Marka projeleri

Türkiye’nin markalaşmış 20 KSS projesi ve liderlerin gözünden başarının sırları...

1.03.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Marka projeleri
Doğan Gazetecilik’in “Baba Beni Okula Gönder”i, Opet’in “Temiz Tuvalet Projesi”, Hürriyet’in “Aile İçi Şiddete Son” kampanyası ve Turkcell’in “Kardelenler”i... Bu projelerin her biri, bu işe gönül veren birkaç isimle, idealist liderlerle yola çıktı. Aradan geçen yıllar, onları giderek büyüttü. Sonunda öyle bir noktaya geldiler ki şirketlerini aşıp tek başlarına kamuoyuna mal oldular, birer marka haline dönüştüler. Artık her birinin milyon dolarlık bağımsız bütçeleri, ayrı yönetim ekipleri var. Üstelik sadece onlar da değil. Benzer başarılara ulaşmış, 20’ye yakın uzun soluklu, marka KSS projesi bulunuyor. Her biri Türkiye’nin önemli bir yarasına merhem oluyor. İşte Türkiye’nin markalaşmış 20 KSS projesi ve liderlerin gözünden başarının sırları...

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
"AJANDAMDA İLK SIRADA"
“Baba Beni Okula Gönder”, kurumsal sosyal sorumluluk denince ilk akla gelen projelerden. 2004’te yola çıkıldı, bütçesi 35 milyon TL’yi aştı. Bugüne dek 10 bin 500’ün üzerinde kız çocuğuna burs verildi. Projenin mimarı Doğan Gazetecilik Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner. “Baba Beni Okula Gönder projesi benim için çok önemli. Elde ettiği başarı çok büyük bir manevi haz sağlıyor” diyor. Kat edilen mesafeyi şöyle anlatıyor: “Biz, hep birlikte çalışarak, inanarak yola çıktık. Amacımız özellikle kız çocuklarının tamamının okullaşma-sıydı. Köy köy dolaşıldı, gözlem yapıldı. Baba Beni Okula Gönder, bu konuda çok başarılı oldu. Benzer kampanyalar ve MEB’in çalışmalarıyla, bugün ilköğretimde okullaşma oranı yüzde 100’e yaklaştı. Kız-erkek farkı da yok denecek kadar azaldı. Böyle bir projeye liderlik etmekten gerçekten çok mutluyum. Projeyi oluştururken tüm çalışmaların içinde bizzat yer aldım. Halen de içindeyim. Okuyorum, araştırıyorum ve yeni fikirler üretmeye çalışıyorum. Proje ile ilgili çalışmalara ajandamda öncelikli yer veriyorum. Başarı için doğru amaçlarla yola çıkmak çok önemli. Bu projenin hedefleri, ülke hedefleriyle örtüşüyordu ve toplumun desteğini aldı. Başlarken kendimize, kız çocuklarının okullaşma sorunu sürdüğü sürece devam edeceğimize dair söz vermiştik. 8’inci yılına giriyor ve desteğimiz sürüyor. Projeyi iyi anlatmak ve şeffaf olmak da çok önemli. Bunu başardık ki destekçi sayısı 300 bini aştı.”~

"BU PROJEDE YAŞLANDIM"
Temiz Tuvalet Projesi, 2000 yılında Opet Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk’ün kişisel gayreti ve emeğiyle doğdu. 13 yılda öyle bir noktaya geldi ki en başarılı 10 KSS projesi arasında yer alıyor. Öztürk, Türkiye’nin en uzun soluklu KSS projesinin nasıl doğduğunu şöyle anlatıyor: “Opet olarak bu projeyi toplumun tüm kademelerine yaygınlaştırmayı görev bildik. Kendi adıma, tuvalet temizliği konusunda toplumsal bir duyarlılık yarattığımı düşünüyorum. Son derece zor bir konuyu başarmak ve sürekliliği sağlamak adına 13 yıldır projenin her adımının uygulayıcı ve takipçisiyim. 2000 yılında kurdum ve ciddi bir ekiple yola çıktım. Ülkemizin en ücra köşelerine kadar uzanarak milyonlarca kilometre yol gittim. İstasyonlarımızda, köy ve kasabalarda halka, okullarımızda öğretmen ve öğrencilerimize bizzat seminerler verdim. Şu an gelen eğitim tekliflerine yetişmeye çalışıyoruz. Bazen ‘Ben bu projede yaşlandım’ diye takılıyorum. Bunu başarmak için inanmak, emek vermek, zaman harcamak, bütçe ayırmak, güçlüklerden yılmamak ve her şeyden önemlisi projeyi halkla buluşturup sevgiyle yoğurmak gerekli.”

1,5  MİLYON ÇOCUĞA DOKUNDU
Eti Çocuk Tiyatrosu, Türkiye’nin en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden biri. Tam 12 yıldır çocukları tiyatroyla buluşturuyor. Şimdiye kadar Türkiye’yi 8 kez, KKTC’yi ise 6 kez dolaştı. Her 12 çocuktan 1’i, dünya klasiklerini izleme şansı buldu. Bu işin başındaki gönüllü lider ise Eti Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Kanatlı Derbil. “Bugüne kadar sosyal sorumluluk projelerimizle 1,5 milyon çocuğun hayatına dokunduk” diyen Derbil ekliyor: “Eti Çocuk Tiyatrosu bizzat benim de 12 yıldır içinde bulunduğum ve her aşamasını yakından takip ettiğim bir proje. Tiyatro, çocuklarımızın hayal dünyasına yeni açılımlar sunarak yaratıcı yeteneklerini geliştirmesine yardımcı oluyor. Amacımız, görsel şölen yaratmaktan ziyade, Hakkari’den Edirne’ye, Lefkoşa’dan Üsküp’e farklı şehirlerde oyunlarımızı izleyen her bir çocuğa aynı güzel duyguları yaşatabilmek. Öte yandan çocuklarımıza tiyatro sevgisi de aşılıyoruz. Topluma katma değer sunan, markalaşmış bir proje yaratmak, iyi ve düzenli bir çalışmayı da gerekli kılıyor.”

"SOKAKTA İLK ADIMLAR" 11 YAŞINDA
KSS projelerinde her şirketin odaklandığı bir toplumsal mesele var. Trafik ise Renault MAİS’in alanına giriyor. Şirket, 11 yıldır süren “Sokakta İlk Adımlar” projesiyle öğrencileri yol güvenliği konusunda eğitiyor. Hedef, ikinci 10 yılda 5 milyon öğrenciye eğitim vermek. Renault MAİS Genel Müdürü İbrahim Aybar, “Lider sahiplenmezse başarı gelmez” diyor ve ekliyor: “Fahri bir trafik müfettişi ve yol güvenliği davasına gönül vermiş bir kişi olarak bu projenin benim için ayrı bir önemi var. Proje için kurumsal iletişim ekibimiz toplam 81 bin 836 kilometre yol kat etti. Bunun en az üçte ikisine bizzat ben de katıldım. Her aşamasına liderlik ettim. Başarının iki koşulu var: Birincisi organik ve sürdürülebilir projeler yapmak. İkincisi, projeyi liderlerin içten şekilde benimsemesi.~
Biz projelerde ısrarcı olunması gerektiğini, gerçek sorunlara yönelmeyen projelerin emek, zaman ve para kaybı olacağını düşünüyoruz. Elbette kurum olarak benimsediğiniz projenin gururunu yaşayacak ve paylaşacaksınız ama bunun ölçüsü önemli. Yani projenin reklamına, projeden daha fazla bütçe ayırmayacaksınız.”

VODAFONE'UN DÜŞLER AKADEMİSİ
Şirketlerin odaklandığı sosyal sorumluluk alanlarından biri de engelliler. Vodafone, bundan 5 yıl önce kurduğu “Düşler Akademisi” ile engelli gençleri hedefledi, onları sanatla buluşturdu. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray. Düşler Akademisi’nin kendisi için neler ifade ettiğini ise şöyle anlatıyor: “Vodafone Türkiye olarak, sosyal ve ekonomik hayata eşit katılım sağlayamayan bireyleri de topluma kazandırmak üzere çalışıyoruz. Nüfusun yüzde 12’sini oluşturan ve sosyal yaşamda en temel haklarından diğer bireylerle eşit şekilde faydalanamayan engelli vatandaşlar, bu bağlamda bizim için önemli bir odak noktası. 2008 yılında engelli vatandaşlarımızı toplumla bütünleştirmekhedefiyle hayata geçirdiğimiz Düşler Akademisi çatısı altında, sanat gibi güçlü bir aracı kullanarak öncelikle kendi potansiyellerinin farkına varmalarını sağladık. Ardından onları topluma ve ekonomiye kazandırdık. Daha da önemlisi, Düşler Akademisi’nden mezun olan 1.720 gencimiz ile engelliler için başka bir hayatın mümkün olabileceğini gösterdik.”

GARANTİ'NİN ÖĞRETMENLERİ
Garanti Bankası’nın 5’inci yılını dolduran “Öğretmenin Sının Yok” projesi de son yılların öne çıkan marka projelerinden. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, projenin geldiği noktayı şöyle anlatıyor: “Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ve Öğretmenin Sınırı Yok projesi, eğitimcilerimizin kişisel ve mesleki gelişimini güçlendirmeye uğraşıyor. 70 binin üstünde öğretmene, 3 bine yakın okula ulaşan böylesi bir projeye katkıda bulunmuş olmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum. Bu proje her zaman önceliklerim arasında. Her türlü faaliyetini yakından izliyor, elde edilen sonuçları doğrudan takip ediyorum. Özellikle projenin ilk safhalarında, katıldığım, yerinde izlediğim eğitimler de oldu. Bu projeye ve vakfa ayırdığım mesai, benim için ayrı değer taşıyor. Topluma yönelik faaliyetlerimizde, tüm sosyal paydaşlarımızın, parçası olmaktan gurur duyacakları yapılar geliştirmeyi amaçlıyoruz.”~

13 YILDIR KİTAP TOPLUYOR
Türkiye’nin en uzun soluklu KSS kampanyalarından biri de TNT Ekspres Türkiye’nin adıyla özdeşleşen “Kitap Toplama Kampanyası”. 13 yıldır proje de 2 bin 212 okula, 4 milyon 750 bin kitap ulaştırıldı. TNT Ekspres Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız, bu projenin kendisi için ne ifade ettiğini sorduğumuzda, “Gelecek, sorumluluk, katkı, umut, gurur” diyor ve ekliyor:“TNT Bilgi ve Kültür Taşıyor-Kitap Toplama Kampanyası, benim için son derece değerli. Çünkü kitap okuyan çocuklar, dünya görüşlerini pozitif yönde geliştirebilir. Bu da küçük de olsa Türkiye'nin geleceğine yapılan önemli bir katkı. Benim şahsen yapabildiklerim, bu projeyi tüm çalışanlarımıza yaymak, bağış yapan kişi ve kurum sayısını artırmak ve örnek olmak oldu. Sponsorluk ve başkanlık yapmanın yanı sıra en büyük takipçisi ve destekçisi oldum. Ayrıca her kampanya döneminde kitap tasnifinde gönüllü olarak çalıştım. Böylesine uzun soluklu ve başarılı bir iş yapmanın en temel kriterleri arasında çalışmak, emek ve inanç.”

TOG ATAKLAR HIZ KESMİYOR
TOG Atak projeleri ise Mavi Jeans’in kurumsal sosyal sorumluluk alanındaki işlerden biri. “Gençlere değer katan, sürdürülebilir sosyal sorumluluk projeleri hayata geçirmek için 2007’de Toplum Gönüllüleri Vakfı’yla uzun süreli bir işbirliği başlattık” diyen Mavi Jeans Genel Müdürü Cüneyt Yavuz, TOG Atak’ı şöyle anlatıyor: “Gençleri güçlendirmek, farklı kültürleri buluşturmak bizim için çok önemli. Bu projeyle Türkiye’nin her yerindeki binlerce üniversite öğrencisine dokunuyoruz. Onların ürettiği, tasarladığı ve organize ettiği ataklara katılarak biz de gönüllü oluyoruz. Her atağa Türkiye’nin farklı illerinden 100’e yakın üniversiteli genç katılıyor. Ben de kişisel olarak Mavi-TOG Atak projeleriyle ilgili tüm süreçleri yakından takip ediyorum.”

AYGAZ'IN ŞEKER ÇOCUKLARI
Türk Diabet Vakfı’nın 20 yıldır sürdürdüğü Diyabetik Çocuklar Kampı, son 9 yıldır Aygaz’ın desteğini alıyor. Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüboğlu, kendisi için neler ifade ettiğini şöyle anlatıyor: “Şeker Çocuklar projesinin bence iki kısmı var. Birinci kısım, sağlıkla ilgili kısmı ki bunu konunun uzmanları 20 yıldır hakkıyla yerine getiriyor. İkinci kısmı, hayallerle ilgili... Aygaz olarak her projemizde, hayaller konusuna büyük önem veriyoruz. ‘Şeker çocuk’ olmak da onların anne-babası olmak da kolay değil. Şeker çocuklar günde 4-5 kez enjeksiyon yapıyor. Hayatları disiplin istiyor. Bu yük, çocukların omuzlarına ağır gelebiliyor. Biz de bundan 4 yıl kadar önce diyabet kampına, hayallerle ilgili yeni bir bölüm ekledik. Amacımız, diyabetin, kişinin hayallerini gerçekleştirmesine engel olmadığını gösterebilmekti. İlk konuğumuz bir kadın ralli pilotuydu. Geçtiğimiz yaz ise şeker çocuklar kostümlü bir gösteri sergilendi. Bu bir haftalık kampın, çocuklarda ne kadar büyük bir değişime yol açtığını her yıl hayranlıkla izliyoruz.” ~

“HEM MODEL HEM İLHAM OLDUK”
TURGAY DURAK / KOÇ HOLDİNG CEO’SU
NEDEN BAŞLADI?
“Meslek Lisesi Memleket Meselesi Projesi”, 7 yıl önce gençlerin istihdam edilebilirliğinin artırılması için kurgulandı. Projede gençlerimizin kişisel ve mesleki gelişimlerine birebir katkıda bulunduk. Toplumda mesleki eğitimin itibarının artırılması üzerine çalıştık. Projenin esas etkisi 81 ilde 264 okulda birebir temas ettiği 8 binden fazla öğrencinin de çok ötesine geçti. Kurduğumuz modelin Türkiye’de birçok şirkete ilham verdiğini görüyorum. Son 3 yıldır bu modeli yaygınlaştırma çalışmalarımız sürüyor.
NASIL BAŞARDIK?
KSS çalışmalarının uzun soluklu olabilmesi için her şeyden önce kurumsal sürdürülebilirlikle çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik arasında kurulmuş bir bağ olması gerekiyor. Kurucumuz Vehbi Koç’un “Ülkem varsa, ben de varım” felsefesine uygun şekilde toplumun gelişimiyle kendi gelişimimizi birlikte düşünüyoruz. “Ülkem İçin” ve MLMM gibi markalaşmış projelerimizin başarısındaki en büyük etken, seçtiğimiz proje alanlarıyla faaliyetlerimiz arasında doğal bir uyum yakalamış olmamızdır.
GELECEK HEDEFİMİZ
Projemiz 2013 yılı itibarıyla hayata geçirdiği pek çok alt proje ve projeye dahil olan farklı paydaşlarla amacına ulaşmış durumda. 2013 bizim için yeni başlangıçların yılı olacak. MLMM’yi hedeflediğimiz gibi toplumda bu konuya sahip çıkan ve projeler üreten yeni paydaşlara devretmeye hazırlanıyoruz. Topluluk şirketlerimiz, mesleki eğitim alanında MLMM kapsamında okul-işletme işbirliği projelerini uygulamayı önümüzdeki dönemde de sürdürecek.

"ECZACIBAŞI'NIN KSS YOLCULUĞU SÜRÜYOR"
ERDAL KARAMERCAN ECZACIBAŞI TOPLULUĞU CEO’SU
HİJYEN PROJESİ 6 YAŞINDA
Eczacıbaşı Topluluğu olarak KSS projelerini adeta birer iş modeli gibi ele alıyoruz. Sosyal sorumluluk alanlarımız kültür-sanat, eğitim, bilim ve spor olmak üzere tanımlıdır. Hijyen Projesi gibi tüm projelerimiz, kurucumuz Nejat Eczacıbaşı’nın sosyal sorumluluk alanındaki vizyonunun topluluğumuz genelinde içselleştirilmesinin en büyük örneklerdendir. Bu benim için gurur kaynağı.
OKULLAR YENİLENİYOR
Eczacıbaşı Hijyen Projesi’ni 2007’de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve rahmetli hocamız Türkan Saylan ile birlikte başlattık. Büyük bir heyecanla yürütüyoruz. Her yıl yaklaşık 5 okulu yeniliyoruz ve yenileme çalışmalarının ardından tören düzenleyerek kutluyoruz. Bu törenlere katılarak çalışmaları yakından takip etme fırsatı buluyorum. Öğrencilerimizle halaylar çekiyoruz, sohbet ediyoruz.
MÜTHİŞ BİR MUTLULUK
Bu törenlerde yatılı bölge okullarının (YBO) sıcaklığını ve farklılığını içinizde hissedebiliyorsunuz. Bu da bana hem kurumsal olarak ne kadar doğru bir projeyi yürüttüğümüzü kanıtlıyor hem kişisel olarak müthiş bir mutluluk veriyor. Projeye ayrıca benim de içinde bulunduğum, Eczacıbaşı Topluluğu çalışanlarından oluşan ‘Ecza Dolabı’ müzik grubumuzun konserleriyle destek veriyoruz. 2012 Mart’ta İKSV Salon’da bir konser gerçekleştirdik ve konserin tüm geliri YBO’larda müzik odaları oluşumuna aktarıldı.~

“KARDELENLER GÖNÜLLERDE YER ETTİ”
SÜREYYA CİLİV/ TURKCELL CEO’SU
EN UZUN SOLUKLU PROJEYİZ
Kardelenler, amacı itibarıyla toplumu birleştiren, gönüllerde yer eden bir proje. Türkiye’nin en uzun soluklu ve başlı başına marka haline gelmiş projelerinden biri. Bugüne kadar 95 bin burs verdik ve 27 bin 500 kızımıza ulaştık. Her yıl 10 bin kızımıza burs veriyoruz. Bu güzel yolculukta geldiğimiz son noktada, 13 bin 500 kızımız lise mezunu oldu. 3 bin 450’si üniversiteyi kazandı ve 1.500’ü üniversitelerinden mezun olarak bir meslek sahibi oldu.
SÖZCÜLÜK YAPIYORUM
2007’de Turkcell’e geldiğimde 5 bin kızımıza burs sağlıyorduk. İlk işlerimizden biri burs sayımızı 10 bine çıkarmak ve üniversiteden mezun olan Kardelen oranını artırmak oldu. Halen her yıl 10 bin kızımıza burs veriyoruz. Turkcell içinde sadece bu konuya odaklanan bir ekibimiz var. Ekibimizin çalışmalarını birebir takip ediyor, düzenli projelerin gelişimiyle ilgili bilgi alıyor, destekliyorum. Kurumsal sosyal sorumluluk işlerimizin de seve seve sözcüsü oluyorum.
NASIL MARKA OLDU?
Sosyal sorumluluk projeleriyle fark yaratmanın sırrı, doğru hedefle ve planla yola çıkmak. Bir ihtiyacı karşılamaya odaklandığınızda ve sürdürülebilir bir plan hayata geçirdiğinizde başarı beraberinde geliyor. Kardelenler hayata geçirilmeden önce bir KSS araştırması yaptırıldı. Bu araştırma sonucunda kız çocuklarına eğitimde fırsat eşitliği sağlamak öncelikli hedef olarak belirlendi. 13 yıl boyunca sürdürülebilir şekilde proje için yatırım yapılmaya devam edildi ve başarıya ulaşıldı.

“9 YILDIR ‘AİLE İÇİ ŞİDDETE SON’ DİYORUZ”
VUSLAT DOĞAN SABANCI / HÜRRİYET GAZETECİLİK YKB
BANA NE İFADE EDİYOR?

Böyle bir projeye ihtiyaç hissetmek ve başlatmak! Toplumun yarısının önemsenmediği bir yönetim biçiminin demokrasi olamayacağını düşünüyorum. Bu projeye yıllar önce kadına şiddet gündemde değilken başladık. O zaman ana akım medyada çok da fazla dillendirilmemiş olanı söylemek cesaret işiydi. Biz de sorunun karmaşıklığını ve çözümün zorluğunu zaman içinde daha çok fark ettik. Kişisel olarak en büyük katkım, gerisi getirilmeyen bir KSS projesi olmasına izin vermemem oldu. Hürriyet’in de rolü büyüktür.~
NASIL KATKI SAĞLADIM?
Kampanya fikrini bizzat bunun için kurulan ekibimizle ben oluşturdum. Her platformda kampanyanın sözünü söyledim, farkındalık yaratıcı çağrılar yaptım, hala da yapıyorum. Gazetenin dilinde çok ciddi bir değişim yarattık. Hürriyet’in kadın ve çocuk konusunda taraf olması fikri de bana ait. 5 yıl önce 0212 656 96 96 numaralı bir acil yardım hattı kurduk, 7x24 hizmetle bugüne kadar binlerce şiddet mağduruna destek olduk. Bu projeyi Aralık Derneği ile yürütüyoruz. AİS yazıp 6643’e SMS atan herkes Acil Yardım Destek Hattı’na destek olabiliyor.
NELERİ DEĞİŞTİRDİK?
Önneğin kadınların şiddetten korunmasıyla ilgili yasa değişikliği çalışmalarında aktif bir rolümüz oldu. Medyanın kadına yönelik şiddet haberlerindeki dilin değişmesine, sorunun bir ‘aile meselesi’ değil ‘toplumsal suç’ olduğu, harekete geçmek gerektiği gerçeğinin kabul edilmesine önemli bir katkı sağladık. Etik kurallar oluşmasına ve bu kurallara uyulmasına ön ayak olduk.
BAŞARIMIZIN SIRRI
Projede başarımızın sırrını sahiplenmek, arkasında durmak, tanıtım çalışması gibi görmemek ve sürdürmek olarak özetleyebilirim. Kampanya için çalışan bir ekibimiz var ve daha fazla şiddet mağduruna ulaşabilmesi için yapılan her türlü yeni iletişim stratejisini birlikte kararlaştırıyoruz. Ben de kampanya dönemlerinde çalışmanın içinde oluyorum. Daha çok bir sivil toplum kuruluşu, baskı grubu formatında çalışıyoruz. Hükümet ve sivil toplum kuruluşlarının çalıştığı alanda bir çözüm ortağı olarak yer alıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz