Timuray'ın liderlik ilkeleri

Vodafone Grubu Ticari Operasyonlar ve Strateji Dünya Başkanı Serpil Timuray ile kariyerini, yeni projelerini ve global kariyer önerilerini konuştuk...

13.09.2018 12:50:000
Paylaş Tweet Paylaş
Timuray'ın liderlik ilkeleri

Ayçe Tarcan Aksakal

[email protected]

Geçen yıl dünyanın en güçlü 27’nci kadını seçilen Serpil Timuray’ın global kariyer yolculuğu 4,5 yıl önce Vodafone Türkiye’den grubun Londra’daki merkezine atanmasıyla başladı. 1,5 yıl önce grubun ticari fonksiyonlar ve strateji dünya başkanı olan Timuray, kariyerinin ilk yıllarında bugünkü konumunu hayal bile etmediğini söylüyor. “İlk çalıştığım şirketim P&G’de insan kaynakları ileride genel müdür olma potansiyelimin olduğunu değerlendirmişti ama kendime bu kadar uzun vadeli bir hedef koymamıştım” diyen Timuray, başarısında 4 yönetim stilinin etkili olduğunu söylüyor. Bunlardan ilkinin amaç ve misyon odaklı olmak olduğunu söyleyen Timuray, “Her işte çıtayı hep en yükseğe koydum” diyor. Yurt dışında kariyer yapmak isteyen Türk yöneticilere münazara ve stratejik düşünme becerilerini geliştirmelerini öneriyor. Timuray, geçtiğimiz yıl Vodafone markasının 33 yıllık tarihindeki en büyük relansmanı gerçekleştirdi. Bu kapsamda global ölçekte markanın sloganı değiştirildi ve logosu yenilendi. Vodafone Grubu Çeşitlilik Komitesi Başkanı da olan Timuray, gruptaki kadın çalışan sayısının artırılması konusunda da başarılı projelere imza attı. Bu sayede Vodafone doğum iznini 16 haftaya yükselten ilk kurum oldu. “Kadınlar için en iyi işveren olmayı hedefliyoruz” diyen Vodafone Grubu Ticari Operasyonlar ve Strateji Dünya Başkanı Serpil Timuray ile kariyerini, yeni projelerini ve global kariyer önerilerini konuştuk: 

Kariyerinizin başında kendinize nasıl bir hedef koydunuz? Bugünkü konumunuzu hiç aklınızdan geçirmiş miydiniz? 

 Kariyerime 1991’de P&G’de pazarlama departmanında başladım. O dönemde şirketin insan kaynakları değerlendirme sistemi ileride genel müdür olmaya uygun bir profilimin ve potansiyelimin olduğunu değerlendirmişti. Ancak, kendime bu kadar uzun vadeli bir hedef koymamıştım ve kariyerim boyunca kısa vadeli, mevki odaklı roller almak yerine beni zorlayan, geliştirecek rolleri tercih ettim. 

 Bugünkü pozisyonunuzu hayal etmiş miydiniz? 

 Açıkçası gerçekten hayal etmemiştim. Kariyerimde kendime uzun dönemli bir pozisyona geleyim diye hedefler koyan bir stilim hiç olmadı. 

Rakiplerinize göre hangi özellikleriniz hızlı yükselmenizi sağladı?

 Benim iş yaparken uyguladığım 4 yönetim stili var. Bunlardan birincisi, amaç ve misyon odaklı olmak. Şirketin çalışana, hissedara ve topluma katkısını eş değer olarak hedeflemek ve bu misyona yönelik bir iş planını kurgulamak önceliğim oldu. Her zaman marka stratejisini bu misyonu icra etmeye yönelik konumlandırdım. İkincisi ise her ne yapıyorsak çıtayı çok yukarı koymamız gerektiğine inanıyorum. Küçük artışlar yerine sıçrama yaratacak, uzun dönemli, cesaretli, risk alan, büyük hedef koyup büyük yatırım yaparak geri dönüşü de büyük getirecek iş planlarıyla çalışmak istedim. Üçüncü yönetim stilimi ise “Niye yapılamaz değil, nasıl yapabilirizi konuşmak” olarak anlatabilirim. Yaradılış olarak iyimser bir insanım. Gerçek başarıyı sağlamak için engeller yerine fırsatlara odaklanmamız ve kalıpların dışında fark yaratacak fikirlerin arayışında olmamız gerektiğini düşünüyorum. 

 Peki 4’üncü yönetim stiliniz nedir? 

 Ben değil, biz olarak düşünmek ve davranmak. Şirkette tüm pozisyonlardan gelen çok kültürlü, çok farklı bakış açılarına sahip ekiplerin bir araya gelerek fikir ürettiği, ortak hedef koyduğu, birlikte plan yaptığı ve bu planlar için bizzat sorumluluk aldığı bir yönetim sistemini benimsedim. Bu, 4 yönetim stilim beni özetliyor. 

 “Ben değil, biz olma” ilkesine yöneticileri ve çalışanları nasıl dahil ediyorsunuz? 

 Herhangi bir işe başlarken mutlaka o konuyla ilgili her kademeden, her fonksiyondan yönetici ve çalışanların bir araya gelerek bir fikir telakisinde bulunmasını sağlıyorum. Tepeden hedef koymak ve plan yapmaktansa, o planı oluşturacak, gerçekleştirecek kişilerin birlikte çalıştığı bir ortamı sağlamaya gayret ediyorum. 

 Kariyerinizde şans yardımcı oldu mu? 

 Kariyer planlaması bir matematik hesabı değil. Doğru zamanda, doğru yerde olmanın kariyere doğru ivmesi olabiliyor. Ancak, esas olan bir pozisyona atanmak değil, o pozisyona geldikten sonra gerekli yetkinlikleri sergilemek. Aksi taktirde şans dezavantaj ve başarısızlıkla da sonuçlanabiliyor. 

 Böyle baktığınızda şansınız var mıydı? 

 Kariyerime baktığımda doğru zamanda, doğru yerde olduğum görevler oldu.

~

İş hayatınızdaki dönüm noktaları nelerdi? 

 Birkaç tane dönüm noktası var, ancak geriye dönüp baktığımda en önemlisi Danone’dan Vodafone’a geçmem oldu. 

 Gıda sektöründen telekoma geçtiniz. Karar verirken zorlandınız mı? 

 Kariyerimde sadece 3 şirkette çalıştım. Danone’da o dönemde 7 yıllık genel müdürdüm. Ayrıca iyi bir performans noktasında ayrıldım. Şirket pazar liderliğine gelmişti ve grubun en hızlı büyüyen operasyonu olmuştu. Ancak Vodafone’un bir U dönüşüne ihtiyacı vardı ve bunu gerçekleştirmek çok önemliydi. 

 Vodafone Türkiye’den sonra globale gittiniz. Teklif kimden geldi? 

 Vodafone Grubu’nun dünya CEO’su Vittorio Colao’dan geldi. Kendisi yurt dışındaki bir önceki ve şu anki mevcut görevimi teklif eden kişidir. 

 Son 4,5 yılda Londra’daki global görevinizde neler yaptınız? 

 Türkiye’den sonra önce Vodafone Grubu’nun Avrupa dışındaki Afrika, Orta Doğu, Asya ve Pasifik bölgelerinin CEO’luğunu üstlendim. Yaklaşık 3 yıl bu görevi yaptım. Bu bölge, dünyadaki abonelerimizin yüzde 70’ini, toplam gelirlerimizin de yüzde 35’ini oluşturuyor. En önemlisi çok hızlı büyüyen bir coğrafya. Farklı yapıları ve şirketleri barındırıyor. Bu dönemde mesafelerin çok uzak olması nedeniyle son derece yoğun bir seyahat tempom vardı. Adeta uçakta yaşıyordum. Ardından icra kurulu toplantıları için Londra’ya geliyordum. Bu görev farklı liderlik yetkinliklerini kullanmamı gerektirdi. Çünkü artık bir ülkenin CEO’su değildim, CEO’lar bana bağlıydı ve büyük bir portföyü yönetiyordum.

Şu anki ticari operasyonlar ve stratejiden sorumlu dünya başkanlığı görevinize ne zaman atandınız? 

 1,5 yıl önce atandım. Bu görev çok daha fazla Londra bazlı, ancak yine ülke ziyaretleri yapıyorum. 

 Yeni görevinizin tam kapsamı nedir? 

 Bu görevde iki rolü bir arada yürütüyorum. Biri dünyadaki tüm ticari operasyonların yönetimi, diğeri ise strateji bölümünün idaresi. Ayrıca bütün bu operasyonlarda çalışan personelin gelişmesi, eğitimleri ve potansiyel değerlendirmelerinin sorumluluğu bende. Lisanslı olmadığımız 50 ülkedeki partner pazarlar da bana bağlı. 

 Bugünkü görevinizde ajandanızda hangi önemli konular var? 

 Ajandamda birinci önceliğim Dijital Vodafone Programı. Müşterilerimize en iyi dijital deneyimi sağlamak üzere tam kapsamlı bir transformasyon programı yürütüyorum. Gerçekten hem heyecan verici hem iş yapış şekillerimizi yenileyecek bir süreç olacak. Aynı zamanda müşterilerimizin dijitalleşen dünyada ürün ve hizmetlere çok daha kolay erişmesini sağlayacak. Ajandamdaki en önemli ikinci konu ise inovasyon. Önümüzdeki dönemde teknoloji alanında bugüne kadar yaşanmamış boyutta çok büyük değişiklikler ve yenilikler meydana gelecek. Bu yeniliklerin tüketici tarafından en kolay şekilde hayatlarına uyum sağlayacak hizmetlere dönüşmesi için bir program yürütüyoruz. Üçüncü öncelliğim ise data tüketiminin artırılması. 

Son dönemde sizi en çok heyecanlandıran ne oldu?

 Vodafone’un 33 yıllık tarihinde yaptığımız en büyük relansman oldu. Göreve geldikten 1 yıl sonra liderlik ettiğim bu projede markanın yeniden konumlanmasının yanı sıra slogan değişimini ve logonun yenilenmesini gerçekleştirdik. Yeni görevime geldikten sonra yaptığım global lansmanlardan biri de data tüketiminin demokratikleşmesi ve toplumun tabanına yaygınlaşmasıydı. Vodafone Pass ile çok önemli bir inovasyon yaptık. Bu sayede datayı volüm bazlı pazarlamak yerine aplikasyon bazlı pazarlamaya başladık. Datayı hangi amaçla kullanmak istiyorsanız, ona uygun Pass’ı alıyorsunuz ve endişe etmeden istediğiniz aplikasyonu kullanıyorsunuz. 

~

Yeni projeler arasında neler var?

 Başkanlığım döneminde tüketiciler için nesnelerin internetini “V by Vodafone” markası lansmanıyla yaptık. “V by Vodafone” markasıyla yepyeni bir ürün kategorisi sunuyoruz ve Vodafone dünyada ilk lanse eden şirketlerden biri oldu. V SIM adlı yeni ürün, sevdiklerimize ya da cihazlarımıza bağlanıyor, onları akıllı hale dönüştürüyor, böylece data transferini sağlıyor. Bu sayede sevdiklerinizi kontrol edip takip edebileceğiniz bir imkana kavuşturuyoruz. Ürün portföyümüzde ilk olarak küçük kedi ve köpeklerin takibini sağlayan V-Pet var. Globalde V-Oto, V-Bag ve V-Marketplace lansmanlarını da yaptık. V-Bag sayesinde seyahat ederken çantanızı takip edebiliyorsunuz. Bu tüm ürün kategorisinin önümüzdeki dönemde Türkiye’de de lansmanını yapacağız. Bu pazar, önümüzdeki dönemde çok büyüyeceğine inandığım yepyeni bir kategori olacak. 

 Ne kadar büyüyecek? 

 Önümüzdeki 5 yılda her hanede 50 nesne ve cihazın birbirine bağlanacağı tahmin ediliyor. Bu kategorinin 8 milyar dolarlık bir pazar olacağı öngörülüyor.

Aynı zamanda stratejinin başındasınız. 5 yıl sonrası için stratejiniz nedir? 

 Vodafone önümüzdeki dönemde kendini “gigabit toplumuna” hazırlayan bir stratejik program icra ediyor. Önümüzdeki dönemde 5G teknolojisinin hayata geçirilmesiyle birlikte çok farklı kullanım alanları olacak. Biz de şu anda kendimizi 5G sürecine hazırlıyoruz. Büyük verilerin anonim bir şekilde kullanılarak toplumsal faydaya dönüştürülmesi mümkün. Bilgilerin anonimleştirilerek, veri havuzuna katılması ve makineye öğretilerek yapay zekanın kullanılmasıyla önümüzdeki dönemde çok büyük faydalar sağlanabilir. Bu da önümüzdeki dönem için stratejik çalışmalarımız arasında yer alan bir konu olacak. 

 Telekomünikasyon sektöründe Türkiye ile Avrupa arasında fark var mı? 

 Türkiye’deki telekomünikasyon ağının mobil şebekede oldukça iyi bir noktada olduğunu görüyoruz. Data kullanımı açısından bakıldığında Türkiye önemli bir büyüme hızında ancak hala gidecek yol var. Akıllı cihaz sahiplik oranını artırmak gerekiyor ki daha fazla insan daha fazla erişime sahip olsun. 

 Bundan sonraki hedefiniz nedir? Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musunuz? 

 İşime odaklıyım, gelecekte de hedefim profesyonel olarak devam etmek. Vodafone’un önümüzdeki dönemde dijitalleşen yaşamda hem tüketicilerine etkin bir şekilde yardımcı olmasını hem de ticari performansını artırmasını bekliyorum. 

 Grup Türkiye’ye nasıl bakıyor? Türkiye’nin performansından memnun mu? 

 Türkiye’nin performansından son derece memnunuz. Türkiye çok önemli pazar. Grup içinde servis gelirleri açısından 8’inci büyük operasyonumuz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye’ye yatırım programımız devam edecek. Türkiye aynı zamanda birçok inovasyonumuzun ilk lansmanının yapıldığı ülkelerden biri. Dijital Vodafone Programı’na 6 ülkeyle başlıyoruz, bunların arasında Türkiye de var. 

 Vodafone Türkiye’nin yönetim kurulu başkanısınız. Türkiye pazarında hedefiniz nedir? 

 Türkiye’nin benim için her zaman ayrı bir yeri var. Vodafone Türkiye’nin yönetim kurulu toplantılarına başkanlık yapıyorum. Türkiye’yi yakından takip etmekten memnuniyet ve gurur duyuyorum. 

Pazarda nasıl bir gelişim bekliyorsunuz?

 Türkiye GSM pazarının önümüzdeki dönemde büyümeye devam edeceğini öngörüyorum. Özellikle data kullanımında çok iyi bir performans sergiliyor. Bu performansın devam edeceğini ve yeni teknolojilerin lansmanıyla yeni gelir alanlarının artırılacağını düşünüyorum.

~


“YENİDEN ÖĞRENMEYE ÇOK MESAİ HARCIYORUM”

BİLDİKLERİMİZİ UNUTMALIYIZ”
Dijital dönemde hepimizin bütün yetkinliklerimizi yeniden öğrenmemiz gerekecek. Hatta öncelikle öğrendiklerimizi unutacağız sonra tekrar öğreneceğiz.
“GENÇLERDEN ÖĞRENİYORUM” Yeniden öğrenme konusunda oldukça mesai harcıyorum. Özellikle genç ve konusunun uzmanı arkadaşlarımızdan eğitim alıyorum. Her hafta bir konuyu ele alıp o konunun uzmanı arkadaşımla oturup çalışıyorum.
“DÜZENLİ EĞİTİM ALIYORUM” Bir gün veri mühendisleri, bir gün dijital pazarlama uzmanlarımızla çalışıyorum. Sosyal medyada ilanların nasıl verildiğine bakıyorum. Başka bir hafta ise online satışla dükkan içindeki bağlantının nasıl olduğuna bakıyorum. Ayrıca grup içinde benim bölümümün yaptığı eğitim modüllerimiz var. Bu modülleri takip edip eğitim alıyorum.



“TÜRK YÖNETİCİLERİ GLOBALE TRANSFER ETTİK”

“YETENEK HAVUZU” 
Vodafone Türkiye başarılı bir performans sergilediği için burayı yetenek havuzumuz olarak görüyoruz. Türkiye’deki profesyonellerimizin de yurt dışında görev alması beni ayrıca çok mutlu ediyor. Bugüne kadar Vodafone Türkiye’den yaklaşık 80 yöneticiyi globale transfer ettik.
KÜRESEL PROFESYONEL Yurt dışında yönetici olarak üst düzey pozisyonlarda çalışabilmek için öncelikle küresel bir profesyonel olabilmek gerekiyor. Çok kültürlü bir bakış açısı ve farklı kültürlere yatkın olmak, onları anlamak için çaba sarf etmek çok önemli. İkincisi ise iletişim yeteneği. Sadece dil kabiliyeti olarak değil gerçekten kendini iyi ifade etmek gerekiyor. İletişimde empati kurabilmek önemli. Başka bir önemli konu da hem şirket içinde hem dışında etkin ve güven bazlı ilişki ağları kurabilmek.



“ÇEŞİTLİLİKTE ÖNCELİĞİMİZ KADINLAR”

İSTİHDAM DENGESİZ
İş hayatında çeşitliliğin sağlanmasındaki en önemli dengesizliklerden biri kadın çalışan ve kadın istihdamı konusu. Grup içinde başkanlığını yaptığım Çeşitlilik Komitesi’nde bu nedenle önceliğimizi kadınlara veriyoruz.
“KADINLAR İÇİN EN İYİ İŞVEREN” Uzun dönemde grup olarak kadınlar için en iyi işveren olmayı hedefliyoruz. Bu çalışma ortamının sağlanmasına yönelik geçtiğimiz dönemde birkaç projenin lansmanını yaptık. Yeni mezun alımında yüzde 50-50 kadın erkek eşitliğini kriter olarak belirledik ve bunu koruyoruz.
“DOĞUM İZNİNİ 16 HAFTAYA ÇIKARDIK” İki yıl önce globalde doğum iznini 16 haftaya çıkararak yeni bir doğum politikasına öncülük ettik ve bu politikayı lanse eden ilk kurum olduk. Doğum iznini tamamlayan kadın çalışanlarımıza 6 ay boyunca haftanın 4 günü çalışma, ancak 5 günlük ücret alma imkan verdik. Bugüne kadar 4 bin kadın ve aile bu programdan faydalandı.
KADINLAR İÇİN RECONNECT PROJESİ Geçen yıl Reconnect projesine başladık. Bu projede amacımız kariyerini bırakmış kadınların tekrar istihdama kazandırılmasını sağlamak. Amacımız 2020’ye kadar kariyerine ara vermiş 1.000 kadını istihdam etmek.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz