Riskleri ve fırsatları kolluyoruz

Koç Holding’in başkanı Mustafa Koç sorularımızı yanıtladı.

1.04.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Riskleri ve fırsatları kolluyoruz
Koç Holding in başkam MUSTAFA KOÇ 'un lider olarak ajandasında sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik çok önemli yer tutuyor. Bu konudaki projelere bizzat liderlik ediyor, yakından takip ediyor. Ajandasındaki diğer önemli konular ise grubu geleceğe taşımak ve fırsatları yakından izlemek... Koç, "Şirketlerimizle ilgili gündemimde her yıl olduğ u gibi yeni projeler ve büyüme planları olacak. Avrupa'da ve gelişen pazarlardaki gelişmeleri yakinen izliyoruz; riskleri ve fırsatları kolluyoruz. Bir yandan şirketlerimizde devam eden yatırım projeleri var” sözleriyle bu konuya dikkat çekiyor. Hayatımda elde edebildiğim başarıyı Allah’a, yurduma, değerli çalışma arkadaşlarımın iş birliğine ve çalışma sevgime borçluyum. Kurduğumuz Koç Grubu şirketleri gelişirken, kafamda iki büyük amaç olgunlaşmıştı. Bunlardan biri, uzun yıllar emeği olan şirketlerimizi sürekli ve verimli çalışmayı sağlayacak şekilde yeniden düzenlemekti. Bu amaçla holding şirketimizi kurduk. İkinci amacım da sosyal hizmet ve bağışlarımızı kurumlaştırmak ve böylece bunların benden sonra da sürekliliğini sağlamaktı." Bu sözler, Koç Holding’in kurucusu merhum Vehbi Koç’a ait. “Hayat Hikayem" adlı kitabında, sosyal sorumluluk, faaliyet gösterdiği ülkeye ve topluma katkı konusundaki görüşlerini açıklayan Koç, iki önemli hedefini böyle açıklıyordu. Yarattığı kültür ve kurduğu organizasyonlarla Vehbi Koç, Koç Holding bünyesinde bu politikanın temellerini attı. Ondan sonra gelen kuşak da sosyal sorumluluk politikalarının kurumsallaşması ve sürdürülebilirlik stratejilerinin geliştirilmesini öncelikleri arasına aldı. Bu doğrultuda çok sayıda proje geliştirildi. Türkiye’den Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza atan ilk kuruluş Koç Holding oldu. Koç Holding’de kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik konularına holdingin başkanı Mustafa Koç bizzat liderlik ediyor. Koç, geçtiğimiz ay içinde Kerem Kamışlı ve Cem Garih tarafından kurulan Yenibirlider adlı organizasyonun davetlisi olarak Özyeğin Üniversitesi’nde gençlerin konuğu oldu, Basına kapalı olarak gerçekleşen bu organizasyonun yönetimini de ben gerçekleştirdim. 2012 yılını yüzde 13 büyüme 84,8 milyar TL ciro ve azınlık payı sonrası 2,3 milyar TL kârla kapatan Koç Holding’in başkanı Mustafa Koç, benim sorularımı ve öğrencilerinkini yanıtladı, Çok önemli bulduğum bu görüşmenin bir bölümünü sizlerle paylaşıyoruz:~

Capital:
Sürdürülebilirlik, sürdürülebilir büyüme, son yıllarda iş dünyasının gündemine yoğun olarak girdi, Her yeni konu gibi bunun algılanmasında sorunlar var, Sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilir iş deyince ne anlamak lazım?
- Son 15 yılda dünya ekonomisi hızla küresel bir yapıya dönüştü, Bu da sosyal, ekonomik ve çevresel konularda birçok yeni sorunu beraberinde getirdi, Bugün yanıt aranan en büyük sorular, hızla artan dünya nüfusunun ihtiyaç duyduğu hayat standardının sosyal, ekonomik ve fiziki yaşam koşullarının gelecek nesilleri riske etmeden nasıl sağlanacağıdır, Bu konu tabii ki hükümet birimleri başta olmak üzere iş dünyasını ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde hareket etmesini gerektiren, çok fazla sayıda paydaşı ilgilendiren oldukça karışık ve büyük boyutlu bir konudur. Bir şirkette sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi, şirketin üretimden pazarlamaya kadar tüm operasyonlarına, iktisadi önceliklerinin yanı sıra çevresel ve toplumsal konuları başarıyla entegre edebilmesiyle mümkün, Bu, günümüzde artık tartışılmaz bir gerçeklik halini aldı. Şirketlerin, gerek kurdukları yönetim sistemleri gerek paydaş ilişkilerini nasıl yönettikleri, başarı düzeylerini belirleyen başlıca faktörler halini geldi.

Capital:
Şirketler, özellikle bu alanda başarılı olmuş şirketler, bu stratejiyi uygulayıp ne gibi sonuçlara ulaşıyor? İşin sonunda kârı artırmak mı var?
- Sürdürebilirlik, şirketin odağını kısa vadeden uzun vadeye çevirmesini sağlar, Sürdürülebilirliğe inanan şirketler, kısa dönemli kazanç peşinde koşmaz, uzun vadede sağlıklı ve kârlı şekilde büyümeye yönelik stratejiler izler. Bu büyüme, müşterilere, çalışanlara, çevreye, topluma, yani tüm paydaşlara rağmen değil paydaşlarla birlikte sağlanır. Dolayısıyla hem şirketin hem tüm değer zincirinin hem de toplumun hep birlikte kazandığı örnek bir iş modelidir.

Capital:
Koç Holding’de siz sürdürülebilirlik konusunda neler yapıyorsunuz? Bu, iş sonuçlarına, itibarınıza ya da algınıza nasıl yansıyor?
- Kurucumuz Merhum Vehbi Koç’un, “Ülkem varsa ben de varım” sözüyle özdeşleşmiş duruşumuz neticesinde, Koç Holding olarak kuruluşumuzdan bu yana kurumsal sürdürülebilirliğimizin toplumsal sürdürülebilirliğe bağlı olduğunun farkındayız. Topluluk kültürümüze işleyen bu düstur, sürdürülebilirlik konularının vizyonumuz, stratejilerimiz, değerlerimiz ve operasyonlarımıza entegre edilmesini sağlıyor.~
Sürdürülebilirliğe olan gönüllü bağlılığımızı, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni 2006 yılında imzalayarak da pekiştirmiş olduk. Küresel İlkeler Sözleşmesi, Koç Topluluğu’nun sürdürülebilirlik yönetiminin de referans metnini oluşturuyor. Koç Topluluğu’nun, bu sözleşmenin 4 ana başlığı olan çalışma koşulları, insan hakları, çevre ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki 10 ilkede gösterdiği performans izleniyor, raporlanıyor ve sürekli gelişime odaklanılıyor.
Bu bağlamda bakacak olursak Koç Topluluğu’nda sürdürülebilirlik 2 ana çatıda yürüyor. Birincisi, hepinizin yakından bildiği ve basında da sıkça yer alan sosyal sorumluluk projeleri ve toplumsal kalkınmaya yönelik yatırımlarımız. İkincisi de çok daha az konuşulan ve takip edilen sürdürülebilirlik konularının iş yapış şeklimize ve operasyonlarımıza entegrasyonu. Bunun içinde üstün iş ahlakı, çalışan haklarının korunması, çalışma koşullarının uluslararası standartlarda tutulması gibi konuların yanı sıra tüm toplumu ilgilendiren ve uzun soluklu etkileri nedeniyle kritik olan çevre konularının yönetimi de yer alıyor. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki tüm bu girişimlerimizin ülkemiz kalkınmasına verdiği destek kadar Koç markasına ve itibarına da olumlu etkisini görüyoruz. Bağımsız bir kuruma yaptırdığımız itibar araştırmasının bu yılki sonuçlarına göre Koç markasının itibarıyla sektör endeksi arasındaki fark artarak açılmaya devam ediyor. Aynı şekilde bağımsız kuruluşlarca düzenli aralıklarla ölçümlenen Türkiye itibar araştırmalarına göre de Koç Holding, ülkemizdeki diğer önde gelen kurumlarla arasındaki ciddi farkı koruyor.

VEHBİ KOÇ değerleri DNA'mıza işledi”
Capital:
Merhum dedeniz Vehbi Koç’un size özel önerileri var mıdır, paylaşır mısınız? Ondan neler öğrendiniz iş hayatı için?
- Dedem merhum Vehbi Koç, temelleri yeni atılmış bir ülkede hem ekonomik refahın artması için öncülük yaptı hem de proaktif bir şekilde topluma hizmet ederek toplumsal refahın artması için çalıştı. Dedemin canlı örneği olduğu dürüstlük, tevazu, verimli ve çok çalışma, sosyal sorumluluk gibi değerler Koç Topluluğu kültürünün temel taşları oldu ve DNA’mıza işledi. Biz bu değerlerle büyüdük ve şirketlerimizi de bu değerlerle büyüttük. Üç tane nasihatini de hiç unutamam. Birincisi, “Her zaman randevulara saatinde gitmek lazım” derdi. İkinci olarak karşınızdaki insanı dinlemenin ne kadar önemli olduğunu söylerdi. Üçüncüsü de “Bir şeye reaksiyon vereceksen 24 saat bekle” derdi.~

Capital:
Bu doğrultuda nasıl projeler yürütüyorsunuz?
- Öncelikle Vehbi Koç Vakfı, ülkemizin kalkınmasına destek olma amacıyla tam 43 yıldır eğitim, kültür ve sağlık alanında önemli projeler hayata geçirdi, toplumsal ihtiyaçlara çözüm üretmeye çalıştı. Vakfımız eğitim alanında bugüne kadar toplamda 43 binden fazla bursu, 17 ilköğretim okulu, Vehbi Koç İlköğretim Okulu ve Lisesi, Koç Üniversitesi, araştırma enstitüleri, müzeleri gibi faaliyetlerini ve sağlık alanındaki önder çalışmalarını bu bakış açısıyla yürütüyor. Holding olarak yürüttüğümüz projelerimiz ise boyut olarak neredeyse bir sivil toplum örgütünün iş hacmine eşit. Ayrıca ulusal ve uluslararası boyutta beğeni toplayan bu çalışmalarımız, aldığı sayısız ödülle de bizlere gurur veriyor. Meslek Lisesi ve Memleket Meselesi projemiz kapsamında, ülkemizin en önemli sorunlarından birine eğiliyoruz. Bu projeye, 8 bin meslek lisesi öğrencisine staj destekli eğitim bursu sağlanması amacıyla başladık. Bu çalışmamız, zamanla 20 Koç Topluluğu şirketinin ve 550’yi aşan çalışanımızın gönüllü desteğiyle eğitim ile iş dünyası arasında köprülerin kurulduğu model bir çalışma haline geldi. 2012 yılında ayrıca “Meslek Lisesi Koçları Programı” Özel Sektör Gönüllüleri Derneği öncülüğünde iş dünyasına devredildi.

Capital: Başka projeler var mı?
- 2006 yılında başlatılan bir diğer sosyal sorumluluk projemiz olan “Ülkem İçin”, bireysel girişimciliğin yaygınlaştırılması fikrine dayanıyor. Önce ağaçlandırma projeleriyle, azalan orman alanlarına odaklandık ve 1 milyarın üzerinde fidan diktik, Daha sonra Türk Kızılayı ile birlikte kan bağışçılığının önemi konusunda toplum nezdinde farkındalık yaratabilmek adına 83 bin ünitenin üzerinde kan bağışında bulunarak binlerce kişinin hayatına dokunduk. 2012-2013 yıllarında ise “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” diyerek iş hayatında ve sosyal hayatta engellilerin yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine destek olacak uygulamalarda rol model olmayı, bilincin ve duyarlılığın oluşturulmasını hedefledik. Holding olarak şirketlerimizle birlikte spor, müzik ve eğlenceyi üniversitelere taşımak ve bunu gelenekselleştirmek adına başlattığımız Koç Fest’i de bu yıl 8’inci kez gerçekleştireceğiz. 2013, ayrıca Bienal yılı, 2006 yılından bu yana sponsorluğunu üstlendiğimiz İstanbul Bienali, bu yıl “Anne ben barbar mıyım?” teması ile eylül ayında başlayacak.~

Capital: Sürdürülebilirlikle çevre yönetimi arasında sizce nasıl bir ilişki var?
- Sürdürülebilirlikle ilgili bir diğer önemli alan çevre yönetimidir. Şirketler, üretim süreçlerindeki küçük bir hata nedeniyle bile hem toplum sağlığına hem de ekonomiye büyük çapta zarar verebiliyor. Üstelik bu zararın etkileri uzun soluklu olabiliyor. Bu konuya verdiğimiz önem nedeniyle tüm topluluk şirketleri için çevresel konularda yol gösterici olarak bir çevre politikası, çevre vizyonu ve iklim değişikliği stratejisi oluşturduk. Bu politika ve stratejilere uygun çevre hedefleri, şirketlerin üst düzey yöneticilerine verilerek konuya verilen önemi vurguluyoruz. Ayrıca, belirli aralıklarla çevre denetimleri yapıyoruz. Bu bilinci hem tedarik zincirimiz hem de müşterilerimiz arasında yaygınlaştırmaya özen gösteriyoruz. Aslında çevreyle ilgili hemen akla gelen diğer konu yeni teknoloji geliştirme, daha genel başlığıyla inovasyondur. Çevre dostu ürünlerin tasarımının ve üretiminin yapılması, hem şirketin sürdürülebilir başarısı hem de çevreyle ilgili birçok sorunun çözümü için kritik önem taşıyor. Koç Topluluğu bu alana yaptığı yatırımlarla da öncüdür. Örneğin Arçelik, en düşük elektrik sarfiyatlı A++ buzdolabı, çamaşır makinesi ve kurutucu, en düşük su kullanımlı çamaşır makinesi, en sessiz fırın ve bulaşık makinesi dizaynı gibi projelere imza attı.

Capital: Siz holding başkanı olarak bu konuya ne kadar zamanınızı ayırıyorsunuz? Bu konu başkan ya da CEO düzeyinde liderlik gerektirir mi?
- Zamanımın önemli bir bölümünü bu konulara ayırıyorum. Çünkü şirketlerimizdeki yöneticiler, kendi alanlarında operasyonları yönetmekle ve koyduğumuz hedefleri başarmakla görevli. Yönetim kurulu başkanlığı rolüyse tüm topluluğu sadece bugün değil, 10 yıl sonra da başarılı kılmayı sağlayacak strateji, politika ve projelere bugünden liderlik etmeyi gerektiriyor. Aynı şekilde şirketlerimizi hissedarlarımıza, diğer tüm paydaşlarımıza ve topluma da katma değer sağlayacak şekilde yönlendirme görevi de yönetim kurulu başkanına düşer. Dolayısıyla sürdürülebilirlik konusu, her bacağıyla gündemimin en önemli konularından. Tabii aynı şekilde icradan sorumlu CEO’muzun da önemli gündem konusudur.~

FARKLI ŞİRKETLERDE ÇALIŞARAK TECRÜBE KAZANDIK”
ŞİRKET DIŞINDA ÇALIŞMAK ŞART

Biz Koç Holding’de çok faydalı bulduğumuz bir yöntem izliyoruz. Aile üyelerinin bir süre de olsa şirket dışında çalışmasını şart koşan bir “Aile İşletmesi İstihdam Politikası" geliştirdik. Herkesin bildiği gibi birçok aile işletmesi, bir kurucunun ya da kimi zaman onun bir veya birkaç varisinin idaresi altında yönetiliyor. Bu ailelerden bazıları çocuklarını, sadece okulu bitirip dönmeleri ve yanlarında “sıralarını beklemeleri” için dünyanın en iyi işletme fakültelerine gönderiyor.
OPERASYON DENEYİMİ ÇOK ÖNEMLİ
Oysa liderliğe hazırlanmak için operasyon ve karar verme süreçlerinde deneyim elde etmek elzem. Bizim ailede bizler, gruba ait farklı şirketlerde çalışarak tecrübe kazandık. Faaliyetlerimizin büyüklüğünü ve karmaşıklığını göz önünde bulundurarak, iş tecrübesini kendi şirketlerimizde kazanmamızın daha doğru olacağına inandık. Bu uygulama, erkenden başlatıldığında çok faydalı. Ben mezun olduğumda Tofaş şirketimizde işe başladım. Daha sonra dış ticaret şirketimiz Ram’da satış alanında üst düzey yöneticiliğe kadar farklı rollerde çalıştım.

GENÇLERE TAVSİYELER
İŞ TECRÜBESİ ÖNEMLİ

Yüksek lisanstan önce iş tecrübesini destekliyorum. İnsanın vaktinin el verdiği şekilde cep harçlığını çıkarması ve bir şeyler öğrenmesi çok önemli.
YENİ MEZUNDA NE ARIYORUM?
Bizim için en iyileri seçmek ve memnuniyeti, kişisel gelişimi ve motivasyonu yüksek tutmak önemli. Başarılı bir eğitim geçmişine ve teknik bilgiye ek olarak kişisel yetkinliklere çok önem veriyoruz. Hem işe alımda hem de lider geliştirme programımız dahilinde yetkinlik değerlendirme merkezleriyle birlikte çalışıyoruz. Aradığımız en önemli yetkinlikleri stratejik bakabilme, yön belirleyebilme, takım çalışmasına yatkınlık, iletişim ve işbirliği becerileri, sonuç odaklılık, yaratıcılık, girişimcilik ve müşteri duyarlılığı olarak sayabilirim. Bu yetkinlikler, hem şirketlerimizi geleceğe taşımak hem de tüm paydaşlarla etkin ilişkiler kurabilmek için kritik yetkinliklerdir.~
LİDER OLACAK GENÇLERE ÖNERİ
Birincisi, yapacağınız işi iyi bilmelisiniz. Gençlerin ayakları yere basmalı ve sabırlı olmalılar. Bazen sabırlı olmak çok önem arz eder. Sizden daha vasıflı insanlarla çalışmaktan korkmayacaksınız. Muhakkak çok adil ve verici olacaksınız. Ne iş yaparsanız en iyisi olmaya çalışacaksınız.

KOÇ'UN AJANDASINDA NE VAR?
FIRSAT PEŞİNDE

Şirketlerimizle ilgili gündemimde her yıl olduğu gibi yeni projeler ve büyüme planları olacak. Avrupa’da ve gelişen pazarlardaki gelişmeleri yakından izliyoruz; riskleri ve fırsatları kolluyoruz. Bir yandan şirketlerimizde devam eden yatırım projeleri var. Dünya ekonomisi ve Avrupa’nın durumuna göre Türkiye, çok daha iyi bir konumda ama tedbiri elden bırakmamak lazım. Böyle bir tabloda biz de işlerimizi en iyi şekilde yönetmeye çalışıyoruz.
ŞİRKETLERİN GÜNDEMİ
Otomotivde yeni ürün ve fabrika yatırımları devam ediyor. Arçelik hem kapasite artışına devam ederken hem de yeni pazarlarda büyüme için fırsatları kolluyor. Enerji alanında Tüpraş’ın ileri vadede marjlarını artıracak 2,4 milyar dolarlık fuel oil dönüşüm projesi hız kesmeden devam ediyor. Doğalgaz ve elektrik üretimi projeleri için de çalışmalarımız sürüyor. Yapı Kredi de yeni şubelerle büyümesine devam ediyor, ortaya çıkabilecek satın alım fırsatlarını değerlendiriyor.
KSS’LER SÜRECEK
Bu yıl da hem vakfımız hem de sosyal sorumluluk projelerimizle topluma katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. Ülkem İçin Engel Tanımıyorum ve Meslek Lisesi Memleket Meselesi projelerinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.
AFRİKA POTANSİYELİ
Bu yıl mayıs ayında Cape Town’da katılacağım World Economic Forum toplantısına da ayrı önem veriyorum. Afrika kıtasının Türk şirketleri için çok önemli potansiyel olduğuna inanıyorum. Arçelik’in Güney Afrika’da satın aldığı, pazarın lideri Defy şirketi buna çok güzel bir örnek. Bu toplantıya eş başkan olarak katılmak, bu ülkelerdeki devlet erkanı ve işadamlarıyla bir araya gelmek benim için heyecan verici olacak.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz