yıldır spora dönük kesintisiz desteğimizi sürdürüyoruz. Türkiye’de futbol altyapısını geliştirmeye yönelik, fırsat eşitliği sunma ilkesi üzerine kurulu FCBEscola Camp Avea Projesi’ni hayata geçirdik.

Tüm dünyada 30’dan fazla ülkede, toplam 30 bini aşkın çocuğa ulaşan FC Barcelona’nın ünlü altyapı okulu FCBEscola’yı, FCBEscola Camp Avea adıyla Türkiye’ye taşıdık. Bu proje bizim için çok değerli. Böylece geleceğin potansiyel yıldızlarını yeşil sahalara hazırlıyoruz. Dünya genelinde ücretli olan FCBEscola Futbol Kampı, Barcelona dışında sadece Türkiye’de ücretsiz.

Genç yeteneklerin hayallerine giden yolda çok ciddi bir adım atmalarına vesile olan bu projenin hepimiz için çok ayrı bir yeri var. Bu çalışmamızla Türkiye’nin her bölgesinden gençlerimize, hayallerin gerçeğe dönüşebileceğini göstermek istedik. Yeteneğin önündeki engelleri kaldırmayı hedefledik.

Ben de bizzat en başından beri bu güzel ve anlamlı projenin içindeyim. Her yıl kamp dönemlerinin gelmesini büyük bir heyecan ve sabırsızlıkla bekliyorum. Aslında tüm yıl projemizin nasıl geliştirilebileceği ve daha fazla çocuğa nasıl ulaşılabileceği konusunda sürekli mesai harcıyoruz. Ancak özellikle yaklaşan kamp dönemleriyle birlikte çok daha yoğun bir şekilde çalışıyoruz.”

TÜRKİYE'DE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇAY TARIMI
Sürdürülebilir yaşam yaklaşımını dünya çapında tüm süreçlerine entegre eden Unilever’in Türkiye CEO’su Mehmet Altınok, Sürdürülebilir Yaşam Planı doğrultusunda gerçekleştirdikleri çok sayıda proje arasında “Lipton Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi”nin kendisi için özel bir yeri olduğunu belirtiyor.

Sadece Unilever için değil Türkiye’de ve çay tarımının geleceği için çok önemli olduğunu düşündüğü Lipton Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi’ne neden özel önem verdiğini ise şöyle anlatıyor:~
“Cumhuriyetin ilk yıllarında ekilen çaylıklarımız 100 yıllık ekonomik ömrünün yaklaşık yüzde 80’ini tamamlamış durumda. Bu nedenle Unilever, çay bitkisini gelecek nesillere aktarabilmek ve çayımızın geleceğine sahip çıkmak için gerekli önlemleri almak üzere yola çıktı.

Lipton markamız ile yürüttüğümüz Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi ile fabrikalarımızda üretilip satılan tüm çaylarımızın 2015 yılına kadar uluslararası Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance-RA) sertifikalı olacağını taahhüt ettik.

Rize Pazar’daki fabrikamızla iki yıl gibi kısa bir sürede bu sertifikayı almaya hak kazandık. 2018’e kadar bütün çaylarımızın Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance-RA) sertifikalı olmasını hedefliyoruz.

Bu proje kapsamında 17 bini aşkın üreticimize bire bir eğitim vererek daha iyi bir çay tarımı için önemli bir yol kat ettik. Ziraat Odası işbirliği ile Rize’nin ilk toprak analizi laboratuvarını kurarak 1.000’i aşkın analizle bölgenin toprak haritasının temellerini attık.

Kurduğumuz sistem, bir yılda toplanan katı atıkların geri dönüştürülmesiyle bölgedeki nüfusun 6 aylık elektrik enerjisine eşdeğer geri kazanımı hedefliyor.

Ethical Corporation Awards tarafından (Etik Kuruluş Ödülleri) ‘Business to Business Partnership’ (B2B Ortaklığı) ödülüne değer bulunan Lipton Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi, doğru tarım yöntemlerinin uygulanmasıyla üretici için 3 milyon TL civarında bir ekonomik değer yaratmayı hedefliyor.” ~
YAHYA ÜZDİYEN / DOĞAN HOLDİNG CEO’SU
“ODAĞIMIZDA KADIN VE COCUK VAR"İKİ GÖZDE PROJE

Grup şirketlerimiz tarafından yürütülen “Aile İçi Şiddete Son” ile kadınlara, “Baba Beni Okula Gönder” projesiyle kız çocuklarımıza destek vermeyi sürdürüyoruz.

Amacımız tüm bu proje ve çalışmalarla eğitimli, ekonomik bağımsızlığını elde etmiş, başarılı kadınların sayısını artırarak Türkiye’nin gelişmesine katkıda bulunmak. Bunlardan hangisi benim için daha anlamlı derseniz, ayıramam. Çünkü Türkiye’de kadın sorunu çözülürse ülkenin birçok sorununu beraberinde aşacağına inanıyorum. Bu projeler birbirini tamamlıyor.

NELER YAPILDI?
BBOG Türk toplumu tarafından bir seferberlik gibi algılanıyor. 300 bini aşkın destekçimiz arasında harçlığını bağışlayan öğrenciler bile var. AİŞS projemizle ise aile içi şiddet konusunda çok ciddi bir toplumsal hassasiyet sağlandı.

Daha önce ‘aile içi mesele’ sayılan bu şiddet türünün bir suç olduğu açığa çıktı ve kabul edildi. İlgili kurumlar daha fazla işbirliği yaparak çalışmaya başladı.

Aile içi şiddetle ilgili yasalar ihtiyaç doğrultusunda revize ediliyor. Her iki proje de BM dahil olmak üzere birçok önemli ödüle layık görüldü.

GURUR VERİCİ
Bu projeler, Doğan Ailesi’nin yönetim kurullarındaki 4 kadın üyesinin de kadınların önemli birer figür olarak sosyal, ekonomik ve politik hayata katılmalarını sağlamak adına gönülden yürüttükleri projeler... ~
Her biri bu projelerin dışında da birçok ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşunun üyesi olarak kadınların toplumda güçlenmesi için bizzat mesai sarf ediyor. Ben de Doğan Grubu’nun bir üyesi olarak onların bu mesaisine katkıda bulunmaktan gurur duyuyorum.

NURTEN ÖZTÜRK / OPET YÖNETİM KURULU KURUCU ÜYESİ
“ONBİNLERCE TEŞEKKÜR MEKTUBU ALDIK"
EN DEĞERLİ PROJEM

Sosyal sorumluluğu kurum kültürü olarak benimseyen markamızın Türkiye genelinde devam eden 4 sosyal sorumluluk projesi var. Bunlar Temiz Tuvalet Kampanyası, Yeşil Yol Projesi, Örnek Köy Projesi ve Tarihe Saygı Projesi...

Son olarak trafik sorununa kalıcı bir çözüm getirmek amacıyla “Trafik Dedektifleri”ni hayata geçirdik. Projelerimizin her biri birbirinden değerli olmakla birlikte Türkiye’nin en uzun soluklu sosyal sorumluluk projesi unvanına sahip olan Temiz Tuvalet Kampanyası ilk göz ağrımız.

BENİM İÇİN ANLAMI
Bir ülkenin medeniyet göstergesini iki kriter belirler. Birincisi tuvaletleri, İkincisi trafik... Biz Temiz Tuvalet Kampanyası için yola çıkarken önümüzde zorlu bir yol vardı. Değişim kolay olmuyor, zaman ve emek gerekiyor. Kampanya kapsamında Türkiye’nin her yerini köy-kasaba demeksizin adım adım dolaştım.

Ülkemizi, insanımızı ve ihtiyaçlarını tanıma fırsatı yakaladım. Öğrenci, öğretmen hatta velilerimize bir toplumun medeniyetini anlamanın en iyi yolunun temizlik, hijyen ve temiz tuvaletler olduğunu aşıladık.~
Bu kampanya, Türkiye’de temizlik ve hijyen konusunda önemli bir kilometre taşı. Bu projeyle tüm kurumlara, sektörlere örnek olduk ve ülkemizde çok şey değiştirdik... Onbinlerce de teşekkür mektubu aldık.

TURGAY DURAK / KOÇ HOLDİNG CEO’SU
DURAK'IN GÖZDESİ HANGİ MEMLEKET MESELESİ?
ÖZEL 2 PROJE

Gerçekleştirdiğimiz tüm KSS projelerimiz bizim için ayrı bir değere sahip olmasına karşın “Meslek Lisesi Memleket Meselesi (MLMM)” ve “Ülkem İçin” projelerinin bizim için önemi çok başka. Bu iki projeyi birbirinden ayıramıyorum.

İS DÜNYASINA VE TOPLUMA KATKI
Ülkem İçin projemizle de kan bağışı, engellilik gibi farklı alanlarda toplumsal farkındalığın artması için çalışıyoruz. Ülkem İçin de çalışanlarımız ve değer zincirimizde yer alan tüm paydaşlar üzerinden sorunlara çözüm getirmek için gereken güce, morale ve yaratıcı bakış açına destek oluyoruz.

2006’dan bu yana farklı alanlarda Ülkem İçin projesinde 386 yerel proje gerçekleştirdik. 1 milyon 84 bin fidan dikildi, 83 bin 759 ünite kan bağışı yapıldı. 68 bin çalışanımıza ve 13 bin öğrenciye “Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri” verildi.

MESLEKİ EĞİTİME FARKLI YAKLAŞIM
7 yılını tamamlayan MLMM projemiz, iş dünyasını mesleki eğitimin geliştirilmesi ve gençlerin nitelikli istihdamı konusunda harekete geçirme konusunda öncülük yapıyor. Bu kapsamda meslek lisesi öğrencilerine burs, staj, müfredat, malzeme, laboratuvar ve gönüllü koçluk desteği sağlandı.~
579 çalışanımızın gönüllü yer aldığı projede 7 yılda 264 meslek lisesinde okuyan 8 binin üzerinde öğrenciye staj destekli eğitim bursu verildi. Bugüne dek 5 farklı sektörde 29 laboratuvar, 7 eğitim merkezi, 1 meslek lisesi ve 1 MYO kuruldu. ‘Okul-İşletme İşbirliği Modeli’ ile eğitim ve iş dünyası arasında köprüler oluşturuldu. Program 2 yıl içerisinde 44 şirket 221 yeni gönüllü ile 10 ile yayıldı.

ALİ ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
“FUTBOL KÖYLERİ CENTİLMENLİĞİ VE PAYLAŞMAYI ÖĞRETİYOR"
FUTBOL KÖYLERİ’NİN KAZANDIRDIKLARI

Kurum olarak bugüne dek eğitimden sanata ve spora kadar pek çok projeye destek verdik. Ancak benim için en anlamlı proje “Çocuklar İçin Futbol” projesi kapsamında 7 yıldır yürüttüğümüz “TFF - Ülker Futbol Köyleri” oldu. 7 yılda çok güzel ve gurur verici sonuçlar aldık.

Çocuklar, uzmanlar eşliğinde düzenlenen eğitim programıyla sadece futbol yeteneklerini geliştirmekle kalmayıp futbolun özünde var olan kardeşlik, centilmenlik, paylaşma ve dayanışma ruhunu da keşfediyor.

HER YIL ZİYARET EDİYORUM
Çocukluğumuzda futbol oynamak için boş bir sokak, bir top, iki taş, birkaç da arkadaş yeterliydi. Günümüz şartlarında bu artık mümkün değil. O nedenle çocukları bilgisayar başından kaldırmak gittikçe zorlaşıyor.

Biz bu döngüyü kırmaya çalıştık. Ben her yıl en az bir futbol köyüne gitmeye gayret ediyorum. Çocuklarla hem futbol oynuyoruz hem sohbet ediyoruz. Geleceğin büyüklerini dinlemek hem keyifli hem öğretici oluyor.~
ETKİLEYİCİ SONUÇLAR
7 yılda Türkiye’nin farklı illerinde kurulan 42 futbol köyünde 4 bin yetenekli çocuk 10’ar günlük kamplarda eğitim aldı. İlki 2007 yılında Van’da gerçekleştirilen bu köylerden kız ve erkek genç milli futbol takımlarımıza pek çok sporcu verdik.

Bugüne kadar bu köylerden 27 kız, 32 erkek sporcu milli takımlara ve kulüp takımlarına seçildi. Benim gibi bir sporsever için bu sonuçlar çok önemli ve futbolun geleceği adına da çok umut verici.

HAKAN BİNBAŞGİL / AKBANK GENEL MÜDÜRÜ
BİNBAŞGİL'İN KALBİNDE KÜLTÜR VE SANAT VAR

Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil’in mükemmel piyano çaldığını bilmeyen yok. O nedenle kendini kültür sanat alanındaki kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarına biraz daha yakın hissetmesi hiç de sürpriz değil. Binbaşgil, kültür ve sanat projelerinin kendisi için anlamını şöyle aktarıyor:

SANAT OLMADAN GELİŞME OLMAZ
Akbank olarak birçok alanda hepsi bizim için değerli olan kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları yürütüyoruz. Ancak aktif olarak kültür ve sanat etkinliklerini takip etmeye çalışan biri olarak, bu alandaki çalışmalarımız benim için ayrı bir anlam taşıyor.

Ekonomik refahın yanında, kültür ve sanat alanındaki atılımların da ülkemizi geleceğe taşıyacak en önemli zenginliklerden biri olduğuna inanıyorum. Kültür sanat alanındaki çalışmalarımız geniş bir perspektife yayılan çalışanlarımızın odak noktası da hepsinin sürdürülebilir ve geniş soluklu olması.

UZUN SOLUKLU İŞLER
Örneğin Akbank Çocuk Tiyatrosu, perdelerini açtığı ilk günden bu yana tam 41 yılı geride bıraktı. 1993’te kurulan Akbank Sanat, tam 21 yıldır hayatımızda. Türkiye’de caz denilince akla gelen ilk etkinliklerden olan Akbank Caz Festivali, 24’üncü yılını kutlayacak.~

Bu kapsamda liselerde caz ve çocuk atölyeleri, Kampüste Caz Etkinlikleri ve Jammz Genç Yetenekler Yarışması düzenliyoruz. Kampüste Caz, geçen yıl İstanbul’un yanı sıra 11 farklı şehirde toplam 19 üniversitede cazın coşkusunu ve heyecanını üniversiteli gençlerle buluşturdu.

Sinemacıları destekleyen Akbank Kısa Film Festivali ve Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin en büyük destekçisi olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Ayrıca yaklaşık 8 yıldır Contemporary İstanbul’un ana sponsorluğunu üstleniyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz