Soğutalım derken durdurmayalım

Soğutalım derken durdurmamamız lazım" diyor.

1.06.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Soğutalım derken durdurmayalım

Ekonomiyi soğutma tedbirleri kapsamında munzam karşılıkların artırılması sadece konut sektörünü değil otomotivi de etkilemeye başladı. Çünkü sektördeki satışların çok büyük kısmı kredili. Yılın ilk aylarında sektördeki 2011 tahminleri gayet iyimserdi. Bir milyona yaklaşmaktan bahsediliyordu. Ama artık beklentiler revize edildi. "Pazardaki küçülme en az yüzde 10 olur" diyen Toyota ALJ Group CEO'su ALİ HAYDAR BOZKURT, "800-850 bin adedi yakalasak iyidir" yorumunu yapıyor. "Otomotivin her şeyin tek sorumlusu gibi gösterilmesini hakkaniyetli bulmuyorum.Toplam kredilerde otomobilin payı sanıldığı kadar yüksek değil. Bence doğru sektörlere işaret etsinler Bozkurt, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi, merak edilen soruları yanıtladı.

1-ODD (Otomotiv Distribütörleri Derneği) verilerine göre geçen yıl 761 bin araç satıldı. 2011'e nasıl girildi?

-Geçen yıl satış rekoru kırıldı. Bu yıl için de önemli bir satış rakamı bekliyordum. İlk 4 aya baktığımızda yine çok iyi bir seyir görüyoruz. Yıl sonu satışlarının geçen yılı geçmesi çok yüksek bir ihtimal. Tabii bu şekilde devam ederse... Açıkçası ilk aylardaki rakamları görünce 900 bini zorlayacağımızı düşünüyorduk. Ama son dönemde alınan ekonomik önlemlerden, daha doğrusu "ekonomiyi soğutucu" tedbirlerden bizim sektörümüz de çok ciddi etkilenecek.

2-Munzam karşılıkların artırılması satışları etkilemeye başladı mı?
-Tabii ki etkiliyor. Ama şimdiden net bir rakam veremeyiz. Çünkü çok yeni bir uygulama. ODD rakamları açıkladığında daha net ortaya çıkacak. Asıl etkilerini ise bundan sonraki aylarda göreceğiz. Çünkü artık bankalar daha zor kredi vermeye başladı. Daha seçici davranıyorlar.

3-Peki sizce satışlarda ne kadarlık daralma olur?
-Başka önlemler alınmazsa, sadece bu kadarla kalınırsa yıl sonu hedeflerden en az yüzde 10'luk bir pazar kaybı olur. Ama ek önlemler alınırsa bu azalma tabii ki daha fazla olacaktır. Zaten alınan kararlarla ekonomide genel olarak belli oranda bir yavaşlama, soğutma sağlandı. Ama bu tedbirler yeterli görülecek mi yoksa ileriki dönemde soğutma çalışmaları artarak sürecek mi bilemiyoruz.

4-Sizce tedbirler bununla mı sınırlı kalır, devamı gelir mi?

-Söylemlere baktığımızda "Gerekirse yeni önlemler alırız" deniyor. Bu açıklamalar tabii ki düşündürücü. Bu ne demek? Bugünkü hız devam ederse belki de munzam karşılıkları daha da artıracaklar ya da başka uygulamalar devreye sokacaklar.

5-Sektörünüzdeki satışların ne kadarı kredili yapılıyor?
Çok önemli kısmı kredili. Toyota olarak bizim satışlarımızın yüzde 70-75'i banka kredisiyle oluyor. Ama bu oran adetsel satışlar üzerinden.~

6-"Bankalar daha seçici davranıyor" dediniz. Eskiye oranla kredi taleplerinin ne kadarı reddediliyor?

Önemli oranda artış var. Zaten bayilerimizden ve tüketicilerimizden gelen en büyük şikayet bu. Artık kredi talepleri daha zor onaylanıyor. Benim tahminin yaklaşık yüzde 30'u reddediliyor. Ayrıca verilen kredi miktarları da düşüyor. Örneğin tüketici 30 bin TL istiyorsa 20 bin TL veriliyor.

7-Sizce neden otomotiv sektörü bu kadar öne çıktı?
-Bu işin yani hızlanmanın tek sorumlusu otomotiv sektörüymüş gibi bir algı var. Çünkü otomotiv, ihracat miktarı nedeniyle çok önde bir sektör. Göz önünde olduğumuz doğru ama ekonomiye de çok büyük artılar katıyoruz. En fazla ihracat katkısını biz sağlıyoruz. Bayiliklerimizden fabrikalarımıza kadar çok geniş bir yelpazede istihdam sağlıyoruz. Bugün Türkiye'de dolaylı ve direkt vergi gelirlerinin yüzde 23'ü otomotiv ve türevlerinden geliyor. Ekonomiye bu kadar katkısı olan bir sektörün olumsuzluklar olduğunda sanki tek sorumluymuş gibi parmakla işaret edilmesi çok hakkaniyetli gelmiyor bana. Bu bakış açısını çok doğru bulmuyorum. Rakamlara bir bakmak lazım. Tüm kredi kullanımları içinde otomotiv kredisine bakılsın. Aslında bizim aldığımız pay gerçekten düşük. Yani sektörümüz tüm bu hızlanmanın müsebbibi değil. Biraz daha doğru sektörleri işaret etmek lazım.

8-Alınan tedbirlerin olumlu yansımaları da olacak mı?
Elbette ki ekonominin sağlıklı ve istikrarlı bir hale gelmesi sektör olarak istediğimiz bir şey. Sonuçta biz de bir yıl rekor satışlar yapmayı, ertesi yıl düşüş yaşamayı istemeyiz. O nedenle alınan bu kararları kalben destekliyoruz. Nereye gittiğimizi görelim istiyoruz. Bu anlamda kesinlikle destekliyoruz. Sadece çok dikkatli olunması gereken hassas bir denge var. Soğutalım derken durdurmamamız lazım.

9-Uzun yıllardır 1 milyon satış hedefi vardı. Bu hedef ne zaman yakalanır?
-Bu müdahaleler olmasaydı bu yıl belki 1 milyon olmazdı ama 900 bin olmasını bekliyordum. Ama artık yıl sonuna ilişkin tahminim, 800-850 bini yakalayabilirsek iyidir. 1 milyonluk pazar ise adım adım gelecek. Bugün Avrupa'da 5 kişiden birinin otomobili var. Oysa Türkiye'de 10'da 1 seviyesine bile gelemedik. Çok ciddi bir potansiyel var. Tüm bu nedenlerden dolayı 1 milyonluk pazarı yakın zamanda göreceğimize inanıyorum. Bence Türkiye'nin gerçek potansiyeli yıllık 1,5 milyon adettir. Ama vergi sistemimiz buna izin vermiyor. Bugün bir otomobilin üzerinde yüzde 60'lardan yüzde 117'ye kadar çıkan vergiler var. Avrupa'da bir otomobili alıyorsunuz. KDV'sini ödüyorsunuz. Bir de 80 Euro plakasını ödüyorsunuz, binip gidiyorsunuz. Bizde de aynı sistem olsa 40 bin TL'ye satın aldığınız bir otomobilin fiyatı 23-24 bin TL'ye düşer. İşte o zaman bırakın 1 milyonu, 1,5-2 milyona ulaşmak bile hiç zor olmaz. Bahsettiğimiz bu vergi düzenlemeleri kısa vadede sanki vergi kaybı yaratacak-mış gibi görünüyor ama orta vadede Türkiye'nin otomotiv üssü olma hedefi gerçekleşecektir. Artık Türkiye'nin global pazarda bir sektörün bayraktarlığını yapması gerekiyor. Otomotivde hala bir şansımız var. Bu şansı kaçırmamamız lazım.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz