Yeni sektöre girmem, enerjiye hayır demem

Ertuğrul Kurdoğlu’yla özel sektörün dünü ve bugününü, holdingin değişim sürecini ve yeni yatırım planlarını konuştuk.

1.03.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeni sektöre girmem, enerjiye hayır demem
Ata Holding’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Kurdoğlu, özel sektörde 50 yılını geride bıraktı. Geçtiğimiz günlerde “Ben buraya hayallerimle geldim” adlı otobiyografi kitabını çıkardı. Atatürk Barajı’nın ardından inşaat işlerine veda eden işadamı, çocuklarının da isteğiyle holdingin rotasını finans ve gıda alanlarına çevirmiş bulunuyor. Kurdoğlu, holdingin gelecekte büyümesinin gıda alanından geleceğini düşünüyor. “Eskiden ‘Bir köfte ekmek ile ne olur’ diyordum. Ama işin içine girdikten sonra muazzam derin bir iş olduğunu gördüm. A’dan Z’ye Burger King’in tüm ürünlerini düzgün şekilde biz üretelim istiyorum” diyor. Grubun yakın gelecekte önemli gıda yatırımları gerçekleştireceğini söylüyor. 2012 yılında 1 milyar doları aşan cirosuyla 7  ülkede 20’den fazla şirkete sahip olan Ata Holding’in kurucusu Ertuğrul Kurdoğlu, özel sektörde 50’nci yılını geride bırakmış bir müteahhit. Kurdoğlu’nun 1961’de başlayan özel sektör serüveninde Atatürk Barajı ve Hidroelektrik Santralı bir dönem noktası oluşturmuş. Kurdoğlu, o dönemde Türkiye’nin o günkü şartlarında zorlandığını kabul ediyor ve “Tabii o yıllarda zorlandığım olmuştu. Özellikle barajın yapımında, temel malzeme seçimine çok zor karar verdim. İhale 10 yıllıktı, biz 8,5 yılda bitirdik. İmkansızı başardık” diyor. Atatürk Barajı sonrası ise Kurdoğlu, çocuklarının da isteğiyle iş hayatında kendine yeni bir yol çizmiş. Türkiye’nin bugünkü ekonomik gidişatından ve Türklerin yurtdışında taahhüt işlerinde gösterdikleri başarından da memnun olduğunu belirten Kurdoğlu, Ata Holding’in büyümesinin TAB Gıda tarafından gerçekleşeceğini düşünüyor. “Eskiden ‘Bir köfte ekmek ile ne olur’ diye düşünüyordum. Ama işin içine girdikten sonra muazzam derin bir iş olduğunu gördüm. A’dan Z’ye Burger King’in tüm ürünlerini düzgün şekilde biz üretelim istiyorum” diyor. Bu amaçla da TAB Gıda 2013’te süt, ekmek, et ve dondurma alanında 7-8   fabrika yatırımı yapmayı planlıyor. Ayrıca 2013’te Türkiye genelinde 4 markada 150 restoran ve Çin’de de toplam 200 yeni Burger King restoranı açılması planlanıyor. Çin’de 5 yıl içinde ise restoran sayısını 1.000’e çıkarma hedefleri var. Ata Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Kurdoğlu’yla özel sektörün dünü ve bugününü, holdingin değişim sürecini ve yeni yatırım planlarını konuştuk...~

Capital: 1961 ’de özel sektörde çalışmaya başlamış ardından da 1969’da kendi şirketiniz Seri İnşaat’ı kurmuşsunuz. O yıllarda şirket kurmanın, girişimci olmanın ne gibi zorlukları vardı?
- Evet, mektebi bitirdikten sonra 4-5 yıl İller Bankası’nda çalıştım. Ardından 2 yıl askere gittim ve karayollarında Samsun bölgesinde mühendis oldum. Bir yol inşaatı firması teklif yaptı, ilk olarak özel sektörde orada çalışmaya başladım. Çorum-Çelikli yolunu, Elazığ’da bir karayolu ve demiryolu inşaatını yaptık. O dönemde de bir mühendis olarak Keban Barajı inşaatını sık sık incelerdim. 1969’da da kendi şirketimi kurdum. Şirket çok şanslı oldu, sırayla çok güzel işler aldık ve iyi para kazandık. Ben stajımı, memurluğumu ve şef müteahhitliğimi de karayollarında yaptım. Hiç su işlerine adım atmışlığım yoktu. Baraj inşaatında tecrübeli 2 arkadaşımın şirketi EnerjiSu ve Palet İnşaat ile ortaklık kurarak Atatürk Barajı ihalesine girdik. Tabii o yıllarda zorlandığım oldu. Özellikle barajın yapımında, temel malzemeleri kum ve çakıldan ziyade bazalt olarak geçmekte çok zor karar verdim. İhale 10 yıllıktı, biz 8,5 yılda bitirdik. İmkansızı başardık. Bakınız; dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ifadesidir: Biz 6 Keban ve 1 Karakaya Barajı’na eşit büyüklükteki Atatürk Barajı’nı aynı sürede bitirdik. Bu çok zordu.

Capital: O dönemin iş dünyası ile bugünkü arasında nasıl farklar görüyorsunuz peki?
- Patronlar, yöneticiler hep aynı... İşadamı her zaman işini düşünür. Ama iş dünyasında bugünkü gençleri daha dinamik buluyorum. Zamanımızda biz emir kuluyduk. Hocalar, yöneticiler bize empoze ederlerdi, biz kuzu kuzu yapardık. Bugünkü gençler öyle değil. Fikirlerini söylüyor, haklarını arıyorlar. Bu benim hoşuma gidiyor, gençler daha hızlı ilerliyor. Türkiye’nin bugünkü ekonomik gidişatını da çok beğeniyorum. Hükümetin ekonomide çok büyük faydalar sağladığı aşikar. Ben globalliğin artı değer getirdiği görüşündeyim. Aslında, Türkiye’nin kendini globalleşmeyle birlikte çok iyi noktalara götüreceğine inanıyorum.

Capital: İnşaat sektöründe neler değişti bu süreçte?
- Bizim mühendis grubu çok çalışkandır. Bizim dönemimizde de çalışkandı, işlere atılma istekleri vardı. Ama şimdi teknolojinin de etkisiyle işlerin süratlendiğini görüyoruz. Şimdi çok daha iyi, daha müteşebbis Türk işadamları var. Dünyada Çin’den sonra en büyük inşaat işlerini Türk şirketleri alıyor. Ülke olarak çok iyi ilerledik. Yalnız ben bugün bir yanlışlık görüyorum. Türkiye kan kaybediyor. Köprü, yol inşaası sözü veriliyor ama o projeler için para yok. Bu yüzden projeleri zamana yayıyorlar, bu da ölü yatırım haline geliyor. Oysa ülke için bu yatırımların bitip faydalı hale gelmesi lazım. Normal koşullarda 2 yılda bitirilmesi gereken iş, 10 yıla yayılırsa o projeden fayda sağlanmıyor. Dünyada ise inşaat işleri çok hızlandı. Bizim bugün Rusya’da, Arap ülkelerinde çok başarılı olmuş müteahhitlerimiz var. Benim oğlum Erhan da 1990’larda Rusya’ya gitti, bina inşaatları yaptı. Zamanında biz dünyadaki en büyük makine parkına sahiptik.~

Capital: Peki siz Atatürk Barajı sonrasında da inşaat alanında çalışmaya devam etmediniz mi?
- Atatürk Barajı’nı tamamladıktan sonra Ürdün’de Lut Gölü’nde enerji üretimi için seddeler inşa ettik. Ancak inşaat sonrası kendi yanlış kullanımlarından dolayı iş uzadı 12 yıldır bu projeyle ilgili dava devam ediyor. Rusya’da ve Sibirya’da da işlerimiz oldu. Sonrasında zaten oğullarım işleri devraldılar. Gıda ve finans sektörüne yöneldik. Sektörel konsantrasyonumuz değişti.

Capital: Bugün Ata Holding, ağırlıklı olarak finans ve gıda alanlarında faaliyet gösteriyor. Bu alanlara geçiş nasıl oldu? Çocuklarınız mı başka alanlara girmek istedi?
- Tabii, o dönemde oğullarım Erhan ve Korhan büyüdü. Aslında ikisi de inşaat mühendisliği tahsili yaptı. Amerika’da okuduktan sonra şantiyelerimizde de 6-7 ay kaldılar. Ama ikisi de “Biz inşaat işi yapmayacağız” dedi. Kendi alanlarına yöneldiler. Erhan gıda tarafını seçti, Burger King’in başına geçti. Korhan ise Ata Yatırım’ın başında, finans işleriyle uğraşıyor. Kızım Tuna da moda markası Escada’nın Türkiye’deki temsilciliğini aldı. Üç çocuğum da işlerinde çok önde giden insanlar oldular.

Capital:  Ama siz de bu farklı alanlara kaymayı istediniz değil mi?
- Ben Atatürk Barajı ihalesini 50 yaşımda aldım, 60 yaşımdan evvel bitirdim. 60 yaşından sonra insanın gücü de kalmıyor. Bunu da bilmek lazım. Atatürk Barajı’nda biz hiç kâr düşünmedik, bu işi en kısa zamanda, en kaliteli şekilde nasıl tamamlarız diye çalıştık. Ondan sonra çocuklarım yeni sektörlerde atılım gerçekleştirdiğinden holdingi yeniden şekillendirdik. Holdingde bu geçiş ben Atatürk Barajı için çalıştığım yıllarda oldu.

Capital: Çocuklar arasında işlerin dağılımlı nasıl oldu? İş paylaşımını nasıl oturtunuz?
- Zaman içinde doğal olarak oluştu. Korhan, Columbia Üniversitesi’nde finans üzerine master yaptı. Ardından Ata Yatırım’ı kurdu. Onun yönetimindeki teknoloji şirketimiz Tradesoft bugün Türkiye’de pek çok şirketin ve hatta bankaların finansal ve teknolojik altyapı yazılımlarını sağlıyor. Erhan da Burger King’i ikna ederek markayı Türkiye’ye getirdi. Kızım Tuna da hazır giyim tarafında Escada markasının Türkiye temsilciliğini aldı.

Capital: Bugün holdingin kararlarında ne kadar etkilisiniz? Çocuklarınız kararlarında size danışır mı?
- Ben neredeyse her gün işe gelirim. Ama artık günlük işlere pek karışmıyorum. Yönetim kurulu başkanı olarak attığım imzalarım var. Çocukların toplantılarına dinleyici olarak katılıyorum. Ama bana hep danışırlar, epey de dinlerler. Çok mühim kararlarda muhakkak fikrimi alırlar. İşte olduğum her gün çocuklarla öğlen hep beraber yeriz. Kararlarımızı, önemli işlerimizi burada konuşuruz. İşi eve taşımayız, zaten gerek de kalmıyor. Çocuklarıma çok büyük güvenim var. Finansman anlamında hiçbir zaman esirgemedim, ne gerekiyorsa yaptım.

Capital: Sanırım çok risk almayı sevmiyorsunuz .
- Tabii ben borcu seven bir adam değilim. Borçla iş yapmayı sevmiyorum. Ama gıda alanında yaptığımız tüm fabrikalar krediyle yapılıyor. Erhan başta çok hızlı büyümek istedi, ben onu frenlemeye çalıştım. Ama o doğruyu yapıyordu. Bugün dünyada Burger King’in pazar lideri olduğu tek ülke Türkiye.~

Capital: Bu durumda holdingde büyüme gıda tarafından geliyor öyle mi?
- Haklısınız... Holdingin 2012 yılı toplam cirosu 1 milyar doları aşıyor. Ağırlıklı olarak gıda, inşaat, mutfak ekosisteminden geliyor. Finansta-ki yüksek işlem hacmi, teknoloji, turizm ve tekstil-moda gibi işlerimizden geliyor.

Capital: Sizin hayal ettiğiniz holding tablosu bu muydu? Gidişattan memnun musunuz?
- Evet tabii. İşe bakış tarzım değişiktir. Ben bir işin yapılmasında çok büyük kâr aramam. Yeterli kadar kazancınız olsa kafidir. Ama işlerin entegre yapılmasını isterim. Bir işte A’dan Z’ye tüm taraflarıyla zinciri tamamlamayı severim. Burger King’de de entegre olarak çalışıyoruz. Eskiden ‘Bir köfte ekmek ile ne olur’ diyordum. Ama işin içine girdikten sonra muazzam derin bir iş olduğunu gördüm. A’dan Z’ye Burger King’in tüm ürünlerini düzgün şekilde biz üretelim istiyorum. Çocuklarıma hep şu yönlendirmede bulundum. “Türkiye gelişmekte olan bir memleket, satacağınız ürün çok ucuz olmalı. Hem steril hem de lezzetli olmalı. Siz bunları yapabilirseniz para kendiliğinden gelir” dedim. Ben hep ‘İşi en iyisiyle yapayım para da gelir’ diye düşünürüm. Her girilen yeni işte memlekete faydalı değilse yapmayalım derim. Biz Atatürk Barajı döneminde 600 milyon dolar eskalasyon parasını red ettik. Atatürk Barajı’nda kur farkından dolayı 70 milyon dolar kaybettik ama hakkımız olarak alacağımız 600 milyon doları almadık. Ben ‘Bu çok yüksek bir rakam, halkın cebinden çıkar’ diye düşündüm ve istemedim. Sonuçta şu bir gerçek ki hayatta doğruluktan ayrılmamak gerekiyor. Bir doğru her zaman yolunu bulur. Çocuklarımı bu telkinlerle yetiştirdim. Gençlere hep “Kimsenin hakkını yemeyin. Çok çalışkan olun” derim. Bunları yaptıktan sonra korkmayın, Allah her şeyi verecektir. Ben kendi iş hayatımdan bunu net olarak biliyorum. Maşallah çocuklarım da bu sözlerime uydular. Biz herkese, kendi mağazalarımıza da franc-hisee’lerimize de eşit davranırız. 4 markamız olan Burger King, Arby’s, Sbarro ve Popeyes da 700 aşkın restoranımız içinde mevcut sayısı 150 civarında olan franchisee’lerimiz bizden çok memnun. Çünkü, kimseye ayrı bir muamele yapılmaz. Kendi mağazalarımıza bir kuruş fazla yatırım yapmayız.

Capital: Hiç bugüne kadar ‘keşke bu alana da girseydik’ dediğiniz oldu mu?
- Ben dünyada en önemli işin enerji olduğunu düşünüyorum. Bu işe girmiş olmak isterdim. Biz 1990’ların başında 4-5 enerji işi için teşebbüs ettik. 1992’lerde baraj yapmak için çalıştık. Sonra enerji işlerini rafa kaldırdık, gıda ve finans alanlarına yöneldik. Ben bu yaştan sonra artık yeni bir sektöre girmem. Çocuklar bilir. Ama özellikle güneş enerjisinde yapılacak yeni bir buluşla iyi fırsat olduğunu düşünüyorum.~

Capital: Yakında yeni yatırım alanı var mı?
- Bana göre yeni sektörlere girmek şu an için zayiat olur. Ancak enerji işine, memleketin faydasına olacağı için ben “peki” derim. Yalnız şu anda holding olarak yeni bir alana girme isteğimiz ve planımız bulunmuyor.

"GIDADA BU YIL 7-8 FABRİKA KURACAĞIZ"
ÇİN KARARINI NASIL ALDIK?

Burger King’in dünyada en iyi olduğu pazar Türkiye... Burger King’e ilk 10 yılda ciddi yatırım yaptık. Gürcistan ve Makedonya’da Burger King’leri biz işletiyoruz. Ortadoğu pazarı karışık olduğu için burada lisans almak istemedik. Geçtiğimiz yıl Amerika’daki merkez, “Çin’i de size bağlayalım” dedi. Ben çocuklara “Bu zor bir iş, Çin pazarı için 15-20 yıl uğraşmak lazım. Oğlum siz 50 yaşına geldiniz, biraz yaşayın bunlarla uğraşmayın” dedim. Ama oğlum Korhan, “Global dünyadayız, yatırımlarımızı riski dağıtmak adına yaygınlaştırmalı ve global işadamı olmalıyız” dedi. O zaman sesim çıkmadı, “Peki. Ama dikkatli olun, çok riske girmeyin” dedim.
YÜZDE 40 KÂRI VAR
Gıda tarafında tüm ürünleri kendimiz üretmek için bu yıl 7-8 fabrika kurma kararı aldık. Patates, süt, ekmek, dondurma fabrikaları kuracağız. Örneğin patates fabrikası için 70 milyon TL yatırım öngörüyoruz. Bizim şu anda 2 ekmek fabrikamız var. Ancak burada pazar çok büyük, 10 fabrika da yapsanız yetmez. Yüzde 35-40 kâr marjı mevcut. Bizim markamızın adı da “Ekmek.” Ekmek alanında bu yıl 2 fabrika daha yolda...
YENİ GIDA MARKASI YARATIYORUZ
Ayrıca bu yıl gıdada yeni bir marka daha yaratıyoruz. Mevcut işlerimiz ve yeni marka için de et fabrikası kuracağız. “Usta döner” markasıyla pazara gireceğiz. Burger King, Arby’s, Sbarro ve Popeyes’lerle yurtdışı da dahil toplam 801 restoranımız var. Gıdada her yıl yüzde 20 büyüme gösteriyoruz. 2012 yılı büyüme oranımız yüzde 30 olacak.

HOLDİNGİN BASINDA İSİNİ HAKKIYLA YAPAN AİLEDEN BİRİ OLSUN'
HOLDİNGİN GELECEGİ

Holdingi işleteceklerin kabiliyetine bağlı olarak bir yön bulacaktır. Ama sanıyorum gıda tarafı ağırlıklı büyüyecek. Ben 50 yıl müteahhitlik yapmış bir adamım. Müteahhitlik ısmarlama elbise diken terziye benzer. Her işi aldığınız zaman ona göre sistemi kurarsınız. Bir proje bittiğinde tıpatıp benzer iş yoktur. Fabrikasyon üretim yaptığınız bir iş değildir. Ama gıda gibi işlerde fabrika üretiminde standartlar bellidir. O nedenle fabrikasyon çalışmalar benim daha çok hoşuma gidiyor. Holding de bu tarz işlerle büyüsün isterim.
AİLE YÖNETİMDE KALACAK MI?
Holding için belirlediğim hedef şu: Çocuklarıma bu holdingin ayakta durması için gerekli tedbirleri alın diyorum. Holdingin kurumsallaşması gerektiği düşüncesindeyim. İcrada ‘Siz olmasınız da profesyoneller idare edebilsin. Kurumsal olun’ öğüdünde bulunuyorum. Türkiye’de tüm büyük kurumlar aile şirketi. Aile şirketlerinin iyi iş yapmasını bildikleri ve doğrulara uydukları sürece ayakta kalacaklarına inanıyorum. O yüzden şirketin başında hakkıyla çalışacak aileden bir isim varsa çok daha iyi olur düşüncesindeyim.~
TORUNLAR VE AİLE ANAYASASI
Torunlarım da şirket bünyesinde çalışsınlar isterim. Bizde bir aile anayasasına lüzum yok diye düşünüyorum. İdare meclisimiz işleri yürütüyor. En büyüğü 17 yaşında 5’i kız 6 torunum var. Üçüncü neslin iş hayatına girmesine daha 15 yıl var. İleride bu konuyu düşünürüz.

Kurdoğlu’nu büyüten iş felsefesinin temelleri
1- Ben borcu seven bir adam değilim. Borçla iş yapmayı sevmiyorum.
2- Benim işe bakış tarzım değişiktir. Ben bir işin yapılmasında çok büyük kâr aramam. Yeterli kadar kazancınız olsa kafidir.
3- Türkiye gelişmekte olan bir memleket, satacağınız ürün çok ucuz, lezzetli ve steril olmalı. Bunları yapabilirseniz para kendiliğinden gelir.
4- Ben işlerin entegre yapılmasını isterim. Bir işte A’dan Z’ye tüm taraflarıyla zinciri tamamlamayı severim. Burger King’ de de entegre olarak çalışıyoruz.
5- Holdingin 2012 yılı toplam cirosu 1 milyar doları aşıyor. Ağırlıklı olarak gıda, inşaat, mutfak ekosisteminden geliyor.
6- Biz herkese, kendi mağazalarımıza da franchisee’lerimize de eşit davranırız. Kendi mağazalarımıza bir kuruş fazla yatırım yapmayız.
7- Dünyada en önemli iş enerjidir. Bu işe girmiş olmak isterdim. 1992’de baraj yapmak için çalıştık. Sonra enerji işlerini rafa kaldırdık, gıda ve finans alanlarına yöneldik.
8- Ben bu yaştan sonra artık yeni bir sektöre girmem. Ama özellikle güneş enerjisinde, yapılacak yeni bir buluşla, iyi fırsat olduğunu düşünüyorum.
9- Çocuklarıma çok büyük güvenim var. Finansman anlamında hiçbir zaman esirgemedim, ne gerekiyorsa yaptım.
10- Gıdada tüm ürünleri kendimiz üretmek için 7-8 fabrika kurma ve marka yaratma kararı aldık. 2013 yılı büyüme oranımız yüzde 30 olacak.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz