Satın almalar hep gündemimizde

Ümit Boyner, 3 yıl süren TÜSIAD Başkanlığı görevinden sonra Boyner’deki işine döndü. Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner sorularımızı yanıtladı.

1.06.2014 12:36:160
Paylaş Tweet Paylaş
Satın almalar hep gündemimizde
Ümit Boyner, 3 yıl süren TÜSIAD Başkanlığı görevinden sonra Boyner’deki işine döndü. Alışmak için “oryantasyon” alsa bile hızla adapte oldu ve grubun önemli projelerine liderlik etmeye başladı. Yakında iki önemli projeyi duyuracaklarını söyleyerek bunun ipuçlarını veriyor.

3 milyar TL ciroya ulaştıklarını, yüzde 10 büyümeyle yola devam edeceklerini söylüyor. “Geçen 6 yılda ciromuzu 2 katına çıkardık. Bugelecek için ipucu olabilir” diyerek büyüme mesajı veriyor ve ekliyor: “Satın almalar, rekabet ve coğrafi olarak avantaj sağladıkça hep gündemimizde olacak. Yurtdışı pazarlara her zaman fırsat olarak bakıyoruz.”

TÜSİAD’ın iki dönem başkanlığını yapan ve oldukça yoğun bir tempoda çalışan Ümit Boyner, görevini devretmeye hazırlandığı dönemde, “İlk yapacağım şey uzun süredir ertelediğim tatilim olacak” demişti,

Aradan 1 yıldan fazla zaman geçti. Ümit Boyner, TÜSİAD Başkanlığı’nı bıraktı, Boyner Grubu’ndaki görevine geri döndü. Bu dönemde özel söyleşi vermeyen Boyner, “Tam istediğim gibi olmadı ve hızlıca işlere geri döndüm. Uzun bir tatil yapamadım. Klasik sömestr tatili ile yetinmek zorunda kaldım” diye konuşuyor.

Kendi deyimiyle ciddi bir ara verdikten sonra Boyner Grubu’ndaki işlere alışmak ve anlamak için “oryantasyon” bile almış. Ancak, söyleşi yaptığımızda oryantasyonu çoktan tamamladığı görülüyordu. Şirketin işlerine, rakamlara, bulunduğu sektörlere ve geleceğe yönelik planlara tam anlamıyla hakimdi.

“Birkaç önemli projeye öncelik veriyorum” diyerek ajandasında girişimcilik ve yenilikle ilgili konuların olduğu mesajını iletiyor. Yeni sektör ve yeni iş alanlarına çok açık olmadıklarına dikkat çekiyor:

“Zaten şu anda giyim alanına yönelik üretim ile perakende sektöründe varız. İnşaat sektöründeki projemizi, elimizdeki araziyi değerlendirmek olarak görmek lazım. O sektörde devam etmeyeceğiz.”~
Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle oldu:

TÜSİAD başkanlığından sonra pek fazla görüşmediniz kimseyle. Başkanlıktan sonra ertelediğiniz ne gibi şeyleri yaptınız?

- TÜSİAD bittikten sonra uzun bir tatil yapma hayalim vardı ama o 3 yoğun yılın vermiş olduğu bir alışkanlıktan sonra frene aniden basmak kolay olmuyor. Türkiye gibi gündemi çok yoğun bir ülkede, STK yöneticilerinin her günü çok iyi yönetmesi gerekiyor.

TÜSİAD gibi çalışma alanları çok geniş olan bir STK’nın başkanlığından iş hayatına dönüş, nispeten kolay oldu. Kendime ve aileme ertelediğim vakti ayırma imkanı bulabildim.

Nasıl bir iş hayatına döndünüz?
- Grubun devam eden projelerine 3 yıl sonra tekrar entegre olabilmek için kısa çapta bir oryantasyon dönemi geçirdim. Son 2 yılda satın almalar ve yeni projelerle Boyner Grubu’nda önemli değişiklikler var.

Sosyal sorumluluk alanında da yeni bir proje üzerinde hazırlanıyoruz. Diğer yandan Unicredit Uluslararası Danışma Kurulu’na ve Euler Hermes Dünya Denetleme Kurulu üyeliklerine de seçildim,

Boyner’de hangi iş kolları var ve siz bunlardan hangileri ile daha çok meşgul oluyorsunuz?
Grup 1952’den beri Altınyıldız’la kumaş ve tekstil sanayinde faaliyet gösteriyor, Perakendeye 1970’lerde geçtik ama bugün 3 milyar TL’yi aşan cirosu ve 13 milyonun üzerinde kayıtlı müşterisiyle perakende en hızlı büyüyen iş kolumuz durumunda...~
Perakendede mağazacılıktan öte internet ve mobil alışverişin payı gittikçe artıyor. Veri tabanı yönetimi, en fazla yatırım yaptığımız alan. 13 milyon kayıtlı müşterimizin her birinin hayatında daha sık, daha fazla ürün ve hizmetle yer almak amacımız.

Bu açıdan kendimizi hem yönetim ve ürün geliştirme hem de teknolojik olarak da yenilediğimiz bir süreç yaşıyoruz. Ayrıca Türkiye’nin demografik yapısına baktığımız zaman alışkanlıklarıyla, beklentileriyle daha özgün, dünyaya daha entegre, sürekli yenilik bekleyen genç bir kitle geliyor.

Önümüzdeki 20 yılda Türkiye’de çalışma çağındaki nüfus devamlı artacak. Bu grupta yer alan nüfus, 2030 yılında 65 milyon kişiye ulaşacak. Bu yeni nesile hizmet verebilmek, tatmin edebilmek çok önemli. Kaldı ki bu genç nesilin beklentileri daha sofistike hale geliyor.

Rekabet ve yenilikçilik daha da önem kazanıyor. Artık eskisi gibi kendinizi sadece mağazalarla ve 2 ana sezon üzerinden ürünle anlatmanız yeterli değil. Müşteri, “mağaza açarım, içine 2 sezon ne kadar fazla çeşitlilikte ürün koyarsam müşteri bana gelir” diye bir formül geçerli değil. Müşteriye hitap etmek istiyorsanız hem ona kendini özel hissettirmek hem de kendinizi her an yenilemek zorundasınız.

Geçen yılı nasıl kapattınız?
2013, bizim için enflasyon arındırmalı çift basamaklı büyümeler elde ettiğimiz iyi bir yıl oldu.

İçinde bulunduğumuz yıl nasıl gidiyor? Neler hedefliyorsunuz?
Bu yıla malum aralık krizi ve döviz/faiz oynaklığıyla girdik. Öngörülebilirlik güçleşti. 2014’ün kolay bir yıl olacağını düşünmüyorum. Çok fazla belirsizlik var.~
Türkiye’nin önündeki 3 seçim, gergin siyasi ortam ve bunun tüketici beklentilerine ve güvenine yansıması, perakende sektörünü etkileyecektir. Biz yine de beklentilerimizi reel olarak kendi işlerimizde yüzde 10’luk bir büyüme üzerine kurduk.

2014 için planlarınızda ciddi bir değişim olmadı mı?
2014 ’te sektörde yeni mağaza açılışları zaten sınırlı olacak. Biz de önemli gördüğümüz lokasyonlarda yer almış durumdayız. Geçtiğimiz 3 yıl hem satışta hem metrekarede büyüdük. YKM ile Boyner’in entegrasyon süreci tamamlanmak üzere. YKM’yi satın aldıktan sonra mağaza renovasyonları büyük ölçüde geçen yıl tamamlandı.

YKM’de yenileme devam ediyor mu? Bir lansman söz konusu mu?
Hayır, şu anda yeni bir lansmana ihtiyaç duymuyoruz. Belli başlı mağazalarda satın alımla birlikte renovasyon yaptık. Hem Boyner hem YKM, 2 ayrı marka olarak varlıklarını sürdürecek.

Burada yeni büyük mağazalar, bir atak beklemeli miyiz?
Grup olarak tüm markalarımızda, mağaza ortalamalarında daha büyük metrekareye ulaşmak istiyoruz. Örneğin Beymen Zorlu 10 bin metrekareye yakın bir mağaza. Buna benzer mağazalarla büyümek istiyoruz.

Zorlu’dan memnun musunuz?
Beymen Zorlu, büyüklüğüyle bizi ürün çeşiti, fiyat aralığı ve servis olarak daha demokratik bir mağaza hizmeti verme imkanına ulaştırdı.~
Yeni satın almalar var mı ajandanızda?
Satın almalar, rekabet ve coğrafi olarak avantaj sağladıkça hep gündemimizde olacak. Yurtdışı pazarlara her zaman fırsat olarak bakıyoruz. Şu anda bulunduğumuz Kahire ve Erbil’deki tecrübelerimizden memnunuz. Avrupa pazarında Türk yatırımcıları için fırsat olabilecek markalar var. Onlardan birkaçıyla ilgileniyoruz.

Boyner çok yeni ve yaratıcı fikirlerin çıktığı bir grup. Bu anlamda bu ilgilendiğiniz satın almalar farklı sektörlerde mi yoksa yine perakendede mi?
Bizim için nihai olarak sokaktaki müşteriye ulaşmak önemli. Müşteriyi ilgilendiren her konu bizim için stratejiktir. Hem sadık 13 milyon müşterimize daha fazla ulaşmak hem de yeni müşteriler bulmak bizim için en önemli hedeftir. Bizim için yeni dönemde yeni sektör olmayacak. Mevcut alanlarımızda müşterilerimize odaklanarak devam edeceğiz.

Peki yatırımı düşünmeseniz de dikkatinizi çeken ilgilendiğiniz sektörler var mı?
Melek yatırımcı olarak ben teknoloji ve temiz enerji projeleriyle ilgileniyorum. Bu iki alanın gittikçe sanayi ülkesi olmaktan çok hizmete odaklanan Türkiye için çok önemli olduğuna inanıyorum.

Rekabetçi olabilmek için Türkiye’nin daha yüksek katma değerli ürünler üretip pazarlayabiliyor olması şart. Bu, hem cari açık sorununu azaltmak hem de orta gelirli ülke tuzağından kurtulmamız için şart.

Şu anda ajandanızda neler var? Nelere öncelik vereceksiniz?
Grupta önceliğimiz, insan kaynağına ve yenilikçiliğe yatırım olacak. Beklentileri farklı yeni bir nesil geliyor. O kadar hızlı bir değişim var ki sürekli yeni ve gelişmiş bir işgücüne ihtiyacımız var. O açıdan sürekli olarak yeni insanlara, genç insanlara yatırım yapmalıyız.~
Grup içindeki insan sermayesini geliştirmek, üst yönetimimizin de en önemli önceliği. Hem yatırımcı hem tüketici ekosistemi hızla değişiyor. Karar süreçleri hızlanıyor, şeffaflık kaçınılmaz hale geliyor. Tüm ekonomiler sürekli karşılıklı etkileşime açık.

İnternete şu veya bu sebeple sansür gündemde ama bugünün dünyasında ve teknolojinin geldiği yerde bilgi akışını ve insanların kararlarını bir dereceye karar yönlendirebilirsiniz.

Teknoloji ve yenilikçilik açısından bir yatırımdan söz edebilir miyiz?
Bizim açımızdan hem bilgiyi yönetme hem elimizdeki bilgiyle yeni iş ve hizmet süreçleri, hem de yeni ürünler üretmek için teknoloji yatırımları büyük önem taşıyor.

Grupta stratejik planlarla mı çalışıyorsunuz? Yoksa belirlediğiniz başka bir disiplin mi var?
Strateji ve finansal riskleri yönetmek açısından 5 yıllık planlarla çalışıyoruz. Bu planlar çerçevesinde insan kaynağına yatırım yapıyoruz. Diğer taraftan perakende gibi piyasaya çok duyarlı bir sektörde, günlük bazda mikro yönetim de risk yönetiminde çok önemli bir hale geliyor. Yani ikisini eşanlı yapmak durumundayız.

3 milyar cirodan bahsettik. Bu ciroyla ilgili gelecek hedefleriniz nelerdir?
Genelde biz hep kendimize Türkiye’nin büyümesinin önünde bir büyüme hedefi koyarız. Genelde gerçekçi olmakla birlikte, kültürümüz yüksek hedeflerle çalışma üzerine kuruludur. 2008 krizi dünyada çok etkili olan bir krizdi, sonrasında tüm piyasalarda bir düşüş oldu ama grup cirosunu son 6 yılda 2 katına çıkardı. Bunu bir gösterge olarak alabiliriz.

TÜSİAD Başkanlığı deneyiminin, sonrasında işinize bir katkısı oldu mu?
Kişisel gelişimim, dünyaya bakışım, insan ilişkilerine yaklaşımım açısından çok değerli bir 3 yıl yaşadım. Bu gelişimin kişisel olarak iş performansıma yansıyacağına inanıyorum. Tüketici haklarından, sürdürülebilirliğe kadar benim TÜSİAD’da yaptığım çalışmaların da grupta bir izdüşümü oldu.~
Sosyal sorumluluk projelerinden bahsettiniz. Bunları daha fazla açabilir misiniz?
Yenilikçilikle ilgili bir proje hazırlıyoruz. Yazın sonunda bunu lanse edeceğiz. Amacımız Türkiye’de girişimciliğin, yeni fikirlerin önünü açabilmek.

Girişimciliği kapsayan bir proje mi olacak?
Evet, girişimciliği ve yenilikçiliği kapsayacak.

Boyner’in yeni ajandasında neler olacak?

1- Son 2 yılda satın almalar ve yeni projelerle Boyner Grubu’nda önemli değişiklikler var.
2- 3 milyar TL’yi aşan cirosu ve 13 milyonun üzerinde kayıtlı müşterisiyle perakende en hızlı büyüyen iş kolumuz durumunda.
3- Yeni dönemde grupta önceliğimiz insan kaynağına ve yenilikçiliğe yatırım olacak.
4- 2014’te sektörde yeni mağaza açılışları sınırlı olacak. Biz daha çok büyük metrekarelere odaklanacağız.
5- 2014, çok kolay geçecek bir yıl olmayacak. Ama biz büyümemizi yine yüzde 10’un üstünde tutacağız.
6- Satın almalar, rekabet ve coğrafi olarak avantaj sağladıkça hep gündemimizde olacak. Yurtdışı pazarlara her zaman fırsat olarak bakıyoruz.
7- Boyner Grubu, cirosunu son 6 yılda 2 katına çıkardı. Bu gelecek yıllar için bir gösterge olabilir.

'ORTA HALLİ DEMOKRASİ OLMAKTAN KURTULMALIYIZ'
SORUNLAR HEP VARDI

Türkiye 2001 krizinden çok önemli dersler çıkararak parlak bir 10 yıl yaşadı. Dünyada bugün değişen konjonktürün bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri artan ölçüde etkilediği bir ortamda, aslında temel bazı eksikliklerimizi gidermiş olsaydık, bu duraklamadan daha az etkilenebilirdik. Aslında son 5-6 yıldır Türkiye için temelde hep aynı yapısal sorunları konuşuyoruz.~
BAZI SORUNLARI ÇÖZEMEDİK
Türkiye'de yatırım ortamının kayıt dışı olması ve vergi politikası gibi sıkıntılar var. Türkiye'nin tasarruf oranı düşüklüğü ve enerji bağımlılığı nedeniyle cari açık problemi söz konusu. Özellikle son 3 yıla baktığımızda iç tüketimin, inşaat sektörünün ve devlet yatırımlarının sürüklediği bir büyüme modeli öne geçti. Ayrıca ihracatımızın yüksek bir oranı ithalata bağımlı.

KIRILGANLIK ARTTI
Tüm bunların yanı sıra sağlam bir finans sektörü, nispeten düşük bir hane borçlanması ve mali disiplin varken yargı/yürütme kavgaları, yönetişim sorunları, siyasi ve toplumsal gerginliğin vardığı boyut nedeniyle dünya kırılgan ülkeler ligine ulaştık.

Sıcak para bağımlılığı temel sorunlarımızı halletmedikçe, bizi küresel dalgalanmalar da etkileyecektir. Ancak bunun üzerine siyasi gerginlikler ve özellikle hukuk devleti ve yönetişim konusunda artan ve yayılan güvensizlik, hem tüketici güven endeksini hem de iç ve dış yatırımcıyı olumsuz yönde etkiliyor.

HUKUK CİDDİ ENGEL
Türkiye'nin hep hukuk sistemiyle ilgili sorunu oldu. Hükümetler değişse, anlayış veya ideoloji değişse de vatandaş ve devlet arasında güvenilir, öngörülebilir ve vatandaşı koruyan bir adalet sistemi tesis edilemedi.

Böylesine bir sistem gelişmiş ülkelerin olmazsa olmazıdır. Türkiye'nin ana sorununu ben burada görüyorum. Orta halli bir demokrasi olmaktan kurtulmadıkça, hukukun üstünlüğünü bir norm olarak sistemin temeli olarak inşa edemedikçe maalesef dalgalanmalara maruz kalmaya devam ederiz. Biz de son 5-6 aydır bunun iz düşümlerini yaşıyoruz.

"TÜSİAD DOĞRULARI SÖYLEYECEK Kİ GERÇEKLER GÖRÜLSÜN"

TÜSİAD HEP ELEŞTİRİLDİ
TÜSİAD’a yönelik eleştiriler, olağan şeyler haline geldi. Genelde siyasetçiler eleştiriyi duymak istemez. TÜSİAD’ın 41 yıllık geçmişinde bu hep var. Kurumsallaşmış iş dünyası, bu eksiklikleri söylemek zorunda ki bu gerçeklikler görülsün ve o yönde de düzenlemeler yapılsın. Üretim yapanlar, istihdam yaratanlar, emek üretenler neticede elini taşını altına koyuyor.~
MUHARREM BEY’İN DURUMU
TÜSİAD başkanlarının işi her zaman zordur. Her başkana aynı soru yöneltilir. Yeni başkanın işinin daha zor olduğu düşünülür, ama sonra başka bir tablo ortaya çıkabilir. Bunu hep gördük. Muharrem Bey ise görevine ve sorumluluklarına çok bağlı bir başkandır.

TÜSİAD ANADOLU’YU UNUTTU MU?
Bu konudaki eleştirilerin çok aslında yapay bir tartışma olduğunu düşünüyorum. Birincisi, İstanbul sermayesi diye bir şey olamaz. Çünkü TÜSİAD’daki en büyük girişimcilerin bile Anadolu’dan geldiğini biliyoruz. Ama son 10 yıldır Anadolu’daki mobilizasyon da iş dünyasını etkiledi.

Katma değer üreten bölgeler arttıkça iş dünyasında etkin üyelerin de kimliği ve geldiği coğrafya değişiyor, üretilen katma değere göre değişiyor. Bu doğal olarak TÜSİAD’a da yansımıştır. Bölgesel gelişmişlik farklarının azalması, üretilen katma değerin Türkiye’ye daha dengeli dağılımı önemli bir kazanım olacaktır


MELEK YATIRIMCILIK İŞİ NASIL GİDİYOR?
Daha aslında çok istediğim kadar değil. Çok proje görüyorum ve bir tanesine de para koymak üzereyim. Aslında hem istediğim kadar vakit ayıramıyorum hem de düşündüğüm nitelikte öneriler gelmiyor. Melek yatırımcılık başlı başına zaman isteyen bir şey... Ben şu ana kadar bunu yapmadım.

Bir yandan bazı alanlar için çok proje geliyor. Ama ben işe sadece para kazanmak olarak bakmıyorum. O nedenle melek yatırımcılığa farklı bakıyorum. Tabii ki insan koyduğu paranın karşılığını da almak istiyor. Ama ben esas olarak toplumdaki yeni fikirlere şans tanımak istiyorum. Toplumdaki dinamikleri etkileyecek projeler peşindeyiz.~
"PANİK VE KORKUYLA HAREKET ETMEYEN BİR İS DÜNYASIYIZ"
CESUR VE PRATİĞİZ
1985’te çalışmaya başladım ve kriz yönetimi iş hayatımın hep önemli bir parçası oldu. Türkiye bazen kendinden bazen de dışarıdan kaynaklanan krizlerle karşı karşıya kaldı. O açıdan Türkiye’de son derece dayanıklı, çözüm üreten, gelişmiş ve kurumsallaşmış bir iş dünyası da var. Biz cesur ve pratiğiz. Panik, korku ve kriz beklentisiyle hareket etmeyen bir iş dünyasıyız. Bir şekilde krizleri yönetmeyi biliyoruz.

KALICI YATIRIM ŞART
Ama ekonomiyi etkileyecek her türlü riski, eksiği de açıkça konuşup çare üretmek zorundayız. İş dünyasının işini hakkıyla yapması için yatırım ortamı çok önemli. Yatırım ortamında hukuk ve ekonomi birbirinden ayrılamaz. Hukukun öngörülebilir olmadığı bir ortam sürdürülebilir olamaz. Birtakım dalgalanmalar yaşar. Türkiye’nin istihdam yaratan ve kalıcı yatırıma ihtiyacı var.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz