5 yılın dibindeyiz ama yabancı beklemede

Yeni dönemi ve yatırım stratejilerini Finans Yatırım Genel Müdürü Özgür Güneri ile konuştuk. Daha kısa vadeli ve dinamik olunması gereken bir dönemde olduğumuzu söyleyen Güneri, sorularımıza şu yanıtları verdi...

18.05.2014 16:42:460
Paylaş Tweet Paylaş
5 yılın dibindeyiz ama yabancı beklemede
Merkez Bankası’nın faiz oranını agresif şekilde artırarak yüzde 10’a çıkarması sonrasında piyasalarda sular duruldu gibi. Ancak seçimler ve yurtdışı gelişmelerin volatiliteyi yeniden artıracağını söyleyen Finans Yatırım Genel Müdürü Özgür Güneri, daha kısa vadeli stratejilerin belirlenmesini tavsiye ediyor.

Güneri, “Mevduat cazip olmakla birlikte BİST’te yaşanacak geri çekilmelerde hisse de alınabilir. Türk bankalarını da iskontolu buluyorum” diyor ve ardından da ekliyor: “Şu anki seviye hala son 5 yılın en diplerinde olsa bile uzun vadeli fonların, yatırım kararlarını bir süre daha erteleyeceği görülüyor.”

Geçtiğimiz yılın teması volatiliteydi. Mayıs ayındaki FED açıklamaları öncesinde pozitif ve dalgalı bir süreç yaşanmışken 22 Mayıs sonrası gelişmekte olan ülkelerde özellikle aşağı yönlü ancak yine volatil bir süreç yaşandı. Aralık ayından sonrada yine benzer bir seyir gerçekleşti.

Aralık ayının son haftalarında hem yurtdışı hem yurtiçindeki faktörlerin etkisiyle piyasalarda aşağı yönlü bir hareket başladı, Endeks 74.000 seviyelerinden gelerek yılı 67.800’de kapattı.

FED’in 2008 yılında başlayan ekonomik krize çare olarak uygulamaya koyduğu parasal genişlemede 2014’ün ilk ayıyla beraber azaltmaya gideceğini açıklaması ve bunun yurtiçindeki siyasi tansiyonun yükseldiği döneme denk gelmesi.

Türkiye’yi diğer gelişmekte olan ülke piyasalarından ayrıştırdı. Bu dönemde piyasanın merkez bankasından beklediği faiz artırımı kararının gelmemesi ve içerideki gerginliklerin devam etmesi, 2013 Aralık ayından itibaren artan dolar/TL kurunun tarihi zirvelerini görmesine neden oldu.~
Sonrasında da TCMB’nin faiz kararı geldi. Bu kararın ardından dolar kurunun ateşi sönmüş gibi görünüyor. Ancak bundan sonraki süreçte özellikle iç tarafta siyasi belirsizlikler devam ediyor. FED politikları da yakından izleniyor.

Bu ortamda, yatırım stratejilerini çok daha dikkatli belirlemek gerekiyor. Bu yeni dönemi ve yatırım stratejilerini Finans Yatırım Genel Müdürü Özgür Güneri ile konuştuk. Daha kısa vadeli ve dinamik olunması gereken bir dönemde olduğumuzu söyleyen Güneri, sorularımıza şu yanıtları verdi:

TCMB ’nin faizi yüzde 10’a çıkarması, piyasalarda suların durulmasına yetti mi?
Türkiye ekonomide, piyasalarda ve gelişmekte olan ülkeler arasında son yıllarda yaşadığı gelişimle artık sadece dış gelişmelerden etkilenen değil aynı zamanda özellikle gelişmekte olan ülke piyasalarını etkileyen bir noktaya geldi.

TCMB’nın attığı veya atmadığı adımlar, tüm gelişmekte olan ülke piyasaları üzerinde doğrudan yansımalar oluşturuyor. TCMB, ocak ayında yeniden ortodoks politikalara döndü ve tek seferde borçlanma faizlerini dikkat çekici oranda yukarı çekti. Bu da piyasaların durulmasına ve kurun gevşemesine sebep oldu.

Ancak endeks tarafında bir toparlanma henüz gerçekleşmedi. TCMB attığı adımla piyasaların önüne geçti ve kurda satım ihalelerinin de desteği ile TL’de bir toparlanma yaşadık. Mart ayının seçim ayı olması ve yurtdışındaki gerginliklerin de devam etmesi, önümüzdeki günlerde de volatilitenin devam edebileceğini gösteriyor.

Bundan sonraki süreçte yılın ilk yarısı için genel olarak yatırım araçlarında nasıl bir stratejisi izlenmeli?
Yılın ilk yarısı için uygun yatırım aracı tahmini yapmanın oldukça zor olduğunu düşünüyorum. Mevcut dalgalı süreçte 6 aylık süreç, strateji oluşturmak için oldukça uzun. Bu nedenle yarım yıllık bir strateji yerine daha kısa vadeli stratejiler oluşturulması gerektiğini düşünüyorum.~

Şu anda TL mevduat oldukça cazip bir alternatif olarak ön plana çıkıyor. Ancak portföylerin çeşitlendirilmesinin doğru olduğunu düşünüyorum. Seçim sürecine yaklaştıkça BİST’te yaşanacak olası geri çekilmelerde hisse senedinin yatırımcının risk profiline uygun olarak portföye eklenmesini öneriyorum.

Borsa, bundan sonra nasıl hareket eder? Aşağıda ve yukarıda nereleri görebiliriz?
Borsada seviye tahmin etmek gerçekten zor. Ben yatırımcılara seviyeden ziyade şirket bazında seçim ve değerlemeleri kendilerine baz almalarını öneriyorum. Mart ayındaki yerel seçimler ve yaz sonunda gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle 2014’te hareketli bir siyasi gündem bekliyoruz.

Borsa İstanbul’da artan faizler ve seçim süreci algısındaki yükseliş nedeniyle hedef fiyatlar aşağı yönde revize edildi. 2014 sonu BİST-100 Endeks tahmini şirket değerlemelerinden giderek hesaplandığında 81.500 gibi bir seviye ortaya çıkıyor.

Ancak ben bu tür tahminlerin yatırımcılara değerleme tarafında ipucu vermesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Öte yandan yaşanacak gelişmelerle bu seviyenin de üzerinin görülebileceğini düşünüyorum.

Döviz kurunda sular duruldu mu? Yoksa yeni şoklar yaşayacak mıyız?
Dövizde volatilitenin azaldığını ve suların şimdilik durulduğu söylenebilir. Ancak kurdaki hareketliliğin iki ana sebebi mevcut. İlk olarak içerideki gelişmeler, ikinci olarak da diğer gelişmekte olan ülkelerle birlikte gerçekleşen para çıkışları. ~
T.C Merkez Bankası’nın önlemlerinin oluşturduğu yatışma süreci, global olarak tüm gelişmekte olan ülkelerden yeni bir çıkış dalgası geldiğinde kurda yeni bir dalga yaratabilir. Bu durumda tekrar yukarı hareket görebiliriz. Ancak yeni bir gelişme olmadıkça dolar/TL kurunda 2,40 seviyesinin tavan olacağına inanıyorum.

Faizde beklenti nedir? Nasıl bir yatırım stratejisi izlenmeli?
Faiz oranlarındaki beklentinin tamamen global gelişmelere bağlı olduğunu düşünüyoruz. FED önlemleri yada yarattığı beklenti sonucunda tüm gelişmekte olan ülkelerden yeni bir ciddi çıkış dalgası gelirse bu faiz seviyesi yeterli olmayabilir ve TCMB yeni önlemler almak zorunda kalabilir.

Böyle bir gelişme yaşanmazsa mevcut seviyelerde en iyi ve güvenli yatırım aracı olarak yüksek mevduat faizleri görülüyor. Sağlam ve güvenilir şirketlerin çıkarttığı özel sektör
tahvilleri de iyi bir alternatif olabilir.

Altın yatırımı tavsiye eder misiniz?
Altına baktığımızda toplamda üç yılı kapsayan değer kazanımının tamamını geçen yıl geri vermiş bir yatırım aracıyla karşılaşıyoruz. Bu yıl bir düzeltme olması muhtemel. Türk yatırımcısı açısından altın fiyatlarının aynı zamanda kura da bağlı olması dalgalanmanın boyutunu da artıracaktır.

Türkiye piyasası şu anda rakiplerine göre iskontkolu mu?
Şu anki seviyelerdeki çarpanlara bakıldığında P/E bazında Türkiye, gelişmekte olan ülkelere göre yaklaşık yüzde 30 civarında iskontolu işlem görüyor. Bu seviyeler, 2008 kriz seviyelerinin üstünde olmasına rağmen 2011’de yaşanan Avrupa krizi seviyelerinin altında bulunuyor.~
Buna ek olarak Türkiye banka çarpanlarının seviyesi de gelişmekte olan ülkelerin bankalarına göre iskontolu. Ancak buradaki ana soru işareti, kâr tahminlerinin ne kadar olumsuz veya ne kadar olumlu bir şekilde yapıldığıdır.

Ben özellikle Türk bankacılık sektörünün kârlılığı üzerindeki olumsuz beklentilerin biraz fazla abartıldığını ve bu sebeple Türk bankalarının değerleme olarak iskontolu olduğunu düşünüyorum.

Yabancılar, gelinen seviyeler itibariyle Türkiye piyasasına nasıl bakıyor?
Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek cari açık veren ülkelerden biri. Ayrıca faiz oranlarına en duyarlı ülkeler arasında yer alıyor. Bu iki nedenden dolayı, özellikle yabancı yatırımcılar açısından FED kararlarına karşı en kırılgan ülkeler arasında yer alıyor.

FED’in tahvil alım programında azaltıma gidecek olması, bütün gelişmekte olan ülkelerin kurlarının değer kaybetmesine ve faiz Borsa oranlarının yükselmesine sebep oldu. Buna ek olarak da 2013 sonunda yurtiçinde yaşanan gelişmelerle kırılganlık bir miktar daha arttı.

TCMB’nın kurdaki hareketlerde faiz silahını ilk başta kullanmaması da yabancı yatırımcı tarafında beklentilerin bir miktar bozulmasına yol açtı. Bu gelişmelere ek olarak bir seçim sürecine girilmiş olması risklerin bir süre daha kalıcı olabileceğini gösteriyor.

Aslında sadece Türkiye değil, şu anda birçok önemli gelişmekte olan piyasada, kendine özgü olmakla beraber irili ufaklı sorunlar bulunması, diğer piyasalara da bir bulaşıcılık etkisi oluşturuyor.~
Yabancı yatırımcılar, gelinen seviyelerde alıma döndü mü?
Yabancı yatırımcılar genel hatlarıyla bir süredir karışık bir seyir gösteriyor. İlk etapta satış yönlü eğilim gösteren yatırımcılar, bir süredir daha sakin bir seyir içerisinde. Değerleme açısından iskontolu bir piyasayız.

Ancak bu iskontoya rağmen gelişmekte olan ülkeler arasında yabancı yatırımcılar tarafından en kırılgan ülkeler arasında görülüyoruz. İç politikadaki seçim süreci de buna eklenince yabancı yatırımcıların isteksiz görünmelerine yol açıyor. Bunu BİST-100 Endeksi’ne dahil hisselerdeki yabancı payı gelişiminden de görebiliriz.

Şu anki seviye hala son 5 yılın en diplerinde. Her ne kadar değerleme açısından ucuz olduğumuz kabul edilse de seçim süreci ve gelişmekte olan ülkelerdeki gelişmeler, hem serbest fonların hem uzun vadeli fonların yatırım kararlarını bir süre daha erteleyeceğini gösteriyor.

FİNANS YATIRIMIN ÖNERDİĞİ HİSSELER
RİSKLER KONTROL ALTINDA OLMALI

Siyasi risk primindeki artışın ve yükselen faizlerin değerlemeler üzerinde baskı yaratmaya devam etmesini bekleyebiliriz. Mart seçimlerine kadar volatilite yüksek kalabilir. Olası riskleri kontrol altında tutmak gereken bir dönem olacak. Hisse seçimlerinin ön plana çıkacağı bir yıl geçireceğiz.

HİSSE SEÇİMİ DİNAMİK YAPILMALI
Model portföyümüzde bugün itibariyle yer alan hisse senetleri; İş Bankası C, Vakıfbank, TSKB, Turkcell, THY, Migros, Ülker, Tekfen Holding ve Aksigorta. Bu model portföyü paylaşmakla beraber hisse senedi seçiminde de dinamik olunması gerektiğine inanıyorum.~
POZİSYONLARI YAKINDAN TAKİP EDİN
Ekonomideki aktörlerin, FED’in, dış ekonomik gelişmelerin, TCMB’nin atacağı olası adımların konjonktürde ciddi değişikliklere neden olabileceğini, bu nedenle hisse senetlerinin değişen konjonktüre farklı tepkiler verebileceğini düşünerek pozisyonları yakından takip etmek gerektiğini düşünüyorum.

EN DİBİ TAHMİN ETMEK ZOR
YURTDIŞINDA FED İÇERİDE SİYASET

FED'in tahvil alimlerini azaltarak likidite genişlemesini yavaşlatma ve sonlandırma süreci ile birlikte faiz politikalarına yönelik yönlendirmeleri piyasalarda önemli etki yaratmaya devam edecek. Avrupa'da borç krizinin olumsuz etkilerinin yavaş yavaş geride birakilmasiyla birlikte bölge ekonomilerinin iyileşme performansı ön plana çıkacak.

Asya'da özellikle Çin ve Japonya'da devam eden parasal gevşeme politikalarının ne derece etkili olduğu izlenecek. Türkiye'de ise siyasi gündemin piyasalar üzerinde ağırlığı sürecek.

KADEMELİ ALIM YAPILABİLİR
Hem global gelişmeler hem içerideki siyasi gelişmeler piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacak. Geçmiş tecrübe gösteriyor ki en dibi tahmin etmek gerçekten çok zor.

Dolayısıyla yatırımcılar en dibi bulmak yerine kademeli olarak değerlemeleri baz alan bir yatırım stratejisi uygularlarsa en dibe yakın yerlerden bir portföy oluşturma imkanı yaratmış olacaklardır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz